2. Bakara Suresi / 49.ayet

Hatırlayın hani biz sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. O, size işkencenin en kötüsünü reva görüyor yani oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı ise sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı.

Bknz: (28/4)(7/141)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 49 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hatırlayın o zamanı ki sizi Firavun'un soyundan kurtardık. Onlar, size kötü bir surette azap ediyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı diri bırakmak istiyorlardı. Bu işte Rabbinizin bir sınaması vardı.

(Bakara 49)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Hani) Dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, sizi Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. (Ki) Onlar, kadınlarınızı (kızlarınızı) diri (sağ) bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir (bela) imtihan vardı.

(Bakara 49)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey israiloğulları! Oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı hayasızlaştırıp sağ bırakarak sizi azapların en kötüsüyle azaplandıran, Firavun taraftarlarının elinden sizi kurtardığımızı hatırlayın. Bu işte Rabbinizden büyük bir imtihan vardı sizin için.

(Bakara 49)

Adem Uğur Meali:

Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Ahmet Hulusi Meali:

Sizi Firavun ailesinden de kurtarmıştık, ki size en kötü azabı yaşattırıyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Rabbinizin azametli bir belası içindeydiniz.

(Bakara 49)

Ahmet Tekin Meali:

Hani biz sizi Firavun hanedanının, devlet görevlilerinin, yandaşlarının elinden kurtarmıştık. Size dayanılmaz acılar çektiriyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyor, kızlarınızı öldürmeyip sağ bırakıyorlardı. Başınıza gelen bu sıkıntılar Rabbiniz tarafından büyük bir imtihana tabi tutulmanızdı; kurtuluşunuz da büyük lütuf/ihsana mazhariyyetti.

(Bakara 49)

Ahmet Varol Meali

Hani sizi, size en kötü işkenceleri uygulayan, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Başınıza gelen bu durumda sizin için Rabbinizin büyük bir imtihanı vardı.

(Bakara 49)

Ali Bulaç Meali:

Sizi, dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı hatırlayın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıp, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey İsrâil oğulları, hem hatırlayın ki), bir vakıt sizi ve atalarınızı Fir'avun avânesinden kurtarmıştık, sizi azâbın kötüsüne sürüp oğullarınızı boğazlıyorlar, kızlarınızı hayatta (diri) tutmak istiyorlardı ve bunda, sizin için, rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Ali Rıza Sefa Meali:

Firavun ailesinden sizi kurtardığımızda, size dayanılmaz acılar çektiriyor; oğullarınızı öldürüp, kadınlarınızı da sağ bırakıyorlardı. İşte bunda, Efendinizden, sizin için büyük bir sınav vardı.

(Bakara 49)

Ali Ünal Meali:

Hem hatırlayın ki, sizi Firavun oligarşisinden kurtarmıştık; sizi (en ağır inşaat, taşımacılık ve tarla işlerinde çalıştırmak suretiyle) pek kötü işkencelere uğratıyor, erkek çocuklarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı (kendi maksatları istikametinde kullanmak ve yerli Kıptilerle evlenme mecburiyetinde bırakarak nüfusunuzu azaltmak için) sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden (bir yanda Din’de ve Şeriatı fıtriyede gösterdiğiniz ihmalle birlikte günah ve hatalarınızın neticesi olarak ceza, öte yanda, sonuçta önemli bir hayra kapı aralayabilecek) çok büyük bir belâ (imtihan ve tecrübe) vardı.

(Bakara 49)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hatırlayın, bir vakit sizi Firavun ordusundan kurtardık ki; onlar azabın en kötüsünü başınıza getirir; erkek çocuklarınızı boğazlar, kadınlarınızı yaşatıyorlardı. Bu konuda Allah’tan size büyük bir sınav vardı.

(Bakara 49)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hani sizi Firavun'un yandaşlarından kurtarmıştık. Zira onlar, eziyetin en kötüsünü size layık görüyorlardı. Erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Bu uygulamada, sizin için Rabbinizden ağır bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Bekir Sadak Meali:

Size iskence eden, kadinlarinizi sag birakip ogullarinizi bogazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmistik; bu Rabbinizin buyuk bir imtihani idi. *

(Bakara 49)

Besim Atalay Meali:

Hani, kurtarmıştık sizi Firavun ulusundan, en ağır bir azapla sizi eziyorlardı, erkek çocuklarınızı keserek, kadınlarınızı bırakırlardı, bu işte sizin için büyük bir sınav vardı

(Bakara 49)

Celal Yıldırım Meali:

Hani size işkencenin en kötüsünü tattırıp yüklemekte devam eden, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (kızlarınızı) diri bırakmak isteyen Fir'avn'ın yoldaşlarından sizi (atalarınızı) kurtardığımız zamanı bir hatırlayın! Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ey İsrailoğulları! Yine hatırlayın ki) işkencenin en kötüsünü size uygulayan, kızlarınızı bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlayan/öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu da Rabbiniz tarafından büyük bir sınavdı. *

(Bakara 49)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık; bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.*

(Bakara 49)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden kurtarmıştık. Bunda, size Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Diyanet Vakfı Meali:

Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın en kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.*

(Bakara 49)

Edip Yüksel Meali:

İşkencenin en kötüsünü size uygulayan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, Rabbinizden büyük bir sınav idi.

(Bakara 49)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem hatırlayın ki bir vakit sizi Ali Firavnden kurtardık, sizi azabın kötüsüne peyleyorlardı; oğullarınızı boğazlıyorlar ve kızlarınızı diri tutmak istiyorlardı ve bunda size rabbınız tarafından büyük bir imtihan vardı

(Bakara 49)

Elmalılı Yeni Meali:

Hem hatırlayın ki, bir zaman sizi Firavun'un ailesinden kurtardık. Size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlıyor ve kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Erhan Aktaş Meali:

Hatırlayın! Sizi, kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayarak, işkencenin en kötüsüne uğratan Firavun 'un adamlarından kurtarmıştık. Bunda, sizin için Rabb'inizden büyük bir sınav vardı.

(Bakara 49)

Gültekin Onan Meali:

Size işkencenin en kötüsünü yapan, kadınlarınızı bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Bu, rabbinizden büyük bir sınav idi.

(Bakara 49)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve hani Biz, bir zaman sizi, sizi azabın en kötüsüne çarptıran, oğullarınızı boğazlayan, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun'un yakınlarından kurtarmıştık. –Ve bunda size Rabbiniz tarafından büyük bir bela vardı.–

(Bakara 49)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Hatırlayın!) Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size işkencenin en kötüsünü reva görüyor, erkek çocuklarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Harun Yıldırım Meali:

Hani sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık ki, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı ise sağ bırakarak size azabın en kötüsünü tattırıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden çok büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Hasan Basri Çantay:

Yine hatırlayın o zamanı ki (yeni doğan) oğullarınızı boğazlayıp kızlarınızı sağ bırakmak (yahud kadınlarınıza utanılacak dürlü fenalıklar yapmak) suretiyle size (atalarınıza) işkencenin en kötüsünü yüklemekde devameden Fir'avun haanedanından sizi kurtarmışdık. Bunda (bu azabda ve kurtarmada) Rabbinizden (gelen) büyük bir imtihan vardı sizin için.

(Bakara 49)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hem bir zaman sizi Fir'avun ehlinden kurtarmıştık; (onlar) sizi azâbın en kötüsüne(evlâd acısına) ma'ruz bırakıyorlar, (yeni doğan) oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı (kız çocuklarınızı) ise hayatta bırakıyorlardı.(1) İşte bunda (size revâ görülen bu zulümlerde), Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.*

(Bakara 49)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Hani [Firavun'un ailesi/halkı] sizi azabın en kötüsüne sürerek çocuklarınızı boğazlıyor ve kızlarınızı hayatta bırakıyorlarken, sizi Firavun'un Ailesinden/halkından kurtarmıştık. Bunda sizin için RAB'binizden büyük bir sınama vardır.

(Bakara 49)

Hüseyin Atay Meali:

Hani! Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı pek boğazlayan Firavun'un adamlarından sizi kurtarmıştık. Onda, Rabbinizden size büyük bir sınama vardı.

(Bakara 49)

İbni Kesir Meali:

Hani, sizi oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakarak en kötü işkenceye tabi tutan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu da sizin için Rabbınız tarafından büyük bir imtihandı.

(Bakara 49)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizi firavun ailesinden kurtarmıştık. Onlar erkek evlatlarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı hayatta bırakarak, azabın en kötüsünü uyguluyorlardı. İşte, bunda sizin için Rabbinizden büyük bir deneme vardı.

(Bakara 49)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve sizi firavun ailesinden kurtarmıştık ki (onlar), size kötü azap ediyorlar, oğullarınızı kesip kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.

(Bakara 49)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün Biz sizi Firavungillerin elinden kurtarmıştık. Onlar sizi azapların en kötüsüne uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlıyorlar, yalnız kızlarınızı sağ bırakıyorlardı. Böylelikle Allah sizi iyice sınayordu.

(Bakara 49)

Kadri Çelik Meali:

Hani size azabın en kötüsünü tattıran, yeni doğan oğullarınızı boğazlayan ve kızlarınızı hayatta bırakan Firavun ailesinden sizi kurtarmıştık ve bunda sizin için Rabbiniz tarafından büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Mahmut Kısa Meali:

Eyİsrail Oğulları! Sizi Firavun ve ordusundan nasıl kurtardığımızı da hatırlayın: Hani size en acı işkenceleri çektiriyorlardı; nüfusunuzun artmasını engellemek için oğullarınızı boğazlıyor, kadınlarınızı utançverici işlerde kullanmak üzere sağ bırakıyorlardı. İşte bütün bunlarla, Rabb’iniz sizi eğitip olgunlaştırmak ve böylece insanlığı doğru yola ileten örnek ve öncü bir toplum yapmak üzere çetin bir sınavdan geçirmekteydi.

(Bakara 49)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kimsenin kimseye bir şey ödeyemeyeceği, şefaat edemeyeceği o günden korkun Af edilme için hiç kimseden hiç bir fidye alınmaz. İşte böylesi günden sakının.

(Bakara 49)

Mehmet Türk Meali:

(Ey İsrâil oğulları!) Firavun ailesi, sizin oğullarınızı boğazlayarak, kadınlarınızı sağ bırakarak1 size en dayanılmaz işkenceleri yaparken, sizi onların elinden Bizim kurtardığımızı ve bunun, sizin için Rabbinizden gelen büyük bir imtihan olduğunu (unutmayın.)2*

(Bakara 49)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hani size işkence eden, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun’un kavminden, sizi kurtarmıştık. (Bunda) sizin için, Rabbiniz tarafından büyük bir sınav vardı.

(Bakara 49)

Muhammed Esed Meali:

Ve (hatırlayın) azapların en korkuncu olarak -ki sizin için Rabbinizden büyük bir imtihandı- oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanının elinden sizi kurtardığımız (günleri).

(Bakara 49)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Anımsayın ki, sizi, size dayanılmaz acılar yaşatan, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan o Firavungillerden kurtarmıştık. İşte bunda sizin için rabbinizden gelen bir büyük sınav vardı.

(Bakara 49)

Mustafa Çavdar Meali:

Hatırlayın hani biz sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. O, size işkencenin en kötüsünü reva görüyor yani oğullarınızı kesiyorlar, kızlarınızı ise sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden sizin için büyük bir imtihan vardı.

Bknz: (28/4) - (7/141)

(Bakara 49)

Mustafa Çevik Meali:

49-54 Ey İsrailoğulları! Firavun ile adamları size en ağır işkenceleri uygulamakta iken sizi onun zulmünden nasıl kurtardığımızı aklınızdan çıkarmayın. Onlar bir taraftan oğullarınızı boğazlarken, bir taraftan da kızlarınızı ve kadınlarınızı sağ bırakıp iğrenç amaçlarına alet ediyorlardı. Rabbinizin sizin için denizi yarıp, gözlerinizin önünde Firavun ve adamlarını suda boğduğunu da unutmayın. Hani Biz Musa’yı, yaratılış sebebiniz olan hayat nizamını öğretmek üzere kırk günlüğüne çağırmıştık. Kavmi de onun ayrılmasından hemen sonra içlerinden birinin yaptığı ve Firavun’un halkının da kutsal saydığı buzağı heykelinin yardımına sığınarak, eski şirk inançlarına dönüp, kendine zulmeden zalimlerden olmuşlardı. Biz de tevbelerinden sonra akıllarını başlarına alır, Allah’tan başkasına sığınılamayacağı gerçeğine dönerler diye de affetmiştik. Musa’ya da doğru olanla yanlış olanı birbirinden ayırt eden kitabı vermiştik. Musa kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Şunu iyi bilin ki siz, buzağı heykeline sığınıp ondan size yardım etmesini beklemekle kendinize çok büyük bir kötülük yaptınız. Böylece Allah’a şirk koşan müşrikler oldunuz. Derhal tevbe edip sizi yaratan, bunca nimetle donatan, sizi en ağır zulümlerden kurtaran Rabbiniz olan Allah’a yönelin, içinizdeki buzağı inancını öldürüp yok edin. Zira sizin için hayırlı olan budur.” Bunun üzerine kavmi de onun söylediklerine uyup, tevbe ederek doğruya yönelince Allah da onları bağışladı. Allah, yanlışından tevbe ederek doğruya yönelip gereklerini yerine getirenlere karşı çok merhametli ve bağışlayıcıdır.

(Bakara 49)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Yine bir zaman da sizi Firavun hanedanının elinden kurtarmıştık. Size işkencenin en alçağını reva görüyorlar, erkek çocuklarınızı öldürüp kadınlarınızı da bırakıyorlardı. Bu yaşananlarda, Rabbinizin sizi tabi tuttuğu dehşet bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Osman Okur Meali:

Ve oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakarak sizi azapların en kötüsüne uğratan Firavun hanedanının elinden sizi kurtardığımız günleri [hatırlayın]. (Bu zulümden kurtulmanız) Rabbinizin size lütfettiği çok büyük bir nimetidir.

(Bakara 49)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve o zamanı yâd ediniz ki, sizi âl-i Fir'avun'dan kurtardık. Sizi en kötü azap ile cezalandırıyorlardı. Oğullarınızı boğazlıyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbiniz tarafından pek büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Ömer Öngüt Meali:

Hani sizi, işkencelerin en kötüsünü tattıran, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakan Firavun hanedanından kurtarmıştık. Bu Rabbinizin büyük bir imtihanı idi.

(Bakara 49)

Ömer Sevinçgül Meali:

Hatırlayın, sizi Firavun yanlılarından kurtarmıştık. Oğullarınızı boğazlayıp kızlarınızı hayatta bırakmak suretiyle size azabın en kötüsünü uyguluyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir sınama vardı.

(Bakara 49)

Sadık Türkmen Meali:

VE (hatırlayın), sizi Firavun kavminden kurtarmıştık. Size azabın en kötüsünü uygun görmüşlerdi. Sizin oğullarınızı boğazlıyorlar/öldürüyorlar ve kızlarınızı da hayatta bırakıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden (gelen), büyük bir belâ/açığa çıkar(ıl)ma vardı.

(Bakara 49)

Seyyid Kutub Meali:

Hani oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı (dul) bırakmak suretiyle size çok ağır bir işkence çektiren Firavun hanedanından sizleri kurtarmıştık. Bu, sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir imtihandı.

(Bakara 49)

Suat Yıldırım Meali:

Hem sizi en feci işkencelere uğrattıkları zaman Firavun'un adamlarından kurtardığımızı da hatırlayın! Onlar sizin dünyaya gelen erkek çocuklarınızı kesiyor, kız çocuklarınızı ise kötülük için hayatta bırakıyorlardı. İşte bunda size Rabbiniz tarafından çetin bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Süleyman Ateş Meali:

Sizi Fir'avn ailesinden de kurtarmıştık. Hani (onlar), size azabın en kötüsünü reva görüyor, oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık. Size en ağır cezayı vermeye çalışıyor, oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı ise sağ bırakmak istiyorlardı. İşin içinde, Sahibiniz (Rabbiniz) olarak yaptığım[1] büyük bir imtihan vardı.

1) Arap edebiyatında iltifat sanatı vardır, anlatımı canlı tutmak ve konunun önemini vurgulamak için sözün akışı beklenmedik bir şekilde değiştirilerek üçüncü şahıstan birinci şahsa, ikinci şahıstan birinci veya üçüncü şahsa, birinci şahıstan ikinci veya üçüncü şahsa vs. geçilir. Geçmiş zamandan şimdiki veya gelecek zamana; gelecek zamandan geçmiş zamana ya da geçmiş zamandan emir kipine geçiş yapılabilir. Türkçede bu sanat olmadığından bu gibi ifadeler bir Türk'ü şaşırtır. Burada olduğu gibi birçok ayete, bu sanat yok sayılarak meal verilmiştir. 

(Bakara 49)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sizi, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayarak size en ağır işkenceleri yapan Firavun'un elinden kurtarmıştık. Bu, Rabbinizin büyük bir sınavı idi.

(Bakara 49)

Şaban Piriş Meali:

Size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun Hanedanından sizi kurtarmıştık. Bunda Rabbiniz'den büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Talat Koçyiğit Meali:

Hani sizi, Rabbinizden gelen büyük bir imtihan olmak üzere, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakarak en büyük azabı size çektiren Firavun ailesinden kurtarmıştık.

(Bakara 49)

Tefhimul Kuran Meali:

Sizi, en dayanılmaz işkencelere uğrattıklarında, Firavun ailesinin elinden kurtardığımızı anın. Onlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlarken, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.

(Bakara 49)

Ümit Şimşek Meali:

Sizi Firavun Hanedanından kurtardığımız zamanı da hatırlayın ki, size azabın en kötüsünü revâ görüyorlar, kız çocuklarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda da size Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.(30)*

(Bakara 49)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sizi Firavun hanedanından kurtardığımızı da hatırlayın. Hani onlar size azabın en çirkiniyle kötülük ediyorlardı: Erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yoklayıp çocuk alıyorlar/kadınlarınıza utanç duyulacak şeyler yapıyorlardı. İşte bunda sizin için, Rabb'inizden gelen büyük bir ıstırap ve imtihan vardı.

(Bakara 49)