3. Ali İmran Suresi / 104.ayet

Sizden, iyi ve güzele çağıran, kötü ve çirkin olanı da engelleyen bir toplum oluşsun. İşte kurtuluşa erecekler bunlardır.

Bknz: (9/112)(22/41)(3/110)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 104 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İçinizde öyle kişiler bulunmalı ki onlar, sizi hayra çağırsın, size iyiliği emretsin, sizi kötülükten vazgeçirmeye çalışsın ve onlardır kurtulanlar, muratlarına erenler.

(Ali İmran 104)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İçinizden (insanları Hakka ve) hayra davet edecek, (ve bunun sonunda elde edecekleri devlet ve hükümet imkânlarıylama’rufu) iyilikleri emredip yürütecek ve (münkeri) kötülükleri nehyedip önleyecek bir ümmet bulunsun. (Hizmet için bir liderin çevresinde organizeli bir teşkilat kurulsun.) İşte asıl kurtuluşa erecek olan bunlardır.

(Ali İmran 104)

Abdullah Parlıyan Meali:

İçinizden iyi ve yararlı olana davet eden, doğru ve iyi olanı emreden ve kötülüklerden sakındıran bir topluluk çıksın. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır.

(Ali İmran 104)

Adem Uğur Meali:

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Ahmet Hulusi Meali:

İçinizden hayra (Hakk'a) davet eden, Hak ve hakikate göre hükmedip, Din'e ters olan şeylerden uzaklaşmanızı tavsiye eden bir topluluk olsun. İşte onlar kurtuluşa ereceklerdir.

(Ali İmran 104)

Ahmet Tekin Meali:

İçinizden, iyiliğe, dünya ve âhiret için en hayırlı olana, İslâm'a, Kur'ân'a, Kuran ilkeleriyle yaşamaya davet eden, teşvik eden, sevkeden; Kurân'ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû olanı, İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü'minlerin tasvip etttiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adaleti uygulayarak, kamu düzenini sağlayan, iyiliği emreden, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü'minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünu akıllarını kullanıp yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin eden, teşkilatçı, eğitimli, yetişmiş, yönetici, uzman, tutkun kadrolar, müesseseler (devlet-sivil toplum kuruluşları) bulunsun. Onlar, işte onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.*

(Ali İmran 104)

Ahmet Varol Meali

İçinizde hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Ali Bulaç Meali:

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

(Ali İmran 104)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İçinizden, insanları hayra çağıracak, iyiliği emredecek, kötülükten alıkoyacak bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aranızda, iyiliğe çağıran, doğru olanı öğütleyen ve kötülüğü yasaklayan bir topluluk vardır. Kurtuluşa erişenler, işte onlardır.

(Ali İmran 104)

Ali Ünal Meali:

İçinizde (insanları devamlı) hayra çağıran ve usulünce iyilik, doğruluk ve güzelliği teşvik edip yayan, kötülük, yanlışlık ve çirkinliğin ise önünü almaya çalışan bir topluluk bulunsun. Onlardır gerçek mazhariyet sahipleri ve gerçekten kurtuluşa erenler.

(Ali İmran 104)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sizden iyiliğe çağıran, güzel şeyleri emreden, iğrenç şeylerden sakındıran bir topluluk oluşsun. İşte gerçek kurtuluşa kavuşanlar onlardır.

(Ali İmran 104)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir grup bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Bekir Sadak Meali:

Sizden, iyiye cagiran, dogrulugu emreden ve fenaliktan meneden bir cemaat olsun. Iste basariya erisenler yalniz onlardir.

(Ali İmran 104)

Besim Atalay Meali:

Aranızda, bir dernek bulunmalı ki hayra çağırıp, iyiliği buyura, kötülükten alıkoya; işte bunlar kurtulurlar

(Ali İmran 104)

Celal Yıldırım Meali:

Sizden hayra çağıran, iyilikle emreden, kötülükten men'eden bir cemaat olsun ! İşte kurtuluşa erişenler onlardır.

(Ali İmran 104)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İçinizden (herkesi), iyi ve yararlı olana davet eden, eğri ve yanlıştan alıkoyan bir topluluk bulunsun. Nihai kurtuluşa erişecek kimseler, işte bunlardır.

(Ali İmran 104)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sizden, iyiye çağıran, doğruluğu emreden ve fenalıktan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler yalnız onlardır.

(Ali İmran 104)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

(Ali İmran 104)

Diyanet Vakfı Meali:

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.  *

(Ali İmran 104)

Edip Yüksel Meali:

İçinizde, iyiliğe çağıran, sağduyuyu öğütleyen ve kötülükten sakındıran bir topluluk olsun. Bunlar başaranlardır

(Ali İmran 104)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem sizden müteşekkil, önde gider, hayra davet eder, maruf ile emir ve münkerden nehyeyler bir ümmet olsun, işte onlardır o felahı bulacaklar

(Ali İmran 104)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de sizlerden, iyiliğe çağıran, doğruyu emreden, kötülükten alıkoyan önde gider bir topluluk bulunsun! İşte arzularına erecek olanlar, onlardır.

(Ali İmran 104)

Erhan Aktaş Meali:

Siz, hayra çağıran, iyiliği öğütleyip, kötülükten alıkoyan bir ümmet[1] olun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.

1)Topluluk

(Ali İmran 104)

Gültekin Onan Meali:

Sizden, hayra çağıran, iyiliği (marufu) buyuran ve münkerden (kötülükten) sakındıran bir ümmet bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

(Ali İmran 104)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve içinizden hayra çağıran, herkesçe kabul gören iyi şeyleri emreden, vahiy ve ortak akıl ile kötülüğü-çirkinliği kabul edilen şeyleri engelleyen bir önderli toplum bulunsun. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Ali İmran 104)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sizin içinizden (insanları) hayra çağıran, iyiliği emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olsun. Bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Ali İmran 104)

Harun Yıldırım Meali:

İçinizden hayra davet eden, iyiliği emredip kötü lükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendisidir.

(Ali İmran 104)

Hasan Basri Çantay:

Sizden öyle bir cemaat bulunmalıdır ki (Onlar herkesi) hayra çağırsınlar, iyiliği emretsinler, kötülükden vaz geçirmiye çalışsınlar. İşte onlar muraadına erenlerin ta kendileridir.

(Ali İmran 104)

Hayrat Neşriyat Meali:

O hâlde içinizden, hayra da'vet eden ve iyiliği emredip kötülükten men' eden bir topluluk bulunsun! Ve işte kurtuluşa erenler, ancak onlardır.

(Ali İmran 104)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sizden, iyiye (hayra) davet eden, bilinen iyiliği emir eden, tanımayanı/kötülüğü engelleyen bir topluluk (ümmet) olsun, işte onlar kazananların ta kendileridir.

(Ali İmran 104)

Hüseyin Atay Meali:

Sizlerden iyiye çağıran, uygun olanı emreden ve kötülüğü yasaklayan bir toplum olsun. İşte, onlar başarıya ulaşanlardır.

(Ali İmran 104)

İbni Kesir Meali:

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten alıkoyan bir topluluk bulunsun. İşte onlar, kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

İlyas Yorulmaz Meali:

İçinizden, iyi ve doğru olan (hayra) şeylere çağıran, iyiliği emreden ve kötülükleri açıklayan bir topluluk bulunsun. İşte bu şekilde olan bir topluluk kurtulmuştur.

(Ali İmran 104)

İskender Ali Mihr Meali:

Sizin içinizden hayra davet eden (mürşidlerden) bir cemaat olsun ve mârufla emretsin, ve münkerden nehyetsin (men etsin). İşte onlar, onlar felâha erenlerdir.

(Ali İmran 104)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sizin aranızda öyle bir ulus bulunsun ki herkesi iyilik işlemiye çağırsın, uygunu buyursun, uygunsuzu yoğasın. işte onanlar bunlardır.

(Ali İmran 104)

Kadri Çelik Meali:

Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk olsun. İşte kurtuluşa erişenler yalnız onlardır.

(Ali İmran 104)

Mahmut Kısa Meali:

İçinizden, insanlığı hayra çağıran, Kur’an’ın ortaya koyduğu evrensel adâlet ölçüleri çerçevesinde iyiliği emreden ve kötülükleri önlemeye çalışanyönetme ve yönlendirme yetkisine sahip bir topluluk bulunsun. İştegerçek anlamda mutluluğa ve kurtuluşa erenler, bunlardır. Eğer bu görevi yerine getirmeyecek olursanız, sizden öncekilerin başına gelen felâketler, sizin de başınıza gelebilir. O hâlde;

(Ali İmran 104)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nitekim içinizde öyle kimseler bulunmalı ki, sizi hayra çağırıp, iyiliği emretsinler, Aykırı kötü şeylerden meneder bir topluluk olsun. İşte bunlar kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Mehmet Türk Meali:

Sizden1 (Müslümanları sürekli) İslâ-m’a çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran nitelikli bir topluluk2 bulunsun.3 İşte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.*

(Ali İmran 104)

Muhammed Celal Şems Meali:

Aranızdan, (halkı) iyiliğe çağıran, hayrı emreden, kötülükten alıkoyan bir topluluk olmalıdır. İşte başarıya ulaşanlar (da,) bunlardır.

(Ali İmran 104)

Muhammed Esed Meali:

ve belki içinizden iyi ve yararlı olana davet eden, doğru olanı emreden, eğri ve yanlıştan alıkoyan bir topluluk çıkar: nihai kurtuluşa erişecek kimseler, işte bunlar olacak.

(Ali İmran 104)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İçinizde, iyiliğe çağıran, sağduyuyu öğütleyen ve kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Ali İmran 104)

Mustafa Çavdar Meali:

Sizden, iyi ve güzele çağıran, kötü ve çirkin olanı da engelleyen bir toplum oluşsun. İşte kurtuluşa erecekler bunlardır.

Bknz: (9/112) - (22/41) - (3/110)

(Ali İmran 104)

Mustafa Çevik Meali:

Ey mü’minler! Sizler insanlara iyiliği emreden, şirk ve küfürden men eden bir ümmet olun. İşte böyleleri ebedî saadete kavuşacaklardır.

(Ali İmran 104)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Öyleyse sizler hayra çağıran, meşru ve iyi olanı öneren, kötü ve yanlış olandan da sakındıran, (ümmet olmanın gereğini yapan) bir ümmet olun! İşte onlardır ebedi saadete erecek olanlar.

(Ali İmran 104)

Osman Okur Meali:

Sizden; hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

(Ali İmran 104)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve sizden hayra davet eder, ma'ruf ile, münkerden nehy eyler bir cemaat bulunsun, işte felâh bulucular onlardır.

(Ali İmran 104)

Ömer Öngüt Meali:

İçinizde insanları hayra çağıran, iyilikleri emreden, kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun. İşte onlar gerçek kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sizden bir topluluk bulunsun. İyi olanı buyursun. Kötü olandan alıkoysun. İşte, kurtuluşa erenler sadece onlardır!

(Ali İmran 104)

Sadık Türkmen Meali:

Sizden hayra çağıran, iyiliği emreden ve kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

(Ali İmran 104)

Seyyid Kutub Meali:

Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir ümmet olsun. İşte kurtuluşa erenler bunlardır.

(Ali İmran 104)

Suat Yıldırım Meali:

Ey müminler! İçinizden hayra çağıran, iyiliği yayıp kötülükleri önleyen bir topluluk bulunsun. İşte selamet ve felahı bulanlar bunlar olacaklardır.

(Ali İmran 104)

Süleyman Ateş Meali:

İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men'eden bir topluluk olsun; işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

(Ali İmran 104)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İçinizde insanları iyiliğe çağıran, marufa uymalarını isteyen ve münkere[1] karşı çıkan önder bir toplum (ümmet) bulunsun. İşte umduklarını bulacak olanlar onlardır[2].

1)Maruf, bilinen demektir. Bu bilgi ya Kur'an'dan ya da ona aykırı olmayan gelenekten elde edilir. Zıttı ‘münker'dir.
2) Ümmet (toplum), en az bir liderden ve onun etrafında bir şeriata (marufa uygun değerlere) tabi olarak toplanmayı başarabilen kavim veya kavimlerdir. Ümmet kelimesini millet, kavim kelimesini halk olarak Türkçeye çevirmek mümkündür. Halkları millet yapan şey ile kavimleri ümmet yapan şey, marufa uygun değerler (hikmetler) etrafında toplanabilmek ve iş birliği yapmaktır. (Ümmet ve kavim kelimeleri için bakınız Araf 7/159 ve dipnotu.)   

(Ali İmran 104)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İyiliğe çağıran, doğru olanı yapan ve yanlışa engel olan bir topluluk olun. İşte kurtulacak olanlar ancak onlardır.

(Ali İmran 104)

Şaban Piriş Meali:

Sizden hayra davet eden, iyiliği emredip, kötülükten uzaklaştıran bir ümmet oluşsun. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

(Ali İmran 104)

Talat Koçyiğit Meali:

Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten nehyeden bir topluluk oluşsun. İşte asıl kurtuluşa erenler bunlardır.

(Ali İmran 104)

Tefhimul Kuran Meali:

Sizden, hayra çağıran, iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır.

(Ali İmran 104)

Ümit Şimşek Meali:

İçinizden öyle bir topluluk bulunmalı ki, hayra çağırsın, iyiliği teşvik etsin, kötülükten sakındırsın. İşte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.(19)*

(Ali İmran 104)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İçinizden hayra çağıran, doğruluk ve güzelliği belirlenene özendiren, kötülük ve çirkinlik belirlenenden sakındıran bir topluluk olsun. Kurtuluş ve zafere erenler işte onlardır.

(Ali İmran 104)