48. Fetih Suresi / 8.ayet

– Hiç şüphe yok ki biz seni bir şahit, müjdeci ve uyarıcı bir elçi olarak gönderdik.

Bknz: (33/45)»(33/48)(34/28)

Mustafa Çavdar Meali

Fetih 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphe yok ki biz seni tanık ve müjdeci ve korkutucu olarak göndermişizdir.

(Fetih 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm!) Kesinlikle Biz Seni, (bir) şahit, müjdeleyici ve inzar (ikaz ve irşad) edici olarak göndermişizdir...

(Fetih 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Gerçek şu ki, ey Muhammed! Biz seni Allah'ın birliğinin bir şahidi, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik

(Fetih 8)

Adem Uğur Meali:

Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ahmet Hulusi Meali:

Muhakkak ki biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsal ettik!

(Fetih 8)

Ahmet Tekin Meali:

Biz seni peygamberlik göreviyle, Kurân'ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren güvenilir örnek bir önder, doğruları konuşan bir şâhit, rahmetimizi, merhametimizi, ihsanımızı, sevgimizi müjdeleyici, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirdik.

(Fetih 8)

Ahmet Varol Meali

Biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ali Bulaç Meali:

Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Gerçekten biz, seni, (ümmetine) şahid, (cennetle) müjdeleyici, (cehennemle) korkutucu bir peygamber olarak gönderdik;

(Fetih 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında seni, tanık, muştulayıcı ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ali Ünal Meali:

Muhakkak ki Biz seni, (İslâm’ın gerçekliği, diğer inanç sistemlerinin bâtıllığı ve insanların senin davetin karşısındaki tavırları hakkında her iki dünyada) bir şahit, (iman ve salih amelin karşılığında af, rah met ve mükâfatımızla) müjdeleyici ve (her türlü dalâlet yollarıyla, bu yolların sonuçlarına karşı) uyarıcı olarak gönderdik;

(Fetih 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Onların bir mazereti de olamaz. Çünkü) Biz seni (insanlar için) şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Bekir Sadak Meali:

(8-9) Dogrusu seni sahit, mujdeci ve uyarici olarak gonderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve peygamberine inananasiniz, ona yardim edesiniz, O'na saygi gosteresiniz ve O'nu sabah aksam tesbih edesiniz.

(Fetih 8)

Besim Atalay Meali:

Bizler seni, hem tanık, hem müjdeci, hem de kocunduran olmak üzere göndermişizdir

(Fetih 8)

Celal Yıldırım Meali:

Şüphesiz ki biz, seni şâhid, müjdeci ve uyarıcı bir peygamber olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Gerçek şu ki, biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik. *

(Fetih 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Doğrusu seni şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Ey insanlar, siz de Allah'a ve Peygamberine inanasınız, ona yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve O'nu sabah akşam tesbih edesiniz.

(Fetih 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Ey Muhammed!) Şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Edip Yüksel Meali:

Biz seni bir tanık, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Elhak biz seni hem bir şahid gönderdik hem bir mübeşşir hem bir nezir

(Fetih 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Doğrusu Biz seni hem bir şahit, hem bir müjdeci, hem de bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Erhan Aktaş Meali:

Biz, seni bir tanık, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Gültekin Onan Meali:

Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

(5,6,8) Şüphesiz Biz, Allah'a ve Elçisi'ne iman etmeniz, O'na yardım etmeniz, O'na saygı göstermeniz ve her zaman O'nu her türlü noksanlıktan arındırmanız için; mü’min erkekler ve mü’min kadınları, içinde sürekli kalanlar olarak, altlarından ırmaklar akan cennetlere girdirmesi ve onların kötülüklerini örtmesi için –işte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur–; ve Allah hakkında kötü zanda bulunan o münâfık erkekler ve münâfık kadınları, Allah'a ortak koşan erkekleri ve ortak koşan kadınları azaplandırması için –kötülük onların üzerine olmuştur. Allah onlara gazap etmiş, onları dışlamış; rahmetinden mahrum bırakmış ve kendileri için cehennemi hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir!–; seni, şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olmak üzere elçi yaptık.

(Fetih 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şüphesiz ki biz seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Harun Yıldırım Meali:

Şüphesiz biz seni bir şahid, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Hasan Basri Çantay:

Hakikat biz, seni bir şahid, bir müjdeleyici, bir korkutucu olarak gönderdik,

(Fetih 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki biz seni, bir şâhid, bir müjdeleyici ve (aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gerçekten biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, seni tanık, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

İbni Kesir Meali:

Muhakkak ki Biz; seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik;

(Fetih 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz seni yalnızca bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik ki.

(Fetih 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki Biz, seni şahit, müjdeleyen ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte Biz seni tanık, müjdeci, uyarıcı olarak gönderdik,

(Fetih 8)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz biz seni bir şahit, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Mahmut Kısa Meali:

Ey şanlı Elçi! Doğrusu Biz seni, hakîkate tanıklık eden bir şâhit, erdemlilere sonsuz mutluluğu muştulayan bir müjdeci ve zâlimleri bekleyen azâbı haber veren bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Hakikaten biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak göndermişizdir.

(Fetih 8)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Biz, seni sadece bir şâhit,1 müjdeci ve uyarıcı olarak, gönderdik (ki;)*

(Fetih 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz Biz seni şahit, (inananlara) müjde veren ve (inanmayanlara da) uyaran olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Muhammed Esed Meali:

Gerçek şu ki (ey Muhammed,) Biz seni (hakikatin) bir şahidi, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Gerçek şu ki, biz, seni bir tanık, müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Mustafa Çavdar Meali:

– Hiç şüphe yok ki biz seni bir şahit, müjdeci ve uyarıcı bir elçi olarak gönderdik.

Bknz: (33/45)»(33/48) - (34/28)

(Fetih 8)

Mustafa Çevik Meali:

8-9 Ey Peygamber! Biz seni de, insanlara öğüt veren uyaran örnek bir uygulayıcı ve şahit olarak görevlendirdik. Davetimize uyanları cennet ile müjdele, yüz çevirip nankörlükte direnenleri ise cehennemle uyar ki, “Davet bize ulaşmadı, bizim gerçeklerden haberimiz olmadı” demesinler. O halde ey insanlar! Peygamber’in Allah adına, Kur’an ile yaptığı davetine iman edip, gereklerini yerine getirerek yaşamaya yönelin ve böylece Allah’a saygınızı gösterip, sabah akşam O’nun yüceliğini aklınızdan çıkarmayın.

(Fetih 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Ey Peygamber!) Elbet Biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Osman Okur Meali:

Gerçek şu ki, biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Şüphe yok ki, Biz seni bir şahit ve bir müjdeci ve bir korkutucu olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Biz seni şâhit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

Gerçekten, biz seni bir tanık, bir müjdeci, bir uyarıcı olarak gönderdik,

(Fetih 8)

Sadık Türkmen Meali:

(EY MUHAMMED!) Şüphesiz Biz seni bir şâhit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Seyyid Kutub Meali:

Biz seni şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Suat Yıldırım Meali:

Muhakkak ki: Biz, seni bir şahit, bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki

(Fetih 8)

Süleyman Ateş Meali:

Biz seni, şahid, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Biz seni şahit, müjdeci ve uyarıcı bir elçi olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(8-9) Doğrusu seni, hakikatin bir şahidi, bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik ki, Allah'a ve elçisine iman edesiniz, O'nun yüceliğini takdir edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve her zaman yüceliğini zikredesiniz.

(Fetih 8)

Şaban Piriş Meali:

-Biz seni, şahit, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik

(Fetih 8)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Biz seni, insanlara şâhid, müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Tefhimul Kuran Meali:

Şüphesiz, biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı korkutucu olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Ümit Şimşek Meali:

Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

(Fetih 8)