18. Kehf Suresi / 85.ayet

O da sahip olduğu imkânlarla yola koyuldu.

Bknz: (18/89)

Mustafa Çavdar Meali

Kehf 85 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

O, batıya doğru bir yol tutmuştu.

(Kehf 85)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

O da, (bu hikmetli ve etkili sebeplere uyarak, her konuda uygun) bir yol tuttu. (Bir sebebe, plan ve projeye tâbi olup gitti.)

(Kehf 85)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve bu sayede, O da yaptığı her işte, doğru ve meşru araçlara başvurdu.

(Kehf 85)

Adem Uğur Meali:

O da bir yol tutup gitti.

(Kehf 85)

Ahmet Hulusi Meali:

O da bir yolu kullandı.

(Kehf 85)

Ahmet Tekin Meali:

O da, bu sayede doğru sebep ve vesilelere, meşrû araçlara başvurarak bir hedefe yöneldi.

(Kehf 85)

Ahmet Varol Meali

O da bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Ali Bulaç Meali:

O da, bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O da (batıya ulaşmak için) bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Ali Rıza Sefa Meali:

Böylece, bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Ali Ünal Meali:

Gün geldi, gerekli imkânla donanmış olarak batı yönünde sefere çıktı.

(Kehf 85)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O da bir sebep ve aracın ardına (bir yola) düştü.

(Kehf 85)

Bayraktar Bayraklı Meali:

O da bir yol tutup gitti.

(Kehf 85)

Bekir Sadak Meali:

O da bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Besim Atalay Meali:

O da, uydu bu yola

(Kehf 85)

Celal Yıldırım Meali:

O da bir sebebi (seçip ona göre) bir yol izledi.

(Kehf 85)

Cemal Külünkoğlu Meali:

84,85. Doğrusu biz, onu yeryüzünde büyük bir kudret sahibi kıldık ve ona her şeyin yolunu öğrettik. O da (Batı'ya gitmek için) bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O da (Batı'ya gitmek istedi ve) bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Diyanet Vakfı Meali:

O da bir yol tutup gitti.

(Kehf 85)

Edip Yüksel Meali:

Nitekim, o bir yol izledi

(Kehf 85)

Elmalılı Orjinal Meali:

Derken bir sebebi ta'kıb etti

(Kehf 85)

Elmalılı Yeni Meali:

Derken o bir sebebi izledi.

(Kehf 85)

Erhan Aktaş Meali:

Böylece bir sebebe tabi oldu.

(Kehf 85)

Gültekin Onan Meali:

O da, bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Hakkı Yılmaz Meali:

Sonra o, bir sebebe tâbi oldu.

(Kehf 85)

Harun Yıldırım Meali:

O da bir yol tutup gitti.

(Kehf 85)

Hasan Basri Çantay:

Oda (batıya doğru) bir yol tutdu.

(Kehf 85)

Hayrat Neşriyat Meali:

Böylece (o da) bir sebeb (batıya doğru, bir yol) ta'kib etti.

(Kehf 85)

Hubeyb Öndeş Meali: /

bir sebebe [vasıtaya/araca] uydu.

(Kehf 85)

Hüseyin Atay Meali:

Böylece o da sebepleri izledi.

(Kehf 85)

İbni Kesir Meali:

O da bir yol tuttu.

(Kehf 85)

İlyas Yorulmaz Meali:

O da bu öğrendiklerini uyguladı.

(Kehf 85)

İskender Ali Mihr Meali:

Böylece bir sebebe tâbî oldu (yola koyuldu).

(Kehf 85)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bunun üzerine o da bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Kadri Çelik Meali:

O da bir yol tutmuş oldu.

(Kehf 85)

Mahmut Kısa Meali:

Böylece Zülkarneyn, batıya doğru bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Kendisi de sebebi izledi. Batıya doğru giden bir yol tuttu

(Kehf 85)

Mehmet Türk Meali:

O, bir sebebe sarıldı.

(Kehf 85)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bunun üzerine o, bir yolu takip etti.

(Kehf 85)

Muhammed Esed Meali:

Ve bu sayede o da (yaptığı her işde) doğru ve meşru araçlara başvurdu.

(Kehf 85)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O da, bir yol tutmuş oldu.

(Kehf 85)

Mustafa Çavdar Meali:

O da sahip olduğu imkânlarla yola koyuldu.

Bknz: (18/89)

(Kehf 85)

Mustafa Çevik Meali:

83-88 Ey Peygamber! Sana Zülkarneyn hakkında soruyorlar. De ki: “Onun hakkında bana bildirilenleri ben de size bildireyim. Allah buyuruyor ki, Biz Zülkarneyn’e yeryüzünde geniş imkânlar, güç ve iktidar bahşettik, gideceği yerlerin bilgisini verip yollarını gösterdik. O da bu bilgi ve güç ile görevlerini yerine getirmek üzere yola koyuldu. Batıya doğru gidebildiği en uzak yere kadar giderek, güneşin koyu, bulanık bir suda batıyormuş gibi olduğu yere ulaştı, orada müşrik, ahlaksız bir halk ile karşılaştı.” Bunun üzerine Biz de ona şöyle buyurduk: “Ey Zülkarneyn! İstersen onları cezalandırırsın, istersen de iyi davranırsın.” Zülkarneyn de onlara şöyle seslendi: “İçinizden kim, Allah’la birlikte başka Rab ve ilahlar edinmekte ısrar edip müşrik kalmakla direnir, Allah’ın daveti olan doğru yolda yaşamayı reddedip zulme devam ederse, Biz de onu cezalandıracağız. Hesap Günü geldiğinde de o kimseler Rablerinin huzuruna çıkarılacak ve çok daha şiddetli bir azap ile cezalandırılacaklar. Yalnızca Allah’a yönelip yaratılış sebebine uygun yaşamak gayreti içinde olanlar ise, dünyada ve âhirette en güzel ikramlarla mükâfatlandırılacaklar ve bu gayretleri sırasında Rableri onlara yardım edip, işlerini de kolaylaştıracak.”

(Kehf 85)

Mustafa İslamoğlu Meali:

o da kendisini (amacına) ulaştıracak bir araca başvurdu.

(Kehf 85)

Osman Okur Meali:

O da, bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık o, bir yol takibe başladı.

(Kehf 85)

Ömer Öngüt Meali:

O da bir yol tutup gitti.

(Kehf 85)

Ömer Sevinçgül Meali:

Derken, bir sebebe uydu.

(Kehf 85)

Sadık Türkmen Meali:

DERKEN, o da bir sebebi izledi gitti.

(Kehf 85)

Seyyid Kutub Meali:

O da bir sebebe sarılarak yola koyuldu.

(Kehf 85)

Suat Yıldırım Meali:

(84-85) Biz ona dünyada geniş imkanlar verdik ve onun ihtiyaç duyduğu her konuda sebep ve vasıtalar ihsan ettik. O da batıya doğru bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Süleyman Ateş Meali:

O da (kendisini batı ülkelerine ulaştıracak) bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Derken bir yolu tutup gitti.

(Kehf 85)

Şaban Piriş Meali:

O da bir yol tuttu.

(Kehf 85)

Talat Koçyiğit Meali:

O da bir yol tutmuştu.

(Kehf 85)

Tefhimul Kuran Meali:

O da, bir yol tutmuş oldu.

(Kehf 85)

Ümit Şimşek Meali:

O da bir sebebi izledi.

(Kehf 85)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O da bir sebebi izledi.

(Kehf 85)