6. Enam Suresi / 12.ayet

Yine de ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?”, “Zatına rahmeti ilke edinmiş olan Allah’ındır!” de. Andolsun ki geleceğinden şüphe olmayan, kıyamet gününde hepinizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar bu gerçeğe Kuran’a iman etmezler.

Bknz: (6/20)(12/103)(13/1)

Mustafa Çavdar Meali

Enam 12 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

De ki: Kimindir ne varsa göklerde ve yeryüzünde? De ki: Allah'ın; rahmet etmeyi gerekli kıldı özüne. Kıyamet günü hepinizi de tapısında toplayacak ve hiç şüphe yok o günün geleceğinde. Kendilerine ziyan edenlerdir inanmayanlar.

(Enam 12)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Onlara) De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" (Cevaben) De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazmıştır. (Bütün kullarına ve mahlûkatına şefkat ve merhamet buyurmak Allah’ın şanıdır.) O sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar (Kur’an’a) inanmayanlardır.

(Enam 12)

Abdullah Parlıyan Meali:

De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O Allah ki, acıma ve şefkati kendine ilke edinmiştir. Hepinizi şüphe olmayan kıyamet gününe götürüp, bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Adem Uğur Meali:

(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. "Allah'ındır" de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Ahmet Hulusi Meali:

De ki: "Semalar ve arzda olanlar (Esma ül Hüsna'sının işaret ettiği manaların açığa çıkması için yoktan {birbirlerine GÖRE} var kıldıkları) kimindir?" De ki: "Allah'ındır!" Rahmeti (Er-Rahman ismi özelliği sonucu alemleri yaratmayı) nefsi üzerine yazmıştır! Sizi, kendisinde hiç şüphe olmayan kıyamet sürecinde toplayacaktır! Nefslerini hüsrana uğratanlar; işte onlar, iman etmezler!

(Enam 12)

Ahmet Tekin Meali:

“Göklerdeki ve yerdeki varlıklar ve imkânlar kimindir, kimin tasarrufundadır?" diye sor. “Rahmetini ve merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kılan, ilke edinen Allah'ındır" de. Sizi, gerçekleşeceğinde ve hesaba çekileceğinizde şüphe olmayan kıyamet gününe elbette toplayıp getirecektir. Kendilerini, birbirlerini zarara, ziyana uğratanlar, işte onlar iman etmeyecekler.

(Enam 12)

Ahmet Varol Meali

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?." "Allah'ındır" de. O rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır. Muhakkak ki, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde sizi biraraya toplayacaktır. Kendi kendilerini zarara sokanlar, işte onlar iman etmezler.

(Enam 12)

Ali Bulaç Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.

(Enam 12)

Ali Fikri Yavuz Meali:

De ki: “- Göklerde ve yerde olan şeyler kimin?” (Eğer cevap verilmezse) de ki: Allah'ındır. O, kendi üstüne rahmeti yazdı. Muhakkak ki sizi kıyamet gününe (götürüp) toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Nefislerine ziyan edenler, işte onlar, iman etmezler.”

(Enam 12)

Ali Rıza Sefa Meali:

De ki: "Göklerde ve yeryüzünde olan her şey, kimin malıdır?" De ki: "Allah'ın malıdır. Rahmeti, Kendi üzerine yazmıştır. Hakkında kuşku olmayan Yeniden Yaratılış Günü'nde, kesinlikle sizi toplayacaktır!" Kendilerini yıkıma uğratanlar; inanmayanlar, işte onlardır.

(Enam 12)

Ali Ünal Meali:

De ki: “Göklerde ve yerde her ne varsa kimindir?” “Allah’ındır!” de. O, rahmetle muameleyi Zâtı’na yakışan bir muamele tarzı kılmıştır. (Bu sebeple de, rahmetinin tam tecellisi için) sizi, vukuunda asla şüphe bulunmayan Kıyamet Günü mutlaka bir araya toplayacaktır. (İlâhî rahmetten sermayeleri olan fıtratı asliyelerini, akıllarını, inanma istidatlarını kötüye kullanarak) bizzat kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki, işte onlar iman etmezler.

(Enam 12)

Bahaeddin Sağlam Meali:

De ki: “Göklerdeki ve yerdeki her şey kimindir?” De ki: “Allah’ındır.” Rahmet etmek, o Allah’ın en temel özelliğidir. (Bu rahmet neticesi olarak) O, sizi kıyamet günü için toplayacaktır. Onda hiç şüphe yoktur. Fakat kendilerini zarara sokanlar, asıl onlar inanmayacaktır.

(Enam 12)

Bayraktar Bayraklı Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olan her şey kime aittir?" De ki: "Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah'a aittir. Sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar."

(Enam 12)

Bekir Sadak Meali:

De ki: «Goklerde ve yerde olanlar kimindir?", «Allah'indir» de. O, rahmet etmeyi kendi uzerine almistir; and olsun ki, sizi vukuu suphe goturmeyen kiyamet gununde toplayacaktir. Kendilerine yazik ettiler; cunku onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Besim Atalay Meali:

Diyesin ki: «Göklerle yerde bulunan şeyler kimindir?», Diyesin ki: «Allahın, Allah kendisine rahmet yazdı şüphesiz bulunan kıyamet günü sizi derecek, kendisine ziyan eden kimseler inan etmezler»

(Enam 12)

Celal Yıldırım Meali:

De ki: Göklerde ve yerde olan kimindir? De ki: Allah'ındır. O, rahmeti kendine gerekli kılmıştır. And olsun ki, meydana geleceğinde hiç şüphe olmayan Kıyamet günü sizi bir araya getirip toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler (var ya), işte onlar (Allah'a ve Kıyamete) inanmazlar.

(Enam 12)

Cemal Külünkoğlu Meali:

De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki  “Allah'ındır.” O, affetmeyi kendisine ilke edinmiştir. O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan kıyamet günü hepinizi mutlaka bir araya toplayacaktır. Ama (aklını kullanmayarak) kendilerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.

(Enam 12)

Diyanet İşleri Eski Meali:

De ki: "göklerde ve yerde olanlar kimindir?", "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üzerine almıştır; and olsun ki, sizi vukuu şüphe götürmeyen kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerine yazık ettiler; çünkü onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

De ki: "Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?" "Allah'ındır" de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Diyanet Vakfı Meali:

(Onlara) Göklerde ve yerde olanlar kimindir? diye sor. «Allah'ındır» de. O, merhamet etmeyi kendi zatına farz kıldı. Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Edip Yüksel Meali:

De: 'Göklerde ve yerde olanlar kimin?' 'ALLAH'ın,' de. Kendisine merhametli olmayı gerekli kıldı. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kişiliklerini yitirenler inanmıyanlardır.

(Enam 12)

Elmalılı Orjinal Meali:

Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de "Allahın" de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler

(Enam 12)

Elmalılı Yeni Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?" "Allah'ındır!" de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler.

(Enam 12)

Erhan Aktaş Meali:

De ki: "Gökte ve yerde olan şeyler kimindir?" De ki: "Rahmeti Kendi üzerine yazan Allah'ındır." O, kendisinden kuşku olmayan Kıyamet Günü'nde sizi mutlaka toplayacaktır. O kimseler ki kendi nefislerine hüsran[1] ettiler, işte onlar iman etmezler.[2]

1)Ömrünü boş şeyler uğruna tüketip, ebedi kayba uğramak.
2)Yaradılışa uygun olmayan bir ahlak ve yaşam tarzı, fıtratı bozduğundan; fıtratta bulunan inanma güdüsü yok olmaktadır. Zira Yapısı bozulmamış bir fıtratta, inanç fıtratın gereğidir.

(Enam 12)

Gültekin Onan Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Tanrı'nındır." O rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde / içinde / hakkında kuşku olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.

(Enam 12)

Hakkı Yılmaz Meali:

De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kim içindir?” De ki: “Allah içindir.” Allah, rahmeti Kendi zâtı üzerine yazmıştır. Sizi kesinlikle, kendisinde asla şüphe olmayan kıyâmet gününe toplayacaktır. Kendi kendilerini zarara sokan kimseler, işte onlar iman etmezler.

(Enam 12)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kime aittir?” De ki: “Allah’a aittir.” O, rahmeti, kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki, (vuku bulacağında) hiçbir şüphe olmayan Kıyamet Günü'nde, sizleri bir araya toplayacaktır. Kendilerini hüsrana/zarara uğratanlar! Onlar iman etmezler.

(Enam 12)

Harun Yıldırım Meali:

De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah’ındır.” O rahmeti kendi üzerine yazdı. Kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette sizi toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar iman etmezler.

(Enam 12)

Hasan Basri Çantay:

De ki: "Göklerde ve yerde olan her şey kimin?" De ki: "Allahındır". O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte iman etmeyecek olanlar onlardı..

(Enam 12)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Ve yine) de ki: “Göklerde ve yerde bulunanlar kimindir?” (Yine sen cevab ver de:)“Allah'ındır!” de! (O,) rahmet (etmey)i kendi üzerine yazmıştır. Sizi, (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününe mutlaka toplayacaktır.(2) Kendilerini hüsrâna uğratan o kimseler yok mu, işte onlar îmân etmezler.*

(Enam 12)

Hubeyb Öndeş Meali: /

"Göklerde ve yerde [tüm evrende] bulunanlar kimindir?" de, "Allah'ındır. Rahmeti, kendi benliğine (nefsine) yazdı. Kendisinde hiçbir şüphe olmayan kıyametin gününe kadar sizi mutlaka topluyor." de. Kendi benliklerini kayba uğratmış olanlar (evet!) onlar inanmıyorlar.

(Enam 12)

Hüseyin Atay Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?", "Allah'ındır" de. O, acımayı kendi üzerine almıştır. Andolsun, şüphe olmayan diriliş gününde sizi toplayacaktır. Kendilerini zarara sokanlar ise inanmayanlardır.

(Enam 12)

İbni Kesir Meali:

De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah'ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

İlyas Yorulmaz Meali:

Deki “Göklerde ve yerde olanlar kime aittir?” Deki “Allah'a aittir. Allah, rahmeti nefsine yazmış ve geleceğinde hiçbir şüphenin olmadığı bir günde sizi mutlak toplayacaktır.” Kendilerine yazık etmiş olanlar var ya, bunlara inanmazlar.

(Enam 12)

İskender Ali Mihr Meali:

De ki : “Semalarda ve yeryüzünde olan şeyler kimin?” “Hepsi Allah’ındır!” de. Allahû Tealâ, kendi üzerine rahmeti yazdı. Hakkında şüphe olmayan kıyâmet gününde, sizleri mutlaka toplayacak. O kimseler ki; nefslerini hüsrana düşürdüler, onlar mü’min değildirler.

(Enam 12)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

De ki: «Yerlerde, göklerde ne varsa kimindir?» De ki: «Allah'ındır.» Allah esirgeyicilik işini kendi üzerine almıştır. Hepinizi kıyamet günü kesenkes derliyecektir. Bunda şüphe yoktur. O kimseler ki kendilerine yazık etmişlerdir, artık onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Kadri Çelik Meali:

De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır.” O, kendi üzerine rahmeti yazmıştır. Sizi, kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar (var ya), işte onlar inanmayanlardır.*

(Enam 12)

Mahmut Kısa Meali:

De ki: “Kimindir, göklerde ve yerde olan bütün varlıklar? Onların da mecburen kabul edecekleri cevabı kendin vererek “Allah’ındır!” de. O Allah ki, kullarına merhamet etmeyi ve onlara dâimâ sevgi ve şefkatle yönelmeyi kendisine ilke edinmiş, vazgeçilmez bir görev olarak yazmıştır. Fakat bu merhamet, adâleti engelleyecek bir merhamet değildir. Nitekim Allah, gerçekleşeceğinde asla şüphe olmayan Diriliş Günü hepinizi hesaba çekmek üzere huzurunda toplayacaktır. Fakat kendilerini felâkete sürükleyenler, bu hakîkateiman etmezler. Hâlbuki;

(Enam 12)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Ne varsa göklerde ve yeryüzünde kimindir?" de. Yine de ki: "Allah'ındır." Allah ki, rahmeti ve şefkati kendisindedir. Kıyamet günü toplayacaktır Muhakkak ki hepinizi. Kendi nefislerini ziyana atanlar, işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Mehmet Türk Meali:

(Ve bir de): “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” diye sor ve hemen: “Tabiî ki Allah’ındır.” de. O (öncelikle) rahmet etmeyi kendi kendine ilke edindi.1 O sizi, geleceğinde asla şüphe olmayan kıyamet günü kesinlikle bir araya getirecektir. Ama buna, ancak kendilerine yazık edenler inanmazlar.*

(Enam 12)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sen (onlara,) “Göklerde ve yerde var olanlar kimindir?” diye sor. De ki: “Allah’ındır.” (Allah,) rahmet etmeyi Kendine farz kılmıştır. Hakkında hiç şüphe olmayan Kıyamet gününe kadar hepinizi, elbette toplamaya devam edecektir. Nefislerini hüsrana uğratanlar (ise,) asla inanmayacaklar.

(Enam 12)

Muhammed Esed Meali:

De ki: "Kime aittir göklerde ve yerde olan her şey?" De ki: "Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allaha". O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Kıyamet Günü hepinizi bir araya mutlaka toplayacaktır: ama kendilerine yazık edenler (var ya), işte (Ona) inanmayı reddedenler onlardır;

(Enam 12)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Yine de ki onlara; "Gökler ve yer kimindir?" Söyle ki; "Allah'ındır." O Allah ki, merhamet etmeyi kendi üzerine buyruk olarak yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan diriliş gününde bir araya kesinlikle toplayacaktır. Kendilerini yıkıma düşürmüş kişiler var ya, işte onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Mustafa Çavdar Meali:

Yine de ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?”, “Zatına rahmeti ilke edinmiş olan Allah’ındır!” de. Andolsun ki geleceğinden şüphe olmayan, kıyamet gününde hepinizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar bu gerçeğe Kuran’a iman etmezler.

Bknz: (6/20) - (12/103) - (13/1)

(Enam 12)

Mustafa Çevik Meali:

Ey Peygamber! O müşriklere “Göklerde ve yerde olanlar kimin?” diye sor ve de ki: “Elbette Allah’ındır. Merhametli ve şefkatli olmak da O’nun sıfatlarındandır.” Geleceği kesin olan Kıyamet Günü, Allah hepinizi bir araya toplayıp davetine karşı tutumunuzdan hesaba çekecek ve hak ettiğinizin karşılığını verecektir. Kaçınılması mümkün olmayan bu gerçeğe, şirk ve küfürde inatla direnenler inanmazlar.

(Enam 12)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Kime aittir göklerde ve yerdeki her şey?" diye sor! "Kendisine rahmeti prensip edinen Allah'a" diye cevap ver! Geleceğine dair hiçbir kuşku bulunmayan Kıyamet Günü'nde, elbet hepinizi bir araya toplayacaktır. Kendisini kaybeden kimselere gelince: onlar artık iman etmezler.

(Enam 12)

Osman Okur Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimin?" "Allah'ın, dır" de. Kendisine merhametli olmayı mecbur etti. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kendilerini hüsrana sokan kimseler var ya, işte onlar inanmıyorlar.

(Enam 12)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

De ki: «Göklerde ve yerde olan şeyler kimindir?» De ki: «Allah Teâlâ'nındır. O kendi zâtı üzerine rahmeti yazmıştır. Elbette sizleri Kıyamet gününe toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur.» O kimseler ki, nefislerine ziyankar olmuşlardır. İşte onlar imân etmezler.

(Enam 12)

Ömer Öngüt Meali:

De ki: “Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” De ki: “Allah'ındır. ” O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki hepinizi, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde bir araya toplayacaktır. Kendilerini hüsrana uğratanlara gelince, onlar iman etmezler.

(Enam 12)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Göklerde ve yerde olanlar kimin?” de. “Allah’ın!” de. O rahmeti kendi üzerine yazdı. Andolsun! O, gelmesi hususunda kuşku duyulmaması gereken kıyamet gününde sizi derleyip toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler asla inanmazlar!

(Enam 12)

Sadık Türkmen Meali:

De ki: “Göklerde ve yeryüzünde olanlar kimindir?” De ki: “Allah’ındır!” O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Elbette sizi, kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Kendilerini hüsrana sokan kimseler var ya, işte onlar inanmıyorlar.

(Enam 12)

Seyyid Kutub Meali:

De ki; «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki; «Allah'ındır.» O merhametliliği üzerine görev yazdı. Sizleri geleceği kuşkusuz olan Kıyamet günü kesinlikle biraraya getirecektir. Kendilerine kıyanlar var ya, buna sadece onlar inanmazlar.

(Enam 12)

Suat Yıldırım Meali:

(12-13) De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir. O, geleceğinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet günü sizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki iman etmezler. Halbuki gecede ve gündüzde barınan her şey O'nundur. O her şeyi işitir ve bilir.

(Enam 12)

Süleyman Ateş Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)tir. Sizi elbette varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini ziyana sokanlar, inanmazlar.

(Enam 12)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" diye sor ve de ki "Allah'ındır." O, ikramı bol olmayı kendi üzerine yazmıştır. (Mezardan) kalkış günü hepinizi kesinlikle bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Ama kendilerine yazık edenler, işte onlar buna inanmayacaklardır.

(Enam 12)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmet etmeyi ilke haline getirmiştir. Sizi, gerçekleşeceğinde kuşku olmayan Kıyamet Günü'nde mutlaka bir araya toplayacaktır. O'na iman etmeyenler, kendilerine yazık etmişlerdir.

(Enam 12)

Şaban Piriş Meali:

Yine de ki: - Göklerde ve yerde olanlar kimindir? -Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah'ındır! de! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler.

(Enam 12)

Talat Koçyiğit Meali:

Yine de ki: "Göklerdeki ve yerdeki şeyler kime aittir?" De ki: "Allah'a aittir. Rahmeti kendi üzerine vâcib kılmıştır. Hakkında hiçbir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi mutlaka toplayacaktır. Nefislerine zarar verenler, işte (Allah'a ve kıyamet gününe) inanmayanlar onlardır."

(Enam 12)

Tefhimul Kuran Meali:

De ki: «Göklerde ve yerde olanlar kimindir?» De ki: «Allah'ındır.» O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinden kuşku olmayan kıyamet gününde tartışmasız toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.

(Enam 12)

Ümit Şimşek Meali:

De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? De ki: Allah'ındır. O, kendi üzerine rahmeti yazdı.(2) Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde O sizi toplayacaktır. Kendilerini hüsrana düşürmüş olanlar işte buna inanmazlar.*

(Enam 12)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.

(Enam 12)