– Ey Nebi! Biz sana, mehirlerini verdiğin eşlerini seninler birlikte hicret eden kimsesiz hanımlardan, seninle birlikte hicret eden amca ve halakızlarını, dayı ve teyzekızlarını, nikâhlamana izin verdik. Bir de mehir talebi olmaksızın nebiye eş olmak isteyen nebinin de kendisiyle evlenmeyi kabul ettiği mümin hanımları da helal kıldık. Ancak bu son hüküm, müminlere değil yalnız sana mahsustur. Müminlerin eşleri ve malik oldukları ile ilgili hükmümüzü daha önce bildirmiştik, zorluk çekmeyesin diye senin için özel hükümler koyduk. Zaten Allah eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet sahibidir.
33. Ahzab Suresi / 50.ayet
Ahzab 50 ayeti için diğer mealler.
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Ey Peygamber, mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın ganimet olarak sana ihsan ettiği ve senin de temellük ettiğin cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin, seninle beraber yurdundan göçen kızlarını helal ettik sana. Bir de inanan bir kadın, kendisini Peygambere bağışlar da Peygamber de dilediği takdirde onu nikahla almak isterse bu, yalnız sana helaldir, başka inananlara değil. Sana bir güçlük olmasın diye onlara, eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında ne farz ettiğimizi de gerçekten bildirdik ve Allah, suçları örter, rahimdir.
(Ahzab 50)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Ey Peygamber (A.S), gerçekten Biz Sana (nikâh) ücretlerini (mehirlerini) verdiğin (kendi) hanımlarını ve Allah'ın Sana ganimet (özel bir nimet ve kısmet) olarak verdiklerinden sağ elinin malik olduğu (özel nikâh sözleşmeli kadınlar) ile Seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını (bunlardan biriyle ve karşılıklı uygun bulmak üzere evlenmenizi) helâl kıldık; bir de, kendisini Peygambere hibe eden (Allah rızası için Efendimizin hizmetinde olmayı hedefleyen) ve Peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -diğer mü'minler için değil, sadece Sana has olmak üzere- (senin için helâl kıldık) . Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (sözleşmelileri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı (evlenme şartlarını) bildik (size de bildirdik, ki) böylelikle Senin için hiçbir sıkıntı ve zorluk olmasın. Allah çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.
(Ahzab 50)Abdullah Parlıyan Meali:
Ey peygamber! Biz; mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği mallarla birlikte savaş esirlerinden; yasal olarak sana bıraktığı, sahip olduğun cariyeleri de helal kıldık. Ve seninle birlikte Medine'ye göç etmiş olan amca ve halalarının kızlarını, dayı ve teyzelerinin kızlarını da sana helal kıldık. Bir de kendisini mehirsiz olarak peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak istediği kadını, diğer mü'minlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Zaten onlara, eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda, yapmaları gerekeni de bildirdik ki, sana bir zorluk olmasın, sen bir sıkıntıya ve güç duruma düşmeyesin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Adem Uğur Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
(Ahzab 50)Ahmet Hulusi Meali:
Ey Nebi! Muhakkak ki biz sana mehrlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sağ elinin malik olduklarını (cariyeleri) ve seninle beraber hicret eden; amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını; bir de eğer kendini O Nebi'ye hibe etmiş, O Nebi de onunla evlenmeyi dilemiş ise, iman etmiş bir kadını, diğer iman etmişler dışında sana özel olarak helal kıldık... Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neyi farz ettiğimizi mutlaka biliyoruz... Sana, bir vebal düşüncesi olmasın diye (bu hükümleri açıkladık)... Allah Ğafur'dur, Rahıym'dir.
(Ahzab 50)Ahmet Tekin Meali:
Ey peygamber, mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın kansız ve zahmetsiz düşmandan alıp sana verdikleri içinden, savaş esirleri arasından meşrû şekilde sahip olduğun, üzerinde meşrû hakların ve otoriten, kendileriyle düzgün insanî münasebetlerin olan câriyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketinizden, özgürce Allah'a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de, peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere özgür iradesiyle teklif eden hür mü'min kadını, mü'minlerle ilgili koyduğumuz kurallara istisna olarak sırf sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Biz, hanımları ve meşrû şekilde sahip oldukları, üzerinde meşrû hakları ve otoriteleri, kendileriyle düzgün insanî münasebetleri olan câriyeleri konusunda, mü'minlere neyi meşrû kıldığımızı biliriz. Bunları, sana bir güçlük, bir vebal olmasın diye açıkladık. Allah çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
(Ahzab 50)Ahmet Varol Meali
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği (savaş esirleri)nden elinin altındaki (cariye)leri, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları, bir de Peygamber nikahlamak istediği takdirde kendini Peygambere bağışlayan mü'min kadını sana helal kıldık. Bu (sonuncusu, diğer) mü'minlerden ayrı olarak yalnızca sana özeldir. Biz onlara eşleri ve ellerinin altında bulunan (cariye)leri hakkında kendilerine neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bu sana bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Ali Bulaç Meali:
Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği mü'min bir kadını da, -mü'minler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere- (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) konusunda onlar (mü'minler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Allah çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
(Ahzab 50)Ali Fikri Yavuz Meali:
Ey Peygamber! Biz, sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini verdiğin zevcelerini, Allah'ın ganimet olarak sana ihsan ettiklerinden mülkün olan cariyeyi ve amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları; bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, (mehir istemezse) Peygamber de onu nikâh etmek isterse... (Bütün bunlar) müminlere değil de, sana has (olarak helâl kılındı. Diğer müminlerin evlenmelerinde keyfiyet ve sayı bakımından farklar vardır). Müminlerin zevceleri ile sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız hakları, biz bilmişizdir, (bu hükümleri Nisâ suresinde açıklamıştık. Ey Rasûlüm! Sana has olan hükümler), sana hiç bir darlık olmamak içindir. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.
(Ahzab 50)Ali Rıza Sefa Meali:
Ey peygamber! Geçimlerini sağladığın eşlerini ve Allah'ın sana armağan olarak verdiklerinden yanında sana bağlı olanları ve seninle birlikte göç eden; amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları, kendi istenciyle kendisini peygambere öneren ve peygamberin de almak istediği inanan kadınları sana helal yaptık. Yalnızca sana özgü olarak böyledir; diğer inananlara değil. Sana bir zorluk olmaması için, eşleri ve yanlarında kendilerine bağlı olanlar konusunda ne yapmaları gerektiğini de onlara bildirdik. Çünkü Allah, Sınırsız Bağışlayandır; Merhametlidir.
(Ahzab 50)Ali Ünal Meali:
Ey (Peygamberliğin en büyük temsilcisi olan) Peygamber! Şu gruplara dahil kadınlarla evlenmeyi sana helâl kıldık: Mehirlerini ödediğin eşlerin ve Allah’ın sana harp esiri olarak lütfettiği cariyelerin; hepsi de Allah yolunda senin hicret ettiğin gibi (Medine’ye) hicret etmiş olan amca kızların, hala kızların, dayı kızların ve teyze kızların; mehir istemeksizin kendisini Peygamber’e hibe eden ve Peygamber’in kendisini nikâhlamak istediği herhangi bir mü’min kadın –bu hüküm, diğer mü’min erkekler hariç olmak üzere yalnızca sana hastır. Mü’minlere eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında neleri emrettiğimizi ise daha önce bildirmiştik. Bu hüküm, (evlenmenin külfetleri sebebiyle vazifeni yerine getirmede) herhangi bir sıkıntıya düşmemen içindir. Allah, gerçekten çok bağışlayıcıdır, hususî merhameti pek bol olandır.
(Ahzab 50)Bahaeddin Sağlam Meali:
Ey Peygamber! Biz sana, mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın savaşta sana bıraktığı cariyelerini helal kıldık. Amcanın, halanın, dayının, teyzenin seninler birlikte hicret eden kızlarını, Peygamberin almak istediği, kendisinin de kendini Peygambere hibe etmek isteyen mümin bir kadını, müminlerin dışında sana mahsus olarak helal kıldık. Biz müminlerin hanımları ve cariyeleri hakkında ne farz ettiğimizi biliyoruz. Biz bunları sana helal kıldık ki; (dinî pratikleri tebliğ etmekte) sana bir zorluk olmasın. Şüphesiz Allah, Gafur ve Rahimdir.
(Ahzab 50)Bayraktar Bayraklı Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Seninle beraber hicret eden amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarını da helal kıldık. Eğer Peygamber kendisiyle evlenmek isterse, kendisini mehirsiz olarak peygambere bağışlayan herhangi bir mümin kadını da inananlara değil de sadece sana helal kıldık. Sana bir sıkıntı olmaması için, biz, eşleri ve cariyeleri hakkında onlara neyi farz kıldığımızı kesinlikle biliyoruz. Allah çok bağışlayıcıdır;çok merhametlidir.
(Ahzab 50)Bekir Sadak Meali:
Mehirlerini verdigin eslerini, Allah'in sana ganimet olarak verdigi cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanin kizlarini, halalarinin kizlarini, dayinin kizlarini, teyzelerinin kizlarini ve peygamber nikahlanmayi diledigi takdirde muminlerden ayri, sirf sana mahsus olmak uzere kendisinin mehrini peygambere hibe eden mumin kadini almani helal kilmisizdir. Bir zorluga ugramaman icin muminlerin esleri ve cariyeleri hakkinda onlarin uzerine neyi farz kilmis oldugumuzu bildirmistik. Allah bagislayandir, merhamet edendir.
(Ahzab 50)Besim Atalay Meali:
Kadınlardan dilediğin geri koyabilirsin, dilediğin getirirsin kendine, geri koymuş olduğunu yine istemekte sana bir günah yoktur; bu, onların hepsinin sevinmeleri, kaygılanmamaları, yapılandan hepsinin hoşnut olmalarıyçin daha iyidir, Allah bilir gönlümüzde olanı; Allah bilicidir, Allah halimdir
(Ahzab 50)Celal Yıldırım Meali:
Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz, mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın savaş ganimetinden elin altına verdiği cariyeleri; seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halaların kızlarını, dayın kızlarını, teyzelerin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca mü'min bir kadın (mehirsiz olarak) kendini peygambere bağışlar, peygamber de onunla evlenmeyi arzu ederse, onu, mü'minlere değil de sadece sana has bir hüküm olarak helâl kıldık. Biz, mü'minlere, eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliriz. Bu (hüküm) sana bir sıkıntı ve sakınca olmamak içindir. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Cemal Külünkoğlu Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana harp esiri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber Medine'ye göç eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayın ve teyzenin kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini nikâhlamak istediği mü'min kadını sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında mü'minlere ne farz kıldığımızı biliyoruz. (Seni bu hususta istisna ettik) ki senin için hiçbir darlık olmasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.*
(Ahzab 50)Diyanet İşleri Eski Meali:
Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve Peygamber nikahlanmayı dilediği takdirde müminlerden ayrı, sırf sana mahsus olmak üzere kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mümin kadını almanı helal kılmışızdır. Bir zorluğa uğramaman için; müminlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
(Ahzab 50)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. Ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini Peygamber'e bağışlayan, Peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) Mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
(Ahzab 50)Diyanet Vakfı Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir. *
(Ahzab 50)Edip Yüksel Meali:
Ey peygamber, mehirlerini vermiş bulunduğun eşlerini ve ALLAH'ın sana bağışladığı elinin altındakileri, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kılmışısızdır. Ayrıca, peygamber dilerse, kendisini inananlara değil sadece peygambere mehirsiz olarak hibe eden birisiyle nikahlanabilir. Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunanlar hakkında üzerlerine yüklediğimiz sorumlulukları bildirmiştik ki güç bir duruma düşmeyesin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
(Ahzab 50)Elmalılı Orjinal Meali:
Ey o Peygamber! Biz bilhassa sana şunları halal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun zevcelerini ve Allahın sana ganimet kıldıklarından milki yeminin olan cariyeyi ve ammin kızlarından, dayın kızlarından, teyzen kızlarından seninle beraber hicret etmiş olanları, bir de mü'mine bir kadın kendini Peygambere hibe ederse Peygamber nikah etmek istediği takdirde onu, sade sana, sair mü'minlere değil, onlara zevceleri ve milki yeminleri hakkında ne farz kıldığımız ma'lumunuz, bunlar sana hiç bir darlık olmamak içindir, Allah gafur rahim bulunuyor.
(Ahzab 50)Elmalılı Yeni Meali:
Ey peygamber, Biz, özellikle sana şunları helal kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden sahibi bulunduğun cariyeyi, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları; bir de inanan bir kadın eğer kendisini peygambere bağışlar da, peygamber de onunla evlenmek isterse onu, sadece sana, diğer mü'minlere değil. Onlara eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Bunlar, sana bir darlık olmaması içindir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Erhan Aktaş Meali:
Ey Nebi! Biz, ecirlerini[1] verdiğin eşlerini ve savaşlarda Allah'ın ganimet olarak sana verdiği sağ elinin sahip olduklarını[2], sana helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve kendisini Nebiye hibe[3] edip de nebinin de nikahlamayı uygun gördüğü mü'min kadınları -ki bu yalnızca sana özgüdür- sana helal kıldık. Onlara[4] zevceleri ve ellerinin sahip oldukları[2] konusunda neyi farz kıldığımızı biliriz. Bu durum senin için bir güçlük olmasın diyedir. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
1)Mehirlerini.
2)"Sağ ellerinizin sahip olduğu" deyimi, "güç yolu ile üzerinde tasarruf etme hakkına sahip olduğunuz" anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla; antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, üzerlerinde hak sahibi olunanlar gibi anlamlara gelmektedir. Bu deyimle, esas olarak kast edilen şey, bakımları ve sorumlulukları üstlenilerek sahip olunan savaş esirleri ve o günün cahiliye döneminin bakayası/kalıntısı olarak kalan cariyeler ile ancak nikah yapılarak birlikte olunabileceğidir. Kur'an; kim olursa olsun, nikah yapılmaksızın ilişkiye girmeyi zina olarak tanımlamaktadır.
3)Kendisini Nebi'nin yoluna adayan, onun için her şeyinden vaz geçen. Kendisini Nebi'ye bağışlayan. Mehir talebinde bulunmayan.
4)Senin dışındaki mü'minlere.
Gültekin Onan Meali:
Ey Peygamber, gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Tanrı'nın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden sağ elinin malik olduğu (cariyeler) ile seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzenin kızlarını helal kıldık; bir de, kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin kendisini almak istediği inançlı (kadın)ı da, inançlı (erkek)ler için olmaksızın yalnızca sana has olmak üzere, (senin için helal kıldık). Biz, kendi eşleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeler) konusunda onlar (müminler) üzerine neyi farz kıldığımızı bildik (size bildirdik). Böylelikle senin için hiç bir güçlük olmasın. Tanrı çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
(Ahzab 50)Hakkı Yılmaz Meali:
Ey Peygamber! Şüphesiz Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın ganimet olarak sana verdiklerinden, sözleşme ile malik olduğunu/savaş esirlerinden himayene verilmiş bayanları, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları ve kendisini Peygamber'e hibe eden Peygamber'in de nikâhlamak istediği Müslüman kadını – mü’minlerin seviyesinden aşağı olmak üzere ve sadece sana özgü olarak– sana helal kıldık. Biz kendi eşleri ve sözleşmelerinin malik oldukları şeyler konusunda senin dışındaki mü’minlere neyi farz kıldığımızı kesinlikle bildik, daha önce açıkladık. Bu durum; sana özgü olarak getirilen çok eşlilik ve diğer özel maddeler, senin için bir güçlük olmasın diyedir. Ve Allah, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, engin merhamet sahibidir.
(Ahzab 50)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
Ey Nebi! Biz, sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, seninle beraber hicret eden amca kızları, hala kızları, dayı kızları ve teyze kızlarını helal kıldık. (Ayrıca) kendisini Peygamber’e hibe eden, Peygamber’in de onu almak istediği kadını da -müminlerin dışında, sana özel olmak üzere- helal kıldık. Biz müminlere hanımları ve cariyeleri konusunda neyi farz kıldığımızı biliyoruz. (Böyle yaptık ki) senin için bir sıkıntı olmasın. Allah (günahları bağışlayan, örten ve günahların kötü akıbetinden kulu koruyan) Ğafûr, (kullarına karşı merhametli olan) Rahîm’dir.
(Ahzab 50)Harun Yıldırım Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği ve elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halanın, dayının ve teyzenin seninle beraber göç eden kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini peygambere hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helâl kıldık). Kuşkusuz biz, hanımları ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. (Bu hususta ne yapmaları lâzım geldiğini onlara açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
(Ahzab 50)Hasan Basri Çantay:
Ey peygamber, mehirlerini verdiğin zevceleri ve Allahın sana ganiymet (olarak nasıyb) etdiklerinden sağ elinin malik olduğu kadınları, seninle beraber (Medineye) hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını, bir de eğer mü'min bir kadın kendisini peygambere bağışlayıb da eğer peygamber de nikahla almak isterse onu — (Fakat bu sonuncusunu) diğer mü'minlere değil, yalınız sana haas olmak üzere — senin için halal kıldık. Öbür (mü'min) lerin zevceleri ve sağ ellerinin malik oldukları (cariyeleri) hakkında uhdelerine ne farz etmiş olduğumuzu bildirdik. (Bağış suretiyle izdivacın sana tahsıysi) senin için hiçbir darlık olmaması içindir. Allah çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
(Ahzab 50)Hayrat Neşriyat Meali:
Ey Peygamber! Şübhesiz ki biz, mehirlerini verdi ğin zevcelerini ve Allah'ın sana ganîmet olarak verdiklerinden sâhib olduğun câriyeleri, hem se ninle berâber hicret eden amca nın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyze lerinin kızlarını (istersen nikâhlamayı)sana helâl kıldık. Bir de mü'min bir kadın kendini peygambere (meh rini istemeden) hîbe ederse, eğer peygamber (de) onu nikâhlamak isterse, diğer mü'minlere değil, sâde ce sana mahsus olmak üzere (onu mehirsiz olarak helâl kıldık)! (Biz,) zevceleri ve sâhib oldukları câriyeleri hakkında on lara (o mü'min lere) neyi farz kıldığımızı muhakkak ki bilmişizdir. Tâ ki sana bir zorluk olma sın! Çünki Allah, Gafûr (çok bağışlayan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir.
(Ahzab 50)Hubeyb Öndeş Meali: /
Ey Nebi! Gerçekten biz, mehirlerini verdiğin eşlerini; Allah'ın sana geri döndürdüğü¹ [şeylerden] gücünün sahip oldukları [kişileri] ; seninle birlikte göç eden amcanın kızlarıyla, halalarının kızlarıyla, dayının kızlarıyla ve teyzelerinin kızlarıyla [evliliği] sana helal ettik². Bir de, sana herhangi bir darlık [sıkıntı] olmaması için, inançlı herhangi bir kadın, eğer kendi benliğini Nebi'ye bağışlamış ise, Nebi onunla [o kadınla] evlenmeyi istemişse, (diğer) inançlılardan beride sadece sana mahsus olarak³ [helal kıldık⁴]. Onlara [inançlılara], kendi eşleri ve güçlerinin sahip oldukları hakkında Farz [şart] ettiğimiz [şeyleri] bilmiştik. Allah, çok bağışlayandır, bir Rahim'dir.
(Ahzab 50)Hüseyin Atay Meali:
Ey Peygamber! Doğrusu ücretlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana savaşsız verdikleri arasından antlaşmaklarını, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını almanı sana helal kıldık. Bir de kendini peygambere bağışlayarak evlenmek isteyen inanan kadını, peygamber nikâhlamayı dilediği takdirde, inananlardan ayrı olarak, yalnız sana özel olmak üzere helal kılmışızdır. Bir zorluğa uğramaman için inançlı erkeklerin eşleri ve antlaşmakları konusunda neyi farz kılmış olduğumuzu şüphesiz biliriz. Allah bağışlayandır, acıyandır.
(Ahzab 50)İbni Kesir Meali:
Ey peygamber; Biz, mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve bir de eğer mü'min bir kadın kendisini peygambere hibe eder de peygamber de onunla evlenmeyi isterse onuki bu, mü'minlerden ayrı olarak sadece sana has olmak üzeresenin için helal kıldık. Sana bir zorluk olmasın diye mü'minlerin eşleri ve sağ ellerinin malik oldukları hakkında ne hükmettiğimizi bildirdik. Ve Allah; Gafur, Rahim olandır.
(Ahzab 50)İlyas Yorulmaz Meali:
Ey Nebi! Evlilik antlaşması gereği, ücretlerini verdiğin kadınlar ve Allah'ın savaş ganimeti olarak bağışladığı mallar, amcalarının ve halalarının kızları, dayılarının ve teyzelerinin kızları, seninle beraber hicret eden ve kendi isteği ile seninle evlenmek isteyen ve diğer inanan erkeklerin dışında, özellikle peygamberinde evlenmek istediği inanan kadınlar sana helal kılındı. Sana bir zorluk olmasın diye, inanan erkeklere eşleri ve sahip oldukları cariyelerle ilgili yükümlülükleri bildirdik. Allah bağışlayan ve merhametli olandır.
(Ahzab 50)İskender Ali Mihr Meali:
Ey Nebî (Peygamber)! Muhakkak ki Biz, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin zevcelerini ve elinin (altında) malik olduğun, Allah’ın ganimet olarak sana verdiği (cariyelerini) helâl kıldık. Ve seninle beraber hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları, teyzenin kızları ve nefsini Nebî (Peygamber) için hibe eden ve Nebî’nin (Peygamber’in) de onu almak istediği mü’min kadınları, (diğer) mü’minler hariç, sana özel olarak (helâl kıldık). Onlara (diğer mü’minlere) zevceleri ve ellerinin (altında) malik oldukları (cariyeleri) konusunda neyi farz kıldık, Biz biliriz. (Bu), senin üzerine bir zorluk olmaması içindir. Ve Allah, Gafûr’dur (mağfiret eden), Rahîm’dir (Rahîm esmasıyla tecelli eden).
(Ahzab 50)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
Ey peygamber! Başlıklarını verdiğin kadınlarını, Allah'ın savaşta edindirdiği kadınları, seninle birlikte göçen amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını, teyze kızlarını sana helâl kıldık. Bir de kendini peygambere başlıksız olarak bağışlıyan, peygamberin de kendisiyle evlenmek istediği kadını, ancak bunu bütün inananlar için değil, yalnız senin için helâl kıldık. Biz inananların kadınlarının, kul kadınların boynuna neleri borç yazdığımızı biliriz, senin için hiçbir sıkıntı olmasın diye. Allah yarlıgayıcıdır, esirgeyicidir.
(Ahzab 50)Kadri Çelik Meali:
Ey Peygamber! Gerçekten biz senin için hiçbir darlık olmasın diye ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan cariyeleri; amcanın, halalarının ve teyzelerinin seninle beraber hicret eden kızlarını, bir de kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak istediği inanmış kadınları sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere ne farz kıldığımızı biliyoruz. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Mahmut Kısa Meali:
Ey şanlı Elçi! Biz sana, —sayıları dördü geçse bile— mehirlerini vermiş olduğun bütün hanımlarını, Allah’ın sana savaş esiri olarak bahşettiği cariyelerini; seninle birlikte Mekke’den Medîne’ye hicret etmek sûretiyle İslâm’a bağlılıklarını ispat etmiş olan amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını ve teyze kızlarını helâl kıldık. Bir de, evlilik bedeli olan mehir hakkından feragat ederek kendisini Peygambere bağışlamak isteyen mümin bir kadını —eğer Peygamber de onunla evlenmeyi kabul ederse— sana helâl kıldık. Bütün bu hükümler, sadece sana özgü bir imtiyazdır, diğer müminlere değil. Onlara, eşleri ve cariyeleriyle ilgili hükümlerimizi daha önce (2. Bakara: 221, 4. Nisa: 3-4 ve 19-25) ayrıntılı olarak bildirmiştik. Ey Peygamber! Biz bu düzenlemeyi yaptık ki, eşlerin konusunda gereksiz endişelere kapılıp sıkıntıya düşmeyesin. Gerçekten Allah çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. Müslüman olarak yaşamak için, Hz. Peygamber tek otorite ve tek örnektir. Bundan dolayı O kendisine emânet edilen büyük görevin gerekli kıldığı zamanlarda, dilediği sayıda kadınla evlenmiştir.
(Ahzab 50)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
Aşikar olarak Ey Peygamber sana şu grup kadınları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşler, Bir de mehir istemeksizin kendisini peygambere hibe eden ve peygamberin istediği eşler. Ancak bu sadece sana helaldir, diğer müminlere değil. Allah'ın sana ganimet gibi verdiği esir Hanımlar, seninle birlikte hicret eden amcanın kızları, halanın kızları, dayının kızları helaldir. (Ziyade olarak) teyze kızlarını helal kıldık. Biz, kendi eşleri ve cariyeler hakkında müminler Açısından neyi farz kıldığımızı bildirdik. Hibe ile mehirsiz evlenme konusu özeldir. Bu husus; senin için bir güçlük olmaması içindir. Allah çok affedici ve çok merhametlidir.
(Ahzab 50)Mehmet Türk Meali:
Ey Peygamber! Sana bir zorluk olmaması için Biz, mihirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganîmet olarak verdiği kadın köleleri,1 amcanın,2 halalarının, dayının, teyzelerinin seninle beraber hicret eden kızlarını, bir de eğer kendisini Peygambere hibe eder ve Peygamber de kendisiyle evlenmeyi kabul ederse, böyle bir inanmış kadını, diğer Müslümanlara değil, sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık.3 Biz, (daha önce) eşleri ve kadın köleleri hakkında mü’minlere yapmaları gerekeni de bildirdik.4 Şüphesiz Allah çok bağışlayan, pek merhamet edendir.*
(Ahzab 50)Muhammed Celal Şems Meali:
Ey Peygamber! Şüphesiz mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği ve sağ elinin sahip bulunduğu kadınları, seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. (Ayrıca) mümin bir kadın kendini Peygamber’e karşılıksız sunarsa, Peygamber (de) kendisiyle evlenmek isterse, (onu da sana helâl kıldık.) Bu (emir) yalnız senin içindir ve (öteki) müminler için değildir. Biz onlara, hanımları ve sağ ellerinin sahip bulundukları hakkında neler farz kıldığımızı biliriz. Senin gereksiz sıkıntıya düşmemen için, (bu meseleleri açıkladık.) Allah, sonsuz bağışlayan ve rahmet edendir.
(Ahzab 50)Muhammed Esed Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Ve seninle birlikte (Yesrib'e) göç etmiş olan amcalarının ve halalarının kızlarını, dayılarının ve teyzelerinin kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e özgür iradeleriyle teklif eden, Peygamber'in de almak istediği mümin kadınları (da sana helal kıldık): (bu sonuncusu) yalnız sana özgü bir imtiyazdır, öteki müminler için değil, (zaten) onlara eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda yapmaları gerekeni bildirdik. (Ve) artık sen (gereksiz) bir endişeye kapılmamalısın, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
(Ahzab 50)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Ey Tanrı elçisi, ücretlerini ödediğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği köle kadınları, seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halanın kızlarını, dayının kızlarını, teyzenin kızlarını sana helal kıldık. Bir de inanan bir kadın kendisini Tanrı elçisine hibe ederse, Tanrı elçisi de onu nikahlamak isterse, bunu öbür inananlara değil sadece sana özgü olmak üzere helal kıldık. Biz inananlara, eşleri ve kadın köleleri hakkında neleri buyruk olarak yazdığımızı kendilerine bildirdik. Sana bir zorluk olmaması için böyle yaptık. Allah, çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir.
(Ahzab 50)Mustafa Çavdar Meali:
– Ey Nebi! Biz sana, mehirlerini verdiğin eşlerini seninler birlikte hicret eden kimsesiz hanımlardan, seninle birlikte hicret eden amca ve halakızlarını, dayı ve teyzekızlarını, nikâhlamana izin verdik. Bir de mehir talebi olmaksızın nebiye eş olmak isteyen nebinin de kendisiyle evlenmeyi kabul ettiği mümin hanımları da helal kıldık. Ancak bu son hüküm, müminlere değil yalnız sana mahsustur. Müminlerin eşleri ve malik oldukları ile ilgili hükmümüzü daha önce bildirmiştik, zorluk çekmeyesin diye senin için özel hükümler koyduk. Zaten Allah eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet sahibidir. (Ahzab 50)Mustafa Çevik Meali:
50-51 Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah’ın savaşlarda ganimet olarak bahşettiği cariyeleri nikâhlayıp evlenmeyi helal kıldık. Seninle birlikte hicret eden amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızları ile de evlenmene izin verdik, ayrıca mehir talep etmeksizin sana eş olmayı isteyen ve senin de evlenmeyi kabul ettiğin mü’min kadınları da yalnız sana mahsus bir hüküm olarak helal kıldık ki, mehir konusunda bir zorluk yaşamayasın. Biz diğer mü’minlerin eşleri ve cariyeler hakkındaki hükümleri daha önce bildirmiştik. Allah mü’minlere karşı çok merhametli ve şefkatlidir. Ey Peygamber! Eşlerinden dilediğinden bir süre uzak kalabilir, dilediğinle de birlikte olabilirsin. Dilersen seninle birlikte olma sıralarını da değiştirebilirsin, dilediğin zamanda bir süre ayrı kaldığın eşinle birlikte olmanda bir sakınca yoktur. Böyle davranman hem seninle birlikte olduklarında mutlu olmalarına hem de uzak kaldığında üzülmemelerine sebep olur; bu, kendilerine ayırdığın zamana da razı olmaları bakımından daha uygundur. Allah her şeyin gizlisini, açığını ve en doğrusunu bilir.
(Ahzab 50)Mustafa İslamoğlu Meali:
Sen ey Peygamber! Biz sana mehir bedellerini verdiğin eşlerini; savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunan kimseleri; seninle birlikte göç etmiş bulunan amca ve hala kızlarını, dayı ve teyze kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e (mehir bedeli istemeksizin) sunan ve peygamberin de kendilerini nikahlamayı kabul ettiği mü'min kadınları -ki bu yalnızca sana hastır, diğer mü'minler için değildir- helal kıldık. Doğrusu onlara eşleri ve sağ elleri altında bulunanlar konusundaki talimatlarımızı bilmekteyiz; ne ki bununla amaçlanan, senin zor durumda kalmamandır: zaten Allah tarifsiz bir bağışlayıcıdır, eşsiz bir merhamet kaynağıdır.
(Ahzab 50)Osman Okur Meali:
Sen ey nebi! Allah'ın sana bağışladığından ücret (mehir)lerini verdiğin sözleşme sahibi eşlerini ve seninle hicret eden amcanın kızlarını, halaların kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerin kızlarını ve kendini sana adayan mümin kadını diğer müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Nebi de isterse onunla (o kadınla) nikahlanabilir. Müminlere sözleşme sahibi eşleri hakkında farz kıldıklarımızı biliyoruz. Sana özel olanı güçlük çekmeyesin diye meşru kıldık. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
(Ahzab 50)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz sana helâl kıldık, mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah'ın sana ganîmet olarak verdiğinden mülk-i yeminin olan cariyeleri ve seninle beraber hicret etmiş bir amcan kızlarını ve hâlan kızlarını ve dayın kızlarını ve teyzen kızlarını ve bir de imân etmiş bir kadın, eğer nefsini peygambere bağışlarsa peygamber de onu taht-ı nikâhına almak isterse o da sâir mü'minlere değil (ey Peygamber) sana mahsus olmak üzere helâl kılınmıştır. Onların (diğer mü'minlerin) üzerine zevceleri ve sağ ellerinin malik olduğu (cariyeleri) hakkında ne farzetmiş olduğumuzu elbette bilmişizdir. Sana bu böyle bir âile teşkilini helâl kıldık, tâ ki senin üzerine bir darlık olmasın. Ve Allah yarlığayıcı, bağışlayıcıdır.
(Ahzab 50)Ömer Öngüt Meali:
Ey Peygamber! Şüphesiz ki biz mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan câriyeleri, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Bir de Peygamber kendisiyle evlenmek istediği takdirde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin kadını, diğer müminlere değil sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Biz hanımları ve ellerinin altında bulunan câriyeleri hakkında müminlere neyi farz kıldığımızı biliriz. Ki, sana herhangi bir zorluk olmasın. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Ömer Sevinçgül Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini ‘evlenirken kadına verilmesi gereken mallarını’ verdiğin eşlerini, Allah’ın sana ganimet olarak verdiği esir kadınları, seninle beraber dini uğruna göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını, Peygamber kendileriyle evlenmek istediği takdirde, öbür inananlardan ayrı, yalnız sana özgü olmak üzere, kendisinin mehirini Peygambere bağışlayan inanmış kadını almanı sana helal kıldık. İnananların eşleri ve ellerindeki esir kadınlar hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu ‘ayrıca’ bildirmiştik. Sana bir zorluk olmasın. Allah, günahları bağışlayandır, merhamet edendir.
(Ahzab 50)Sadık Türkmen Meali:
EY NEBİ! Biz sana, mehirlerini (evlilik hediyelerini) verdiğin eşlerini, savaş esirlerinden, himayende bulunan (evli olmayan veya boşanmış) kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helâl kıldık. Ayrıca; diğer müminlere değil de sana özgü olmak üzere, mehirsiz olarak Nebi ile evlenmek isteyen, Nebi’nin de kendisini kabul edeceği, herhangi bir mümin kadını da!.. Müminlere eşleri ve kendilerine sığınmış yabancı kadınlar hakkında, farz kıldığımız şeyleri/ne söylediğimizi elbette bilmekteyiz. Bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
(Ahzab 50)Seyyid Kutub Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyelerini, seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve peygamber nikahlamayı dilediği takdirde mü'minlerden ayrı sırf sana mahsus olmak üzere, kendisinin mehrini Peygambere hibe eden mü'min kadını almanı helal kılmışızdır. Biz zorluğa uğramaman için mü'minlerin eşleri ve cariyeleri hakkında onların üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirmiştik. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
(Ahzab 50)Suat Yıldırım Meali:
Ey Peygamber! Biz, şu gruplara dahil kadınları sana helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana harp esiri olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amcan kızlarını, halan kızlarını, dayın ve teyzen kızlarını, bir de mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden ve Peygamberin de kendisini nikahlamak istediği mümin kadını, diğer müminlere değil, sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Bizim, müminlerin eşleri ve ellerinin altındaki cariyeler hakkında gerekli kıldığımız mehir gibi hususlar, zaten malumumuz olup onları bildirmiştik. Hibe yoluyla mehirsiz evlenmeyi sana mahsus kılmamız, nikah konusunda senin için bir güçlük olmaması içindir. Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur).
(Ahzab 50)Süleyman Ateş Meali:
Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allah'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan (cariye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helal kaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan (cariye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (Onların bu hususta ne yapması lazım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
(Ahzab 50)Süleymaniye Vakfı Meali:
Ey Nebi! (Şu sayılanları) özel olarak sana helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerini[1], Allah'ın sana fey olarak verdiğinden hakimiyetin altında olanı[2], seninle beraber hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını[3] ve eğer nikahlamak istersen kendini sana[4] hibe eden kadını[5], diğer müminlere değil, sadece sana helal kıldık. Müminlerin eşleri ve yönetimleri altındaki esirlerle ilgili hangi hükümleri koyduğumuzu elbette biliyoruz. Bütün bunlar sana bir sıkıntı olmasın diyedir. Çünkü Allah bağışlar, ikramı boldur.
1) TTevrat ve incil, bir sınırlama yapmadan çok eşliliği kabul ettiği gibi Cahiliye dönemi Arapları da kabul ederlerdi. Evliliği dört kadınla sınırlayan Nisa 3. ayet indiğinde Nebimiz'in dokuz eşi vardı. Bu ayet, eşlerini tutmasına iznini sadece ona verince dörtten fazla eşi olanlardan, eş sayısını dörde indirmeleri istendi. On eşi olan Gaylan b. SeIeme onlardandı. (Tirmizi, Nikah, 33, hadis no:1047)
2)Fey, savaşmadan elde edilen, ganimet ise savaş sonucu elde edilene şeylere denir. Fey ile ilgili ayet şudur: "Allah'ın, o kentlerin halkından alıp Elçisine fey olarak verdiği şeyler; Allah için, elçisi ve yakınları için, yetimler, çaresizler ve yolda kalmışlar içindir. Böylece onlar, içinizden zenginler arasında dolaşan bir servet haline gelmez." (Haşr 59/7)
Ganimetlerle ilgili ayet de şudur: "Eğer Allah'a ve inanıp güveniyor, doğru ile yanlışın ayrıldığı o gün, yani o iki ordunun çarpıştığı gün, kulumuza indirdiğimize de inanıyorsanız, bilin ki aldığınız her ganimetin beşte biri Allah'ın, elçisinin, elçinin en yakınlarının, yetimlerin, çaresizlerin ve yolcunundur. Her şeye bir ölçü koyan Allah'tır." (Enfal 8/41)
Ganimetin 4/5'i savaşçılara verilir ama feyde savaşçıların payı yoktur. Bu. ayet, Bizans'ın Mısır genel valisi.Mukavkıs tarafından Nebimize hediye edilen Mariye'nin ona helal olduğunu bildirmektedir. Bu hüküm ona özeldir, diğer müminlerin böyle bir hakkı yoktur.
Savaş sonucu elde edilen esir kadınlarla nikahsız birliktelik mümkün değildir (Nur 24/32-33). Esirler ya fidye karşılığı veya karşılıksız serbest bırakılırlar (Muhammed 47/4) Gelenekte fey'e ganimet anlamı verilerek bir çarpıtma yapılmış ve bu ayet, cariyelerin cinselliğinden yararlanma suçuna alet edilmiştir. Bu, ne büyük bir iftiradır!
3)[3* Müminlerin; amca, hala, dayı ve teyze kızlarıyla evlenmeleri için birlikte hicret şartı yoktur.]
4) Bu ayette iltifat vardır, Meal, bu sanat yok sayılarak verilmiştir. Ayrıntı için bkz. 8. ayetin dipnotu.
5)Mehir almadan evlenmek isteyen kadın da sadece Nebimize helaldir. Bir mümin erkek, bir kadınla mehirsiz evlense evlilik geçerli olur ama ona denk bir kadının mehri kadar mehir vermesi gerekir. Böyle bir eşi, ilişkiye girmeden boşayan da ona mal vermek zorundadır (Bkz. Bakara 236).
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
Ey peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana savaş esiri olarak bağışladığı cariyeleri; seninle beraber göç eden amcanın, halanın, dayının ve teyzenin kızlarıyla, kendilerini sana bağışlayan mümin kadınları, onlarla evlenmek istediğin takdirde, sana helal kıldık. Bu sonuncusu diğer müminler için değil, sadece senin için geçerlidir. Zaten sana onların eşlerine ve cariyelerine karşı yapmaları gerekeni bildirdik. Artık yersiz bir endişeye kapılma. Doğrusu Allah, çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.
(Ahzab 50)Şaban Piriş Meali:
-Ey peygamber, mehirlerini ödediğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını, bir de mü'min bir kadın kendisini peygambere hibe ederse, peygamber de onu nikahlamak isterse, bunu diğer müminlere değil sadece sana mahsus olmak üzere helal kıldık. Onlara, eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı biliyoruz. Sana bir sıkıntı vermemesi için böyle yaptık. Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.
(Ahzab 50)Talat Koçyiğit Meali:
Ey Peygamber! Mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında olan (câriye) lar, seninle birlikte hicret eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını ve kendisini Peygambere hibe ettiği, Peygamberin de diğer mü'minler dışında onu sırf kendisine hâs kılarak nikâhlamayı istediği takdirde mü'min kadınları sana helâl kıldık. Biz, sana herhangi bir güçlük olmaması için, mü'minlerin eşleri ve cariyeleri hakkında neleri farz kıldığımızı elbette biliyoruz. Allah, çok bağışlayıcıdır; çok merhametlidir.
(Ahzab 50)Tefhimul Kuran Meali:
Ey Peygamber! Gerçekten biz sana ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana ganimet olarak verdikleri (savaş esirleri)nden elinin altında bulunan cariyeleri, amcanın, halalarının ve teyzelerinin seninle beraber hicret eden kızlarını, bir de Peygamber'e kendisini hibe eden ve Peygamberin de kendisini almak istediği inanmış kadınları sana helâl kıldık. Bu diğer müminlere değil, sadece sana mahsus bir ayrıcalıktır. Biz eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri hakkında müminlere ne farz kıldığımızı biliyoruz. (Seni bu hususta istisna ettik) ki senin için hiçbir darlık olmasın, Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
(Ahzab 50)Ümit Şimşek Meali:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin hanımlarını, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği cariyeleri, seninle beraber hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını, dayı kızlarını ve teyze kızlarını helâl kıldık. Mehir istemeksizin kendisini Peygambere hibe eden mü'min kadınları da, eğer Peygamber onları nikâhlamak istiyorsa, diğer mü'minlerden farklı olarak yalnız sana helâl kıldık. Biz mü'minlere hanımları ve ellerinin altındaki cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri bilerek takdir etmiş bulunuyoruz.(18) Bütün bunlar,(19) senin gönlüne bir darlık gelmesin diyedir. Allah ise çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.*
(Ahzab 50)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafur'dur, Rahim'dir.
(Ahzab 50)