29. Ankebut Suresi / 22.ayet

Siz, ne yeryüzünde ne de gökyüzünde Allah’ın elinden kaçıp kurtulamazsınız, İyi bilin ki sizin Allah’tan başka veliniz de yardımcınız da yoktur.

Bknz: (2/107)(32/4)

Mustafa Çavdar Meali

Ankebut 22 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Siz onu, ne yeryüzünde aciz bırakabilirsiniz, ne gökyüzünde ve size, Allah'tan başka da ne bir dost var, ne bir yardımcı.

(Ankebut 22)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Siz yerde ve gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de olmayacaktır.

(Ankebut 22)

Abdullah Parlıyan Meali:

Sizin ne yerde, ne gökte Allah'ın azabından kurtulup kaçacağınız bir yer yoktur. Sizin için Allah'ın dışında, O'ndan gelecek felaketlere karşı, sizi koruyacak herhangi bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.

(Ankebut 22)

Adem Uğur Meali:

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

(Ankebut 22)

Ahmet Hulusi Meali:

"Siz, ne arzda ve ne semada güçsüz bırakamazsınız! Sizin Allah'tan başka ne bir Veliyy'niz ve ne de bir yardımcınız yoktur. "

(Ankebut 22)

Ahmet Tekin Meali:

Siz, yerde ve gökte Allah'ı âciz bırakamazsınız, koyduğu kanunların dışına çıkarak yakanızı kurtaramazsınız. Allah'ın dışında, kulları durumundakilerden size, ne bir koruyucu, ne de bir yardım eden bulunur.

(Ankebut 22)

Ahmet Varol Meali

Siz ne yerde, ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakabilirsiniz. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

(Ankebut 22)

Ali Bulaç Meali:

Siz yerde ve gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

(Ankebut 22)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Siz, ne yerde, ne de gökte (Rabbinizi azab etmekten) aciz bırakacak değilsiniz. Sizin için Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.

(Ankebut 22)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yeryüzünde ve gökte güçsüz bırakamazsınız. Sizin için, Allah'tan başka ayrıca, ne bir dost ne de bir yardımcı yoktur.

(Ankebut 22)

Ali Ünal Meali:

Siz, yerin derinliklerine de girseniz, semanın enginliklerine de çıksanız, Allah’ın hakimiyetinden ve hakkınızdaki hükmünden kurtulamazsınız. Sonra, Allah’tan başka ne size sahip çıkacak bir koruyucunuz, ne de bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Yeryüzünde ve gökte Allah’ı aciz bırakacak (O’ndan kurtulacak) değilsiniz. Allah’tan başka ne bir sahibiniz ne de yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Sizler ne yerde ne gökte Allah'ı aciz bırakabilirsiniz. Sizin Allah'tan başka dostunuz ve yardımcınız da yoktur."

(Ankebut 22)

Bekir Sadak Meali:

Siz ne yeryuzunde ve ne de gokte Allah'i aciz birakabilirsiniz. Allah'tan baska bir dost ve yardimciniz da bulunmaz. *

(Ankebut 22)

Besim Atalay Meali:

Yerde, gökte gücünüz yetmez Ona, Allahtan ayrı size ne bir dost vardır, ne de yardımcı

(Ankebut 22)

Celal Yıldırım Meali:

Ve siz ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakacak değilsiniz. Sizin için Allah'tan başka ne bir yakın dost, ne de bir yardımcı vardır.

(Ankebut 22)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Siz, ne yerde ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakacak değilsiniz (O'nun yapacaklarına engel olamazsınız). Sizin Allah'tan başka hiçbir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.

(Ankebut 22)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Siz ne yeryüzünde ve ne de gökte Allah'ı aciz bırakabilirsiniz. Allah'tan başka bir dost ve yardımcınız da bulunmaz."*

(Ankebut 22)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Siz, yerde de gökte de (Allah'ı) aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah'tan başka ne bir dostunuz, ne de bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Diyanet Vakfı Meali:

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.  *

(Ankebut 22)

Edip Yüksel Meali:

Siz ne yeryüzünde ne de gökte bunu engelleyemezsiniz. Sizin ALLAH'tan başka Sahibiniz ve Yardımcınız yoktur.

(Ankebut 22)

Elmalılı Orjinal Meali:

Siz de aciz bırakacak değilsiniz size de ne Yerde ne Gökte, Allahdan başka ne bir veliy ne de bir nasir yoktur

(Ankebut 22)

Elmalılı Yeni Meali:

Siz, ne yeryüzünde, ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakacak değilsiniz ve size Allah'tan başka ne bir dost var, ne de bir yardımcı!

(Ankebut 22)

Erhan Aktaş Meali:

Siz, yerde ve gökte aciz bırakacak değilsiniz[1]. Sizin Allah'tan başka veliniz[2] ve yardımcınız yoktur.

1)Ne gökyüzünde ne de yeryüzünde Allah'ın hükmünden kurtulamazsınız.
2)Koruyucu, yardımcı, gözeten, destekleyici, yandaş. Kur'an'da yer alan, "veli" sözcüğü; "dost," olarak çeviriye konu edilmektedir. Oysaki bu sözcük, etik anlamda dostluğu değil; siyasi bağlamda, yönetmeyi, korumayı, gözetilmeyi ifade etmektedir.

(Ankebut 22)

Gültekin Onan Meali:

Siz yerde ve gökte (Tanrı'yı) aciz bırakamazsınız. Sizin Tanrı'nın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

(Ankebut 22)

Hakkı Yılmaz Meali:

(20-22) De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın da, O'nun oluşturmaya nasıl başladığına bir bakın. Sonra Allah, son yapıyı inşa edecektir. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetirendir. O, dilediği kimseye azap eder, dilediği kimseye de rahmet eder. Ve siz yalnızca O'na döndürüleceksiniz. Ve siz yeryüzünde ve gökte âciz bırakanlar değilsiniz. Ve sizin için Allah'ın astlarından bir koruyucu, yol gösterici yakın ve yardımcı yoktur.”

(Ankebut 22)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Siz, yerde ve gökte (Allah’ın vaadini yerine getirmesine engel olup) O’nu aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah’ın dışında ne bir dostunuz ne de bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Harun Yıldırım Meali:

Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

(Ankebut 22)

Hasan Basri Çantay:

Siz ne yerde, ne gökde (Onu) aaciz bırakıcı değilsiniz. Allahdan başka sizin hiçbir veliniz ye yardımcınız da yokdur".

(Ankebut 22)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem siz, ne yerde ne de gökte Allah'ı âciz bırakacak kimseler değilsiniz. Ve sizin için Allahdan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.

(Ankebut 22)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Siz, Yerde ve gökte [tüm evrende] aciz bırakıcılar değilsiniz. Sizin için, Allah'tan beride, hiçbir veli ve hiçbir devamlı yardımcı yoktur.

(Ankebut 22)

Hüseyin Atay Meali:

Siz yeryüzünde de, gökte de kaçacak yer bulamazsınız. Allah’tan başka bir dost ve yardımcınız da yoktur.

(Ankebut 22)

İbni Kesir Meali:

Siz ne yerde, ne gökte O'nu aciz bırakabilirsiniz. Allah'tan başka sizin hiç bir dostunuz ve yardımcınız da yoktur.

(Ankebut 22)

İlyas Yorulmaz Meali:

Siz ne yerde nede gökte yapacaklarından dolayı Allah'a engel olamazsınız. Sizin için Allah dan başka, ne bir koruyucunuz ve nede bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve siz, (Allah’ı) yerde ve gökte aciz bırakacak değilsiniz. Sizin Allah’tan başka velîniz (dostunuz) ve yardımcınız yoktur.

(Ankebut 22)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ne yerde, ne gökte Onu işinden alıkoyamazsınız. Sizin Ondan başka ne bir gözeticiniz, ne de bir yardımcınız yoktur.

(Ankebut 22)

Kadri Çelik Meali:

Siz yerde de gökte de (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

(Ankebut 22)

Mahmut Kısa Meali:

Ve siz ey zâlimler; ne yerde, ne de gökte Allah’ın elinden kaçıp kurtulabileceğinizi sanmayın! Yerin derinliklerine de saklansanız, göklere de tırmansanız, her hâlükârda Rabb’inizin huzuruna getirileceksiniz. İşte o zaman, kendinize O’ndan başka ne bir dost bulabilirsiniz, ne de bir yardımcı!

(Ankebut 22)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bırakamazsınız aciz, Allah'ı yerde ve gökte. Allah dışında veliniz ve yardımcınız da yoktur.

(Ankebut 22)

Mehmet Türk Meali:

“Siz, yerde de gökte de (Allah’ı asla) âciz bırakamazsınız. (Zâten) sizin Allah’tan başka, dostunuz da yardımcınız da yoktur.” de.

(Ankebut 22)

Muhammed Celal Şems Meali:

Siz yerde (de,) gökte (de Allah’ı) aciz bırakamazsınız. Allah’tan başka ne bir dostunuz ne (de) bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Muhammed Esed Meali:

Ne yeryüzünde ne de gökte Allah'ı başınızdan savamazsınız, (bunu hiç beklemeyin;) Sizi ne Allah'ın elinden alabilecek, ne de size yardım edebilecek kimse bulamazsınız.

(Ankebut 22)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Siz, ne yerde, ne de gökte Allah'ı engelleyemezsiniz. Sizin Allah'tan başka ne bir koruyucunuz, ne de bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Mustafa Çavdar Meali:

Siz, ne yeryüzünde ne de gökyüzünde Allah’ın elinden kaçıp kurtulamazsınız, İyi bilin ki sizin Allah’tan başka veliniz de yardımcınız da yoktur.

Bknz: (2/107) - (32/4)

(Ankebut 22)

Mustafa Çevik Meali:

21-22 Allah, peygamberler ve kitaplar göndererek insanları yaratılış sebeplerine uygun yaşamaya davet etmesine rağmen, ısrarla bu daveti reddedenleri hak ettikleri azapla cezalandırır. Davetine iman edip sorumluluklarını yerine getirenleri ise şefkat, merhamet ve rahmetiyle ödüllendirir. Sonunda hepiniz O’na döndürülüp hak ettiğiniz ile karşılaşacaksınız. Yerde ve gökte hak edeni, hak ettiği azaptan kurtarabilecek hiç kimse yoktur. Unutmayın ki sizin Allah’tan başka gerçek dost ve yardımcınız yoktur.

(Ankebut 22)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve O'nu, ne yerde ne de gökte asla atlatamazsınız; dahası, kendiniz için Allah'tan başka ne sadık bir dost ne de bir yardımcı asla bulamazsınız.

(Ankebut 22)

Osman Okur Meali:

Ne yeryüzünde ne de gökte Allah'ı aciz bırakamazsınız ; Sizi ne Allah'ın elinden alabilecek, ne de size yardım edebilecek kimse bulamazsınız.

(Ankebut 22)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve siz O'nu ne yerde ve ne de gökte aciz bırakıcılar değilsiniz ve sizin için Allah'tan başka bir velî, bir yardımcı da yoktur.

(Ankebut 22)

Ömer Öngüt Meali:

Siz ne yeryüzünde ne de gökte O'nu âciz bırakamazsınız. Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.

(Ankebut 22)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Siz ne yerde, ne de gökte onu aciz ‘etkisiz’ bırakamazsınız. Size, Allah’tan başka ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı bulunur!”

(Ankebut 22)

Sadık Türkmen Meali:

Siz Allah’ı âciz bırakamazsınız. Ne yeryüzünde, ne gökyüzünde! Sizin Allah’tan başka hiçbir dostunuz ve hiçbir yardımcınız da yoktur!

(Ankebut 22)

Seyyid Kutub Meali:

Ne yerde ve ne gökte Allah'ın yapacaklarına engel olamazsınız. Allah'dan başka hiçbir koruyucu dostunuz, hiçbir destekçiniz yoktur.

(Ankebut 22)

Suat Yıldırım Meali:

Sizler ne yerde, ne gökte Allah'ın hakimiyetinin dışına kaçarak kurtulamazsınız. Sizin Allah'tan başka ne koruyanınız, ne de yardımcınız yoktur.

(Ankebut 22)

Süleyman Ateş Meali:

Siz, ne yerde, ne de gökte Allah'(ın yapacağı iş)i engelleyemezsiniz. Sizin Allah'tan başka ne bir koruyucunuz, ne de bir yardımcınız vardır.

(Ankebut 22)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Siz, ne yerde ne de göklerde onu çaresiz bırakabilirsiniz; çünkü Allah ile aranıza girecek dostunuz da yoktur yardımcınız da.

(Ankebut 22)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O'nun elinden yerde de, gökte de kurtulamazsınız. Allah'a karşı ne bir korucuyu, ne de bir yardımcı bulabilirsiniz.

(Ankebut 22)

Şaban Piriş Meali:

Sizin, yerde de gökte de kaçacak bir yeriniz yoktur. Sizin Allah'tan başka sahibiniz de, yardımcınız da yoktur.

(Ankebut 22)

Talat Koçyiğit Meali:

Siz, ne yeryüzünde ve ne de gökyüzünde Allah'ı âciz bırakabilirsiniz ve sizin için Allah'tan başka ne bir dost ve ne de bir yardımcı vardır.

(Ankebut 22)

Tefhimul Kuran Meali:

Siz yerde de, gökte de (Allah'ı) aciz bırakamazsınız. Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de yoktur.

(Ankebut 22)

Ümit Şimşek Meali:

Ne yerde, ne de gökte Allah'ın elinden kurtulamazsınız. Sizin Allah'tan başka bir dostunuz da olmaz, yardımcınız da.

(Ankebut 22)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Siz ne yerde ne de gökte kimseyi aciz bırakamazsınız. Ve sizin, Allah'tan başka ne bir dostunuz vardır ne de bir yardımcınız.

(Ankebut 22)