3. Ali İmran Suresi / 194.ayet

Rabbimiz, bize elçilerin aracılığıyla vaat ettiklerini ver ve bizi kıyamet günü rezili rüsva etme, zira sen vaadinden asla dönmezsin.

Bknz: (4/87)(30/6)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 194 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Rabbimiz, bize ver peygamberlerine vaadettiklerini ve aşağılık bir hale getirme bizi kıyamet gününde, gerçekten de sen vaadinden dönmezsin.

(Ali İmran 194)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Rabbimiz, elçilerin (vesilesiyle) va'ad ettiklerini bize de ver, (nimet ve nusretinden mahrum bırakma,) kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, asla va'adine muhalefet etmeyensin (Hakk sözünde duransın).

(Ali İmran 194)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vadettiğin şeyleri bize ver. Kıyamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şüphesiz sen, sözünden asla caymazsın.”

(Ali İmran 194)

Adem Uğur Meali:

Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!

(Ali İmran 194)

Ahmet Hulusi Meali:

"Rabbimiz, bize, Rasullerine vadettiğini ver ve kıyamet sürecinde bizi rezil duruma düşürme! Muhakkak ki vaadinden dönmeyensin sen. "

(Ali İmran 194)

Ahmet Tekin Meali:

“Ey Rabbimiz, bize Rasullerinin ağzından va'dettiklerini de ver. Kıyamet günü bizi rezil rüsvay etme. Sen belirlenmiş hesap gününü gerçekleştirme sözünden dönmeyecek ve ertelemeyeceksin” diyenlerdir.

(Ali İmran 194)

Ahmet Varol Meali

"Ey Rabbimiz! Peygamberlerin vasıtasıyla vaadetmiş olduklarını bize ver ve kıyamet gününde bizi rezil etme! Şüphesiz sen asla sözünden dönmezsin."

(Ali İmran 194)

Ali Bulaç Meali:

"Rabbimiz, elçilerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin."

(Ali İmran 194)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Ey Rabbimiz, peygamberlerinin lisânı üzere bize vâdettiğin sevabı ver ve kıyamet gününde bizi rüsvay etme. Şüphe yok ki sen vaadinden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Efendimiz! Elçilerinle söz verdiklerini bize ver. Yeniden Yaratılış Günü'nde, bizi aşağılama. Kuşkusuz, Sen, verdiğin sözden asla dönmezsin!"

(Ali İmran 194)

Ali Ünal Meali:

“Rabbimiz! Ve rasûllerin vasıtasıyla bize va’dettiğin (mükâfatı, Cennet ve Cemalini) bize lütuf buyur ve bizi Kıyamet Günü’nde rüsvay etme. Şüphesiz ki Sen, asla sözünden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Bahaeddin Sağlam Meali:

“Ey Rabbimiz! Resullerin vasıtasıyla bize söz verdiklerini ver, kıyamet günü bizi alçaltma! (Mahrum bırakma) Hiç şüphesiz Sen, sözünde duransın.” derler.

(Ali İmran 194)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Ey Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vaad ettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil etme; şüphesiz sen vaadinden caymazsın."

(Ali İmran 194)

Bekir Sadak Meali:

«ORabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kiyamet gunu bizi rezil etme. Sen suphesiz sozunden caymazsin".

(Ali İmran 194)

Besim Atalay Meali:

Ey Tanrımız! Peygamberlere verdiğin sözü, bize dahi ver, kıyamet günü horlama sen bizleri, caymazsın sen sözünden»

(Ali İmran 194)

Celal Yıldırım Meali:

Rabbimiz! peygamberlerine bizim için va'dettiklerini bize ver, Kıyamet günü bizi rezîl ve rüsvay etme. Şüphesiz ki sen va'dinden dönmezsin.

(Ali İmran 194)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Ey Rabbimiz! Peygamberlerin vasıtasıyla vaat ettiğin şeyi bize bahşet ve kıyamet günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, sen sözünden asla caymazsın!”

(Ali İmran 194)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Rabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın".

(Ali İmran 194)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize va'dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va'dinden dönmezsin."

(Ali İmran 194)

Diyanet Vakfı Meali:

Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!

(Ali İmran 194)

Edip Yüksel Meali:

'Rabbimiz, elçilerin yoluyla bize söz verdiğin şeyi ver, diriliş gününde bizi rezil etme. Sen sözünden hiç caymazsın.'

(Ali İmran 194)

Elmalılı Orjinal Meali:

Rabbena! Hem Peygamberlerine karşı bizlere va'dettiklerini ihsan buyur da Kıyamet günü yüzlerimizi kara çıkarma, şübhe yok ki sen va'dinde hulfetmezsin

(Ali İmran 194)

Elmalılı Yeni Meali:

"Ey Rabbimiz, peygamberlerinle bize va'd ettiklerini ver. Kıyamet gününde yüzümüzü kara çıkarma! Şüphesiz Sen, sözünden caymazsın!"

(Ali İmran 194)

Erhan Aktaş Meali:

Rabb'imiz! Rasullerinin diliyle vadettiklerini bize ver, Kıyamet Günü'nde bizi alçaltma; kuşkusuz, Sen, verdiğin sözden dönmezsin.

(Ali İmran 194)

Gültekin Onan Meali:

"Rabbimiz, elçilerine vaadettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin."

(Ali İmran 194)

Hakkı Yılmaz Meali:

(190-194) Göklerin ve yeryüzünün oluşturuluşunda, gecenin ve gündüzün ardarda gelişinde, elbette, ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah'ı anan; göklerin ve yerin oluşturuluşu üzerinde: “Rabbimiz! Sen, bunu boş yere oluşturmadın, Sen, tüm noksanlıklardan arınıksın. Artık bizi Ateş'in azabından koru! Rabbimiz! Şüphesiz Sen, kimi o ateşe girdirirsen artık onu kesinlikle rezil etmişsindir. Şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar için yardımcılardan da hiç kimse yoktur. Rabbimiz! Şüphesiz ki biz, “Rabbinize inanın!” diye çağıran bir nidacıyı duyduk ve hemen inandık. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi “iyi adamlar” ile birlikte, geçmişte yaptıklarımızı ve yapmamız gerekirken yapmadıklarımızı bir bir hatırlattır/öldür. Rabbimiz! Ve bize, elçilerin üzerine vaat ettiğin şeyleri ver, kıyâmet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen, verdiğin sözden dönmezsin” diye iyiden iyiye düşünen kavrama yetenekleri olanlar için nice alâmetler/göstergeler vardır.

(Ali İmran 194)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Rabbimiz! Resûllerine vadettiğini bize ver ve Kıyamet Gününde bizi rezil etme. Şüphesiz ki sen, sözünden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Harun Yıldırım Meali:

“Rabbimiz bize rasullerine vaad ettiğin şeyi bize ver ve bizi kıyamet günü rüsva etme, elbette ki sen vadinden dönmezsin!”

(Ali İmran 194)

Hasan Basri Çantay:

"Ey Rabbimiz, senin peygamberlerine karşı bize va'd etdiklerini ver bize. Kıyaamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şübhe yok ki Sen asla sözünden dönmezsin".

(Ali İmran 194)

Hayrat Neşriyat Meali:

Rabbimiz! Artık peygamberlerin vâsıtasıyla bize va'd ettiklerini bize ver ve bizi kıyâmet günü rezîl etme! Şübhesiz ki sen, va'd(in)den dönmezsin.”(3)*

(Ali İmran 194)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(191-194) [Sağlıklı akıl sahibi olanlar] ki, ayakta, otururken ve yanları üzerinde [yatar] iken, Allah'ı hatırlayıp ankar ve göklerin ve yerin [tüm evrenin] yaratılışı konusunda düşünürler. "RAB'bimiz, bunu [evreni] yalan [gereksiz] olarak yaratmadın, seni tenzih ederiz artık bizi (o) ateşin azabından koru. RAB'bimiz, kesinlikle sen kimi ateşe girdirirsen, onu rezil etmişsindir. Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur. RAB'bimiz, kesinlikle biz "RAB'binize inanın!" diye inanca çağıran bir davetçi (kur'an'ı)¹ işittik, ardından inandık. RAB'bimiz, artık cezayı gerektiren işlerimizi bize bağışla, bizden kötülükleri tamamen örtüp yok et ve bizi iyilerle beraber vefat ettir. RAB'bimiz, bir de Elçilerinin üzerinden bize söz verdiğini bize ver, kıyamet gününde bizi rezil etme. Gerçekten sen, verilen söze aykırı hareket etmezsin." [dediler]²

(Ali İmran 194)

Hüseyin Atay Meali:

Rabbimiz! Elçilerinle bize vaadettiğini ver, bizi diriliş günü rezil etme; doğrusu, Sen sözünden caymazsın"

(Ali İmran 194)

İbni Kesir Meali:

Rabbımız; bize peygamberlerinin va'd ettiklerini ver ve kıyamet günü rezil etme bizi. Sen, sözünden asla dönmezsin.

(Ali İmran 194)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla bize vaat ettiklerini bize ver. Kıyamet günü bizi alçaltma, sen vaadinden dönmezsin” diye duya ederler.

(Ali İmran 194)

İskender Ali Mihr Meali:

Rabbimiz! Resûllerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin şeyleri bize ver ve kıyamet günü bizi rezil ve perişan etme. Muhakkak ki sen vaadinden dönmezsin.

(Ali İmran 194)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ey çalabımız! Elçilerinle bize verdiğin sözü yerine getir. Kıyamet günü bizi alçaltma. Çünkü Sen verdiğin sözden dönmezsin.»

(Ali İmran 194)

Kadri Çelik Meali:

“Rabbimiz! Peygamberlerin vesilesiyle vaat ettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın.”

(Ali İmran 194)

Mahmut Kısa Meali:

“Ey Rabb’imiz! Elçilerin aracılığıyla bize vadettiğini, yani, dünyada zafer ve üstünlüğü, ahirette ise sonsuz cennet nimetlerini bizlere bahşet; Diriliş Günü bizi mahcup etme! Kuşku yok ki Sen, verdiğin sözden asla caymazsın!”

(Ali İmran 194)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İhsan edip ver bize, peygamberlerin aracılığıyla vaad ettiklerini. Eyleme bizi hor, İçler acısı kıyamet günü Ey Rabbimiz. Şüphesiz Sen sözden dönmeyensindir.

(Ali İmran 194)

Mehmet Türk Meali:

“Ey Rabbimiz! Bize Peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini ver ve kıyamet günü bizi, rezil-rüsva etme. Şüphesiz Sen verdiğin sözden asla dönmezsin.” (diye dua ederler.)

(Ali İmran 194)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Ey Rabbimiz, peygamberlerin dilinden söz verdiklerini (de) bize ver. Kıyamet günü bizi rezil etme. Sen, kesinlikle sözünden caymazsın.”

(Ali İmran 194)

Muhammed Esed Meali:

"Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaad ettiğin şeyi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, sen sözünden asla caymazsın!"

(Ali İmran 194)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Rabbimiz, bize, elçilerin aracılığıyla söz verdiklerini de ikram eyle ve diriliş gününde bizi aşağılık kılma. Kuşkusuz sen, sözünden dönmezsin!"

(Ali İmran 194)

Mustafa Çavdar Meali:

Rabbimiz, bize elçilerin aracılığıyla vaat ettiklerini ver ve bizi kıyamet günü rezili rüsva etme, zira sen vaadinden asla dönmezsin.

Bknz: (4/87) - (30/6)

(Ali İmran 194)

Mustafa Çevik Meali:

190-194 Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbirini izlemesinde ve uzayıp kısalmasında, Allah’ın ilmini, kudretini, azametini, yüceliğini gösteren deliller ve mesajlar vardır. Bunu ancak Allah’ı layıkıyla kavrayan, kavramaya çalışan temiz akıl sahipleri anlarlar. Bu kimseler ayakta iken, otururken veya yatarken, her durumda Allah’ı düşünür ve şöyle dua ederler: “Rabbimiz! Sen bu kâinatı ve insanları sebepsiz yaratmadın. Bizlerin yaratılış sebebimize uygun yaşama gayretimizi artır. Rabbimiz, yüce olan yalnız Sensin, bizleri cehennem azabından koru! Ey Rabbimiz! Kim cehennem ateşine girmeyi hak etmişse, artık o hor ve hakir olmuştur. Böylelerine yardım edecek kimse de yoktur. Ey Rabbimiz! Biz ‘Rabbimizin davetine iman edin’ diyen Peygamber’i işittik ve onun davetine iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, bizleri affet, kötülüklerimizi ört ve ruhlarımızı İslâm’a teslim olmuş kullarınla beraber yanına al. Peygamberlerine vaat ettiğin cenneti, cennet nimetlerini bize de nasip eyle, Kıyamet ve Hesap Günü bizi utandırma, yüzümüzü kara çıkarma, şüphesiz Sen vaadinden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Rabbimiz! Elçilerin aracılığıyla yaptığın vaadi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Çünkü Sen, vaaadinden asla caymazsın!"

(Ali İmran 194)

Osman Okur Meali:

Rabbimiz, bize elçilerinle vaat ettiğin şeyleri ver ve kıyamet günü bizi perişan etme, sen sözünden dönmezsin.

(Ali İmran 194)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ey Rabbimiz! Peygamberlerine karşı bizlere vaad buyurduklarını bizlere ihsan buyur. Ve bizleri Kıyamet gününde rüsvay etme. Şüphe yok ki, sen vaad buyurduğundan dönmezsin.»

(Ali İmran 194)

Ömer Öngüt Meali:

“Ey Rabbimiz! Bize peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil etme, rüsvay etme! Şüphesiz ki sen vaadinden caymazsın. ”

(Ali İmran 194)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rabbimiz! Bize, elçilerin aracılığıyla söz verdiğin nimetleri bahşet. Kıyamet günü bizi utanılacak duruma düşürme. Sen asla sözünden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Sadık Türkmen Meali:

“Rabbimiz! Rasûllerin aracılığı ile bize vadettiklerini ver. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz Sen vadinden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Seyyid Kutub Meali:

Ey Rabbimiz, peygamberlerinin ağzından vaad ettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi perişan etme, kuşku yok ki sen sözünden caymazsın.»

(Ali İmran 194)

Suat Yıldırım Meali:

"Rabbena! Resullerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin mükafatları bize lütfet, bizi kıyamet günü rezil ve perişan eyleme. Sen asla sözünden dönmezsin!"

(Ali İmran 194)

Süleyman Ateş Meali:

"Rabbimiz bize, elçilerine va'dettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil, perişan etme. Zira sen verdiğin sözden caymazsın!"

(Ali İmran 194)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Rabbimiz! Elçilerin aracılığı ile söz verdiğin her şeyi bize ver. Kıyamet günü bizi perişan etme. Sen sözünden dönmezsin."[1]

1)(Bkz. Furkan 25/70)  

(Ali İmran 194)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Rabbimiz! Bize, elçilerin aracılığıyla verdiğin sözü yerine getir, Kıyamet Günü bizi utandırma. Çünkü Sen sözünden dönmezsin."

(Ali İmran 194)

Şaban Piriş Meali:

Rabbimiz, bize elçilerinle vaat ettiğin şeyleri ver ve kıyamet günü bizi perişan etme, sen sözünden dönmezsin.

(Ali İmran 194)

Talat Koçyiğit Meali:

"Rabbımız! Peygamberlerinle bize vad ettiklerini de bize ver ve kıyamet günü bizi zelil etme. Şüphesiz sen, vadinden dönmezsin."

(Ali İmran 194)

Tefhimul Kuran Meali:

«Rabbimiz, peygamberlerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin.»

(Ali İmran 194)

Ümit Şimşek Meali:

“Rabbimiz! Elçilerinle bize vaad ettiğin şeyi bize ver; kıyamet gününde bizi rezil etme. Sen zaten vaadinden dönmezsin.”

(Ali İmran 194)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen, vaadine asla ters düşmezsin."

(Ali İmran 194)