54. Kamer Suresi / 32.ayet

Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?

Bknz: (3/138)

Mustafa Çavdar Meali

Kamer 32 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve andolsun ki öğüt ve ibret için Kur'an'ı kolaylaştırdık, fakat bir ibret alan mı var?

(Kamer 32)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Andolsun Biz Kur'an'ı zikir (öğüt alıp düşünmek ve her türlü sorunlarınıza çare üretmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp-düşünen var mı?

(Kamer 32)

Abdullah Parlıyan Meali:

Bu nedenle biz, Kur'ân'ı okumak, öğrenmek, ezberlemek, yaşamak ve öğüt almak için kolaylaştırdık, fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?

(Kamer 32)

Adem Uğur Meali:

Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?

(Kamer 32)

Ahmet Hulusi Meali:

Andolsun ki Kuran'ı kolaylaştırdık, hakikatin hatırlanması ve tefekkürü için! Buna göre bir düşünen yok mu?

(Kamer 32)

Ahmet Tekin Meali:

Biz Kur'ân'ı okunarak ibadet edilsin, öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Düşünen, öğüt alan, okuyarak ibadet eden var mı hiç?

(Kamer 32)

Ahmet Varol Meali

Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?

(Kamer 32)

Ali Bulaç Meali:

Andolsun Biz Kur'an'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

(Kamer 32)

Ali Fikri Yavuz Meali:

And olsun ki, biz Kur'an'ı düşünüb öğüd almak için kolaylaştırdık; fakat düşünen mi var?

(Kamer 32)

Ali Rıza Sefa Meali:

Üstelik gerçek şu ki, Kur'an'ı, düşünmek için kolaylaştırdık. Artık, öğüt alan var mı?

(Kamer 32)

Ali Ünal Meali:

Gerçek şu ki, Kur’ân’ı (insanın dilinde indirmekle) Allah’ı anma, onu indirmekteki gayesini anlama ve ondan gereken dersi alma adına kolaylaştırdık. Yok mudur düşünüp ders alacak?

(Kamer 32)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Andolsun! Biz Kur’anı, zikir için kolaylaştırdık. Artık öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Andolsun ki Kur'an'ı,düşünenler için kolaylaştırdık. Düşünen var mı?

(Kamer 32)

Bekir Sadak Meali:

And olsun ki, Kuran'i ogut olsun diye kolaylastirdik; ogut alan yok mudur?

(Kamer 32)

Besim Atalay Meali:

Öğütlenmek için biz Kur'anı kolaylattık, öğütlenen var mıdır?

(Kamer 32)

Celal Yıldırım Meali:

And olsun ki, biz Kur'ân'ıöğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Öğüt ve ibret alan var mıdır?

(Kamer 32)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Andolsun ki biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan? *

(Kamer 32)

Diyanet İşleri Eski Meali:

And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Andolsun biz, Kur'an'ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Var mı düşünüp öğüt alan?

(Kamer 32)

Diyanet Vakfı Meali:

Andolsun biz Kur'an'ı, anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. O halde düşünüp öğüt alan yok mu?

(Kamer 32)

Edip Yüksel Meali:

Kuran'ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Elmalılı Orjinal Meali:

şanım namına Kur'anı müyesser de kıldık düşünmek için, fakat düşünen mi var?

(Kamer 32)

Elmalılı Yeni Meali:

Andolsun ki, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık, fakat düşünen mi var?

(Kamer 32)

Erhan Aktaş Meali:

Ant olsun Biz, Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. Var mı öğüt alıp düşünen?

(Kamer 32)

Gültekin Onan Meali:

Andolsun biz Kuran'ı zikr (öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

(Kamer 32)

Hakkı Yılmaz Meali:

Andolsun Biz Kur’ân'ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen?

(Kamer 32)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Andolsun ki biz, Kur’ân’ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Peki, var mı öğüt alan?

(Kamer 32)

Harun Yıldırım Meali:

Andolsun biz Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. O halde var mı ibret alıp düşünen?

(Kamer 32)

Hasan Basri Çantay:

Andolsun ki biz Kur'anı düşünmek için kolaylaşdırmışızdır. O halde bir düşünen var mı?

(Kamer 32)

Hayrat Neşriyat Meali:

Şânım hakkı için, (biz) Kur'ân'ı nasîhat alınsın diye kolaylaştırdık;(1) fakat bir nasîhat alan var mı?*

(Kamer 32)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Elbetteki, hatırlatmak için kur'an'ı kolaylaştırdık. Artık, hiçbir öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Hüseyin Atay Meali:

28-32 Onlara, her birinin içim sırasında bulunmak üzere, suyun aralarında bölündüğünü bildir. Ama bir arkadaşlarını çağırdılar, o da atıldı ve sinirledi. Benim azabım ve uyarmalarım nasılmış? Doğrusu üzerlerine bir çığlık gönderdik de ağılanın kurumuş otu gibi oldular. Andolsun, Kuranı hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık, hatırlayıp anlayan var mıdır?

(Kamer 32)

İbni Kesir Meali:

Andolsun ki; Biz, Kur'an'ı düşünmek için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt alan var mı?

(Kamer 32)

İlyas Yorulmaz Meali:

Biz Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık düşünen yok mu?.

(Kamer 32)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve andolsun ki Biz, Kur’an’ı zikir için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?

(Kamer 32)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ant olsun ki Biz Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırmışızdır, öğütlensinler diye. Hani öğütlenen nerede?

(Kamer 32)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz biz Kur'an'ı bir hatırlatma olsun diye kolaylaştırdık. Fakat hatırlayıp kendine gelen var mı?

(Kamer 32)

Mahmut Kısa Meali:

Andolsun Biz, ayetlerimizi anlayıp öğüt alabilmeniz için bu Kur’an’ı kolaylaştırdık; o hâlde, yok mu onu okuyup öğüt alan?

(Kamer 32)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(Rab olarak) Biz Kur'an'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık. Andolsun ibret alan yok mudur?

(Kamer 32)

Mehmet Türk Meali:

Yemin olsun ki Biz Kur’an’ı düşünülmesi için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı? 1*

(Kamer 32)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz Biz, Kur’an’ı nasihat (almanız) için kolay kıldık. Öyleyse nasihat almak isteyen var mı?

(Kamer 32)

Muhammed Esed Meali:

Bu nedenle Biz bu Kuran'ı akılda kolay tutulur kıldık. Öyleyse, yok mudur ondan ders almak isteyen?

(Kamer 32)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Andolsun ki, biz Kuranı öğüt almaları için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mıdır?

(Kamer 32)

Mustafa Çavdar Meali:

Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?

Bknz: (3/138)

(Kamer 32)

Mustafa Çevik Meali:

Bu misallerle Biz Kur’an’ı kolayca akılda tutulur kıldık, hâlâ bunlardan dersler çıkarmaz mısınız?

(Kamer 32)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ve doğrusu Biz bu Kur'an'ı ders alınsın diye kolaylaştırdık: öyleyse yok mudur ders alan?

(Kamer 32)

Osman Okur Meali:

Andolsun ki, Kuran'ı anlaşılıp öğüt alınsın diye kolay kıldık; öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Kasem olsun ki, Biz Kur'an'ı düşünülmek için kolaylaştırdık. Fakat düşünen var mı?

(Kamer 32)

Ömer Öngüt Meali:

Andolsun ki biz Kur'an'ı anlaşılıp öğüt alınması için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kur’an’ı insanlar düşünebilsinler diye kolaylaştırdık. Fakat nerde düşünen!

(Kamer 32)

Sadık Türkmen Meali:

Ant olsun, Kur’an’ı düşünüp öğüt almak için kolaylaştırdık. Düşünüp öğüt/ibret alan yok mudur?

(Kamer 32)

Seyyid Kutub Meali:

Biz Kur'an'dan öğüt alınabilsin diye onu kolay anlaşılır kıldık. Yok mu öğüt alan?

(Kamer 32)

Suat Yıldırım Meali:

Yemin olsun, Biz, ders alınsın diye Kur'an'ın anlaşılmasını kolaylaştırdık. Haydi var mı düşünen ve ibret alan?

(Kamer 32)

Süleyman Ateş Meali:

Andolsun Biz Kur'an'ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur?

(Kamer 32)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Doğru bilgiye ulaşılsın diye Kur'an'ı (ayetler kümesini bulmayı) kolaylaştırdık. O bilgiye ulaşan var mı?

(Kamer 32)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bu Kur'an'ı öğüt alınsın diye anlaşılır kıldık. Öğüt alan yok mu?

(Kamer 32)

Şaban Piriş Meali:

Andolsun ki Kur'an'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık. Öğüt alan var mı?

(Kamer 32)

Talat Koçyiğit Meali:

Kur'ân'ı öğüt olması için kolaylaştırdık; şimdi öğüt alacak yok mu?

(Kamer 32)

Tefhimul Kuran Meali:

Andolsun biz Kur'an'ı zikr (ile öğüt alıp düşünmek) için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alıp düşünen var mı?

(Kamer 32)

Ümit Şimşek Meali:

And olsun, Biz Kur'ân'ı zikir için kolaylaştırdık. Fakat hani ibret alacak olan?

(Kamer 32)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yemin olsun ki, biz, Kur'an'ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var?!

(Kamer 32)