28. Kasas Suresi / 56.ayet

Şüphesiz ki sen, sevdiğin herkesi doğru yola yöneltemezsin. Fakat Allah, isteyeni doğru yola iletir. Çünkü O, kimin doğru yola girmek istediğini en iyi bilendir.

Bknz: (10/99)

Mustafa Çavdar Meali

Kasas 56 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Şüphe yok ki sen, sevdiğini doğru yola sevkedemezsin ve fakat Allah, dilediğini doğru yola sevk eder ve odur hidayete erecekleri daha iyi bilen.

(Kasas 56)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ey Resulüm!) Gerçek şu ki: Sen sevdiğini (ve istediğini) hidayete erdiremezsin. Ancak Allah, dilediğine hidayet verir. O, hidayete erecek (iyi niyet, gayret ve karakterde) olanları daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Abdullah Parlıyan Meali:

Gerçek şu ki, sen her sevdiğini, doğru yola yöneltemezsin. Fakat Allah'tır yönelmek isteyeni, dilediği şekilde doğru yola yönelten ve yine O'dur doğru yola erişecekleri daha iyi bilen.

(Kasas 56)

Adem Uğur Meali:

(Resûlüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Ahmet Hulusi Meali:

Kesinlikle sen, sevdiğini hakikate erdiremezsin! Ne var ki Allah dilediğini hakikate yönlendirir! "HU" hakikati yaşayacakları bilir! (Çünkü kendi Esma'sıyla o istidat ve kabiliyette yaratmıştır onları. )

(Kasas 56)

Ahmet Tekin Meali:

Sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin. Fakat Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıklara hak yolu aydınlatıcı bilgiler verir, doğru yola sevketme lütfunda bulunur. Doğru yola girmeye istekli olanları iyi bilir.*

(Kasas 56)

Ahmet Varol Meali

Sen sevdiğini doğru yola iletemezsin, ancak Allah dilediğini doğru yola iletir ve O doğru yola erecekleri daha iyi bilir.*

(Kasas 56)

Ali Bulaç Meali:

Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir.

(Kasas 56)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm), doğrusu sen, her sevdiğine hidayet veremezsin (onu İslâm'a sokamazsın, ancak tebliğ yaparsın.) Fakat Allah, dilediği kimseye hidayet verir ve hidayete kavuşacak olanları, O, daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Ali Rıza Sefa Meali:

Aslında, sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin. Ancak Allah, dilediğini doğru yola eriştirir. Çünkü O, doğru yola erişecek olanları bilir.

(Kasas 56)

Ali Ünal Meali:

Her arzu ettiğin kişiyi doğru yola iletmek senin elinde değildir; ancak Allah’tır ki, kimi dilerse onu doğru yola iletir. O, hidayete lâyık ve yatkın olanları çok daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Şüphesiz sen, istediğini doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, istediğini doğru yola iletir. O, kimin hidayete ve doğru yola gelmek istediğini çok daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis Allah dileyene hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Bekir Sadak Meali:

Sen, sevdigini dogru yola eristiremezsin, ama Allah, diledigini dogru yola eristirir. Dogru yola girecekleri en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Besim Atalay Meali:

Sen sevdiğin kimseyi, doğru yola iletemen, Allah iletir istediği kimseyi, doğru yolu tutanları O iyi bilir

(Kasas 56)

Celal Yıldırım Meali:

Ey Peygamber! Doğrusu sen, sevdiğin kimseyi doğru yola eriştiremezsin ; ama Allah dilediğini doğru yola eriştirir ve O, doğru yola erişecekleri daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi (iyi niyet ve gayretine göre) doğru yola eriştirir. O, doğru yola erişecek olanları daha iyi bilir.*

(Kasas 56)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin, ama Allah, dilediğini doğru yola eriştirir. Doğru yola girecekleri en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Şüphesiz sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin. Fakat Allah, dilediği kimseyi doğru yola eriştirir. O, doğru yola gelecekleri daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Diyanet Vakfı Meali:

(Resûlüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.  *

(Kasas 56)

Edip Yüksel Meali:

Sen sevdiğini doğruya iletemezsin. Dilediğini doğruya ileten sadece ALLAH'tır. Doğruya ulaşmayı hakedenleri en iyi bilen de O'dur.

(Kasas 56)

Elmalılı Orjinal Meali:

Doğrusu sen sevdiğine hidayet veremezsin ve lakin Allah, kimi dilerse hidayet verir ve hidayete irecekleri o, daha iyi bilir

(Kasas 56)

Elmalılı Yeni Meali:

Doğrusu sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin; fakat Allah dilediğini doğru yola iletir ve doğru yola erecekleri o daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Erhan Aktaş Meali:

Sen, sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin; ama Allah dilediğini[1] doğru yola iletir. O, doğru yolu seçenleri daha iyi bilir.

1)Uygun gördüğünü. Hak edeni, dileyeni; doğru yolu bulma çabasında olanı. Allah, sapkınlığı gerektiren şeyler yapanı saptırır; doğru yola iletilmeyi gerektiren şeyleri yapanı da doğru yola iletir. Ayetteki "Şae" sözcüğü, "dilediğini" anlamının yanı sıra, "şey edeni", "gayret göstereni", "bir şey elde etmek çabasında olanı" anlamına da gelmektedir. Zaten ayetin son cümlesinde "dilediğinden" ile kast edilen şeyin, insanın kedi seçimi olduğu görülmektedir.

(Kasas 56)

Gültekin Onan Meali:

Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin, ancak Tanrı, dilediğini hidayete erdirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir.

(Kasas 56)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kesinlikle sen sevdiğini kılavuzlanan doğru yola iletemezsin; ama Allah dilediğine doğru yolu gösterir ve O, kılavuzlanan doğru yolu kabullenecek olanları daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Sen sevdiğini hidayet edemezsin, fakat Allah dilediğini hidayet eder. O, kimin hidayete (uygun olduğunu) en iyi bilendir.

(Kasas 56)

Harun Yıldırım Meali:

(Resûlüm!) Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin; bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Hasan Basri Çantay:

Hakıykat sen (Habibim, her) sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin. Fakat Allahdır ki kimi dilerse ona hidayet verir ve O, hidayete erecekleri daha iyi bilendir.

(Kasas 56)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhesiz ki sen, sevdiğin kimseyi hidâyete erdiremezsin; fakat Allah, dilediği kimseyi hidâyete erdirir.(2) Çünki O, hidâyete erecek olanları en iyi bilendir.(3)*

(Kasas 56)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Kesinlikle sen, sevdiğin kimseye yol gösteremezsin. Fakat Allah, yolu arayanları en iyi bilen olarak tercih ettiği kimseye yol gösteriyor.

(Kasas 56)

Hüseyin Atay Meali:

Doğrusu, sen sevdiğine doğru yol gösteremezsin, ancak Allah dileyene doğru yol gösterir. Doğru yola gelecekleri en iyi O bilir.

(Kasas 56)

İbni Kesir Meali:

Muhakkak ki sen; her sevdiğini hidayete erdiremezsin. Ama Allah; dilediğini hidayete erdirir. Ve hidayete erecekleri en iyi O, bilir.

(Kasas 56)

İlyas Yorulmaz Meali:

(Ey Resul!) Sen sevdiğini doğru yola iletemezsin. Ancak Allah dileyeni doğru yola iletir. O doğru yola girmek isteyenleri daha iyi bilir.

(Kasas 56)

İskender Ali Mihr Meali:

Muhakkak ki sen, sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin (onun ruhunu Allah’a ulaştıramazsın). Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Ve O, muhtedileri (hidayete erenleri) daha iyi bilir.

(Kasas 56)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte sen her sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin, Allah ise her dilediğini doğru yola iletir. O da, doğru yolu tutanları en iyi bilendir.

(Kasas 56)

Kadri Çelik Meali:

Şüphesiz sen, sevdiğini hidayete eriştiremezsin; ancak Allah dilediğini hidayete eriştirir. O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir.

(Kasas 56)

Mahmut Kısa Meali:

Sen, sevdiğin ve kendince Müslümanlığa lâyık gördüğün kimseleri doğru yola iletemezsin fakat ancak Allah’tır, samîmî bir kalple doğruya, gerçeğe ulaşmak isteyeni doğru yola ileten ve yalnızca O’dur, kimin doğru yola girmeyi hak ettiğini en iyi bilen!

(Kasas 56)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin. Ancak Allah dilediğini erdirir. Muhdediyi en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Mehmet Türk Meali:

Sen sevdiğin kimseyi hak yola ulaştıramazsın.1 Ancak kimin hak yola ulaştırılacağını en iyi bilen Allah, dilediğini hak yola ulaştırır.2*

(Kasas 56)

Muhammed Celal Şems Meali:

Şüphesiz sen, dilediğine hidayet veremezsin. Ancak Allah, dilediğine hidayet verir. O, hidayet bulacak olanları çok iyi bilir.

(Kasas 56)

Muhammed Esed Meali:

Gerçek şu ki, sen her sevdiğini doğru yola yöneltemezsin; fakat Allah'tır, (yönelmek) isteyeni doğru yola yönelten; ve yine O'dur, doğru yola girecek olanları en iyi bilen.

(Kasas 56)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sen, istediğini doğru yola iletemezsin. Fakat, Allah, dilediğini doğru yola iletir. Çünkü doğru yola iletilmeye değer olanları en iyi o bilir.

(Kasas 56)

Mustafa Çavdar Meali:

Şüphesiz ki sen, sevdiğin herkesi doğru yola yöneltemezsin. Fakat Allah, isteyeni doğru yola iletir. Çünkü O, kimin doğru yola girmek istediğini en iyi bilendir.

Bknz: (10/99)

(Kasas 56)

Mustafa Çevik Meali:

Şüphesiz sen, sevdiklerini yaratılış sebepleri olan doğru yola yöneltemezsin. Ancak Allah, buna talip olup layık olanı doğru yola yöneltir çünkü yalnızca O bilir kimin gönülden bunu istediğini ve buna layık olduğunu.

(Kasas 56)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Şüphesiz ki sen sevdiğin herkesi doğru yola yöneltemezsin; ve fakat Allah (isteyenin) doğru yola yönelmesini diler: zira O kimin doğru yola girmek istediğini çok iyi bilir.

(Kasas 56)

Osman Okur Meali:

Sen, sevdiğini doğru yola yönlendiremezsin, ama Allah, iyiliği tercih edip gayret gösteren kimseyi doğru yola yönlendirir. Doğru yola girecekleri en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Şüphe yok ki, sen sevdiğini hidâyete erdiremezsin. Ve Allah dilediğini hidâyet erdirir ve o, hidâyete erecekleri daha ziyâde bilendir.

(Kasas 56)

Ömer Öngüt Meali:

Resulüm! Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin, fakat Allah dilediğine hidayet eder ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sen sevdiklerini ‘yalnız kendi gücüne dayanarak’ doğru yola eriştiremezsin. Allah, kimi dilerse ona rehberlik eder. Yola gelecekleri o daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Sadık Türkmen Meali:

GERÇEK ŞU Kİ; sen sevdiğin kişiyi doğru yola iletemezsin, yalnız Allah’tır yola gelmek isteyen kimseyi doğru yola ileten! Zaten O doğru yola layık olanları da en iyi bilendir.

(Kasas 56)

Seyyid Kutub Meali:

Ey Muhammed! Sen sevdiğini doğru yola eriştiremezsin, ancak Allah dilediğini doğru yola eriştirir. Doğru yola girecekleri en iyi O bilir.

(Kasas 56)

Suat Yıldırım Meali:

Sen dilediğin kimseyi doğru yola eriştiremezsin, lakin ancak Allah dilediğini doğruya ulaştırır. O, hidayete gelecek olanları pek iyi bilir.

(Kasas 56)

Süleyman Ateş Meali:

(Ey Muhammed), sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin, fakat Allah, dilediğini doğru yola iletir. O, yola gelecek olanları daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sen istediğini doğru yola getiremezsin, ama Allah, yola gelmeyi tercih edeni doğru yola getirir. Kimin doğruya yöneldiğini en iyi o bilir.

(Kasas 56)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Sen, her sevdiğini doğru yola yöneltemezsin. Ama Allah, dilediğini doğru yola yöneltir. Çünkü O, doğru yola girecek olanları çok iyi bilir.

(Kasas 56)

Şaban Piriş Meali:

Sen, sevdiğini doğru yola iletemezsin. Fakat, Allah, dilediğini doğru yola iletir. Çünkü hidayete layık olanları en iyi o bilir.

(Kasas 56)

Talat Koçyiğit Meali:

(Ey Muhammed!) Sen, sevdiğin kimseye hidayet edemezsin; fakat Allah dilediğine hidayet eder. O, hidayete lâyık olanları daha iyi bilir.

(Kasas 56)

Tefhimul Kuran Meali:

Gerçek şu ki, sen, sevdiğini hidayete eriştiremezsin, ancak Allah, dilediğini hidayete eriştirir; O, hidayete erecek olanları daha iyi bilendir.

(Kasas 56)

Ümit Şimşek Meali:

Sen sevdiğin kimseyi doğru yola iletemezsin; ancak Allah dilediğine hidayet verir. Doğru yola yönelenleri en iyi bilen de Odur.

(Kasas 56)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Şu bir gerçek ki, sen istediğin kişiyi doğru yola iletemezsin. Ama Allah, dilediğine kılavuzluk eder. Hidayete erecekleri O daha iyi bilir.

(Kasas 56)