17. İsra Suresi / 41.ayet

Oysa biz bu Kuran’da öğüt alsınlar diye, hakikati farklı şekillerde tekrar tekrar dile getirdik. Ama gel gör ki bu açıklamalar onların sadece nefretini artırıyor.

Bknz: (17/45)»(17/46)(17/82)(22/72)(25/60)(35/42)(43/78)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 41 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Andolsun ki düşünüp ibret almaları için şu Kur'an'da bu meseleyi apaçık ve defalarca anlattık, fakat bu anlatış, onların ancak, gerçekten büsbütün uzaklaşmalarına sebep olmada.

(İsra 41)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Hakikaten (insanlar) öğüt alıp-düşünsünler diye Biz bu Kur’an’da çeşitli açıklamalar yaptık, oysa bu bile, onların (Hakk’tan ve hayırdan) nefret edip uzaklaşmalarını arttırmıştır.

(İsra 41)

Abdullah Parlıyan Meali:

Gerçek şu ki, düşünüp ibret almaları için, şu Kur'an'da gerçekleri pek çok yönden, apaçık ortaya koyduk. Fakat bu gerçekler ve hatırlatmalar inanmak istemeyen o kimselerin ancak gerçeklerden büsbütün uzaklaşmalarına sebep oldu.

(İsra 41)

Adem Uğur Meali:

Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur'an'da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.

(İsra 41)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun, şu Kuran'da (hakikati) temsillerle, türlü anlatım yollarıyla açıkladık ki düşünüp hatırlasınlar; fakat bu, onların ancak uzaklaşmalarını arttırıyor.

(İsra 41)

Ahmet Tekin Meali:

Onların akıllarını başlarına toplamaları için, biz, bu Kur'ân'da dini hakikatların delillerini, gerekçelerini, insani ve ahlaki değerlerin zaruretini, çeşitli ikaz ve ihtarları, değişik ifadelerle çok yönlü açıkladık. Bu, onların, Kur'ân'dan uzaklaşmalarından, nefretlerini artırmaktan başka bir şey sağlamadı.*

(İsra 41)

Ahmet Varol Meali

Andolsun öğüt almaları için bu Kur'an'da (bunları) türlü türlü açıkladık. Ama bu onların sadece nefretlerini artırıyor.

(İsra 41)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun, biz bu Kur'an'da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye. Oysa bu, onların daha uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor.

(İsra 41)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Biz, Bu Kur'ân'da ibret misalleri verdik; cennet'le müjdeledik, Cehennem'le korkuttuk ki, düşünüp akıllarını başlarına alsınlar. Halbuki bu, ancak onların hakdan nefretini artırıyor.

(İsra 41)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik gerçek şu ki, bu Kur'an'da, düşünüp öğüt almaları için, değişik biçimlerde açıkladık. Oysa nefretlerinden başka bir şey artmadı.

(İsra 41)

Ali Ünal Meali:

Biz, insanlar düşünüp ders alsınlar diye bu çok şerefli Kur’ân’da gerçekleri bütün yönleriyle ve farklı farklı açılardan anlatıp duruyoruz. Ama (o müşriklerin haline bakın ki,) bütün bu gerçekler onları daha da kaçırmakta, doğrudan daha da uzaklaştırmaktadır.

(İsra 41)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Andolsun! Biz bu Kur’anda anlasınlar diye bunları apaçık ve defalarca anlattık. Fakat kaçmalarından başka onlara bir katkısı olmuyor.

(İsra 41)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun, bu Kur'an'da düşünüp anlamaları için bunları açık açık anlatıyoruz; fakat bu, sadece onların nefretini arttırıyor.

(İsra 41)

Bekir Sadak Meali:

Biz, and olsun ki ogut almalari icin bu Kuran'da bunlari turlu turlu acikladik. Fakat bu aciklamalar ancak onlarin nefretini artirmistir.

(İsra 41)

Besim Atalay Meali:

«Öğüt alsınlar» diye işbu Kur'anda açık söyledik, onlara bu, ürkütmekten başka bir şey yapmadı

(İsra 41)

Celal Yıldırım Meali:

Şanıma and olsun ki biz, bu Kur'ân'da (sözü edilen hususları), iyice düşünüp öğüt alsınlar diye bir bir açıklayıp tekrarladık. Ne yazık ki bu uyarı ve öğütler onların sadece nefretini artırmaktadır.

(İsra 41)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye bu Kur'an'da farklı şekillerde gerçekleri açıkladık. Fakat bu, (inatları yüzünden) onların ancak kaçışlarını artırıyor.

(İsra 41)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır.

(İsra 41)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye (gerçekleri) bu Kur'an'da değişik biçimlerde açıkladık. Fakat bu, onların ancak kaçışlarını artırıyor.

(İsra 41)

Diyanet Vakfı Meali:

Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur'an'da (çeşitli ikaz ve ihtarları) türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.

(İsra 41)

Edip Yüksel Meali:

Biz, öğüt almaları için Kuran'da açıkladık. Ne var ki bu, sadece onların nefretini arttırır

(İsra 41)

Elmalılı Orjinal Meali:

Biz bu ıhtarı bu Kur'anda türlü şekillerle ifade ettik ki düşünüp akıllarını başlarına alsınlar, halbuki o onların ancak ürkekliğini artırıyor

(İsra 41)

Elmalılı Yeni Meali:

Biz bu ikazı bu Kur'an'da türlü şekillerde açıkladık ki; düşünüp akıllarını başlarına alsınlar; oysa bu onların ancak ürkekliğini artırıyor!

(İsra 41)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun ki Biz, bu Kur'an'da öğüt alsınlar diye her türlü açıklamayı yaptık. Oysaki bu onların yalnızca nefretlerini arttırdı.

(İsra 41)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun, biz bu Kuran'da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye. Oysa bu, onların daha uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor.

(İsra 41)

Hakkı Yılmaz Meali:

Biz, bu Kur’ân'da, onların akıllarını başlarına almaları için türlü şekillerde evirip çevirdik/farklı farklı şekillerde açıklama yaptık. Ve bu açıklamalar, ancak onların nefretini artırmıştır.

(İsra 41)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki, öğüt alsınlar diye bu Kur’ân’da (hakikatleri) çeşitli yollarla açıkladık. Fakat (bu,) onların ancak kaçıp uzaklaşmalarını arttırdı.

(İsra 41)

Harun Yıldırım Meali:

Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur'an'da türlü şekillerde tekrar ettik. Fakat bu, onlara, daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir şey sağlamıyor.

(İsra 41)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun, bu (ihtaarı) şu Kur'anda dürlü dürlü şekillerde açıklamışızdır. Taki iyice düşünüb ibret alsınlar. Halbuki bu, onların (hakdan) nefret etmelerinden başka, bir şey'i artırmıyor.

(İsra 41)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şübhesiz ki (bu ihtârı) bu Kur'ân'da türlü şekillerde ifâde ettik ki, düşünüp ibret alsınlar. Fakat (bu), onlara (hakka karşı) nefretten başka bir şey artırmıyor.

(İsra 41)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elbetteki, düşünüp öğüt almaları için, bu kur'an'ı halden hale çevirip açıkladık. [kur'an] onlarda ancak nefreti artırıyor.

(İsra 41)

Hüseyin Atay Meali:

Ve andolsun, bu Kur'anda, hatırlayıp anlamaları için bunları türlü biçimlerde anlatıyoruz, fakat bu, sadece onların kaçışını artırıyor.

(İsra 41)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki; Biz, öğüt alsınlar diye bu Kur'an'da çeşitli açıklamalar yaptık. Fakat bu, onların nefretinden başka bir şeyi artırmıyor.

(İsra 41)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz bu Kur'an da onlar anlasınlar diye, her türlü açıklamaları kullandık. Ama bu açıklamalar yalnızca onların nefretlerini artırıyor.

(İsra 41)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki Biz, tezekkür (idrak) etsinler diye, bu Kur’ân’da tekrar tekrar (hakikatleri) açıkladık. Oysa bu (açıklamalar), nefretlerinden başka bir şeyi artırmadı.

(İsra 41)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki Biz bunu Kur'an'da evire çevire anlatmışızdır, öğütlensinler diye. Ancak, bu, onları yalnız tiksindirdi.

(İsra 41)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz biz, hatırlayıp kendilerine gelsinler diye bu Kur'an'da çeşitli açıklamalarda bulunduk. Fakat bu, onların sadece kaçışlarını artırır.

(İsra 41)

Mahmut Kısa Meali:

Oysa Biz bu Kur’an’da, Allah’ın varlığını, birliğini; acziyet ve noksanlık ifâde edebilecek bütün sıfatlardan uzak, insan hayalinin ulaşabileceği her türlü tasavvurun üstünde ve ötesinde yüceler yücesi bir Yaratıcı olduğunu; hikmet, kudret ve adâletten yoksun bir tanrı inancının, insanoğlunu dünyada da, âhirette de felâketlere sürükleyeceğini farklı yerlerde, farklı örneklerle ve tüm boyutlarıyla açıkça ortaya koyduk ki, bu ayetleri düşünüp aydınlansınlar. Fakat bunca öğütler, zâlimlerin nefretlerini körüklemekten ve isyanlarını artırmaktan başka bir katkı sağlamadı.

(İsra 41)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Şüphesiz bu konuda ibret almaları için yaptık, Kur'an'da bir çok açıklamalar. Rahatsızlıklarını artırdı onların tüm bu şeyler. Onları daha da kaçırdı bunlar

(İsra 41)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun Biz, onların akıllarını başlarına toplamaları için bu Kur’an’da, birçok açıklamalar yaptık ama bu, onların sadece nefretlerini artırdı.1*

(İsra 41)

Muhammed Celal Şems Meali:

Öğüt alsınlar diye Biz bu Kur’an’da (her meseleyi) tekrar tekrar anlattık. Ancak o, kendilerinde sadece nefreti artırmıştır.

(İsra 41)

Muhammed Esed Meali:

Gerçek şu ki, bu Kuran'da Biz (gerçeği) pek çok yönden açık açık ortaya koyduk ki (onu inkar edenler) iyice içlerine sindirebilsinler: ne var ki, bu sadece onların nefretini artırdı.

(İsra 41)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Biz, gerçeği, Kuranda türlü biçimlerde açıkladık ki, düşünüp öğüt alsınlar. Fakat bu, onların sadece kaçışlarını artırıyor.

(İsra 41)

Mustafa Çavdar Meali:

Oysa biz bu Kuran’da öğüt alsınlar diye, hakikati farklı şekillerde tekrar tekrar dile getirdik. Ama gel gör ki bu açıklamalar onların sadece nefretini artırıyor.

Bknz: (17/45)»(17/46) - (17/82) - (22/72) - (25/60) - (35/42) - (43/78)

(İsra 41)

Mustafa Çevik Meali:

40-43 Müşrikler utanmadan ve hiçbir bilgi ya da delile dayanmadan bir de kalkmış, “Melekler Allah’ın kızlarıdır.” diyerek, çok büyük ve dehşet verici bir yakıştırmada bulunuyorlar. Biz Kur’an’da erkeği de kadını da yaratanın Allah olduğunu, O’nun her tür eksiklikten münezzeh olduğunu ve asla çocuk edinmediğini apaçık bildirmişken, erkek çocukları kendilerinin, melekleri de Allah’ın kızları kabul etmeleri, müşriklerin Allah’ı layıkıyla tanımadıklarından ve tanımak istemediklerinden başka bir şey değildir. Ey Peygamber! De ki: “Şayet Allah’la birlikte başka ilahlar da olsaydı, Allah’ın yaratıp nizamını kurduğu Kâinatta, bu mükemmel düzen olmaz, her biri kendine göre yasalar koymaya kalkıp kargaşa çıkarırlardı.” Allah, onların söylediklerinin ötesinde ve üstünde, yüceler yücesidir.

(İsra 41)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Doğrusu Biz bu hitapda, (hakikati) tüm boyutlarıyla ortaya koyduk ki düşünüp öğüt alabilsinler; fakat bu onların sadece nefretini artırdı.

(İsra 41)

Osman Okur Meali:

Andolsun biz, onlar düşünüp öğüt alsınlar diye bu Kur'an'da farklı şekillerde gerçekleri açıkladık. Fakat bu, (inatları yüzünden) onların ancak kaçışlarını artırıyor.

(İsra 41)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Andolsun ki, Biz Kur'an'da bu ihtarı güzelce düşünsünler diye (mütenevvi sûrette) beyan ettik. Halbuki, bu onlar için nefretten başka bir şey arttırmıyor.

(İsra 41)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki biz, düşünüp anlasınlar diye bu Kur'an'da sözü tekrar tekrar açıkladık. Fakat bu, onlara daha da kaçıp uzaklaşmaktan başka bir yarar sağlamıyor.

(İsra 41)

Ömer Sevinçgül Meali:

Andolsun! ‘Gerçeği kabul etmeyenler’ düşünsünler diye, ‘hakikati’ Kur’an’da türlü üsluplarla anlatıyoruz. Fakat bu onların sadece ürküntüsünü artırıyor.

(İsra 41)

Sadık Türkmen Meali:

ANT OLSUN, bu Kur’an’ın içinde sözü uzun uzun anlattık. Düşünüp öğüt alsınlar diye. Fakat onlara (müşriklere) kaçıştan başka bir faydası olmuyor.

(İsra 41)

Seyyid Kutub Meali:

Kâfirler öğüt alıp, akıllarını başlarına toplasınlar diye bu Kur'an'da çeşitli uyarı yöntemleri kullandık. Fakat bu farklı uyarılar onların gerçekten daha da uzaklaşmalarından başka bir şeye yaramamıştır.

(İsra 41)

Suat Yıldırım Meali:

İnsanlar düşünüp ders alsınlar diye Biz Kur'an'da bu gerçekleri farklı üsluplarla beyan ettik. Ne var ki bu, onları daha da kaçırmaktan başka bir sonuç vermedi.

(İsra 41)

Süleyman Ateş Meali:

Biz Kur'an'da sözü türlü biçimlerde anlattık ki, düşünüp anlasınlar. Fakat bu, onların sadece kaçışlarını artırıyor.

(İsra 41)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O meseleyi bu Kur'an'da farklı biçimlerde anlattık ki[1] doğru bilgi[2] edinsinler. Ama bu, onların sadece nefretini artırıyor.

1)Meleklerin Allah'ın kızları sayılması ile ilgili ayetler yazılacak.
2)zikir

(İsra 41)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Gerçek şu ki, öğüt alsınlar diye bu Kur'an'da gerçeği türlü türlü açıkladık. Ama bu onların nefretini artırmaktan başka bir işe yaramıyor.

(İsra 41)

Şaban Piriş Meali:

Bu Kur'an'da, öğüt alsınlar diye açıklamalar yaptık. Fakat, bu onların sadece nefretini artırdı.

(İsra 41)

Talat Koçyiğit Meali:

Biz, bu Kur'ânda, ibret almaları için âyetleri çeşitli şekillerde anlattık. Fakat buna rağmen anlattıklarımız, onların, sadece nefretlerini artırmaktadır.

(İsra 41)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun, biz bu Kur'anda çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp düşünsünler diye, oysa bu, onların daha da uzaklaşmalarından başkasını arttırmıyor.

(İsra 41)

Ümit Şimşek Meali:

Öğüt alsınlar diye, Biz bu Kur'ân'da hakikatleri çeşitli şekillerde açıkladık. Fakat bu onları daha da fazla kaçırıyor.

(İsra 41)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Biz, gerçeği, Kur'an'da türlü biçimlerde ifade ettik ki, düşünüp anlayabilsinler. Fakat bu onların sadece kaçışlarını artırıyor.

(İsra 41)