11. Hud Suresi / 79.ayet

Onlar: – Sen de iyi biliyorsun ki senin kızlarında bizim gözümüz yok. Aslında sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun, dediler.

Bknz: (26/166)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 79 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Andolsun ki dediler, sen de bilirsin, kızlarında hiç gözümüz yok, sen bizim ne istediğimizi bilirsin.

(Hud 79)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim bir hak talebimiz (ilgimiz ve isteğimiz) olmadığını sen de bilip duruyorsun. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen de biliyorken (ne diye işimizi engelleme gayretindesin?) "

(Hud 79)

Abdullah Parlıyan Meali:

Lût'a karşı, “Sen de biliyorsun ki, senin kızlarında gözümüz yok, aslında bizim neyin peşinde olduğumuzu çok iyi biliyorsun” dediler.

(Hud 79)

Adem Uğur Meali:

Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.

(Hud 79)

Ahmet Hulusi Meali:

Dediler ki: "Andolsun ki kızlarında bir hakkımız olmadığını bilirsin! Bizim (aslında) neyin peşinde olduğumuzu da elbette bilirsin. "

(Hud 79)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar: “Senin ümmetinin kızlarında bizim gözümüzün olmadığını biliyorsun. Şüphesiz sen bizim ne istediğimizi de biliyorsun.” dediler.

(Hud 79)

Ahmet Varol Meali

Onlar: "Bizim senin kızlarında bir hakkımız (onlarla bir ilgimiz) olmadığını bilirsin. Sen bizim ne istediğimizi de gayet iyi bilirsin" dediler.

(Hud 79)

Ali Bulaç Meali:

Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun."

(Hud 79)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Onlar dediler ki: “- Senin kızlarında hiç bir hakkımız olmadığını elbette bilmişsindir. Sen bizim ne istediğimizi (erkeklere varmak niyyetimizi) doğrusu bilirsin.”

(Hud 79)

Ali Rıza Sefa Meali:

Dediler ki: "Gerçek şu ki, senin kızlarında gözümüz yok. Aslında, bizim ne istediğimizi kesinlikle biliyorsun!"

(Hud 79)

Ali Ünal Meali:

“Sen de bilirsin ki,” diye bağırdılar, “bizim o kızlarla bir alâkamız ve üzerlerinde bir hak iddiamız olamaz. Sen bizim ne istediğimizi pekalâ biliyorsun!”

(Hud 79)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Onlar: “Sen bilirsin, bizim senin kızlarında bir hakkımız yoktur. Ve sen bizim ne istediğimizi de biliyorsun” dediler.

(Hud 79)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Dediler ki: "Senin kızlarında bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin."

(Hud 79)

Bekir Sadak Meali:

«And olsun ki, senin kizlarinla bir isimiz olmadigini biliyorsun; dogrusu, ne istedigimizin farkindasin» dediler.

(Hud 79)

Besim Atalay Meali:

Dediler ki: «Bilirsin kızların hakkında, senden bir dileğimiz yok, bilirsin ki, bizler neyi isteriz?»

(Hud 79)

Celal Yıldırım Meali:

Lût'a dediler ki: «Elbette sen de bilirsin, bizim senin kızlarında hiçbir hakkımız yoktur ve sen bizim ne istediğimizi de çok iyi bilirsin.»

(Hud 79)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Onlar da dediler ki: “İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun.”

(Hud 79)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"And olsun ki, senin kızlarınla bir işimiz olmadığını biliyorsun; doğrusu, ne istediğimizin farkındasın" dediler.

(Hud 79)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar, "İyi biliyorsun ki kızlarında bizim gözümüz yok. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun" dediler.

(Hud 79)

Diyanet Vakfı Meali:

Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.

(Hud 79)

Edip Yüksel Meali:

'Bilirsin ki senin kızlarına bizim bir ihtiyacımız yok. Sen bizim ne istediğimizi iyi bilirsin,' dediler.

(Hud 79)

Elmalılı Orjinal Meali:

Her halde dediler: ma'lumdur ki senin kızlarında bizim hiç bir alakamız yoktur ve bizim ne istediğimizi pek ala bilirsin

(Hud 79)

Elmalılı Yeni Meali:

Kavmi: "Herhalde bilirsiniz ki, bizim senin kızlarında hiçbir hakkımız yoktur ve sen bizim ne istediğimizi pekala bilirsin!" dediler.

(Hud 79)

Erhan Aktaş Meali:

"Senin kızlarında bizim gözümüzün olmadığını biliyorsun. Ant olsun ki ne istediğimizi çok iyi biliyorsun." dediler.

(Hud 79)

Gültekin Onan Meali:

Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun."

(Hud 79)

Hakkı Yılmaz Meali:

Onlar: “Hiç şüphesiz sen, senin kızlarında bizim için herhangi bir hak olmadığını bildin. Ve şüphesiz ki sen bizim ne istediğimizi kesinlikle biliyorsun” dediler.

(Hud 79)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Demişlerdi ki: “Andolsun ki, sende biliyorsun kızlarında hakkımız/gözümüz yok. (Asılnda) sen, bizim ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun.”

(Hud 79)

Harun Yıldırım Meali:

Dediler ki: “Sen de biliyorsun ki senin kızlarında hiçbir hakkımız yoktur. Sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.”

(Hud 79)

Hasan Basri Çantay:

Dediler: "Andolsun, senin de bildiğin vech ile bizim senin kızlarınla hiç bir hak (ve alaka) mız yokdur. Sen bizim ne dilediğimizi elbette bilirsin".

(Hud 79)

Hayrat Neşriyat Meali:

Dediler ki: “Yemîn olsun (sen de) bilirsin ki, senin kızlarında bizim için hiçbir hak yoktur. (Kadınlara karşı bir meyil duymuyoruz.) Doğrusu sen bizim ne istediğimizi hâlbuki çok iyi bilirsin!”

(Hud 79)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Milleti] "Elbetteki [şunu] bilmiştin ki senin kızlarında bize herhangi bir hak yoktur ve gerçekten sen, ne istediğimizi çok iyi biliyorsun." dediler.

(Hud 79)

Hüseyin Atay Meali:

Andolsun, senin kızlarınla bir işimiz olmadığını bilirsin. Ve doğrusu, ne istediğimizi şüphesiz biliyorsun" dediler.

(Hud 79)

İbni Kesir Meali:

Dediler ki: Senin kızlarınla bizim bir ilgimizin olmadığını biliyorsun. Sen ne istediğimizi bilirsin.

(Hud 79)

İlyas Yorulmaz Meali:

Kavmi Lut'a “Sen bizim kızların hakkındaki gerçek düşüncelerimizi biliyorsun. Sen aynı zamanda ne istediğimizi de biliyorsun” dediler.

(Hud 79)

İskender Ali Mihr Meali:

“Andolsun ki; senin de bildiğin (gibi), kızların konusunda bir hakkımız (isteğimiz) yok. Ve muhakkak ki sen, bizim ne istediğimizi (maksadımızı) elbette biliyorsun.” dediler.

(Hud 79)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Dediler: «Sen de bilirsin ki bizim kızlarınızla işimiz yoktur. Sen bizim ne yapmak istediğimizi çok iyi bilirsin.»

(Hud 79)

Kadri Çelik Meali:

“Hiç şüphesiz senin kızlarında bir hakkımız olmadığını biliyorsun ve doğrusu ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun” dediler.

(Hud 79)

Mahmut Kısa Meali:

Buna karşılık onlar, “Sen de gâyet iyi biliyorsun ki, bizim senin kızlarında gözümüz yok, çünkü kadınlarlailgilenmiyoruz biz. Sen aslında bizim ne istediğimizi pekâlâ bilirsin!” dediler.

(Hud 79)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim gözümüz yok ki Hakikati sen de bilirsin. Bizim neyin peşinde olup istediğimizi

(Hud 79)

Mehmet Türk Meali:

(Onlar): “Bizim kesinlikle senin (ve ümmetinin) kızlarına karşı bir ilgi ve arzumuzun olmadığını, sen de bilirsin. Hatta sen bizim ne istediğimizi1 de çok iyi biliyorsun.” dediler.*

(Hud 79)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar, “Kızlarının üzerinde hiç bir hakkımızın olmadığını ve ne istediğimizi (de) şüphesiz biliyorsun,” dediler.

(Hud 79)

Muhammed Esed Meali:

"Sen de biliyorsun ki senin kızlarında gözümüz yok" dediler, "Sen, aslında bizim neyin peşinde olduğumuzu çok iyi bilirsin!"

(Hud 79)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Dediler ki; "Senin kızlarında hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun."

(Hud 79)

Mustafa Çavdar Meali:

Onlar: - Sen de iyi biliyorsun ki senin kızlarında bizim gözümüz yok. Aslında sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun, dediler.

Bknz: (26/166)

(Hud 79)

Mustafa Çevik Meali:

77-80 Elçi melekler İbrahim’in evinden ayrılıp, Lût’un evine doğru yola koyuldular, Lût’un evine geldiklerinde ise Lût onları, ahlaken çökmüş, sınır tanımayan, hiçbir değer yargısı da olmayan kavminin zararlarından koruyamayacağını düşünerek, derin bir endişeye kapıldı ne yapacağını bilemez halde yüreği daraldı ve kendi kendine, “Bu gün çok zor bir gün olacak.” demeye başladı. Lût’un evine gelen insan görünümlü misafirleri görenler, hemen Lût’un evinin önünde toplanıp kapısına dayanarak, Lût’tan misafirleri kendilerine teslim etmesini istediler. Onların, misafirleri iğrenç amaçları için kendisinden istediklerini bilen Lût, kapıya çıkıp onlara dedi ki: “Ey kavmim! Beni misafirlerime karşı mahcup edip, rezil mi edeceksiniz? İçinizde hiç aklı başında kimse yok mu? Allah’tan korkup da bu iğrenç alışkanlığınızdan vazgeçin ve doğru olanı, kızlarla, dul kalmış kadınlarla evlenme yolunu seçin, böyle yaparsanız benim kızlarımla da evlenebilirsiniz.” Fakat yozlaşmış, azgınlığa, ahlaksızlığa kendilerini şartlandırmış olan halk, Lût’a şöyle dediler: “Sen de biliyorsun ki bizim kadınlarda, kızlarda gözümüz yok. Bizim ne istediğimizi biliyorsun, boşuna konuşma.” Lût çaresizlik içinde kendi kendine dedi ki: “Ah keşke sizi engelleyecek bir gücüm olsa, ya da sizden korunabileceğim bir kaleye sığınıp da bu durumla karşılaşmaktan kurtulabilseydim.”

(Hud 79)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Dediler ki: "Sen de iyi biliyorsun ki bizim senin kızlarında gözümüz yok; aslında sen çok iyi biliyorsun bizim ne istediğimizi!"

(Hud 79)

Osman Okur Meali:

Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.

(Hud 79)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Dediler ki: «Muhakkak sen bilmişsindir ki bizim için senin kızlarda bir hak yoktur. Ve şüphe yoktur ki sen bizim ne kasdettiğimizi elbette bilirsin.»

(Hud 79)

Ömer Öngüt Meali:

Dediler ki: “Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizin pekâlâ farkındasın!”

(Hud 79)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onlar, “Bilirsin, senin kızlarında hakkımız yok. Aslında sen bizim ne istediğimizi de gayet iyi bilirsin!” dediler.

(Hud 79)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Senin kızlarında bizim için bir hak olmadığını bilirsin! Sen, bizim ne istediğimizi çok iyi bilirsin!”

(Hud 79)

Seyyid Kutub Meali:

Soydaşları «Biliyorsun ki, bizim kızlarınla bir işimiz, onlara yönelik bir amacımız yok. Sen bizim ne istediğimizi iyi bilirsin» dediler.

(Hud 79)

Suat Yıldırım Meali:

Şöyle dediler: "Sen de pek iyi bilirsin ki senin kızlarında hakkımız ve onlarla hiç bir alakamız yoktur, onlarda gözümüz yoktur, ama sen bizim ne istediğimizi pekala biliyorsun!"

(Hud 79)

Süleyman Ateş Meali:

Dediler ki: "Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını bilmişsindir. Ve sen bizim ne istediğimizi de pekala bilirsin!"

(Hud 79)

Süleymaniye Vakfı Meali:

"Kızlarınla ilgilenmediğimizi iyi bilirsin. Bizim ne istediğimizi de iyi bilirsin" dediler.

(Hud 79)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Kızlarında gözümüz olmadığım bilirsin. Sen bizim ne istediğimizi çok iyi biliyorsun" dediler.

(Hud 79)

Şaban Piriş Meali:

-Senin kızlarınla bizim bir işimizin olmadığını biliyorsun. Sen bizim ne istediğimizi de elbette biliyorsun, dediler.

(Hud 79)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar ise şöyle demişlerdi. "Bizim, kızlarınız üzerinde hiçbir hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ayrıca bizim ne istediğimizi de iyi bildiğine hiç şüphe yok."

(Hud 79)

Tefhimul Kuran Meali:

Dediler ki: «Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istemekte olduğumuzu gerçekte sen biliyorsun.»

(Hud 79)

Ümit Şimşek Meali:

“Sen de biliyorsun ki senin kızlarınla bizim bir işimiz yok,” dediler. “Bizim ne istediğimizi pekalâ biliyorsun.”

(Hud 79)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Dediler ki: "Senin kızlarında hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun."

(Hud 79)