17. İsra Suresi / 93.ayet

“Veya altından bir köşkün olmalı ya da göğe çıkmalısın. Fakat oradan bize okuyacağımız somut bir kitap getirmedikçe göğe çıktığına asla inanmayacağız.” De ki: “Hâşâ, kudreti sonsuz olan sadece Rabbimdir. Ben ise gücü sınırlı bir beşer elçiden başka neyim ki?”

Bknz: (4/153)(6/7)(74/52)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 93 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yahut altından yapılma bir evin olmadıkça, yahut da gökyüzüne gözümüzün önünde çıkmadıkça ve bunu yapsan bile herbirimize gökten yazılı bir kitap indirmedikçe ve biz, onu okumadıkça gene gerçeklemeyiz, seni, gene inanmayız sana. De ki: Rabbimi tenzih ederim, ben neyim, ancak insan bir peygamber.

(İsra 93)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Yahut (tamamı) altından yapılmış (saray gibi) bir evin olmalı, veya (gözümüzün önünde) gökyüzüne yükselip çıkmalısın. Ayrıca üzerimize, (gökten meleklerle getirilen ve) bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirip (önümüze koymalısın) . Aksi halde Sana asla inanmayacağız.” (Ey Nebim, onlara) De ki: “Rabbimi (tesbih ve tenzih edip) yüceltirim; Ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım (ki bu dediklerinizi yapayım) ?”

(İsra 93)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yahut altından yapılma bir evin olmadıkça veya gözümüzün önünde, göklere yükselmedikçe sana asla inanmayacağız ki, bize okuyabileceğimiz bir kitap, yazılı olarak gökten inmedikçe, senin göğe çıktığına da inanmayız.” De ki: “Bu gibi hayalleri teklif etmekten Rabbimi tenzih ederim. Hâşâ ben O'na böyle şeyler yapmasını teklif edemem. Ben sadece, elçi olarak gönderilen bir insan değil miyim?”

(İsra 93)

Adem Uğur Meali:

Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece (göğe) çıktığına da asla inanmayız. De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir elçiyim.

(İsra 93)

Ahmet Hulusi Meali:

"Yahut senin altından bir evin olmalı ya da semada uçmalısın... (Ayrıca) senin göğe uçmana da biz asla iman etmeyiz; ta ki, kendisini okuyacağımız bir yazılı madde kitabı gökten bizim üzerimize indirinceye kadar!"... De ki: "Subhan'dır Rabbim! Rasul bir beşerden başka neyim ki?"

(İsra 93)

Ahmet Tekin Meali:

“- Veya tezyinatlı, altın işlemeli bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın. Bize, sorumluluklarımızı tevdi eden, seni tasdik eden, sana uymamızı emreden okuyacağımız bir kitap indirtmediğin sürece göğe çıktığına da asla inanmayacağız, itimat etmeyeceğiz.” dediler. “- Rabbimi tenzih ederim. Ben peygamberlik görevi verilen insan neslinden farklı biri miyim?” de.*

(İsra 93)

Ahmet Varol Meali

Yahut altından bir evin olmalı veya göğe yükselmelisin. Üzerimize okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece yükselmene de inanmayacağız." De ki: "Rabbimi tenzih ederim! Ben peygamber olan bir insandan başka bir şey miyim?"

(İsra 93)

Ali Bulaç Meali:

"Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız." De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?"

(İsra 93)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahud altından bir evin olsun, yahud semaya çıkasın; ona çıktığına da asla inanmayız, tâ ki bize, okuyacağımız bir kitap indiresin (böylece Peygamber olduğunu orada okumuş olalım). De ki: “-Rabbimi tenzîh ederim. Ben, ancak diğer insanlar gibi bir insanım, diğer peygamberler gibi de bir Peygamberim.”

(İsra 93)

Ali Rıza Sefa Meali:

Veya "Altından yapılmış bir evin olmalı!" veya "Gökyüzüne yükselmelisin; okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yükselmene de inanmayız!" De ki: "Benim Efendim, tüm yakıştırmalardan ayrıktır. Ben, elçi olan bir insanoğlundan başka bir şey miyim?"

(İsra 93)

Ali Ünal Meali:

“Veyahut altından bir evin olmadıkça ya da kendin bizzat göğe çıkmadıkça. Ama unutma! Gökte iken, oradan kısım kısım bizim okuyacağımız bir kitap indirmezsen, oraya çıktığına da inanmayız ha!” (Rasûlüm,) de ki: “Ey şanı yüce, hakkında şunların düşündüklerinden münezzeh olan Rabbim! Ben, elçilik vazifesi ile gönderilmiş bir insandan başka bir şey miyim ki!”

(İsra 93)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Veya altın ve mücevherattan bir evin olmadıkça veya sen göğe yükselmedikçe, biz sana inanmayız. Ki bize okuyabileceğimiz bir kitap (yazılı olarak) gökten inmedikçe, senin göğe çıktığına da inanmayız.” De ki: “Rabbimi (böyle davranacağından) tenzih ederim. Ben insan olan bir peygamberden başka bir şey değilim. (Allah değilim ki, sizin bu dediklerinizi yapayım. Allah ortak edinmekten çok yücedir.)”

(İsra 93)

Bayraktar Bayraklı Meali:

"Ya da altından bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece göğe çıktığına da asla inanmayız." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir peygamberim."

(İsra 93)

Bekir Sadak Meali:

«Veya altin bir evin olmali, yahut goge yukselmelisin ama oradan okuyacagimiz bir kitap indirmezsen yine o yukselmene inanmayacagiz.» De ki: «Fesubhanallah! Ben peygamber olan bir insandan baska bir sey miyim? «*

(İsra 93)

Besim Atalay Meali:

Ya altundan bir evin bulunmadıkça, ya da göğe çıkarak, okumakçin bizlere bir kitap indirmedikçe, sana hiç inanmayız !»; de ki: «Tanrım kutsaldır, ben peygamber olan bir insandan başka bir şey değilim !»

(İsra 93)

Celal Yıldırım Meali:

Veya senin altınla kaplanmış (cinsten) bir evin olsun, ya da göğe yükselesin, —ama okuyabileceğimiz bir kitabı oradan üzerimize indirmedikçe senin göğe yükselmene de elbette inanmıyacağız— De ki: Rabbimi tenzîh ederim; ben peygamber olan bir insandan başka bir şey miyim ?

(İsra 93)

Cemal Külünkoğlu Meali:

“Yahut altından bir köşkün olmalı veya göğe çıkmalısın. Ancak (gökten) okuyacağımız bir kitabı bize indirmedikçe senin göğe çıktığına asla inanmayız!” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece elçi olan bir insandan başka ne olabilirim ki?” *

(İsra 93)

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Veya altın bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin ama oradan okuyacağımız bir kitap indirmezsen yine o yükselmene inanmayacağız." De ki: "Fesubhanallah! Ben peygamber olan bir insandan başka bir şey miyim? "*

(İsra 93)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(90-93) Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."

(İsra 93)

Diyanet Vakfı Meali:

«Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece (göğe) çıktığına da asla inanmayız.» De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir elçiyim.

(İsra 93)

Edip Yüksel Meali:

'Ya da altın bir evin olmalı, veya göğe yükselmelisin. Yükselsen bile okuyacağımız bir kitabı üzerimize indirmedikçe ona inanmayız.' De ki: 'Rabbim yücedir. Ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim ki.'

(İsra 93)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yahud senin altından bir evin olsun, Yahud Semaya çıkasın, ona çıktığına da asla inanmayız ta ki üzerimize okuyacağımız bir mektub indiresin, de ki: sübhanallah ben ancak beşer bir Resulüm

(İsra 93)

Elmalılı Yeni Meali:

veyahut altından bir evin olsun ya da gökyüzüne çıkasın; ona çıktığına da asla inanmayız; ta ki bize okuyacağımız bir mektup indiresin!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir, ben sadece beşer olan bir peygamberim."

(İsra 93)

Erhan Aktaş Meali:

Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe yükselmelisin. Çıksan dahi, bize oradan okuyacağımız bir kitap indirmedikçe senin yükselişine asla inanmayız. De ki: "Benim Rabb'im noksanlıklardan arıdır. Ben, bir beşer ve rasulden başka bir şey miyim ki?"

(İsra 93)

Gültekin Onan Meali:

"Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız" De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben elçi olan bir beşerden başkası mıyım?"

(İsra 93)

Hakkı Yılmaz Meali:

(90-93) Ve “Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadıkça sana asla inanmayacağız. Yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarında şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın. Yahut iddia ettiğin gibi göğü parçalar hâlinde üzerimize düşürmelisin yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmelisin. Yahut senin altın süslemeli bir evin olmalı yahut göğe yükselmelisin. Ancak, senin yükselişine, öğrenip öğreteceğimiz bir kitabı bize indirmene kadar asla inanmayız” dediler. Sen de ki: “Rabbim noksanlıklardan arınıktır. Ben, beşer bir elçiden başka bir şey miyim ki!”

(İsra 93)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Ya da altından bir evin olmalı veya gökyüzüne çıkmalısın/uçmalısın. Bize gökyüzünden okuyacağımız bir kitap getirmedikçe göğe çıkışına da inanmayacağız.” De ki: “Rabbimi tenzih ederim. Ben insan olan bir resûlden başka bir şey miyim?”

(İsra 93)

Harun Yıldırım Meali:

"Yahut da altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece (göğe) çıktığına da asla inanmayız." De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir elçiyim.

(İsra 93)

Hasan Basri Çantay:

"Yahud altından bir evin olsun, yahud semaya çıkasın. Ona çıkdığına da asla inanmayız a! Taki üstümüze okuyacağımız bir kitab indiresin"! (Şöyle) de: "Rabbimin şaanı yücedir. Ben (Allahın) resul (ü) bir beşerden başkası mıyım ki"?

(İsra 93)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Yâhut, altından bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın! Fakat bize okuyacağımız bir kitab indirmedikçe, göğe çıkmana da aslâ inanmayacağız!” De ki: “Rabbimi tenzîh ederim;(ben) sâdece peygamber olan bir insan değil miyim?”(2)*

(İsra 93)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(90-93) "Sen, bize yerden bir [su] kaynağı fışkırtıncaya veya bir hurma ağacından ve bir üzümden oluşan, senin de aralarında fışkırttıkça fışkırtacağın ırmaklar olan sana ait bir cennet [bahçe] oluncaya veya iddia ettiğin gibi göğü yumuşak parçalar olarak üzerimize düşürünceye veya Allah'ı ve melekleri karşılıklı halde getirinceye veya takılardan/altından sana ait bir ev oluncaya veya sen göğe kalkıncaya kadar asla sana inanmayacağız! Sen, Kendisini okuyacağımız bir kitabı bize parça parça indirinceye kadar da göğe kalktığına asla inanmayacağız!" dediler. RAB'bim münezzehtir! Ben elçi bir beşerden başkası değildim ki?" de.

(İsra 93)

Hüseyin Atay Meali:

Veyahut altından bir evin olmadıkça, yahut göğe çıkmadıkça, sana inanmayacağız ve okuyacağımız bir kitabı bize indirmedikçe göğe çıkmana da inanmayacağız." De ki: "Allah Allah! Ben ancak elçi olan bir beşer değil miyim?"

(İsra 93)

İbni Kesir Meali:

Yahut da altundan bir evin olsun veya göğe yükselesin. Oradan bize okuyacağımız bir kitab indirilinceye kadar, senin yükselmene de inanmayacağız. De ki: Tenzih ederim Rabbımı. Ben, peygamber olarak gönderilmiş bir beşerden başkası değilim.

(İsra 93)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Veya senin altından bir evin olsun, veyahut sen göğe çıkmalısın. Ancak, senin göğe çıktığına inanabilmemiz için, gökten bir kitap indirip, o kitabı biz alıp okumadıkça, sana inanacak değiliz” dediler. Deki “Allah bütün noksan sıfatlardan uzaktır. Ben bir insan elçiden başka bir şey değilim ki.”

(İsra 93)

İskender Ali Mihr Meali:

Veya senin altından bir evin olsun veya semaya yüksel. Bize okuyacağımız bir kitap indirmedikçe senin yükselişine (miracına) asla inanmayız. De ki: “Benim Rabbim, Sübhan’dır (O, noksan sıfatlardan münezzehtir). Ben, insan resûlden başka bir şey miyim?”

(İsra 93)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

ya senin altından bir evin olsun, ya da gökyüzüne çıkasın. Çıksan da inanmayız, bize okuyacağımız bir kitap getirmedikçe.» De ki: «Çalabım uludur. Ben Allah'ın gönderdiği âdemoğlu bir elçiden başka neyim ki?»

(İsra 93)

Kadri Çelik Meali:

“Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız.” De ki: “Rabbim münezzehtir; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?”

(İsra 93)

Mahmut Kısa Meali:

“Yâhut altından yapılmış bir sarayın olmadıkça veya gözlerimizin önünde bir kuş gibi uçup göğe yükselmediğin sürece sana asla inanmayacağız! Gerçi göğe yükselmiş olsan bile, bize oradan, okuyacağımız ve doğrudan bize hitaben yazılmış bir kitap indirmedikçe, sırf göğe çıktın diye öyle hemencecik inanmayız sana!” Onlara cevaben de ki: “Bu dediklerinizi yapabilecek, mükemmel niteliklere sahip olan, yalnızca Rabb’imdir. Oysa ben, hiçbir zaman Rab olduğumu iddia etmedim! Ben nihâyet, elçi olarak gönderilmiş fâni bir insandan başka neyim ki? Ben size, Allah tarafından olağanüstü yeteneklerle donatılmış olduğumu söylemedim ki! Neden benden böyle şeyler istiyorsunuz? Ben sadece, Allah’tan size bir mesaj getirdiğimi söylüyorum. Eğer benim iddiamın doğruluğunu denetlemek istiyorsanız, işte Kur’an, bir mûcize olarak karşınızda duruyor!”

(İsra 93)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

“İnanmayız yine sana; senin altından bir evin olmadıkça, gökyüzüne yükselmedikçe Sen bunu yapsan bile, bizim okuyacağımız bir kitap indirmedikçe.” Sen onlara de ki: Rabbimi yüceltirim. Ben, elçi olarak gönderilen bir beşerden başkası değil miyim ki?

(İsra 93)

Mehmet Türk Meali:

“Yahut senin altından bir evin olmalı veya göğe yükselmelisin. (Oradan) bize okuyabileceğimiz bir kitap indirmedikçe, senin göğe yükselişine de asla inanmayacağız.” dediler. (Sen de onlara): “Rabbimi tenzih ederim, (size göre yoksa) ben, beşer olan bir elçiden başka bir şey miyim?” de.

(İsra 93)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Ya (da) altından bir evin olsun veya göğe çık. Ancak (yukarıya giderek) bize okuyabileceğimiz bir kitap indirmedikçe, senin (göğe) çıktığına (da) inanmayız.” Sen de ki: “Hâşâ! Benim Rabbim (bu gibi işlerden) uzaktır. Ben ise, ancak beşer bir peygamberim. ”

(İsra 93)

Muhammed Esed Meali:

yahut altından (yapılmış) bir evin olmadıkça; yahut göğe yükselmedikçe -kaldı ki göğe yükselmene dahi, bize (oradan, kendi gözlerimizle) okuyabileceğimiz bir kitap getirmedikçe- inanmayız ya!" (Ey peygamber) de ki: "Kudret ve yüceliğinde sınırsız olan Rabbimdir! Ben ölümlü bir elçiden başka biri miyim ki?"

(İsra 93)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Yahut altından bir evin olsun, ya da göğe çıkmalısın. Ona çıktığına da kesinlikle inanmayız. Ta ki bize, okuyacağımız bir kitap indirmelisin." De ki; "Rabbimi yüceltirim. Sonuçta ben de, Tanrı elçisi olan bir insandan başka bir şey değilim."

(İsra 93)

Mustafa Çavdar Meali:

“Veya altından bir köşkün olmalı ya da göğe çıkmalısın. Fakat oradan bize okuyacağımız somut bir kitap getirmedikçe göğe çıktığına asla inanmayacağız.” De ki: “Hâşâ, kudreti sonsuz olan sadece Rabbimdir. Ben ise gücü sınırlı bir beşer elçiden başka neyim ki?”

Bknz: (4/153) - (6/7) - (74/52)

(İsra 93)

Mustafa Çevik Meali:

89-93 Biz bu Kur’an’da insanlar için tek doğru olan hayat nizamı ile ahlakı tüm açıklığı, ayrıntıları ve misalleri ile tekrar tekrar anlattık, buna rağmen insanların çoğunun bundan yüz çevirmesi nankörlük ve küstahlıktan başka bir şey değildir. Bu nankör inkârcılar bir de kalkmış sana, “Söylediklerine inanmamız için bize yerden pınarlar fışkırtmalısın, hurma ağaçları ve asmalardan oluşan mucize bir bahçen olmalı, o bahçe içinden ırmaklar akıtmalısın ya da Kıyamet Günü’nden önce olacağını iddia ettiğin gibi, göğü paramparça başımıza indirmelisin ve Allah ile melekleri de karşımıza çıkarmalısın. Ayrıca senin altından bir köşkün de olmalı, göğe yükselmeli, oradan bize bir de kitap getirmelisin, biz de onu okuyup senin dediklerini orada da görmeliyiz. Bu saydıklarımızı görmedikçe senin Peygamber olduğuna asla inanmayız ve davetini de kabul etmeyiz.” diyorlar. Sen de onlara de ki: “Bu söylediklerinizi yapma gücüne sahip olan sadece Rabbimdir, ben ise sizlere O’nun âyetlerini tebliğ etmekle görevlendirilmiş ve gücü sizler gibi sınırlı olan bir insanım.”

(İsra 93)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Veyahut da senin altından bir köşkün olmalı ya da semaya çıkmalısın; fakat semaya çıkman durumunda (dahi) oradan bize okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yine de sana inanmayacağız." De ki: "Kudret ve yüceliğinde sınır bulunmayan sadece Rabbimdir; ben, fani bir elçiden başka neyim ki?"

(İsra 93)

Osman Okur Meali:

Yahut altından bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız! De ki: "Rabbimin şanı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). Ben, sadece elçi (olarak gönderil)en (sizin gibi) bir beşer değil miyim?"

(İsra 93)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Veyahut senin için altın- dan bir hane olmalı veya göğe derece derece yükselesin ve senin yükselmene de asla inanmayız, tâ ki, üzerimize kendisini okuyacağımız bir kitap indiresin.» De ki: «Rabbimi tenzih ederim, ben bir beşer olan resûlden başka değilim.»

(İsra 93)

Ömer Öngüt Meali:

“Yahut da altından bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın. Oradan bize okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece, senin yükselmene de aslâ inanmayız. ” De ki: “Rabbimi tenzih ederim! Ben sadece beşer olan bir peygamber değil miyim?”

(İsra 93)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ya da, altından yapılmış bir evin olmalı. Ya da, göğe yükselmelisin. Oradan bize okuyacağımız bir kitap indirmelisin. Yoksa yükselmene de inanmayız!” dediler. Sen de onlara, “Rabbim bütün kusurlardan ıraktır! Ben sadece bir insanım. Gönderilmiş bir peygamberim!” de.

(İsra 93)

Sadık Türkmen Meali:

Veya senin, altından yapılmış bir evin olmalı. Ya da gökyüzüne çıkmalısın! Ve ona çıkmana da asla inanmayacağız, ta ki bize; kendisini okuyacağımız bir kitap indirmedikçe!” De ki: “Rabbimi yüceltir, tenzih ederim! Ben sadece elçi olan bir beşer/insan değil miyim?”

(İsra 93)

Seyyid Kutub Meali:

Ya da altından bir köşkün olmalı veya göğe çıkmalısın. Gökte bize okuyabileceğimiz somut bir kitap indirmedikçe de oraya çıktığına kesinlikle inanmayız.» Onlara de ki; «Subhanallah! Ben peygamberlikle gönderilmiş bir insandan başka bir şey miyim ki?»

(İsra 93)

Suat Yıldırım Meali:

Yok, yok! Bu da yetmez, senin altundan bir evin olmalı yahut göğe çıkmalısın.(Ama unutma!) Sen bize oradan dönerken okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yine de senin oraya çıktığına inanmayız ha!" De ki: "Fe Sübhanallah! Ben sadece elçi olan bir insandan başka ne olabilirim ki?."

(İsra 93)

Süleyman Ateş Meali:

"Yahut altundan bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). Ben, sadece elçi ol(arak gönderil)en bir insan değil miyim?"

(İsra 93)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Altından yapılmış bir evin olsa yahut gökyüzüne çıksan? Bize okuyacağımız bir kitap indirmedikçe çıktığına da inanacak değiliz ya." De ki "Rabbime boyun eğerim; ben elçi olan bir beşerden başka neyim ki?

(İsra 93)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Yahut altından yapılmış bir evin olmalı, ya da göğe yükselmelisin. Gerçi okuyacağımız bir kitap getirmedikçe göğe çıkmana da inanmayız ya..." De ki: "Rabbimin gücü her şeye yeter. Ben ancak elçi olarak gönderilmiş bir insanım."

(İsra 93)

Şaban Piriş Meali:

-Veya altından bir evin olmalı ya da göğe yükselmelisin oradan bize okuyacağımız bir kitap getirmedikçe yine de sana inanmayacağız. De ki: -Rabbimi tenzih ederim, ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim?

(İsra 93)

Talat Koçyiğit Meali:

"Yahut altından bir evin olmadıkça, veya göğe yükselmedikçe fakat oradan, okuyacağımız bir kitabı bize indirmedikçe, sana asla inanmayacağız". (Ey Muhammed! Onlara de ki: "Rabbımı tenzih ederim. Ben, elçi olan bir insandan başka neyim"?

(İsra 93)

Tefhimul Kuran Meali:

«Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız.» De ki: «Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?»

(İsra 93)

Ümit Şimşek Meali:

“Yahut altından bir evin olsun. Yahut göğe çık. Gerçi göğe çıktığına da inanacak değiliz—meğer ki bize gözümüzle görüp okuyacağımız bir kitap indiresin.” Sen de ki: Rabbim her türlü noksandan uzaktır. Ben ise ancak beşerden bir elçiyim.

(İsra 93)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?"

(İsra 93)