11. Hud Suresi / 94.ayet

Nihayet cezalandırma emrimiz gelince, Şuayb’i ve onunla beraber iman edenleri katımızdan bir rahmetle kurtardık. O zalimleri ise korkunç bir ses yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü cansız olarak yığılıp kaldılar.

Bknz: (10/103)(30/47)(40/51)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 94 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Emrimiz gelince Şuayb'i ve onunla beraber inanmış olanları, bizden bir rahmet olarak kurtardık, zulmedenleriyse bir bağırış kavrayıverdi ve hepsi de yurtlarında diz çökmüş bir halde helak oluverdi.

(Hud 94)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Artık intikam vakti ve azap) Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri (ise) dayanılmaz korkunç bir çığlık (sayha) yakaladı da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş (ve hepsi ölmüş) olarak sabahlamışlardı.

(Hud 94)

Abdullah Parlıyan Meali:

Azap emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri, bizden bir rahmetle kurtardık. Varoluş gayesine aykırı davrananları, bir ses ve gürleme yakalayıverdi. Öyle ki, kendi yurtlarında dizlerinin bağı çözülüp cansız yere yığılıp kaldılar.

(Hud 94)

Adem Uğur Meali:

Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Hud 94)

Ahmet Hulusi Meali:

Hükmümüz açığa çıktığında, Şuayb'ı ve beraberindeki iman etmişleri rahmetimizle kurtardık... Zulmedenleri ise şiddetli titreşimli, korkunç ses yakaladı da evlerinde göçüp gittiler.

(Hud 94)

Ahmet Tekin Meali:

Planımız, azâbımız gerçekleşirken, Şuayb ve onunla birlikte iman edenleri, tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Şiddetli bir gürleme halinde âni bir darbe haksızlık edenlerin, zulmedenlerin işini bitirdi. Sabahleyin yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular.

(Hud 94)

Ahmet Varol Meali

Emrimiz gelince tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve onunla birlikte iman etmiş olanları kurtardık. Zulmedenleri de bir çığlık aldı ve yurtlarında diz çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Ali Bulaç Meali:

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve O'nunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

(Hud 94)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Azab emrimiz gelince, Şuayb'ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise, korkunç bir gürültü yakaladı da yurdlarında çöküp helâk oldular.

(Hud 94)

Ali Rıza Sefa Meali:

Buyruğumuz geldiği zaman, Şuayb'ı ve Onunla birlikte inananları, Kendi katımızdan bir rahmetle kurtardık. Haksızlık yapanları ise bir gürleme yakaladı. Sonunda, kendi ülkelerinde diz üstü çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Ali Ünal Meali:

Nihayet haklarındaki azap hükmümüz uygulamaya kondu ve Şuayb’la birlikte, iman etmiş olup da beraberinde bulunanları (iman, salih amel ve sabırlarına karşılık) tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık. (En büyük zulüm olan) şirkte direten ve hem başkalarına, hem kendilerine zulmedenleri ise korkunç bir çığlık, bir patlama yakalayıverdi de, (hiçbir kurtuluş zaman ve imkânı bulamadan) oldukları yerde yüzüstü kapaklanıp gittiler.

(Hud 94)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Emrimiz geldiğinde, Şuayb ve onunla beraber inananları Bizden bir rahmet ile kurtardık. Ve o zalimleri bir ses ve patlama yakalayıverdi, evlerinde yığılıp kaldılar.

(Hud 94)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Emrimiz gelince, Şu'ayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Hud 94)

Bekir Sadak Meali:

Buyrugumuz gelince, Şuayb'i ve beraberindeki inananlari katimizdan bir rahmet olarak kurtardik. Haksizlik yapanlari bir ciglik yakaladi, olduklari yerde diz ustu cokuverdiler.

(Hud 94)

Besim Atalay Meali:

Buyrumumuz gelince, inanmış olanlarla bile, Şuayb'ı rahmetimizle kurtardık, zalimlere bir gürültü çattı ki, yüzü kuylu serildiler, yurtlarında yerlere

(Hud 94)

Celal Yıldırım Meali:

Buyruğumuz gelince, Şuâyb'ı ve beraberindeki imân edenleri rahmetimizle kurtardık. Zâlimleri ise korkunç bir ses ve uğultu yakalayıverdi; evlerinde dizüstü çöküp kaldılar. Orada hiç bulunmamış, yaşamamış gibi oldular. Dikkat edin, Semûd kavmi nasıl (ilâhî) rahmetten uzak kaldıysa Medyen de uzak kaldı.

(Hud 94)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Nihayet (azap) emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulüm ve haksızlık içinde olanları korkunç bir gürültü yakaladı; öyle ki, kendi yurtlarında/evlerinde dizüstü yığılıp kaldılar.

(Hud 94)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Buyruğumuz gelince, Şuayb'ı ve beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet olarak kurtardık. Haksızlık yapanları bir çığlık yakaladı, oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

(Hud 94)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Azap) emrimiz gelince, Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri, katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç (uğultulu) ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Hud 94)

Diyanet Vakfı Meali:

Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Hud 94)

Edip Yüksel Meali:

Emrimiz gelince Şuayb'ı ve kendisiyle beraber inanmış olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri korkunç gürültü yakaladı; yurtlarında çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Elmalılı Orjinal Meali:

Vakta ki emrimiz geldi Şuaybı ve ma'ıyyetinde iyman edenleri tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, o zulmedenleri ise, sayha yakaladı da diyarlarında çöke kaldılar

(Hud 94)

Elmalılı Yeni Meali:

Emrimiz geldjğinde Şu'ayb'ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise dehşet verici bir ses yakaladı ve yurtlarında çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Erhan Aktaş Meali:

Emrimiz gelince Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman etmiş olanları, Tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri de dehşete düşürücü bir ses yakaladı ve oldukları yerde çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Gültekin Onan Meali:

Buyruğumuz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve onunla birlikte inananları kurtardık; o zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

(Hud 94)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve ne zaman ki, emrimiz geldi, Şu‘ayb'ı ve o'nunla birlikte inanmış olan kişileri, tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kişileri korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Helaka dair) emrimiz gelince, Şuayb’ı ve beraberindeki müminleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zalimleri ise (kulakları sağır eden, beyinleri patlatan) bir çığlık yakalayıverdi. Öz yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Harun Yıldırım Meali:

Emrimiz gelince, Şuayb’ı ve beraberindeki iman edenleri katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses yakalayıverdi de yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

(Hud 94)

Hasan Basri Çantay:

Vaktaki (azab) emrimiz geldi. Hem Şuaybı, hem onun maiyyetinde iman etmiş olanları, bizden bir esirgeme olarak, kurtardık. Zulmedenleri ise korkunç bir ses yakaladı da yurdlarında diz üstü çöke kaldılar (helak oldular).

(Hud 94)

Hayrat Neşriyat Meali:

Nihâyet (azab) emrimiz gelince, Şuayb'ı ve berâberindeki îmân edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı da bulundukları yerde çöküp kalmış kimseler oldular.

(Hud 94)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte inanmış olanları bizden bir rahmetle kurtardık ve o zulmetmiş olanları o bir tek çığlık yakaladı, ardından yurtlarında çökmüş bir halde sabahladılar.

(Hud 94)

Hüseyin Atay Meali:

(94-95) Buyruğumuz gelince, Şuayb’ı ve onunla beraber inanmış olanları, katımızdan bir acıma olarak kurtardık. Ama haksızlık yapanları bir çığlık yakaladı ve oldukları yerlerde dizüstü düşüverdiler. Sanki orasını hiç şenlendirmemişlerdi. Semûd ulusu yok olduğu gibi, Medyenliler de yok oldu gitti.

(Hud 94)

İbni Kesir Meali:

Emrimiz gelince; Şuayb'ı ve beraberindeki inananları, katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Zulmedenleri de korkunç bir ses yakaladı ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.

(Hud 94)

İlyas Yorulmaz Meali:

Azap emrimiz onlara geldiğinde, Şuayb ve onunla birlikte iman edenleri, bizden bir rahmet olarak kurtardık. Arkasından şiddetli bir ses dalgası, zulmedip haksızlık yapanları yakaladı ve bulundukları yerde dizlerinin üstlerine çöke kaldılar.

(Hud 94)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve emrimiz geldiği zaman Şuayb (a.s)’ı ve onunla beraber âmenû olanları, Bizden bir rahmetle kurtardık. Zalim kimseleri bir sayha (ses) aldı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çöküp kaldılar.

(Hud 94)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Buyruğumuz erişince Şuayp'ı, onunla birlikte inananları esirgeyiciliğimizle kurtardık. Kıyımlar ise korkunç bir haykırış işittiler, oldukları yere yüzükoyun düşüp öldüler.

(Hud 94)

Kadri Çelik Meali:

Buyruğumuz gelince, Şuayb'ı ve beraberindeki iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri bir çığlık yakaladı da yurtlarında dizüstü çökmüş kimseler olarak sabahladılar.

(Hud 94)

Mahmut Kısa Meali:

Ve nihâyet azap emrimiz gelip çatınca, Şuayb’ı ve beraberindeki müminleri sonsuz rahmetimizle kurtardık; zulüm ve haksızlık yapanlara gelince,her şeyi yıkıp yok eden korkunç bir gürültü çarpıverdi onları; böylece kendi yurtlarında oldukları yere cansız bir hâlde serilip kaldılar! Öyle ki:

(Hud 94)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Üzerlerine emrimiz geldiği zaman, Şuayp ve müminleri onunla beraber, Doğruca tarafımızdan gelen bir rahmetle kurtardık. Zulmedenlere gelivermiştir Hakkı olan dayanılmaz bir ses; öyle ki yurtlarında dizüstü çöküp yığılıp kaldılar.

(Hud 94)

Mehmet Türk Meali:

(Helâk) emrimiz gelince, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb’ı ve onunla birlikte îman edenleri kurtardık ve o zâlimleri korkunç bir ses yakaladı ve onlar yurtlarında yere yüzüstü çakılarak, helâk oldular.

(Hud 94)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Azap) emrimiz gelince, Şuayb ve onunla birlikte inananları rahmetimizle necata kavuşturduk. Zulmedenleri (ise) sesli bir azap yakaladı. Onlar evlerinde yere yapışmış olarak kaldılar.

(Hud 94)

Muhammed Esed Meali:

Ve derken, hükmümüz vaki olunca, katımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve o'nunla aynı inancı paylaşanları kurtardık; zulüm ve haksızlık içinde olanları ise bir sayha, bir gürlemeyle tepeledik; öyle ki, kendi evlerinde cansız yere yığılıp kaldılar,

(Hud 94)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Buyruğumuz geldiğinde, Şuayp'ı ve onunla birlikte inananları katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.

(Hud 94)

Mustafa Çavdar Meali:

Nihayet cezalandırma emrimiz gelince, Şuayb’i ve onunla beraber iman edenleri katımızdan bir rahmetle kurtardık. O zalimleri ise korkunç bir ses yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü cansız olarak yığılıp kaldılar.

Bknz: (10/103) - (30/47) - (40/51)

(Hud 94)

Mustafa Çevik Meali:

94-95 Derken onlara tanınan süre dolunca, Şuayb ve onunla birlikte iman edenleri rahmet ve şefkatimizle kurtardık, şirk ve küfre gömülmüş o zalim toplumu, korkunç gürültülü bir depremle yurtlarında helak ettik, sanki daha önce oralarda hiç yaşamamış gibi tarih sahnesinden silinip gittiler, Medyen halkı da Semûd kavmi gibi cehennemi hak ettiler.

(Hud 94)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken emrimizin (infaz) vakti geldi: Şuayb'ı ve onunla aynı inancı paylaşan kimseleri katımızdan bir rahmet sayesinde kurtardık, zulme gömülüp gidenleri malum sayha ansızın yakalayıverdi; öz yurtlarında cansız donakaldılar:

(Hud 94)

Osman Okur Meali:

Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında çöküp kaldılar (helak oldular).

(Hud 94)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Vaktâ ki emrimiz geldi. Şuayb'ı ve O'nunla beraber imân etmiş olanları Bizden bir rahmet ile necâta erdirdik ve zulmetmiş olanları ise bir korkunç gürültü yakaladı. Artık yurtlarında çökekalmışlar olarak sabahladılar.

(Hud 94)

Ömer Öngüt Meali:

Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri o korkunç ses yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.

(Hud 94)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Azap’ emrimiz gelince, Şuayb’ı ve yanındaki inananları merhametimizin bir eseri olarak kurtardık. O zalimleri ‘dehşetli’ bir çığlık yakaladı. Oldukları yerde cansız cisim kesildiler!

(Hud 94)

Sadık Türkmen Meali:

Emrimiz gelince; Şuayb’ı ve onunla birlikte inanan kişileri, Bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmeden kimseleri korkunç ses yakaladı! Yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar!

(Hud 94)

Seyyid Kutub Meali:

Azaba ilişkin emrimiz geldiğinde Şuayb ile beraberindeki mü'minleri, rahmetimizin sonucu olarak kurtardık. O zalimler müthiş bir gürültüye tutuldular da evlerinde, oldukları yerde yığılıp kalıverdiler.

(Hud 94)

Suat Yıldırım Meali:

(94-95) Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lütuf olarak Şuayb ve beraberindeki müminleri o azaptan kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses bastırıverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular... Evet, Semud halkı defolup gittiği gibi Medyen halkı da defoldu gitti!

(Hud 94)

Süleyman Ateş Meali:

Emrimiz gelince, Şu'ayb'i ve onunla beraber inanmış olanları bizden bir acıma ile kurtardık; zulmedenleri de o korkunç ses yakaladı, yurtlarında çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla beraber inanmış olanları ikramımızla kurtardık. Yanlış yapanları ise dehşet bir ses yakaladı da yurtlarında diz çöküp kaldılar.

(Hud 94)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Azabımızın gerçekleşme zamanı gelince, Şuayb'ı ve ona iman edenleri rahmetimizle kurtardık. Zalimler de korkunç bir gürültüye yakalandı, oldukları yerde serilip kaldılar.

(Hud 94)

Şaban Piriş Meali:

Emrimiz gelince, Şuayb'i ve beraberindeki mü'minleri katımızdan bir rahmetle kurtardık. Zalimleri bir çığlık yakaladı. Oldukları yerde yapışıp kaldılar.

(Hud 94)

Talat Koçyiğit Meali:

Emrimiz gelince, Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri kendi katımızdan bir rahmetle kurtarmıştık. Zulmedenleri ise, bir azâb nöbeti yakalamış ve kendi yerlerinde yüzüstü çöke kalmışlardı.

(Hud 94)

Tefhimul Kuran Meali:

Emrimiz geldiği zaman, tarafımızdan bir rahmetle Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri kurtardık; o zulme sapanları dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar.

(Hud 94)

Ümit Şimşek Meali:

Emrimiz geldiğinde, Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar.(17)*

(Hud 94)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri o yüksek titreşimli sayha yakaladı da öz yurtlarında yere çömelmiş hale geldiler.

(Hud 94)