69. Hakka Suresi / 25.ayet

Kitabı sol tarafından verilen kişi ise:
– Eyvah! Diyecek, keşke amel defterim bana hiç verilmeseydi.

Bknz: (84/10)»(84/24)(90/19)»(90/20)

Mustafa Çavdar Meali

Hakka 25 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve ama kimin kitabı, sol yanından verilirse artık der ki: Keşke verilmeseydi kitabım.

(Hakka 25)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kitabı sol eline verilen ise; o da: “Keşke kitabım bana hiç verilmeseydi” diye (hayıflanacaktır).

(Hakka 25)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kitabı sol tarafından verilenlere gelince; “Keşke kitabım elime verilmeseydi.

(Hakka 25)

Adem Uğur Meali:

Kitabı sol tarafından verilene gelince, der ki:" Keşke, bana kitabım verilmeseydi!"

(Hakka 25)

Ahmet Hulusi Meali:

Yaşam bilgisi kayıtları (kitabı) solundan oluşmuş olana gelince; o da şöyle der: "Keşke bana kayıtlarım hiç verilmeseydi!"

(Hakka 25)

Ahmet Tekin Meali:

Amel defteri solundan verilen ise: “Keşke bana kitabım, sicilim verilmeseydi.” der.

(Hakka 25)

Ahmet Varol Meali

Kimin de kitabı solundan verilirse o da der ki: "Keşke bana kitabım verilmeseydi.

(Hakka 25)

Ali Bulaç Meali:

Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi."

(Hakka 25)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Kitabı sol eline verilmiş olan ise, der ki: “- Eyvah! Keşke kitabım bana verilmeseydi...

(Hakka 25)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ve kitabı solundan verilen kimse, şöyle der: "Keşke kitabım bana verilmeseydi!"

(Hakka 25)

Ali Ünal Meali:

Ama, amel defteri kendisine solundan verilecek kimseye gelince: “Eyvah!” der o, “Keşke bu defter bana hiç verilmeseydi!

(Hakka 25)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Amma kitabı sol eline verilen ise; “keşke kitabım bana verilmeseydi.

(Hakka 25)

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Kitabı sol tarafından verilene gelince, o da şöyle diyecek: "Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı; malım bana hiçbir fayda vermedi, bütün gücüm yok oldu."

(Hakka 25)

Bekir Sadak Meali:

(25-29) Fakat kitabi kendisine solundan verilen kimse: «Kitabim keske bana verilmeseydi; keske hesabimin ne oldugunu bilmeseydim; bu is keske son bulmus olsaydi; malim bana fayda vermedi; gucum de kalmadi» der.

(Hakka 25)

Besim Atalay Meali:

Defteri solundan verilen kimse diyecek ki: «Ne olaydı defterim verilmiyeydi

(Hakka 25)

Celal Yıldırım Meali:

Kitabı sol tarafından verilene gelince: Ah keşke kitabım solumdan verilmeseydi!

(Hakka 25)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Amel defteri kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: “Keşke defterim bana verilmeseydi.”

(Hakka 25)

Diyanet İşleri Eski Meali:

25,26,27,28,29. Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke son bulmuş olsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.

(Hakka 25)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: "Keşke kitabım bana verilmeseydi."

(Hakka 25)

Diyanet Vakfı Meali:

25, 26. Kitabı sol tarafından verilene gelince, o: Keşke, der, bana kitabım verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim!

(Hakka 25)

Edip Yüksel Meali:

Kitabı solundan verilenlere gelince, onlar, 'Keşke kitabım bana verilmeseydi,' der,

(Hakka 25)

Elmalılı Orjinal Meali:

Amma kitabına soliyle irdirilmiş olan da der ki: eyvah keşke erdirilmese idim kitabıma

(Hakka 25)

Elmalılı Yeni Meali:

Ancak kitabı sol tarafından verilen der ki: "Eyvah! Keşke kitabım verilmeseydi bana!

(Hakka 25)

Erhan Aktaş Meali:

Kitabı solundan verilen[1] kimse ise: "Keşke bana kitabım verilmeseydi." de;

1)"Kitabın solundan verilmesi" Arapça'da bir deyimdir ve deyim olarak; "üzüntü, bozukluk ve sıkıntıyı" ifade etmektedir.

(Hakka 25)

Gültekin Onan Meali:

Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: "Bana keşke kitabım verilmeseydi."

(Hakka 25)

Hakkı Yılmaz Meali:

(25-29) Ve kitabı solundan verilen kimseye gelince; işte o: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Ne olurdu o iş bitmiş olsaydı. Malım bana hiç yarar sağlamadı. Gücüm/otoritem de benden yok olup gitti” der.

(Hakka 25)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kitabı soldan verilene gelince: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.” der.

(Hakka 25)

Harun Yıldırım Meali:

Kitabı sol eline verilen ise der ki: “Keşke kitabım bana verilmeseydi.”

(Hakka 25)

Hasan Basri Çantay:

Kitabı sol eline verilmiş olan kişiye gelince, o da der ki, "Ah keşki benim kitabım verilmeseydi".

(Hakka 25)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hâlbuki kitâbı sol eline verilene gelince, artık (o) şöyle der: “Keşke bana kitâbım verilmeseydi!”

(Hakka 25)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(25-27) Artık, kitabı solundan verilmiş kimseye gelince: o "Keşke kitabım verilmemiş olsaydı. Hesabımın ne olduğunu hiç bilmemiştim. Keşke o (ölüm)¹ tamamlayıcı olsaydı." der

(Hakka 25)

Hüseyin Atay Meali:

25-29 Ancak kitabı kendine solundan verilen kimse, "Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; artık bu son bulsaydı; malım bana fayda vermedi; gücüm de kalmadı" der.

(Hakka 25)

İbni Kesir Meali:

Kitabı solundan verilmiş olana gelince; der ki: Keşki kitabım bana verilmeseydi.

(Hakka 25)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kitabı sol tarafından verilenlere gelince, onlarda “Keşke kitabım bana verilmeseydi.”

(Hakka 25)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve kitabı (hayat filmi) solundan verilen kimse ise o zaman: “Keşke bana kitabım verilmeseydi.” der.

(Hakka 25)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Defteri sol eline verilecek kimseye gelince, o da diyecek: «Ne olurdu, benim defterim verilmeseydi de,

(Hakka 25)

Kadri Çelik Meali:

Kitabı sol eline verilen (var ya), o da der ki: “Bana keşke kitabım verilmeseydi!”

(Hakka 25)

Mahmut Kısa Meali:

Kitabı solundan verilen zâlim kişiye gelince, “Eyvah!” diye feryat edecek, “Keşke bu kitabım bana hiç verilmeseydi!”

(Hakka 25)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Amel defteri soldan verilenler ise "Keşke kitabım verilmeseydi " der.

(Hakka 25)

Mehmet Türk Meali:

(O gün) kitabı sol eline verilen kişi ise: “Keşke kitabım bana hiç verilmeseydi.” der.

(Hakka 25)

Muhammed Celal Şems Meali:

Amel defteri sol eline verilen kimse (ise diyecek ki:) “Keşke amel defterim bana verilmemiş olaydı!”

(Hakka 25)

Muhammed Esed Meali:

Sicili sol eline tutuşturulana gelince, "Eyvah!" diye feryad edecek, "Keşke sicilim bana gösterilmeseydi,

(Hakka 25)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kitabı solundan verilene gelince, o; "Keşke kitabım bana verilmeseydi," der.

(Hakka 25)

Mustafa Çavdar Meali:

Kitabı sol tarafından verilen kişi ise: – Eyvah! Diyecek, keşke amel defterim bana hiç verilmeseydi.

Bknz: (84/10)»(84/24) - (90/19)»(90/20)

(Hakka 25)

Mustafa Çevik Meali:

25-37 Dünya hayatlarında Allah’ın davetinden yüz çeviren, karşı çıkıp tepki veren, Âhirete ve Hesap Gününe inanmayanlara ise Hesap defterleri sol taraflarından verilecek. Bu kimse de, “Eyvah! Keşke bu amel defterim bana hiç verilmeseydi, içindekileri hiç görmeseydim, ölümle her şey bitmiş olsaydı. Dünyadaki malım, mülkümün burada bana hiçbir faydası olmadı, bütün gücüm, saltanatım, kudretim yok olup gitti.” diye feryat edecek. Bunun üzerine Yüce Allah cehennemin görevli meleklerine şöyle buyuracak, “Onu uzunca bir zincirle bağlayıp atın cehenneme, çünkü o uyarılıp davet edilmesine rağmen, Allah’la birlikte başka Rabler ve ilahlar edinip davet olunduğu ilâhî nizamdan yüz çevirmiş, ölümden sonra diriltilip hesap vereceğine de inanmamıştı. Ayrıca yoksulu doyurmaz, doyurmaya başkalarını da teşvik etmezdi. Bu yüzden bugün onu azaptan koruyacak bir ameli de yoktur.” Böylelerinin cehennemde layık oldukları yiyecek ve içecekleri de irin olacaktır.

(Hakka 25)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Karnesi sol tarafından verilen kimseye gelince... Sonunda o da şöyle sızlanacak: "Eyvah! Keşke hiç karne almasaydım!

(Hakka 25)

Osman Okur Meali:

(25-29) Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse: "Kitabım keşke bana verilmeseydi; (keşke) hesabımın ne olduğunu bilmeseydim; bu iş keşke bu (ölümüm) benim sonum olsaydı; malım bana fayda vermedi; saltanat gücüm de kalmadı" der.

(Hakka 25)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş olur, (o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.»

(Hakka 25)

Ömer Öngüt Meali:

Kitabı sol eline verilmiş olana gelince, o da der ki: "Kitabım keşke bana verilmeseydi!"

(Hakka 25)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kitabı solundan verilen cehennemlik kişi der: “Ah keşke vermeseydiler kitabımı!”

(Hakka 25)

Sadık Türkmen Meali:

KİTABI solundan verilen kimseye gelince, der ki: “Ne olurdu kitabım (suç dosyam) bana verilmeseydi

(Hakka 25)

Seyyid Kutub Meali:

Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: «Keşke bana kitabım verilmeseydi,

(Hakka 25)

Suat Yıldırım Meali:

Ama hesap defteri sol tarafından verilen kimse: "Eyvah der, keşke verilmez olaydı bu defterim!

(Hakka 25)

Süleyman Ateş Meali:

Kitabı sol tarafından verilen ise der ki: "Keşke bana Kitabım verilmeseydi!"

(Hakka 25)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Defteri sol eline verilecek kimse şöyle der: "Keşke bana defterim verilmeseydi!

(Hakka 25)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(25-29) Yaptıklarının yazılı olduğu belge sol eline verilen kimse ise: "Keşke bu belge bana gösterilmeseydi! Keşke hesaba çekilmeseydim! Keşke ölüm sonum olsaydı! Sahip olduğum şeylerin hiçbir faydası olmadı. Bütün gücüm de yok oldu" der.

(Hakka 25)

Şaban Piriş Meali:

Kitabı solundan verilen ise şöyle der: -Eyvah, keşke kitabım verilmeseydi.

(Hakka 25)

Talat Koçyiğit Meali:

25-29 Kitabı solundan verilen ise, şöyle der: "Kitabım keski bana verilmeseydi de, hesabımın ne olduğunu bilmeseydim. Keşki ölüm her şeye son verici olsaydı. Malım bana hiçbir fayda sağlamadı. Bütün saltanatım da yok olup gitti."

(Hakka 25)

Tefhimul Kuran Meali:

Kitabı sol eline verilen ise; o da, der ki: «Bana keşke kitabım verilmeseydi.»

(Hakka 25)

Ümit Şimşek Meali:

Defteri solundan verilen ise, “Keşke defterim verilmeseydi,” der.

(Hakka 25)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Öz kitabı sol taraftan verilene gelince o şöyle der: "Ah, ne olurdu, bana kitabım verilmeseydi!"

(Hakka 25)