17. İsra Suresi / 98.ayet

Bu onların, bizim ayetlerimize inanmamaları ve “Biz kemik yığını haline gelip toza toprağa karıştıktan sonra, yeni bir yaratılışla tekrar mı diriltileceğiz” demelerinin cezasıdır.

Bknz: (2/39)(6/26)»(6/28)(6/93)(13/5)(36/77)»(36/79)

Mustafa Çavdar Meali

İsra 98 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bu da, delillerimizi inkar edip kemik haline geldikten, toz olup gittikten sonra mı yeniden yaratılacağız da dirileceğiz demelerinin karşılığı.

(İsra 98)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Bu (azap), şüphesiz onların, ayetlerimizi inkâr etmelerine ve: "Biz (ölüp kabre gömülüp kuru) kemikler halini aldıktan, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi (çürüyüp yok olmanın ardından) yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık (uygun) cezalarıdır. (Bunu hak etmişlerdir.)

(İsra 98)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu onların mesajlarımızı inkâr edip ve “Demek biz kemiğe, toza, toprağa dönüştükten sonra, gerçekten yepyeni bir yaratma biçimiyle diriltileceğiz, öyle mi?” demelerinden dolayıdır.

(İsra 98)

Adem Uğur Meali:

Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: "Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?" demişlerdir.

(İsra 98)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte bu onların yaptıklarının sonucudur! Çünkü onlar kendilerindeki işaretlerimizi, hakikat bilgisini inkar edenlerdi ve: "Biz kemik yığını ve toz toprak olduğumuzda mı, gerçekten yepyeni bir yaradılış ile ba'solunacaklarız?" dediler.

(İsra 98)

Ahmet Tekin Meali:

Âyetlerimizi, kâinattaki kudretimizi, birliğimizi gösteren açık delilleri inkârda ısrar edip küfre saplanmaları, “Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toz toprak olduktan sonra mı, yepyeni bir yaratılışla mı, yeniden diriltileceğiz?” demeleri sebebiyle cezaları budur.

(İsra 98)

Ahmet Varol Meali

Bu, ayetlerimizi inkar etmelerine ve: "Kemikler ve ufalanmış toz haline geldikten sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık onların cezalarıdır.

(İsra 98)

Ali Bulaç Meali:

Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkar etmelerine ve: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık cezalarıdır.

(İsra 98)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bu, onların cezasıdır; çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve şöyle dediler: “- Biz, bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı, gerçekten yeni bir yaratılışla diriltileceğiz!...”

(İsra 98)

Ali Rıza Sefa Meali:

Onların cezası, işte böyledir. Çünkü ayetlerimizi inkar ettiler ve şöyle dediler: "Kemik ve toz toprağa dönüştüğümüzde mi? Gerçekten, yeni bir yaratılışla yeniden yaratılacak mıyız?"

(İsra 98)

Ali Ünal Meali:

Budur onların cezası! Çünkü âyetlerimizi, serdettiğimiz onca delilleri bile bile ve nefsaniyetlerine mağlûp olarak inkâr ediyorlar ve “Kupkuru kemik yığını ve toz zerrecikleri haline geldiğimiz zaman mı, yani biz o halde iken mi yeniden yaratılıp diriltileceğiz?” diye, inkârlarına güya gerekçe ileri sürüyorlardı.

(İsra 98)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Bu, onlar için (hak olan) bir cezadır. Çünkü onlar ayetlerimizi inkâr ettiler. Ve: “Biz kemikler ve toz toprak olduğumuz zaman mı yeni bir şekilde dirileceğiz?” dediler. (Yani, Allah’ı ve ahireti inkâr ettiler.)

(İsra 98)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte onların bu cezası, ayetlerimizi inkar etmiş olmalarından ve"Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman da mı, yeniden yaratılarak dirileceğiz?" demelerindendir.

(İsra 98)

Bekir Sadak Meali:

Bu, ayetlerimizi inkar etmelerinin ve: «Kemik ve ufalanmis toprak oldugumuzda mi yeniden dirilecegiz?» demelerinin cezasidir.

(İsra 98)

Besim Atalay Meali:

Bu onların, bizim âyetlerimizi küçümseyen kâfir olduklarının; «Kemik olup ufalandıktan sonra, biz yine dirilir miyiz?» demiş olduklarının cezasıdır

(İsra 98)

Celal Yıldırım Meali:

Bu, onların âyetlerimizi inkâr etmeleri ve «biz kemikler ve ufalıp toz-toprak haline geldikten sonra mı yeni bir yaratık olarak dirilip kaldırılacağız ?» demelerine karşılık cezalarıdır.

(İsra 98)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte onların cezaları budur. Çünkü ayetlerimizi yalanladılar ve “Biz kemik ve toz haline dönüştükten sonra diriltilerek yaratılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?” dediler.

(İsra 98)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bu, ayetlerimizi inkar etmelerinin ve: "Kemik ve ufalanmış toprak olduğumuzda mı yeniden dirileceğiz?" demelerinin cezasıdır.

(İsra 98)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bu, onların cezasıdır. Çünkü onlar ayetlerimizi inkar ettiler ve, "Biz bir yığın kemik, bir yığın ufantı olduktan sonra mı yeniden bir yaratılışla diriltilecekmişiz, biz mi?" dediler.

(İsra 98)

Diyanet Vakfı Meali:

Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: «Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?» demişlerdir.

(İsra 98)

Edip Yüksel Meali:

Ayetlerimizi yalanladıkları, 'Kemik ve ufalanmış toprak olduktan sonra biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz,' dedikleri için cezaları budur

(İsra 98)

Elmalılı Orjinal Meali:

O onların cezalarıdır, çünkü onlar ayetlerimize küfrettiler de: ya biz bir yığın kemik olduğumuz ve ufalanıp tozduğumuz vakıt mı, biz mi cidden yeni bir hılkatle ba'solunacağız? dediler.

(İsra 98)

Elmalılı Yeni Meali:

Bu, onların cezasıdır, çünkü onlar ayetlerimizi inkar ettiler ve: "Sahi biz bir yığın kemik ve ufalanıp tozduğumuz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" dediler.

(İsra 98)

Erhan Aktaş Meali:

Onların, cezalandırılmalarının nedeni, ayetlerimizi inkar etmelerinden ve "Biz bir yığın kemik ve ufalanmış toz haline geldikten sonra mı yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?" diye alay etmeleridir.

(İsra 98)

Gültekin Onan Meali:

Bu, şüphesiz, onların ayetlerimize küfretmelerine ve: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık cezalarıdır.

(İsra 98)

Hakkı Yılmaz Meali:

(97,98) Ve Allah kime kılavuz olursa, işte o doğru yolu bulmuş olandır. Kimi de saptırırsa, artık bunlar için Allah'ın astlarından hiçbir yardımcı, koruyucu, yol gösterici yakın kimse bulamazsın. Ve Biz, onları kıyâmet günü kör, dilsiz ve sağır oldukları hâlde, yüzleri üstü toplayacağız. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne zaman ki cehennem dindi, onlara ateşi arttırırız. İşte bu, onların, âyetlerimizi/ alâmetlerimizi/ göstergelerimizi örtbas etmiş olmaları ve “Bizler, bir yığın kemik ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı, biz yeni bir oluşturuluşla kesinlikle diriltilmiş mi olacağız?” demiş olmaları nedeniyle onların cezasıdır.

(İsra 98)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu, onların cezasıdır. (Sebebiyse) onların ayetlerimizi inkâr etmeleri ve: “Gerçekten biz, kemik olup toza toprağa döndükten sonra yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?” demeleridir.

(İsra 98)

Harun Yıldırım Meali:

Cezaları işte budur! Çünkü onlar, âyetlerimizi inkâr etmişler ve: "Sahi bizler, bir kemik yığını ve kokuşmuş toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla diriltilmiş mi olacağız?" demişlerdir.

(İsra 98)

Hasan Basri Çantay:

Bu, onların cezasıdır. Çünkü, onlar ayetlerimizi tanımayarak kafir oldular, "Bir yığın kemik ve kırıntı olunca mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?" dediler.

(İsra 98)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte bu, onların cezâsıdır; çünki onlar, âyetlerimizi inkâr ettiler ve: “(Biz) bir kemik yığını ve ufalanmış bir toprak hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecek kimseleriz?” dediler.(2)*

(İsra 98)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte bu, ayetlerimizi [mucizelerimizi] örtüp görmezden gelmeleri ve "Biz, kemikler ve ufalanmış toz olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mi cidden yeni bir yaratılış olarak yeniden yaratılmış olacağız?" demeleri nedeniyle onların cezasıdır.

(İsra 98)

Hüseyin Atay Meali:

İşte onların bu cezası, ilkelerimizi inkâr etmiş olmalarından ve "Biz kemikler ve ufantılar olduğumuzda da mı, yeniden yaratılarak diriltileceğiz?" demelerindendir.

(İsra 98)

İbni Kesir Meali:

Bu, onların cezasıdır. Çünkü onlar; ayetlerimize küfrettiler ve: Kemik, ufalanmış toprak olduğumuzdan sonra mı, biz mi, yeniden bir yaratılışla diriltileceğiz? dediler.

(İsra 98)

İlyas Yorulmaz Meali:

İşte, bu cezanın sebebi, onların ayetlerimizi inkar edip kabullenmemeleri ve “Biz kemik yığını olup, toprağın içinde un ufak haline geldikten sonra, yeni bir yaratılışla mı yaratılacağız?” demelerindendir.

(İsra 98)

İskender Ali Mihr Meali:

İşte bu, onların âyetlerimizi inkâr etmelerinden ve “Biz kemik ve toz haline gelmiş (toprak) olduğumuz zaman mı? Biz mi gerçekten yeni (bir) yaratılışla mutlaka beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” demeleri sebebiyle onların cezasıdır.

(İsra 98)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte onların cezası budur. Çünkü onlar belgelerimizi tanımadılar, «Bir yığın kemik, bir avuç toz olduktan sonra gerçek olarak yeni bir yaradılışla diriltilecekmişiz, öyle mi?»

(İsra 98)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz bu; onların ayetlerimizi inkâr etmelerine ve “Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra, gerçekten biz yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?” demelerine karşılık cezadır.

(İsra 98)

Mahmut Kısa Meali:

İşte, zâlimlerin cezası budur! Çünkü onlar, hem ayetlerimizi inkâr etmiş, hem de “Biz mezara girip kemik ve toz yığını hâline geldikten sonra mı yeniden yaratılıp diriltileceğiz, öyle şey olmaz!” demek sûretiyleâhiretin varlığını, dolayısıyla Allah’ın adâletini inkâr etmişlerdi.

(İsra 98)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Ayetlerimizi inkar etmelerine ve: "Biz mi diriltileceğiz tekrar? İşte kemikler dağılıp, toz toprak haline gelip dağıldıktan Sonra" demelerine karşılık böylesidir cezası onların.

(İsra 98)

Mehmet Türk Meali:

Şüphesiz bu, onların âyetlerimizi inkâr etmelerinin ve: “Biz kemik haline geldikten ve toprak olup ufalandıktan sonra diriltilerek yaradılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?” demelerinin cezâsıdır.1*

(İsra 98)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bu onların cezasıdır. Çünkü onlar ayetlerimizi inkâr ettiler ve dediler ki: “Biz kemik olarak kaldığımızda ve kırıntılar haline geldiğimizde, gerçekten yeni bir yaratılış olarak mı kaldırılacağız?”

(İsra 98)

Muhammed Esed Meali:

Bu, onların mesajlarımızı inkar ederek ve "Demek, biz kemiğe, toza toprağa dönüştükten sonra gerçekten yepyeni bir yaratma eylemiyle diriltileceğiz, öyle mi?" diyerek hak ettikleri bir karşılık olacak.

(İsra 98)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte bu, onların cezasıdır; çünkü onlar ayetlerimizi inkar etmişler ve; "Biz kemik olup toza toprağa karıştıktan sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demişlerdi.

(İsra 98)

Mustafa Çavdar Meali:

Bu onların, bizim ayetlerimize inanmamaları ve “Biz kemik yığını haline gelip toza toprağa karıştıktan sonra, yeni bir yaratılışla tekrar mı diriltileceğiz” demelerinin cezasıdır.

Bknz: (2/39) - (6/26)»(6/28) - (6/93) - (13/5) - (36/77)»(36/79)

(İsra 98)

Mustafa Çevik Meali:

97-98 Ancak, Allah’ın davetine iman edip, ona uygun yaşamak uğrunda ellerinden gelen çabayı gösterenler, doğru yolu bulmuşlardır. Bundan sonra başka bir yolu ısrarla ve inatla hayat tarzı olarak seçenleri de, Allah tercih ettikleri bataklıklarında kendi hallerine bırakır ve onlara yardım da etmez. Kıyamet Gününde onları körler, sağırlar ve dilsizler olarak toplayıp yüzükoyun süründürerek cehenneme sürükler, cehennemin ateşi de ne zaman zayıflamaya başlarsa tekrar harlı alevler halinde tutuşturulup güçlendirilir. Bu ceza, onların Kur’an ile bildirilenleri kabul etmemeleri ve “Demek biz ölüp toprağa karıştıktan sonra yeniden mi diriltilecekmişiz.” diyerek âhiretle alay etmeleri sebebi ile hak ettikleri cezalarıdır.

(İsra 98)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bu onların, Bizim ayetlerimizi inkarda ısrar etmelerinin ve "Ne yani, şimdi biz kemiğe, toza-toprağa karıştıktan sonra yepyeni bir yaratılışla tekrar mı diriltileceğiz?" demelerinin bir karşılığı olacak.

(İsra 98)

Osman Okur Meali:

Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkar etmelerine ve: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" demelerine karşılık cezalarıdır.

(İsra 98)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bu onların cezasıdır. Çünkü onlar Bizim âyetlerimizi inkar ettiler ve dediler ki, «Biz birtakım kemikler ve parçalanmış nesneler olduğumuz vakit mi, biz mi yeni bir yaratılmış olarak diriltileceğiz?»

(İsra 98)

Ömer Öngüt Meali:

Onların cezaları işte budur! Çünkü onlar âyetlerimizi inkâr ettiler ve: “Biz bir yığın kemik ve ufalanmış toprak olduktan sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltilmiş olacağız?” dediler.

(İsra 98)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bu onların cezalarıdır! “Biz bir kemik, bir toz olduktan sonra yeniden yaratılıp diriltileceğiz öyle mi!” diyerek ayetlerimizi inkâr etmeleri sebebiyle bu cezayı hak ettiler.

(İsra 98)

Sadık Türkmen Meali:

Onların cezaları işte budur! Çünkü onlar, ayetlerimizi inkâr ettiler ve dediler ki: “Kemik yığını ve ufalanmış toprak olduktan sonra mı?!.. Gerçekten biz mi?!.. Yepyeni bir yaratılışla diriltileceğiz?!..”

(İsra 98)

Seyyid Kutub Meali:

Onların cezaları budur. Çünkü ayetlerimizi yalanlamışlar ve «Biz kemik ve toz haline dönüştükten sonra diriltilerek yaratılışın yeni bir aşamasına mı geçeceğiz?» demişlerdi

(İsra 98)

Suat Yıldırım Meali:

İşte onların cezaları budur! Çünkü onlar ayetlerimizi inkar ediyorlar ve:"Bir kemik yığını ve ufalanan kırıntı haline geldikten sonra mı biz diriltilip yeniden yaratılacağız!" diye dinle alay ediyorlardı.

(İsra 98)

Süleyman Ateş Meali:

İşte cezaları budur. Çünkü onlar, ayetlerimizi inkar ettiler ve: "Biz kemikler ve ufalanmış toprak haline geldikten sonra mı, biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?" dediler.

(İsra 98)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ayetlerimizi görmezlikten gelmelerine karşılık onlara verilen ceza budur. Bir de şöyle demişlerdi: "Kemikler haline gelmiş ve param parça olmuşken mi? Yani o durumdayken gerçekten biz yeni bir yaratılışla ayağa mı kalkacağız?"

(İsra 98)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu, âyetlerimizi inkar etmelerinin ve: "Kemik ve toz toprak olduktan sonra yeniden mi diriltileceğiz?" demelerinin karşılığıdır.

(İsra 98)

Şaban Piriş Meali:

Bu, ayetlerimizi inkar etmeleri ve "Kemik haline gelip, ufalanıp toprak olduktan sonra yeni bir yaratılışla tekrar mı diriltileceğiz?" demeleri sebebiyle onların cezasıdır.

(İsra 98)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu, âyetlerimizi inkar etmeleri ve "biz, kemik olduktan ve ufalanıp toprak haline geldikten sonra mı yeni bir yaratılış olarak diriltileceğiz" demeleri sebebiyle onların cezasıdır.

(İsra 98)

Tefhimul Kuran Meali:

Bu, şüphesiz, onların ayetlerimizi inkâr etmelerine ve: «Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?» demelerine karşılık cezalandırır.

(İsra 98)

Ümit Şimşek Meali:

Bu onların cezasıdır; çünkü onlar âyetlerimizi inkâr etmişler ve “Biz kemik olup toza toprağa karıştıktan sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?” demişlerdi.

(İsra 98)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Cezaları işte budur. Çünkü ayetlerimizi inkar ettiler ve şöyle dediler: "Biz, bir kemik yığını olduktan, unufak hale geldikten sonra mı, sahi bundan sonra mı, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"

(İsra 98)