18. Kehf Suresi / 59.ayet

İşte kendilerine zulmedip yazık ettikleri için helak ettiğimiz ülkeler ortada, onlara da helak etmeden önce bir süre vermiştik.

Bknz: (6/131)(9/115)»(9/116)(28/59)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 59 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz bunca şehir ve biz, onların helaki için de mukadder bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

İşte şu (harabeleri ibret vesikası olarak duran) şehirler (ve kavimler) ! Ne zaman zulme saptılarsa Biz onları helak ettik. Ancak yıkımları için de, belli bir vakte kadar onlara mühlet vermiştik. (Onlar bunu kendi hayırlarına ve akıllılıklarına yormuşlardı.)

(Kehf 59)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte yaratılış gayesine aykırı hareket ettikleri için, helak ettiğimiz bunca şehir… Onları helak etmek için de, belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Adem Uğur Meali:

İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Ahmet Hulusi Meali:

İşte sana, zulmettiklerinden dolayı yok ettiğimiz şehirler ki onların helakı için de bir süreç tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Ahmet Tekin Meali:

İşte, günah isyan ve inkâr bataklığında baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelledikleri zaman helâk ettiğimiz memleketler! Onları helâk etmek için de, belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Ahmet Varol Meali

İşte şu kasabaları zulmettikleri zaman helak ettik ve onların helakleri için bir vakit belirledik.

(Kehf 59)

Ali Bulaç Meali:

İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tesbit ettik.

(Kehf 59)

Ali Fikri Yavuz Meali:

İşte geçmiş zamanlardaki memleketleri!... Onların halkını, yaptıkları zulüm sebebiyle helâk ettik ve bunların helâkleri için de belirli bir vakit tayin eyledik.

(Kehf 59)

Ali Rıza Sefa Meali:

İşte, haksızlık yaptıkları için yıkıma uğrattığımız kentler. Zaten onların yıkıma uğratılmaları için bir zaman belirlemiştik.

(Kehf 59)

Ali Ünal Meali:

İşte, (kıssalarını anlattığımız ve ticaret yollarınızın üzerine düşen) memleketler! Hepsinin ahalisi zulümde (şirk, isyan ve haksızlıkta) ısrar edince, hepsini helâk ettik. Şüphesiz onların her biri için de yıkıma uğramadan evvel yollarını düzeltirler mi diye bir süre tayin buyurmuştuk.

(Kehf 59)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte bu şehirler ki, zulmettikleri zaman onları helak ettik. Biz onların helak olacakları yer ve zamanı tayin etmiş idik.

(Kehf 59)

Bayraktar Bayraklı Meali:

İşte, zulmettiklerinden dolayı helak ettiğimiz ve helakleri için bir süre tayin ettiğimiz şehirler.

(Kehf 59)

Bekir Sadak Meali:

Haksizliklarindan oturu iste yok ettigimiz sehirler! Onlari yok etmek icin bir sure tayin etmistik. *

(Kehf 59)

Besim Atalay Meali:

Zulümleri yüzünden yok etmiştik o şehirleri, bir zaman ayırmıştık onları, yok etmek için

(Kehf 59)

Celal Yıldırım Meali:

İşte zulmettikleri zaman yok ettiğimiz kasabaların kalıntıları ortada) ! Onların da yok edilmelerine bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Cemal Külünkoğlu Meali:

İşte zulmettikleri yüzünden yok ettiğimiz memleketler. Helâk edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Haksızlıklarından ötürü işte yok ettiğimiz şehirler! Onları yok etmek için bir süre tayin etmiştik.*

(Kehf 59)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

İşte zulmettiklerinde yok ettiğimiz memleketler.. Helak edilmeleri için de belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Diyanet Vakfı Meali:

İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Edip Yüksel Meali:

İşte, haksızlık ettikleri için yok ettiğimiz toplumlar... Hepsinin helakı için belli bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Elmalılı Orjinal Meali:

Daha o memleketler ki biz onları zulmettiklerinde helak etmişiz ve helaklarıne bir miy'ad ta'yin eylemişiz

(Kehf 59)

Elmalılı Yeni Meali:

İşte o memleketler ki, Biz onları zulmettiklerinde helak etmiş ve helakları için de bir zaman belirlemiştik.

(Kehf 59)

Erhan Aktaş Meali:

İşte zulmettikleri zaman yok ettiğimiz beldeler. Biz onların yok edilmeleri için de bir zaman belirlemiştik.

(Kehf 59)

Gültekin Onan Meali:

İşte ülkeler (ve onların halkları), zulmettikleri zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için bir buluşma zamanı tesbit ettik.

(Kehf 59)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve işte, şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yaptıkları zaman değişime/ yıkıma uğrattığımız kentler! Biz onların değişime/ yıkıma uğramaları için de belirli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu, zulmettikleri zaman helak ettiğimiz (Nuh, Âd, Semud, Medyen gibi) beldeler (ve ahalileridir). Onların helakı için belli bir zaman tayin etmişizdir.

(Kehf 59)

Harun Yıldırım Meali:

İşte şu ülkeler; zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Onları helâk etmek için de belli bir zaman tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Hasan Basri Çantay:

İşte (halkı) zulmetdikleri zaman helak etdiğimiz memleketler! Biz bunların helakleri için de bir zaman ta'yin etmişizdir.

(Kehf 59)

Hayrat Neşriyat Meali:

İşte zulmettikleri zaman kendilerini helâk ettiğimiz şehirler! Onları helâk etmek için de (gelmeyeceğini zannettikleri) bir zaman ta'yîn etmiştik.

(Kehf 59)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte bu, kendilerini zulmettikleri zaman helak etmiş olduğumuz kentlerdir. Helak olma zamanları için, söz verilmiş bir zaman seçtik.

(Kehf 59)

Hüseyin Atay Meali:

Ve işte, haksızlık yapmalarından dolayı yok ettiğimiz kentler bunlardır. Onların yok olması için bir süre koyduk.

(Kehf 59)

İbni Kesir Meali:

İşte zulmettiklerinden dolayı helak ettiğimiz kasabalar. Onları yok etmek için, bir süre tayin etmiştik.

(Kehf 59)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu şehir.halkını, zulmettikleri zaman helak ettik. Biz onları yok etmek için bir zaman belirledik.

(Kehf 59)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve işte o ülkeler (halkı), zulmettikleri zaman onları helâk ettik. Ve onların helâk edilmesi için bir zaman kıldık (tayin ettik).

(Kehf 59)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

İşte kıyıcılık ettikleri için yok ettiğimiz kentler! Onların yok edilecekleri günü de kesmişizdir.

(Kehf 59)

Kadri Çelik Meali:

O şehirler, zulme saptıkları zaman onları helake uğrattık ve helak oluşları için de bir zaman tayin ettik.

(Kehf 59)

Mahmut Kısa Meali:

İşte, zulmettikleri için helâk ettiğimiz geçmiş medeniyetler, ülkeler ve şehirler! Onların yok edilmesi için de belirli bir süre tayin etmiş ve günü gelince cezalarını vermiştik. Öyleyse, ey zâlimler, başınıza gelecek azâbın gecikmesini, izlediğiniz yolun doğru olduğuna yormayın ve ey müminler, zâlimlerin hemen helâk edilivermesini beklemeyin; onların zaman zaman lüks ve refah içinde yüzerken, müminlerin sıkıntı ve zorluklar içerisinde bulunması sizi aldatmasın. Olayları sadece görünen yönleriyle değerlendirmeyin, başından sonuna bir bütün olarak görmeye çalışın. Unutmayın ki, sizin hoşlanmadığınız bir şey, aslında sizin için hayırlı olabilir, hoşunuza giden bir şey de, sizin için kötü sonuçlar doğurabilir. Neyin faydalı, neyin zararlı olduğunu en iyi Allah bilir, siz bilemezsiniz (2. Bakara: 216 ve 4. Nisa: 19). Hz. İbrahim’in, Allah’ın ölüleri nasıl dirilttiğini görmek isteğinde olduğu gibi Hz. Mûsâ Rabb’ine nazlanarak dünyada insanların başına gelenlerin, görünen yüzü dışında ne anlamı olduğunu; yaşanan bütün bu olup bitenlerin hikmetini sordu: Nedir bu hayat?!.. Doğum ile ölüm arasında, verilen ve alınanlar; kazanılan ve kaybedilenler; gelen ve gidenler... Bütün bunların perde arkasında ne var?!.. Hz. Musa, yaşanan bunca olayın asıl anlam ve yorumunu anlamak isteyince Allah ona, iki denizin birleştiği yere kadar yürümesini ve olağan dışı bir olay gördüğü yerde Hızır’ı beklemesini, çünkü onunla orada buluşacağını, sonra beraber yaşadıkları olaylarla istediği bu bilgiye ulaşacağını söyledi. Bunun üzerine Mûsâ, yardımcısı Yûşa’yı —ki, Mûsâ’dan sonra İsrail Oğulları’na Peygamber olacaktır— yanına yoldaş olarak aldı ve iki arkadaş, Hızır’la buluşmak üzere yola koyuldular: İşte Allah, olayların ardında yatan hikmeti açığa çıkarmak üzere, gerçeğin üzerindeki perdeyi birazcık aralayacak ve böylece, ilk bakışta hoşunuza gitmeyen bazı olayların, aslında nice hayırların anahtarı ve müjdecisi olduğunu görmenizi sağlayacaktır. O hâlde, hakîkatin perde arkasını keşfetmek üzere, gelin Mûsâ ile birlikte yola çıkarak, olup bitenleri onun gözleriyle izleyin:

(Kehf 59)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Felaketlerin geldiği, zulmettikleri için helak ettiğimiz nice şehirler vardır Kesinlikle Biz onların helakı için belli bir süre kadar mühlet vermişizdir.

(Kehf 59)

Mehmet Türk Meali:

(Eğer inanmıyorsanız) şu, zulümleri sebebiyle helâkleri için belirli bir süre tayin ederek helâk ettiğimiz ülkeler(e bir bakın).

(Kehf 59)

Muhammed Celal Şems Meali:

Zulmettiklerinden dolayı yok ettiğimiz yerleşimler bunlardır. Biz, yok olmaları için (önceden) belli bir süre tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Muhammed Esed Meali:

tıpkı, zulüm üstüne zulüm işlediklerinde yok ettiğimiz önceki toplumlar gibi: ki Biz onların ortadan kaldırılması için de bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

İşte zulmettiklerinde yıkıma uğrattığımız kentler! Hepsinin yıkımı için biz birer süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte kendilerine zulmedip yazık ettikleri için helak ettiğimiz ülkeler ortada, onlara da helak etmeden önce bir süre vermiştik.

Bknz: (6/131) - (9/115)»(9/116) - (28/59)

(Kehf 59)

Mustafa Çevik Meali:

57-59 Rabbinin daveti kendisine ulaştırıldıktan sonra ona karşı umursamaz davranıp işlediği, işlemekte olduğu günahları önemsemeyip unutan kimseden daha cahil ve zalim kim olabilir? Biz böyle yaşamaya kendini şartlandırmış nankörlerin kalplerine Kur’an’ı anlamalarına engel olacak perdeler gerip, kulaklarına da ağırlıklar koyduk. Böylesi inatçıları sen ne kadar doğru olana çağırsan da gelmezler. Allah, gerçeği kavrayıp, şirkinden ve küfründen tevbe ederek doğruya yönelenler için merhametli ve bağışlayıcıdır. Şayet Rabbin dileseydi onları işledikleri günahlardan dolayı hemen cezalandırırdı, fakat onları cezalandırmasının yasa ile belirlenmiş bir zamanı vardır. O Gün gelip de süre dolunca, Allah’ın azabından kaçıp kurtulmaları mümkün değildir. Tıpkı daha önce şirk, küfür ve zulümleri sebebi ile helak ettiğimiz toplumlara tanıdığımız süre gibi, bunlar için de önceden belirlenmiş bir süre vardır. Allah her işin zamanını ve şartlarını yasalara bağlamıştır. Her işin iç yüzünü, gerçek mahiyetini, sonunun ne zaman ve nasıl olacağını yalnız Allah bilir.

(Kehf 59)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Nitekim işte o şehirlerin (harabeleri)!.. Zulümde ısrar edince onların tümünü yok ettik; ki Biz onların helakı için de (sınırlı) bir zaman takdir etmiştik.

(Kehf 59)

Osman Okur Meali:

İşte zulmettikleri zaman yok ettiğimiz beldeler. Biz onların yok edilmeleri için de bir zaman belirlemiştik.

(Kehf 59)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve (yâd ediniz) o memleketleri ki, zulmeder oldukları vakit onları helâk ettik. Ve onların helâkleri için bir muayyen vakit tayin etmiş idik.

(Kehf 59)

Ömer Öngüt Meali:

Zulmettiklerinden ötürü işte yok ettiğimiz şehirler! Onları helâk etmek için belli bir süre tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bundan önce, zulümleri yüzünden ‘yeryüzü sayfasından’ sildiğimiz memleketler gibi! Onların mahvı için de bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Sadık Türkmen Meali:

İşte şu kentler! Zulmeden önceki toplumları imha ettik; Biz onları imha etmeden önce bir süre vermiştik.

(Kehf 59)

Seyyid Kutub Meali:

İşte şu kentler, halklarının zalimlikleri yüzünden onları yok ettik ve yok oluşları için belirli bir vakit kararlaştırdık.

(Kehf 59)

Suat Yıldırım Meali:

İşte o şehirlerin harabeleri!.. Oraların ahalileri zulümlerinde ısrar edince onları imha ettik. Onların helakleri için de, bir vade tayin ettik.

(Kehf 59)

Süleyman Ateş Meali:

İşte şu kentler de zulmetmeğe başlayınca onları helak ettik. Onları helak etmek için de bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yanlış yaptıkları için etkisiz bıraktığımız o kentler... Onlar için etkisiz bırakılma ile tehdit edildikleri bir gün belirlemiştik.

(Kehf 59)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Tıpkı, sürekli zulüm işledikleri için yok ettiğimiz toplumlar gibi.. Biz onların yok edilmesi için de bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)

Şaban Piriş Meali:

İşte zulmettikleri için helak ettiğimiz şehirler, onlara da yok etmek için bir süre tanıdık.

(Kehf 59)

Talat Koçyiğit Meali:

Nitekim işte şu kasabalar, onları zulmetmiş olmaları dolayısıyle helak etmiş, helak etmek için de bir vakit tayin etmiştik.

(Kehf 59)

Tefhimul Kuran Meali:

İşte ülkeler (ve onların halkları), zulme saptıkları zaman onları yıkıma uğrattık; ve yıkımları için de bir buluşma zamanı tesbit ettik.

(Kehf 59)

Ümit Şimşek Meali:

İşte zulmettiklerinde helâk ettiğimiz beldeler! Hepsinin helâkleri için Biz birer vade belirlemiştik.

(Kehf 59)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

İşte sana bir yığın kent/medeniyet. Zulme saptıklarında onları helak ettik. Onları helak etmek için de bir süre belirlemiştik.

(Kehf 59)