3. Ali İmran Suresi / 66.ayet

İşte siz böylesiniz; hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda haydi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!

Bknz: (3/20)(43/58)

Mustafa Çavdar Meali

Ali İmran 66 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şöyleböyle bilginiz olan şeye dair tartışıp duruyorsunuz ama hiç bilginiz olmayan şeyde de ne diye tartışmaya kalkışırsınız? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki haydi) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa (her şeyin gerçeğini) Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Abdullah Parlıyan Meali:

Siz bilginiz olan şeyler hakkında tartışırdınız, ama hiç bilmediğiniz şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Allah herşeyi bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Adem Uğur Meali:

İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ahmet Hulusi Meali:

Az çok bildiğiniz konularda tartışıp durdunuz, neyse... Fakat hiç bilmediğiniz bir konuda neden tartışırsınız? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!

(Ali İmran 66)

Ahmet Tekin Meali:

İşte siz böylesiniz. Hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda deliller getirerek tartıştınız, anladık. Niçin hakkında bilginiz olmadığı konularda delil icat ederek tartışıyorsunuz? Bunları Allah biliyor, sizin bu konularda bilginiz yok, hiçbir şey bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ahmet Varol Meali

Siz şu (akıl edemeyen) kimseler! Diyelim ki, hakkında bilgi sahibi olduğunuz bir hususta tartışmaya girdiniz. Hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir hususta niçin tartışıyorsunuz! Allah bilir, siz ise bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ali Bulaç Meali:

İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte siz, o kimselersiniz ki, hakkında biraz bilgi sahibi olduğunuz şeyde (kitabınızda olan âhir zaman Peygamberine âit vasıflarda) niçin münakaşa ettiniz; ya hiç bir bilginiz olmayan şeyde (İbrahim'in dini hakkında) niçin münakaşa edersiniz? Allah hakikati bilir; halbuki siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte, siz böylesiniz; bilginiz olan bir konuda tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir konuda neden tartışıyorsunuz? Allah bilir, ama siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ali Ünal Meali:

İşte siz böylesiniz: hakkında kesin bilgi sahibi olduğunuz bir konuda bile (hiç akletmez, doğruyu kabullenmez ve) böyle tartışıp iddialaşırken, hakkında sağlam hiçbir bilgiye sahip olmadığınız konularda ne diye tartışıp iddialaşırsınız? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte sizler, bildiğiniz konularda tartıştınız. Hiç bilmediğiniz konularda neden tartışıyorsunuz? Sizler hiçbir şey bilmez iken Allah her şeyi bilir.

(Ali İmran 66)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte siz böyle kimselersiniz! Haydi bilginiz olan şeyler hakkında tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz? Halbuki Allah her şeyi bilir, ama siz bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

Bekir Sadak Meali:

Siz, hadi bilginiz olan sey uzerinde tartisanlarsiniz. Ama bilginiz olmayan sey hakkinda nicin tartisirsiniz. Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Besim Atalay Meali:

Ha, işte siz, bildiğiniz şeyler üzerine de çekişmektesiz, niçin bilmediğiniz şeyler hakkında da çekişirsiz? Allah bilir, sizlerse bilmezsiz

(Ali İmran 66)

Celal Yıldırım Meali:

İşte siz böylesiniz; haydi bilginiz olan şey hakkında tartışıp durunuz, ama bilmediğiniz şey hakkında niye tartışırsınız ?! Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilgi sahibi olduğunuz şey (kitabınızda olan son peygamberine ait özellikler) hakkında tartıştınız. Ya hiç bir bilginiz olmayan şey (İbrahim'in dini) hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysaki (her şeyi) Allah bilir, siz bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Siz, hadi bilginiz olan şey üzerinde tartışanlarsınız. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.  *

(Ali İmran 66)

Edip Yüksel Meali:

Bilgi sahibi olduğunuz konularda tartışıp duruyorsunuz! Peki hakkında hiç bir bilgiye sahip olamadığınız bir konuda nasıl tartışabiliyorsunuz? Siz bilmeyebilirsiniz; ama ALLAH bilir.

(Ali İmran 66)

Elmalılı Orjinal Meali:

İşte siz öylesiniz, haydi biraz bilginiz olan şeyde münakaşa etdiniz, ya hiç bir ilminiz olmıyan şeyde niçin münakaşa edersiniz? Halbuki Allah bilir siz bilmiyorsunuz

(Ali İmran 66)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte siz öylesiniz, diyelim ki, biraz bilginiz olan konuda tartıştınız. Ama hiç bilginiz olmayan konuda ne diye tartışırsınız? Oysa Allah bilir, siz ise bilmiyorsunuz.

(Ali İmran 66)

Erhan Aktaş Meali:

Diyelim ki bildiğiniz şeyler hakkında tartıştınız. Peki, hiçbir bilginiz olmayan konularda ne diye tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Gültekin Onan Meali:

İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Tanrı bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Hakkı Yılmaz Meali:

İşte siz bunlarsınız. Biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, peki, hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Ve Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bilginiz olan konuda tartışmanız anlaşılır da ne diye bilginiz olmayan konuda tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Harun Yıldırım Meali:

İşte siz böylesiniz! Hadi bildiğiniz konuda tartıştınız; hiçbir bilginiz olmayan bir şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir; siz ise bilmezsiniz...

(Ali İmran 66)

Hasan Basri Çantay:

İşte sizler onlarsınız ki hakkında (biraz) bilginiz olan şeyde (haydi) çekişdiniz (diyelim, ya) hiç bilgi (niz) olmayanlar hakkında haala neye çekişib duruyorsunuz? Halbuki (her şey'i) Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte siz öyle kimselersiniz ki, (haydi) hakkında (biraz) bilgi sâhibi olduğunuz şeyde(Mûsâ ve Îsâ mes'elesinde) tartıştınız; fakat hakkında hiç bilgi sâhibi olmadığınız şeyde(İbrâhîm mes'elesinde) niçin tartışıyorsunuz? Hâlbuki (onun gerçek mâhiyetini) Allah bilir, siz ise bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Hubeyb Öndeş Meali: /

işte siz, işte bunlar, kendisi hakkında size herhangi bir bilgi olmayan konuda tartıştınız! Neden bilginiz olmayan konuda tartışıyorsunuz? Hâlbuki siz bilmiyorken, Allah biliyor.

(Ali İmran 66)

Hüseyin Atay Meali:

İşte, siz o kimselersiniz ki, bilginiz olan hususta tartıştınız diyelim, ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa, Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

İbni Kesir Meali:

Siz, hadi bilginiz olan şey üzerine münakaşa eden kimselersiniz. Ya bilginiz olmayan şey üzerine niçin münakaşa ediyorsunuz? Halbuki Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

İlyas Yorulmaz Meali:

Ama siz öyle kimselersiniz ki, hakkında bilginiz olmayan konularda tartışıyorsunuz. Niçin bilginiz olmayan konularda tartışıyorsunuz? Allah bilir, ama siz bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte siz busunuz. Kendisine dair ilminiz olmayan bir şey hakkında tartıştınız. Artık bilginiz olmayan bir şey hakkında siz niçin tartışıyorsunuz? Ve Allah bilir ve siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte siz böylesinizdir. Haydi, bildikleriniz üzerine çekiştiniz, ya bilmedikleriniz üzerine ne diye çekişiyorsunuz? Oysaki Allah bilir de siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Kadri Çelik Meali:

Siz hadi bilginiz olan şey üzerinde tartıştınız. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışırsınız? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Mahmut Kısa Meali:

Hadi diyelim ki, az çok bilginiz olan konularda tartıştınız; peki İbrahim’in inanç sistemi gibi hiç bilmediğiniz konularda ne diye tartışıyorsunuz? Oysa ki, bu gibi gayba dâir konuları ancak Allah bilir, siz bilemezsiniz. İşte her şeyi en iyi bilen Allah, size hakîkati bildiriyor:

(Ali İmran 66)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte siz böylesiniz, farz edelim ki bildiğiniz bir şey hakkında tartıştınız sizler. Malumatınız olmayan şey hakkında ne diye tartışıp duruyorsunuz sizler? (Rab olan) Allah her şeyi bilir halbuki, fakat hiç bir şey bilemezsiniz sizler.

(Ali İmran 66)

Mehmet Türk Meali:

İşte siz, böylesiniz. Diyelim ki hakkında biraz bilgi sahibi olduğunuz (İsa) hakkında tartıştınız. Peki, hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığınız (İbrahim) hakkında da, niçin tartışıyorsunuz? (Şunu unutmayın ki) Allah (her şeyi) bilir, siz (hiçbir şey) bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Muhammed Celal Şems Meali:

Dinleyin! Hani sizler bilginiz olan şeyler hakkında tartışan kimselerdiniz. Peki, (şimdi) hiç bilginiz olmayan şeyler hakkında, neden tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Muhammed Esed Meali:

Siz, bilginiz olan şeyler hakkında tartışırdınız, ama hiç bilmediğiniz şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Halbuki Allah (onu) bilir, ama siz bilmezsiniz:

(Ali İmran 66)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte siz böylesiniz. Hadi, hakkında bilginiz olan konularda tartışıyorsunuz. Peki hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Allah biliyor ama siz bilmiyorsunuz.

(Ali İmran 66)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte siz böylesiniz; hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda haydi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!

Bknz: (3/20) - (43/58)

(Ali İmran 66)

Mustafa Çevik Meali:

66-68 Ey Kitap Ehli! Neden aranızda İbrahim’in Yahudi ya da Hıristiyan olduğunu tartışıp duruyorsunuz? Hâlbuki Tevrat da İncil de İbrahim’den çok sonra indirilmişti. Sizin uydurduğunuz Yahudilik ve Hıristiyanlık İbrahim’in zamanında ortaya çıkmış bilinen bir şey bile değildi. Bunları düşünmeden İbrahim’e nasıl iftira atarsınız? İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyan idi. O, Allah’tan başkasını Rab ve ilah edinmeyen, O’nun daveti İslam nizamına yürekten teslim olmuş bir Müslümandı ve asla müşriklerden değildi. Allah bu gerçeği size bildiriyor fakat sizler bunu anlamak istemiyorsunuz. İbrahim’e en yakın olanlar, yalnız Allah’ı Rab ve ilah edinip, Kur’an’ın davetine iman ederek Peygambere uyanlardır.

(Ali İmran 66)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hadi şu bildiğiniz şeylerde tartıştınız, fakat bilmediğiniz şey hakkında niçin tartışırsınız? Halbuki Allah bilir, fakat siz bilemez siniz:

(Ali İmran 66)

Osman Okur Meali:

İşte siz öylesiniz, biraz bir şeyler bildiğiniz konuda hadi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!

(Ali İmran 66)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

İşte siz o kimselersiniz ki, sizin için kendisine dair bilgi bulunan şeyde mücadelede bulundunuz. Artık sizin için kendisine ait bilgi bulunmayan şey hakkında ne için mücadelede bulunuyorsunuz? Halbuki Allah Teâlâ bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ömer Öngüt Meali:

Hadi siz bilginiz olan şey hakkında tartışıyorsunuz. Fakat bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Allah her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ömer Sevinçgül Meali:

Siz busunuz işte! Haydi hakkında bilginiz olanı tartışırsınız, ya hakkında hiçbir ilminiz olmayan bir konuyu niçin tartışıyorsunuz! Oysa, Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Sadık Türkmen Meali:

İşte siz böyle kimselersiniz! Diyelim ki biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız. Ya hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Seyyid Kutub Meali:

Diyelim ki, hakkında bilgi sahibi olduğunuz İsa konusu üzerinde tartıştınız. Peki hiç bilmediğiniz bir konu üzerinde ne diye tartışıyorsunuz? Allah bilir fakat siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Suat Yıldırım Meali:

Haydi diyelim ki az çok bildiğiniz konularda tartışıyorsunuz. Peki ne diye hakkında bilginiz olmayan hususlarda tartışıyorsunuz! Halbuki işin doğrusunu Allah bilir, siz bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

Süleyman Ateş Meali:

Haydi siz, biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız; ama hiç bilginiz olmayan şey hakkında neden tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Siz hakkında bilginiz olan konuda tartışırsınız, ama hakkında bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıyorsunuz? Bunları bilen Allah'tır, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bilginiz olan bir konuda tartışabilirsiniz. Peki bilginiz olmayan bir konuda niçin tartışıyorsunuz? Onu ancak Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Şaban Piriş Meali:

İşte siz öylesiniz, biraz bir şeyler bildiğiniz konuda hadi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!

(Ali İmran 66)

Talat Koçyiğit Meali:

Haydi siz, bilginiz olan hususlarda münakaşa eden kimselersiniz; fakat bilginizin olmadığı hususlarda niçin münakaşa ediyorsunuz? Oysa Allah (her şeyi) bilir de siz bilemezsiniz.

(Ali İmran 66)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hakkında hiç bilginiz olmayan şey konusunda ne diye tartışıp duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Ümit Şimşek Meali:

Siz ki, bir parça bilginiz olan konuda tartıştınız diyelim; hiçbir bilginiz olmayan şey hakkında nasıl oluyor da tartışmaya giriyorsunuz? Herşeyi Allah bilir, siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte siz böyle insanlarsınız! Hakkında biraz bilginiz olan şeyde çekişmeye girdiniz. Peki, hakkında hiçbir bilginiz olmayan şeyde neden tartışmaya giriyorsunuz? Allah bilir ama siz bilmezsiniz.

(Ali İmran 66)