2. Bakara Suresi / 18.ayet

Onlar sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler. Artık bir daha dönemezler.

Bknz: (6/50)(7/179)(46/26)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 18 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, doğru yola dönemezler.

(Bakara 18)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(O münafıklar) Onlar sağırlar, dilsizler ve körler gibidirler. Bundan dolayı da onlar (fasıklıktan ve münafıklıktan) geri dönemezler. (Tekrar Hakka ve hayra yönelmeyeceklerdir.)

(Bakara 18)

Abdullah Parlıyan Meali:

İnanmış gibi görünen o gizli inkârcılar sağır, dilsiz, kördürler; artık doğru yola, hakka dönmezler.

(Bakara 18)

Adem Uğur Meali:

Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri dönemezler.

(Bakara 18)

Ahmet Hulusi Meali:

Sağırdırlar (algılamaları kilitlenmiştir), dilsizdirler (hakikati dillendirmezler), kördürler (apaçık hakikati algılayamazlar); onlar hakikatlerine dönemezler!

(Bakara 18)

Ahmet Tekin Meali:

Onların duyan kulakları Hakk'ı duymuyor. Konuşan dilleri Hakk'ı konuşmuyor. Gören gözleri hakikati görmüyor. Bu sebeple Hakk'a dönemiyorlar.*

(Bakara 18)

Ahmet Varol Meali

Bunlar sağırdırlar, kördürler ve dilsizdirler. Artık girdikleri yoldan geriye dönmezler.

(Bakara 18)

Ali Bulaç Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.

(Bakara 18)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar, sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (imanı ikrar etmezler), kördürler (anlayış gözü ile hakkı ayırdetmezler), artık onlar (bu hallerinden) dönmezler.

(Bakara 18)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onlar, sağırdır, dilsizdir, kördür; artık dönmezler.

(Bakara 18)

Ali Ünal Meali:

(Gecenin karanlığı içinde ne bir ses, ne bir sada duyulmadığı ve esasen kulakları da her türlü yardım ve hayır sesine kapalı olduğu için) sağırdırlar; (hiçbir şey duymadıkları için) dilsizdirler, konuşamazlar; (doğruyu, aydınlığı görmelerine mani olacak şekilde gözlerine perde indiği ve karanlıklara gömülü bulundukları için) kördürler; artık bu halden kurtulup, geriye (ışığa) dönmeleri de mümkün değildir.

(Bakara 18)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar sağır, dilsiz ve kördürler ve geri de dönemiyorlar.

(Bakara 18)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onlar manen sağır, dilsiz ve kördür; gerçeğe dönmezler.

(Bakara 18)

Bekir Sadak Meali:

Sagirdirlar, dilsizdirler, kordurler, bu yuzden dogru yola donmezler.

(Bakara 18)

Besim Atalay Meali:

Onlar sağır, dilsiz, kör kimselerdir; artık geri dönemezler

(Bakara 18)

Celal Yıldırım Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (doğru yola) dönmezler.

(Bakara 18)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar sağırdırlar (ilahi mesajları duymazlar), dilsizdirler (gerçekleri konuşmazlar) ve kördürler (hakkı görmezler). Bu sebeple onlar (dalaletten hidayete) dönemezler.

(Bakara 18)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, bu yüzden doğru yola dönmezler.

(Bakara 18)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler.

(Bakara 18)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple onlar geri dönemezler.

(Bakara 18)

Edip Yüksel Meali:

Sağır, dilsiz ve kördürler; yönlerini değiştiremezler.

(Bakara 18)

Elmalılı Orjinal Meali:

sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, artık bunlar dönmezler

(Bakara 18)

Elmalılı Yeni Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık bunlar, dönmezler.

(Bakara 18)

Erhan Aktaş Meali:

Sağır, dilsiz ve kördürler. Artık, doğru yola dönmezler.

(Bakara 18)

Gültekin Onan Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler; artık onlar dönmezler (rücu).

(Bakara 18)

Hakkı Yılmaz Meali:

-Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler! Artık onlar dönmezler.-

(Bakara 18)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler. (Böyle oldukları için de) onlar (imana) geri dönmezler.

(Bakara 18)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; artık onlar dönemezler.

(Bakara 18)

Hasan Basri Çantay:

(Onlar) sağırlar, dilsizler, körlerdir. Artık (Hakka) dönmezler.

(Bakara 18)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar) sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (hakkı söylemezler), kördürler(hakikati görmezler). Bu yüzden onlar (hakka) dönemezler.

(Bakara 18)

Hubeyb Öndeş Meali: /

onlar) sağır, dilsiz ve kördür, artık dönmezler.

(Bakara 18)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden geri de dönemezler.

(Bakara 18)

İbni Kesir Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.

(Bakara 18)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Kendilerine yol gösterici olmadığı için) Sağır, dilsiz ve kör kalmışlar, kendi başlarına asla doğru olana dönemezler.

(Bakara 18)

İskender Ali Mihr Meali:

Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Artık onlar dönemezler.

(Bakara 18)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onun için artık geri dönemezler.

(Bakara 18)

Kadri Çelik Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; bu yüzden (hakka) dönmezler.

(Bakara 18)

Mahmut Kısa Meali:

Çünkü onlar, mânevî bakımdan sağırdırlar, gerçeği işitmeye tahammülleri yoktur, dilsizdirler, gerçeği, doğruyu itiraf etmekten çekinirler, kördürler, apaçık hakîkati görmezlikten gelirler. Bu yüzden, inkârcılık ve ikiyüzlülükten vazgeçmez, bir zamanlar terk ettikleri imana artık dönmezler. On yedi ve on sekizinci ayetlerde, tamamen inkâra saplanmış ikiyüzlüler anlatıldı. On dokuz ve yirminci ayetlerde ise, henüz inkârda karar kılmamış, fakat çıkar kaygılarıyla inanç ile inançsızlık arasında bocalayıp duran bir başka münâfık tipi ele alınıyor:

(Bakara 18)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Artık onlar sağırdır, dilsizdir, kördürler. Dolayısıyla görmezler.

(Bakara 18)

Mehmet Türk Meali:

(Onlar) zâten hem sağır, hem dilsiz, hem de kördürler.1 İşte onlar, (bundan dolayı hakk’a) dönmeyecekler.*

(Bakara 18)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Onlar,) sağır, dilsiz ve kördürler. Onun için (de hidayete) dönemezler.

(Bakara 18)

Muhammed Esed Meali:

Onlar, sağır, dilsiz, kördürler; ve (artık) geriye dönüşleri de yoktur.

(Bakara 18)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden onlar yanlıştan hak yoluna dönmezler.

(Bakara 18)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar sağırdırlar, dilsizdirler ve kördürler. Artık bir daha dönemezler.

Bknz: (6/50) - (7/179) - (46/26)

(Bakara 18)

Mustafa Çevik Meali:

17-20 Bu münafıkların durumu, sözde etrafı aydınlatmak için ateş yakan fakat asıl amacı yangın çıkarıp etrafı ateşe vermeye çalışan kimselerin durumuna benzer. O ateşi yakmalarıyla birlikte, Allah da yaktıkları ateşi söndürüp onları zifiri karanlığa mahkûm eder. Onlar gerçeğe karşı kör, sağır ve dilsizdirler, o yüzden de Allah’ın davetine yönelmezler. Bu münafıkların durumu aynı zamanda zifiri karanlık bir gecede, gök gürültüsü ile birlikte şimşekler çakıp yıldırımlar düşmekte, bardaktan boşanırcasına yağmur yağmakta iken ölüm korkusuyla kulaklarını tıkayan, şimşeğin bir anlık göz alıcı ışığında birkaç adım attıktan sonra, tekrar zifiri karanlıkta çakılıp kalan çaresiz zavallının durumuna benzer. Şayet Allah dileseydi böylelerinin gözlerini tamamen kör, kulaklarını da sağır ederdi. Elbette ki Allah’ın gücü her şeye yeter.

(Bakara 18)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler: artık onlar (hakikate) dönemezler.

(Bakara 18)

Osman Okur Meali:

Onlar sağır, dilsiz ve kör gibidirler. Bu yüzden (sapıklıklarından) dönmezler (vazgeçmezler).

(Bakara 18)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Onlar birtakım sağırlar, dilsizler, körlerdir. Artık onlar (o dalâletten) dönmezler.

(Bakara 18)

Ömer Öngüt Meali:

Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.

(Bakara 18)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sağır, dilsiz ve kördürler, bu yüzden de artık dönmezler!

(Bakara 18)

Sadık Türkmen Meali:

Sağırdırlar (gerçekleri işitmek istemiyorlar), dilsizdirler (doğruları söylemek istemiyorlar), (üstüne üstlük gerçeklere karşı da) kördürler. Artık onlar (doğru yola) dönmüyorlar.

(Bakara 18)

Seyyid Kutub Meali:

Onlar sağır, dilsiz ve kördürler. Bu yüzden geri dönemezler.

(Bakara 18)

Suat Yıldırım Meali:

Sağır, dilsiz ve kördürler onlar. Onun için hakka dönmezler.

(Bakara 18)

Süleyman Ateş Meali:

(Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar (Hakk'a) dönmezler.

(Bakara 18)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sağır, dilsiz ve kör kesilirler; artık geri dönmezler[1].

1)Münafık, başlangıçta Müslümanca yaşamak ister. Dünyayı ikinci sıraya atamayınca da kendine engel gördüğü ayetlere karşı kör, sağır ve dilsiz kesilir.

(Bakara 18)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık doğru yola dönemezler.

(Bakara 18)

Şaban Piriş Meali:

Onlar sağır, dilsiz kör kalarak bir daha dönmezler.

(Bakara 18)

Talat Koçyiğit Meali:

(Onlar), sağırdırlar; dilsizdirler; kördürler. (Bir daha hakka) dönmezler.

(Bakara 18)

Tefhimul Kuran Meali:

(Onlar) Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı dönmezler.

(Bakara 18)

Ümit Şimşek Meali:

Artık sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler; geri de dönemezler.

(Bakara 18)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Onlar artık dönmezler.

(Bakara 18)