7. Araf Suresi / 5.ayet

Azabımız onları yakaladığı vakit, feryatları: “Biz, gerçekten azabı hak eden zalimlerden olmuştuk” demekten başka bir şey olmadı.

Bknz: (6/40)(6/43)(6/47)(13/31)(16/45)(29/53)

Mustafa Çavdar Meali

Araf 5 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Azabımız geldiği zaman ancak, biz zulmetmiştik diye niyaz edebildiler.

(Araf 5)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Zorlu azabımız onlara geldiğinde (aciz ve çaresiz biçimde dua edip) yalvararak: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka (itirafları) olmadı.

(Araf 5)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve cezamız başlarına koptuğu zaman, kendi kendilerine “Vah bize, biz gerçekten yaratılış gayesine aykırı hareket edenlerdendik” demekten başka, söyleyecek sözleri olmamıştır.

(Araf 5)

Adem Uğur Meali:

Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, "Biz gerçekten zalim kişilermişiz" demelerinden başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Ahmet Hulusi Meali:

Azabımız onlara geldiğinde, onların seslenişleri: "Biz gerçekten zalimlermişiz" demekten başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Ahmet Tekin Meali:

Azâbımız onlara geldiğinde: “Biz gerçekten Allah'a şirk koşan, rasullerini yalanlayan, inkârda, isyanda ısrar eden zâlim kimseleriz" diyerek itiraftan başka bir savunmaları olmadı.*

(Araf 5)

Ahmet Varol Meali

Kendilerine azabımız geldiğinde: "Şüphesiz biz zalim kimselerdik" demekten başka savunmaları olmadı.

(Araf 5)

Ali Bulaç Meali:

Zorlu azabımız onlara gelince yakarabildikleri: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka olmadı.

(Araf 5)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Azabımız kendilerine geldiği zaman, yalvarış ve itirafları ancak şu olmuştu: “- Gerçekten bizler zalimlerdeniz.”

(Araf 5)

Ali Rıza Sefa Meali:

Cezamız geldiğinde, şunu söylemekten başka yalvarmaları olmadı: "Belli ki, haksızlık yapanlardan olmuşuz!"

(Araf 5)

Ali Ünal Meali:

O zorlu baskınımız başlarına geldiğinde son söz ve çığlıkları ancak, “Biz, gerçekten zalimlerdik!” demek oldu.

(Araf 5)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Azabımız onlara geldiği zaman, “gerçekten bizler zalimler idik” demekten başka bir şey dava edemediler.

(Araf 5)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, "Biz gerçekten zalim kişilermişiz" demelerinden başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Bekir Sadak Meali:

Baskinimiza ugradiklarinda, sozleri, «Gercekten biz haksizdik» demekten ibaret kalmistir.

(Araf 5)

Besim Atalay Meali:

Azabımız onlara gelip çattığı zaman, ancak çağrıları: «Biz zalimiz!» demekten başka bir şey olmadı

(Araf 5)

Celal Yıldırım Meali:

Kahredici azabımız gelip çattığında, bağırıp çağırmaları sadece, «doğrusu biz zâlimler idik!» olmuş tur.

(Araf 5)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Baskınımız başlarına geldiği zaman, çağırışları: “Biz gerçekten (haddi aşan) zalimlerdendik” demekten başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Baskınımıza uğradıklarında, sözleri, "Gerçekten biz haksızdık" demekten ibaret kalmıştır.

(Araf 5)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Azabımız kendilerine geldiğinde, "(Biz bunu hak ettik.) Gerçekten biz zalimler olmuştuk" demekten başka söyleyecekleri kalmamıştı.

(Araf 5)

Diyanet Vakfı Meali:

Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, «Biz gerçekten zalim kişilermişiz» demelerinden başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Edip Yüksel Meali:

Kendilerine azabımız geldiği vakit, 'Gerçekten bizler zalimler imişiz,' demekten başka sözleri olmadı.

(Araf 5)

Elmalılı Orjinal Meali:

Azabımız kendilerine geldiği vakıt da "bizler hakıkaten zalimler idik" demekten başka da'vaları olmadı

(Araf 5)

Elmalılı Yeni Meali:

Azabımız kendilerine geldiğinde: "Bizler, gerçekten zalimlerdik!" demekten başka bir iddiaları olmadı.

(Araf 5)

Erhan Aktaş Meali:

Azabımız onlara geldiğinde tek feryatları, "Biz gerçekten zalimlermişiz." demelerinden başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Gültekin Onan Meali:

Zorlu azabımız onlara gelince yakarabildikleri: "Biz gerçekten zulme sapanlardandık" demelerinden başka olmadı.

(Araf 5)

Hakkı Yılmaz Meali:

Azabımız onlara geldiğinde de, “Biz gerçekten şirk koşarak kendilerine yazık eden kimselermişiz!” demelerinden başka yalvarışları olmamıştı.

(Araf 5)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Onlara azabımız gelince: “Biz gerçekten zalimlerdik.” demekten başka yakarışları olmadı.

(Araf 5)

Harun Yıldırım Meali:

Azabımız kendilerine geldiği zaman onların yalvarışları ancak: “Biz gerçekten de zalimlermişiz.” demeleri olmuştur.

(Araf 5)

Hasan Basri Çantay:

Kendilerine azabımız geldiği zaman çağrışları "Biz hakikaten zaalimlerdendik" demelerinden başka (bir şey) olmadı.

(Araf 5)

Hayrat Neşriyat Meali:

Azâbımız onlara geldiğinde: “Gerçekten biz zâlimlerdik!” demelerinden başka çağırışları (ve yalvarışları) da olmadı.

(Araf 5)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Perişan edişimiz (azabımız) geldiği vakit duaları "kesinlikle biz zalimlerdik!" demekten başkası olmadı.

(Araf 5)

Hüseyin Atay Meali:

Baskınımız onlara ulaştığında, yalvarışları sadece "Doğrusu, biz haksızdık" demekten başka bir şey değildir.

(Araf 5)

İbni Kesir Meali:

Baskınımız geldiği zaman, çağırışları: Biz gerçekten zalimlerdendik, demekten başka birşey olmadı.

(Araf 5)

İlyas Yorulmaz Meali:

Azap onların üzerine çöktüğünde, söyleyebildikleri tek söz “Eyvah biz kendimize yazık etmişiz” olmuştur.

(Araf 5)

İskender Ali Mihr Meali:

Azabımız onlara geldiği zaman, onların duaları (yalvarmaları): “Muhakkak ki; biz zalimler olduk.” demekten başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Azabımız kendilerine erişince de çağrıları yalnız şu oldu. «Gerçekten biz kıyıcı kimselerdik.»

(Araf 5)

Kadri Çelik Meali:

Azabımız kendilerine geldiğinde, “Bizler, gerçekten zalimlerdik!” demekten başka bir yakarışları olmadı.

(Araf 5)

Mahmut Kısa Meali:

Ve azâbımız gelip çattığı zaman, “Eyvah! Meğer biz ne kadar zâlimmişiz!” diye feryat etmekten başka bir şey yapamamışlardı. Fakat son pişmanlık fayda vermemişti. Ama iş bununla da bitmeyecek, öyle bir gün gelecek ki:

(Araf 5)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Azabımız geldiğinde ancak: "Biz zulmetmiştik" diye yalvarıp yakardılar

(Araf 5)

Mehmet Türk Meali:

Azabımız onlara gelince onlar: “gerçekten biz zâlimlerden olduk.” demekten başka bir şey söyleyemediler.

(Araf 5)

Muhammed Celal Şems Meali:

Azabımız onlara gelince, tek dedikleri, “Şüphesiz biz, ancak zalim kimselerdik.” oldu.

(Araf 5)

Muhammed Esed Meali:

Ve cezamız başlarında koptuğu zaman, kendi kendilerine, "vah bize! Biz gerçekten zalim kimselerdik!" demekten başka söyleyecek sözleri olmamıştır.

(Araf 5)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Azabımız onlara geldiğinde; "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka bir haykırışları kalmadı.

(Araf 5)

Mustafa Çavdar Meali:

Azabımız onları yakaladığı vakit, feryatları: “Biz, gerçekten azabı hak eden zalimlerden olmuştuk” demekten başka bir şey olmadı.

Bknz: (6/40) - (6/43) - (6/47) - (13/31) - (16/45) - (29/53)

(Araf 5)

Mustafa Çevik Meali:

Azabımızla karşılaşınca da, “Yazıklar olsun bizlere! Onca öğüt ve uyarıyı dikkate almayıp, karşı çıkarak cezayı hak edenlerden olduk.” diyerek suçlarını itiraf etmekten başka sözleri de olmadı.

(Araf 5)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Kahredici gazabımız kendilerine gelip çatınca, "Kesinlikle bizdik haksız olan, evet biz!" itirafından başka bir savunmaları olmayacaktır.

(Araf 5)

Osman Okur Meali:

Azabımız onlara geldiğinde çağırışları, «Biz gerçekten zalim kişilermişiz» demelerinden başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlara azabımız geldiği zaman ise onların sözleri, «Biz hakikaten zalim kimseler olmuş idik» demekten başka olmamıştır.

(Araf 5)

Ömer Öngüt Meali:

Azabımız kendilerine geldiğinde onların çağırışları: “Biz gerçekten zâlim kişilermişiz!” demelerinden başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Ömer Sevinçgül Meali:

Baskınımız kendilerine gelince, “Biz gerçekten zalim kimselerdik!” demekten başka söyleyecek söz bulamadılar.

(Araf 5)

Sadık Türkmen Meali:

Azabımız onlara gelince onların çağırışları/feryatları: “Biz gerçekten zalimlermişiz” demelerinden, başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Seyyid Kutub Meali:

Azabımıza uğradıkları andaki tek feryadları «Biz gerçekten zalimdik» demekten ibaret oldu.

(Araf 5)

Suat Yıldırım Meali:

Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları: "Biz gerçekten zalim adamlarmışız!" demekten başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Süleyman Ateş Meali:

Azabımız onlara geldiğinde "Biz gerçekten zalimlermişiz!" demelerinden başka yalvarıları kalmadı.

(Araf 5)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Baskınımız gelince şundan başka bir haykırışları olmamıştır: "Biz, yanlışlar içindeydik!"

(Araf 5)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Azabımızı gördüklerinde: "Biz gerçekten zalim kimselerdik" demekten başka söyleyecek söz bulamadılar.

(Araf 5)

Şaban Piriş Meali:

Azabımız onlara geldiği vakit, feryatları "Biz, gerçekten zalimler idik!" demekten başka bir şey olmadı.

(Araf 5)

Talat Koçyiğit Meali:

Azabımız kendilerine geldiğinde, onların bağırıp çağırışları, "biz, zaten zâlim kimseler idik" demekten başka bir şey olmamıştır.

(Araf 5)

Tefhimul Kuran Meali:

Zorlu azabımız onlara geliverince yakarabildikleri: «Biz gerçekten zulme sapanlardandık» demelerinden başka olmadı.

(Araf 5)

Ümit Şimşek Meali:

Kendilerine azabımız geldiği zaman onların “Biz gerçekten zalimmişiz” sözünden başka bir diyecekleri yoktu.

(Araf 5)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Azabımız onlara gelip çattığında, yaptıkları, şu çığlığı yükseltmekten başka birşey olmamıştır: Biz gerçekten zalimlerdik!

(Araf 5)