2. Bakara Suresi / 58.ayet
Bakara 58 ayeti için diğer mealler.

Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Abdülbaki Gölpınarlı Meali:
Bir vakit şu şehre girin, nimetlerinden, nerede dilerseniz orada bolbol yiyin, kapısından secde ederek girin, burası yurttur deyin, yarlıganma dileyin de suçlarınızı örtelim; iyilikte bulunanların sevabını daha da arttıracağız demiştik.*
(Bakara 58)Abdullah-Ahmet Akgün Meali:
Ve hatırlayın, size: "Şu şehre (Kudüs’e ve bereketli Filistin ülkesine) girin ve orada istediğiniz yerde (yerleşip ziraat, hayvancılık ve ticaretle kazandıklarınızı) bol bol yiyin, (buna karşılık) sadece; secde ederek kapısından girerken: (Rabbimizden) ‘Dileğimiz bağışlanmadır’ deyin, (ki Biz de) hatalarınızı bağışlayalım; üstelik iyilik yapanların (ecirlerini daha da) arttıracağız" demiştik.
(Bakara 58)Abdullah Parlıyan Meali:
Ve yine hatırlayın o günleri, biz şöyle demiştik: “Girin şu beldeye, yiyeceklerinden dilediğiniz kadar bol bol yiyin, fakat kapısından saygı göstererek, boyun eğerek girin ve günahlarımızın yükünü üzerimizden kaldır deyin ki, günahlarınızı bağışlayalım ve iyilik yapanlara daha fazlasını verelim” demiştik.
(Bakara 58)Adem Uğur Meali:
(İsrailoğullarına:) Bu kasabaya girin, orada bulunanlardan dilediğiniz şekilde bol bol yeyin, kapısından eğilerek girin, (girerken) "Hıtta!" (Yâ Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım; zira biz, iyi davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz, demiştik.
(Bakara 58)Ahmet Hulusi Meali:
Hani şunu demiştik onlara: "Şu karyeye (boyuta) girin ve orada dilediğiniz şekilde (o boyutun nimetlerini) yeyin... Kapısından da secde ederek (varlığınızın yokluğunu, yalnızca Allah Esma'sının var olduğunu itiraf ederek) girin ve (benlik hissinizden dolayı) mağfiret dileyin... Ki (benliğinizin oluşturduğu) hatalarınızı mağfiret edelim. Kendisine bağışlananları başkalarıyla karşılıksız paylaşanlara (muhsinlere) daha da arttıracağız. "
(Bakara 58)Ahmet Tekin Meali:
Hani biz: "Bu şehre girip yerleşin. Buradaki nimetlerden Allah'ın sünnetine, düzeninin yasalarına uygun iradesinin tecellisi içinde tercihinizi isabetli kullanarak dilediğiniz şekilde bol bol yeyin. Kapılardan, şehrin giriş noktalarından birlikte, saygıyla secde ederek girin, girerken, kelime-i tevhidi ikrar edin, doğruları söyleyin, ya Rabbi, bizi affet deyin ki, sizin hatalarınızı affedelim. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman kullarımıza nimetlerimizi daha da artıracağız." demiştik.*
(Bakara 58)Ahmet Varol Meali
Hani, "Şu kasabaya girin, orada istediğiniz yerden bolca yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve 'bizi bağışla' deyin ki, biz de sizin yanlışlıklarınızı bağışlayalım. İyilere olan lütuflarımızı ise artıracağız" demiştik.
(Bakara 58)Ali Bulaç Meali:
Ve hatırlayın, demiştik ki: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlanmadır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) arttıracağız."
(Bakara 58)Ali Fikri Yavuz Meali:
Bir vakit de (Tîh sahrasından çıktıktan sonra): “- Şu Kudüs şehrine girin de nimetlerinden dilediğinizi, bol bol yeyin; kapısından secde ederek girin ve “Hıtta” deyin (günahınızdan istiğfar edin) ki, günahlarınızı afvedelim. Biz, ihsan (iyilik ve itâat) edenlere, sevabı daha artıracağız.” demiştik.
(Bakara 58)Ali Rıza Sefa Meali:
Bir de şöyle demiştik: "Şu kente girin; artık, istediğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve ‘Bizi bağışla!' deyin ki, suçlarınızı bağışlayalım. Güzel davrananlara, daha da çoğunu vereceğiz!"
(Bakara 58)Ali Ünal Meali:
Hatırlayın, hani (çölde dolaşıp duruyordunuz da, nihayet sizi bir beldeye yönlendirmiş ve) şöyle buyurmuştuk: “Bu beldeye girin ve oradan dilediğiniz şekilde bol bol yiyin. Kapısından âdeta secde halinde, mütevazı ve emirlerimize boyun eğmiş olarak girin ve dua edin, mağfiret dilenin, sadakat gösterin (katiyen aşırılık, taşkınlık ve bozgunculuğa düşmeyin ve şımarmayın), Biz de, hatalarınızı, sürçmelerinizi bağışlayalım.” İyiliğe kilitlenmiş ve Bizi görmeseler de Bizim kendilerini gördüğümüzün şuuru içinde davrananlar için başka mükâfatlarımız da olacaktır.
(Bakara 58)Bahaeddin Sağlam Meali:
Yine bir vakit: “Bu şehre girin, istediğiniz yerden rahatça yiyin, kapıdan secde etmek üzere girin, günahlarınızın affı için ricada bulunun, Biz hatalarınızı affederiz. Ve iyilikte bulunanların iyiliğini arttırırız” dedik.
(Bakara 58)Bayraktar Bayraklı Meali:
İsrailoğulları'na, "bu kente giriniz, orada bulunanlardan bol bol yiyiniz; kapısından boyun eğerek giriniz;'Hıtta/hatalıyız'deyiniz ki hatalarınızı bağışlayalım. Çünkü biz, iyi davrananlara fazlasıyla vereceğiz" demiştik.
(Bakara 58)Bekir Sadak Meali:
«Bu sehre girin, orada dilediginiz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapisindan girin, bagisla! deyin, biz de yanilmalarinizi bagislariz, iyilere daha da artiririz» demistik.
(Bakara 58)Besim Atalay Meali:
Hani, biz de onlara: «Şu kente giresiniz, dilediğiniz şeylerden bol bol dahi yiyesiniz, kapıdan da, secde ile giresiniz; «Dileğimiz bağışlanmak» deyiniz; günahlarınızı bağışlarız sizlerin, iyileri ödülleriz» dediğimizde
(Bakara 58)Celal Yıldırım Meali:
Ve hatırlayın ki, bu şehre (Beytü'l-Makdis'e) girin, dilediğiniz yerde ondan (onun nimetlerinden) refah içinde bol bol yeyin. Kapısından da secde ederek (eğlip saygı göstererek veya baş yere koyup Hakk'a arz-ı şükranda bulunarak) girin ve «dileğimiz, günahlarımızın dökülmesidir» deyin. Biz de kusur ve suçlarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere (Allah'ı görürcesine davrananlara nimetlerimizi) daha da artıracağız, demiştik.
(Bakara 58)Cemal Külünkoğlu Meali:
Ve yine hatırlayın o günleri (Sina çölünü geçtikten sonra), “Bu beldeye (Kudüs ya da Eriha'ya) girin ve yiyeceklerinden dilediğiniz kadar bolca yiyin. Kapıdan tevazu içinde (şükür) secdesi ederek girin ve “Hıtta” (günahlarımızın yükünü üzerimizden kaldır!) diye dua edin ki, günahlarınızı bağışlayayım ve iyilik yapanlara sınırsız mükâfat vereyim” demiştik. *
(Bakara 58)Diyanet İşleri Eski Meali:
"Şu şehre girin, orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin, secde ederek kapısından girin, "bağışla!" deyin, Biz de yanılmalarınızı bağışlarız, iyilere daha da artırırız" demiştik.
(Bakara 58)Diyanet İşleri Yeni Meali:
Hani, "Şu memlekete girin. Orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin. Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve "hıtta!" (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz" demiştik.
(Bakara 58)Diyanet Vakfı Meali:
(İsrailoğullarına:) Bu kasabaya girin, orada bulunanlardan dilediğiniz şekilde bol bol yeyin, kapısından eğilerek girin, (girerken) «Hıtta!» (Yâ Rabbi bizi affet) deyin ki, sizin hatalarınızı bağışlayalım; zira biz, iyi davrananlara (karşılığını) fazlasıyla vereceğiz, demiştik.*
(Bakara 58)Edip Yüksel Meali:
'Bu şehre girin. Orada dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan alçak gönüllü olarak girin ve dostça konuşun ki hatalarınızı bağışlayalım. Güzel davrananlara daha fazlasını veririz,' demiştik.
(Bakara 58)Elmalılı Orjinal Meali:
Ve bir vakit "şu şehre girin de ni'metlerinden dilediğiniz veçhile bol bol yeyin ve secdeler ederek kapıya girin ve "hıtta" deyin ki size hatı'elerinizi mağfiret ediverelim, muhsinlere ise daha artıracağız" dedik
(Bakara 58)Elmalılı Yeni Meali:
Ve bir vakit: "Şu şehre girin de nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin ve secde ederek kapıdan girin "günahlarımızı bağışla" deyin ki, size günahlarınızı mağfiret ediverelim, iyilik edenlere ise (nimetlerimizi) daha artıracağız" dedik.
(Bakara 58)Erhan Aktaş Meali:
Hani: " Şu şehre girin, orada dilediğinizden bol bol yiyin. O kapıdan secde[1] ederek girin. Ve bizi bağışla deyin ki Biz de hatalarınızı bağışlayalım. İyilik yapanlara daha fazlasını vereceğiz." demiştik.
1)Onların yasa ve kurallarını kabullenerek.
Gültekin Onan Meali:
Ve demiştik ki: "Şu şehre girin. Orada dilediğiniz yerden bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve "dileğimiz bağışlanmadır" deyin ki hatalarınızı bağışlayalım. Muhsinlerin (alacaklarını / karşılıklarını / ecirlerini) arttıracağız (seneziydülmuhsiniyn)".
(Bakara 58)Hakkı Yılmaz Meali:
Ve hani bir zamanlar Biz, “Şu kente girin de onun nimetlerinden dilediğiniz şekilde bol bol yiyin. O kapıdan da boyun eğip teslimiyet göstererek; onlara tebâ/uyruk olarak, taşkınlık, yanlış; kendi zararlarına iş yapmadan girin ve “Hıtta [bizi bağışla]!” deyin. Ki size, hatalarınızı bağışlayıverelim, iyilik-güzellik yapanlara nimetlerimizi daha da arttıracağız” demiş idik.
(Bakara 58)Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /
(Hatırlayın!) Hani biz demiştik ki: “Bu beldeye girin. Ondan bolca ve dilediğiniz yerden yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve: ‘Hıttatun/Günahlarımızı dök.’ deyin. Biz de (emre itaatiniz karşılığında) hatalarınızı bağışlayalım. (Şu da var ki;) Muhsinlere/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanlara ihsanlarımızı arttıracağız.”
(Bakara 58)Harun Yıldırım Meali:
Hani:“Şu kasabaya girin ve orada dilediğiniz yerde bol bol yiyin, o kapıdan secde ederek girin ve "hıtta" (bizi affet) deyin ki size hatalarınızı bağışlayalım; muhsinlere daha da artıracağız…” demiştik.
(Bakara 58)Hasan Basri Çantay:
Hani: ("Tih" den çıkdıkdan sonra) şu kasabaya girib dilediğiniz yerde istediğinizi bol bol yeyin, kapısından secde ederek (eğilerek, saygı göstererek) girin ve (dileğimiz) hıtta (dır, günahlarımızın dökülüp düşmesidir) deyin, (tevbe edin de o sayede) kusurlarınızı örtelim, iyilik (ve itaat) edenler (in ecrin) i ise daha artıracağız" demişdik.
(Bakara 58)Hayrat Neşriyat Meali:
Yine bir zaman (size) şöyle demiştik: “Şu şehre (Kudüs'e) girin de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin; (ama) kapıdan secde eden kimseler olarak girin ve 'حِطَّةٌ (Yâ Rab! Bizi affet!)' deyin ki, size hatâlarınızı bağışlayalım!” Çünki (biz,) iyilik edenle re (mükâfâtla rı nı daha da)artıracağız.
(Bakara 58)Hubeyb Öndeş Meali: /
Bir zamanlar, "bu kente¹ girin, oradan istediğiniz yerden bol bol yiyin ve secde ederek² kapıya/bölüme girin. 'hıtta' [günahlarımızı düşür]³ diyin, sizin için hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere (mükafatı) artıracağız." demiştik.
(Bakara 58)Hüseyin Atay Meali:
Hani! "Şu kente girin, orada olandan dilediğiniz gibi bol bol yiyin ve boyun eğerek kapıdan girin. Ve "Yükümlülüğümüzü indir" deyin; Biz de yanılgılarınızı bağışlayalım ve iyi davrananlara daha da artıracağız" demiştik.
(Bakara 58)İbni Kesir Meali:
Hani; şu kasabaya girin, dilediğiniz yerde istediğinizi bol bol yeyin, kapısından secde ederek girin, affet deyin, kusurlarınızı örtelim. İyilik
(Bakara 58)İlyas Yorulmaz Meali:
(Hatırlayın) Size şu kasabaya girin, dilediğiniz yiyeceklerden bol bol yiyin, kapısından içeri secde ederek (kibirlenmeden) girin ve “Bizi bağışla” deyin ki bizde sizin kusurlarınızı bağışlayalım” demiştik. Güzel davrananların iyiliklerini elbette ki artıracağız.
(Bakara 58)İskender Ali Mihr Meali:
Ve o zaman demiştik ki: “Bu kasabaya girin, böylece O'nun (ni’metlerinden) dilediğiniz yerden bol bol yeyin. Kapıdan secde ederek girin ve “hıtta” (günahlarımızın bağışlanmasını diliyoruz) deyin. Biz de sizin hatalarınızı mağfiret edelim (günahlarnızı sevaba çevirelim). Ve muhsinlere (ni’metlerimizi) artıracağız.”
(Bakara 58)İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:
O gün buyurmuştuk: «Şu kente girin de dilediğiniz yerden dilediğiniz kadar yiyin, kapısından girerken de secde edin. Hem «bağışla bizi» deyin ki Biz de sizin yanıltılarınızı bağışlıyalım. îyilik işliyenlerin karşılığını artıracağız.»
(Bakara 58)Kadri Çelik Meali:
Hani, “Şu kasabaya girin, orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, kapısından secde ederek girin, “Günahlarımızı bağışla” deyin ki böylece biz de hatalarınızı bağışlayalım, (şüphesiz biz) ihsan sahiplerine daha da artırırız” demiştik.*
(Bakara 58)Mahmut Kısa Meali:
Hani bir zamanlar İsrail Oğulları’na demiştik ki: “Halkı zâlim olan şu şehre girip orayı fethedin ve orada bulunan nîmetlerden dilediğiniz gibi, serbestçe yiyin için fakat şehri ele geçirdiğiniz zaman, kapısından kibir ve çalımla değil, “Hıtta!” yani, “Bağışla bizi, ey Rabb’imiz!” diyerek alçakgönüllülükle, saygıyla eğilerek girin ve insanlara karşı affedici, bağışlayıcı olun ki, biz de sizin günahlarınızı bağışlayalım. Unutmayın, doğru ve yararlı davranış gösterenleri, hak ettiklerinden çok daha fazlasıyla ödüllendireceğiz.”
(Bakara 58)Mehmet Ali Eroğlu Meali:
"Rızıklanın, bol bol. İşte şu beldeye girin" demiştik, hatırlayın o zamanları, Ancak kapısında saygı ile secde ederek girerken deyin ki: Burası bağışlanmadır" Bağışlayalım Biz de hatalarınızı. Artıracağız iyilik yapanların mükafatlarını.
(Bakara 58)Mehmet Türk Meali:
(Ey İsrâil oğulları!) Bir zamanlar da size: “Şu şehre1 girin ve oranın (yiyeceklerinden) istediğinizi dilediğiniz gibi yiyin, kapıdan da secde ederek girin2 ve ‘günâhlarımızı bağışla!’ deyin ki (Biz de) sizin günâhlarınızı affedelim. Unutmayın ki Biz, iyilik edenlere nîmetlerimizi daha da artıracağız.” dedik.3*
(Bakara 58)Muhammed Celal Şems Meali:
Hani “Şu kasabaya girin. Oradan dilediğiniz gibi bolca yiyin, tam itaat ederek kapısından, (yükümüzün) hafiflemesini (diliyoruz,) diyerek girin. Biz (de) hatalarınızı bağışlar, iyilik edenlere daha (da) veririz,” demiştik.
(Bakara 58)Muhammed Esed Meali:
Ve yine (hatırlayın o günleri), Biz, "Bu beldeye girin ve yiyeceklerinden dilediğiniz kadar bol bol yiyin; fakat kapıdan (tevazu içinde) boyun eğerek girin ve 'Günahlarımızın yükünü üzerimizden kaldır!' deyin ki, günahlarınızı bağışlayayım ve iyilik yapanlara sınırsız mükafat vereyim" demiştik.
(Bakara 58)Mustafa Cemil Kılıç Meali:
Ve biz şöyle demiştik; "Şu kente girin ve orada dilediğinizden bol bol yiyin. Kapısından girerken eğilin ve 'bağışla bizi' deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. Biz, iyilik edenlerin ödüllerini elbette ki artıracağız."
(Bakara 58)Mustafa Çavdar Meali:
Hani demiştik ki "Şu kasabaya girin, dilediğiniz yerden istediğinizi bol bol yiyin. Kapısından alçak gönüllü olarak girin ve "Bağışla" deyin ki bizde sizin hatalarınızı bağışlayalım. Güzel davrananların mükâfatını da artırırız." (Bakara 58)Mustafa Çevik Meali:
58-59 İsrailoğullarına bu nankörlüklerinden sonra şöyle buyurduk: “Bulunduğunuz yerin yakınındaki şu şehre, halkına tevazu ile saygı göstererek girin, oradaki nimetlerden siz de yararlanın.” Bir yandan da affedilmeyi dileyerek; “Rabbimiz tevbemizi kabul et, bizleri bağışla.” diyerek doğru olana yönelin. Unutmayın ki Allah sözüne sadık olanları sever, bağışlar ve onlara ihsan ettiği nimetlerini de artırır. Fakat o nankör ve zalimler kendilerine söylenen bu sözün anlamını değiştirip tam tersi işler yaptılar.
(Bakara 58)Mustafa İslamoğlu Meali:
Bir zaman da demiştik ki: Girin şu şehre, canınızın çektiklerinden bol bol yiyin! Ama (şehre ait) kapıdan tevazu içerisinde iki büklüm girin ve "Bizi affet!" diyin! Böylece biz de sizin hatalarınızı affedelim. Sonuçta, Allah'ı görür gibi kulluk edenlere ikramımızı arttıracağız.
(Bakara 58)Osman Okur Meali:
(hatırlayın o günleri,] Biz, "Bu beldeye girin ve yiyeceklerinden dilediğiniz kadar bol bol yiyin; fakat kapıdan (tevazu içinde), boyun eğerek girin ve günahlarımızın yükünü üzerimizden kaldır!' deyin ki günahlarınızı bağışlayayım ve iyilik yapanlara sınırsız mükafat vereyim" demiştik.
(Bakara 58)Ömer Nasuhi Bilmen Meali:
Ve hani demiştik ki: «Şu kasabaya girin, ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyiniz. Kapısından secde ederek giriniz ve 'hıtta' deyiniz, sizin için hatalarınızı setredelim. Ve iyilik edenlere mükâfaatı daha artıracağız.»
(Bakara 58)Ömer Öngüt Meali:
Bir vakit de: “Şu şehre girin, dilediğiniz yerde istediğinizi bol bol yiyin. Kapısından secde ederek girin ve: 'Hıtta=bizi affet' deyin, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım, kusurlarınızı örtelim. İyilik edenlere daha da artıracağız. ” demiştik.
(Bakara 58)Ömer Sevinçgül Meali:
Bir zamanlar, “Şu beldeye girin. Oradaki yiyeceklerden istediğiniz yerde bolca yiyin. Kapıdan saygılı bir biçimde baş eğerek girin. “Bağışla” deyin de hatalarınızı bağışlayalım. Sorumluluklarını güzelce yerine getirenlere nimetimizi daha da artıracağız” dedik.
(Bakara 58)Sadık Türkmen Meali:
HANİ, (şöyle) dedik: “Bu memlekete girin. Oradan dilediğiniz yerden bol bol yiyin ve kapısından büyük bir tevazu ile eğilerek girin.” Ve ‘hıtta’ (Ya Rabbi, bizi affet) deyin, Biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım… İyilik edenlere ise ileride daha da fazlasını vereceğiz.”
(Bakara 58)Seyyid Kutub Meali:
Hani «Şu kasabaya girin ve orada ne isterseniz bol bol yiyin, fakat kapıdan girerken secde ederek 'bizi bağışla' deyin ki, günahlarınızı affedelim. İyilik edenlere daha fazlasını vereceğiz» dedik.
(Bakara 58)Suat Yıldırım Meali:
Bir zaman da şöyle dedik: "Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerden bol bol yiyin! Şehrin kapısından secde ederek, saygılı bir tavırla girin ve "Affet bizi ya Rebbena (hıtta)" deyin ki suçlarınızı affedelim; iyilik yapanların mükafatlarını daha da artıracağız.
(Bakara 58)Süleyman Ateş Meali:
Demiştik ki: "Şu kente girin, oradan dilediğiniz yerde bol bol yeyin; secde ederek kapıdan girin ve "hitta (ya Rabbi, bizi affet)" deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım, güzel davrananlara daha fazlasını da veririz.
(Bakara 58)Süleymaniye Vakfı Meali:
Bir gün şöyle demiştik: "Şu şehre girin de beğendiğiniz yerden, çekinmeden[1] yiyin. Secde edip kapıdan girin ve ‘hıtta!' (günah yükümüzü kaldır!) deyin ki hatalarınızı bağışlayalım. Güzel davrananlara ikramımız olacaktır."
1)Ayette geçen rağad رغد, güzellik ve bolluk demektir (Müfredat). Çekinmeden, sözü her iki anlamı da ifade eder.
Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:
"Şu beldeye girin ve yiyeceklerinden bol bol yiyin. Ancak, kapıdan boyun eğerek girin ve 'bizi bağışla' deyin ki günahlarınızı bağışlayalım. İyi davrananlara sınırsız ödül verelim" demiştik.
(Bakara 58)Şaban Piriş Meali:
Hani: -Şu kasabaya girip, dilediğiniz yerden istediğinizi bol bol yiyin. Kapısından secde ederek girin ve "bağışla" deyin de sizi bağışlayalım. Güzel davrananların mükafatını da artıralım, demiştik.
(Bakara 58)Talat Koçyiğit Meali:
(Onlara şöyle) demiştik: "Şu kasabaya girip dilediğiniz şekilde bol bol yeyin; kapısından secde ederek girin ve "hatta" (bağışla) deyin ki, kusurlarınızı bağışlayalım; iyilik edenlere (ecirlelerini) daha da artıracağız".
(Bakara 58)Tefhimul Kuran Meali:
Ve (yine) hatırlayın, demiştik ki: «Şu şehre girin ve orada istediğiniz yerde bol bol yiyin, yalnızca secde ederek kapısından girerken 'dileğimiz bağışlamandır' deyin; (biz de) hatalarınızı bağışlayalım; iyilik yapanların (ecirlerini) artıracağız.»
(Bakara 58)Ümit Şimşek Meali:
Yine hatırlayın ki, “Şu beldeye girin ve dilediğiniz yerden bol bol yiyin,” demiştik. “Ama şehrin kapısından secde ederek girin ve 'Hıtta' deyin ki, Biz de sizin günahlarınızı bağışlayalım. İyilik yapanları Biz ziyadesiyle ödüllendireceğiz.”
(Bakara 58)Yaşar Nuri Öztürk Meali
Şöyle demiştik: "Girin şu kente; orada, dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve 'Affet bizi!' deyin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Biz güzel davranıp, güzellik üretenlere daha fazlasını da veririz."
(Bakara 58)