7. Araf Suresi / 162.ayet

Fakat onlardan emri dinlemeyen zalimler, sözü kendilerine söylenenden başkası ile değiştirdiler. Biz de üzerlerine gökten azap yağdırdık.

Bknz: (2/59)(5/13)»(5/16)(41/40)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 162 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Fakat onlardan zulmedenler, sözü kendilerine söylendiğinden bambaşka bir tarza döküp değiştirdiler, biz de ettikleri zulüm yüzünden onlara gökyüzünden kötü, pis bir azab indirdik.

(Araf 162)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlardan zulmeden (birtakım hain kimseler), sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. (Bazen de ayetlerin lafzını değil, anlamını dejenere edip, kâfirlerin hoşuna gittiler) . Biz de bunun üzerine zulmetmeleri dolayısıyla gökten 'iğrenç bir azap' indirip (kahrımıza uğratmıştık).

(Araf 162)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ama ne yazık ki, onlardan yaratılış maksadına aykırı davrananlar, kendilerine söylenen sözü, başka bir sözle değiştirdiler ve bu yüzden biz de, yaptıkları bütün kötülüklerin karşılığı olarak, onların üzerine gökten bir bela ve afet gönderdik.

(Araf 162)

Adem Uğur Meali:

Fakat onlardan zalim olanlar, sözü, kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Biz de zulmetmelerinden ötürü üzerlerine gökten bir azap gönderdik.

(Araf 162)

Ahmet Hulusi Meali:

Onlardan bilfiil zulmedenler, sözü, kendilerine söylenenden başka (söz) ile değiştirdiler... Bu yüzden zulümlerinin karşılığı olarak semadan azap irsal ettik.

(Araf 162)

Ahmet Tekin Meali:

İçlerinden bir kısım zâlimler sözü değiştirdiler. Kendilerine söylenenden başka bir şekle soktular. Zulmü, haksızlığı alışkanlık haline getirdikleri için biz de onların üzerlerine gökten azap yağdırdık.

(Araf 162)

Ahmet Varol Meali

İçlerinden zulmedenler sözü kendilerine söylenmiş olandan başkasıyla değiştirdiler [11]. Biz de zulmetmelerinden dolayı onların üzerine gökten şiddetli bir azap indirdik.*

(Araf 162)

Ali Bulaç Meali:

Onlardan zulmedenler, sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. Biz de bunun üzerine zulmetmeleri dolayısıyla gökten 'iğrenç bir azab' indirdik.

(Araf 162)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Nihayet içlerinden o zulmedenler (edecekleri duayı eğlenceye alarak) sözü değiştirdiler, kendilerine söylenenden başka şekle koydular (Hıtta'yi Hınta= Bizi bağışla'yı buğday mânası haline soktular.) Zulmü âdet edinmeleri sebebiyle, biz de üstlerine, gökten murdar bir azâp indirdik.

(Araf 162)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bunun ardından, aralarındaki haksızlık yapanlar, kendilerine söylenenden başkasıyla sözü değiştirdiler. Haksızlık yaptıkları için, onların üzerine, gökten aşağılayıcı bir ceza indirdik.

(Araf 162)

Ali Ünal Meali:

Buna rağmen, içlerinde bulunan ve yanlışlarında ısrarla kendilerine zulmedenler, onlara söylenen (dua, tevazu, itaat ve sadakat) sözünü değiştirip bir başka şekle koydular (ve denilenin tersini yaptılar). Biz de, üzerlerine zulmedip durmalarından ötürü gökten murdar bir azap indirdik.

(Araf 162)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlardan zalim olanlar, bu emirleri kendilerine söylenen şekilden başka bir şekil ile değiştirdiler. Biz de zulmettiklerinden dolayı onların üzerine gökten pis bir azap indirdik.

(Araf 162)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Fakat onlardan zalim olanlar kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de zulmetmeleri sebebiyle üzerlerine gökten bir bela, bir afet gönderdik.

(Araf 162)

Bekir Sadak Meali:

Onlarin zulmedenleri, kendilerine soylenen sozu baskasiyle degistirdiler. Biz de, o zalimlere, zulumlerinden oturu gokten azap indirdik. *

(Araf 162)

Besim Atalay Meali:

İçlerinden zalimler, söylenen sözleri değiştirdiler, zulümleri yüzünden biz onlara gökten azap gönderdik

(Araf 162)

Celal Yıldırım Meali:

İçlerinden haksızlığı âdet edinenler kendilerine söyleneni başka bir söze çevirip değiştirdiler. Bu yüzden biz de onlara işledikleri haksızlığa karşılık gökten murdar bir azâb gönderdik.

(Araf 162)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Ama (ne yazık ki), onlardan kötülüğe eğilimli olanlar kendilerine söylenen sözü (tahrif edip) başka bir sözle değiştirdiler ve bu yüzden biz de, yaptıkları bütün kötülüklerin karşılığı olarak onların üzerine gökten bir bela (veba) gönderdik.*

(Araf 162)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onların zulmedenleri, kendilerine söylenen sözü başkasiyle değiştirdiler. Biz de, o zalimlere, zulümlerinden ötürü gökten azab indirdik.*

(Araf 162)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlardan zulmedenler hemen sözü, kendilerine söylenenden başka şekle soktular. Biz de zulmetmelerine karşılık üzerlerine gökten bir azab gönderdik.

(Araf 162)

Diyanet Vakfı Meali:

Fakat onlardan zalim olanlar, sözü, kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Biz de zulmetmelerinden ötürü üzerlerine gökten bir azap gönderdik.  *

(Araf 162)

Edip Yüksel Meali:

İçlerindeki zalimler kendilerine emredileni kendilerine emredilmeyenle değiştirdiler. Biz de haksızlık etmelerinden ötürü üzerlerine gökten bir felaket gönderdik.

(Araf 162)

Elmalılı Orjinal Meali:

Derken içlerinden o zulm edenler, sözü değiştirdiler, kendilerine söylenenden başka bir şekle koydular, zulmü adet etmeleri sebebiyle biz de üzerlerine Semadan bir azab salıverdik

(Araf 162)

Elmalılı Yeni Meali:

Derken içlerinden zulmedenler, sözü değiştirdiler, kendilerine söylenenden başka bir şekle soktular; zulmu adet haline getirmeleri sebebiyle, Biz de üzerlerine gökten azap salıverdik.

(Araf 162)

Erhan Aktaş Meali:

Ancak onlardan haksızlık yapanlar, kendilerine söylenen sözü başka bir söze çevirdiler. Biz de haksızlık yapmaları yüzünden, üzerlerine gökten iğrenç bir azap gönderdik.

(Araf 162)

Gültekin Onan Meali:

Onlardan zulmedenler, sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. Biz de bunun üzerine zulmetmeleri dolayısıyla gökten 'iğrenç bir azab' indirdik.

(Araf 162)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra onların içinden bir kısım yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar, sözü, kendilerine söylenenden başka söze değiştirdiler. Biz de yanlış; kendi zararlarına iş yaptıklarından dolayı üzerlerine gökten bir ceza gönderiverdik.

(Araf 162)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlardan zalim olanlar, kendilerine söylenen sözü başkasıyla (“Günahlarımızı dök” anlamında “Hıttatun” kelimesini “buğday” anlamına gelen “Hıntatun” ile) değiştirdiler. Biz de zulümlerine karşılık gökten bir azap saldık üzerlerine.

(Araf 162)

Harun Yıldırım Meali:

Onlardan zulmedenler ise sözü kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Biz de zulümleri sebebiyle gökten bir azap indirdik.

(Araf 162)

Hasan Basri Çantay:

Fakat içlerinden o zulmedenler sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle koydu. Biz de üstlerine, zulmeder oldukları için, gökden murdar bir azab indirdik.

(Araf 162)

Hayrat Neşriyat Meali:

Fakat içlerinden zulmedenler, o sözü kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdi; bu sebeble (biz de) zulmetmekte olduklarından dolayı üzerlerine gökten kötü bir azab gönderdik.(2)*

(Araf 162)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, onlardan zulüm etmiş olanlar, kendilerine söylenenin haricinde bir söz olarak değiştirdiler. Ardından, zulüm etmekte olmalarından dolayı üzerlerine gökten bir ricz (azap-sarsıntı) gönderdik.

(Araf 162)

Hüseyin Atay Meali:

Onların haksızlık edenleri, kendilerine söylenilen sözü başkası ile değiştirdiler. Biz de onlara, yaptıkları haksızlıktan dolayı gökten bir dert gönderdik.

(Araf 162)

İbni Kesir Meali:

İçlerinden zulmedenler, kend, lerine söylenen sözü başkasıyla değiştirdiler. Biz de onlara, zulmeder olduklarından dolayı gökten azab indirdik.

(Araf 162)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlardan haksızlık yapanlar, kendilerine söylenenlerden başka sözlerle, (Allah'ın) sözlerinin yerlerini değiştirdiler. Bizde onların üzerine, haksızlık yapmalarından dolayı gökten belalar yağdırdık.

(Araf 162)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece onlardan zulmedenler, sözü; onlara söylenenden başka bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine, yapmış oldukları zulümler sebebiyle, semadan onların üzerine bir azap gönderdik.

(Araf 162)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ancak içlerinden o kimseler ki kendilerine söylenen sözü başkasıyla değiştirdiler, Biz de kıyıcılık ettiklerinden dolayı onların üzerine gökten kırlagan gönderdik.

(Araf 162)

Kadri Çelik Meali:

Onların zulmedenleri, kendilerine söylenen sözü başkasıyla değiştirdiler. Biz de o zalimlerin üzerlerine, zulümlerinden ötürü gökten azap gönderdik.

(Araf 162)

Mahmut Kısa Meali:

Ama içlerindeki zâlimler, kendilerine söylenenleri başka sözlerle değiştirdiler. Allah’ın sözlerini ya değiştirdiler, ya da içlerini boşaltıp keyiflerince yorumlayarak kendi arzu ve heveslerine uydurdular. Biz de o zâlimlerin yaptıkları kötülüklere karşılık, üzerlerine bir azap indirdik.

(Araf 162)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ama ne yazık ki onlardan zulmedenler, söylenen sözü bir başkasıyla değiştirdiler. Reddedip sözü, zulmetmeleri üzerine Biz de gökten bela ve şiddetli azap indirdik.

(Araf 162)

Mehmet Türk Meali:

İçlerinden bir kısım zâlimler o sözü kendilerine söylenenin dışında başka bir sözle değiştirdiler.1 Biz de zâlim olmalarından dolayı, hemen üzerlerine gökten iğrenç bir azap gönderdik.2 *

(Araf 162)

Muhammed Celal Şems Meali:

Ancak onlardan zalim olanlar, kendilerine söylenen sözü değiştirip, başka bir söz söylemeye başladılar. Biz (de) onlara, zulüm etmelerinden dolayı, gökyüzünden rezil edici bir azap indirdik.

(Araf 162)

Muhammed Esed Meali:

Ama (ne yazık ki), onlardan kötülüğe eğilimli olanlar kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler: ve bu yüzden Biz de, yaptıkları bütün kötülüklerin karşılığı olarak onların üzerine gökten bir bela, bir afet gönderdik.

(Araf 162)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Derken içlerinden, zulmedenler, sözü değiştirdiler. Kendilerine söylenenden başka bir biçime soktular. Haksızlığı adet haline getirmeleri nedeniyle, biz de üzerlerine gökten azap salıverdik.

(Araf 162)

Mustafa Çavdar Meali:

Fakat onlardan emri dinlemeyen zalimler, sözü kendilerine söylenenden başkası ile değiştirdiler. Biz de üzerlerine gökten azap yağdırdık.

Bknz: (2/59) - (5/13)»(5/16) - (41/40)

(Araf 162)

Mustafa Çevik Meali:

Fakat ne yazık ki onlardan şirke ve küfre meyledip zulme sapanlar, kendi lerine söylenen bu sözlere uymak yerine, onu değiştirip kendi bildiklerine uydular. Bunun üzerine Biz de onların bu nankörlük ve küstahlıkları sebebi ile üzerlerine belalar yağdırdık.

(Araf 162)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Fakat onlardan kendilerine kötülük edenler, sözü kendilerine söylenenden başkasıyla değiştirdiler. Bunun üzerine Biz de, ettikleri kötülükler yüzünden onların üzerine gökten bela yağdırdık.

(Araf 162)

Osman Okur Meali:

İçlerinden yanlış davranış gösterenler, söylenenin tersini yaptılar. Yanlış davranmalarına karşılık biz de onlara, üstlerinden bir sıkıntı verdik.

(Araf 162)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat onlardan zulmedenler, kendilerine denilen sözü başka bir söze çevirdiler. Artık onların üzerlerine zulme- der oldukları şey sebebiyle gökten bir azap salıverdik.

(Araf 162)

Ömer Öngüt Meali:

Fakat içlerinden zâlim olanlar, kendilerine söylenen sözü başkasıyla değiştirdiler. Biz de zulümlerinden dolayı gökten üzerlerine iğrenç bir azap gönderdik.

(Araf 162)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlardan zulme sapanlar, kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de, haksızlık etmelerinden ötürü o zalimlerin üzerine gökten bir afet indirdik.

(Araf 162)

Sadık Türkmen Meali:

Onlardan zulmedenler; sözü, kendilerine söylenenden başka bir sözle değiştirdiler (veya kendilerine söylenen kelimelerin anlamını değiştirdiler.) Biz de üzerlerine gökten bir belâ, bir afet gönderdik; zulmetmeleri yüzünden!

(Araf 162)

Seyyid Kutub Meali:

Fakat yahudilerin zalimleri o sözü kendilerine söylenmeyen başka bir sözle değiştirdiler. Biz de zalimliklerinden ötürü o zalimlere gökten ağır bir azap indirdik.

(Araf 162)

Suat Yıldırım Meali:

Ama aralarındaki zalimler, sözü kasden değiştirdiler, başka bir şekle soktular. Biz de zulmü adet haline getirdikleri için üzerlerine gökten azap salıverdik.

(Araf 162)

Süleyman Ateş Meali:

İçlerinden zulmedenler, (söylediğimiz) sözü, kendilerine söylenmeyen bir sözle değiştirdiler. Biz de haksızlık ettiklerinden dolayı üzerlerine gökten bir azab gönderdik.

(Araf 162)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İçlerinden yanlış davranış gösterenler, söylenenin tersini yaptılar. Yanlış davranmalarına karşılık biz de onlara, üstlerinden bir sıkıntı verdik.

(Araf 162)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Aralarındaki zalimler, onu, kendilerine söylenmeyen bir sözle değiştirdiler. Biz de, zulmetmelerinden dolayı, üzerlerine gökten azap indirdik.

(Araf 162)

Şaban Piriş Meali:

Onların zulmedenleri, sözü kendilerine söylenenden başkası ile değiştirdiler. İşledikleri zulüm dolayısıyla onlara gökten bir azap gönderdik.

(Araf 162)

Talat Koçyiğit Meali:

Fakat içlerinden o zulmedenler, sözü, kendilerine söylenenden başka bir şekle çevirmişlerdi de, biz de onların üzerine, zulmetmiş olmaları dolayısıyla gökten bir azâb göndermiştik.

(Araf 162)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlardan zulme sapanlar, sözü kendilerine söylenenden başka bir şeyle değiştirdiler. Biz de bunun üzerine zulme sapmaları dolayısıyla gökten 'iğrenç bir azab' indirdik.

(Araf 162)

Ümit Şimşek Meali:

Onlardan zulmedenler, kendilerine söylenen sözü başka bir sözle değiştirdiler. Biz de zalimlikleri yüzünden onların üzerine gökten pek fena bir azap indirdik. (20)*

(Araf 162)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Onların zulme sapanları, sözü, kendilerine söylenenin dışında bir sözle değiştirdiler. Bunun üzerine biz de üzerlerine gökten bir pislik azabı saldık; çünkü zulmediyorlardı.

(Araf 162)