Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
Bknz: (3/138)
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
Bknz: (3/138)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?
(Kamer 32)Andolsun Biz Kur'an'ı zikir (öğüt alıp düşünmek ve her türlü sorunlarınıza çare üretmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?
(Kamer 32)Bu nedenle biz, Kur'ân'ı okumak, öğrenmek, ezberlemek, yaşamak ve öğüt almak için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?
(Kamer 32)Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?
(Kamer 32)Andolsun ki Kuran'ı kolaylaştırdık, hakikatin hatırlanması ve tefekkürü için! Buna göre bir düşünen yok mu?
(Kamer 32)Biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç?
(Kamer 32)Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
(Kamer 32)Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 32)And olsun ki, biz Kur'an'ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?
(Kamer 32)Üstelik gerçek şu ki, Kur'an'ı, düşünmek için kolaylaştırdık. Artık, öğüt alan var mı?
(Kamer 32)Gerçek şu ki, Kur’ân’ı (insanın dilinde indirmekle) Allah’ı anma, onu indirmekteki gayesini anlama ve ondan gereken dersi alma adına kolaylaştırdık. Yok mudur düşünüp ders alacak?
(Kamer 32)Andolsun! Biz Kur’anı, zikir için kolaylaştırdık. Artık öğüt alan yok mudur?
(Kamer 32)Andolsun ki Kur'an'ı,düşünenler için kolaylaştırdık. Düşünen var mı?
(Kamer 32)And olsun ki, Kuran'i ogut olsun diye kolaylastirdik; ogut alan yok mudur?
(Kamer 32)And olsun ki, biz Kur'ân'ıöğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Öğüt ve ibret alan var mıdır?
(Kamer 32)Andolsun ki biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? *
(Kamer 32)And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
(Kamer 32)Andolsun biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?
(Kamer 32)Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?
(Kamer 32)şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?
(Kamer 32)Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen mi var?
(Kamer 32)Ant olsun Biz, Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?
(Kamer 32)Andolsun biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 32)Andolsun Biz Kur’ân'ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen?
(Kamer 32)Andolsun ki biz, Kur’ân’ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Peki, var mı öğüt alan?
(Kamer 32)Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?
(Kamer 32)Andolsun ki biz Kur'anı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde bir düşünen var mı?
(Kamer 32)Şânım hakkı için, (biz) Kur'ân'ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık;(1) fakat bir nasîhat alan var mı?*
(Kamer 32)Elbetteki, hatırlatmak için kur'an'ı kolaylaştırdık. Artık, hiçbir öğüt alan yok mudur?
(Kamer 32)28-32 Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?
(Kamer 32)Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?
(Kamer 32)Ve andolsun ki Biz, Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?
(Kamer 32)Ant olsun ki Biz Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırmışızdır, öğütlensinler diye. Hani öğütlenen nerede?
(Kamer 32)Şüphesiz biz Kur'an'ı bir hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?
(Kamer 32)Andolsun Biz, ayetlerimizi anlayıp öğüt alabilmeniz için bu Kur’an’ı kolaylaştırdık; o hâlde, yok mu onu okuyup öğüt alan?
(Kamer 32)(Rab olarak) Biz Kur'an'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık. Andolsun ibret alan yok mudur?
(Kamer 32)Yemin olsun ki Biz Kur’an’ı düşünülmesi için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı? 1*
(Kamer 32)Şüphesiz Biz, Kur’an’ı nasihat (almanız) için kolay kıldık. Öyleyse nasihat almak isteyen var mı?
(Kamer 32)Bu nedenle Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?
(Kamer 32)Andolsun ki, biz Kuranı öğüt almaları için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?
(Kamer 32)Bknz: (3/138)
(Kamer 32)Bu misallerle Biz Kur’an’ı kolayca akılda tutulur kıldık, hâlâ bunlardan dersler çıkarmaz mısınız?
(Kamer 32)Ve doğrusu Biz bu Kur'an'ı ders alınsın diye kolaylaştırdık: öyleyse yok mudur ders alan?
(Kamer 32)Andolsun ki, Kuran'ı anlaşılıp öğüt alınsın diye kolay kıldık; öğüt alan yok mudur?
(Kamer 32)Kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı?
(Kamer 32)Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
(Kamer 32)Kur’an’ı insanlar düşünebilsinler diye kolaylaştırdık. Fakat nerde düşünen!
(Kamer 32)Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?
(Kamer 32)Biz Kur'an'dan öğüt alınabilsin diye onu kolay anlaşılır kıldık. Yok mu öğüt alan?
(Kamer 32)Yemin olsun, Biz, ders alınsın diye Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?
(Kamer 32)Andolsun Biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?
(Kamer 32)Doğru bilgiye ulaşılsın diye Kur'an'ı (ayetler kümesini bulmayı) kolaylaştırdık. O bilgiye ulaşan var mı?
(Kamer 32)Bu Kur'an'ı öğüt alınsın diye anlaşılır kıldık. Öğüt alan yok mu?
(Kamer 32)Andolsun ki Kur'an'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık. Öğüt alan var mı?
(Kamer 32)Kur'ân'ı öğüt olması için kolaylaştırdık; şimdi öğüt alacak yok mu?
(Kamer 32)Andolsun biz Kur'an'ı zikr (ile öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?
(Kamer 32)And olsun, Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Fakat hani ibret alacak olan?
(Kamer 32)Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!
(Kamer 32)