18. Kehf Suresi / 63.ayet

– Gördün mü bak, hani biz kayanın dibinde mola vermiştik ya işte orada balığı unutmuşum, onu bana mutlaka şeytan unutturdu şaşılacak bir şekilde o da deniz de kaybolup gitti, dedi.

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 63 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Arkadaşı, gördün mü dedi, kayanın üstünde oturduğumuz zaman balığı unutmuştum; onu bana unutturan ve sana söylememe mani olan da ancak Şeytan'dır; balık, şaşılacak bir surette denizde bir yoldur tuttu, dalıp gitti.

(Kehf 63)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Asistanı) Dedi ki: “(Eyvah!) Gördün mü? (Dinlenmek ve yağmurdan korunmak üzere) Kayaya sığındığımız vakit, ben balığı (koyduğumuz yerde) unutmuşum. Onu hatırlamamı (veya sana söylememi) gerçekten şeytan bana unutturdu. (Ve balık,) Şaşılacak biçimde denizde yolunu bulup sıvışmıştı.”

(Kehf 63)

Abdullah Parlıyan Meali:

Arkadaşı, “Gördün mü?” dedi. “Kayanın yanında oturduğumuz zaman, balığı unutmuştum. Onu bana unutturan ve sana söylememe engel olan da, ancak şeytandır. Tuhaf şey nasılda yol bulup suya ulaştı.”

(Kehf 63)

Adem Uğur Meali:

(Genç adam:) Gördün mü! dedi, kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti.

(Kehf 63)

Ahmet Hulusi Meali:

(Musa'nın hizmetlisi): "Gördün mü?" dedi, "Kayanın yanındayken o balığı unuttum ben... Onu sana hatırlatmamı şeytan unutturdu! O (balık) acayip bir şekilde (canlanıp) denize daldı gitti!"

(Kehf 63)

Ahmet Tekin Meali:

Genç arkadaşı, öğrencisi: “Gördün mü? Kayada istirahata çekildiğimiz vakit, ben balığı unutmuştum. Onu şeytandan başkası bana unutturmadı. O şaşılacak şekilde canlanıp denizde bir yol tutup gitmişti.” dedi.

(Kehf 63)

Ahmet Varol Meali

(Genç) dedi ki: "Gördün mü! Biz o kayaya çekildiğimizde ben balığı unutmuşum. Bana onu hatırlamamı şeytandan başkası unutturmamıştır. O da şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tuttu."

(Kehf 63)

Ali Bulaç Meali:

(Genç yardımcısı) dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."

(Kehf 63)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Genç arkadaş (Yûşa), Mûsâ'ya şöyle dedi: “- Gördün mü, (balığı canlı olarak bulmakla vaadedildiğimiz yerdeki) kayaya sığındığımız vakit, doğrusu ben balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı, muhakkak şeytan bana unutturdu. O tuhaf bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştu.”

(Kehf 63)

Ali Rıza Sefa Meali:

"Gördün mü?" dedi; "Kayaya sığındığımızda balığı unuttum. Onu bana unutturan, şeytandan başkası değil. Üstelik denizde yolunu buldu; şaşılacak şey!"

(Kehf 63)

Ali Ünal Meali:

“Şu işe bak!” dedi arkadaşı, “O kayanın yanında mola verdiğimizde ben balığı unutmuşum. Onu sana hatırlatmama ancak şeytan mani oldu. O, tuhaf bir şekilde denizde kendine bir yol bulup kaybolmuştu.”

(Kehf 63)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Hizmetçi: “Gördün mü? Kayaya sığındığımız zaman, işte ben balığı unuttum. Onu bana yalnızca şeytan unutturdu. Balık da acayip bir şekilde denizde yol alıp gitti” dedi.

(Kehf 63)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Genç adamı, "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, balığı orada unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytan unutturdu. Balık, şaşılacak şekilde denizde yolunu bulup gitti" dedi.

(Kehf 63)

Bekir Sadak Meali:

O da: «Bak sen! Kayaliga vardigimizda baligi unutmustum. Bana onu hatirlamami unutturan ancak seytandir. Balik sasilacak sekilde denizde yolunu tutup gitmis» dedi.

(Kehf 63)

Besim Atalay Meali:

Çömezi dedi ki: «Haberin var mı? Biz kayanın üzerinde dururken, balığı unutmuşum, onu bana unutturan ancak şeytandır, balık şaşılacak bir yol tutmuş denize»

(Kehf 63)

Celal Yıldırım Meali:

O da, «gördün mü, o kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unutmuştum, onu hatırlamamı bana ancak şeytan unutturdu. Balık ise denizde şaşılacak şekilde yolunu tutup gitmiş,» dedi.

(Kehf 63)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Genç arkadaşı Musa'ya) dedi ki: “Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı. Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitti.

(Kehf 63)

Diyanet İşleri Eski Meali:

O da: "Bak sen! Kayalığa vardığımızda balığı unutmuştum. Bana onu hatırlamamı unutturan ancak şeytandır. Balık şaşılacak şekilde denizde yolunu tutup gitmiş" dedi.

(Kehf 63)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Genç, "Gördün mü! Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti" dedi.

(Kehf 63)

Diyanet Vakfı Meali:

(Genç adam:) Gördün mü! dedi, kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti.*

(Kehf 63)

Edip Yüksel Meali:

Dedi ki: 'Bak gördün mü, o kayalığa vardığımızda balığı unuttum. Onu bana şeytan unutturdu ve böylece denizde yolunu tutup gitti. Ne kadar da ilginç!'

(Kehf 63)

Elmalılı Orjinal Meali:

Gördünmü? dedi: kayaya sığındığımız vakıt doğrusu ben balığı unuttum, ve bana onu söylememi her halde Şeytan unutturdu, o acayib bir surette denizdeki yolunu tutmuştu

(Kehf 63)

Elmalılı Yeni Meali:

Genç: "Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur."

(Kehf 63)

Erhan Aktaş Meali:

"Tüh! Şu işe bak! O kayanın yanında durduğumuzda ben balığı unuttum; şeytan hatırlamama engel oldu. O da şaşılacak bir şekilde denizde kendisine yol tuttu."

(Kehf 63)

Gültekin Onan Meali:

(Genç yardımcısı) dedi ki: "Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."

(Kehf 63)

Hakkı Yılmaz Meali:

Delikanlı: “Gördün mü/ hiç düşündün mü? O Kaya'ya sığındığımız vakit doğrusu ben bunalımdan/ sıkıntıdan kurtuldum, onu söylememi de kesinlikle bencilliğim engelledi. Bunalım/ sıkıntı, şaşılacak bir şekilde bilgin insanda kaybolup gitti” dedi.

(Kehf 63)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Genç) demişti ki: “Kayaya sığındığımız zaman (var ya) hatırladın mı? İşte orada balığı unuttum. Onu hatırlamamı yalnızca şeytan unutturdu. O, ilginç bir şekilde denizde yolunu tuttu ve kaçtı.”

(Kehf 63)

Harun Yıldırım Meali:

(Genç adam:) Gördün mü! dedi, kayaya sığındığımız sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. O, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti.

(Kehf 63)

Hasan Basri Çantay:

(Gene): "Gördün mü, dedi, kayaya sığındığımız vakit ben balığı unutmuşum. Onu söylememi bana şeytandan başkası unutdurmadı. O, şaşılacak bir suretde deniz (e atıldı), yolunu tutub gitdi".

(Kehf 63)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Yûşa':) “Gördün mü, kayaya sığındığımız sırada, artık doğrusu ben balığı(n canlanarak denize atladığını söylemeyi) unutmuşum! Bana onu hatırlamamı unutturan da, ancak şeytandır. Ve (balık) şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutmuştu!” dedi.

(Kehf 63)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[Genci] "Gördün mü [şu işi]? Kayaya sığındığımız vakit gerçekten ben balığı unuttum. Bana, şeytandan başkası onu yani onu hatırlamamı/anmamı unutturmadı. [Balık] denizde şaşılacak bir halde kendi yolunu edindi" dedi.

(Kehf 63)

Hüseyin Atay Meali:

Dedi: "Gördün mü? Kayalığa vardığımız zaman, doğrusu, balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şüphesiz, şeytandır. Balık, şaşılacak şekilde denizde yolunu tutup gitmiş."

(Kehf 63)

İbni Kesir Meali:

Bak sen, kayalığa vardığımızda balığı unutmuşum. Şeytandan başkası unutturmadı onu bana. Şaşılacak şekilde o, denizi boylayıvermiş, dedi.

(Kehf 63)

İlyas Yorulmaz Meali:

Arkadaşı “Gördün mü? Mola için sığındığımız kayanın yanında balığı unuttum. Şüphe yok ki sana bunu hatırlatmamı şeytan unutturdu, tuhaf bir şekilde balık denizin içinde kaybolup gitmişti” dedi.

(Kehf 63)

İskender Ali Mihr Meali:

(Genç şöyle) dedi: “Gördün mü kayaya sığındığımız zaman ben gerçekten balığı unuttum. Onu hatırlamamı, bana şeytandan başkası unutturmadı. Ve o (balık), acayip bir şekilde denizin içine doğru kendi yolunu tuttu.”

(Kehf 63)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Delikanlı Musa'ya dedi: «Gördün mü bak, o kayada barındığımız sırada balığı orada unutuvermişim. Onu bana unutturan da olsa olsa Şeytan olabilir. Balık nasıl oldu da denizin yolunu tuttu!»

(Kehf 63)

Kadri Çelik Meali:

(Delikanlı) Dedi ki: “Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unutmuş oldum. Onu hatırlamamı şeytandan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak bir şekilde denizde kendi yolunu tuttu.”

(Kehf 63)

Mahmut Kısa Meali:

Yardımcısı, “Tüh, gördün mü!” dedi, “Kayanın yanında mola verdiğimiz sırada balığın kaçıp gittiğini sana söylemeyi unutmuşum; bunu söylememi, herhâlde bana şeytan unutturdu; bir görseydin, balık nasıl da şaşılacak biçimde suya atlayıp denizde yolunu tutup gitmişti!”

(Kehf 63)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

“ Kaya yanına oturduklarında balığı unuttum. Gerçekten onu bana unutturan Elbette şeytandan başkası değil." O da tuhafça denize yol bulup gitmiştir"

(Kehf 63)

Mehmet Türk Meali:

(Hizmetçisi de:) “Biliyor musun? (Sahildeki) kayalığa vardığımızda ben balığı unutmuşum. Balığın denizde garip bir şekilde yol bularak kayboluşunu (sana) hatırlatmamı kesinlikle (bana) şeytan unutturdu.” dedi.

(Kehf 63)

Muhammed Celal Şems Meali:

O dedi ki: “Gördün mü? Kayaya sığındığımızda ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı unutturan, ancak şeytandır. O (da) olağanüstü bir şekilde bir yol bulup, denize kaçtı.”

(Kehf 63)

Muhammed Esed Meali:

(Yardımcısı): "Olacak şey mi, bu" dedi, "O kayanın yanında dinlenmek için durduğumuzda, nasıl olduysa, balığı unutmuşum. Bunu olsa olsa bana Şeytan unutturmuş olacak! Tuhaf şey, nasıl da yol bulup suya ulaştı!"

(Kehf 63)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Genç arkadaşı şöyle dedi; "Gördün mü, o kayalığa vardığımızda balığı unuttum. Onu bana Şeytan unutturdu ve böylece balık denizde ilginç bir biçimde yolunu tutup gitti."

(Kehf 63)

Mustafa Çavdar Meali:

– Gördün mü bak, hani biz kayanın dibinde mola vermiştik ya işte orada balığı unutmuşum, onu bana mutlaka şeytan unutturdu şaşılacak bir şekilde o da deniz de kaybolup gitti, dedi.(Kehf 63)

Mustafa Çevik Meali:

60-70 Vaktiyle Musa, Allah’ın kendisine lütufta bulunup, üstün ilim bahşettiği âlim bir zat ile iki denizin birbirine kavuştuğu yerde buluşmak ve onun bilgisinden istifade etmek amacı ile arkadaşıyla birlikte yola koyulmuş, ömrünün sonuna kadar yürüsem de oraya ulaşacağım demişti. En son dinlenmek için konakladıkları deniz kenarındaki kayalıkların yanında yemek için yanlarında bulundurdukları balıklarını unuttular, zaten balık da denize düşüp gözden kaybolmuştu. Konakladıkları o yerden uzaklaşıp da karınları acıkınca, Musa arkadaşına, “Bu yolculuk bizi epeyce yordu, getir şu balığı da yiyelim.” dedi. Arkadaşı da ona: “Ben balıkla ilgili durumu sana söylemeyi unuttum, hani en son dinlenmek için oturduğumuz kaya var ya, işte orada balık şaşılacak biçimde denize düşüp kayboldu. Bunu sana söylemeyi de galiba şeytan bana unutturdu.” dedi. Bunun üzerine Musa heyecanla, “İşte aradığımız yer, buluşma noktamız orasıydı.” diyerek hemen geldikleri o yöne doğru dönüp yürüdüler, oraya varınca da kendisine katımızdan üstün ilim bahşedip, görevler verdiğimiz kulumuzla karşılaştılar. Musa hemen ona: “Sendeki bilgilerden yararlanmak suretiyle yaşanmakta olanların gerçek mahiyetini öğrenmek ve doğru olanı yapabilmek için yanında olmak, gideceğin yerlere seninle birlikte gitmek istiyorum.” dedi. İlim verdiğimiz o kişi de Musa’ya: “Sen benimle birlikteyken, karşılaşacaklarımıza, olup biteceklere katlanamazsın. İç yüzünü, gerçek mahiyetini bilip anlayamadığın işlere nasıl katlanırsın, sen kendi işine bak.” dedi. Musa da ona: “İnşallah benim sabırlı biri olduğumu göreceksin, senin yaptığın hiçbir işine karışıp, karşı çıkıp, itiraz etmeyeceğim.” dedi. Bunun üzerine ilim verdiğimiz kulumuz da Musa’ya: “Şayet benimle birlikte geleceksen, o halde ben sana yaptığım işin mahiyetini açıklamadıkça bana hiçbir şey sormayacaksın.” dedi.

(Kehf 63)

Mustafa İslamoğlu Meali:

"Bak şu işe" dedi o, "hani dibinde dinlendiğimiz kaya vardı ya, işte orada balığı unutmuşum; bunu söylemeyi bana unutturan da Şeytan'dan başkası olamaz: ama o (balık), şaşırtıcı bir biçimde kendi yoluna koyulup gözden kaybolmuştu!"

(Kehf 63)

Osman Okur Meali:

(Genç-yardımcısı) Dedi ki:"Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu."

(Kehf 63)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

(O genç de) Dedi ki: «Gördün mü? Kayaya çıktığımız vakit ben şüphe yok balığı unuttum. Onu söylemeyi bana şeytandan başkası unutturmuş olmadı.» O, denizde yolunu acaip bir surette tutmuştu.

(Kehf 63)

Ömer Öngüt Meali:

Genç arkadaşı: “Gördün mü? Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. Balık ise denizde şaşılacak şekilde yolunu tutup gitmiş!” dedi.

(Kehf 63)

Ömer Sevinçgül Meali:

‘Yuşa’ “Bak sen!” dedi, “Kayaya sığındığımız zaman balığı unutmuşum! Bana onu unutturan şeytandan başkası olamaz! Balık, şaşılacak biçimde bir yol bulup gitmiş.”

(Kehf 63)

Sadık Türkmen Meali:

(Genç adam): “Gördün mü?” dedi. “Kayaya sığındığımız zaman doğrusu ben balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana şeytandan başkası unutturmadı. Acayip bir şekilde denizin içinde yolunu tutup gitti.”

(Kehf 63)

Seyyid Kutub Meali:

Genç arkadaşı Musa'ya «Bak sen! Kayalığa vardığımızda balığı unutmuştum, bana onu hatırlatmayı unutturan mutlaka şeytandır, balık şaşırtıcı bir şekilde canlanarak denize kaçtı» dedi.

(Kehf 63)

Suat Yıldırım Meali:

"Gördün mü?" dedi, "O kayanın yanında mola verdiğimizde, ben balığı unutmuşum! Muhakkak ki onu sana söylememi unutturan da şeytandan başkası değildir. Doğrusu balık, çok acayip bir şekilde canlanarak denizde yolunu tutup gittiydi."

(Kehf 63)

Süleyman Ateş Meali:

(Uşağı): "Gördün mü, dedi, kayaya sığındığımız vakit balığı unuttum. Onu söylememi, bana ancak şeytan unutturdu. (Balık), şaşılacak biçimde denizin içinde yolunu tuttu!

(Kehf 63)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Delikanlı dedi ki "Bakın şu işe; kayada barındığımızda balığı unutmuştum. Onu aklımdan çıkarmama sebep olan ve bana unutturan Şeytandan başkası değildir. Balık da tuhaf bir şekilde denize doğru yol alıp gitti. (Ama bunu sana söylemedim.)"

(Kehf 63)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Yardımcısı: "Eyvah! Kayalıkta dinlendiğimizde balığı unutmuşum. Bana onu şeytan unutturdu. O da tuhaf bir şekilde denize kaçmış olmalı" dedi.

(Kehf 63)

Şaban Piriş Meali:

-Gördün mü, kayalığa sığındığımızda ben balığı unuttum. Onu bana Şeytandan başkası unutturmadı. Şaşılacak şekilde o, denizde yol aldı, demişti.

(Kehf 63)

Talat Koçyiğit Meali:

Genç de ona şöyle demişti: "Gördün mü, kayaya sığınınca ben balığı unuttum; onu hatırlamamı unutturan da, şeytandan başkası değildir. Balık, şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitti".

(Kehf 63)

Tefhimul Kuran Meali:

(Genç yardımcısı) dedi ki: «Gördün mü, kayaya sığındığımızda, ben balığı unutmuş oldum. Onu hatırlamamı Şeytan'dan başkası bana unutturmadı; o da şaşılacak tarzda denizde kendi yolunu tuttu.»

(Kehf 63)

Ümit Şimşek Meali:

Genç, “Gördün mü?” dedi. “Kayalıkta mola verdiğimiz zaman ben balığı unutmuşum. Onu sana söylemeyi bana unutturan şeytandan başkası olamaz. Çünkü balık şaşılacak bir şekilde denizin yolunu tutmuştu.”

(Kehf 63)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Genç adam dedi: "Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu."

(Kehf 63)