Fakat sabahın ilk ışıklarıyla birlikte korkunç bir çığlık onları yakalayıverdi.
Bknz: (11/67)
Fakat sabahın ilk ışıklarıyla birlikte korkunç bir çığlık onları yakalayıverdi.
Bknz: (11/67)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helak olup gittiler.
(Hicr 83)Derken sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık (korkunç gök gürültüsü ve şimşek çakması) yakalayıvermişti.
(Hicr 83)Ama sonunda, bir sabah erkenden onları da, hakettikleri azabın gürültüsü apansız yakalayıverdi.
(Hicr 83)O korkunç titreşimli ses (volkanik patlama) onları da sabah vaktine girerlerken yakaladı.
(Hicr 83)Sabah olmak üzereyken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.
(Hicr 83)Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
(Hicr 83)Bunları da o (korkunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.)
(Hicr 83)(82-83) Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı; derken sabahladıklarında onları müthiş bir ses ve uğultu yakalayıverdi.
(Hicr 83)Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi.
(Hicr 83)Derken, sabah vaktine girdiklerinde onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
(Hicr 83)(83,84) Derken onları da sabahleyin korkunç bir çığlık yakalayıverdi. Böylece kazanmakta oldukları şeyler, kendilerinden hiçbir şeyi savmadı.
(Hicr 83)Sabah vakti onları (kulakları sağır edip, beyinleri patlatan) bir çığlık yakalayıverdi.
(Hicr 83)Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.
(Hicr 83)Onları da sabaha çıkmakta olan kimseler iken, o (korkunç) ses yakaladı.
(Hicr 83)Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha (korkunç bir ses) yakaladı.
(Hicr 83)Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
(Hicr 83)Ama bir sabah vakti, kulakları sağır eden korkunçbir gürültü yakalayıverdi onları.
(Hicr 83)İşte onları da sabah erken vakitte dayanılmaz bir çığlık yakalamıştır.
(Hicr 83)Sabah olur olmaz, (önceden vadedilen) sesli bir azap, onları yakalayıverdi.
(Hicr 83)ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi;
(Hicr 83)Derken, sabaha yakın bir vakitte onları da o korkunç çığlık yakalayıverdi.
(Hicr 83)Bknz: (11/67)
(Hicr 83)80-84 Hicir halkı da kendilerini yaratılış sebepleri olan hakikate davet eden peygamberlerini yalancılıkla suçlamış, karşı çıkmış, âyetlerimizden yüz çevirmişlerdi, onlar güya dağları oyup, kayaları yontarak kendilerine güvenli evler inşa ediyor, buralarda kendilerinin her türlü tehlikelerden korunacaklarını sanıyorlardı. Fakat bir gece sabaha karşı korkunç bir gürültü ve sarsıntı ile yakalayıp hak ettikleri azapla cezalandırıp, köklerini kazıdık. Dağları oyup, kayaları yontarak yaptıkları o evleri Allah’ın azabından onları koruyamadı.
(Hicr 83)fakat sabahın ilk ışıklarıyla (dehşetli) sayha onları kıskıvrak yakalayıverdi;
(Hicr 83)Derken, sabaha karşı, silip yok edecek azabın yüksek sesi onları yakalayıverdi.
(Hicr 83)Onlar da, sabaha karşı o korkunç gürültüye yakalandılar.
(Hicr 83)Onları da sabaha karşı helak edici korkunç bir ses yakalayıvermişti.
(Hicr 83)Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.
(Hicr 83)Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.
(Hicr 83)