15. Hicr Suresi / 83.ayet

Fakat sabahın ilk ışıklarıyla birlikte korkunç bir çığlık onları yakalayıverdi.

Bknz: (11/67)

Mustafa Çavdar Meali

Hicr 83 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sabah çağına erdikleri gibi bir bağırış yüzünden helak olup gittiler.

(Hicr 83)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Derken sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık (korkunç gök gürültüsü ve şimşek çakması) yakalayıvermişti.

(Hicr 83)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ama sonunda, bir sabah erkenden onları da, hakettikleri azabın gürültüsü apansız yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Adem Uğur Meali:

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Ahmet Hulusi Meali:

O korkunç titreşimli ses (volkanik patlama) onları da sabah vaktine girerlerken yakaladı.

(Hicr 83)

Ahmet Tekin Meali:

Sabah olmak üzereyken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe onların işini bitirdi.

(Hicr 83)

Ahmet Varol Meali

Derken onları da sabaha vardıkları sırada o çığlık alıverdi.

(Hicr 83)

Ali Bulaç Meali:

Derken, sabah vaktine girdiklerinde, onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bunları da o (korkunç) sayha (ses ve gürültü) sabahleyin yakalayıverdi. (gürültü ve zelzele neticesi helâk oldular.)

(Hicr 83)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonunda, sabah erkenden, bir gürleme onları yakaladı.

(Hicr 83)

Ali Ünal Meali:

Bir sabah, o korkunç çığlık onları da kıskıvrak yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Birden sabahleyin bir ses ve patlama, onları yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Bekir Sadak Meali:

Sabaha karsi ciglik onlari yakalayiverdi.

(Hicr 83)

Besim Atalay Meali:

Onlara tan vakti, bir gürültü gelip çattı

(Hicr 83)

Celal Yıldırım Meali:

(82-83) Dağlarda evler yontarak güven içinde bulunuyorlardı; derken sabahladıklarında onları müthiş bir ses ve uğultu yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onları da sabaha girerlerken, korkunç bir gürültü yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sabaha karşı çığlık onları yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç uğultulu ses yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Diyanet Vakfı Meali:

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Edip Yüksel Meali:

Sabahleyin onları da o korkunç gürültü yakaladı.

(Hicr 83)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bunları da sabahleyin sayha tutuverdi

(Hicr 83)

Elmalılı Yeni Meali:

Bunları da sabahleyin korkunç ses tutuverdi.

(Hicr 83)

Erhan Aktaş Meali:

Derken, sabaha karşı korkunç bir ses onları yakaladı.

(Hicr 83)

Gültekin Onan Meali:

Derken, sabah vaktine girdiklerinde onları o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Hakkı Yılmaz Meali:

(83,84) Derken onları da sabahleyin korkunç bir çığlık yakalayıverdi. Böylece kazanmakta oldukları şeyler, kendilerinden hiçbir şeyi savmadı.

(Hicr 83)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sabah vakti onları (kulakları sağır edip, beyinleri patlatan) bir çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Harun Yıldırım Meali:

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Hasan Basri Çantay:

Derken onları dahi sabaha girdikleri sırada o (korkunç) ses yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Hayrat Neşriyat Meali:

Onları da sabaha çıkmakta olan kimseler iken, o (korkunç) ses yakaladı.

(Hicr 83)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Derken, onlar sabaha girerken kendilerini (o) çığlık yakaladı.

(Hicr 83)

Hüseyin Atay Meali:

Ancak sabahlarken çığlık onları da yakalayıverdi.

(Hicr 83)

İbni Kesir Meali:

Sabaha karşı çığlık onları da yakalayıverdi.

(Hicr 83)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sabah olunca onları şiddetli bir ses yakaladı.

(Hicr 83)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece sabah vaktine erenleri (sabaha çıkanları), bir sayha (korkunç bir ses) yakaladı.

(Hicr 83)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Derken, onları gün doğarken bir haykırmadır çarptı.

(Hicr 83)

Kadri Çelik Meali:

Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Mahmut Kısa Meali:

Ama bir sabah vakti, kulakları sağır eden korkunçbir gürültü yakalayıverdi onları.

(Hicr 83)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte onları da sabah erken vakitte dayanılmaz bir çığlık yakalamıştır.

(Hicr 83)

Mehmet Türk Meali:

Derken, onları sabahleyin dayanılmaz bir çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sabah olur olmaz, (önceden vadedilen) sesli bir azap, onları yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Muhammed Esed Meali:

ama sonunda, (bir) sabah erkenden onları da (hak ettikleri azabın) gürültüsü apansız yakalayıverdi;

(Hicr 83)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Derken, sabaha yakın bir vakitte onları da o korkunç çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Mustafa Çavdar Meali:

Fakat sabahın ilk ışıklarıyla birlikte korkunç bir çığlık onları yakalayıverdi.

Bknz: (11/67)

(Hicr 83)

Mustafa Çevik Meali:

80-84 Hicir halkı da kendilerini yaratılış sebepleri olan hakikate davet eden peygamberlerini yalancılıkla suçlamış, karşı çıkmış, âyetlerimizden yüz çevirmişlerdi, onlar güya dağları oyup, kayaları yontarak kendilerine güvenli evler inşa ediyor, buralarda kendilerinin her türlü tehlikelerden korunacaklarını sanıyorlardı. Fakat bir gece sabaha karşı korkunç bir gürültü ve sarsıntı ile yakalayıp hak ettikleri azapla cezalandırıp, köklerini kazıdık. Dağları oyup, kayaları yontarak yaptıkları o evleri Allah’ın azabından onları koruyamadı.

(Hicr 83)

Mustafa İslamoğlu Meali:

fakat sabahın ilk ışıklarıyla (dehşetli) sayha onları kıskıvrak yakalayıverdi;

(Hicr 83)

Osman Okur Meali:

Onları da sabaha çıkarlarken o korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra onları, sabahladıkları an o sayha yakalamış oldu.

(Hicr 83)

Ömer Öngüt Meali:

Sabaha karşı o korkunç ses onları yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Ömer Sevinçgül Meali:

Derken, sabaha karşı, silip yok edecek azabın yüksek sesi onları yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Sadık Türkmen Meali:

Sonra sabaha girerlerken korkunç bir ses onları yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Seyyid Kutub Meali:

Gün doğarken korkunç bir gürültüye tutuldular.

(Hicr 83)

Suat Yıldırım Meali:

Bir sabah o korkunç ses bastırıverdi onları!

(Hicr 83)

Süleyman Ateş Meali:

Sabaha girerlerken onları da (o) korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar da sabaha girerken dehşet bir sesle sarsılmışlardı.

(Hicr 83)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Onlar da, sabaha karşı o korkunç gürültüye yakalandılar.

(Hicr 83)

Şaban Piriş Meali:

Sabahladıklarında onları da bir çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Talat Koçyiğit Meali:

Onları da sabaha karşı helak edici korkunç bir ses yakalayıvermişti.

(Hicr 83)

Tefhimul Kuran Meali:

Derken, onları sabah vaktine girdiklerinde, o dayanılmaz çığlık yakalayıverdi.

(Hicr 83)

Ümit Şimşek Meali:

Onları da bir sabah vakti o korkunç ses yakaladı.

(Hicr 83)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Korkunç titreşimli ses onları da sabaha girecekleri sırada yakaladı.

(Hicr 83)