17. İsra Suresi / 26.ayet

Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver fakat gereksiz yere saçıp savurma!

Bknz: (6/141)(7/31)(17/27)(25/67)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 26 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve israfta ileri giderek boş yere, haksız yere malını saçma, savurma.

(İsra 26)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Akrabaya hakkını ver, (onları yardımsız bırakma ve alâkanı koparma), yoksula ve yolda kalmışa da (el uzat), ama (elindekini) israf ederek saçıp savurma (ki böyleleri perişan hale düşecektir).

(İsra 26)

Abdullah Parlıyan Meali:

Akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve israfta ileri giderek boş yere, haksız yere malını saçıp savurma.

(İsra 26)

Adem Uğur Meali:

Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.

(İsra 26)

Ahmet Hulusi Meali:

Yakınlara hakkını ver; yoksula ve yolda kalmışa da... (Fakat) ölçüsüz de dağıtma!

(İsra 26)

Ahmet Tekin Meali:

Akrabalara, çevresi çaresi olmayan yoksullara, yolda kalan muhtaç yolcuya, Allah'ın tanıdığı, belirlediği sorumluluğu yerine getir, onların hakkını ver. Malını gayr-i meşru yerlerde harcayarak saçıp savurma.*

(İsra 26)

Ahmet Varol Meali

Yakına hakkını ver. Yoksula ve yolda kalmışa da. (Malını) saçıp savurma.

(İsra 26)

Ali Bulaç Meali:

Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

(İsra 26)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bununla beraber (malını) büsbütün saçıp savurma.

(İsra 26)

Ali Rıza Sefa Meali:

Ayrıca, yakınlara haklarını ver; yoksula ve yolda kalana da. Ve saçıp savurma.

(İsra 26)

Ali Ünal Meali:

Akrabaya üzerindeki haklarını ver, yoksula ve yolda kalmışa da; ve sakın saçıp savurma.

(İsra 26)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Akraba hakkını, yoksul hakkını, yolcu hakkını ver. Sakın saçıp savurarak bozgunculuk etme.

(İsra 26)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bir de akrabaya, yoksula ve yolcuya/çaresiz kalana hakkını ver! Gereksiz yere de saçıp savurma!

(İsra 26)

Bekir Sadak Meali:

Yakinina, duskune, yolcuya hakkini ver; elindekiler sacip savurma.

(İsra 26)

Besim Atalay Meali:

Hısımlara, yoksullara, yolda kalan kimselere haklarını vermelisin, malını da çok israf etme

(İsra 26)

Celal Yıldırım Meali:

Yakınlara, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver ve sakın saçıp savurma.

(İsra 26)

Cemal Külünkoğlu Meali:

26,27. Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa haklarını ver! (Elindeki imkânları) gereksiz yere saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı nankörlük etmiştir.

(İsra 26)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Yakınına, düşküne, yolcuya hakkını ver; elindekileri saçıp savurma.

(İsra 26)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.

(İsra 26)

Diyanet Vakfı Meali:

Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.

(İsra 26)

Edip Yüksel Meali:

Akrabalara haklarını ver. İhtiyaç sahiplerine ve yolcuya da... Ancak saçıp savurma

(İsra 26)

Elmalılı Orjinal Meali:

Karabet sahibine de hakkını ver, miskine de, yolda kalmışa da, bununla beraber saçıp savurma

(İsra 26)

Elmalılı Yeni Meali:

Akrabaya hakkını ver; yoksula, yolda kalmış olana da; bununla beraber saçıp savurma!

(İsra 26)

Erhan Aktaş Meali:

Yakınlık sahibine[1], düşkünlere ve kendisini Allah'ın yoluna adamış olanlara[2] yardım yap! Savurganlık yaparak saçıp savurma.

1)Himaye ettiklerine, yanında yer alanlara, yakınlık gösterenlere, akrabaya.
2)"Ayette yer alan "ibne es sebili/yol oğlu" deyimine, "yolda kalanlara" olarak anlam verilmektedir. Sebil, üzerinde yürünen/gidilen "yol" demek değildir. Sebil, "iki şey arasından birini seçmek anlamında "tercih edilen yol" demektir. Yani, Hakk veya Batıl yoldan "birini tercih etmek" anlamına gelmektedir. Bu nedenle doğru anlamın "yolda kalanlar" değil, bütün zamanını "Allah yolunda" çalışmaya ayırmış olan anlamındadır. Veya yaptıkları şeyi yarım kalmış olanlar.

(İsra 26)

Gültekin Onan Meali:

Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

(İsra 26)

Hakkı Yılmaz Meali:

(26,27) Yakınlık sahibine; yurtlarından çıkarılan fakirlere, yoksula ve yolda kalmışa da hakkını ver. Ve yersiz/ kötülüğe harcama yapma. –Şüphesiz yersiz/ kötülüğe harcama yapanlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.–

(İsra 26)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Yakın akrabaya, miskine/ihtiyaç sahibi yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, malı saçıp savurma.

(İsra 26)

Harun Yıldırım Meali:

Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.

(İsra 26)

Hasan Basri Çantay:

Hısıma, yoksula, yolda kalmışa hak (lar) ını ver. (Malını) israf ile saçıb savurma.

(İsra 26)

Hayrat Neşriyat Meali:

Akrabâya, yoksula ve yolda kalmışa da hakkını ver; fakat isrâf ederek saçıp savurma! (2)*

(İsra 26)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Yakınlık sahibine, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Büsbütün dağıtıp savurma.

(İsra 26)

Hüseyin Atay Meali:

Ve yakınlığı olana, düşküne, yolcuya hakkını ver, ama saçıp savurma.

(İsra 26)

İbni Kesir Meali:

Yakınlara hakkını ver. Miskine, yolcuya da. Ama saçıp savurma.

(İsra 26)

İlyas Yorulmaz Meali:

Yakın akrabalara haklarını, miskinlere (çalışamayacak duruma gelmişlere) ve yolda kalmışlara ihtiyaçlarını ver. Ama (ölçülü ol) saçıp savurma.

(İsra 26)

İskender Ali Mihr Meali:

Akrabaya, miskinlere (çalışamayacak durumda olan ihtiyarlara) ve yolda olanlara hakkını ver! Ve savurarak, israf etme!

(İsra 26)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Yakınlara, yoksullara, yolda kalanlara hakkını ver. Malını sakın saçıp savurma.

(İsra 26)

Kadri Çelik Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver ve de israf ederek saçıp savurma.*

(İsra 26)

Mahmut Kısa Meali:

Ey insanoğlu! Akrabaya, yoksullara ve yolda kalmışlara hakları olan zekât ve sadakalarını ver fakat Allah’ın yasakladığı yerlere harcama yaparak, veya kendini ve aileni başkalarına muhtaç bırakacak şekilde malını dağıtarak büsbütün de saçıp savurma.

(İsra 26)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Razılıkları kadar akrabaya, yoksula, yolcuya, çaresiz kalan hakkını ver. Allah'ın belirttiği sorumluluğu yerine getir. Malını israf ile saçıp savurma!

(İsra 26)

Mehmet Türk Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa1 hakkını2 ver ve sakın saçıp savurma.3*

(İsra 26)

Muhammed Celal Şems Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. (Ancak) hiçbir şekilde israf etme.

(İsra 26)

Muhammed Esed Meali:

Ve (ey insanoğlu,) yakın(ların)a hak(lar)ını ver; düşküne de, yolda kalmışa da; ama sakın (elindekini) anlamsız, amaçsız bir biçimde saçıp savurma.

(İsra 26)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat malını saçıp savurma.

(İsra 26)

Mustafa Çavdar Meali:

Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver fakat gereksiz yere saçıp savurma!

Bknz: (6/141) - (7/31) - (17/27) - (25/67)

(İsra 26)

Mustafa Çevik Meali:

26-27 Akrabandan olanlara haklarını ver, düşküne, yolda kalmışa da haklarını verip yardımını esirgeme, ayrıca da saçıp savurma! Allah israf edenleri sevmez, saçıp savurarak israf edenler şeytanın kardeşleri, yoldaşları olup çıkarlar, şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür.

(İsra 26)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Ey insan!) Yakınlık sahiplerine hakkını ver; düşküne ve yolda kalmışa da... Fakat sakın ola ki (elinde avucunda olanı) amaçsız bir biçimde saçıp savurma!

(İsra 26)

Osman Okur Meali:

Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

(İsra 26)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve karabet sahibine hakkını ver, düşküne de, parasız kalmış yolcuya da (ver). Ve saçıp savurma.

(İsra 26)

Ömer Öngüt Meali:

Akrabaya, yoksula, yolda kalana hakkını ver. Malını israf ile saçıp savurma.

(İsra 26)

Ömer Sevinçgül Meali:

Yakınlara, yoksullara, yolda kalmışlara haklarını ver, ama israf da etme.

(İsra 26)

Sadık Türkmen Meali:

AKRABAYA, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Ama gereksiz yere saçıp-savurma!

(İsra 26)

Seyyid Kutub Meali:

Akrabalarına, yoksula ve yarı yolda kalan yolcuya hakkını ver. Fakat savurganca davranma.

(İsra 26)

Suat Yıldırım Meali:

(26-27) Yakınlarına, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver, sakın saçıp savurma! Çünkü savurganlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.

(İsra 26)

Süleyman Ateş Meali:

Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver, fakat saçıp savurma.

(İsra 26)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yakınlarına, yoksullara ve yolda kalanlara hakkını ver ama saçıp savurma.

(İsra 26)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Yakınların, düşkünlerin ve yolda kalanların hakkını ver; elindekini saçıp savurma.

(İsra 26)

Şaban Piriş Meali:

(26-27) Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver. Fakat, saçıp savurma! Çünkü saçıp savuranlar, şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.

(İsra 26)

Talat Koçyiğit Meali:

Akrabaya, düşküne ve yolda kalmışa hakkını ver; fakat saçıp savurma.

(İsra 26)

Tefhimul Kuran Meali:

Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp savurma.

(İsra 26)

Ümit Şimşek Meali:

Akrabaya, yoksullara, yolculara hakkını ver; israfla saçıp savurma.

(İsra 26)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Akrabaya hakkını ver. Çaresize, yolda kalana da. Fakat saçıp savurma.

(İsra 26)