Burada lanete uğradılar kıyamet günü de uğrayacaklar. Ne berbat bir paydır paylarına düşen.
Bknz: (40/46)
Burada lanete uğradılar kıyamet günü de uğrayacaklar. Ne berbat bir paydır paylarına düşen.
Bknz: (40/46)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Burada da lanete uğradılar, kıyamet gününde de. Şu bağışlanan bağış, ne de kötü bağıştır.
(Hud 99)Onlar burada (dünyada) da, kıyamet gününde de lanete tâbi tutuluverdiler. (Onlara) Verilen bağış (bela), ne kötü bir bağış ve karşılıktır. (Keşke düşünüp bilselerdi.)
(Hud 99)Öyle ya, bu dünyada Allah'ın laneti kovaladı durdu onları, kıyamet gününde de aynen öyle olacak. Onlara verilen bu bahşiş ve yardım ne kötüdür.
(Hud 99)Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!
(Hud 99)Hem burada (dünyada) hem de kıyamet sürecinde lanete tabi olundular! O hisselerine düşen ne kötü bir paydır!
(Hud 99)Onlar bu dünyada da, Kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. Onlara verilen armağan ne kötü bir armağandır.*
(Hud 99)Onlar burada da, kıyamet gününde de lanete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır!
(Hud 99)Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Hem burada (dünyada), hem de kıyamet gününde bir lânete uğratıldılar. Onlara verilen bu bahşiş ne kötü bir bahşiştir!...
(Hud 99)Hem burada hem de Yeniden Yaratılış Günü'nde lanetlendiler. Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Hem bu dünyada, hem de Kıyamet Günü’nde rahmetten uzaklaştırılıp lânetle anılmaya müstahak oldular. Ne kötü bir bahşiş, ne kötü bir ikramdır bu lânet!
(Hud 99)Peşlerinde, bu dünyada da lanet yağdı, kıyamet günü de. Verilmiş en kötü armağan işte o lanettir!
(Hud 99)Hem burada hem kıyamet gününde peşlerine lanet takılmıştır. Ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!
(Hud 99)Hem burada ve hem kiyamet gununde lanete ugratilirlar. Bu ne kotu bir bagistir!
(Hud 99)Hem bu dünyada, hem de kıyamet günü, lanet bırakmaz onları; onlara verilen ne kötü bir veriştir
(Hud 99)Burada lanet peşlerine takıldı ; Kıyamet gününde de (öyle olacak). Desteklendikleri şey ne kötü destektir.
(Hud 99)Çarpıldıkları azaba ilave olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Ne kötü bir ikramdır onlara verilen bu ikram.
(Hud 99)Hem burada ve hem kıyamet gününde lanete uğratılırlar. Bu ne kötü bir bağıştır!
(Hud 99)Onlar, hem bu dünyada, hem de kıyamet gününde lanete uğratıldılar. Ne kötü destektir onlara verilen destek!
(Hud 99)Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!
(Hud 99)Burada da, ahirette de peşlerine lanet takılmıştır. Aldıkları armağan ne kötü armağandır!
(Hud 99)Hem burada arkalarından bir la'netle ta'kıb edildiler hem Kıyamet günü, bu vurulan destek ne fena destektir
(Hud 99)Hem burada hem de kıyamet gününde arkalarından bir lanetle takip edildiler. Bu yapılan destek ne fena destektir!
(Hud 99)Bu dünyada da Kıyamet Günü'nde de lanete uğratıldılar. Paylarına düşen ne kötü bir paydır.
(Hud 99)Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Ve bu dünyada ve kıyâmet gününde dışlanarak izlendiler. –Verilen bu vergi ne kötü vergidir!–
(Hud 99)Bu (dünyada da) Kıyamet Günü'nde de lanete tabi tutuldular. (Uğradıkları lanet) ne kötü bir armağandır!
(Hud 99)Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Yapılan bu bağış, ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Burada da, kıyaamet gününde de la'nete tabi tutuldular onlar. (Kendilerine) verilen bu vergi ne kötü vergidir!
(Hud 99)(Onlar) hem burada (dünyada), hem de kıyâmet gününde lâ'nete tâbi' tutuldular.(Onlara) yapılan bu ikram, ne kötü ikramdır!
(Hud 99)Bunda [bu hayatta¹] ve kıyamet gününde bir lanet [rahmetten kovulma] kendilerine bağlandı. Yapılan bağış ne kötü bağıştır!
(Hud 99)Burada da diriliş gününde de peşlerine lanet takılmıştır. Verilmiş ödül ne kadar kötü bir ödüldür!
(Hud 99)Hem burada, hem de kıyamet gününde la'nete uğratıldılar. Kendilerine verilen bu bağış ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Onlar kendilerini bu lanet yere sürükleyecek şeylere uydular ve kıyamet gününde de (aynı şekilde uyacaklar). Paylarına (yaptıklarının karşılığı olarak) düşen ne kadar kötü.
(Hud 99)Ve burada, kıyâmet gününde lânete tâbî tutuldular. Verilen bahşiş (ne) kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Onlar bu dünyada da, kıyamet gününde de lanete uğradılar. Onlara verilen de ne kötü bir verintidir.
(Hud 99)Onlar, burada da kıyamet gününde de lanetle izlendiler. Pek de kötü bir bağıştır, bu verilen bağış!
(Hud 99)Böylece, hem bu dünyada, hem de Mahşer Gününde, asla yakalarını bırakmayacak bir lânet takıldı peşlerine! Bakın ve ibret alın; ne kötü bir armağandır, onlara verilen bu armağan!
(Hud 99)Doğrusu burada lanete uğradılar, kıyamette verilen bağış ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Onlar, bu (dünyada) da, kıyamet gününde de lânete tabi tutulurlar. (Bunlara) bahşiş (olarak verilen lânet) ne kötü bir bahşiştir.1*
(Hud 99)Bu (dünyada da,) Kıyamet günü (de) lanet onları takip edecektir. Onlara bağışlanacak bu ödül, ne kötüdür!
(Hud 99)Öyle ya; burada (bu dünyada, Allah'ın) laneti kovaladı durdu onları, Kıyamet Günü'nde de (onunla tepelenecekler:) ne kötü bir pay, bu paylarına düşen!
(Hud 99)Onlar burada da diriliş gününde de lanete uğrarlar. Onlara sunulan ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Bknz: (40/46)
(Hud 99)98-99 Nitekim Firavun, Kıyamet Günü kendisine uyanların önüne düşüp, onları kendisi ile birlikte cehenneme götürecek, cehennem ise gidilecek en kötü yerdir. Bu dünyada da lanet onların peşini bırakmadı, âhirette de bırakmayacak. İnsanın payına bundan daha kötüsü düşebilir mi?
(Hud 99)Sonuçta peşlerine burada da bir lanet takıldı, Kıyamet Günü'nde de... Pay da, pay verilen de ne fenadır!
(Hud 99)Onlar burada da, kıyamet gününde de lânete uğratıldılar. (Onlara) verilen bu armağan ne kötü armağandır!
(Hud 99)Burada da bir lânete tâbi tutuldular, Kıyamet gününde de. Ne kötü bir yardımdır bu yapılmış olan yardım.
(Hud 99)Hem burada hem kıyamet gününde lânete uğratılırlar. Ne kötü bir bağıştır onlara verilen bu bağış!
(Hud 99)Bir lânet onları burada da kovalar, kıyamet gününde de. Ne kötü bir kısmettir o kısmet!
(Hud 99)Bu dünyada peşlerine bir lânet/mutsuzluk takılmıştır. Ve kıyamet gününde de... Verilen bu ceza, ne kötü bir cezadır.
(Hud 99)Çarpıldıkları azaba ek olarak hem dünyada hem de ahirette lânete uğramışlardır. Paylarına düşen bu armağan ne fena bir armağandır.
(Hud 99)Bu dünyada da, kıyamet gününde de lanetle kovalandılar. Peşlerindeki destek, ne kötü bir destek!
(Hud 99)Bu dünyada da (onların) ardına la'net takılmıştır, kıyamet gününde de (burada da la'netle anılacaklardır, ahirette de)! Bu vergi, ne kötü bir vergidir!
(Hud 99)Onlar bu dünyada da (mezardan) kalkış gününde de dışlanmışlardır (lanetlenmişlerdir). Ne kötü ikramdır o ikram!
(Hud 99)İşte onlar dünyada da, ahirette de Allah'ın lanetine uğramışlardır. Paylarına düşen ne kötüdür!
(Hud 99)Hem burada da kıyamet gününde de lanete uğrarlar. Bu ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Onlar, bu dünyada da lanete uğramışlardır, kıyamet gününde de. Onlara verilen (bu lanet), ne kötü bir vergidir,
(Hud 99)Onlar, burda da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. (Bu) Verilen bağış, ne kötü bir bağıştır.
(Hud 99)Bu dünyada da onlar lânete uğradılar, kıyamet gününde de. Ne kötü bir ikramdır onlara sunulan!
(Hud 99)Peşlerine lanet takılmıştır: Hem burada hem kıyamet gününde ne kötü destektir o arkalarına takılmış olan!
(Hud 99)