87. Ala Suresi / 9.ayet

O halde, sen sadece öğüt ver. Şüphesiz bu öğütler bir gün fayda verecektir.

Bknz: (2/269)(11/114)

Mustafa Çavdar Meali

Ala 9 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Artık öğüt ver, fayda verirse eğer.

(Ala 9)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

(Ala 9)

Abdullah Parlıyan Meali:

O halde gerçekleri başkalarına hatırlat. Bu hatırlatma ister fayda veriyor görünsün ister görünmesin.

(Ala 9)

Adem Uğur Meali:

O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

(Ala 9)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer zikra (hatırlatma) fayda verirse, hatırlat!

(Ala 9)

Ahmet Tekin Meali:

Öğüt, uyarı fayda verdiği sürece, Kuran ile insanlara öğüt vermeye, tebliğe devam et.

(Ala 9)

Ahmet Varol Meali

Şu halde eğer öğüt fayda verecekse öğüt ver.

(Ala 9)

Ali Bulaç Meali:

Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

(Ala 9)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O halde, fayda versin (yahud fayda vermesin), sen Kur'an ile öğüd ver; (tebliğ vazifeni yap).

(Ala 9)

Ali Rıza Sefa Meali:

Öyleyse hatırlat. Hatırlatmak yarar sağlasa da sağlamasa da.

(Ala 9)

Ali Ünal Meali:

Öyleyse sen, nasihat ve hatırlatmanın fayda vereceği her durumda nasihat et ve hatırlat.

(Ala 9)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hatırlatma fayda verecekse, sen (o vahiyleri) hatırlat.

(Ala 9)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Başarıya giden yolu sana kolaylaştıracağız. O halde öğüt ver, çünkü öğüdün mutlaka faydası olacaktır.

(Ala 9)

Bekir Sadak Meali:

Faydali olacaksa insanlara ogut ver.

(Ala 9)

Besim Atalay Meali:

Öğütün faydası olmasa dahi, yine de sen öğütle

(Ala 9)

Celal Yıldırım Meali:

O halde öğüt fayda verirse ona devam et.

(Ala 9)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O halde, eğer öğüt fayda verirse öğüt ver!

(Ala 9)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Faydalı olacaksa insanlara öğüt ver.

(Ala 9)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O halde, eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

(Ala 9)

Diyanet Vakfı Meali:

8, 9. Seni en kolaya muvaffak kılacağız. O halde eğer öğüt fayda verirse öğüt ver.

(Ala 9)

Edip Yüksel Meali:

Öğüt yararlı olacaksa öğüt ver.

(Ala 9)

Elmalılı Orjinal Meali:

Onun için öğüd ver, öğüd faide verirse

(Ala 9)

Elmalılı Yeni Meali:

Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.

(Ala 9)

Erhan Aktaş Meali:

O halde öğüt ver[1], öğüt yararlı olacaksa!

1)Yararlı olup olmadığına bakmaksızın sen öğüt vermeye devam et.

(Ala 9)

Gültekin Onan Meali:

Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat'.

(Ala 9)

Hakkı Yılmaz Meali:

9-10 Bundan dolayı sen hemen öğüt ver, eğer öğüt yarar sağlıyorsa/ sağlayacaksa; saygısı olan öğüt alacaktır.

(Ala 9)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet fayda verecekse öğüt ver/hatırlat!

(Ala 9)

Harun Yıldırım Meali:

O halde –eğer öğüt fayda verirse sen de öğüt ver.

(Ala 9)

Hasan Basri Çantay:

O halde eğer öğüd faide verirse (durma) öğüd ver.

(Ala 9)

Hayrat Neşriyat Meali:

O hâlde eğer nasîhat fayda verirse, (artık onlara) nasîhat et!

(Ala 9)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık, hatırlatma fayda verdiyse hatırlat.

(Ala 9)

Hüseyin Atay Meali:

6-10 Sana, biz onu okutacağız ve Allah’ın dilediğinden başkasını asla unutmayacaksın. Doğrusu, O, açığı da gizli olanı da bilir. En kolay yolu sana kolaylaştırırız. Hatırlatmanın yararı olacaksa, hatırlat! Bilinçle saygılı olan, hatırlayıp anlayacaktır.

(Ala 9)

İbni Kesir Meali:

O halde öğüt fayda verecekse, öğüt ver.

(Ala 9)

İlyas Yorulmaz Meali:

Eğer öğüt fayda verirse, öğüt ver.

(Ala 9)

İskender Ali Mihr Meali:

O halde, eğer zikir fayda verecekse zikret (zikri öğret, öğüt ver).

(Ala 9)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Öyleyse öğüt ver bakalım, eğer öğüt işe yararsa!

(Ala 9)

Kadri Çelik Meali:

O halde hatırlat, eğer hatırlatma bir yarar sağlayacaksa.

(Ala 9)

Mahmut Kısa Meali:

Öyleyse, öğüt faydalı olacaksa, öğüt ver! Hakikati bütün delilleriyle ortaya koyduğun hâlde, seni dinlemeyen ortaya konan bunca delilleri düşünmeyen kibirli ve inatçı kimselere gelince, onlarla kısır tartışmalara girme; bunun yerine, bu çağrıya kulak verecek tertemiz gönüllere ulaşıncaya dek, bıkıp usanmadan tebliğine devam et! O zaman göreceksin ki:

(Ala 9)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(8-9) Artık kolayına muvaffak edeceğiz, fayda ümidiyle öğüt ver.

(Ala 9)

Mehmet Türk Meali:

Eğer öğüt vermenin (insanlara) bir fayda vereceğini görüyorsan, o zaman öğüt ver.1*

(Ala 9)

Muhammed Celal Şems Meali:

Öyleyse nasihat vermeye (devam et.) Şüphesiz nasihat vermek, (daima) faydalıdır.

(Ala 9)

Muhammed Esed Meali:

O halde, (hakikati başkalarına) hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver(iyor görün)sün, (ister görünmesin).

(Ala 9)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Öyleyse eğer yararlı olacaksa insanlara öğüt ver.

(Ala 9)

Mustafa Çavdar Meali:

O halde, sen sadece öğüt ver. Şüphesiz bu öğütler bir gün fayda verecektir.

Bknz: (2/269) - (11/114)

(Ala 9)

Mustafa Çevik Meali:

8-10 Ey Peygamber! İnsanlara gerçeğin, adaletin, huzur ve mutluluğun yolunun Allah merkezli bir hayata uygun yaşamaktan geçtiğini tebliğ et. Biz bu konudaki gayretine yardım edip işini kolaylaştıracağız. Sen öğüt verip uyar, düşünüp öğüt almak ya da nankörlük edip yüz çevirmek onlara kalmıştır.

(Ala 9)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Şu halde sen, -öğüt (sadece bazılarına) fayda verse de- hep (fıtratlara nakşolan Allah'ı) hatırlat,

(Ala 9)

Osman Okur Meali:

O halde, (hakikati başkalarına) hatırlat, bu hatırlatma ister fayda ver(i yor görün)sün, (ister görünmesin).

(Ala 9)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık öğüt ver, eğer öğüt faide verirse.

(Ala 9)

Ömer Öngüt Meali:

Faydalı olacaksa öğüt ver.

(Ala 9)

Ömer Sevinçgül Meali:

Öyleyse, hatırlatmak fayda sağlayacaksa hatırlat,

(Ala 9)

Sadık Türkmen Meali:

O halde; hatırlat/öğüt ver, öğüt/hatırlatma faydalı olacaksa!

(Ala 9)

Seyyid Kutub Meali:

O halde hatırlatmak fayda verirse hatırlat.

(Ala 9)

Suat Yıldırım Meali:

O halde öğütün fayda vereceği ümidiyle sen nasihat et!

(Ala 9)

Süleyman Ateş Meali:

O halde eğer hatırlatmak yarar verirse hatırlat, öğüt ver.

(Ala 9)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bilgi[1] vermenin (Kur'an'ı anlatmanın) faydası olacaksa bilgi ver!

1)Bilgi diye çevrilen kelime "zikir"dir. Zikir, sürekli akılda tutulan kullanıma hazır bilgidir. (Müfredat s.237)

(Ala 9)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Öyleyse, fayda verse de, vermese de öğüt ver.

(Ala 9)

Şaban Piriş Meali:

O halde, öğüt/uyarı fayda verecekse öğüt ver.

(Ala 9)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu itibarla, (Ey Muhammed!), öğüt alana öğüt ver.

(Ala 9)

Tefhimul Kuran Meali:

Şu halde, eğer 'öğüt ve hatırlatma' bir yarar sağlayacaksa, 'öğüt verip hatırlat.'

(Ala 9)

Ümit Şimşek Meali:

Sen öğüt ver—öğüt fayda verecekse.

(Ala 9)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Eğer hatırlatmak yarar sağlarsa hatırlat/öğüt ver!

(Ala 9)