41. Fussilet Suresi / 11.ayet

Bu sırada henüz gaz halinde bulunan göğe yönelip ona ve yeryüzüne:
– Benim yasalarıma ister gönüllü ister gönülsüz boyun eğin! Dedi. Onlar da:
– Senin yasalarına isteyerek boyun eğdik, dediler.

Bknz: (7/54)(13/2)

Mustafa Çavdar Meali

Fussilet 11 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra bir duman halinde olan göğü yaratmayı hükmetmiştir de ona ve yeryüzüne, dileyerekdilemeyerek meydana gelin demiştir, ikisi de, dileyerek geldik demişlerdir.

(Fussilet 11)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra, duman (gaz bulutları) halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yerküreye dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek (meydana) gelin." İkisi de: "İsteyerek (itaat ederek) geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve sonra da gaz ve duman halinde bulunan göğü yaratmaya yöneldi ve “Gönüllü veya gönülsüz emrime uyun!” dedi. Yer ve gök ikisi birden “Gönüllü, isteyerek ve itaat ederek geldik” dediler, yani “Hakkımızda koyduğun, her türlü kanun ve nizama uyacağız!” diyerek itaat edeceklerini bildirdiler.

(Fussilet 11)

Adem Uğur Meali:

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra duhan (şekillenmemiş fıtri benlik) halindeki semaya (bir kısım Esma manalarını açığa çıkarmak suretiyle) yerleşerek, ona (şuura) ve arza (bedene) dedi ki: "İsteyerek yahut zorunlu olarak gelin (Esma'mın gereğini açığa çıkarın) ikiniz!" İkisi dediler ki: "İsteyerek, itaat ediciler olarak geldik!"(Esma özellikleriyle oluşmuş bulunan beyinde sema = düşünsel boyut ve arz = bedensel organlar boyutu, ikisi de Esma özellikleri açığa çıkışına itaat edici oldu. )

(Fussilet 11)

Ahmet Tekin Meali:

Sonra gaz halinde olan göğe yönelerek, çekimini tesis edip dengesini sağladı, hükümranlığını kurdu. Göğe ve yer küreye: “İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin, kurduğum düzene dahil olun" buyurdu. Onlar: “İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Ahmet Varol Meali

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yere: "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. Onlar: "İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Ali Bulaç Meali:

Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra (Allah), buhar halinde olan göğü yaratmayı kasd etti de ona ve arza: “-İkiniz de istiyerek veya istemiyerek gelin meydana çıkın.” dedi. Onlar da: “-Biz istiyerek geldik.” dediler. (Allah'ın emrine boyun eğdiler).

(Fussilet 11)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, büyük bir duman durumunda olan göklere yöneldi.[408] Ona ve yeryüzüne, şöyle dedi: "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" İkisi de şöyle dediler: "İsteyerek geldik!"

408)İşte, bir bilgi ayeti: Kant-Laplace Kuramı'na göre, Nebula ismi verilen kızgın gaz kütlesi kendi ekseni çevresinde sarmal bir devinimle dönerken, süreç içerisinde soğuyarak küçülmüştür. Ağırlığı az olan gazlar güneş tarafından çekilmiş, çekim etkisi dışındakiler uzay boşluğuna dağılmış, ağır olan gazlar da değişik uzaklıklardaki gökcisimlerini oluşturmuşlardır. "Büyük bir duman durumunda olan gök" anlatımının, "Kızgın gaz kütlesi" anlamına geldiği son yüzyılda öğrenildi. Büyük Hadron Çarpıştırıcısı -CERN- deneyinin ilk sonuçlarını açıklayan uzmanlar, bu çarpışma sonucunda maddenin akışkan biçimini elde ettiklerini belirterek; "Elde ettiğimiz bu sonuca, maddenin koyu kıvamlı çorba durumu diyebiliriz. Bu, evrenlerin oluşmaya başlamasının hemen sonraki durumudur." dediler. Bu kurama göre, çorba kıvamlı madde soğudukça atom altı parçacıklarını oluşturuyor; birbirine yapışan atom altı parçacıkları da atomu ortaya çıkarıyor. CERN deneyi konusunda, 56:75 ayetinin dipnotunda bilgi verilmiştir.

(Fussilet 11)

Ali Ünal Meali:

Ve (ilim, irade, kudret ve inayetini) bir gaz bulutu halindeki göğe yöneltti de, göğe ve yere “İsteyerek de olsa, istemeyerek de olsa gelin!” buyurdu. Onlar, “Gönüllü olarak geldik ve emrine boyun eğdik!” dediler.

(Fussilet 11)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra Allah, göğe yöneldi; gök duman halinde idi. Ona ve yere: “İsteyerek veya istemeyerek (emrimize) gelin!” dedi. Onlar: “Biz isteyerek geldik” dediler.

(Fussilet 11)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, göğe ve yerküreye,"İsteyerek veya istemeyerek, geliniz!" dedi. İkisi de,"İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Bekir Sadak Meali:

Sonra, duman halinde bulunan goge yoneldi, ona ve yeryuzune: «Isteyerek veya istemiyerek buyruguma gelin» dedi. Ikisi de : «Isteyerek geldik» dediler.

(Fussilet 11)

Besim Atalay Meali:

Sonra, bir duman olan gökyüzüne dönerek, gökle yere dedi ki: «ister istemez bana doğru geliniz!»; dediler ki: «istiyerek geliriz!»

(Fussilet 11)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra gaz halinde (veya duman halinde) bulunan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne, ister istemez gelin, buyurdu. İkisi de «İsteyerek, boyun eğerek geldik» dediler.

(Fussilet 11)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Sonra (iradesi) duman hâlinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne: “İkinizde İsteyerek veya istemeyerek (varlık alanına) gelin” buyurdu. O ikisi de, “İsteyerek geldik” dediler. *

(Fussilet 11)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonra, duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yeryüzüne: "İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin" dedi. İkisi de: "İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yeryüzüne, "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. İkisi de, "İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de «İsteyerek geldik» dediler.  *

(Fussilet 11)

Edip Yüksel Meali:

Sonra duman halindeki göğe yönelerek ona ve yere, 'İsteyerek veya istemeyerek (kaostan çıkıp) gelin,' dedi. Onlar da, 'İsteyerek geldik,' dediler.

(Fussilet 11)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra Semaya doğruldu da o bir dumanken ona ve Arza gelin, ikiniz de ister istemez, dedi: geldik istiye istiye dediler

(Fussilet 11)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra göğe doğruldu da o bir duman iken ona ve yere: "İkiniz de ister istemez gelin!" dedi. İkisi de: "isteye isteye geldik." dediler.

(Fussilet 11)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yeryüzüne: "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" dedi. İkisi de: "İsteyerek geldik." dediler.[1]

1)Bu, Allah'ın evrene koyduğu yasaların mecazi anlatımıdır.

(Fussilet 11)

Gültekin Onan Meali:

Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (itaat ederek) geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra duman hâlinde bulunan göğe yerleşti/ egemenlik kurdu da ona ve yeryüzüne, “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. İkisi de, “Biz isteyerek geldik” dediler.

(Fussilet 11)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra duman halinde olan göğe yöneldi, ona ve yerküreye: İsteyerek veya istemeyerek, gelin! dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Hasan Basri Çantay:

Sonra (iradesi) göğe — ki, o bir buhaar haalinde idi — doğruldu da ona ve arza "ikiniz de ister istemez gelin" buyurdu. Onlar da "İsteye isteye geldik" dediler.

(Fussilet 11)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra duman hâlinde bulunan göğü kasdetti de ona ve yere: “İsteyerek veya istemeyerek gelin!” dedi. (İkisi de:) “İtâat edenler olarak geldik!” dediler.(3)*

(Fussilet 11)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(9-12) "Gerçekten siz, yeri [dünyayı] iki gün (dönem)¹ içinde yaratanı mı cidden göz ardı ediyorsunuz? Ona denk(Tanrılar)mı sayıyorsunuz? İşte o, Alemlerin [varlıkların] RAB'bidir. Onun [yerin] içinde [yerin] üstünden ağırlıklar-dağlar² meydana getirdi, onun içini bereketlendirdi, onda isteyenler için eşit olarak dört gün (dönem) içinde onun [yerin] gıdalarını belirledi. Aynı zamanda³, bir duman halindeki göğe⁴ yöneldi. Ardından, ona [göğe] ve yere "Gönüllü olarak veya gönülsüz olarak ikiniz de gelin!" dedi. İkisi de "Gönüllü olarak ikimiz de geldik." dediler⁵. Ardından, onları iki gün (dönem) içinde yedi göğe (gezegene) tamamladı⁶. Her bir göğün (gezegenin) içine kendi işini vahiy etti. En yakın/ilk semayı, ışıklarla süslü olarak gösterdik⁷ ve Tam bir koruma olarak [koruduk]. İşte şu, devamlı üstün olanın, devamlı bilenin belirlemesidir." de.⁸

(Fussilet 11)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra, duman halinde bulunan göğe yöneldi, göğe ve yeryüzüne "İsteyerek veya istemeyerek gelin" dedi. İkisi de "İsteyerek geldik" dediler.

(Fussilet 11)

İbni Kesir Meali:

Sonra göğe yöneldi ki; o, duman halindeydi. Ona ve yere dedi ki: İsteyerek veya istemeyerek ikiniz de gelin. İkisi de dediler ki: İsteyerek geldik.

(Fussilet 11)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonrada göğü yaratmaya yöneldi. Sonra göğe ve yere “İkinizde isteyerek veya istemeyerek bana gelin (itaat edin)” dedi. İkisi de “İsteyerek, gönülden itaat ederek geldik” dediler.

(Fussilet 11)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra duman halinde olan semaya yöneldi. Sonra da ona (semaya) ve arza: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” dedi. İkisi de: “İsteyerek geldik.” dediler.

(Fussilet 11)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra buğu oluşundaki göğe yönelip hem ona, hem yeryüzüne buyurdu: «İsteseniz de istemeseniz de Benim buyruğum altına gireceksiniz» dedi. Onlar da: «İstiyerek biz Senin buyruğun altına giriyoruz» dediler.

(Fussilet 11)

Kadri Çelik Meali:

Sonra, kendisi duman (gaz) halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de “İsteyerek (itaat ederek) geldik” dediler.

(Fussilet 11)

Mahmut Kısa Meali:

Sonra kudret ve irâdesiyle, henüz gaz bulutu hâlinde olan göğe yöneldi; göğe ve yere, “İkiniz de, isteyerek veya istemeyerek koyduğum yasalara boyun eğin!” buyurdu. Onlar da, lisân-ı hâl ile, “Başüstüne, emrine gönülden boyun eğdik!” dediler.

(Fussilet 11)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lütfuyla, sonra duman halinde olan göğe yöneldi. Böylece ona ve yerküreye şöyle der: Emre isteyerek veya istemeyerek uyun, gelin! İkisi de isteyerek (itaatle) geldik dediler.

(Fussilet 11)

Mehmet Türk Meali:

Sonra (Allahın, iradesi)1 duman halinde olan göğe yönelip ona ve yeryüzüne: “Yaratılışınıza uysa da uymasa da ikiniz birlikte birbirinizle uyum sağlayın.”2 dedi. İkisi de derhâl: “Uyum sağladık.” dediler.3*

(Fussilet 11)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra göğe yöneldi. O bir duman (gibiydi. Allah) ona ve yere, “İsteyerek ya (da) istemeyerek Bana (boyun eğmek üzere) ikiniz gelin,” dedi. İkisi (de,) “Biz boyun eğerek geldik,” dediler.

(Fussilet 11)

Muhammed Esed Meali:

Ve O, (sadece) duman halinde olan göklere şekil verdi; onlara ve arza, "İkiniz de isteyerek yahut istemeden (varlık alanına) gelin!" diye buyurdu. İkisi birden: "Peki, boyun eğerek geliriz!" dediler.

(Fussilet 11)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi. Göğe ve yere; "İsteyerek veya istemeyerek ikiniz de gelin!" buyurdu. İkisi de; "İsteyerek geldik!" dediler.

(Fussilet 11)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu sırada henüz gaz halinde bulunan göğe yönelip ona ve yeryüzüne: – Benim yasalarıma ister gönüllü ister gönülsüz boyun eğin! Dedi. Onlar da: – Senin yasalarına isteyerek boyun eğdik, dediler.

Bknz: (7/54) - (13/2)

(Fussilet 11)

Mustafa Çevik Meali:

10-14 Allah, yeryüzünün üzerine sarsılmaz dağlar yerleştirip dengesini kurdu ve orada yaratıp yaydığı nimetlerini canlılar arasında pay etti. Rabbiniz Allah bütün bunları dört günde tamamladı. Sonra da henüz duman halindeki göğü şekillendirip iki günde yedi kat gökleri yarattı ve nizamlarını kurup yasalara bağladı. Biz yeryüzüne en yakın olan gökyüzünü kandiller gibi yıldızlarla süsledik ve oradan insanlara zarar gelmeyecek bir sistem kurup onları koruduk. Bütün bunlar sınırsız ilim ve kudret sahibi Allah’ın eseridir. Ey Peygamber! Bu gerçeklere rağmen müşrikler, Allah’ın davetinden yüz çevirirlerse onlara de ki: “Sizi Âd ve Semûd kavimlerin başına gelip onları helak eden bir azapla uyarıyorum.” Vaktiyle peygamberleri onlara “Sınırlarını Allah’ın belirlediği bir hayat yaşayın ve böylece Allah’tan başkasına kulluk etmeyin.” demişlerdi. Fakat onlar da, “Rabbimiz bizden böyle bir şey isteseydi, bunu bize seninle değil de meleklerden peygamberler göndererek bildirirdi. O yüzden size inanmıyor, davetinizi reddediyoruz.” demişlerdi.

(Fussilet 11)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Dahası, O duman halindeki göğü şekillendirdi; ona ve arza: "Her ikiniz, isteyerek ya da istemeyerek (varlık sahnesine) gelin!" dedi. İkisi birden "Bizler boyun eğerek (varlık sahnesine) geldik!" dediler.

(Fussilet 11)

Osman Okur Meali:

Aynı zamanda duman halindeki göğe yönelmiş, ona ve yere: “İsteyerek veya istemeyerek emrime girin!” demişti; ikisi de “İsteyerek emrine girdik” diye cevap vermişlerdi.

(Fussilet 11)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra göğe, o bir duman halinde iken teveccüh etti. Sonra ona ve yer için buyurdu ki: «İsteyerek veya istemeyerek geliniz». Onlar da, «İsteyiciler olarak geldik,» dediler.

(Fussilet 11)

Ömer Öngüt Meali:

Sonra duman hâlinde bulunan göğe yöneldi. Göğe ve yere: "İsteyerek veya istemeyerek ikiniz de gelin!" buyurdu. İkisi de: "İsteyerek geldik. " dediler.

(Fussilet 11)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra, duman ‘ya da gaz’ hâlinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yerküreye, “İsteyerek ya da istemeyerek ‘varlık âlemine’ gelin!” dedi. İkisi de, “İsteyerek geldik” dediler.

(Fussilet 11)

Sadık Türkmen Meali:

Aynı zamanda bir duman/gaz halinde olan göğe yöneldi. Ona (göğe) ve yere buyurdu: “İsteyerek veya istemeyerek, gelin!” (Onların ikisi de) ‘bizler boyun eğerek/isteyerek geldik’ dediler.

(Fussilet 11)

Seyyid Kutub Meali:

Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yeryüzüne: «İsteyerek veya istemeyerek buyruğuma gelin» dedi. «İsteyerek geldik» dediler.

(Fussilet 11)

Suat Yıldırım Meali:

Sonra iradesi bir gaz halinde olan göğe yöneldi. Ona ve yere şöyle buyurdu: "İsteyerek de olsa, istemeyerek de olsa emrime gelin!" Onlar da: "Gönüllü olarak geldik." dediler.

(Fussilet 11)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra duman (gaz) halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve arza: "İsteyerek veya istemeyerek (buyruğuma) gelin" dedi. "İsteyerek (buyruğuna) geldik." dediler.

(Fussilet 11)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Aynı zamanda duman halindeki göğe yönelmiş, ona ve yere: "İsteyerek veya istemeyerek emrime girin!" demişti; ikisi de "İsteyerek emrine girdik" diye cevap vermişlerdi.

(Fussilet 11)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sonra gaz halinde olan göğe yöneldi. Göğe ve yere: "İster gönüllü, ister gönülsüz koyduğum yasalara uyun" dedi. Onlar da: "Gönüllü uyduk" dediler.

(Fussilet 11)

Şaban Piriş Meali:

Sonra gaz halinde bulunan göğe yöneldi ve dünya ile göğe: -İsteyerek ya da istemeyerek gelin! dedi. Onlar da: -İsteyerek geldik, dediler.

(Fussilet 11)

Talat Koçyiğit Meali:

10-11 Arz üzerinde sabit dağlar yaratmış ve onları bereketli kılmıştır. Çeşitli rızıklarını arayıp soranlar için tam dört günde takdir etmiş, sonra yaratmak için, gaz halinde bulunan gökyüzüne yönelmiştir, Gerek ona ve gerekse yeryüzüne şöyle buyurmuştur: "Gönüllü veya gönülsüz, nasıl olursa, gelin". Onlar da, gönüllü olarak geldik" demişlerdir.

(Fussilet 11)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra, kendisi duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: «İsteyerek veya istemeyerek gelin.» İkisi de: «İsteyerek (itaat ederek) geldik» dediler.

(Fussilet 11)

Ümit Şimşek Meali:

Bundan başka, duman halindeki göğe yöneldi ve hem ona, hem de yeryüzüne “İsteseniz de, istemeseniz de gelin” buyurdu. İkisi de “İsteyerek geldik” dedi.

(Fussilet 11)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra buhar/duman halindeki göğe yöneldi de ona ve yerküreye şöyle seslendi: "İsteyerek veya istemeyerek gelin!" Onlar şöyle dediler: "İsteyerek geldik!"

(Fussilet 11)