57. Hadid Suresi / 8.ayet

Hem ne oluyor da elçi sizi Rabbinize inanıp güvenmeniz için çağırıp durduğu halde Allah’a inanıp güvenmiyorsunuz? Oysa Rabbiniz daha önce sizden misak/kesin söz almıştı, artık sözünüzde durun ve mümin olun.

Bknz: (3/132)(7/172)»(7/173)(65/11)

Mustafa Çavdar Meali

Hadid 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve ne oluyor size de Allah'a inanmıyorsunuz? Ve Peygamber, Rabbinize inanın diye sizi çağırmada ve andolsun ki sizden söz de almıştı inanmışsanız.

(Hadid 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Size ne oluyor ki, Elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp-dururken (hâlâ) Allah'a iman (ve itaat) etmiyorsunuz? Oysa O, (Allah, ruhlar âleminde iken) sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).

(Hadid 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve ne oluyor size de, Allah'a inanmıyorsunuz? Ve peygamber, Rabbinize inanın diye sizi çağırmakta. Halbuki Allah iman etmeniz için, sizden kesin söz de almıştı, eğer inanacaksanız hemen inanın.

(Hadid 8)

Adem Uğur Meali:

Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz de almıştı. Eğer inanırsanız.

(Hadid 8)

Ahmet Hulusi Meali:

Esma'sıyla hakikatiniz olan Allah'a niçin iman etmiyorsunuz? Rasul, Esma'sıyla sizi yoktan var kılan Rabbinize iman etmeniz için davet ederken ve üstelik de sizin misakınızı almışken! Eğer iman edenlerseniz!

(Hadid 8)

Ahmet Tekin Meali:

Aklınızı, hafızanızı mı kaybettiniz, nerde kaldı, sözünüz, taahhüdünüz? Rasulullah sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet ettiği halde Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa Allah, kulluk sözleşmesinde, kutsal kitaplarınızda sizden, kesinkes iman edeceğinize, kulluk ve sorumluluklarınızı yerine getireceğinize dair söz almıştı. Kulluk sözleşmesindeki iman taahhüdünüzün bilincinde iseniz eğer niçin Muhammed'in İslâm'a davetine koşmuyorsunuz?*

(Hadid 8)

Ahmet Varol Meali

Size ne oluyor ki, Peygamber sizi Rabbinize iman etmeniz için çağırırken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa (Allah) sizden kesin söz almıştı. Eğer iman edecekseniz.

(Hadid 8)

Ali Bulaç Meali:

Size ne oluyor ki, elçi sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).

(Hadid 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Peygamber, sizi, Rabbinize iman edesiniz diye davet edib dururken, size ne oluyor ki, Allah'a iman etmiyorsunuz? Halbuki (bundan önce iman etmeyi gerektiren deliller ortaya koymak suretiyle) Peygamber, sizden kesin söz de almıştı. (Veya Allah, ezelde hepinizden, Allah'ın varlığını tasdikinize dair söz almıştı). Eğer sözünüzde sadık kimselerseniz, (hemen iman etmeniz gerekir)...

(Hadid 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

Size ne oluyor ki, elçi, Efendinize inanmaya çağırmasına karşın, Allah'a inanmıyorsunuz? Üstelik sizden kesin söz almıştı; eğer inanıyorsanız?

(Hadid 8)

Ali Ünal Meali:

Rasûl sizi Rabbinize iman etmeye çağırır ve mü’minsiniz diye sizden kesin söz almışken, size ne oluyor da Allah’a gerektiği gibi iman etmiyor, (imanın gerektirdiği itaat ve davranışta bulunmuyor)sunuz?

(Hadid 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Allah’ın elçisi sizi, sahibiniz ve yaratanınız olan Allah’a iman etmeye (onu iyice tanımaya) çağırdığı zaman ve eğer imanlı iseniz, Allah sizden (“her gelen peygambere inanacaksınız” diye) söz aldığı halde, neden Allah’a (elçisine) inanmıyorsunuz.

(Hadid 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Size ne oluyor ki Allah'a inanmıyorsunuz? Oysa Peygamber sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Allah da önceden sizden söz almıştı. İnanacaksanız şimdi inanınız!

(Hadid 8)

Bekir Sadak Meali:

Peygamber sizi, Rabbinize inanmaya cagirdigi halde, Allah'a nicin inanmazsiniz? Hem O, sizden soz almisti, inanmislar iseniz; bu cagriya kosun.

(Hadid 8)

Besim Atalay Meali:

Allaha niçin inanmıyorsunuz? Peygamberse, sizi Tanrınıza inanmaya çağırır, eğer inanırsanız, O sizlerden ahd almıştır

(Hadid 8)

Celal Yıldırım Meali:

Size ne oluyor ki, Peygamber, Rabbınıza imân etmeniz için sizi davet ettiği halde Allah'a imân etmiyorsunuz ? Kaldı ki, O, sizden kesin söz almıştı. Eğer cidden mü'min olmak istiyorsanız (bu davete olumlu cevap verin).

(Hadid 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Size ne oluyor ki, Rabbinize iman etmeniz için Peygamber, sizi davet ettiği halde Allah'a iman etmiyorsunuz? Hâlbuki O, sizden kesin söz almıştı. Eğer cidden mü'min olmak istiyorsanız (bu davete olumlu cevap verin). *

(Hadid 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Peygamber sizi, Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, Allah'a niçin inanmazsınız? Hem O, sizden söz almıştı, inanmışlar iseniz; bu çağrıya koşun.

(Hadid 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Peygamber, sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyor da Allah'a iman etmiyorsunuz? Halbuki (Allah ezelde) sizden sağlam bir söz de almıştı. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun).

(Hadid 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Peygamber sizi, Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz de almıştı. Eğer inanırsanız.  *

(Hadid 8)

Edip Yüksel Meali:

Rabbinize inanmanız için elçi sizi çağırdığı halde size ne oluyor ki hala ALLAH'a inanmıyorsunuz? Hem O, sizden söz almıştı, eğer inanıyor iseniz.

(Hadid 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem neye iyman etmiyesiniz Allaha ki Peygamber sizi Rabbınıza iyman edesiniz diye da'vet edip duruyor, hal bu ise misakınızı da aldı? Gerçek mü'min olacaksanız?

(Hadid 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Ne diye Allah'a iman etmiyorsunuz ki, peygamber sizi Rabbinize iman edesiniz diye davet edip duruyor?! Oysa sizden kesin söz de almıştı; eğer gerçek müminler olacaksanız.

(Hadid 8)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer inanıyorsanız, size ne oluyor da Rasul sizi Rabb'inize güvenmeye[1] çağırdığı halde, Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysa sizden kesin söz almıştı.[2]

1)Allah'a güvenmeye, O'na inanıp dayanmaya.
2)Ayette geçen "misak" sözcüğü ile nebimizin Akabe biatında Medineli'lerden, kendisini koruyacaklarına dair aldığı söz veya hicretten sonra Ehl-i Kitap'la yaptığı antlaşma kastedilmiş olmalıdır.

(Hadid 8)

Gültekin Onan Meali:

Size ne oluyor ki, elçi sizi rabbinize inanmaya çağırıp dururken Tanrı'ya inanmıyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer inançlı iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).

(Hadid 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

Size ne oldu da, Elçi sizi Rabbinize inanmanız için davet ettiği hâlde Allah'a inanmıyorsunuz? Oysa O, –eğer siz inananlar iseniz– sizden inanacağınıza ‘kesin söz’ almıştı.

(Hadid 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Size ne oluyor ki; Resûl sizi Rabbinize iman etmeye davet ettiği hâlde, Allah’a iman etmiyorsunuz? Hem muhakkak ki sizden, (iman edeceğinize dair) kesin bir söz almıştı. Şayet iman etmiş kimselerseniz (bu çağrının ve sözünüzün gereğini yerine getirin).

(Hadid 8)

Harun Yıldırım Meali:

Size ne oluyor ki, Rasul sizi Rabbinize iman etmeye çağırırken Allah’a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü’min iseniz.

(Hadid 8)

Hasan Basri Çantay:

Peygamber, Rabbinize iman etmeniz için sizi da'vet edib dururken, size ne oluyor ki Allaha iman etmiyorsunuz? Halbuki O, sizden kat'i te'minat da almışdı. Eğer Ona iman edeceklerseniz (hemen buna koşun).

(Hadid 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

Peygamber sizi Rabbinize îmân etmeniz için da'vet ettiği hâlde, size ne oluyor ki Allah'a îmân etmiyorsunuz? Hâlbuki (Allah, ruhlar âleminde sizden) sağlam sözünüzü almıştı; eğer (gerçek) mü'minler oldu iseniz (ahdinize uyun ve samîmâne îmân edin)!

(Hadid 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elçi, RAB'binize inanmanız için size dua ediyorken, size ne var ki Allah'a inanmıyorsunuz? Oysaki, eğer inançlı idiyseniz, pekiştirilmiş anlaşmanızı almıştı.

(Hadid 8)

Hüseyin Atay Meali:

Elçi sizi Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, size ne oluyor da Allah'a inanmıyorsunuz? Eğer inanacaksanız, sizden sağlam söz de almıştı.

(Hadid 8)

İbni Kesir Meali:

Peygamber; sizi Rabbınıza iman etmeye çağırdığı halde, niçin Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki O, sizden kesin söz almıştı. Eğer inanacaklardan iseniz.

(Hadid 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

Elçi sizi Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, size ne oluyor ki Allah'a inanmıyorsunuz? Halbuki, eğer inananlardan iseniz, daha önceden de sizden sağlam bir söz almıştı.

(Hadid 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve size ne oluyor ki, Allah’a inanmıyorsunuz. Ve resûl, sizi Rabbinize îmân etmeniz için çağırıyor. Eğer siz inananlarsanız Allah, sizin (daha önce Rabbinizi tasdik etmiş olduğunuz) misakinizi almıştı.

(Hadid 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah'a, Onun elçisine ne diye inanmıyorsunuz? Oysaki o elçi sizi Allah'a inanmıya çağırmıştı. Allah da sizden bunun için söz almıştı. Sizler inanan kimseler idiniz de!

(Hadid 8)

Kadri Çelik Meali:

Size ne oluyor da resul sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Eğer mümin iseniz O sizden kesin bir söz almıştı!

(Hadid 8)

Mahmut Kısa Meali:

Peygamber sizi Rabb’inize iman etmeye çağırıp dururken, niçin Allah’a inanmayasınız ki? Üstelik o, Allah’a ve Peygambere sonuna kadar itaat edeceğinize dâir sizden kesin bir söz de almıştı. Söyleyin, eğer O’na gerçekten inanıyorsanız, O’nun hükmüne boyun eğmeniz gerekmez mi?

(Hadid 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Davet edip dururken Peygamber sizi, neden Allah'a iman etmezsiniz sizler? İman etmeniz için O'na, kesin bir söz almıştı halbuki. Mümin iseniz, hak edin sizler.

(Hadid 8)

Mehmet Türk Meali:

(Ey İnsanlar!) Size ne oluyor ki, Peygamber sizi Rabbinize inanmağa çağırdığı ve (bu konuda) sizden sağlam söz almış olduğu halde,1 eğer inananlardan iseniz niçin Allah’a îman etmiyorsunuz?*

(Hadid 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

Size ne oldu ki, Allah (ile Peygamberi’ne) inanmıyorsunuz? Oysa (Allah’ın) Peygamberi, Rabbinize inanasınız diye sizi çağırmaktadır. Eğer müminseniz, O sizden bir söz almıştır.

(Hadid 8)

Muhammed Esed Meali:

Elçi, sizi Rabbiniz (olan Allah)a inanmaya çağırdığı ve O sizden bir taahhüt almış bulunduğu halde neden Allah'a inanmazsınız? (Herhangi bir şeye) inanabildiğiniz halde (O'na neden inanmıyorsunuz)?

(Hadid 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Rabbinize inanmanız için elçi, sizi çağırdığı halde size ne oluyor ki yine de Allah'a inanmıyorsunuz? Oysa o, sizden kesin söz almıştı. Eğer ki, inanacaksanız...

(Hadid 8)

Mustafa Çavdar Meali:

Hem ne oluyor da elçi sizi Rabbinize inanıp güvenmeniz için çağırıp durduğu halde Allah’a inanıp güvenmiyorsunuz? Oysa Rabbiniz daha önce sizden misak/kesin söz almıştı, artık sözünüzde durun ve mümin olun.

Bknz: (3/132) - (7/172)»(7/173) - (65/11)

(Hadid 8)

Mustafa Çevik Meali:

Size ne oluyor ki? Peygamber sizi Allah’a iman edip, O’na güvenmeye çağırırken ve siz de Allah’ın Rabbiniz olduğunu tasdik etmiş kimseler olarak yaratılmışken neden sorumluluklarınızdan uzak duruyorsunuz?

(Hadid 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Neden siz Allah'a inanınp güvenmeyesiniz; üstelik Rasul sizi Rabbinize inanıp güvenmeye çağırdığı, O da sizden söz almış olduğu halde? Tabi ki eğer inanmaya (gönüllü) iseniz?

(Hadid 8)

Osman Okur Meali:

Elçi sizi Rabbinize inanmaya (güvenmeye) çağırdığı ve (bu konuda) sizden sağlam söz almış olduğu halde inananlar iseniz neden Allah'a güvenmiyorsunuz?

(Hadid 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve sizin için ne var ki, Allah'a imân etmeyesiniz? Halbuki, Peygamber Rabbinize imân etmeniz için dâvet ediyor ve muhakkak ki, (Allah Teâlâ) sizden misak da almıştır, eğer mü'minler oldunuz iseniz?

(Hadid 8)

Ömer Öngüt Meali:

Peygamber sizi Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde ne diye Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin söz almıştı. Eğer mümin iseniz!

(Hadid 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah’a niye inanmayasınız! Peygamber sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Üstelik, sizden kesin söz de almıştı. Eğer inanırsanız!

(Hadid 8)

Sadık Türkmen Meali:

Rasûl sizi, Rabbinize iman etmeniz için davet edip dururken size ne oluyar da Allah’a iman etmiyorsunuz? Ki vicdanınız, varlığını haykırdığı halde!.. Eğer inanacak kimselerseniz (bu çağrıya uyun).

(Hadid 8)

Seyyid Kutub Meali:

Peygamber sizi Allah'a inanmaya çağırdığı halde niçin O'na inanmıyorsunuz? Oysa o bu konuda sizden söz almıştı. Eğer inanacaksanız ne duruyorsunuz?

(Hadid 8)

Suat Yıldırım Meali:

Size ne oluyor ki, Resulullah da sizi Rabbinize iman etmeye çağırdığı halde, Allah'a inanmıyorsunuz. Oysa Allah sizden bu hususta kesin söz almıştı, eğer imana gelecekseniz bu yeter.

(Hadid 8)

Süleyman Ateş Meali:

Elçi sizi Rabbinize inanmağa (güvenmeğe) çağırdığı ve (bu konuda) sizden sağlam söz almış olduğu halde inananlar iseniz neden Allah'a güvenmiyorsunuz?

(Hadid 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sizin neyiniz var ki Allah'a ve elçisine güvenmiyorsunuz? Oysa o, sizden kesin söz[1] almış olan Rabbinize[2] güvenmeye çağırıyor. Söz verirken güvendiyseniz şimdi de güvenin.

1)Bkz: Araf 7/172
2)Sahibinize  

(Hadid 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah'a söz verdiğiniz, elçi de Rabbinize güvenmenizi istediği halde, neden Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysa O'na inandığınızı söylüyorsunuz.

(Hadid 8)

Şaban Piriş Meali:

Ne diye Allah'a ve peygamberine inanmıyorsunuz? O, sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor. Eğer, iman ettiyseniz, o sizden kesin söz almıştı.

(Hadid 8)

Talat Koçyiğit Meali:

Peygamber, sizi Rabbınıza îman etmeniz için davet ettiği halde, neden Allah'a îman etmiyorsunuz? Eğer îman edecekseniz, O, sizden söz de almıştı.

(Hadid 8)

Tefhimul Kuran Meali:

Size ne oluyor ki, Rasul sizi Rabbinize iman etmeye çağırıp dururken Allah'a iman etmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin bir söz almıştı. Eğer mü'min iseniz (inanıp sözünüzü gerçekleştirin).

(Hadid 8)

Ümit Şimşek Meali:

Peygamber sizi Rabbinize iman etmek için çağırıp dururken size ne oluyor ki Allah'a inanmayacakmışsınız? Üstelik O sizden ahit de almıştı.(6) İman edecekseniz ne duruyorsunuz?*

(Hadid 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah'a güvenmiyorsunuz? Oysaki Resul sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor, sizden kuvvetli bir söz de almıştır.

(Hadid 8)