2. Bakara Suresi / 142.ayet

İnsanlardan birtakım beyinsizler: “Üzerlerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da, batı da Allah’a aittir. O dileyip hak eden kimseyi dosdoğru yola iletir.

Bknz: (2/125)»(2/128)(2/177)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 142 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İnsanlardan aklı, idraki olmayanlar diyecekler ki: Bunları, yöneldikleri kıbleden döndüren sebep de nedir? Doğu da Allah'ındır de, batı da. Dilediğine doğru ve düz yolu buldurur.

(Bakara 142)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İnsanlardan (birtakım) beyinsiz ve seviyesiz olanlar (Müslümanlar için) : "Onları üzerine yöneldikleri daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ındır, Batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir."

(Bakara 142)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bir takım dar görüşlü beyinsizler, müslümanları şimdiye kadar uydukları kıbleden döndüren nedir? Diyecekler. De ki: “Doğu da, Batı da Allah'ındır. O isteyen kimseyi dilediği şekilde dosdoğru yola iletir.”

(Bakara 142)

Adem Uğur Meali:

İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.

(Bakara 142)

Ahmet Hulusi Meali:

İnsanların, anlayışı kıt ve aşağılık yaşam ehli olanları "Onları eski kıblelerinden (Kudüs'ten Kabe'ye) döndüren (gerekçe) nedir?" derler. De ki: "Batı da doğu da Allah'ındır. Dilediğine hidayet eder, sırat-ı müstakime yönelmesi için. "

(Bakara 142)

Ahmet Tekin Meali:

Bir kısım beyinsiz kimseler; “Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. “Doğu da, batı da Allah'ındır. Allah, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları sırat-ı müstakîme, doğru, muhkem, güvenli yola, İslâmî hayata iletir." de.

(Bakara 142)

Ahmet Varol Meali

İnsanların düşüncesizleri: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren ne oldu?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. Dilediğini doğru yola iletir."*

(Bakara 142)

Ali Bulaç Meali:

Bir takım beyinsiz insanlar: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir."

(Bakara 142)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Medine'deki Yahûdi ve münafık) insanlardan akılsızlar yakında şöyle diyecekler: “-Müslümanları (eskidenberi Kudüs'e doğru namaz kıldıkları) kıbleden (Kâbe'ye) çeviren ne?” Onlara de ki, doğu da, batı da Allah'ındır; dilediğini doğru yola iletir.

(Bakara 142)

Ali Rıza Sefa Meali:

İnsanlar arasındaki kimi beyinsizler, şöyle diyecekler: "Yöneldikleri kıblelerinden, onları çeviren nedir?" De ki: "Doğu da batı da Allah'ın malıdır. Dilediğini dosdoğru yola eriştirir!"

(Bakara 142)

Ali Ünal Meali:

Halkın içindeki o aklı ermez, bilgisiz münafık) güruhu, “Şunları şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden (Kudüs’teki Beyti Makdis’ten) döndüren nedir?” diye söylenecekler. (Ey Rasûlüm,) de ki: “Doğu da, batı da (ve doğusuyla, batısıyla bütün yeryüzü) Allah’ındır (ne tarafa dönmemizi isterse, biz tarafa döneriz.) O, kimi dilerse onu doğru bir yola iletir, yönelmesi gereken yere yönlendirir.

(Bakara 142)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İnsanlardan akılları kıt olanlar: “Müslümanların ona yönelik ibadet ettikleri kıblelerinden onları çeviren ne?” diyecekler. (Peygamber Medine’ye geldiğinde, Allah’ın emriyle Kudüs’e doğru namaz kılmaya başlamıştı. Bu durum, bazı insanların tuhafına gitmişti. Kâbe dururken neden Kudüs’e doğru ibadet ediliyor? diye.) Sen de ki: “Doğu da batı da Allah’ındır. Allah istediğini doğru yola iletir.”

(Bakara 142)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bazı dar kafalı insanlar, "Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır; O, dileyeni doğru yola iletir."

(Bakara 142)

Bekir Sadak Meali:

Insanlarin beyinsizleri, «Yoneldikleri kibleden onlari ceviren nedir?» diyecekler; de ki: «Dogu ve bati Allah'indir. O, diledigini dogru yola eristirir".

(Bakara 142)

Besim Atalay Meali:

İnsanlardan birtakım beyinsizler diyecek ki: «Onları, yönelmiş bulundukları kıblelerinden çeviren şey ne ola?»; diyesin ki: «Doğu, batı Allahındır, istediği kimseyi iletir doğru yola»

(Bakara 142)

Celal Yıldırım Meali:

İnsanlardan kendini bilmeyen beyinsizler, «Müslümanları bulundukları kıbleden çeviren nedir ?» diyecekler. De ki: «Doğu da Allah'ındır, Batı da Allah'ındır. O, kimi dilerse doğru yola iletir.

(Bakara 142)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İnsanlar arasındaki dar kafalılar diyecekler ki: “Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları (Müslümanları) vazgeçiren nedir?” Sen de de ki: “Doğu da Batı da Allah'ındır, O, dilediğini (iyi niyetinden dolayı) doğru yola iletir.” *

(Bakara 142)

Diyanet İşleri Eski Meali:

İnsanların beyinsizleri, "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" diyecekler; de ki: "Doğu ve batı Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola eriştirir".

(Bakara 142)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Birtakım kendini bilmez insanlar, "Onları (müslümanları) yönelmekte oldukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da, Batı da Allah'ındır. Allah, dilediği kimseyi doğru yola iletir."

(Bakara 142)

Diyanet Vakfı Meali:

İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.

(Bakara 142)

Edip Yüksel Meali:

Halktan bazı beyinsizler: 'Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?,' diyecekler. De ki: 'Doğu da batı da ALLAH'ındır. O dileyeni doğru yola iletir.'

(Bakara 142)

Elmalılı Orjinal Meali:

Nas içinde süfeha takımı "bunları bulundukları Kıbleden çeviren ne? diyecek, Deki Meşrık da Magrib de Allahındır, o kimi dilerse doğru bir caddeye çıkarır

(Bakara 142)

Elmalılı Yeni Meali:

İnsanlardan beyinsiz takımı: "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyeceklerdir. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediği kimseyi doğru bir caddeye çıkarır.

(Bakara 142)

Erhan Aktaş Meali:

İnsanlardan, bir takım düşüncesizler: "Daha önce yöneldiğiniz kıbleden sizi çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da, Batı da Allah'ındır. O, dileyen[1] kimseyi doğru yola iletir."

1)Hak edeni, dileyeni; doğru yolu bulma çabasında olanı. Allah, sapkınlığı gerektiren şeyler yapanı saptırır; doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı da doğru yola iletir demektir. Ayetteki "Şae" sözcüğü, "dilediğini" anlamının yanı sıra, "şey edeni", "gayret göstereni", "bir şey yapmak isteyeni" anlamına da gelmektedir.

(Bakara 142)

Gültekin Onan Meali:

Bir takım beyinsiz insanlar: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Tanrı'nındır, batı da. O dilediğini doğru yola iletir".

(Bakara 142)

Hakkı Yılmaz Meali:

İnsanlardan aklı ermeyenler, “Bunları, mevcut hedeften/stratejiden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu ve batı [tüm yönler] yalnız Allah'ındır. O, dilediği/ dileyen kimseyi dosdoğru yola kılavuzlar.”

(Bakara 142)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

İnsanlardan zayıf akıllı olanlar diyecekler ki: “Eski kıblelerini bırakıp (yeni kıbleye) yönelmelerinin sebebi ne ola ki?” De ki: “Doğu da batı da Allah’ındır. Ve Allah dilediğini sırat-ı mustakime/dosdoğru yola iletir.”

(Bakara 142)

Harun Yıldırım Meali:

Yakında insanlardan bazı akılsızlar: "Onları üzerinde bulundukları kıblelerinden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ındır batı da. O dilediğini dosdoğru yola iletir."

(Bakara 142)

Hasan Basri Çantay:

İnsanlardan (Yahudi ve müşriklerden) bir takım beyinsizler: "(Müslümanların namazda kıble edinib) üzerinde durdukları (devam etdikleri eski) Kıblesinden çeviren (sebeb) nedir?" diyecekler. De ki (Habibim): "Doğu da Allahın, batı da. O, kimi dilerse onu doğru yola iletir."

(Bakara 142)

Hayrat Neşriyat Meali:

İnsanlardan bir kısım sefihler:(1) “Onları (o Müslümanları) üzerinde bulundukları(yöneldikleri) kıblelerinden çeviren nedir?” diyecekler.(2) (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: “Doğu da batı da (her yer) Allah'ındır.” (O,) dilediği kimseyi (hikmetine binâen, kendi lütfundan)dosdoğru bir yola hidâyet eder.*

(Bakara 142)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İnsanlardan aklı eksikler, "Onları üzerine oldukları kıblelerinden [yönlerinden¹] ne çevirdi?" diyecekler. "doğu ve batı [her yer] Allah'ındır. [Allah] kimi tercih ediyorsa onu sapasağlam bir doğru yola iletir" de.

(Bakara 142)

Hüseyin Atay Meali:

İnsanların uçarıları "Yönelip durdukları yönden kendilerini çeviren nedir" diyeceklerdir. De ki: "Doğu da batı da Allah’ındır. O, dileyene doğru yol gösterir."

(Bakara 142)

İbni Kesir Meali:

İnsanlardan bir kısım beyinsizler diyeceklerdir ki: Onları üzerinde bulundukları kıblelerinden ne çevirdi? De ki: Doğu da Batı da Allah'ındır. O, dilediği kimseyi doğru yola iletir.

(Bakara 142)

İlyas Yorulmaz Meali:

İnsanlardan dar kafalı, düşünemeyenler “Üzerinde bulundukları yönden (kıbleden) onları döndüren nedir?” diyecekler. Deki “Doğu da Allah'ın, batı da Allah'ındır. Allah, dileyen kimseyi doğru yola iletir.”

(Bakara 142)

İskender Ali Mihr Meali:

İnsanlardan sefih olanlar diyecekler ki: “Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?” De ki: “Doğu vebatı Allah'ındır. O, dilediğini Sıratı Mustakîm'e hidayet eder (ulaştırır).”

(Bakara 142)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İnsanlar arasında bir takım alıklar şunu diyeceklerdir: «Onları yüz tutageldikleri yönelgeden çeviren nedir?» Onlara de ki: «Doğu da Allah'ındır, Batı da. Allah kimi dilerse onu doğru yola iletir.»

(Bakara 142)

Kadri Çelik Meali:

İnsanların beyinsizleri, “Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu ve batı Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola hidayet eder.”

(Bakara 142)

Mahmut Kısa Meali:

İnsanlar arasından, ‘seçkin ve ayrıcalıklı toplum olma’ saplantısından bir türlü kurtulamamış bazı cahiller: “Şu Müslümanları, öteden beri yönelmekte oldukları kıblelerinden çeviren sebep nedir?” diyecekler. Onlara cevaben de ki: “Doğu da Allah’ındır, batı da. Aslında herhangi bir yönün diğerine üstünlüğü söz konusu değildir. Önemli olan doğuya veya batıya yönelmek değil, Allah’ın emrini yerine getirmek, gönderdiği dini hayata egemen kılmaktır. Ve O’nun dini, hiçbir ırkın veya sınıfın imtiyazı altında değildir. Zira O, hangi ırktan, hangi toplumdan, hangi cemaatten olursa olsun, samîmî olarak hakîkate yönelmek isteyeni dosdoğru yola iletir.”

(Bakara 142)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Rotadan çıkmış bir takım dar görüşlü akılsızlar diyecekler ki: "Bunlar Alışıp yöneldikleri kıbleden döndüren şey nedir?" Onlara de ki: "Allah'ındır Bütün taraf. Doğu da, batı da. O dilediği kimseyi dilediği doğru yola yöneltir.”

(Bakara 142)

Mehmet Türk Meali:

İnsanlardan birtakım beyinsizler: “Onları daha önce yöneldikleri kıblelerinden1 çeviren nedir?” diyecekler. (Ey Muhammed!) onlara: “Doğu da Allah’ındır, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola iletir.” de.*

(Bakara 142)

Muhammed Celal Şems Meali:

İnsanlardan bazı akılsızlar, “O (Müslümanlar’ı,) üzerinde oldukları (eski) Kıblelerin’den döndüren nedir?” diyecekler. (Böyle dediklerinde onlara) de ki: “Doğu ve Batı Allah’ındır. O, dilediğine doğru yol gösterir.”

(Bakara 142)

Muhammed Esed Meali:

İnsanlar arasındaki dar kafalı düşünceler, "Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Batı da Allah'ındır; O, dilediğini doğru yola iletir."

(Bakara 142)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İnsanlardan bir takım beyinsizler diyeceklerdir ki; "Daha önce yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" De ki; "Doğu da, batı da Allah'ındır. O dilediği kimseyi doğru yola ulaştırır."

(Bakara 142)

Mustafa Çavdar Meali:

İnsanlardan birtakım beyinsizler: “Üzerlerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da, batı da Allah’a aittir. O dileyip hak eden kimseyi dosdoğru yola iletir.

Bknz: (2/125)»(2/128) - (2/177)

(Bakara 142)

Mustafa Çevik Meali:

Kitap Ehlinden bir kısmı, “Bu Müslümanlara ne oluyor ki, namazlarında şimdiye kadar yöneldikleri kıbleyi terk edip Kâbe’ye yönelerek orayı kıble edinip namaz kılmaya başladılar.” diyorlar. Sen onlara de ki: “Doğu da, batı da Allah’ındır ve Allah davetine iman edenleri doğru olana yönlendirir.”

(Bakara 142)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İnsanlar arasından beyinsizler çıkıp diyecekler ki: "Daha önce yöneldikleri kıbleden onları çeviren sebep nedir?" De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır: O dileyen kimseyi doğru yola yöneltmeyi diler.

(Bakara 142)

Osman Okur Meali:

İnsanlardan bir kısım dar kafalılar: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O, iyilikte gayretli olanı doğru yola yönlendirir.

(Bakara 142)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Nâsdan bir takım sefihler yakında diyeceklerdir ki: «Onları, tarafına teveccüh ettikleri kıblelerinden hangi şey çevirdi?» De ki: «Maşrık da mağrip de Allah içindir. Dilediği kimseyi doğru bir yola iletir.»

(Bakara 142)

Ömer Öngüt Meali:

İnsanlardan bir takım beyinsizler: “Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?” diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O kimi dilerse onu doğru yola iletir.

(Bakara 142)

Ömer Sevinçgül Meali:

İnsanlardan bir kısım kıt akıllılar, “Onları daha önce namaz kılarken yöneldikleri kıbleden ne çevirdi!” derler. “Doğu da, batı da Allah’ındır. Kimi dilerse onu doğru yola iletir” de.

(Bakara 142)

Sadık Türkmen Meali:

BİRTAKIM bilgisiz insanlar: “Onları yönelmekte oldukları kıbleden çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da, Batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır. Allah (yola gelmeyi) dileyen kimseyi doğru yola iletir.”

(Bakara 142)

Seyyid Kutub Meali:

İnsanlardan bazı beyinsizler; «Onları daha önce yöneldikleri kıbleden çeviren sebep nedir?» diyecekler. De ki; «Doğu da Batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.»

(Bakara 142)

Suat Yıldırım Meali:

Akılsız insanlar: Bu Müslümanları daha önce yöneldikleri kıbleden çeviren sebep nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Batı da Allah'ındır. O dilediği kimseyi doğru yola yöneltir."

(Bakara 142)

Süleyman Ateş Meali:

İnsanlardan bazı beyinsizler: "Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir."

(Bakara 142)

Süleymaniye Vakfı Meali:

İnsanlardan kimi akılsızlar şöyle diyecekler: "Bunları, yöneldikleri kıbleden çeviren nedir ki!"[1] De ki: "Doğu da Allah'ındır, batı da! O, doğru tercihte bulunanı doğru bir yola yöneltir."

1) Müslümanlar önceleri, Yahudiler gibi Kudüs'teki Beyt-i Makdis'e yönelerek namaz kılarlardı. Âyete göre kimi Yahudiler de onlarla birlikte namaz kılıyorlardı. Çünkü kıblenin değişmesi onlardan başkasını rahatsız etmezdi.   

(Bakara 142)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Düşüncesiz kimseler: "Onlar şimdiye kadar yöneldikleri kıbleden neden vazgeçtiler?" diyecekler. De ki: "Doğu da, batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir."

(Bakara 142)

Şaban Piriş Meali:

İnsanlardan bir takım beyinsizler: -Üzerlerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir? diyecekler. De ki: -Doğu da batı da Allah'a aittir. O dilediği kimseyi doğru yola iletir.

(Bakara 142)

Talat Koçyiğit Meali:

İnsanlardan bir takım beyinsizler: "Üzerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir?" diyeceklerdir. (Ey Muhammed! O beyinsizlere) de ki; Doğu da batı da Allah' a aittir. O, dilediği kimseyi doğru yola iletir".

(Bakara 142)

Tefhimul Kuran Meali:

İnsanlardan birtakım beyinsizler: «Onları daha önce üzerinde bulundukları kıblelerinden çeviren nedir?» diyecekler. De ki: «Doğu da Allah'ındır, batı da. Dilediğini dosdoğru yola yöneltip iletir.»

(Bakara 142)

Ümit Şimşek Meali:

İnsanların idrakten yoksun kısmı diyecek ki: “Önceden yöneldikleri kıbleden bunları çeviren şey ne?” Sen de ki: Doğu da, batı da Allah'ındır. O, dilediğini dosdoğru bir yola ulaştırır.(57)*

(Bakara 142)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İnsanlar içinden bazı beyinsizler: "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar."

(Bakara 142)