De ki: Ben, sizin yalan saydığınız apaçık, bellibeyan deliline uydum Rabbimin. Çabucak gelmesini istediğiniz azap da benim elimde değil. Hüküm, ancak Allah'ın, doğruyu haber veren odur ve odur ayırt edenlerin en hayırlısı.
(Enam 57)
De ki: “Bakın, ben Rabbimden gelen gerçekleri ortaya koyan, açık bir belge üzereyim ve siz O'nu yalan saydınız. Çabucak gelmesini istediğiniz azap, benim yanımda değildir. Bütünüyle idare ve hakimiyet, ancak Allah'a mahsustur. O size tüm gerçekleri açıklıyor. Çünkü hak ile batıl arasında, en iyi hüküm veren O'dur.”
(Enam 57)
De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
(Enam 57)
De ki: "Doğrusu ben Rabbimden apaçık bir delil üzereyim ve siz o hakikati yalanladınız! Acele istediğiniz o (ölüm), benim yanımda değil... Hüküm ancak Allah'ındır! Hakk'ı O bildirir! O, (doğru ile yanlışı) ayırt edenlerin en hayırlısıdır. "
(Enam 57)
“Ben Rabbimden gelen apaçık hak bir delile, şeriata dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Küstahça çabucak gelmesini istediğiniz azap, benim elimde değil. Hükümranlık, yargı ve icra yalnızca Allah'a aittir. O hakkı, doğruları, sorumluluk konularını anlatır, gerekçeli, hikmete dayalı, âdil icraat yapar. O, hakkı bâtıldan ayırt edenlerin, doğru hüküm verenlerin, isabetli icraat yapanların en hayırlısıdır." de.*
(Enam 57)
De ki: "Ben Rabbimden gelen açık bir belgeye dayanmaktayım. Sizse onu yalanladınız. Sizin çabucak gelmesini istediğiniz şey, benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'a aittir. O, doğru haberi bildirir ve (doğruyu yanlıştan) ayıranların en hayırlısıdır."
(Enam 57)
De ki: "Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır."
(Enam 57)
De ki: “- Ben, Rabbimden açık bir hüccet (Kur'ân) üzereyim. Siz ise, onu yalanladınız. Acele istediğiniz azab benim elimde değil. Azabı çabuklaştırmak veya geciktirme hususunda hüküm ancak Allah'ındır. O, hakkı anlatır ve O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.
(Enam 57)
De ki: "Kuşkusuz, Efendimden gelen açık bir kanıta dayanıyorum; oysa Onu yalanladınız. İvedi olarak istediğiniz şey, benim yanımda değildir. Yargı, yalnızca Allah'a özgüdür; gerçeği açıklayacaktır. Çünkü O, ayırt edenlerin en iyisidir!"
(Enam 57)
De ki: “Hiç şüphesiz ben, Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanmaktayım, ama siz onu yalanladınız. (Sizi kendisiyle korkuttuğum azap için, ‘Eğer böyle bir azap gerçek ise durmasın, hemen gelsin!’ diyorsunuz;) ama böyle hemen gelmesini istediğiniz azap benim elimde değil ki. Her hususta hüküm sadece Allah’a aittir. O, hak ne ise hep onu buyurur ve O, her konuda daima en hayırlı hükmü veren, her meseleyi en hayırlı şekilde hall ü fasl edendir.
(Enam 57)
De ki: “Ben Rabbim’den gelen apaçık bir delil üzereyim. Ve siz onu yalanladınız. Acele gelmesini istediğiniz şey (azap,) benim elimde değildir. Bütün idare ve hüküm ancak Allah’ındır. O, size hakkı (hakikati) açıklıyor. O, her şeyi en iyi şekilde ayırt edendir.”
(Enam 57)
De ki: "Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir kanıta dayanmaktayım ve siz onu yalanlamış oluyorsunuz. Çabucak gelmesini istediğiniz azap, benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O, hakkı anlatır ve en iyi hüküm veren O'dur.
(Enam 57)
De ki: «Ben Rabbim'den bir belgeye dayanmaktayim, halbuki siz onu yalanladiniz; acele istediginiz de elimde degildir. Hukum ancak Allah'indir. O, hukmedenlerin en iyisi olarak gercegi anlatir.»
(Enam 57)
Diyesin ki: «Ben, bana Tanrım katından gelen hüccet üzreyim, onu yalanladınız, ivdiğiniz nesne, elinde değil, hüküm ancak Allahın, hak olanı hükmeder, hayırlısı odur hükmedenlerin»
(Enam 57)
De ki: Şüphesiz ki ben, Rabbimden (hakkı ve gerçeği yansıtan) açık belge üzereyim ve siz onu yalan saydınız; acele edip isteye durduğunuz azâb da elimde değildir; hüküm ancak Allah'ındır; O hakkı anlatır, O (hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, doğruyu eğriden) ayırd edenlerin en hayırlısıdır.
(Enam 57)
De ki: “Ben Rabbimden gelen kesin bir delile dayanıyorum, siz ise onu yalanladınız. Bir an önce gerçekleşmesini istediğiniz azap da benim yetkimde değildir. Egemenlik, Allah'ın tekelindedir. O gerçeği açıklar ve O ayırt edici hükmü verenlerin en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
De ki: "Ben Rabbim'den bir belgeye dayanmaktayım, halbuki siz onu yalanladınız; acele istediğiniz de elimde değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O, hükmedenlerin en iyisi olarak gerçeği anlatır."
(Enam 57)
De ki: "Şüphesiz ben, Rabbimden (gelen) kesin bir belge üzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acele istediğiniz azap benim elimde değil. Hüküm yalnızca Allah'a aittir. O, hakkı anlatır. O, hakkı batıldan ayırt edenlerin en hayırlısıdır."
(Enam 57)
De ki: Şüphesiz ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı anlatır ve O, doğru hüküm verenlerin en hayırlısıdır. *
(Enam 57)
De: 'Ben Rabbimden bir delile dayanmaktayım. Siz ise onu yalanladınız. Ona meydan okuyarak istediğiniz şeyi getirmek benim elimde değil. Hüküm, ancak ve ancak ALLAH'ın. Gerçeği anlatıyor. O, en iyi ayırandır.
(Enam 57)
De ki ben rabbımdan bir beyyine üzerindeyim, siz ise onu tekzib ettiniz, acele istediğiniz azab benim elimde değil, huküm ancak Allahındır, o hakkı anlatır, hem o da'va fasledenlerin en hayırlısıdır
(Enam 57)
De ki: "Ben Rabbimden apaçık bir delile dayanmaktayım, siz ise O'na yalan dediniz. Çabuk gelmesini istediğiniz azap benim elimde değil; hüküm ancak Allah'ındır. Gerçeği O anlatır. Hem O, gerçeği batıldan ayırt edenlerin en iyisidir.
(Enam 57)
De ki: "Ben, Rabb'imden açık bir kanıt üzerindeyim. Siz onu yalanladınız. Acelece istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm ancak Allah'a aittir. Zira O, hakkı söyler. Ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır."
(Enam 57)
De ki: "Ben gerçekten rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) yanımda değildir. Hüküm yalnızca Tanrı'nındır. O, doğru haberi verir ve O, ayırdedenlerin en hayırlısıdır."
(Enam 57)
De ki: “Ben, Rabbimden apaçık bir delil üzerindeyim. Siz ise o delili yalanladınız. O çabuk gelmesini istediğiniz şey benim yanımda değildir, hüküm ancak Allah'a aittir, gerçeği O anlatır/gerçekleştirir ve O, ayırt edenlerin en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
De ki: “Şüphesiz ben, Rabbimden bir delil/belge üzereyim ve siz onu yalanladınız. Acele etmekte olduğunuz (azabın gelmesi) benim (yetkimde) değildir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O doğruyu haber verir ve (hak ile batıl arasında hükmederek onların aralarını) ayıranların en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
De ki: “Muhakkak ben Rabbimden apaçık bir delil üzerindeyim. Fakat siz onu yalanladınız. Sizin acele gelmesini istediğiniz şey benim yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah’ındır. O hakkı anlatır. O, ayırdedenlerin en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
De ki: "Şübhesiz ben Rabbinden apaçık bir hüccetin (tam) üstündeyim. Siz ise onu yalan saydınız. Sizin çarçabık (gelmesini) istemekde olduğunuz (azab) benim yanımda değildir. Hüküm de Allahdan başkasının değildir ki doğruyu O haber verir ve O, ayırd edenlerin en hayırlısıdır".
(Enam 57)
De ki: “Şübhesiz ben, Rabbimden (gelen) apaçık bir delil üzereyim; hâlbuki (siz)onu yalanladınız. Kendisini acele istemekte olduğunuz şey (o azab) yanımda değildir.Hüküm ancak Allah'ındır. (O,) hakkı anlatır ve O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
"Gerçekten ben, RAB'bimden (gelmiş) ve sizin kendisini¹ yalanlamış olduğunuz bir açık kanıt üzerindeyim. Kendisini acele istediğiniz [şey] yanımda yoktur." de. Hüküm ancak Allah'ındır. O; [gerçeği ve yalanı] ayıranların en hayırlısı olarak hakkı [gerçeği] anlatıyor.
(Enam 57)
De ki: "Doğrusu ben, Rabbimden açık bir belgeye dayanmaktayım. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz de elimde değildir. Egemenlik yalnızca Allah’ındır. O, hükmedenlerin en iyisi olarak gerçeği anlatır."
(Enam 57)
De ki: Ben, şüphesiz Rabbımdan bir hüccet üzereyim. Siz ise onu yalanladınız. Sizin acale istediğiniz şey yanımda değildir. Hüküm; ancak Allah'ındır. Doğrusu O, hakkı verir ve O, ayırdedenlerin en hayırlısıdır.
(Enam 57)
Deki “Ben, Rabbim den gelen kesin doğru delillerle hareket ettiğim halde, siz bu açık delilleri yalanlıyorsunuz. Sizin benden acil olarak istediğiniz (mucizeler veya azap) benim elimde değil. Bu konuda kesin hükmü veren Allah dır. Doğru olanı anlatan O dur. Çünkü O, doğru ile yanlışı ayıranların en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
De ki: “Muhakkak ki ben, Rabbimden bir beyyine (delil) üzerindeyim, ve siz onu yalanladınız. Acele ettiğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm ancak Allah’ındır. O, hakkı anlatır. Ve O (hakkı bâtıldan), fasıl fasıl ayıranların en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
De ki: «Gerçekten bende çalabımın bildirdiği apaçık bir belge var Siz ise bu belgeyi yalan sayıyorsunuz. Çarçabuk olmasını istediğinizi yapmak benim elimde değil. Ne de olsa yargılıyacak olan yalnız Allah'tır. Doğruyu bildiren de Odur. Ayırt edicilerin yey olanı da Odur.
(Enam 57)
De ki: “Ben Rabbimden apaçık bir delile dayanmaktayım. Hâlbuki siz onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap ise) benim yanımda değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O gerçeği anlatır ve O (hakkı batıldan) ayırt edenlerin en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
Sözlerine devamla de ki: “Bakın, ey kâfirler! Ben, Rabb’im tarafındangönderilen apaçık bir delile, Kur’an’a dayanmışım. Fakat siz onubile bile inkâr ettiniz. Sizin alay ederek bir an önce gelmesini istediğiniz o ilâhî azâbı getirmek benim elimde değildir. Zira her konuda olduğu gibi, bunda da karar verme ve hükmetme yetkisi, yalnızca Allah’a aittir. Allah ise, en doğru, en âdilâne hükmü verir ve ancak hakîkati dile getirir. Çünkü O, hak ile bâtıl arasında hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”
(Enam 57)
(Ve devamla): “Ben Rabbimden (gelen) apaçık bir delile dayanıyorum ama siz, onu yalanlıyorsunuz. Sizin acele gelmesini istediğiniz (azabı) getirmek benim elimde değil. Hüküm vermek sadece Allah’a aittir. Ayırt edici hükmü verenlerin en hayırlısı olarak, hakkın takipçisi sadece O (Allah)’tır.” de.
(Enam 57)
“Ben, Rabbim tarafından apaçık bir delil üzerindeyim. Siz onu inkâr ettiniz. Çabuk olması için sabırsızlandığınız, benim elimde değil,” de. Hüküm Allah’tan başkasının değildir. O, doğruyu anlatır ve en iyi hüküm veren (de) Kendisidir.
(Enam 57)
De ki: "Bakın, ben Rabbimden gelen açık bir kanıta dayanmaktayım; ve (bu şekilde) siz Onu yalanlamış oluyorsunuz! (Bilgisizliğiniz yüzünden) bu kadar şiddetle arzuladığınız şey benim elimde değil: Hüküm ancak Allaha aittir. O hakikati ilan edecektir, çünkü (hak ile batıl arasında) en iyi hüküm veren Odur."
(Enam 57)
De ki; "Ben rabbimden açık bir kanıt üzereyim; oysa siz onu yalanladınız. Sizin çabuklaştırılmasını istediğiniz şey benim elimde değildir; hükmü ancak Allah verir. O doğruyu bildirir. Doğru ile eğriyi ayırt edenlerin en iyisi de odur."
(Enam 57)
Ve yine de ki: “Ben, Rabbimden gelen apaçık belgeye Kuran’a dayanmaktayım. Ve siz de bunu yalanlamış durumdasınız. Sizin acele gelmesini istediğiniz azap benim elimde değil, hüküm yalnızca Allah’a aittir. Gerçek hükmü O verir, zira O hak ile batılın arasını ayıranların en iyisidir.”
Bknz: (11/17) - (11/63) - (47/14) - (21/24) - (18/26) - (22/56)
(Enam 57)
56-57 Müşriklere de ki: “Ben sizin ilah edindiklerinize tapmam. Böyle yapmak zaten bana da size de Allah tarafından yasak edildi.” De ki: “Ben sizin mesnetsiz, anlamsız, birilerinin çıkarına ve keyfiyetine göre oluşturulmuş yolunuza uysaydım, o zaman sapıtmış, doğru yoldan ayrılmış cahillerden olurdum. Ben, Rabbimden gelen apaçık delillerle, sizi doğru yola davet ediyorum fakat siz O’nu reddedip yalan sayıyorsunuz. Sizin bir an önce “Başımıza gelsin de görelim” diye alay ettiğiniz azabı başınıza getirmek benim elimde değildir. Onun kararını verip, zamanını belirleyecek olan Allah’tır. O, en doğru hükmü verendir ve hükmüne kimseyi de karıştırmaz.”
(Enam 57)
De ki: "Çünkü ben Rabbimden gelen açık bir delile dayanmaktayım; ve siz bu tavrınızla onu da yalanlamış bulunuyorsunuz; sizin acele gerçekleşmesini istediğiniz şey (de) benim elimde değil. Hüküm yalnızca Allah'a aittir. O, hakikati haber verecektir; zira (hak ile batıl arasında) en iyi hükmü O verir."
(Enam 57)
De ki: “Ben Rabbimden gelen kesin bir delile dayanıyorum, siz ise onu yalanladınız. Bir an önce gerçekleşmesini istediğiniz azap da benim yetkimde değildir. Egemenlik, Allah'ın tekelindedir. O hakkı anlatır, O (hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, doğruyu eğriden) ayırt edenlerin en hayırlısıdır.
(Enam 57)
De ki: «Ben şüphesiz Rabbimden bir beyyine üzerindeyim. Siz ise O'nu tekzîp ettiniz. Sizin alelacele istediğiniz şey benim yanımda değil, hüküm ise ancak Allah'ındır. Hakkı o beyan eder ve o ayırdedenlerin en hayırlısıdır.»
(Enam 57)
De ki: “Şüphesiz ki ben Rabbimden gelen apaçık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Çabucak gelmesini istediğiniz (azap) benim elimde değildir. Hüküm ancak Allah'ındır. O hakkı haber verir ve O, ayırdedenlerin en hayırlısıdır. ”
(Enam 57)
“Ben, Rabbimden gelen kesin bir belgeye dayanıyorum. Oysa siz onu yalanladınız. ‘Hemen cezalandırılmayı istemekle’ acele ediyor, benden elimden gelmeyen bir şeyi istiyorsunuz. Onun kararını verecek olan Allah’tır. Gerçeği o anlatacaktır. Hüküm verenlerin en hayırlısı odur” de.
(Enam 57)
De ki: “Ben, Rabbimden açık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Kendisini acele istediğiniz şey benim yanımda değildir. Hüküm vermek yalnızca Allah’a aittir. O, gerçeği anlatır ve ayırdedenlerin/davayı çözüme kavuşturanların en iyisidir.”
(Enam 57)
De ki; «Ben Rabbimden gelen kesin bir delile dayanıyorum, siz ise onu yalanladınız. Bir an önce gerçekleşmesini istediğiniz azap da benim yetkimde değildir. Egemenlik, Allah'ın tekelindedir. O gerçeği açıklar ve O ayırd edici hükmü verenlerin en hayırlısıdır.»
(Enam 57)
De ki: "Ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanmaktayım. Siz ise, onu yalan saydınız. Gelmesi için acele ettiğiniz azap da benim elimde değildir. Azabı çabuklaştırmak veya ertelemek hakkındaki hüküm, ancak Allah'ındır. O doğru haber verir. O doğruyu eğriden ayırt edenlerin, hükmedenlerin en hayırlısıdır."
(Enam 57)
De ki: "Ben, Rabbimden (gelen) açık bir delil üzerindeyim. Siz ise onu yalanladınız. Acele istediğiniz (azab) da benim yanımda değildir. Hüküm vermek, yalnız Allah'a aittir. (O) gerçeği anlatır ve O, (davayı çözüp) ayırdedenlerin en iyisidir."
(Enam 57)
De ki "Ben Rabbimden gelen apaçık bir delile dayanıyorum ama siz yalan yanlış şeylere sarılıyorsunuz. Sizin hemen istediğiniz şeyi yapmak benim elimde değildir. Kararı verecek olan sadece Allah'tır. Doğruyu O anlatır, en iyi ayıklamayı da O yapar.
(Enam 57)
De ki: "Ben Rabbimden gelen açık bir delile dayanmaktayım, ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz azabı indirmek benim elimde değil. Hüküm ancak Allah'a aittir. O, hakikati ortaya koyacaktır. Çünkü en iyi hüküm veren Odur."
(Enam 57)
Ve yine de ki: -Ben, Rabbimden gelen apaçık bir belge üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Sizin çabucak gelmesini istediğiniz şey benim yanımda değildir. Hüküm yalnız Allah'a aittir. O ayıranların en hayırlısı olarak gerçeği anlatır.
(Enam 57)
Ve yine de ki:' "Ben Rabbımdan gelen apaçık bir hüccet (bir delil) üzerindeyim ve siz onu yalanladınız. Sizin çabuk gelmesini istediğiniz (azâb) ise benim yanımda değildir; (bu husustaki) hüküm yalnız Allah'a aittir; O, (hak ile batılı birbirinden) ayırt edenlerin en hayırlısı olarak (yalnız) hakkı anlatır."
(Enam 57)
De ki: «Ben, gerçekten Rabbimden kesin bir belge üzerindeyim, siz ise onu yalanladınız. Sizin kendisine acele ettiğiniz (azab) da yanımda değildir. Hüküm yalnızca Allah'ındır. O doğru haberi verir ve O ayırd edenlerin en hayırlısıdır.»
(Enam 57)
De ki: Ben Rabbimden açık bir delil üzereyim; oysa siz onu yalanladınız. Sizin çabuklaştırılmasını istediğiniz şey benim elimde değildir; hükmü ancak Allah verir. O doğruyu bildirir. Doğru ile eğriyi ayırt edenlerin en hayırlısı da Odur.
(Enam 57)
De ki: "Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Allah'ındır. Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı O'dur."
(Enam 57)