11. Hud Suresi / 99.ayet

Burada lanete uğradılar kıyamet günü de uğrayacaklar. Ne berbat bir paydır paylarına düşen.

Bknz: (40/46)

Mustafa Çavdar Meali

Hud 99 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Burada da lanete uğradılar, kıyamet gününde de. Şu bağışlanan bağış, ne de kötü bağıştır.

(Hud 99)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onlar burada (dünyada) da, kıyamet gününde de lanete tâbi tutuluverdiler. (Onlara) Verilen bağış (bela), ne kötü bir bağış ve karşılıktır. (Keşke düşünüp bilselerdi.)

(Hud 99)

Abdullah Parlıyan Meali:

Öyle ya, bu dünyada Allah'ın laneti kovaladı durdu onları, kıyamet gününde de aynen öyle olacak. Onlara verilen bu bahşiş ve yardım ne kötüdür.

(Hud 99)

Adem Uğur Meali:

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

(Hud 99)

Ahmet Hulusi Meali:

Hem burada (dünyada) hem de kıyamet sürecinde lanete tabi olundular! O hisselerine düşen ne kötü bir paydır!

(Hud 99)

Ahmet Tekin Meali:

Onlar bu dünyada da, Kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. Onlara verilen armağan ne kötü bir armağandır.*

(Hud 99)

Ahmet Varol Meali

Onlar burada da, kıyamet gününde de lanete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır!

(Hud 99)

Ali Bulaç Meali:

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hem burada (dünyada), hem de kıyamet gününde bir lânete uğratıldılar. Onlara verilen bu bahşiş ne kötü bir bahşiştir!...

(Hud 99)

Ali Rıza Sefa Meali:

Hem burada hem de Yeniden Yaratılış Günü'nde lanetlendiler. Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Ali Ünal Meali:

Hem bu dünyada, hem de Kıyamet Günü’nde rahmetten uzaklaştırılıp lânetle anılmaya müstahak oldular. Ne kötü bir bahşiş, ne kötü bir ikramdır bu lânet!

(Hud 99)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Peşlerinde, bu dünyada da lanet yağdı, kıyamet günü de. Verilmiş en kötü armağan işte o lanettir!

(Hud 99)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hem burada hem kıyamet gününde peşlerine lanet takılmıştır. Ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!

(Hud 99)

Bekir Sadak Meali:

Hem burada ve hem kiyamet gununde lanete ugratilirlar. Bu ne kotu bir bagistir!

(Hud 99)

Besim Atalay Meali:

Hem bu dünyada, hem de kıyamet günü, lanet bırakmaz onları; onlara verilen ne kötü bir veriştir

(Hud 99)

Celal Yıldırım Meali:

Burada lanet peşlerine takıldı ; Kıyamet gününde de (öyle olacak). Desteklendikleri şey ne kötü destektir.

(Hud 99)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Çarpıldıkları azaba ilave olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Ne kötü bir ikramdır onlara verilen bu ikram.

(Hud 99)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Hem burada ve hem kıyamet gününde lanete uğratılırlar. Bu ne kötü bir bağıştır!

(Hud 99)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Ne kötü destektir onlara verilen destek!

(Hud 99)

Diyanet Vakfı Meali:

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara)  verilen bu armağan ne kötü armağandır!

(Hud 99)

Edip Yüksel Meali:

Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!

(Hud 99)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hem burada arkalarından bir la'netle ta'kıb edildiler hem Kıyamet günü, bu vurulan destek ne fena destektir

(Hud 99)

Elmalılı Yeni Meali:

Hem burada hem de kıyamet gününde arkalarından bir lanetle takip edildiler. Bu yapılan destek ne fena destektir!

(Hud 99)

Erhan Aktaş Meali:

Bu dünyada da Kıyamet Günü'nde de lanete uğratıldılar. Paylarına düşen ne kötü bir paydır.

(Hud 99)

Gültekin Onan Meali:

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve bu dünyada ve kıyâmet gününde dışlanarak izlendiler. –Verilen bu vergi ne kötü vergidir!–

(Hud 99)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu (dünyada da) Kıyamet Günü'nde de lanete tabi tutuldular. (Uğradıkları lanet) ne kötü bir armağandır!

(Hud 99)

Harun Yıldırım Meali:

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Yapılan bu bağış, ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Hasan Basri Çantay:

Burada da, kıyaamet gününde de la'nete tabi tutuldular onlar. (Kendilerine) verilen bu vergi ne kötü vergidir!

(Hud 99)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Onlar) hem burada (dünyada), hem de kıyâmet gününde lâ'nete tâbi' tutuldular.(Onlara) yapılan bu ikram, ne kötü ikramdır!

(Hud 99)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bunda [bu hayatta¹] ve kıyamet gününde bir lanet [rahmetten kovulma] kendilerine bağlandı. Yapılan bağış ne kötü bağıştır!

(Hud 99)

Hüseyin Atay Meali:

Burada da diriliş gününde de peşlerine lanet takılmıştır. Verilmiş ödül ne kadar kötü bir ödüldür!

(Hud 99)

İbni Kesir Meali:

Hem burada, hem de kıyamet gününde la'nete uğratıldılar. Kendilerine verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onlar kendilerini bu lanet yere sürükleyecek şeylere uydular ve kıyamet gününde de (aynı şekilde uyacaklar). Paylarına (yaptıklarının karşılığı olarak) düşen ne kadar kötü.

(Hud 99)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve burada, kıyâmet gününde lânete tâbî tutuldular. Verilen bahşiş (ne) kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete uğradılar. Onlara verilen de ne kötü bir verintidir.

(Hud 99)

Kadri Çelik Meali:

Onlar, burada da kıyamet gününde de lanetle izlendiler. Pek de kötü bir bağıştır, bu verilen bağış!

(Hud 99)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece, hem bu dünyada, hem de Mahşer Gününde, asla yakalarını bırakmayacak bir lânet takıldı peşlerine! Bakın ve ibret alın; ne kötü bir armağandır, onlara verilen bu armağan!

(Hud 99)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Doğrusu burada lanete uğradılar, kıyamette verilen bağış ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Mehmet Türk Meali:

Onlar, bu (dünyada) da, kıyamet gününde de lânete tabi tutulurlar. (Bunlara) bahşiş (olarak verilen lânet) ne kötü bir bahşiştir.1*

(Hud 99)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bu (dünyada da,) Kıyamet günü (de) lanet onları takip edecektir. Onlara bağışlanacak bu ödül, ne kötüdür!

(Hud 99)

Muhammed Esed Meali:

Öyle ya; burada (bu dünyada, Allah'ın) laneti kovaladı durdu onları, Kıyamet Günü'nde de (onunla tepelenecekler:) ne kötü bir pay, bu paylarına düşen!

(Hud 99)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar burada da diriliş gününde de lanete uğrarlar. Onlara sunulan ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Mustafa Çavdar Meali:

Burada lanete uğradılar kıyamet günü de uğrayacaklar. Ne berbat bir paydır paylarına düşen.

Bknz: (40/46)

(Hud 99)

Mustafa Çevik Meali:

98-99 Nitekim Firavun, Kıyamet Günü kendisine uyanların önüne düşüp, onları kendisi ile birlikte cehenneme götürecek, cehennem ise gidilecek en kötü yerdir. Bu dünyada da lanet onların peşini bırakmadı, âhirette de bırakmayacak. İnsanın payına bundan daha kötüsü düşebilir mi?

(Hud 99)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sonuçta peşlerine burada da bir lanet takıldı, Kıyamet Günü'nde de... Pay da, pay verilen de ne fenadır!

(Hud 99)

Osman Okur Meali:

Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!

(Hud 99)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Burada da bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de. Ne kötü bir yardımdır bu yapılmış olan yardım.

(Hud 99)

Ömer Öngüt Meali:

Hem burada hem kıyamet gününde lânete uğratılırlar. Ne kötü bir bağıştır onlara verilen bu bağış!

(Hud 99)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir lânet onları burada da kovalar, kıyamet gününde de. Ne kötü bir kısmettir o kısmet!

(Hud 99)

Sadık Türkmen Meali:

Bu dünyada peşlerine bir lânet/mutsuzluk takılmıştır. Ve kıyamet gününde de... Verilen bu ceza, ne kötü bir cezadır.

(Hud 99)

Seyyid Kutub Meali:

Çarpıldıkları azaba ek olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Paylarına düşen bu armağan ne fena bir armağandır.

(Hud 99)

Suat Yıldırım Meali:

Bu dünyada da, kıyamet gününde de lanetle kovalandılar. Peşlerindeki destek, ne kötü bir destek!

(Hud 99)

Süleyman Ateş Meali:

Bu dünyada da (onların) ardına la'net takılmıştır, kıyamet gününde de (burada da la'netle anılacaklardır, ahirette de)! Bu vergi, ne kötü bir vergidir!

(Hud 99)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar bu dünyada da (mezardan) kalkış gününde de dışlanmışlardır (lanetlenmişlerdir). Ne kötü ikramdır o ikram!

(Hud 99)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte onlar dünyada da, ahirette de Allah'ın lanetine uğramışlardır. Paylarına düşen ne kötüdür!

(Hud 99)

Şaban Piriş Meali:

Hem burada da kıyamet gününde de lanete uğrarlar. Bu ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar, bu dünyada da lanete uğramışlardır, kıyamet gününde de. Onlara verilen (bu lanet), ne kötü bir vergidir,

(Hud 99)

Tefhimul Kuran Meali:

Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.

(Hud 99)

Ümit Şimşek Meali:

Bu dünyada da onlar lânete uğradılar, kıyamet gününde de. Ne kötü bir ikramdır onlara sunulan!

(Hud 99)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Peşlerine lanet takılmıştır: Hem burada hem kıyamet gününde ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!

(Hud 99)