5. Maide Suresi / 110.ayet

İşte o gün Allah diyecek ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi bir düşün! Seni, Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana, kitabı ve hikmeti, (Onu kavrama ve hayata taşımayı) özellikle Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznim ile çamurdan kuş heykeli yapmış, sonra da ona üflemiştin de o da benim iznim ile kuş olup uçuvermişti. Yine benim iznim ile körleri ve cüzzamlıları iyileştirmiş, iznimle ölüleri diriltmiştin. Hani sen İsrailoğullarına hakikatin bütün delilleri ile geldiğinde, onlardan kâfir olanlar “Bu düpedüz sihirden başka bir şey değildir!” demişlerdi de onların sana zarar vermelerini engellemiştim.

Bknz: (2/87)(3/48)(5/11)

Mustafa Çavdar Meali

Maide 110 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

An o zamanı ki Allah ey Meryemoğlu İsa, hatırla sana ve annene verdiğim nimetimi demişti, hatırla ki seni RuhülKudüs'le kuvvetlendirdim de beşikteyken de insanlarla konuştun, olgunluk çağında da. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncil'i öğretmiştim. Hani topraktan kuş şeklinde bir şey yapardın iznimle de ona üfürürdün, o da iznimle kuş olurdu ve anadan doğma körün gözünü açar, abraş illetine uğrayanı o illetten kurtarırdın iznimle ve hani ölüyü, iznimle mezardan çıkarmış, diriltmiştin. Hani, İsrailoğullarına apaçık delillerle geldiğin zaman onlardan kafir olanlar, bu ancak açık bir büyü demişlerdi de ben seni kurtarmıştım onların elinden.

(Maide 110)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Allah ise şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla (hikmetle ve düzgünce) konuşabildin. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Hani o vakit Benim iznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş olup (uçuverirdi) . Doğuştan kör olanı ve (deri hastalığı olan) alacalıyı iznimle iyileştirdin, (yine o süreçte) Benim iznimle (mucize olarak) ölüleri (geçici olarak diriltip, tekrar hayata) çıkarıverdin. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkâra sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüş, zararlarını defetmiştim."

(Maide 110)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte o zaman Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Hatırla sana ve annene bağışladığım nimetleri. Seni nasıl kutsal ruh ile güçlendirerek, insanlarla beşikte ve yetişkin iken de konuşmanı sağladığımı, sana hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i ve kitabı öğrettiğimi. Benim iznimle çamurdan kuş biçiminde birşey yapıyor ve içine üflüyordun da kuş oluveriyordu. Hem anadan doğma körü, alaca tenliyi benim iznimle iyileştirdiğini, yine benim iznimle, ölüleri kabirden diri olarak çıkardığını. İsrailoğullarına açık belgeler getirdiğinde, onların saldırılarını senden savdığımı, onlardan inkâra sapanların, “Bu açık bir sihirden başkası değildir” dediklerini.

(Maide 110)

Adem Uğur Meali:

Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi.

(Maide 110)

Ahmet Hulusi Meali:

Hani Allah şöyle dedi: "Ey Meryemoğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi an... Hani seni, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds kuvvesi ile teyit etmiştim... Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun... Hani sana Kitabı, Hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i talim etmiştim (bunlardaki ilmi, bilincinde açığa çıkarmıştım)... Hani Bi-izni (iznimle) balçıktan kuş şeklinde yaratıyor, onun içinde nefhediyordun da Bi-izni (iznimle) bir kuş oluyordu! Anadan doğma köre ve cüzzamlıya benim iznimle şifa veriyordun... Hani ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun... Hani İsrailoğullarını senden engellemiştim! Hani sen kendilerine delillerle gelmiştin de, onlardan hakikat bilgisini inkar edenler şöyle demişti: 'Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değil!'"

(Maide 110)

Ahmet Tekin Meali:

Allah o zaman: “Ey Meryem'in oğlu Îsâ, senin ve annenin üzerindeki nimetlerimi hatırlayarak şükret. Hani seni, kâinattaki tabiî, dinî, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni içeren, ihyâ eden, insanları ve toplumları pislikten arındıran kitabı getiren elçi Cebrâil ile desteklemiştim. Beşikte iken de, insanlarla olgunluk çağındaki peygamber vasfınla konuşuyordun. Sonra okuma yazmayı, kutsal kitaplara vukufu, ilmi, hikmeti, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, hekimliği, yazılı ve şifahî bilgileri, sünneti içeren Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Benim bilgim planım dahilinde, benim irademle emsalsiz güzellikte çamurdan bir kuş planlayıp şekillendirebiliyor, ona üflüyordun. Benim bilgim dahilinde, benim irademle o bir kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve alaca hastalığına yakalananı iyileştirebiliyordun. Ölülere benim bilgim dahilinde, benim irademle hayat verebiliyordun. Hani İsrâiloğulları'nın seni öldürmelerine engel olmuş, seni korumuştum. Kendilerine apaçık âyetler, mûcizeler getirdiğin zaman, içlerinden kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler, “Bu açıkça, aklı etki altına alan bir sihir, bir aldatmacadır" demişlerdi.*

(Maide 110)

Ahmet Varol Meali

Allah şöyle der: "Ey Meryem oğlu İsa! Benim sana ve annene olan nimetimi an! Hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikteyken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey oluşturuyor, sonra içine üflüyordun ve o benim iznimle kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körleri ve alacalıları iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri diriltiyordun. Hani sen İsrailoğularına kuvvetli belgeler getirdiğinde onlardan inkar edenler "bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi de ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.

(Maide 110)

Ali Bulaç Meali:

Allah şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan inkara sapanlar, "Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir" demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüştüm."

(Maide 110)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Allah o gün şöyle buyuracak: -Ey Meryem oğlu Îsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla. Hani, seni Cebrâil ile desteklemiştim de hem beşikte, hem de yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; hani sana yazı yazmayı, hikmeti (sağlam olan doğru sözü), Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim: hani benim iznimle çamurdan kuş biçimi yapıyordun, sonra içine üflüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu; ve anadan doğma âmâ ile abraşı da benim iznimle hayata çıkarıyordun; hani senden İsrailoğullarını defetmiştim (seni öldürememişlerdi). Kendilerine açık mûcizeler getirdiğin zaman da, içlerinden küfre varanlar şöyle demişti: “- Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir.”

(Maide 110)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah, şöyle demişti: "Ey Meryem Oğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla; Kutsal Ruh ile seni güçlendirmiştim. Hem beşikteyken hem de yetişkinliğinde insanlarla konuşuyordun. Sana, hem Kitap'ı hem bilgeliği hem de Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle, çamurdan kuş biçiminde bir şey yapıyordun; ona üflediğinde de Benim iznimle kuş oluyordu. Benim iznimle, doğuştan körleri ve cüzzamlıları iyileştiriyordun. Benim iznimle, ölüleri çıkarıyordun. Açık kanıtlarla onlara geldiğinde, İsrailoğullarını, senden uzaklaştırmıştım!" Onların nankörlük edenleri, şöyle dediler: "Aslında, apaçık bir büyüden başka bir şey değil bu!"[110]

110)İsa peygamberin insanları iyileştirmesi ve ölülere yeniden yaşam vermesi, İncil ayetlerinde, şöyle yazılıdır: Matta 9:35; "İsa, tüm kent ve köyleri dolaşarak havralarda öğretiyor, göksel egemenliğin müjdesini duyuruyor; her türlü hastalığı ve güçsüzlüğü iyileştiriyordu." Luka 8:52-55; "Herkes kız için ağlıyor, dövünüyordu. İsa: ‘Ağlamayın! Kız ölmedi; uyuyor.' dedi. Kızın öldüğünü bildikleri için İsa'yla alay ettiler. O ise kızın elini tutarak ‘Kızım, kalk!' diye seslendi. Ruhu yeniden bedenine dönen kız hemen ayağa kalktı."

(Maide 110)

Ali Ünal Meali:

İşte o gün Allah, şöyle buyurur: “Meryem oğlu İsa! Hem senin hem de annenin üzerindeki nimetimi hatırla: hani seni Ruhu’l Kudüs’le desteklemiştim de, beşikte iken de yetişkinliğinde de insanlarla konuşurdun. Ayrıca sana Kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Yine sen, Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapar ve içine üflerdin de, Benim iznimle bir kuş oluverirdi; aynı şekilde Benim iznimle (anadan doğma) körü ve alacalıyı (cüzzamlı) iyileştirirdin; ve yine Benim iznimle ölüleri diri hale getirirdin. Bir vakit de, İsrail Oğulları’nın öldürme kastıyla sana uzanan ellerini geri çekmiştim: kendilerine (risaletinin ve getirdiğin Kitabın hak olduğunu gösteren) apaçık deliller ve mucizeler göstermiştin de, aralarında küfür içinde boğulup gidenler, ‘Bunlar, olsa olsa ancak apaçık birer büyü olabilir!’ demişlerdi.

(Maide 110)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte o gün Allah, Meryemoğlu İsa’ya şöyle der: “Sana ve validene yaptığım nimeti hatırla! Hani seni Ruh-ul Kudüs ile teyid edip insanlarla beşikte ve olgun iken de konuşuyordun. Sana kitap ve hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğrettim. Sen bir miktar toprak alıp iznimle kuş gibi yapardın. Ona üflediğinde Ben’im iznimle kuş olurdu. Yine Ben’im iznimle doğuştan kör olanı ve alacalıyı iyileştirirdin. Yine Ben’im iznimle ölüleri kabirden çıkarıp diriltirdin. Ve sen İsrailoğullarına mucizelerle geldiğinde, onların saldırılarını senden alıkoydum. Onlardan kâfir olanlar (o mucizeler için:) “Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir” dediler.

(Maide 110)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh/Cebrail ile desteklemiştim; bu sayede sen beşikte iken yetişkin çağdaki insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı okuyup yazmayı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle hayata getiriyordun. Hani İsrailoğulları'nı seni öldürmekten engellemiştim; kendilerine apaçık deliller, mucizeler getirdiğin zaman, içlerinden inkar edenler, 'Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir' demişlerdi."

(Maide 110)

Bekir Sadak Meali:

Allah, «Ey Meryem oglu Isa! Sana ve anana olan nimetimi an» demisti, «Seni Ruhul Kudus ile desteklemistim; besikte ve yetiskin iken insanlarla konusuyordun; sana Kitab'i, hikmeti, Tevrat'i ve Incil'i ogretmistim. Sen iznimle, camurdan kus gibi bir sey yapmis ona uflemistin de iznimle kus olmustu; anadan dogma koru, alacaliyi iznimle iyi etmistin. Oluleri iznimle diriltiyordun. Israilogullarina belgelerle geldiginde, onlardan inkar edenler, 'Bu apacik bir buyudur' demislerdi de Ben onlarin sana zarar vermelerini onlemistim.»

(Maide 110)

Besim Atalay Meali:

Allah, o gün diyecek ki: «Ey Meryem oğlu İsa! Ananla, sana olan nimetimi anasın, hani, seni kutsal bir ruh ile pekitmiş idik, beşikteyken de, yaşlıyken de insanlarla konuşurdun, hani sana kitap ile hikmeti, Tevrat ile, İncil'i de öğretmiş idik, hani benim iznimle, sen çamurdan bir kuş yapıp üflemiştin, benim iznimle kuş olmuştu, hani, benim iznimle, bir gözsüzü, bir de ala tenliyi sağaltmış idin, hani benim iznimle, sen ölüleri diriltmiş idin, hani İsrailoğullarının ellerini senden çekmiştik, hani sen onlara belgeler getirdiğinde kâfir olanları: «Bu açık bir büyüdür» demiştiler

(Maide 110)

Celal Yıldırım Meali:

Allah (o gün) buyuracak ki: Ey Meryem oğlu İsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla ; hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim de beşikte ve yetişkin iken insanlara konuşuyordun ; hani sana kitab'ı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve incil'i öğretmiştim ve sana, benim iznimle çamurdan kuş biçiminde (şekil) yapıp ona üflemiştin, o da benim iz nimle kuş oluvermişti. Bir de anadan doğma körü, alaca tenliyi benim iznimle iyileştirmiştin; hani ölüleri de benim iznimle kabirden diri olarak çıkarıyordun ve İsrail oğulları'na açık belgeler (mu'cizeler) getirdiğinde onların (saldırısını) senden savmıştım ; onlardan inkâra sapanlar, «bu açık bir sihirden başkası değildir» demişlerdi.

(Maide 110)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Allah o zaman şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti (eşyanın hakikatini anlamayı), Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle kabirden diri olarak çıkarıyordun. Hani kendilerine (İsrailoğullarına) apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler: “Bu, apaçık bir büyüden başka bir şey değildir” demişlerdi de o vakit İsrailoğulları'nın (seni öldürmelerine) mani olmuştum.*

(Maide 110)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti, "Seni Ruhul Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle kuş olmuştu; anadan doğma körü, alacalıyı iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. İsrailoğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan inkar edenler, 'Bu apaçık bir büyüdür' demişlerdi de Ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim."

(Maide 110)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O gün Allah, şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkar edenler, "Bu, ancak açık bir büyüdür" demişlerdi.

(Maide 110)

Diyanet Vakfı Meali:

Allah o zaman şöyle diyecek: «Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, «Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir» demişlerdi.  *

(Maide 110)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH diyecek ki: Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene bağışladığım nimetimi hatırla. Seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; böylece beşikteyken de yetişkin iken de halkla konuşuyordun. Sana kitabı, bilgeliği, Tevratı ve İncili öğretmiştim. İznimle balçıktan kuş heykeli yaratıyordun ve ona üfleyince de iznimle kuş oluveriyordu. Körü ve cüzzamlıyı iznimle iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrail oğullarına apaçık kanıtlar götürmene rağmen, içlerindeki inkarcılar, 'Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil,' demişlerdi de seni onlardan kurtarmıştım.

(Maide 110)

Elmalılı Orjinal Meali:

Allah buyurduğu vakıt: ya Isa ibni Meryem sana ve validene olan ni'metimi düşün, hani seni ruhulkudüs ile müeyyed kıldım, nasa kelam söyleyordun hem beşikte hem yetişkin iken ve hani sana kitabet, hikmet, Tevrat ve İncil öğrettim ve hani benim iznimle çamurdan kuş biçimi gibi taslayordun, içine üfleyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu, hem anadan doğma a'mayı ve abraşi benim iznimle iyi ediyordun ve hani ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun ve hani senden Beni İsraili def' etmiştim, o vakıt ki onlara o açık mu'cizeleri getirmiştin de içlerinden kafirlik edenler şöyle demişti: bu apaçık bir sihirden başka bir şey değil.

(Maide 110)

Elmalılı Yeni Meali:

Allah o günde şöyle buyuracak: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve anana olan nimetimi düşün; hani seni Cebrail ile destekledim, insanlarla hem beşikte hem de yetişkin iken konuşuyordun; sana yazı yazmayı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Hani Benim iznimle çamurdan kuş biçiminde birşey yapıyordun, içine üflüyordun da Benim iznim ile bir kuş oluveriyordu; anadan doğma körü ve abraşlıyı Benim iznimle iyi ediyordun; hani ölüleri Benim iznimle diriltiyordun ve hani İsrailoğullarına açık delillerle geldiğinde, onlardan inkar edenler: "Bu apaçık bir büyüden başka birşey değildir." demişlerdi de, seni onlardan kurtarmıştım.

(Maide 110)

Erhan Aktaş Meali:

Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla." diyecek. Hani seni Kudus'un Ruhu[1] ile güçlendirdik ki insanlarla beşikte[2] ve yetişkinlikte konuşuyordun. Ve hani sana Kitap'ı ve Hikmet'i ve Tevrat'ı ve İncil'i öğrettik. Ve hani Ben'im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyordun ve ona üflüyordun, Ben'im iznimle hemen kuş oluyordu; kör olarak doğanı ve abrası[3] Ben'im iznimle iyileştiriyordun. Hani Ben'im iznimle ölüleri[4] çıkarıyordun. Hani İsrailoğulları'nı senden uzaklaştırdım. Hani onlara apaçık beyyinelerle[5] geldiğinde, onlardan kafir olanlar, "Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir." dediler.

1)Ruh ve Kudus sözcüklerinden oluşan belirtili isim tamlamasıdır. "Kudus'un Ruhu" demektir. "Kutsal Ruh" olarak, sıfat tamlaması şeklinde anlam verilmesi doğru değildir. İsim tamlaması olarak; Allah'ın Ruhu, Allah'ın vahyi, Allah'tan gelen bilgi anlamına gelmektedir. Ruh sözcüğü; "can", "vücuda hayat veren cevher" demektir. Bu anlamından hareketle, isim tamlaması olarak vahiy sözcüğünün yerine kullanılmıştır. Kur'an'da dört yerde geçen Ruhu'l Kudus isim tamlamasındaki Kudus, Allah; ruh sözcüğü ise, "insana ve topluma hayat veren; düzen vererek onları canlı ve diri tutan, sağlıklı kılan ruh/can" anlamındadır. Bu nedenle çevirilerde, Ruhu'l Kudus'a, "Cebrail" anlamı verilmesi doğru değildir. Ayrıca, 16/Nahl, 102. ayette yer alan "nezzele" fiiline "indirdi" anlamı vermek, gramer olarak yanlıştır. Zira "indirdi" olabilmesi için, sözcüğün, nezzele değil "enzele" olması gerekirdi. Ayette yer alan "nezzelehu Ruhu'l Kudus" ifadesinin anlamı, "Ona birçok vahiy/Ruhu'l Kudus indi." demektir. Ruhu'l Kudus'u, yani vahyi, Allah'ın indirdiği 16/Nahl, 101. ayette açıkça belirtilmektedir. Ruhun, vahiy anlamında kullanıldığına örnek ayet: "O, dereceleri yükseltendir, arşın sahibidir. O, buluşma günü hakkında insanları uyarmak için Kendi buyruğundan olan "ruhu/vahyi" kullarından dilediğine ulaştırır." (40/Mü'min, 15). Ruhu'l Kudus ifadelerinin geçtiği ayetler: 2/Bakara, 87, 253; 5/Maide, 110; 16/Nahl, 102.
2)Hz. İsa'nın beşikte konuşması gerçektir. Bunu başka türlü açıklamak ayete açıkça muhaleffettir. 19/Meryem, 21. ayette de denildiği gibi bu olay bir mucizedir. Hz. İsa'nın beşikte iken konuştuğunu hiçbir yoruma gerek kalmayacak açıklıkta başka ayetler de bildirmektedir: 3/Al-i İmran, 46: "O, beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacak. O, salihlerden olacaktır." Ve 19/Meryem, 29, 30, 31. ayetler.
3)Alacalıyı.
4)Dirilterek çıkarıyordun.
5)Kanıt içeren, açıklayıcı, açığa çıkarıcı bilgi.

(Maide 110)

Gültekin Onan Meali:

Tanrı şöyle diyecek "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim; beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı ve alacalıyı iznimle iyileştiriyordun. (Yine) Benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrail oğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan küfredenler "Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değil" demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püskürtmüştüm.

(Maide 110)

Hakkı Yılmaz Meali:

Hani Allah demişti ki: “Ey Meryem oğlu Îsâ! Senin üzerinde ve annenin üzerinde olan nimetimi hatırla! Hani Ben, seni Allah'ın vahyi ile güçlendirmiştim. Yüksek mevkide olan biri olarak ve yetişkin biri olarak insanlara konuşuyordun. Hani sana Kitabı, haksızlık, bozgunculuk ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri, Tevrât'ı ve İncîl'i öğretmiştim. Hani Benim iznimle/ bilgimle çamurdan; kilden (seramikten) kuş şekli gibi bir şey (Buhurdan) yapıyordun. Sonra da onun içine üflüyordun; aerosol oluşturuyordun, onlar da (hastalık yayan; aşılayan haşereler) Benim iznimle kuş oluveriyordu/çabucak gidiyorlardı. Anadan doğma kör olanı ve alaca hastalığına yakalanmış kimseyi iznimle/ bilgimle iyileştiriyordun. Yine Benim iznimle/ bilgimle sosyal ölüleri çıkarıyordun/ canlandırıyordun. Ve hani İsrâîloğulları'na apaçık kanıtlarla gelip de onlardan Allah'ın ilâhlığına ve rabliğine inanmayanların: “Bu, ancak apaçık bir sihirdir” dedikleri zaman seni onlardan korumuştum.

(Maide 110)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(O zaman) Allah diyecek ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetlerimi hatırla. Hani seni Ruhu’l Kudüs (Cibril) ile desteklemiştim. Hem beşikte hem de yaşlılıkta insanlarla konuşuyordun. Hani sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş suretinde bir şey yapıyordun, sonra ona üflüyordun. O da benim izin vermemle (canlı) bir kuş oluyordu. İznimle kör ve alaca hastasını iyileştiriyordun. İznimle ölüleri (kabirlerinden diri olarak) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık delillerle geldiğinde, onlardan kâfir olanlar: ‘Bu apaçık bir sihirdir.’ demişlerdi de onları senden engelleyerek (seni korumuştum).”

(Maide 110)

Harun Yıldırım Meali:

O zaman Allah buyuracak ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hani ben seni Ruhu’lKudüs ile desteklemiştim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş biçiminde bir şey yapıyordun, ona üfürüyordun da iznimle bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. Hani kendilerine apaçık mucizelerle geldiğinde İsrailoğullarını senden çekmiştim de onlardan kâfir olanlar: “Bu apaçık bir sihirdir!?” demişlerdi.”

(Maide 110)

Hasan Basri Çantay:

Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa, hem senin üzerindeki, hem ananın üzerindeki (bunca) ni'metimi hatırla. Hani ben seni Cebrail ile desteklemişdim. Beşikde iken de, yetişgin iken de sen insanlara söz söylüyordun. Hani sana kitabı (yazı yazmayı), hikmeti, Tevratı, İncili öğretmişdim. Hani benim iznimle çamırdan bir kuş suretinin benzerini tasarlıyordun, içine üfürüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Hem anadan doğma körü, abraşı da yine benim iznimle iyi ediyordun. Hani ölüleri benim iznimle (hayaata) çıkarıyordun, hani İsrail oğulları (nın elini) senden çekmişdim (de seni öldürememişlerdi). Kendilerine apaçık mu'cizeler getirdiğin zaman da içlerinden o küfredenler: "Bu, aşikar bir büyüden başkası değildir" demişdi.

(Maide 110)

Hayrat Neşriyat Meali:

O zaman Allah şöyle buyuracak: “Ey Meryemoğlu Îsâ! Sana ve annene olan ni'metimi hatırla! Hani sana Rûhü'l-Kudüs (Cebrâîl) ile kuvvet vermiştim; beşikte iken de, yetişkin hâlde de insanlarla konuşuyordun. Ve hani sana yazı yazmayı, hikmeti, Tevrât'ı ve İncîl'i öğretmiştim. Hem o zaman ki iznimle çamurdan kuş şekli gibi (bir şey) yapıyor, sonra içine üflüyordun da iznimle bir kuş oluyordu (ve) yine iznimle (anadan doğma) a'mâyı ve (teni)alacalı olanı iyileştiriyordun. Yine o vakit iznimle ölüleri (kabirlerinden dirilmiş olarak)çıkarıyordun.(1) Bir zaman da (seni öldürmek isteyen) İsrâil-oğullarını senden def' etmiştim; hani kendilerine apaçık delillerle gelmiştin de içlerinden inkâr edenler: 'Bu, apaçık sihirden başka bir şey değildir' demiş(ler)di.”*

(Maide 110)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Bir zamanlar Allah, "Ey Meryem'inoğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırlayıp an! Hani sen beşikte iken ve genç olarak insanlarla konuşurken seni 'Kutsal ruh (Ruh'ul kudüs)' ile güçlendirmiştim. Hani sana kitabı, hikmeti, tevratı ve incili öğretmiştim. Hani benim iznim sayesinde kuşun biçimini çamurdan yaratıyor, ardından onun içine üflüyordun, böylece benim iznim sayesinde bir kuş oluyordu. Körü ve cüzzam hastasını iznim sayesinde iyileştiriyordun. Hani benim iznim sayesinde ölüleri çıkarıyordun. Hani İsrail'in oğullarını senden çekmiştim. Hani açık kanıtlarla onlara gelmiştin, onlardan gerçeği örtmüş olanlar "Bu ancak apaçık bir sihirdir" demişti.

(Maide 110)

Hüseyin Atay Meali:

Hani, Allah, "Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an" demişti. Beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşurken seni kutsal ruhla desteklemiştim. Sana kitabı, bilgeliği, Tevrat’ı, İncil'i öğretmiştim. Hani, sen bilgime göre çamurdan kuş biçimi yapıyordun ve ona üflüyordun da gene bilgime göre kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve alacalıyı bilgime göre iyileştirmiştin. Bilgime göre ölüleri çıkarıyordun. Sen, İsrailoğullarına açık belgelerle geldiğin ve onların inkâr edenleri "Bu, ancak açık bir yanıltmacadır" demiş oldukları zaman, Ben onlara senden el çektirdim.

(Maide 110)

İbni Kesir Meali:

Hani Allah; Ey Meryem oğlu İsa; senin ve ananın üzerindeki nimetimi hatırla, demişti. Hani seni, Ruh'ül-Kudüs ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlar la konuşuyordun. Hani sana; kitabı, hikmeti Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani sen; Benim iznimle çamurdan kuş gibi bir şey yapıyordun da içine üflüyordun ve Benim iznimle kuş oluyordu. Hani sen; anadan doğma körü ve abraşı Benim iznimle iyi ediyordun. Hani; ölüleri Benim iznimle diriltiyordun. Ve hani, İsrailoğullarını senden çekmiştim, kendilerine apaçık ayetler getirdiğin zaman içlerinden küfredenler; bu apaçık bir büyüdür, demişti.

(Maide 110)

İlyas Yorulmaz Meali:

Allah “Ey İsa! Sana ve annene olan nimetlerimi hatırla, seni Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklediğimde, beşikte ve yetişkin döneminde insanlarla konuştun, sana kitabı ve kitabın içinden nasıl hüküm çıkarılacağını, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Sen (çamurdan) bir kuş heykeli yapmış ve iznimle onu canlandırmış, iznimle kuş olmuştu, yine benim iznimle kör ve alaca hastalığı olanı iyi etmiştin, ve yine iznimle (mezardan) ölüyü çıkarmıştın, yine sen İsrail oğullarına açıklayıcı kanıtlar getirmiştin ve seni ret edenler “Bu ancak apaçık bir sihirdir” demişlerdi de, seni onların kötülüklerinden korumuştum.

(Maide 110)

İskender Ali Mihr Meali:

Allah (cc.) şöyle buyurmuştu; “Ey Meryem oğlu İsâ! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhûl Kudüs ile desteklemiştim de beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, Hikmet'i, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Ben’im iznimle nemli topraktan kuş şeklinde heykel (suret) yapmıştın, sonra onun içine üflemiştin, böylece Ben'im iznimle bir kuş olmuştu. Ve, doğuştan kör olanı ve alaca tenliyi yine Ben'im iznimle iyileştiriyordun. Ben'im iznimle ölüleri (diriltip, kabirden) çıkartıyordun. Ve onlara apaçık belgeler getirdiğin zaman İsrailoğullarının saldırısını senden savmıştım (seni kurtarmıştım). O zaman onlardan kâfir olanlar (küfürde olanlar); "Bu ancak, sadece apaçık bir sihirdir." demişlerdi.”

(Maide 110)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Allah o gün buyuracak: «Ey Meryemoğlu îsa! Sana, senin anana ettiğim bunca iyiliği bir düşün. O gün seni Cebrail ile pekitmiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O gün sana Kitap'ı, doğrunun bilgisini, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. O gün Benim uygunumla çamuru kuş biçimine sokmuştun. Ona üfürünce de yine Benim uygunumla o, kuş oluvermişti. Anadan doğma körü, alacayı Benim uygunumla iyi etmiştin. Ölüyü de yine Benim uygunumla diriltip mezardan çıkarmıştın. O gün İsrailoğullarının elini senin üzerinden çektirmiştim. O gün kendilerine apaçık belgeler getirmiştin. Bunun üzerine içlerinden Allah'ı tanımayanlar: «Bunlar olsa olsa büyüdür» demişlerdi.»

(Maide 110)

Kadri Çelik Meali:

Hani Allah şöyle demişti: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana olan nimetimi an. Hani seni Ruh'ul Kudüs ile desteklemiştim de beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşmuştun. Hani sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani sen iznimle, çamurdan kuş gibi bir şey yaratmış ona üflemiştin de iznimle kuş olmuştu. Anadan doğma körü ve alacalıyı iznimle iyileştirmiştin. Ölüleri iznimle diriltmiştin. Hani İsrail oğullarına belgelerle geldiğinde, onlardan küfre sapanlar, “Bu apaçık bir büyüdür” demişlerdi de ben onları senden savmıştım.”

(Maide 110)

Mahmut Kısa Meali:

İşte o zaman Allah,şöyle buyuracak: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene bağışlamış olduğum nîmetlerimi hatırla: Hani seni vahiy ve ilham meleği Kutsal Ruh Cebrail ile desteklemiştim; bu sayede, tıpkı yetişkinlik çağında olduğu gibi, beşikte minicik bir bebek iken de insanlarla konuşmuştun.” “Hani sana bütün vahiylerin özü ve esası olan Kitabı, kitap bilgisini pratik hayata uygulama yeteneği olan hikmeti ve Tevrat ile İncil’i öğretmiştim.” “Hani Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da, ona üfler üflemez, yine Benim iznimle o çamur canlanıyor ve bir kuş olup uçuyordu.” “Hani benim iznimle körleri ve cüzzamlıları iyileştiriyor,yine Benim iznimle ölüleri diriltip kabirlerinden çıkarıyordun.” “İşte böylecesen, İsrail Oğulları’na apaçık mûcizeler göstermiştin de, içlerinden inkâr edenler, “Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir!” dediklerinde, seni onların hâince tuzaklarından kurtarmıştım.”

(Maide 110)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

"Ey Meryem Oğlu İsa!” diyecektir Allah." Sana ve annene olan nimetimi hatırlayıver. Muhakkak ki seni Ruh'ul Kudüs ile destekledim. Beşikteyken de yetişkin insanlar Arasında konuşuyordun. Olgunluk çağında sana hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İşte hani çamurdan kuş şeklinde bir şeyler yapardın, iznimle üfürürdün de kuş oluverir Doğuştan kör olanı, abraş alaca hastasını iznimle kurtardın. Hani ölüyü iznimle Elbette, diriltmiştin. Hani İsraioğullarına apaçık delillerle geldiğin zamanlar Münkir olanlar vardı onlardan. O kafirler dedi ki: "Bu şeyler apaçık bir büyüdür" Aşikar şekilde, seni onların ellerinden kurtarmıştım da, geri püskürtülmüştü onlar.

(Maide 110)

Mehmet Türk Meali:

Allah o gün (İsa’ya): “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nîmetimi hatırla! Seni Rûh’ül-Kudüs1 (olan Cebrâil) ile desteklemiştim. Hem beşikte hem de yetişkinken insanlarla konuşuyordun.2 Sana kitabı,3 hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i4 öğretmiştim. İznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üfleyince iznimle canlı bir kuş oluveriyordu. Benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı da iyileştiriyordun. Yine benim iznimle ölüyü (dirilterek mezardan) çıkarıyordun.5 İsrâil Oğulları’na mucizeler getirdiğinde onlardan inkâr edenlerin: ‘Bu ancak düpedüz bir büyüdür’ dedikleri zaman seni, onların ellerinden de Ben kurtarmıştım.” buyuracak.6*

(Maide 110)

Muhammed Celal Şems Meali:

Allah o zaman şöyle dedi: “Ey Meryemoğlu İsa! Senin ve annenin üzerine olan nimetimi hatırla. Hani Ruh-ül Kudüs ile seni destekledim, beşikte (yani çocukluğunda) ve orta yaşlarında iken (maneviyattan) söz ederdin. Hani sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat ile İncil’i öğrettim. Sen benim emrimle toprak (tabiatlı kimseleri,) kuşların (yavrularını) yetiştirdiği gibi yetiştirirdin. Onlara üflerdin, onlar (da) emrimle (uçma yeteneğine sahip, manevi) kuşlar olurlardı. Benim emrimle doğuştan kör olanları ve cüzzamlıları iyileştirirdin. Benim emrimle (manevi) ölüleri (hayata) çıkarırdın. ( Bkz. 3:49) Hani (seni öldürmek isteyen) İsrâiloğulları’nı, senden alıkoyduydum. Sen onlara apaçık delillerle geldiğinde, aralarından kâfirlik edenler, “Bunlar ancak apaçık bir aldatmacadır,” dediler.

(Maide 110)

Muhammed Esed Meali:

İşte o zaman Allah şöyle diyecek: "Ey İsa, ey Meryem oğlu! Hatırla sana ve annene bağışladığım nimetleri, seni nasıl Kutsal Ruh ile güçlendirerek insanlarla beşikte iken ve yetişkin bir adam olarak konuşmanı sağladığımı; ve nasıl sana Tevratı ve İncili ihtiva eden vahiy ve hikmeti öğrettiğimi; nasıl Benim iznimle çamurdan, (sana uyanların) kaderini şekillendirdiğini ve sonra bunun Benim iznimle (onların) kaderi olabilmesi için ona üflediğini; ve nasıl iznimle körleri ve cüzamlıları iyileştirdiğini ve ölüyü ayağa kaldırdığını; sen İsrailoğullarına hakikatin bütün kanıtları ile geldiğinde ve onlardan hakikati inkara şartlanmış olanların, "Bu aldatmacadan başka bir şey değildir!" dedikleri zaman onların sana zarar vermelerine nasıl mani olduğumu.

(Maide 110)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O zaman Allah diyecek ki; "Ey Meryem oğlu îsa, sana ve anana olan nimetimi düşün. Anımsa ki, seni Cebrail ile destekledim, insanlarla hem beşikte hem de yetişkin iken konuşuyordun. Sana yazı yazmayı, erdemli bilgiyi, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Hani benim iznimle çamurdan kuş biçiminde bir şey yapıyordun. İçine üflüyordun da benim iznim ile o bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun. Hani ölüleri benim iznimle diriltiyordun ve hani İsrail oğullarına açık kanıtlarla geldiğinde, onlardan inkar edenler; 'Bu apaçık bir büyüden başka bir şey değildir,' demişlerdi de, seni onlardan kurtarmıştım."

(Maide 110)

Mustafa Çavdar Meali:

İşte o gün Allah diyecek ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetimi bir düşün! Seni, Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana, kitabı ve hikmeti, (Onu kavrama ve hayata taşımayı) özellikle Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznim ile çamurdan kuş heykeli yapmış, sonra da ona üflemiştin de o da benim iznim ile kuş olup uçuvermişti. Yine benim iznim ile körleri ve cüzzamlıları iyileştirmiş, iznimle ölüleri diriltmiştin. Hani sen İsrailoğullarına hakikatin bütün delilleri ile geldiğinde, onlardan kâfir olanlar “Bu düpedüz sihirden başka bir şey değildir!” demişlerdi de onların sana zarar vermelerini engellemiştim.

Bknz: (2/87) - (3/48) - (5/11)

(Maide 110)

Mustafa Çevik Meali:

109-110 Allah, Hesap Günü peygamberleri de huzurunda toplayıp onlara: “İnsanları yaratılış sebepleri olan doğru yola çağırdığınızda, size nasıl cevaplar verdiler?” diye soracak, onlar da “Rabbimiz! Biz onların içlerindeyken yalnızca bize görünen yüzlerini biliriz, oysa Sen hem bizden sonraki tutumlarını hem içlerinde gizlediklerini de bilirsin, bizden sonra olup bitenleri bilmeyiz” diyecekler. Allah bunun ardından da İsa’ya şöyle diyecek: “Ey Meryemoğlu İsa! Sana ve annene verdiğim nimetleri hatırla, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiş ve peygamber olarak görevlendirip vahiy göndermiştik. Beşikteyken de bir yetişkin gibi konuşturup, annenin iffetli bir kadın olduğunu ve Allah’ın sana peygamberlik verdiğini söyletmiştik. Sonra da sana Tevrat’ın aslını ve İncil’i öğretip, insanları yaratılış sebepleri olan nizam ve ahlak ile yaşamaya davet ettirmiştik. Peygamberliğin delili olarak da Bizim iznimizle çamura kuş şekli verip, Bize dua ederek ona üflüyor, canlanmasını istiyordun. Biz de onu canlandırıyorduk, ardından körlerin ve cüzzamlıların iyileşmesi için dua ediyor, duana karşılık onları iyileştiriyorduk, dahası ölülerin diriltileceğini de onlara göstermen için duana karşılık ölen birilerini de diriltmiştik. Senin peygamberliğinin ve davetinin gerçekliği, bunca delille apaçık ortaya konulmasına rağmen, İsrailoğullarından müşrik ve kâfirlikte direnenler “Bunlar düpedüz sihirdir, sen de sihirbazsın” demekle kalmayıp, sana zarar vermeye kalktılar. Biz de o zaman zarar vermelerini önleyip seni onlardan kurtarmıştık.

(Maide 110)

Mustafa İslamoğlu Meali:

İşte o zaman Allah diyecek ki: "Ey Meryem oğlu İsa: sana ve annene bahşettiğim nimetimi hatırla! Hani, seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim; insanlarla beşikte iken de erişkin iken de konuşuyordun! Hani, Ben sana vahyi ve hikmeti; yani Tevrat ve İncil'i talim ettirmiştim! Hani sen Benim iznimle çamurdan kuş maketi yapıyor, ona üflüyor ve o da Benim iznimle kuş oluveriyordu. Ve nasıl iznimle körleri ve cüzzamlıları iyileştiriyor ve yine iznimle ölüleri ayağa kaldırıyordun! Hani sen İsrailoğullarına hakikatin bütün delilleriyle; yani onlardan nankörlükte ısrar edenler "Bu sihirden başka bir şey değildir" dedikleri zaman, sana zarar vermelerine mani olmuştum!

(Maide 110)

Osman Okur Meali:

İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani, sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da içine üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani benim iznimle ölüleri de (hayata) çıkarıyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık beyyineler (mucizeler) getirdiğin zaman, ben seni onlar dan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler, “Bu, ancak açık bir büyüdür” demişlerdi.

(Maide 110)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O zamanı ki Allah Teâlâ buyurdu: «Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin üzerine ve validenin üzerine olan nîmetimi zikret, o zamanı ki, seni Rûhu'lKuds ile teyid etmiştim, sen beşikte iken de yetişkin iken de insanlara söz söylüyordun. O zamanı ki, sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı, ve İncil'i öğretmiştim ve o zamanı ki, benim iznimle çamurdan kuş heyeti gibi birşey tasvir ediyor da içine üfürüyordun, benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Anadan doğma körü, vücudunda beyaz beyaz lekeler bulunan kimseyi de Benim iznimle iyi ediyor idin. Ve o zamanı ki, ölüleri Benim iznim ile (hayat sahasına) çıkarıyordun. Ve o zamanı ki İsrailoğullarını senden defetmiştim, onlara açık mûcizeler ile geldiğin vakitte ki, onlardan kâfir olanlar, 'Bu apaçık bir büyüden başka değildir' demiş idi.»

(Maide 110)

Ömer Öngüt Meali:

Allah o zaman şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsâ! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Seni kudsî ruh ile desteklemiştim. Beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana Kitab'ı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor ve ona üflüyordun, benim iznimle hemen kuş oluyordu. Anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle hayata çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık delillerle geldiğin zaman, onlardan inkâr edenler: 'Bu apaçık bir büyüdür. ' demişlerdi de, ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim. ”

(Maide 110)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah, “Ey Meryem oğlu İsa!” der, “Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim. Beşikteyken de, yetişkinken de insanlarla konuşuyordun. Sana, okuyup yazmayı, iyiyi kötüden ayırma ilmini, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş benzeri bir şey yapıp içine üflüyordun, iznimle kuş oluyordu. Anadan doğma körleri, alaca hastalarını iznimle iyi ediyordun. Ölüleri iznimle ‘ilmim, iradem ve gücümle’ diriltiyordun. İsrailoğullarını senden defetmiştim. Kendilerine açık seçik ayetler getirmiştin de içlerinden kimileri inkâr ederek, bu açık bir büyüdür, demişlerdi.”

(Maide 110)

Sadık Türkmen Meali:

O gün Allah şöyle diyecek: “Ey Meryem oğlu İsa! Senin üzerindeki ve annen üzerindeki nimetimi düşün. Hani, seni Ruhu’l-Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikte iken de yetişkin iken de insanlara konuşuyordun. Hani sana Kitabı, Hikmet’i, Tevrat’ı, İncil’i de öğretmiştim. Hani iznimle, çamurdan kuş şekline benzer bir şey yapıyordun da, içine (onun için yarattığım ruhtan) üflüyordun, benim iznimle hemen bir kuş oluveriyordu. Yine Benim iznimle doğuştan körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Hani Benim iznimle ölüleri de (hayata) döndürüyordun. Hani sen, İsrailoğullarına açık mucizeler getirdiğin zaman, Ben seni onlardan kurtarmıştım da onlardan inkâr edenler; “Bu ancak açık bir büyüdür” demişlerdi.

(Maide 110)

Seyyid Kutub Meali:

Allah: “Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla” demişti. “Seni Cebrail ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretmiştim. Sen izninle çamurdan kuş gibi bir şey yapmış ona üflemiştin de iznimle iyi etmiştin. Ölüleri iznimle diriltiyordun. İsrailoğullarına mucizelerle geldiğinde, onlardan küfredenler: ‘Bu apaçık bir büyüdür’ demişlerdi de ben onların sana zarar vermelerini önlemiştim.”

(Maide 110)

Suat Yıldırım Meali:

Allah o gün buyuracak ki: "İsa! Hem senin, hem annenin üzerinizdeki nimetimi iyi düşün! Düşün ki: Ben Seni Ruhu'l-kudüsle desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşmuştun. Ben sana kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Sen, Ben'im iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapıyor, ona üflüyordun; o da Ben'im iznimle kuş oluveriyordu. Düşün ki: Sen Ben'im iznimle anadan doğma amanın gözünü açıyor, abraşı da iyileştiriyordun. Düşün ki: Sen Ben'im iznimle ölüleri kabirden diri olarak çıkarıyordun. Hani Ben İsrailoğullarının şerlerini (öldürme kasıtlarını) senden defetmiştim. Kendilerine apaçık deliller, mucizeler getirdiğin zaman da onların kafirleri: "Bu besbelli bir büyüden başka bir şey değil!" demişlerdi.

(Maide 110)

Süleyman Ateş Meali:

Allah demişti ki: "Ey Meryem oğlu İsa, sana ve annene olan ni'metimi hatırla, hani seni Ruhu'l-Kudüs ile desteklemiştim; beşikte ve yetişkin iken insanlarla konuşuyordun; sana Kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. Benim iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun, benim iznimle kuş oluyordu; anadan doğma körü ve alacalıyı benim iznimle iyileştiriyordun; benim iznimle ölüleri (diriltip kabirlerden) çıkarıyordun ve İsrail oğullarını da senden savmıştım; hani sen onlara açık deliller getirdiğin zaman, içlerinden inkar edenler: "Bu açık bir büyüden başka bir şey değil!" demişti.

(Maide 110)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O gün Allah, şöyle diyecektir: "Meryem oğlu İsa! Senin ve annenin üstünde olan iyiliklerimi hatırla. Hani seni Kutsal Ruh'la desteklemiştim; hem beşikte hem de yetişkin iken insanlara konuşma yapıyordun. Bir de sana yazmayı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. İznimle topraktan kuş şeklinde bir şey yaratır, sonra ona üflerdin de yine iznimle kuş oluverirdi. Anadan doğma körü ve abraşı iznimle tamamen iyileştirirdin. Yine iznimle mezardan ölüyü (diri olarak) çıkartırdın. Seni İsrail oğullarından da kurtarmıştım; çünkü onlara açık mucizelerle geldiğin halde onların görmezlikten gelenleri: "Bu açık bir büyüdür" demişlerdi."

(Maide 110)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

İşte o zaman Allah: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve anana verdiğim nimeti düşün: Hani seni kutsal ruhla (vahiyle) desteklemiştim. Beşikteyken ve yetişkinken insanlarla konuşuyordun. Sana Tevrat ve İncil'deki vahiylerle doğru düşünmeyi öğretmiştim. İznimle sana uyanların hayatını değiştirmiştin. İznimle hakikate karşı kör olanları ve hastaları iyileştiriyor, ölüleri diriltiyordun. Kendilerine apaçık deliller getirdiğinde, aralarındaki kafirlerin, 'Bu, aldatmacadan başka bir şey değildir' dedikleri zaman sana zarar vermelerine engel olmuştum" diyecek.

(Maide 110)

Şaban Piriş Meali:

Allah der ki: -Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene verdiğim nimetimi hatırla! Hani seni Ruhu'l Kudüs (Cebrail) ile desteklemiştim. Beşikteyken de yetişkinken de insanlarla konuşuyordun. Sana, Kitabı, hikmeti, Tevratı ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznim ile çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış, sonra da ona üflemiştin de, o da benim iznim ile kuş oluvermişti. Yine benim iznim ile körü ve alacalıyı iyileştiriyor, iznimle ölüleri diriltiyordun. İsrailoğullarının elini senin üzerinden çekmiştim. Onlara belgeleri getirdiğinde, Onlardan inkarcı olanlar: -Bu apaçık bir sihirden başka bir şey değildir, demişlerdi.

(Maide 110)

Talat Koçyiğit Meali:

(Meryem'in oğlu İsa'ya da) diyecektir ki: "Ey Meryem oğlu İsâ! Sana ve senin anana ihsan ettiğim nimetlerimi hatırla. Hani seni Cebrail ile teyîd etmiştim de, hem beşikte iken, hem de yetişkin iken insanlarla konuşuyordun. Sana yazıyı, hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim, iznimle çamurdan kuş şeklinde bir şey yapmış, sonra ona üflemiştin de, o da benim iznimle kuş oluvermişti. Yine benim iznimle körü ve abraşı iyileştirmiş, ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarmıştın. İsrail oğullarının elini senin üzerinden çekmiştim (de seni öldürememiş, fakat öldürdüklerini zannetmişlerdi). Onlara apaçık deliller getirdiğinde, onlardan kâfir olanlar, "bu, besbelli sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi."

(Maide 110)

Tefhimul Kuran Meali:

Allah şöyle diyecek: «Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör olanı, alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onlardan küfre sapanlar, «Şüphesiz bu apaçık bir sihirdir» demişlerdi (de) İsrailoğullarını senden geri püşkürtmüştüm.»

(Maide 110)

Ümit Şimşek Meali:

O zaman Allah, Meryem oğlu İsa'ya “Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla,” buyurur. “Hani seni Ruhu'l-Kudüs(31) ile desteklemiştim. Sen beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşurdun. Hani Ben sana okuma yazmayı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğretmiştim. Hani Benim iznimle çamurdan bir kuş sureti yapar, ona üflerdin de, Benim iznimle o bir kuş oluverirdi. Yine Benim iznimle anadan doğma körlerin gözlerini açar, abraşı iyileştirirdin. Yine Benim iznimle ölüleri diriltirdin. Hani, sen İsrailoğullarına deliller getirdiğin ve onların kâfir olanları “Bu düpedüz büyü” dedikleri zaman onların elinden seni kurtarmıştım.*

(Maide 110)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hani, Allah şöyle demişti: "Ey Meryem'in oğlu İsa! Senin ve annenin üzerindeki nimetimi hatırla. Seni Ruhulkudüs'le desteklemiştim, beşikte iken ve erginlik çağında insanlarla konuşuyordun. Sana Kitap'ı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş görünümünde bir şey yaratıyor, içine üflüyordun da o benim iznimle kuş oluyordu. Doğuştan körü, abraşı benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri çıkarıyordun. İsrailoğullarını senden uzak tutmuştum. Hani, sen onlara açık-seçik ayetleri getirdiğinde, küfre sapanları şöyle deyivermişti: "Açık bir büyüden başka bir şey değil bu."

(Maide 110)