18. Kehf Suresi / 89.ayet

Sonra sahip olduğu imkânlarla yola koyuldu.

Bknz: (18/85)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 89 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Sonra, bir yol daha tuttu.

(Kehf 89)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Sonra (yine) bir yol tuttu. (İlahi öğretiyle edindiği yüksek teknolojik vesileler ve harika yöntemlerle yol alıp durdu.)

(Kehf 89)

Abdullah Parlıyan Meali:

Zülkarneyn bir yol daha tuttu.

(Kehf 89)

Adem Uğur Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Ahmet Hulusi Meali:

Sonra (Zül-Karneyn diğer) bir yolu kullandı.

(Kehf 89)

Ahmet Tekin Meali:

Sonra doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak başka bir hedefe yöneldi.

(Kehf 89)

Ahmet Varol Meali

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Ali Bulaç Meali:

Sonra (yine) bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Sonra Zül'-Karneyn (Doğuya doğru) bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Ali Rıza Sefa Meali:

Sonra, yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Ali Ünal Meali:

Sonra, gerekli imkânla donanmış olarak yeni bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Sonra yine bir sebebin ardına düşüp gitti. (Yeni bir yola girdi.)

(Kehf 89)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sonra yine bir yol tutup gitti.

(Kehf 89)

Bekir Sadak Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Besim Atalay Meali:

Sonra bir yol daha tuttu

(Kehf 89)

Celal Yıldırım Meali:

Sonra o başka bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Cemal Külünkoğlu Meali:

89,90. (Zülkarneyn) sonra (doğuya doğru) bir yol tuttu. Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak doğuya) vardığı zaman, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız (çıplak) bir halk üzerine doğar buldu.

(Kehf 89)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Sonra yine (doğuya doğru) bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Diyanet Vakfı Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Edip Yüksel Meali:

Sonra bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Elmalılı Orjinal Meali:

Sonra da bir sebebi ta'kıb etti

(Kehf 89)

Elmalılı Yeni Meali:

Sonra yine bir sebebi takip etti.

(Kehf 89)

Erhan Aktaş Meali:

Sonra bir sebebe[1] tabi oldu.

1)Amacına ulaştıracak bir yola koyuldu.

(Kehf 89)

Gültekin Onan Meali:

Sonra (yine) bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra iki çağ sahibi, bir sebebe uydu.

(Kehf 89)

Harun Yıldırım Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Hasan Basri Çantay:

Sonra o, başka bir yol tutdu.

(Kehf 89)

Hayrat Neşriyat Meali:

Sonra (başka) bir sebeb (doğuya doğru, bir yol) ta'kib etti.

(Kehf 89)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Sonra (yine) bir sebebe [vasıtaya/araca] uydu.

(Kehf 89)

Hüseyin Atay Meali:

Sonra bir yol tuttu.

(Kehf 89)

İbni Kesir Meali:

Sonra o, bir yol tuttu.

(Kehf 89)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra bir sebepten dolayı yola çıktı.

(Kehf 89)

İskender Ali Mihr Meali:

Sonra bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).

(Kehf 89)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Sonra o başka bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Kadri Çelik Meali:

Sonra (Zülkarneyn yine) bir yol tutmuş oldu.

(Kehf 89)

Mahmut Kısa Meali:

Derken, buradan ayrılıp doğu istikametine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kendisi yine bir yol tuttu. Gide gide güneşin doğduğu yere ulaştı

(Kehf 89)

Mehmet Türk Meali:

O, (yine) bir sebebe sarıldı.

(Kehf 89)

Muhammed Celal Şems Meali:

Sonra o, (yine) bir yolu takip etti.

(Kehf 89)

Muhammed Esed Meali:

Ve (Zulkarneyn, doğru bir amaca varmak için, böylece) bir kere daha doğru aracı seçti.

(Kehf 89)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Mustafa Çavdar Meali:

Sonra sahip olduğu imkânlarla yola koyuldu.

Bknz: (18/85)

(Kehf 89)

Mustafa Çevik Meali:

89-92 Bir süre sonra Zülkarneyn oradan ayrılıp yeni bir görev için güneşin doğduğu yöne doğru ulaşabildiği en son yere ulaştı, oraya varınca da güneşin üzerlerinden hiç eksik olmadığı, aylarca güneş gören bir halk ile karşılaştı. İşte Biz Zülkarneyn’e buralara ve böylesi toplumlara ulaşabilecek kadar ilim, güç ve imkân vermiştik. Şüphesiz ona bahşettiklerimizin sınırını ve neler olduğunu da Biz biliriz.

(Kehf 89)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Sonra o, yeni (amacına) ulaştıracak bir araca yine başvurdu.

(Kehf 89)

Osman Okur Meali:

(89-90) (Zülkarneyn) sonra (doğuya doğru) bir yol tuttu. Nihayet güneşin doğduğu yere (uzak doğuya) vardığı zaman, onu kendileriyle güneş arasına örtü koymadığımız (ormansız) bir halk üzerine doğar buldu.

(Kehf 89)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Sonra da başka bir yol takip etti.

(Kehf 89)

Ömer Öngüt Meali:

Sonra yine bir yol tutup gitti.

(Kehf 89)

Ömer Sevinçgül Meali:

Sonra, bir sebebe uydu.

(Kehf 89)

Sadık Türkmen Meali:

SONRA yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Seyyid Kutub Meali:

Arkasından yine bir sebebe sarılarak yola koyuldu.

(Kehf 89)

Suat Yıldırım Meali:

Zülkarneyn bu sefer yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Süleyman Ateş Meali:

Sonra yine bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Sonra o (Zülkarneyn), bir yola girdi.

(Kehf 89)

Şaban Piriş Meali:

Sonra bir yol tuttu.

(Kehf 89)

Talat Koçyiğit Meali:

Sonra Zülkarneyn, bir yol daha tutmuştu.

(Kehf 89)

Tefhimul Kuran Meali:

Sonra (yine) bir yol tutmuş oldu.

(Kehf 89)

Ümit Şimşek Meali:

Sonra yine bir sebebi izledi.

(Kehf 89)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Sonra bir sebebi daha izledi.

(Kehf 89)