6. Enam Suresi / 94.ayet

Dünya’ya ilk gelişinizde sizi yalnız yarattığımız gibi, işte huzurumuza da yapayalnız geldiniz ve size bağışladıklarımızın hepsini arkanızda bıraktınız. Size şefaatçi olacağını zannettiğiniz ve bunun için Allah ile aranıza koyduğunuz ortaklarınızı yanınızda göremiyoruz, aranızda kurmuş olduğunuz bağlar paramparça olmuş ve kurtaracağını zannettiğiniz o kimseler sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır.

Bknz: (7/53)(18/49)(19/80)(19/95)(26/92)»(26/98)

Mustafa Çavdar Meali

Enam 94 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Andolsun ki size verdiğimiz her şeyi arkanızda bırakmışsınız da sizi evvelce nasıl yarattıysak tıpkı onun gibi tek başınıza, yapayalnız huzurumuza gelmişsiniz. Sizce Tanrıya eş olan şefaatçilerimizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar, tamamıyla kopmuş, boşuna umduklarınız elinizden çıkmış, kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) “tek başına, yapayalnız ve yalın (bir tarzda) ” Bize geldiniz ve size (dünyada) lütfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten (Bize) ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi, (hani nerede) şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında (“bunlar manevi kurtarıcımızdır” gibi kof kuruntular ve boş) zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.

(Enam 94)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve Allah şöyle diyecektir: İşte şimdi, bize yapayalnız geldiniz, tıpkı sizi ilk yarattığımız gibi ve hayatta iken size bahşettiğimiz herşeyi arkanızda bıraktınız. Allah'a ortak olduğunu iddia ettiğiniz, şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz. Gerçek şu ki, dünyadaki hayatınız ile aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiştir. Dostluğunu ve ilahlığını iddia edip durduğunuz herşey de, sizden ayrılıp kaybolmuştur.

(Enam 94)

Adem Uğur Meali:

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun sizi ilk defa yarattığımız (durumdaki) gibi (orijininizin farkındalığıyla) FERD'ler olarak bize geldiniz! Sizi hayaline daldırdığımız şeyleri, geride bıraktınız... (Allah) ortakları sanıp şefaatçi edindiklerinizi de sizinle beraber görmüyoruz... Andolsun ki aranızdaki bağ kopmuş ve var sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!

(Enam 94)

Ahmet Tekin Meali:

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz. Dünyada size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Kulluğunuzda ve ibadetinizde hakkı olan Allah'ın, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, ortakları olduğunu iddia ettiğiniz aracılarınızı, şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, tanrı sandığınız şeylerle aranız açılmış, aranızdaki bağlar kopmuş, onlar sizden uzaklaşıp kaybolmuştur.

(Enam 94)

Ahmet Varol Meali

Siz, ilk kez yarattığımız gibi bize yalnız başlarınıza geldiniz ve size verdiklerimizi arkanızda bıraktınız. Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçilerinizi de beraberinizde görmüyoruz! Aranızdaki bağlar kesildi ve (ilah olduklarını) sandıklarınız yanınızdan kayboldular. [9]*

(Enam 94)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.

(Enam 94)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Andolsun, sizi ilk defa nasıl çırılçıplak yaratmışsak, onun gibi, yapayalnız ve teker teker huzurumuza gelirsiniz. Size verdiğimiz mal ve mülkü dünyada bırakırsınız. Artık Allah'a ortak koştuğunuz ve şefaatçı zannettiğiniz putları sizinle görmeyiz. Gördünüz ya, aranızdaki bağlar paramparça koptu ve (faydalarını) umduklarınızın hepsi sizden kaybolup gitti.

(Enam 94)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Oysa gerçek şu ki, sizi ilk kez yarattığımız gibi, yapayalnız Bize geldiniz; size verdiğimiz şeyleri de arkanızda bıraktınız. Ortaklar olduğunu yakıştırdığınız ara bulucularınızı da yanınızda görmüyoruz. Gerçek şu ki, aranızdaki ilinti koparılmıştır ve bir şey olduğunu yakıştırdıklarınız sizden uzaklaşmıştır!"

(Enam 94)

Ali Ünal Meali:

Sizi nasıl başta tek tek, fert fert yaratmışsak, işte şimdi de yine tek tek ve yapayalnız huzurumuza geldiniz ve dünyada iken size verdiğimiz her şeyi geride bıraktınız. (Dünya hayatınızı tanzim işinde ve işlerinizi görmede) Allah’a ortak ve güya O’na yaklaştırıcı aracı güçler edindiğiniz (her türden putlarınızı) da yanınızda görmüyoruz! Gördünüz ya, aranızdaki bütün bağlar bir bir koptu ve Allah’a ortak oldukları iddiasıyla kendilerine bel bağladığınız her şey sizi yüzüstü bırakıp, görünmez oluverdi.

(Enam 94)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Allah onlara:) “İşte sizler, ilk olarak sizi yarattığımız gibi fert fert olarak huzuruma geldiniz. Size teslim ettiğimiz mal ve mülkü arkanızda bıraktınız. Sizin varlığınızda Bize ortaklar olduklarını iddia ettiğinizi şefaatçilerinizi görmüyoruz. Birbirinizden koptunuz. Ve iddia ettiğiniz şeyler, sizden kaybolup gitti.” (der.)*

(Enam 94)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve dünyada size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Sizinle ilgili olarak ortaklarımız sandığınız şefaatçilerinizi de yanınızda göremeyeceksiniz. Andolsun aranızdaki bütün bağlar kopmuş ve tanrı sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Bekir Sadak Meali:

Onlara: «And olsun ki, sizi ilk defa yarattigimiz gibi size verdiklerimizi ardinizda birakarak bize birer birer geldiniz; icinizde Allah'in ortaklari oldugunu sandiginiz sefaatcilarinizi beraber gormuyoruz. And olsun ki aranizdaki baglar kopmus, ortak sandÙklarÙnÙz sizden ayrÙlmÙ_lardÙr» denecek.*

(Enam 94)

Besim Atalay Meali:

Sizleri önceden yaratırken bulunduğunuz gibi, yapayalnız işte bize geldiniz, verdiğimiz şeyleri, arkada bıraktınız, Allahın ortakları sanmış olduklarınız, şefaatçileriniz yanınızda görünmüyor, aranızda olan bağlar kesildi, sanmış olduğunuz nesne de, size yok oldu

(Enam 94)

Celal Yıldırım Meali:

Şanıma and olsun ki, sizi ilk yarattığımız gibi bize bir bir geldiniz ve size verdiğimiz nimetleri arkanızda bıraktınız. Aranızda (Allah'a) ortak olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi beraberinizde göremiyoruz. And olsun ki, aranızdaki bağlar kopmuş ve iddia edip durduğunuz (her şey) sizden ayrılıp kaybolmuştur.

(Enam 94)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Ve Allah şöyle buyuracak:) Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi, bize yapa yalnız geldiniz. Ve size (hayatta iken) bahşettiğimiz her şeyi arkanızda bıraktınız. Hani, hakkınızda Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız (dünyalık menfaatler için gölgesine sığındığınız) şefaatçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz. Andolsun ki; aranızdaki bağlar artık kopmuştur. (Çok güvenip itimat ettiğiniz) varlıklar da sizi yüzüstü bırakıp gitmiştir.

(Enam 94)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Onlara: "And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi size verdiklerimizi ardınızda bırakarak bize birer birer geldiniz; içinizde Allah'ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı beraber görmüyoruz. And olsun ki aranızdaki bağlar kopmuş, ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır" denecek.*

(Enam 94)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geldiniz. Size verdiğimiz dünyalık nimetleri de arkanızda bıraktınız. Hani hakkınızda Allah'ın ortakları olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Artık aranızdaki bağlar tamamen kopmuş ve (Allah'ın ortağı olduklarını) iddia ettikleriniz, sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır.

(Enam 94)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Edip Yüksel Meali:

'Sizi ilk defa yarattığımız gibi bize tek olarak geldiniz. Size hayal gibi gösterdiğimiz şeyleri ardınızda bıraktınız. Hakkınızda (verilecek kararda Tanrı ile) ortak davranacaklarını ileri sürdüğünüz şefaatçılarınızı yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kesilmiştir. İleri sürdükleriniz sizi terketmiştir.'

(Enam 94)

Elmalılı Orjinal Meali:

Celalim hakkı için işte geldiniz: bize teker teker: ilk defa yarattığımız gibi ve o size bahş edib hayalına daldırdığınız servetleri arkalarınızın gerisine bıraktınız, hani o sizin mevcudiyyetinizde şüreka olduklarını zu'm ettiğiniz şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya aranızdaki rabıtalar didik didik koptu ve o zu'm ettiklerinizin hepsi sizden gaib olub gitti

(Enam 94)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki Bize, ilk defa yarattığımız gibi, işte teker teker geldiniz. Ve size verip hayaline daldırdığımız servetleri arkalarınızın gerisine bıraktınız. Hani o sizin var oluşunuzda Allah'ın ortakları olduğunu yanlış yere sandığınız şefaatçıları yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya aranızdaki bağlar büsbütün koptu ve güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun, sizi ilk yarattığımız gibi yine tek başınıza Bize geldiniz. Sizi hayaline daldırdığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani! Ortaklarımız sandığınız şefaatçılarınızı yanınızda görmüyoruz. Ant olsun ki, aranızdaki bağlar artık kopmuştur. Umduklarınızın tamamı sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (olarak)' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.

(Enam 94)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve andolsun ki siz, sizi ilk defa oluşturduğumuz zamanki gibi yapayalnız/ teker teker Bize geldiniz ve size verdiğimiz şeyleri arkanızda bıraktınız. Ve içinizde kendilerinin ortaklar olduğuna inandığınız sözde destekçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz. Andolsun aranızda kesilme/kopukluk olmuş ve yanlış inandığınız şeyler kaybolmuştur.

(Enam 94)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi yalnız ve tek olarak bize geldiniz. Size nimet olarak verdiklerimizi de arkanızda bıraktınız. Size şefaat edeceğine inandığınız ortaklarınızı da yanınızda görmedik. Andolsun ki, aranızdaki bağlar kesildi ve (size fayda vereceğini) zannettiğiniz şeyler kaybolup gitti.

(Enam 94)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun ki bize sizi ilk defa yarattığımız gibi tek başına geldiniz ve size bağışladığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. İçinizden gerçekten ortak olduklarını boş yere iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Andolsun, onlarla aranızdaki bağlar kopmuş ve iddia ettikleriniz sizden uzaklaşıp gitmiştir.

(Enam 94)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun, sizi ilk defa (doğumunuzda) yaratdığımız gibi (ahıretde de) yapayalınız, teker teker (çırılçıplak) huzurumuza gelmişsinizdir (geleceksiniz). Size ihsan etdiğimiz şeyleri (malları) da sırtlarınızın arkasına bırakmışsınızdır. İçinizde, kendileri hakıykaten (Allahın) ortakları olduğunu boş yere iddia etdiğiniz şefaatçilerinizi de şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağ) parça parça kopmuşdur. Haklarında kuru zan besler olduğunuz şeyler (putlar) sizden gaaib olub gitmişdir.

(Enam 94)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve and olsun ki, sizi ilk def'a yarattığımız gibi bize (mal ve evlâdsız olarak ve çıplak bir hâlde) teker teker gelmiş ve (dünyada) size verdiklerimizi sırtlarınızın gerisine(arkanızda) bırakmışsınızdır! Hakkınızda (ibâdetlerinizde) gerçekten kendilerinin (Allah'a)ortak olduklarını zannettiğiniz şefâatçilerinizi de berâberinizde göremiyoruz! Doğrusu, aranız(daki bağlar) kopmuş ve (şefâatçi) zannetmekte olduğunuz şeyler sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Tıpkı, ilk defasında yarattığımız gibi elbette bize teker teker gelmiştiniz ve size verdiklerimizi sırtınızın arkasına [geride] bırakmıştınız. Kendilerinin içinizde ortaklar olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçi'lerinizi de sizinle beraber görmüyoruz. Elbetteki aranız kesilmiş ve iddia etmekte olduklarınız sizden sapıp kaybolmuştur.

(Enam 94)

Hüseyin Atay Meali:

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi, size verdiklerimizi ardınıza bırakarak bize teker teker geleceksiniz. Allah’ın ortakları olduğunu sandığınız şefaatçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki bağlar kesilip kopmuş ve ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır.

(Enam 94)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki siz; ilk defa yarattığımız gibi, yapayalnız ve teker teker huzurumuza geldiniz. Ve size verdiğimiz şeyleri ardınızda bıraktınız. Hani, ortaklarınız olduğunu sandığınız şefaatçılarınızı da beraberinizde görmüyoruz. Andolsun ki; aranızdaki bağlar artık kopmuştur. Ortak sandıklarınız da sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sizleri daha önce ilk defa yarattığımız gibi, bize yalnız başınıza geleceksiniz. Size yapmanız gerekenleri bildirdiğimiz halde, onları arkanıza atıp terk ettiniz. Kendi içinizde Allah'ın ortakları olarak zannettiğiniz şefaatçilerinizi sizinle beraber göremiyoruz. Onlar sizinle olan bağlarını kopardılar ve kıyamet günü yardımlarını umduklarınız kayboldular.

(Enam 94)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki; sizi ilk defa yarattığımız gibi Bize tek tek (tek başına) geldiniz ve size ne verdiysek (neyin sahibi yaptıysak, ne lütfettiysek) arkanızda bıraktınız (terkettiniz). Sizinle ortak olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz. Andolsun, sizinle aranızdaki bağları koparılmış, haklarında zanda bulunmuş olduğunuz şeyler, sizden uzaklaşıp gitmiştir.

(Enam 94)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Doğrusu ilkin sizi nasıl yarattıksa yine öyle tek başınıza geldiniz. Size ne verdikse hepsini arkanızda bıraktınız. Gerçekten Allah'a eş diye kuruntusunu ettiğiniz kayırıcılarınızı şimdi yanınızda görmüyoruz. Gerçekten aranız açılmıştır. Kuruntusunu ettikleriniz görünmez olmuşlardır.

(Enam 94)

Kadri Çelik Meali:

Hiç şüphesiz tıpkı ilk yarattığımız gibi, bize teker teker geldiniz, size vermiş olduğumuz her şeyi arkanızda bıraktınız. Ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Şüphesiz aranızda (bütün bağlar) kopuvermiş ve (şefaatçi) sandıklarınız sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Mahmut Kısa Meali:

Ve o zaman Allah buyuracak: “İşte, size dünyada iken bahşettiğim bütün nîmetleri arkanızda bıraktınız ve tıpkı sizi ilk yarattığımızda olduğu gibi, huzuruma yapayalnız geldiniz! Sizin hayatınız, ölümünüz ve âhirette “şefaate” nâil olup cennete girmenizle ilgili konularda Allah’ın yetki ve egemenliğine ortak olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi yanınızda göremiyoruz, neredeler onlar! Evet, aranızdaki tüm bağlantılar kesilmiş ve sizi kurtaracaklarını iddia ettiğiniz sahte ilâhlarınız, kaybolup gitmiştir!” İşte bunları göz önüne getirin de, Rabb’inizi iyi tanıyın:

(Enam 94)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Evvelce yarattığımız gibi, Bizim huzurumuza teker teker gelir, Nasıl da her şeyi arkanızda bırakmış yapayalnız, kalmışsınızdır Andolsun. Yanınızda ortaklar olarak sandığınız şefaatçileri Maalesef yanınızda görmüyoruz. Andolsun aranızdaki bağlar Erimiş yok olmuş. Sizi terk edip ortadan kaybolmuştur.

(Enam 94)

Mehmet Türk Meali:

(Ve kıyamet günü Allah onlara): “İşte (bugün) siz huzurumuza ilk yarattığımız gibi size verdiğimiz her şeyi arkanızda bırakarak, yapayalnız geldiniz. Sizin Bize ortak olduklarını sandığınız şefâatçilerinizi de yanınızda göremiyoruz! Demek ki sizin onlarla aranızdaki tüm bağlar, kesilmiş ve (şefâatçi) sandığınız şeyler de sizden kaybolup gitmişler!” (der.)

(Enam 94)

Muhammed Celal Şems Meali:

İşte (şimdi) sizi ilk yarattığımız gibi, Bize teker teker geldiniz. Size ihsan ettiğimiz nimetleri arkanızda bıraktınız. Hani üstünüze, (hükümranlıkta Allah’ın) ortağı olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz? Aranızdaki bütün bağlar (artık) kopmuş ve iddia ettiğiniz her şey, artık sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Muhammed Esed Meali:

(Ve Allah şöyle diyecektir): "İşte şimdi Bize yapayalnız geldiniz, tıpkı sizi ilk yarattığımız gibi; ve (hayatta iken) size bahşettiğimiz her şeyi arkanızda bıraktınız. Kendinizle ilgili olarak Allaha ortak koştuğunuz o şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz! Gerçek şu ki, sizin (dünyadaki hayatınız ile) aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiştir ve bütün eski dostlarınız sizi terk etmiştir!"

(Enam 94)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Tıpkı ilk yarattığımızda olduğu gibi, bize yine yalnız başınıza geldiniz. Size vermiş olduğumuz her şeyi arkanızda bıraktınız. Etkili ortaklarınız olduklarını sandığınız kayırıcılarınızı yanınızda görmüyoruz. Andolsun ki, aranızdaki bütün bağlar kopuverdi. Bir şey zannettikleriniz sizden uzaklaşıp kayıplara karıştı.

(Enam 94)

Mustafa Çavdar Meali:

Dünya’ya ilk gelişinizde sizi yalnız yarattığımız gibi, işte huzurumuza da yapayalnız geldiniz ve size bağışladıklarımızın hepsini arkanızda bıraktınız. Size şefaatçi olacağını zannettiğiniz ve bunun için Allah ile aranıza koyduğunuz ortaklarınızı yanınızda göremiyoruz, aranızda kurmuş olduğunuz bağlar paramparça olmuş ve kurtaracağını zannettiğiniz o kimseler sizi yüzüstü bırakıp kaybolmuşlardır.

Bknz: (7/53) - (18/49) - (19/80) - (19/95) - (26/92)»(26/98)

(Enam 94)

Mustafa Çevik Meali:

Allah Hesap Günü onlara şöyle diyecek: “İşte sizi ilk yarattığımızda olduğu gibi Bize yapayalnız geldiniz, dünyada iken size bahşettiğimiz her şeyi geride bıraktınız. Allah’tan başka ilah edinip peşine düştükleriniz de yok olup gittiler, o yardımını umduklarınız sizi terk ettiler.”

(Enam 94)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve (Allah diyecek ki): "İşte şimdi bize yapayalnız geldiniz, tıpkı sizi ilk yarattığımız gibi; dahası, size verdiğimiz her şeyi arkanızda bıraktınız. Sizin lehinize Allah'a ortak olduğunu sandığınız o şefaatçilerinizi neden şimdi yanınızda göremiyorsunuz? Artık aranızdaki bütün bağlar kopmuştur ve bütün dost sandıklarınız sizi yapayalnız bırakmıştır."

(Enam 94)

Osman Okur Meali:

(Ve Allah şöyle diyecektir): "İşte şimdi Bize yapayalnız geldiniz, tıpkı sizi ilk yarattığımız gibi; ve (hayatta iken) size bahşettiğimiz her şeyi arkanızda bıraktınız. Kendinizle ilgili olarak Allah'a ortak koştuğunuz o şefaatçilerinizi yanınızda görmüyoruz! Gerçek şu ki, sizin (dünyadaki hayatınız ile) aranızdaki bütün bağlar artık kesilmiştir ve bütün eski dostlarınız sizi terk etmiştir!"

(Enam 94)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Andolsun ki, siz Bizim huzurumuza ilk evvel yarattığımız gibi teker teker gelmişsinizdir. Ve size verip içine daldırdığımız şeyleri arkalarınızın gerisine bırakmışsınızdır. Ve sizinle beraber şefaatçilerinizi göremiyoruz ki, sizin hakkınızda onların ortaklar olduğunu zûm ediyordunuz. Muhakkak ki aranızda rabıtalar parçalanıp kopmuştur ve zûm eder olduğunuz şeyler sizden kaybolup gitmiştir.

(Enam 94)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi, yine teker teker bize geldiniz. (Dünyada) size verip de hayaline daldırdığımız şeyleri ardınızda bıraktınız. Hani Allah'ın ortakları sandığınız şefaatçıları da yanınızda göremiyoruz? Andolsun onlarla aranızdaki bütün bağlar kopmuş ve (şefaatçı) sandığınız şeyler sizden ayrılıp gitmiştir.

(Enam 94)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah da onlara, “Sizi ilkin nasıl yarattıysam bana öyle yalnız geldiniz. Size verdiklerimi arkanızda bıraktınız. Sizi kayırıp kollayacak yapay tanrılarınızı yanınızda göremiyoruz! Andolsun, aranızda kesin bir kopma oldu! Var sandıklarınızın hepsi sizden yitip gittiler!” diyecektir.

(Enam 94)

Sadık Türkmen Meali:

Ant olsun ki/(denilecek ki); sizi ilk kez yarattığımız gibi, yapayalnız/teker teker Bize geldiniz! Size izin verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakıp terkettiniz! Aracılarınızı/edindiğiniz şefaatçilerinizi sizinle beraber görmüyoruz; içinizden, (Allah ile) ortaklar olduğunu zannettiğiniz/ileri sürdüğünüz ortaklarınızı?! Ant olsun, aranızdaki bağlar kesilmiştir. (Aracılar ve ortaklar) sandığınız şeyler, sizden kaybolup gitmiştir!

(Enam 94)

Seyyid Kutub Meali:

Tıpkı ilk yarattığımızda olduğu gibi, bize yine yalnız başınıza geldiniz, size vermiş olduğumuz her şeyi arkanızda bıraktınız, üzerinde etkili ortaklarımız olduklarını sandığınız aracılarınızı yanınızda görmüyoruz, aranızdaki bütün bağlar kopuverdi, ortağımız sandığınız ilâhlar sizden uzaklaşıp kayıplara karıştı.

(Enam 94)

Suat Yıldırım Meali:

Kıyamet günü de Hak Teala şöyle buyuracaktır:" İşte siz ilk yarattığımızda olduğunuz gibi çırıl çıplak, teker teker huzurumuza geldiniz! Size verdiğimiz mallarınızı da çok gerilerde bıraktınız. Hani, siz dünyada iken Allah'a şerik olduğunu iddia ettiğiniz şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya, aranızdaki bağlar bir bir koptu ve ortak olduklarını iddia edip güvendiklerinizin hepsi sizden uzaklaştı."

(Enam 94)

Süleyman Ateş Meali:

"Andolsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi, yine tek olarak bize geldiniz ve (dünyada) sizi hayaline daldırdığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani, siz(in yaratılışınızda ve ibadetleriniz)de (bize) ortak olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kesilmiş ve (şefa'atçi) sandığınız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!"

(Enam 94)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah tarafından onlara denecek ki "Size verdiklerimizi arkanızda bırakıp ilk önce yarattığımız gibi karşımıza tek tek geldiniz. İşlerinizde size eşlik edeceklerini kurguladığınız şefaatçilerinizi de yanınızda göremiyoruz. Aranız iyice açılmış; kuruntusunu ettikleriniz sizden savuşup kaybolmuşlar"

(Enam 94)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Size verdiklerimizi arkanızda bırakarak, sizi ilk kez yarattığımız gibi tek tek Bize gelirsiniz. Bize ortak koştuğunuz aracılarınızı da yanınızda göremeyiz. Aranızdaki bağlar kopmuş, Bize ortak koştuğunuz şeyler de sizden uzaklaşmıştır.

(Enam 94)

Şaban Piriş Meali:

Sizi ilk defa yarattığımız gibi, bize tek başınıza geldiniz. Size bağışlandıklarımızı arkanızda bıraktınız. Kendiniz için ortaklar olduğunu zannettiğiniz şefaatçilerinizi yanınızda göremiyoruz. Aranızdaki bağlar kopmuş ve iddia ettikleriniz sizden uzaklaşıp gitmiş.

(Enam 94)

Talat Koçyiğit Meali:

İşte sizi ilk defa yarattığımız gibi, bize tek başınıza geldiniz; (dünyada iken) size verdiklerimizi arkanızda bıraktınız. Ne var ki (Allah'a) kendiniz için ortak oldukları iddiasında bulunduğunuz şefaatçılarınızı beraberinizde göremiyoruz. Aranızdaki bağlar kopmuş; (sizin için şefaatçi olduklarını) iddia ettikleriniz sizden uzaklaşıp gitmiş...

(Enam 94)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda) ' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.

(Enam 94)

Ümit Şimşek Meali:

Kıyamet günü, tıpkı sizi ilk olarak yarattığımız gibi yapayalnız huzurumuza gelirsiniz. Dünyada size verdiklerimizi arkada bırakmışsınızdır. İbadetinizden pay sahibi zannettiğiniz şefaatçilerinizi o gün sizin yanınızda görmeyiz. Aranızdaki bütün bağlar kopmuş, Allah'a ortak saydıklarınız sizi terk edip ortadan kaybolmuştur.

(Enam 94)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun, sizi ilk yarattığımızdaki gibi yapayalnız/teker teker bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığımız şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız.

(Enam 94)