18. Kehf Suresi / 41.ayet

–Ya da bir daha ulaşamayacağın bir biçimde bahçenin suyu çekilir.

Bknz: (67/30)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 41 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Yahut da suyu öylesine çekilir ki onu arayıp bulmaya bile gücün yetmez.

(Kehf 41)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp-bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin.”

(Kehf 41)

Abdullah Parlıyan Meali:

Yahut da suyu öylesine çekilir ki, onu arayıp bulmaya bile gücün yetmez.”

(Kehf 41)

Adem Uğur Meali:

Yahut, bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın.

(Kehf 41)

Ahmet Hulusi Meali:

"Yahut (bağının) suyu dibe çekilir de, bir daha onu bulamazsın. "

(Kehf 41)

Ahmet Tekin Meali:

“Yahut bağın suyu yerin dibine çekilir de, bir daha onu arayıp bulamazsın.”*

(Kehf 41)

Ahmet Varol Meali

Yahut suyu yerin altına çekilir de onu bir daha ara(yıp bul)maya güç yetiremezsin."

(Kehf 41)

Ali Bulaç Meali:

"Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."

(Kehf 41)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Yahud bağının suyu çekiliverir de bir daha onu aramakla bulamazsın.

(Kehf 41)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Veya bir daha asla arayıp bulamayacağın biçimde suyu çekilir!"

(Kehf 41)

Ali Ünal Meali:

“Veya suyu yere geçer de, artık ondan ümidini büsbütün kesersin.”

(Kehf 41)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Veya o bağın suyu dibe çekilir de, onu arayıp bulamazsın.”

(Kehf 41)

Bayraktar Bayraklı Meali:

-"Umulur ki Rabbim bana senin bahçenden daha iyisini verir ve seninkinin üzerine de gökten hesap görecek bir yıldırım gönderir de, orası kaygan, kuru bir yer olur. Yahut suyu çekilir de, artık, onu bir daha elde edemezsin" dedi.

(Kehf 41)

Bekir Sadak Meali:

(37-41) Kendisiyle konustugu arkadasi ona: «Seni topraktan, sonra nutfeden yaratani, sonunda de seni insan kiligina koyani mi inkar ediyorsun? Iste O benim Rabbim olan Allah'tir. Rabbime kimseyi ortak kosmam. Bahcene girdigin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nufus bakimindan daha az buluyorsan da: «Masallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur! demen gerekmez mi? Rabbim,senin bahcenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin uzerine gokten bir felaket gonderir de bahcen yerlebir olabilir. Yahud suyu cekilir bir daha da bulamazsin» dedi.

(Kehf 41)

Besim Atalay Meali:

Ya da suyu çekilir, onu geri getiremezsin»

(Kehf 41)

Celal Yıldırım Meali:

(40-41) «Olabilir ki Rabbim bana senin bahçenden daha hayırlısını verir ve seninkinin üzerine gökten bir âfet indirir de kaygan-verimsiz bir yere dönebilir veya suyu çekiliverir de artık bir daha onu arayıp bulamazsın.»

(Kehf 41)

Cemal Külünkoğlu Meali:

39,40,41. “Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından zayıf görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman ‘Maşaallah (Allah'ın dilediği olur), bütün güç sadece Allah'ındır' demen gerekmez miydi? Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten yakıp yıkan bir afet gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir. Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin.”

(Kehf 41)

Diyanet İşleri Eski Meali:

37,38,39,40,41. Kendisiyle konuştuğu arkadaşı ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılığına koyanı mı inkar ediyorsun? İşte O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak koşmam. Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: "Maşallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahçenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de bahçen yerle bir olabilir. Yahut suyu çekilir bir daha da bulamazsın" dedi.

(Kehf 41)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Ya da suyu çekiliverir de (bırak bir daha bulmayı) artık onu arayamazsın bile."

(Kehf 41)

Diyanet Vakfı Meali:

«Yahut, bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın.»

(Kehf 41)

Edip Yüksel Meali:

'Yahut suyu dibe çöker de bir daha su bulamazsın.'

(Kehf 41)

Elmalılı Orjinal Meali:

Yahud suyu çekiliverir de bir daha onu aramakla bulamazsın

(Kehf 41)

Elmalılı Yeni Meali:

Yahut suyu çekiliverir de bir daha onu aramakla bulamazsın."

(Kehf 41)

Erhan Aktaş Meali:

Veya onun suyu yerin dibine çekilir de artık onu çıkarmaya asla gücün yetmez.

(Kehf 41)

Gültekin Onan Meali:

"Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."

(Kehf 41)

Hakkı Yılmaz Meali:

(37-41) Arkadaşı konuşarak ona, “Seni topraktan, sonra bir damla sudan oluşturan, daha sonra da seni olgun insan hâline getirene mi inanmıyorsun? Fakat ben; O, benim Rabbim Allah'tır. Ve ben Rabbime kimseyi ortak koşmam. Kendi bağına girdiğin zaman: “Maşallah, lâ kuvvete illa billâh” [Allah ne isterse o olur. Allah'tan başka hiçbir güç yoktur] deseydin ya! Sen her ne kadar beni, malca ve evlatça kendinden az görüyorsan da, belki Rabbim bana, senin bağından daha hayırlısını verir. Seninkinin üstüne de gökten felaketler gönderir de senin bağ, kaygan bir toprak hâline geliverir. Yahut bağının suyu yerin dibine çekilir de bir daha onu aramaya güç yetiremezsin” dedi.

(Kehf 41)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Ya da onun suyu toprağın derinliklerine çekilir de, onu (tekrardan) bulmaya güç yetiremezsin.”

(Kehf 41)

Harun Yıldırım Meali:

"Yahut, bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın."

(Kehf 41)

Hasan Basri Çantay:

"Yahud olabilir ki suyu (yerin) dib (in) e çekilir de bir daha onu ara (yıb bul) mıya güc yetiremezsin".

(Kehf 41)

Hayrat Neşriyat Meali:

“Yâhut suyu çekilerek yok olur da bir daha onu aramaya aslâ güç yetiremezsin!”

(Kehf 41)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(37-41) kendisiyle sohbet etmekte olan dostu "Seni topraktan, sonra bir saf sudan yaratan sonra seni bir adam olarak düzenleyene [RAB'bine] mi nankörlük ettin? Fakat O Allah benim RAB'bimdir ve RAB'bime kimseyi ortak kabul etmiyorum. Cennetine [bahçene] girdiğin zaman, "Maşallah [Allah'ın tercih etmesi]! Allah'tan başka asla kuvvet yoktur." demen gerekmez miydi? Eğer, mal ve evlat bakımından beni senden daha az görüyorsan, artık RAB'bimin bana senin cennetinden[bahçenden] daha iyisini (hayırlısını) vermesini, onun [senin bahçenin] üzerine gökten bir hesap (yazgı) göndermesini, böylece [bahçenin] kaygan-bitkisiz bir toprak halinde sabahlamasını ya da [bahçenin] suyu batmış bir halde sabahlamasını ardından onu istemeye (dahi) senin gücünün asla yetmemesini umarım." dedi.

(Kehf 41)

Hüseyin Atay Meali:

40-41 Umulur ki, Rabbim, bana senin bahçenden daha iyisini verir ve seninkinin üzerine de gökten bir hesap soran gönderir de, orası kaygan kuru bir yer olur. Yahut suyu çekilir de, artık, bir daha onu elde edemezsin."

(Kehf 41)

İbni Kesir Meali:

Yahut suyu çekilir de bir daha bulamazsın.

(Kehf 41)

İlyas Yorulmaz Meali:

“Yahut suyun çekilebilir ve bir daha o suyu çıkarmaya senin gücün yetmeyebilir” dedi.

(Kehf 41)

İskender Ali Mihr Meali:

Veya onun (bahçenin) suyu, yerin içine çekilir. Artık onu elde etmeye asla gücün yetmez (sen muktedir olamazsın).

(Kehf 41)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Ya da bağının suyu çekilir de bir daha onun gibisini yetiştirmiye gücün yetmez.»

(Kehf 41)

Kadri Çelik Meali:

“Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin.”

(Kehf 41)

Mahmut Kısa Meali:

Ya da suyu tamamen çekilir de, onunbir damlasını bile arayıp bulamazsın!”

(Kehf 41)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kaybolur, çekilir suyu, yahut da onu bir daha bulmaya güç yetiremezsin.

(Kehf 41)

Mehmet Türk Meali:

“Yahut bahçenin suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın” (demişti.)

(Kehf 41)

Muhammed Celal Şems Meali:

“Yahut suyu dibe çekilip kurur. Ardından onu tekrar geri çıkartmaya gücün (de) yetmez. ”

(Kehf 41)

Muhammed Esed Meali:

yahut bir daha asla bulup çıkaramayacağın biçimde onun suyu çekilebilir!"

(Kehf 41)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Yahut suyu dibe çekilir de bir daha su bulamazsın."

(Kehf 41)

Mustafa Çavdar Meali:

–Ya da bir daha ulaşamayacağın bir biçimde bahçenin suyu çekilir.

Bknz: (67/30)

(Kehf 41)

Mustafa Çevik Meali:

32-41 Ey Peygamber! Allah’ın davetinden yüz çevirenlere, şu iki adamın dersler çıkarılması gereken kıssasını anlat, onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağlarının etrafını hurma ağaçlarıyla donatmış ve iki bağın arasında da ekinler yetiştirmiştik. Her iki bağda eksiksiz ürün veriyordu. Ayrıca bu iki bağın arasından bir de dere akıtmıştık. Dolayısıyla bahçelerinden bol bol ürün kaldırıp, bolluk içinde de yaşıyordu, derken bir gün komşusu olan arkadaşıyla konuşurken ona: “Benim malım mülküm seninkinden çok fazla, üstelik nüfuz ve itibar bakımından da, senden üstünüm.” diyerek gururlanıp, böbürlendi. Böyle düşünüp konuşarak kendine yazık eden bu adam, sonra da dönüp bahçesine bakarak arkadaşına, “Bu bahçemin, bağımın, bir gün kuruyup yok olacağına hiç ihtimal vermiyorum, Kıyamet denilen günün de gelip çatacağına inanmıyorum. Şayet böyle bir şey gerçek olur da yeniden diriltilip Rabbimin huzuruna çıkarılırsam, orada da bana bundan daha iyisinin verileceğinden eminim.” dedi. Bunun üzerine arkadaşı da ona: “Sen böyle konuşmakla, seni önce topraktan sonra da bir damla sudan yaratıp şeklini veren ve rızıklandıran Allah’a nankörlük etmiş olmuyor musun?” dedikten sonra da sözlerine şöyle devam etti: “Hâlbuki ben çok iyi biliyor ve inanıyorum ki senin de, benim de sahibi olduğumuzu söylediğimiz şeylerin gerçek sahibi Allah’tır. Yarattığı nimetlerin nasıl kullanılması gerektiğini bildiren O’dur ve O’ndan başka gerçek ilah yoktur. Sana kibrinden, nankörlüğünden dolayı da yazıklar olsun. Keşke bahçene girip çıkarken böbürlenip küstahlaşmak yerine, “Maşallah, Allah ne güzel yaratmış ve bana lütfetmiş, inşallah ben de O’nun razı olacağı gibi kullanıp, şükredenlerden olurum deseydin ve beni mal, mülk, evlat bakımından küçümsemeseydin daha iyi olurdu. Rabbim dilerse bana, senin bağından bahçenden daha hayırlısını verebileceği gibi dilerse senin bağına bahçene bir afet gönderip yerle bir de edebilir. Yahut bir daha asla bulup çıkaramayacağın biçimde bahçenin suyunu yerin dibine çekebilir.”

(Kehf 41)

Mustafa İslamoğlu Meali:

ya da bir daha asla ulaşıp elde edemeyeceğin bir biçimde onun suyunu çeker."

(Kehf 41)

Osman Okur Meali:

"Veya onun suyu dibe çekiliverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin."

(Kehf 41)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Yahut suyu çekilir de artık onu aramaya asla güç yetiremezsin.»

(Kehf 41)

Ömer Öngüt Meali:

“Yahut suyu çekilir de artık onu arayıp bulamazsın. ”

(Kehf 41)

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ya da, bahçenin bir daha bulamayacağın şekilde suyu çekilebilir.”

(Kehf 41)

Sadık Türkmen Meali:

Veya onun suyu yerin dibine çekilir de, bir daha onu arayıp bulamazsın!”

(Kehf 41)

Seyyid Kutub Meali:

Ya da bahçenin suyu yerin öyle derin katmanlarına sızar ki, bir daha aramaya bile gücün yetmez.

(Kehf 41)

Suat Yıldırım Meali:

(40-41) Olur ki Rabbim senin bahçenden daha iyisini bana verir ve senin o bahçene gökten bir afet indirir de bağın kupkuru toprak kesilir; yahut bağının suyu çekilir de ondan artık büsbütün ümidini kesersin."

(Kehf 41)

Süleyman Ateş Meali:

"Yahut suyu dibe çekilir de bir daha su arayamazsın."

(Kehf 41)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Ya da suyu çekilir de bir daha arasan da bulamazsın onu.

(Kehf 41)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

"Yahut suyu kurur da bir daha bulamazsın" dedi.

(Kehf 41)

Şaban Piriş Meali:

Ya da suyu çekilir de bir daha bulamazsın.

(Kehf 41)

Talat Koçyiğit Meali:

"Yahut suyu çekilir de, onu bir daha bulamazsın".

(Kehf 41)

Tefhimul Kuran Meali:

«Veya onun suyu dibe göçüverir de böylelikle onu arayıp bulmaya kesinlikle güç yetiremezsin.»

(Kehf 41)

Ümit Şimşek Meali:

“Veya suyu çekiliverir; sen de bir daha onu aramakla bulamazsın.”

(Kehf 41)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Yahut suyu dibe çekilir de bir daha onu isteyemezsin bile."

(Kehf 41)