2. Bakara Suresi / 48.ayet

Öyle bir günden sakının ki; o gün kimsenin kimseye faydası olmayacak, kimseden şefaat kabul edilmeyecek, kimseden fidye alınmayacak ve onlar yardım da görmeyecekler.

Bknz: (2/123)(2/254)(39/43)»(39/44)

Mustafa Çavdar Meali

Bakara 48 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Korkun o günden ki hiç kimse, bir başkasının yerine bir şey ödeyemez o gün; kimsenin kimseye şefaati kabul edilmez, kimseden karşılık da alınmaz, onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, (Allah’ın izin verdikleri hariç) hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidyenin (günah bedelinin) alınıp (salıverilmeyeceği) ve (hiçbir şekilde) yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

(Bakara 48)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve hiçbir insanın ötekine en ufak bir yararının dokunamayacağı, hiç kimseden aracılığın kabul edilmeyeceği, hiç kimseden cezasının affı için bedel alınmayacağı ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği günün mutlaka gelip çatacağı takva bilinciyle yaşasanıza!

(Bakara 48)

Adem Uğur Meali:

Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.

(Bakara 48)

Ahmet Hulusi Meali:

Kimsenin kimseyi kurtarmak için bir şey ödeyemeyeceği süreçten korunun; (o süreçte) ne (birbirine) şefaat kabul edilir, ne fidye ödenerek biri kurtarılabilir ne de onlara yardım gelir.

(Bakara 48)

Ahmet Tekin Meali:

Kimsenin, hiçbir şekilde başkasının yerine sorguya çekilmeyeceği; başkasının başına geleceklerin bir kısmını bile göğüsleyemeyeceği; kâfir olarak ölenler için hiçbir şefaatçinin şefaatinin kabul edilmeyeceği; cezaların fidyeye çevrilmeyeceği, kimselere yardımın da yapılmayacağı bir günden, Allah'a sığınıp emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, kendinizi azaptan koruyun.*

(Bakara 48)

Ahmet Varol Meali

Hiç kimsenin kimse adına bir şey yapamayacağı, kimseden bir şefaatin kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve onların (hesaba çekilenlerin) bir yardım göremeyecekleri günden sakının.

(Bakara 48)

Ali Bulaç Meali:

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

(Bakara 48)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bir de öyle bir azâb gününden sakının ve korkun ki, o günde (kıyamette) hiç bir kimse, hiç bir kimse adına bir şey ödeyemez, kimseden şefâat da kabul edilmez; azâbdan kurtulmak için kimseden bedel ve karşılık alınmaz. (Allah'ın azabından kurtulmak hususunda) o kâfirlere yardım da yapılmaz.

(Bakara 48)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve kimsenin, kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, kimsenin ara buluculuğunun kabul edilmeyeceği, kimseden kurtulmalık alınmayacağı ve onlara yardım da edilmeyeceği günden sakının.

(Bakara 48)

Ali Ünal Meali:

Ve takva dairesine girerek öyle bir günden korunmaya çalışın ki, o gün hiç kimse bir başkası adına ödemede bulunamaz, (herkes kendi başının derdine düşüp, kimse başkasının suçunugünahını yüklenemez); kimseden (öyle dünyada yaptığınız türde) bir şefaat, aracılık, iltimas ve kayırma kabul edilmez; kimseden (fidye türünde, azaptan kurtulma karşılığı) herhangi bir şey alınmaz ve o gün kimseye herhangi bir yerden yardım da gelmez.

(Bakara 48)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Öyle bir günden sakının ki; kimse kimsenin hiçbir ihtiyacını gidermez. Onlardan şefaat kabul olmaz, fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez. (Demek dinlerde ırkçılık ve üstün insan kavramı yoktur.)

(Bakara 48)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hiç kimsenin başkasına fayda veremeyeceği, şefaatin kabul edilmeyeceği, fidye alınmayacağı ve yardım yapılmayacağı bir günden sakınınız.

(Bakara 48)

Bekir Sadak Meali:

Kimsenin kimseden faydalanamiyacagi, kimseden bir sefaat kabul edilmeyecegi, kimseden bir fidye alinmayacagi ve yardim gorulmeyecegi gunden korunun.

(Bakara 48)

Besim Atalay Meali:

Bir kimse, bir kimsenin işine yaramıyan, hiçbir kimseden şefaat kabul olunmayan, karşılık da alınmıyan, yardım da olunmayan bir günden sakınınız

(Bakara 48)

Celal Yıldırım Meali:

Ve hiç bir kimsenin hiçbir kimse için birşey ödeyemiyeceği, hiç kimseden (kâfirler hakkında) şefaat kabul olunmayacağı, hiçbir kimseden kurtuluş akçesi alınmayacağı ve onların yardım olunmayacağı günden korkup sakının.

(Bakara 48)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiç kimseden (Allah'ın izni olmadıkça) herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım da edilmez. *

(Bakara 48)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korunun.

(Bakara 48)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz. Onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Diyanet Vakfı Meali:

Öyle bir günden korkun ki, o günde hiç kimse başkası için herhangi bir ödemede bulunamaz; hiç kimseden (Allah izin vermedikçe) şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz; onlara asla yardım da yapılmaz.

(Bakara 48)

Edip Yüksel Meali:

Öyle bir günden sakının ki, kimse kimsenin yerine birşey ödeyemez, aracılık (şefaat) kabul edilmez, kimseden bir fidye alınmaz ve yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve öyle bir günden korunun ki kimse kimseden bir şey ödeyemez, kimseden şefaat de kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz, hem onlar kurtarılacak da değillerdir.

(Bakara 48)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve kimsenin kimseden bir şey ödeyemeyeceği, kimseden şefaatin kabul olunmayacağı, kimseden fidyenin alınmayacağı ve kimsenin kurtarılamayacağı bir günden sakının!

(Bakara 48)

Erhan Aktaş Meali:

Hiç kimsenin başkası adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden şefaatin[1] kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidyenin alınmayacağı ve hiç kimseye yardım edilmeyeceği günden korunup sakının.

1)Kur'an, "şefaat edilme" anlayışını ve inancını kesin olarak reddetmektedir. Kur'an'a göre, kesinlikle şefaat yoktur. Bu nedenle şefaatin varlığına inanan bir kimse Allah'a eş koşmuş sayılır.

(Bakara 48)

Gültekin Onan Meali:

Kimsenin kimse yerine birşey ödeyemeyeceği, aracılık (şefaat) kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım da edilmeyeceği bir günden sakının.

(Bakara 48)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve hiçbir kimsenin başka bir kimseye herhangi bir şey için karşılık ödemediği, hiçbir kimseden yardımın, adam kayırmanın kabul edilmediği, kimseden fidyenin/kurtulmalığın alınmadığı ve hiçbir kimsenin yardım olunmadığı güne karşı Allah'ın koruması altına girin.

(Bakara 48)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Öyle bir günden sakının ki; (o gün) hiçbir nefis bir başkasının yerine geçmez, hiç kimseden şefaat kabul edilmez, hiç kimseden fidye alınmaz ve onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Harun Yıldırım Meali:

Kimsenin kimse için bir şey ödeyemeyeceği günden de sakının ki, ondan hiç bir şefaat kabul edilmez ve ondan fidye de alınmaz.Kendilerine yardım da edilmez!.

(Bakara 48)

Hasan Basri Çantay:

Ve öyle bir günden korkun ki (o günde) hiçbir kimse, hiçbir kimse namına bir şey ödeyemez. Ondan her hangi bir şefaat kabul olunmaz. Ondan bir fidye (bedel) alınmaz, onlara (Allahın azabından kurtulmak hususunda) yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve öyle bir günden sakının ki, (o gün) kimse, kimse nâmına bir şey ödemez, ondan(Allah'ın izni olmadıkça) bir şefâat de kabûl edilmez, ondan bir fidye de alınmaz ve onlar yardım (da) olunmazlar!

(Bakara 48)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kendileri yardım olunmaz bir haldeyken, herhangi bir canın (nefsin) herhangi bir can (nefis) hakkında hiçbir şekilde karşılık ödemeyeceği, kendisinden [o candan] hiçbir şefaat'in [yardıma gelişin]¹ kabul edilmeyeceği ve kendisinden fidye alınmayacağı bir günden (dönemden)² korunup sakının.

(Bakara 48)

Hüseyin Atay Meali:

Kimsenin kimseye yararı olmayacağı, kimseden bir aracılık kabul edilmeyeceği, kimseden bedel alınmayacağı ve kimsenin yardımının görülmeyeceği günden sakının.

(Bakara 48)

İbni Kesir Meali:

Ve öyle bir günden korkun ki; o günde kimse, kimse için bir şey ödeyemez. Şefaat kabul edilmez. Fidye alınmaz ve onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

İlyas Yorulmaz Meali:

Öyle bir günden sakının ki; o gün hiçbir kimse, diğer bir kimsenin cezasını ödeyemez, o kimseden şefaat kabul edilmez, cezasını karşılayacak bedel alınmaz ve onlara yardımda edilmez.

(Bakara 48)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve, bir kimseden diğer bir kimseye, bir şeyin ödenmeyeceği ve ondan (hiç kimseden) bir şefaatin kabul edilmeyeceği ve hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve onlara yardım edilmeyeceği günden sakının.

(Bakara 48)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Öyle bir günden sakının ki o gün kimse kimsenin ödeyeceğini ödeyemez, kimse kimseyi kayıramaz, kimseden kurtulmalık alınmaz, onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Kadri Çelik Meali:

Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez, hiçbir kimseden herhangi bir şefaat kabul olunmaz, fidye alınmaz ve onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Mahmut Kısa Meali:

Ve öyle bir Günden sakının ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bedel ödeyemeyecek, hiç kimsenin başkasının kurtuluşu için aracılık, yani şefaat etmesine izin verilmeyecek, Allah katında sözü geçtiği varsayılan hiçbir varlık, insanları hak ettikleri cezadan kurtaramayacak, hiç kimseden kurtuluş fidyesi kabul edilmeyecek ve ilâhî yardımı hak etmeyen hiç kimseye yardım edilmeyecektir. Şefaat, bir suçlunun cezadan kurtarılması için aracılık etmektir. Kur’an, ancak Allah’ın dilediği kimselerin (10. Yûnus: 3, 20. Tâhâ: 109, 34. Sebe: 23, 53. Necm: 26), yine ancak O’nun izin verdiği kimselere (21. Enbiyâ: 28) şefaat edebileceğini bildirmiştir. Bu yüzden, aracıları memnun etmek için değil, Allah’ın rızasını kazanmak için çaba gösterilmeli ve şefaat, yalnızca O’ndan istenmelidir.

(Bakara 48)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Bir kimsenin başka bir kimse için ödemenin faydası olmayacağı günden sakının. Artık o gün kimsenin kimseye bir şefaati kabul edilmez. Yardım göremez o gün.

(Bakara 48)

Mehmet Türk Meali:

Ve kimsenin, kimseye hiçbir şekilde faydasının olmayacağı, hiç kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, hiçbir fidyenin alınmayacağı ve kimsenin de başkalarından yardım görmeyeceği (âhiret) gününden, sakının.1*

(Bakara 48)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hiç bir kimsenin başkasının yerine geçemeyeceği, kimseden şefaat kabul edilmeyeceği, hiç kimseden karşılık alınmayacağı ve kendilerine yardım (da) edilmeyeceği günden korkun.

(Bakara 48)

Muhammed Esed Meali:

Ve hiçbir insanın ötekine en ufak bir yararının dokunmayacağı, hiç kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği Gün(ün mutlaka gelip çatacağı) bilinciyle yaşasanıza!

(Bakara 48)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Ve sakının o günden ki, o gün hiç kimse bir başkası adına bir şey ödeyemez, hiç kimseden bir başkası için her hangi bir kayırma kabul edilmez, hiç kimseden bir kurtulmalık alınmaz ve hiç kimseye de yardım edilmez.

(Bakara 48)

Mustafa Çavdar Meali:

Öyle bir günden sakının ki; o gün kimsenin kimseye faydası olmayacak, kimseden şefaat kabul edilmeyecek, kimseden fidye alınmayacak ve onlar yardım da görmeyecekler.

Bknz: (2/123) - (2/254) - (39/43)»(39/44)

(Bakara 48)

Mustafa Çevik Meali:

47-48 Ey İsrailoğulları! Geçmişte atalarınızı davetimize uyduklarında müşrik ve kâfir kavimlere nasıl üstün getirdiğimizi unutmayın ve hiç kimsenin bir başkasına yardımının dokunmayacağı, hiç kimsenin kimseye şefaatinin (yardımının) kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı o Kıyamet ve Hesap Günü’nün gelip çatacağını bilerek yaşayın.

(Bakara 48)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Hiç kimsenin hiç kimse adına hiçbir şey ödemeyeceği, kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, kurtuluş akçesi alınmayacağı ve hiç kimsenin yardım görmeyeceği günün (dehşetinden) korunun!

(Bakara 48)

Osman Okur Meali:

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.

(Bakara 48)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Öyle bir günden korkunuz ki, o günde hiçbir şahıs hiçbir şahıstan dolayı hiçbir şey ödemez. Ve o şahıstan hiçbir şefaat kabul edilmez. Ve ondan hiçbir fidye alınmaz. Ve onlara ne de yardım olunurlar.

(Bakara 48)

Ömer Öngüt Meali:

Hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden şefaat kabul edilmeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği azap gününden korkup sakının.

(Bakara 48)

Ömer Sevinçgül Meali:

Öyle bir günden sakının ki, o günde hiç kimse başkası için bir şey ödeyemez. Şefaat kabul edilmez, fidye alınmaz. İnkârcılara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Sadık Türkmen Meali:

Öyle bir günden sakının ki; (hiçbir) kimse başka bir kimse adına bir şey ödeyemez. Hiçbir kimseden, herhangi bir şefaat/aracılık/kayırma da kabul edilmez; o kimseden bir fidye/bir bedel de alınmaz ve onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Seyyid Kutub Meali:

Öyle bir günden korkun ki, o gün hiç kimse başkasının yerine bir şey ödeyemez, hiç kimseden aracılık kabul edilmez, hiç kimseden fidye alınmaz ve hiç kimse başkalarından yardım görmez.

(Bakara 48)

Suat Yıldırım Meali:

Öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse başkasının yerine birşey ödeyemez, kimseden şefaat kabul edilmez, hiç kimseden fidye alınmaz, hem onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)

Süleyman Ateş Meali:

Ve öyle bir günden sakının ki, o gün hiç kimse, kimsenin cezasını çekmez (borcunu ödemez); kimseden şefaat (aracılık, iltimas) da kabul edilmez; kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım yapılmaz.

(Bakara 48)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Öyle bir günden çekinip korunun ki o gün kimse kimsenin yerine ceza çekmeyecek, kimseden şefaat[1] kabul edilmeyecek, kimseden fidye alınmayacak ve kimseye yardım edilmeyecektir.

1) Şefaat, birinin eşlik etmesini istemek, eşlik etmek veya arka çıkmaktır. (El-Ayn, Müfredat). Ayet, mahşer günü kimseye şefaat edilmeyeceğini açıkça bildirmektedir. Dünyada insanlar birine destek olabilirler. "İyi bir işe destek veren ondan bir pay alır; kötü bir işe destek veren de ondan dolayı bir sorumluluk üstlenir." (Nisa 4/85) Cennete gitmiş biri, şirk günahı ile değil de diğer günahlarından dolayı cehennemde olan bir yakınını yanına isteyebilir. "Günahkarları, suya koşarcasına cehenneme sevk edeceğiz. Rahman'dan söz almış olanlar dışında kimse şefaate (birinden destek alma hakkına) sahip olamayacaktır." (Meryem 19/86-87) İster dünyada ister cehenneme gitmiş biri için olsun, şefaat ancak Allah'ın onayıyla olabilir.

(Bakara 48)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Kimsenin başkasına faydasının dokunmayacağı, kimsenin aracılığının kabul edilmeyeceği, kimseden fidye alınmayacağı ve kimsenin yardım görmeyeceği Gün'ün azabından korunun.

(Bakara 48)

Şaban Piriş Meali:

Kimsenin kimseden faydalanamayacağı, kimseden bir şefaat kabul edilmeyeceği, kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım da görülmeyeceği bir günden kendinizi koruyun.

(Bakara 48)

Talat Koçyiğit Meali:

Hiç kimsenin hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimseden şefaatin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden fidye alınmayacağı ve (nihayet) kendilerine yardım bile edilmeyecek bir günden, (hesap gününden) sakının.

(Bakara 48)

Tefhimul Kuran Meali:

Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödeyemeyeceği, hiç kimseden bir şefaatin kabul edilmeyeceği ve hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği günden korkup sakının.

(Bakara 48)

Ümit Şimşek Meali:

Bir de öyle bir günden korkun ki, ne kimse bir başkasının cezasını öder, ne kimseden şefaat kabul edilir,(29) ne kimseden fidye alınır, ne de onlar bir yardım görürler.*

(Bakara 48)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Ve korkun o günden ki, hiç bir benlik bir başka benliğin herhangi bir şeyi için karşılık ödemez; hiç bir benlikten şefaat kabul edilmez, hiç bir benlikten fidye alınmaz. Ve onlara yardım da edilmez.

(Bakara 48)