2. Bakara Suresi / 14.ayet

İnananlarla karşılaştıklarında “İnandık” derler. Şeytanlarının yanına varınca da “Biz, sizinle beraberiz. Onlarla sadece alay ediyoruz” derler.

Bknz: (2/75)»(2/76)(35/8)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 14 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İnananlarla buluştular mı inandık derler. Şeytanlarıyla yalnız kaldılar mı şüphe yok ki derler, biz sizinleyiz, biz ancak alay etmekdeyiz.

(Bakara 14)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bu münafıklar) İman edenlerle karşılaştıklarında (sadık din ve dava ehliyle bir arada bulunduklarında) : “Biz de iman etmiş kimseleriz (ve İslam’a hizmet için kâfirlerle zahiren iş birliği görüntüsü vermekteyiz; sakın bizden şüphelenmeyiniz!) ” derler. (Ama) Şeytanları (ve şer odaklarıyla gizlice buluşup) baş başa kaldıklarında (ise) ; “Şüphesiz biz (asıl) sizinle beraberiz, (sizin hedeflerinize hizmet etmekteyiz.) Biz (mü’min ve Müslüman kesimleri sadece idare ve) istihza etmekteyiz” (zira “onların desteğini almak mecburiyetindeyiz” denilmektedir).

(Bakara 14)

Abdullah Parlıyan Meali:

İman edenlerle karşılaştıklarında, “Biz de sizin gibi inandık” derler. Azılı, sapık, insan ve cin arkadaşlarıyla başbaşa kaldıklarında, “Aslında biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz” derler.

(Bakara 14)

Adem Uğur Meali:

(Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.

(Bakara 14)

Ahmet Hulusi Meali:

İman edenlerle beraberken "Amenna - kabul ettik" derler, şeytanlarıyla (vehimlerine tabi olarak onları saptıranlarla) başbaşa olduklarında ise: "Biz sizinle aynı fikirdeyiz, onlarla alay ediyoruz" derler.

(Bakara 14)

Ahmet Tekin Meali:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman, sözde: "Biz de iman ettik" derler. Elebaşılarıyla, liderleriyle baş başa kaldıkları zaman: "Biz sizinle beraberiz. Sadece onlarla alay ediyoruz." derler.

(Bakara 14)

Ahmet Varol Meali

İman etmiş olanlarla bir araya geldiklerinde: "Biz de iman ettik" derler. Ama kendi şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında: "Biz sizinle birlikteyiz; ötekilerle ise sadece alay ediyoruz" derler.*

(Bakara 14)

Ali Bulaç Meali:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İman ettik" derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: "Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay ediyoruz."

(Bakara 14)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bir de müminlerle karşılaştıkları zaman: “- Biz de (sizin gibi) iman ettik” derler. Halbuki şeytanlarıyle (kendilerini aldatan dostlarıyla) yalnız başına kaldıkları zaman: “- Biz (dinde) sizinle beraberiz, biz ancak (müminlerle) istihza edicileriz.” derler.

(Bakara 14)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnananlarla karşılaştıklarında, "İnandık!" derler. Oysa şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında, şöyle derler: "Aslında, sizinle birlikteyiz; yalnızca alay ediyoruz!"

(Bakara 14)

Ali Ünal Meali:

İman etmiş bulunanlarla karşılaştıkla rında (riyakârane ve onlardan görünmek için) “İnandık!” derler. Fakat (nifakın kalblerinde hasıl ettiği korku ve kimsesizsizlik hissiyle, desteksiz kalmamak için hemen kendilerine koşup küfürlerini ve onlarla olan ahdlerini tazeleme ihtiyacı duydukları sureta insan) şeytanlarıyla gizli mahfillerde halvet olduklarında ise, “Emin olun, sizinle beraberiz, sizin maiyetinizdeyiz; diğerlerine yaptığımız sadece alaydan, yüzlerine gülmekten ibarettir.” diye teminat verirler.

(Bakara 14)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar, müminlerle karşılaştıklarında “İnandık” derler, şeytanlarıyla (büyükleriyle) başbaşa kaldıkları zaman, “Sizinle beraberiz, biz (Müslümanlarla) yalnızca alay ediyoruz” derler.

(Bakara 14)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Müminlerle karşılaştıklarında, "İman ettik" derler, reisleriyle başbaşa kaldıklarında ise, "Biz sizinle beraberiz; biz sadece alay ediyoruz" derler.

(Bakara 14)

Bekir Sadak Meali:

Inananlara rastladiklari zaman, «Inandik» derler, elebasilariyle basbasa kaldiklarinda, «Biz suphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz» derler.

(Bakara 14)

Besim Atalay Meali:

Bunlar, inanmış olanlara kavuşunca derler ki: «Biz de inan getirdik»; kendi şeytanların görünce de derler ki: «Biz sizinle birliğiz, ancak alay ederiz!»

(Bakara 14)

Celal Yıldırım Meali:

Onlar imân edenlere rastladıkları zaman «inandık» derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıkları zaman : «Doğrusu biz sizinle beraberiz. Biz ancak (o mü'minlerle) alay edicileriz,» derler.

(Bakara 14)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Onlar) iman edenlerle karşılaştıkları zaman: “Biz de sizin gibi inanıyoruz” derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman: “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz onlarla yalnızca eğleniyoruz” derler. *

(Bakara 14)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnananlara rastladıkları zaman, "İnandık" derler, elebaşılarıyla baş başa kaldıklarında, "Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz" derler.

(Bakara 14)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman, "İnandık" derler. Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, "Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz" derler.

(Bakara 14)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit «(Biz de) iman ettik» derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.

(Bakara 14)

Edip Yüksel Meali:

İnananlarla karşılaştıkları vakit, 'İnanıyoruz,' derler; fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında, 'Sizinle beraberiz. Biz sadece alay etmekteyiz,' derler.

(Bakara 14)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bir de iman edenlerle karşılaştılar mı "amenna" derler ve kendi şeytanları ile halvet oldular mı "emin olun derler, biz sizinle beraberiz, biz ancak mütehziyiz"

(Bakara 14)

Elmalılı Yeni Meali:

Bir de iman edenlerle karşılaştıklarında: "Biz de inandık" derler. Kendi şeytanları ile başbaşa kaldıklarında: "Emin olun biz sizinle beraberiz, biz ancak alay ediyoruz." derler.

(Bakara 14)

Erhan Aktaş Meali:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: "İnandık." derler. Şeytanları[1] ile baş başa kaldıkları zaman, "Biz, sizinle beraberiz; onlarla, sadece alay ediyoruz." derler.

1)Akıl babaları, yandaşları, yol arkadaşları.

(Bakara 14)

Gültekin Onan Meali:

İnananlarla karşılaştıklarında "inandık" derler; fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında "kuşkusuz sizinle beraberiz, biz sadece alay etmekteyiz / alay edicileriz (istihza)" derler.

(Bakara 14)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar, inanmış kimselere rastladıkları zaman da, “İnandık” dediler. Kötü niyetli elebaşlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, “Şüphesiz biz sizinle beraberiz, biz sadece alay edenleriz” dediler.

(Bakara 14)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: “İman ettik.” derler. Şeytanlarıyla baş başa kalınca ise: “Biz sizinle beraberiz, ancak biz (iman edenleri) alaya almaktayız.” derler.

(Bakara 14)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar, îmân edenlerle karşılaştıklarında: “biz de îmân ettik” derler, şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise: “Şüphesiz biz sizinle beraberiz; biz sadece alay edicileriz!” derler.

(Bakara 14)

Hasan Basri Çantay:

Onlar iman edenlere kavuşdukları zaman "inandık" derler. Şeytanlariyle yalınızca (başbaşa) kalınca ise "Emin olun, biz sizinle beraberiz. Biz ancak istihza edicileriz" derler.

(Bakara 14)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve îmân edenlerle karşılaştıkları zaman: “(Biz de) îmân ettik!” derler. Şeytanlarıyla(reisleriyle) baş başa kaldıkları zaman ise: “Gerçekten biz sizinle berâberiz; biz (onlarla)ancak alay edicileriz!” derler.

(Bakara 14)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İnanmış olanlarla karşılaştıkları zaman "inandık" dediler. Şeytanlarına yalnız kaldıkları zaman "Kesinlikle biz, sizinle birlikteyiz. Biz ancak maskara edinmeye çalışanlarız" dediler.

(Bakara 14)

Hüseyin Atay Meali:

İnananlarla karşılaştıklarında "İnandık" derler, elebaşlarıyla başbaşa kaldıkları vakit, "Doğrusu biz sizinleyiz, ancak biz alay etmekteyiz" derler.

(Bakara 14)

İbni Kesir Meali:

Mü'minlere rastlayınca; inandık, derler. Şeytanları ile başbaşa kalınca da; biz sizinle beraberiz, onlarla sadece istihza etmekteyiz, derler.

(Bakara 14)

İlyas Yorulmaz Meali:

İnananlarla karşılaştıklarında “Bizde iman ettik” derler. Kendilerini aldatanlarla (şeytanlar ile) baş başa kaldıklarında ”Sizinle beraberiz, elbette onlarla eğlenip alay ediyoruz” derler.

(Bakara 14)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve âmenû olanlarla buluştukları zaman: “Biz îmân ettik.” dediler. Şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman: “Muhakkak ki biz sizinle beraberiz. Biz (onlarla) sadece alay eden kimseleriz.” dediler.

(Bakara 14)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar inananlarla buluşunca: «Biz inandık» derler. Şeytanlarla başbaşa kalınca da: «Biz sizinle birliğiz, onlarla yalnız eğleniyoruz» derler.

(Bakara 14)

Kadri Çelik Meali:

İman edenlere rastladıkları zaman, “İman ettik” derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında, “Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay edicileriz” derler.*

(Bakara 14)

Mahmut Kısa Meali:

İnananlarla karşılaştıkları zaman, “Biz de inanıyoruz!” derler. Fakat onlarıperde arkasından yöneten şeytanlarıyla, yani kendilerini yönlendiren liderleriyle, akıl hocalarıyla baş başa kalınca da, “Aslında biz sizin yanınızdayız, bakmayın Müslümanlıktan dem vurduğumuza; böyle yapmakla, onlarla sadece alay ediyoruz!” derler.

(Bakara 14)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Karşılaştıklarında, iman eden kimselerle: "Biz iman ettik" derler. Ancak onlar şeytanlarıyla baş başa kaldıkları zaman şöyle derler: Rahat olun siz, biz sizinle beraberiz. Biz onlarla eğlenmekteyiz.

(Bakara 14)

Mehmet Türk Meali:

Onlar, Müslümanlarla karşılaştıkları zaman: “Biz de îman ettik.” derler. Fakat şeytanlarıyla1 baş başa kalınca: “Aslında biz, kesinlikle, sizin yanınızdayız. Biz, (onlarla) sadece alay ediyoruz” derler.2*

(Bakara 14)

Muhammed Celal Şems Meali:

İnananlar ile karşılaştıklarında, “Biz (bu Peygamber’e) inanıyoruz,” derler. (İleri gelen) şeytanları ile baş başa kaldıklarında (ise,) “Şüphesiz biz sizinle birlikteyiz. Onlarla ancak alay ediyorduk,” derler.

(Bakara 14)

Muhammed Esed Meali:

Ve iman etmiş olanlarla karşılaştıkları zaman da, "Biz de (sizin gibi) inanıyoruz!" iddiasında bulunurlar; ama şeytani dürtüleriyle baş başa kaldıklarında, "Aslında biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece eğleniyoruz" derler.

(Bakara 14)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Bunlar, inananlarla karşılaştıklarında, "İnandık," derler. Ama şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, "Biz sizinleyiz. Kuşkusuz biz onlarla yalnızca alay ediyoruz," derler.

(Bakara 14)

Mustafa Çavdar Meali:

İnananlarla karşılaştıklarında "İnandık" derler. Şeytanlarının yanına varınca da "Biz, sizinle beraberiz. Onlarla sadece alay ediyoruz" derler.

Bknz: (2/75)»(2/76) - (35/8)

(Bakara 14)

Mustafa Çevik Meali:

8-16 Öyle kimseler de vardır ki, gerçekten inanmadıkları halde Allah’a, Rab ve ilah olarak inanıp Âhiret Günü’ne de iman ettiklerini söylerler. Böylece hem Allah’ı hem de mü’minleri aldattıklarını zannederler. Oysa onlar sadece kendilerini aldatırlar fakat bunun farkında değiller. Onların ikiyüzlülükleri sebebi ile kalplerine fitne ve nifak hastalığı yerleşmiştir. Yürekten inanıp teslim olmadıkları için Allah da onların o hastalıklarını artırmıştır. Cehennem azabı onları beklemektedir. Böyle kimselere “Yeryüzünde yozlaşmaya, çürümeye, bozgunculuğa sebep olacak işler yapmayın”, denildiğinde, “Biz bozguncu, yozlaştırıcı değil yapıcı, iyileştirici, ıslah edici kimseleriz.” derler. Hâlbuki onlar kesinlikle fesat çıkarmanın, insanları Allah’ın daveti olan hayat nizamını yaşamaktan uzaklaştırmanın peşindeler fakat yaptıklarının da doğru olduğuna inanırlar. Onlara: “Gelin siz de yürekten iman eden mü’minler gibi dosdoğru kimselerden olun, ikiyüzlü tavırlarınızdan vazgeçin.” denildiğinde ise; “Ne yani, biz de şu beyinsizlerin inandığı gibi mi inanalım?” derler. Fakat gerçek şu ki asıl ahmak ve beyinsiz olan kendileridir ama bunun farkında değiller. Bunlar dünyevi çıkarlarının söz konusu olduğu yerlerde, mü’minlerle karşı karşıya geldiklerinde, “Biz de sizin gibi inanıyoruz.” demekten de geri durmazlar. Fakat işleri bitip de kendileri gibi olan şeytanın dostlarıyla bir araya gelince de, “Aslında bizim sizden olduğumuzu biliyorsunuz, biz onlarla alay etmek, işimizi gördürmek için bir araya geliyoruz.” derler. Allah şimdilik onların ikiyüzlü tavırları ve azgınlıkları için de bir süre daha bataklıklarında debelenmelerine izin vermekte. Günü gelince de hak ettikleri azap ile cezalandıracaktır. İşte bunlar Allah’ın daveti olan hidayete karşı, delaleti satın alanlardır ve bu ticaretin onlara hiçbir kârı olmamıştır. Zira bunlar fıtratlarına tek uygun olan hayat nizamının değerini kavramaya yanaşmadılar.

(Bakara 14)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ama inanan kimselerle karşılaştıklarında "Biz iman ettik" derler. Şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise, "Biz sizinler beraberiz, biz (onlarla) sadece alay ediyorduk" derler.

(Bakara 14)

Osman Okur Meali:

(Onlar) iman eden kimselerle karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik” derler. Fakat şeytanlarıyla, (münafık dostlarıyla) başbaşa kaldıkları zaman: “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak (onlarla) alay ediyoruz” derler.

(Bakara 14)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar imân edenlere rastgelince, «Biz imân ettik,» derler. Kendi şeytanları ile yalnız kalınca da, «Biz sizinle beraberiz, biz ancak o imân edenler ile istihzâda bulunan kimseleriz,» derler.

(Bakara 14)

Ömer Öngüt Meali:

Müminlerle karşılaştıkları zaman “Biz de inandık” derler. Şeytanları (elebaşları) ile başbaşa kaldıklarında ise: “Biz şüphesiz sizinleyiz, onlarla sadece alay etmekteyiz!” derler.

(Bakara 14)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnananlarla karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler, ama şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında, “Hiç kuşkunuz olmasın, biz sizinle birlikteyiz, onlarla alay edip eğleniyoruz” derler.

(Bakara 14)

Sadık Türkmen Meali:

(Onlar) iman eden kimselerle karşılaştıkları zaman: “Biz de iman ettik” derler. Fakat şeytanlarıyla, (münafık dostlarıyla) başbaşa kaldıkları zaman: “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak (onlarla) alay ediyoruz” derler.

(Bakara 14)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar müminler ile karşılaştıkları zaman «inandık» derler. Fakat şeytanları, elebaşları ile başbaşa kaldıkları zaman «Biz sizin yanınızdayız, onlarla sadece alay ediyoruz» derler.

(Bakara 14)

Suat Yıldırım Meali:

Bunlar iman edenlerle karşılaştıkları vakit "Biz de müminiz" derler. Fakat şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında da: "Emin olun, biz sizinle beraberiz, biz onlarla alay ediyoruz." derler.

(Bakara 14)

Süleyman Ateş Meali:

İnanmış olanlara rastladıkları zaman; "İnandık," derler. Fakat şeytanlarıyla yalnız kaldıkları zaman; "Biz sizinle beraberiz, biz sadece (onlarla) alay ediyoruz," derler.

(Bakara 14)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah'a inanıp güvenenlerle yüz yüze gelince, "Biz O'na inanıp güveniriz." derler. Şeytanlarıyla[1] baş başa kalınca, "inanın biz sizin yanınızdayız, onlara sadece göz yumuyoruz!" derler.

1)Şeytan, doğru yoldan uzaklaşan insan ve cinlere denir. (Bkz. En'am 6/112)

(Bakara 14)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İman edenlerle karşılaştıklarında: "Biz de sizin gibi inanıyoruz" derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise: "Biz sizin yanınızdayız, onlarla alay ediyoruz" derler.

(Bakara 14)

Şaban Piriş Meali:

İnananlara rastladıkları zaman: -İnandık, derler. şeytanları ile başbaşa kalınca da: -Biz, sizin yanınızdayız. Onlarla sadece alay ediyoruz, derler.

(Bakara 14)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar, Îman edenlerle karşılaştıkları zaman, "îman ettik" derler; şeytanlarıyla baş başa kalınca da, "biz sizinle beraberiz; onlarla sadece alay ediyoruz" derler.

(Bakara 14)

Tefhimul Kuran Meali:

İman edenlerle karşılaştıkları zaman: «İman ettik» derler. Şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarında ise, derler ki: Şüphesiz, sizinle beraberiz. Biz (onlarla) yalnızca alay edicileriz.»

(Bakara 14)

Ümit Şimşek Meali:

İnananlarla karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Şeytanlarıyla(7) baş başa kaldıklarında ise, “Biz sizinleyiz,” derler. “Onlarla sadece eğleniyoruz.”*

(Bakara 14)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bunlar iman etmiş olanlarla yüz yüze geldiklerinde, "iman ettik" derler. Kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında ise söyledikleri şudur: "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz."

(Bakara 14)