18. Kehf Suresi / 40.ayet

–Belki de Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Senin bağının üzerine gökten bir afet gönderir de kupkuru bir çöle döndürür.

Bknz: (10/24)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 40 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Umarım ki Rabbim, bana seninkinden daha hayırlı bir bağ verir, senin bağına da yıldırımlar yollar gökten de kaypak, kaygan bir toprak oluverir bağın.

(Kehf 40)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir de, (seninkinin) üstüne gökten 'yakıp-yıkan bir afet' gönderir ve böylece kaygan bir taş zemin (ve kupkuru bir toprak parçası) kesiliverir.”

(Kehf 40)

Abdullah Parlıyan Meali:

Umarım ki Rabbim bana, seninkinden daha hayırlı bir bağ verir, senin bu bahçene gökten bir afet geliverirde, kaypak ve kupkuru bir toprak oluverir.

(Kehf 40)

Adem Uğur Meali:

Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir.

(Kehf 40)

Ahmet Hulusi Meali:

"Olabilir ki Rabbim, bana senin cennetinden (bağlarından) daha hayırlısını verir; senin bağına ise semadan bir afet irsal eder de, (bağın) kuru bir toprak haline gelir. "

(Kehf 40)

Ahmet Tekin Meali:

“Ümit edilir ki, Rabbim bana senin bağından daha iyisini verir. Senin bağına ise gökten yıldırımlar musallat eder de bağ, kupkuru bir toprak haline gelir.” dedi.

(Kehf 40)

Ahmet Varol Meali

Umulur ki Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir, onun (seninkinin) üzerine de gökten yıldırımlar gönderir ve böylece kaygan bir toprak halini alır.

(Kehf 40)

Ali Bulaç Meali:

"Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten 'yakıp yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir."

(Kehf 40)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Olur ki Rabbim, bana, senin bağından daha hayırlısını verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet indiriverir de yalçın bir toprak oluverir.

(Kehf 40)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Senin bahçenden daha iyisini, Efendim belki bana verir. Onun üzerine de gökten bir yıkım gönderir; kupkuru bir toprağa dönüşür!"

(Kehf 40)

Ali Ünal Meali:

“Bakarsın Rabbim bana senin bahçenden daha iyisini verir; senin bağına ise gökten bir âfet indirir de, o bağ kupkuru toprağa dönüşüverir.

(Kehf 40)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte pek yakında Rabbim, senin bağından daha yararlı bir bağ bana nasip edecektir, seninkine de gökten bir ateş indirecek, o bağ kupkuru kaygan bir zemin olacaktır.

(Kehf 40)

Bayraktar Bayraklı Meali:

-"Umulur ki Rabbim bana senin bahçenden daha iyisini verir ve seninkinin üzerine de gökten hesap görecek bir yıldırım gönderir de, orası kaygan, kuru bir yer olur. Yahut suyu çekilir de, artık, onu bir daha elde edemezsin" dedi.

(Kehf 40)

Bekir Sadak Meali:

(37-41) Kendisiyle konustugu arkadasi ona: «Seni topraktan, sonra nutfeden yaratani, sonunda de seni insan kiligina koyani mi inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tir. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakimindan daha az buluyorsan da: «Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur! demen gerekmez mi? Rabbim,senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerlebir olabilir. Yahud suyu cekilir bir daha da bulamazsin» dedi.

(Kehf 40)

Besim Atalay Meali:

Seninkinden daha iyisini de, bana Tanrım verebilir, senin bağın üzerine gökten bir belâ gelir, düpdüz eder her yeri

(Kehf 40)

Celal Yıldırım Meali:

(40-41) «Olabilir ki Rabbim bana senin bahçenden daha hayırlısını verir ve seninkinin üzerine gökten bir âfet indirir de kaygan-verimsiz bir yere dönebilir veya suyu çekiliverir de artık bir daha onu arayıp bulamazsın.»

(Kehf 40)

Cemal Külünkoğlu Meali:

39,40,41. “Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından zayıf görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman ‘Maşaallah (Allah'ın dilediği olur), bütün güç sadece Allah'ındır' demen gerekmez miydi? Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten yakıp yıkan bir afet gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir. Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin.”

(Kehf 40)

Diyanet İşleri Eski Meali:

37,38,39,40,41. Kendisiyle konuştuğu arkadaşı ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılığına koyanı mı inkar ediyorsun? İşte O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak koşmam. Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: "Maşallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahçenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de bahçen yerle bir olabilir. Yahut suyu çekilir bir daha da bulamazsın" dedi.

(Kehf 40)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(39-40) "Bağına girdiğinde 'Maşaallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır' deseydin ya!. Eğer benim malımı ve çocuklarımı kendininkilerden daha az görüyorsan, belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Seninkinin üzerine de gökten bir afet indirir de bağ kupkuru ve yalçın bir toprak haline geliverir."

(Kehf 40)

Diyanet Vakfı Meali:

«Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir.»

(Kehf 40)

Edip Yüksel Meali:

'Rabbim, belki senin bahçenden daha iyisini bana verir ve olur ki bahçene gökten bir felaket gönderir de kupkuru bir toprağa dönüşür.

(Kehf 40)

Elmalılı Orjinal Meali:

ne bilirsin belki rabbım bana senin bağından daha hayırlısını verir, seninkinin üzerine de Semadan bir afet indiriverir de yalçın bir toprak olakalır

(Kehf 40)

Elmalılı Yeni Meali:

ne biliyorsun belki Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir; seninkinin de üstüne gökten bir afet indiriverir de yalçın bir toprak haline gelir.

(Kehf 40)

Erhan Aktaş Meali:

Belki Rabb'im, bana senin bahçenden daha hayırlısını verir. Ve seninkinin üzerine de gökten felaketler gönderir de verimsiz, kupkuru bir toprak olur.

(Kehf 40)

Gültekin Onan Meali:

"Belki rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten 'yakıp yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir"

(Kehf 40)

Hakkı Yılmaz Meali:

(37-41) Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üstüne de gökten felaketler gönderir de senin bağ, kaygan bir toprak hâline geliverir. Yahut bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha onu aramaya güç yetiremezsin” dedi.

(Kehf 40)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Belki, Rabbim senin bahçenden daha hayırlısını bana verir ve (senin bahçenin) üzerine gökten yakıp yıkan bir azap gönderir. Kaygan/bitki bitmeyen/çöl gibi bir toprak hâline geliverir.”

(Kehf 40)

Harun Yıldırım Meali:

"Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir."

(Kehf 40)

Hasan Basri Çantay:

Rabbimin bana senin bağından daha hayırlısını vermesi, (Seninkinin) üstüne ise gökden yıldırımlar göndererek (bağının) kaypak (yalçın) bir toprak haaline gelivermesi me'müldür".

(Kehf 40)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Bununla berâber, olur ki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir ve onun (senin bahçenin) üzerine gökten bir âfet gönderir de (o bağın, ot bitmeyen) kupkuru bir toprak hâline geliverir!”

(Kehf 40)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(37-41) kendisiyle sohbet etmekte olan dostu "Seni topraktan, sonra bir saf sudan yaratan sonra seni bir adam olarak düzenleyene [RAB'bine] mi nankörlük ettin? Fakat O Allah benim RAB'bimdir ve RAB'bime kimseyi ortak kabul etmiyorum. Cennetine [bahçene] girdiğin zaman, "Maşallah [Allah'ın tercih etmesi]! Allah'tan başka asla kuvvet yoktur." demen gerekmez miydi? Eğer, mal ve evlat bakımından beni senden daha az görüyorsan, artık RAB'bimin bana senin cennetinden[bahçenden] daha iyisini (hayırlısını) vermesini, onun [senin bahçenin] üzerine gökten bir hesap (yazgı) göndermesini, böylece [bahçenin] kaygan-bitkisiz bir toprak halinde sabahlamasını ya da [bahçenin] suyu batmış bir halde sabahlamasını ardından onu istemeye (dahi) senin gücünün asla yetmemesini umarım." dedi.

(Kehf 40)

Hüseyin Atay Meali:

40-41 Umulur ki, Rabbim, bana senin bahçenden daha iyisini verir ve seninkinin üzerine de gökten bir hesap soran gönderir de, orası kaygan kuru bir yer olur. Yahut suyu çekilir de, artık, bir daha onu elde edemezsin."

(Kehf 40)

İbni Kesir Meali:

Rabbım bana senin bahçenden daha iyisini verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de kaypak bir toprak haline getirebilir.

(Kehf 40)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Rabbimin senin bahçenden daha hayırlısını bana vereceğini, senin bahçenin üzerine gökten bir afet gönderse, bahçen yerle bir olabilir.”

(Kehf 40)

İskender Ali Mihr Meali:

Belki Rabbim, bana senin bahçenden daha hayırlısını verir. Ve onun (senin bahçenin) üzerine semadan (husbân) felâketler gönderir. Böylece kaygan bir toprak haline gelir.

(Kehf 40)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

olur ki çalabım bana senin bağından daha iyisini verir, senin bağının üzerine de gökten yıldırımlar indirir de orası dümdüz olur.

(Kehf 40)

Kadri Çelik Meali:

“Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne de gökten yakıp yıkan bir afet gönderir de yalçın, çorak bir toprak kesiliverir.”

(Kehf 40)

Mahmut Kısa Meali:

Ne biliyorsun, bakarsın Rabb’im, bana seninkinden daha hayırlı bağlar, bahçeler verir ve senin bahçene gökten dolu, yağmur, sel, fırtına gibi bir afet gönderir de, şu güzelim bahçen, ot bitmez çıplak bir düzlüğe dönüşüverir!

(Kehf 40)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Harika bağlardan umulur ki, bana da birisi verilir. Seninkine afet gönderir. Felaketle kupkuru toprağa döner. Gökten gelen bir afetle, senin bağlar.

(Kehf 40)

Mehmet Türk Meali:

“Rabbim bana da senin bahçenden daha hayırlısını verebilir1 ve senin bahçeni de gökten gelen bir afete uğratarak, kupkuru bir toprak haline getirebilir.”*

(Kehf 40)

Muhammed Celal Şems Meali:

(39-40) “Bahçene girdiğinde, Allah ne dilerse (ancak o olur ve) Allah’ın lütfu olmadan (da) kimseye bir kuvvet nasip olmaz, neden demedin? (Eğer) beni malca ve evlatça kendinden daha aşağı görüyorsan, Rabbimin bana senin bağından daha iyisini vermesi çok muhtemeldir. Senin bağının başına gökten bir azap gönderilebilir. Böylece o (bahçe) dümdüz çorak bir toprağa dönüşür.”

(Kehf 40)

Muhammed Esed Meali:

Rabbim bana senin bağından bahçenden pekala daha hayırlısını verebileceği gibi, (senin) bu (bahçe)ne gökten bir afet gönderir de (bahçen o zaman) yerle bir olabilir;

(Kehf 40)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Belki rabbim, bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten inen felaketler gönderir de, bağın kaygan bir toprak haline gelir."

(Kehf 40)

Mustafa Çavdar Meali:

–Belki de Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir. Senin bağının üzerine gökten bir afet gönderir de kupkuru bir çöle döndürür.

Bknz: (10/24)

(Kehf 40)

Mustafa Çevik Meali:

32-41 Ey Peygamber! Allah’ın davetinden yüz çevirenlere, şu iki adamın dersler çıkarılması gereken kıssasını anlat, onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağlarının etrafını hurma ağaçlarıyla donatmış ve iki bağın arasında da ekinler yetiştirmiştik. Her iki bağda eksiksiz ürün veriyordu. Ayrıca bu iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık. Dolayısıyla bahçelerinden bol bol ürün kaldırıp, bolluk içinde de yaşıyordu, derken bir gün komşusu olan arkadaşıyla konuşurken ona: “Benim malım mülküm seninkinden çok fazla, üstelik nüfuz ve itibar bakımından da, senden üstünüm.” diyerek gururlanıp, böbürlendi. Böyle düşünüp konuşarak kendine yazık eden bu adam, sonra da dönüp bahçesine bakarak arkadaşına, “Bu bahçemin, bağımın, bir gün kuruyup yok olacağına hiç ihtimal vermiyorum, Kıyamet denilen günün de gelip çatacağına inanmıyorum. Şayet böyle bir şey gerçek olur da yeniden diriltilip Rabbimin huzuruna çıkarılırsam, orada da bana bundan daha iyisinin verileceğinden eminim.” dedi. Bunun üzerine arkadaşı da ona: “Sen böyle konuşmakla, seni önce topraktan sonra da bir damla sudan yaratıp şeklini veren ve rızıklandıran Allah’a nankörlük etmiş olmuyor musun?” dedikten sonra da sözlerine şöyle devam etti: “Hâlbuki ben çok iyi biliyor ve inanıyorum ki senin de, benim de sahibi olduğumuzu söylediğimiz şeylerin gerçek sahibi Allah’tır. Yarattığı nimetlerin nasıl kullanılması gerektiğini bildiren O’dur ve O’ndan başka gerçek ilah yoktur. Sana kibrinden, nankörlüğünden dolayı da yazıklar olsun. Keşke bahçene girip çıkarken böbürlenip küstahlaşmak yerine, “Maşallah, Allah ne güzel yaratmış ve bana lütfetmiş, inşallah ben de O’nun razı olacağı gibi kullanıp, şükredenlerden olurum deseydin ve beni mal, mülk, evlat bakımından küçümsemeseydin daha iyi olurdu. Rabbim dilerse bana, senin bağından bahçenden daha hayırlısını verebileceği gibi dilerse senin bağına bahçene bir afet gönderip yerle bir de edebilir. Yahut bir daha asla bulup çıkaramayacağın biçimde bahçenin suyunu yerin dibine çekebilir.”

(Kehf 40)

Mustafa İslamoğlu Meali:

kim bilir belki Rabbim bana senin bağından daha yararlısını verir; seninkine de gökten bir afet indirir de ot bitmez çöle döndürür;

(Kehf 40)

Osman Okur Meali:

"Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten 'yakıp yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir."

(Kehf 40)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Umulur ki, Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir ve senin bağın üzerine de gökten bir yıldırım gönderir de orası kayacık bir toprak kesilir.»

(Kehf 40)

Ömer Öngüt Meali:

“Rabbim bana senin bağından daha iyisini verebilir ve seninkinin üzerine ise gökten yıldırımlar gönderir de bağın kupkuru bir toprak haline gelir. ”

(Kehf 40)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Rabbim, bana senin bahçenden daha iyisini verebilir. Gökten bir afet gönderip seninkini yerle bir edebilir.

(Kehf 40)

Sadık Türkmen Meali:

Belki Rabbim bana senin bağından daha iyisini verir. Seninkine de gökyüzünden bir afet/belâ gönderir de, kupkuru bir toprak oluverir!

(Kehf 40)

Seyyid Kutub Meali:

Fakat Rabb'im bana senin bahçenden daha iyisini verebilir ve senin bahçeni de gökten gelen bir afete uğratarak çıplak bir düzlüğe çevirebilir.

(Kehf 40)

Suat Yıldırım Meali:

(40-41) Olur ki Rabbim senin bahçenden daha iyisini bana verir ve senin o bahçene gökten bir afet indirir de bağın kupkuru toprak kesilir; yahut bağının suyu çekilir de ondan artık büsbütün ümidini kesersin."

(Kehf 40)

Süleyman Ateş Meali:

"Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verebilir. Ve o(senin bağı)nın üzerine de gökten bir hesap görme afeti gönderir de bağın kupkuru bir toprak kesilir."

(Kehf 40)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bakarsın Rabbim bana senin bahçenden iyisini verir; seninkine de gökten hesabını görecek bir şey gönderir de çıplak ve kaygan bir yüzeye(toprağa) çevirir.

1)saiden kelimesinin anlamlarından biri de yüzey, satıh. Çıplak ve kaygan dediğine göre topraksız kalmış olmalı.  

(Kehf 40)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Rabbim, bana senin bahçenden daha iyisini verebilir. Seninkine de gökten bir âfet indirerek çıplak bir bayıra döndürebilir."

(Kehf 40)

Şaban Piriş Meali:

Rabbim bana, senin bahçenden daha iyisini verebilir. Seninkinin üzerine de gökten bir bela gönderir de kupkuru boş bir arazi haline gelir.

(Kehf 40)

Talat Koçyiğit Meali:

"Mümkündür ki, Rabbım bana senin bağından daha iyisini verir ve seninkine gökten bir felâket gönderir de, o, kupkuru bir toprak kesilir".

(Kehf 40)

Tefhimul Kuran Meali:

«Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne de gökten 'yakıp yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir.»

(Kehf 40)

Ümit Şimşek Meali:

“Fakat bakarsın, Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir; senin bağına ise gökten bir âfet indirir de orası kıraç bir toprağa dönüşür.

(Kehf 40)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir afet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir."

(Kehf 40)