18. Kehf Suresi / 14.ayet

Ve onların yüreğine cesaret vermiş ve şöyle demişlerdi:
– Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin rabbidir. O’ndan başka bir ilaha asla dua ile yalvarmayacağız. Aksi halde gerçeğe aykırı saçma sapan bir söz söylemiş oluruz.

Bknz: (6/56)(19/65)(21/56)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 14 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve kalplerini gerçeğe bağladık kalkıp da Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir, ondan başka bir mabuda tapmayız biz ve andolsun ki böyle bir şey söyledik mi gerçekten uzaklaşmış oluruz dedikleri zaman.

(Kehf 14)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Onların kalplerini rabıta ile (sağlam münasebet ve muhabbetle Hakka) bağlayıp güçlü ve metanetli kılmıştık. (Kâfir ve zalim Kralın önünde) Kalkıp dediler ki: “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O’ndan başkasını İlah diye çağırmayız (ve sizin bâtıl yollarınıza uymayız. Şayet öyle yaparsak) gerçekten saçmalamış ve sapıtmış oluruz.” (Böylece kralın ve adamlarının şaşkınlık ve sapıklık içinde olduklarını vurguluyorlardı.)

(Kehf 14)

Abdullah Parlıyan Meali:

Kalplerini gerçeğe bağlamıştık. Öyle ki, kalkıp ayaklandıkları zaman yanlış yoldaki soydaşlarına veya mü'minlere zulmeden yöneticilerine: “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir” demişlerdi. “Biz asla O'ndan başka sahte ilahlara yalvarıp yakarmayacağız. Bunun aksini söylersek, çok çirkin birşey dile getirmiş oluruz.

(Kehf 14)

Adem Uğur Meali:

Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.

(Kehf 14)

Ahmet Hulusi Meali:

Onların kalplerine rabıta koyduk (şuurlarını, müşahede halinde devamlı kıldık)! İşte (o delikanlılar) ayağa kalktılar da şöyle dediler: "Rabbimiz (aslımız olan El Esma mertebesi), semaların ve arzın Rabbidir (varlıkta olan her şeyi El Esma'sıyla oluşturandır)! O'nun dununda (o kavrama denk olmayan) ilah (varlıkta tasarruf eden) kabul edemeyiz! Andolsun, bunun aksini dillendirirsek o takdirde akıl ve mantığın alamayacağı kadar saçma bir laf etmiş oluruz. "

(Kehf 14)

Ahmet Tekin Meali:

Onların akıllarını, kalplerini metin kıldık, sıkıntılara karşı iradelerini bileyledik. O yiğit gençler, ülkenin hükümdarının karşısına dikilerek: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin yaratıcısı, düzeninin hâkimi, Rabbidir. Biz onun dışında, kulları durumundakilere tanrı deyip, asla yalvarmayız. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.” dediklerini insanlara hatırlat.

(Kehf 14)

Ahmet Varol Meali

Biz onların kalplerini sağlam kılmıştık. (Kralın önünde) durduklarında şöyle dediler: "Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tapmayacağız. Aksi takdirde, andolsun ki, çok saçma bir söz söylemiş oluruz.

(Kehf 14)

Ali Bulaç Meali:

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."

(Kehf 14)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Padişah Dekyanos kâfirin huzurunda putlara tapmayı terkeden bu yiğitler), ayağa kalkıp da: “-Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; asla ondan başkasına ilâh deyip tapmayız, o takdirde muhakkak saçma söylemiş oluruz.

(Kehf 14)

Ali Rıza Sefa Meali:

Yüreklerini sağlamlaştırdık. Karşısına dikilip, şöyle dediler: "Bizim Efendimiz, Göklerin ve Yeryüzünün Efendisidir. O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Gerçek şu ki, eğer öyle yaparsak, gerçeğe aykırı bir şey söylemiş oluruz!"

(Kehf 14)

Ali Ünal Meali:

Kalblerine tam bir kuvvet ve metanet verdik. Nihayet, (içinde yaşadıkları toplumdaki şirke ve her türlü zulme) başkaldırıp dediler: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, asla ilâh diye O’ndan başka varlıklara yönelmeyiz. Aksi halde, gerçek dışı, pek saçma bir söz söylemiş oluruz.

(Kehf 14)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Biz onların kalplerini sağlamlaştırdık. Kalktılar, “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başka hiçbir şeye ibadet etmeyeceğiz. İşte o zaman (O’na eş koşarsak,) çok zulümlü, haksız bir söz söylemiş oluruz.”

(Kehf 14)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Onların kalplerini sağlamlaştırdık. O yiğitler, o ülkenin hükümdarı karşısında ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz."

(Kehf 14)

Bekir Sadak Meali:

(13-15) Onlarin olayini sana Biz gercek olarak anlatiyoruz: Onlar Rablerine inanmis birkac gencti. Onlarin hidayetlerini artirmis ve kalblerini pekistirmistik. Durup, soyle demislerdi: «Rabbimiz goklerin ve yerin Rabbidir, O'nu birakip baska bir tanriya yalvarmayiz, yoksa and olsun ki, batil soz soylemis oluruz. su bizim milletimiz, Allah'i birakip O'ndan baska tanrilar edindiler. Onlarin gercek olduguna apacik delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karsi yalan uydurandan daha zalim kimdir?»

(Kehf 14)

Besim Atalay Meali:

«Onlardan, onların Allahtan başka taptıklarından ayrılınca giriniz opruğa, Tanrımız rahmetin sizlere aça, size işinizi yararlı kıla»

(Kehf 14)

Celal Yıldırım Meali:

Ve (hükümdarın karşısında) ayakta durup, «bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbıdır, ondan başka hiçbir tanrıya mümkün değil tapmayız ; bunun aksini söylersek ancak yalan söylemiş oluruz,» dedikleri zaman kalblerini (dayanma ve sebat gösterme duygusuyla) pekiştirdik.

(Kehf 14)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kalplerini öyle sağlamlaştırmıştık ki, doğrulup (birbirlerine): “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz asla O'ndan başkasına yalvarıp yakarmayacağız, (eğer böyle bir şey yaparsak) çok çirkin bir şey yapmış oluruz!”

(Kehf 14)

Diyanet İşleri Eski Meali:

13,14,15. Onların olayını sana Biz gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Onların hidayetlerini artırmış ve kalblerini pekiştirmiştik. Durup, şöyle demişlerdi: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?"

(Kehf 14)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(14-15) Kalkıp da, "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O'ndan başkasına asla ilah demeyiz. Yoksa andolsun ki saçma bir söz söylemiş oluruz. Şunlar, şu kavmimiz, O'ndan başka tanrılar edindiler. Onlar hakkında açık bir delil getirselerdi ya! Artık kim Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?" dediklerinde onların kalplerine kuvvet vermiştik.

(Kehf 14)

Diyanet Vakfı Meali:

Onların kalplerini metîn kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.

(Kehf 14)

Edip Yüksel Meali:

Kalktıklarında kalplerini sağlamlaştırmıştık. 'Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O'ndan başka tanrı edinmeyeceğiz. Yoksa, yanlış söz söylemiş oluruz.

(Kehf 14)

Elmalılı Orjinal Meali:

O vakıt ki kıyam ettiler de dediler: bizim rabbımız Göklerin ve Yerin rabbı, biz ıhtimali yok ondan başka bir ilahe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz

(Kehf 14)

Elmalılı Yeni Meali:

Ve kalplerini pekiştirdik. O vakit ayağa kalkıp dediler ki: "Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir; kesinlikle O'ndan başka hiçbir tanrıya tapmayız; yoksa gerçekten saçma sapan konuşmuş oluruz.

(Kehf 14)

Erhan Aktaş Meali:

Onların kalplerini pekiştirdik. Kıyam ederek[1]: "Bizim Rabb'imiz, göklerin ve yeryüzünün Rabb'idir" dediler. Ondan başkasını asla ilah diye çağırmayız. Yoksa kesinlikle saçmalamış oluruz.

1)Müşrik yönetime başkaldırarak.

(Kehf 14)

Gültekin Onan Meali:

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Bizim rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir; tanrı olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun gerçeğin dışına çıkarız."

(Kehf 14)

Hakkı Yılmaz Meali:

(14,15) Ve Biz onlar ayaklanıp da: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'nun astlarına ilâh olarak yalvarmayız, yoksa kesinlikle saçma-sapan konuşmuş oluruz. Şunlar, Allah'ın astlarından ilâhlar edinen bizim toplumumuzdur. Edindikleri ilâhlara dair açık bir delil getirselerdi ya! Allah'a karşı yalan uydurandan daha yanlış davranan; kendi zararlarına iş yapan kim olabilir?” dediklerinde onların kalplerini sağlamlaştırdık.

(Kehf 14)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Ve kıyama kalkıp: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir! Onu bırakıp da hiçbir (sahte) ilaha dua etmeyiz. Andolsun ki o takdirde batıl/saçma bir şey söylemiş oluruz.” dediklerinde, onların kalplerini (yakin, sabır ve kararlılıkla) pekiştirmiştik.

(Kehf 14)

Harun Yıldırım Meali:

Kalplerini metîn kıldık. Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasını ilah diye çağırmayız. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.”

(Kehf 14)

Hasan Basri Çantay:

(14-15) Ve (zaalim hükümdarın önünde) dikilib de: "Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz ondan başkasına Tanrı demeyiz. (Dersek) o halde, andolsun ki, hakıykatden uzaklaşmış oluruz. Şunlar, şu bizim kavmimiz Ondan (Allahdan) başka Tanrılar edindiler. Bunların üzerine baari açık bir bürhan getirselerdi ya. Artık Allaha karşı yalan yere iftira edenlerden daha zaalim kimdir?" dedikleri zaman onların kalblerini (sabr ve sebat ile tamamen Hakka) bağlamışdık.

(Kehf 14)

Hayrat Neşriyat Meali:

Ve (kralın önünde) ayağa kalktıklarında onların kalblerini kuvvetlendirdik de şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! O'ndan başkasına aslâ ilâh olarak yalvarmayız! Yoksa yemîn olsun ki bâtıl söz söylemiş oluruz.”

(Kehf 14)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(14-15) Kalplerini (inanca) sıkıca bağladık¹. Bir vakit, kalkıp "RAB'bimiz göklerin ve yerin [tüm evrenin] RAB'bidir. Ondan beride herhangi bir Tanrıya asla dua etmeyeceğiz. Yemin olsun ki [bunu yaparsak] o zaman elbetteki [gerçeğe] uzak olarak konuşmuş [oluruz]." demişlerdi. "Bunlar, yani milletimiz ondan [Allah'tan] beride Tanrılar edindi. Onlara karşı apaçık bir delil getirselerdi ya? O halde, Allah'ın üzerinden bir yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir?"

(Kehf 14)

Hüseyin Atay Meali:

Ve gönüllerini sağlamlaştırdık. Hani, kalkıp dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başkasına tanrı olarak yalvarmayacağız. Yoksa, andolsun, saçma söz söylemiş oluruz."

(Kehf 14)

İbni Kesir Meali:

Kalkıp da; Bizim Rabbımız göklerin ve yerin Rabbıdır; biz O'ndan başkasına tanrı demeyiz, yoksa andolsun ki; batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman kalblerini pekiştirmiştik.

(Kehf 14)

İlyas Yorulmaz Meali:

Onların “Rabbimiz göklerin ve yerinde Rabbidir. Biz ondan başkasını ilah edinip, asla o sahte ilahlara yardım etmesi için dua etmeyeceğiz. Böyle yaparsak söylediklerimizden uzaklaşmış oluruz” demişler ve söylediklerini yaşamlarına geçirdikleri için (kıyam etmişler), bizde onların kalplerini doğru inançla pekiştirdik.

(Kehf 14)

İskender Ali Mihr Meali:

Onların kalpleri üzerine rabıta kurduk (kalplerini Bize bağladık). Ayağa kalktıkları zaman (kalkınca) şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz, semaların ve arzın Rabbidir. O'ndan başkasına ilâh olarak asla dua etmeyiz. Öyle yaparsak, andolsun ki haddi aşarak yanlış söylemiş olurduk.”

(Kehf 14)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

yüreklerini de pekiştirmiştik. O gün onlar durup şunu demişlerdi: «Bizim çalabımız yerlerin, göklerin çalabıdır. Biz Onu bırakıp da başka bir tanrıya tapmayız. Eğer tapacak olursak ant olsun ki sınırları aşmış oluruz.

(Kehf 14)

Kadri Çelik Meali:

Onların kalplerini (sabır ve kararlılıkla) pekiştirmiştik de (krala karşı) kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. İlah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, şüphesiz gerçeğin dışına çıkarız.”

(Kehf 14)

Mahmut Kısa Meali:

Ve sarsılmaz bir cesaret ve kararlılıkla yüreklerini perçinlemiştik. Hani onlar, zâlim yöneticilerin karşısına dikilerek haykırmışlardı: “Bizim kendisine boyun eğeceğimiz biricik Efendimiz, göklerin ve yerin gerçek sahibi, yöneticisi ve Rabb’i olan Allah’tır!Bu yüzden biz, O’ndan başka bir ilahın egemenliğini asla tanımayacak; zulüm sistemini ayakta tutmak için uydurduğunuz o sahte ilahlarınıza hiçbir zaman yalvarıp yakarmayacağız! Aksi hâlde, Rabb’imizin asla razı olmayacağı saçma bir söz söylemiş oluruz!”

(Kehf 14)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kalplerine kuvvet ve metanet verdik. Böylelikle onlar ayağa kalktılar Bizim Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir. Ondan başka hiçbir Hak olmayan ilaha Rab demeyiz. Aksini söylersek her söz saçma olur.

(Kehf 14)

Mehmet Türk Meali:

Ve Biz, onların kalplerine metanet de verdik.1 Onlar kıyam ettiklerinde: “Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi’dir; biz Ondan başkasını ilâh kabul edip asla tapmayız. (Eğer bunun tersini) söyleyecek olursak işte o zaman, gerçekten saçmalamış oluruz.” dediler.*

(Kehf 14)

Muhammed Celal Şems Meali:

(Yurtlarından çıkıp gitmek üzere) kalktıklarında, kalplerine güç verdik. Sonra dediler ki: “Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O’ndan başkasını, asla ilâh olarak çağırmayız. Yoksa kesinlikle haktan uzak bir söz söylemiş oluruz.”

(Kehf 14)

Muhammed Esed Meali:

kalplerini pekiştirmiştik; öyle ki, doğrulup (birbirlerine): "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir", demişlerdi "Biz asla O'ndan başkasına yalvarıp yakarmayacağız, (çünkü böyle bir şey yaparsak) çok çirkin bir şey dile getirmiş oluruz!

(Kehf 14)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kalplerini de dayanıklı kılmıştık. Kalkıp şöyle dediler; "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. Ondan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Yoksa saçma söz söylemiş oluruz."

(Kehf 14)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve onların yüreğine cesaret vermiş ve şöyle demişlerdi: – Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin rabbidir. O’ndan başka bir ilaha asla dua ile yalvarmayacağız. Aksi halde gerçeğe aykırı saçma sapan bir söz söylemiş oluruz.

Bknz: (6/56) - (19/65) - (21/56)

(Kehf 14)

Mustafa Çevik Meali:

13-15 Ey Peygamber! Sana işte o gençlerin başlarından geçen ibret alınması gerekenleri bildirmekteyiz. Onlar yaratılış sebeplerini kavrayıp hayatı davet olundukları gibi yaşamak için bütün güçleri ile gayret gösteren birkaç genç mü’mindi. Biz de onların bu imanlarını güçlendirip, duyarlılıklarını artırıp, cesaretlerini pekiştirdik. Bunun üzerine onlar da kendilerini mevcut nizam ile yaşamaya zorlayan hükümdara karşı çıkarak şöyle demişlerdi: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilah olarak kabul etmeyiz ve O’ndan başkasına dua edip yardım da istemeyiz, böyle bir şey yapmaya kalkışırsak doğru olandan sapmış oluruz. Fakat bizim halkımız apaçık olan bu gerçeği kabul etmeyip, şirk nizamları ile onun yöneticilerini Rab ve ilah edinip uydurdukları yalan ve iftiraları da Allah’a mal etmeye çalıştılar. Uydurdukları yalanları Allah’a isnat eden iftiracılardan daha zalim kim olabilir?”

(Kehf 14)

Mustafa İslamoğlu Meali:

ve yüreklerini (imanda) sabit kılmıştık. (Küfre) başkaldırdıkları zaman (aralarında) şöyle konuşmuşlardı: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir! Asla O'nu bırakıp da, ilah diye başkalarına kulluk etmeyiz! Doğrusu eğer böyle yaparsak, asıl o zaman haktan uzaklaşıp haddi aşmış oluruz.

(Kehf 14)

Osman Okur Meali:

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) sağlamlaştırmıştık; (Krala karşı) Ayağa kalkıp demişlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; ilah olarak biz O'ndan başkası na kesinlikle yalvarıp (medet) ummayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız."

(Kehf 14)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve onların kalplerini kuvvetlendirdik, o vakit ki kıyam ettiler de dediler ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir, O'ndan başkasına bir ilâh diye tapamayız. Diyecek olsak elbetteki haktan pek uzak bir söz söylemiş oluruz.»

(Kehf 14)

Ömer Öngüt Meali:

Kalplerini kuvvetlendirdik. Ayağa kalkarak dediler ki: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasını ilâh olarak çağırmayız. Yoksa andolsun ki gerçek dışı söz söylemiş oluruz. ”

(Kehf 14)

Ömer Sevinçgül Meali:

Onların kalplerini pekiştirdik. İnkârcıların arasında ayağa kalkıp, “Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir!” dediler. “Biz ondan başkasına tapmayız! Bunun tersini yaparsak, cidden saçmalamış oluruz!

(Kehf 14)

Sadık Türkmen Meali:

Onların kalplerini kuvvetlendirmiştik. Hani kalktılar hemen dediler ki: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yeryüzünün Rabbidir. Artık biz O’ndan başka bir ilâha asla yalvarmayacağız! O zaman saçma sapan bir şey söylemiş oluruz.

(Kehf 14)

Seyyid Kutub Meali:

Kalplerini pekiştirmiştik. Hani, kâfirlerin karşısına dikilip şöyle demişlerdi; «Bizim Rabb'imiz, göklerin ve yerin Rabb'idir; O'ndan başkasına yalvarmayız, yoksa saçmalamış oluruz.»

(Kehf 14)

Suat Yıldırım Meali:

Kalplerine kuvvet ve metanet verdik de onlar ayağa kalkıp:"Rabbimiz, dediler, göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka hiçbir ilaha yönelmeyiz.Şayet böyle bir şey yapacak olursak, gerçek dışı, pek saçma bir söz söylemiş oluruz."

(Kehf 14)

Süleyman Ateş Meali:

Kalblerinin üstüne metanet bağlamıştık. Kalktılar, dediler ki: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Biz O'ndan başkasına Tanrı demeyiz. Yoksa saçma söylemiş oluruz."

(Kehf 14)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kalplerini de sağlamlaştırmıştık. Kalkıp demişlerdi ki "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir[1]. Biz onunla aramıza bir ilah koyup yalvarmayız. Öyle olsa gerçek dışı bir konuşma yapmış oluruz.

1)Sahibidir

(Kehf 14)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(13-14) Şimdi sana onların başından geçenleri olduğu gibi anlatacağız: Onlar, Rablerine inanmış birkaç gençti. Biz de onları bilinçlendirmiş ve inançlarını pekiştirmiştik. Kıyam ederek şöyle demişlerdi: "Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Bu nedenle biz, O'ndan başkasına yalvarıp yakarmayız. Aksi takdirde saçmalamış oluruz."

(Kehf 14)

Şaban Piriş Meali:

Ayağa kalkarak: -Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir. Ondan başka bir ilaha dua etmeyeceğiz. Yoksa batıl söz söylemiş oluruz, dedikleri zaman onların kalplerini sağlamlaştırmıştık.

(Kehf 14)

Talat Koçyiğit Meali:

(Kendilerini dinsizliğe çağıran krala karşı, dikilip de: "Rabbımız, göklerin ve yerin Rabbıdır; İlâh olarak O'ndan başkasına asla yalvarmayız; aksi halde bâtıl söz söylemiş oluruz".

(Kehf 14)

Tefhimul Kuran Meali:

Onların kalpleri üzerinde (sabrı ve kararlılığı) rabtetmiştik; (Krala karşı) Kıyam ettiklerinde demişlerdi ki: «Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan başkasına kesinlikle tapmayız, (eğer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeğin dışına çıkarız.»

(Kehf 14)

Ümit Şimşek Meali:

Hükümdara karşı çıktıklarında, Biz onların kalplerine metanet verdik. Onlar “Rabbimiz, Göklerin ve Yerin Rabbidir,” dediler. “Biz ondan başka bir tanrıya dua etmeyiz; öyle birşey yaparsak saçmalamış oluruz.

(Kehf 14)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kalpleriyle aramızda bir bağ kurduk/kalplerini dayanıklı kıldık. Kalkıp şöyle dediler: "Rabbimiz, göklerin ve yerin rabbidir. O'ndan başka hiçbir ilaha yakarmayız. Aksini yaparsak saçma söz söylemiş oluruz."

(Kehf 14)