İman edip iyi işlerde bulunanlara; çekindikleri, inandıkları ve iyi işlerde bulundukları, sonra gene çekinmede devam ettikleri, inançlarını güttükleri, sonra da gene çekinip durdukları ve iyilik ettikleri takdirde haram edilmeden önce yedikleri şeyler yüzünden bir vebal yok ve Allah iyilik edenleri sever.
(Maide 93)
İman edip, doğru ve yararlı işler yapanlar, yollarını Allah'ın kitabı ve elçisi ile buldukları ve gerçekten inanıp, doğru ve yararlı işler yaptıkları sürece, haram olunmazdan önce yedikleri şeylerde bir günah yoktur. Yeter ki, hayatlarını Allah'ın kitabıyla düzenlemeye çalışsınlar, iman etmeye devam etsinler ve hayatlarını Allah'ın kitabı vasıtasıyla tanzim etmeye daha da özen göstersinler ve iyilik yapmakta arzulu ve kararlı davransınlar. Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
(Maide 93)
İman edip imanının gerektirdiği fiilleri ortaya koyanlar, korunmaya devam ederlerse (bir üst mertebede) imana ulaşıp, o imanın gereği çalışmalar yaparlar... Sonra bu anlayışa göre korunarak daha üst mertebede iman anlayışına kavuşurlar... O anlayışla imanlarının sonucu olarak da ona göre korunmaya başlarlar... Bundan sonra, ulaştıkları bu anlayışa göre korunmaya devam etmeleri, onları ihsana (Müşahede mertebesine) erdirir... Allah muhsinleri sever.
(Maide 93)
İman edenlerin, (cihada benzer) salih amel işleyenlerin, takva esaslarına-Kur'an esaslarına dayalı düzeni benimseyerek Allah'ın emirlerine muhalefetten-Allah'ın azabından korundukları, Allah'a, Rasulüne ve Kur'ana iman ettikleri, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirdikleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağladıkları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak oldukları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlemeye devam ettikleri müddetçe, daha önceki yediklerinden-içtiklerinden, bağımlı oldukları şeylerden dolayı kendilerine bir günah yoktur.
Yine, iman edenlerin, (cihada benzer) salih amel işleyenlerin, takva esaslarına-Kur'an esaslarına dayalı düzeni benimseyerek Allah'ın emirlerine muhalefetten-Allah'ın azabından korundukları, Allah'a, Rasulüne ve Kur'ana iman ettikleri sürece de, daha önce yediklerinden- içtiklerinden, bağımlı oldukları şeylerden dolayı bir günah yoktur.
Gene, İman edenlerin, (cihada benzer) salih amel işleyenlerin, takva esaslarına-Kur'an esaslarına dayalı düzeni benimseyerek Allah'ın emirlerine muhalefetten-Allah'ın azabından korundukları, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıttıkları, samimiyetle ibadet ettikleri, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek oldukları, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcadıkları, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yaptıkları sürece de, daha önce yediklerinden-içtiklerinden, bağımlı oldukları şeylerden dolayı bir günah yoktur.
Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslümanları, müslüman idarecileri, askerî erkânı sever.*
(Maide 93)
İman edip salih ameller işleyenler için (kötülüklerden) sakındıkları, iman edip salih ameller işledikleri, sonra yine sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde önceden tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah iyilik sahiplerini sever.
(Maide 93)
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İman edip sâlih âmeller işleyenler üzerine, bundan böyle sakındıkları ve güzel işlere devam ettikleri, sonra takva ve imanlarında kökleştikleri, daha sonra bu takva ile beraber güzel işlerle meşgul oldukları takdirde, önceden (haram kılınmazdan evvel) tattıkları şeylerde, üzerlerine bir günah yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İnanmış olarak erdemli edimler yapanların, sorumluluk bilincine erişmedikleri önceki zamanlarda yediklerinden dolayı suç yoktur. İnanmış olarak erdemli edimler yapın. Sonra, sorumluluk bilincine erişin ve inanın. Sonra, sorumluluk bilinci taşıyın ve güzel davranın. Çünkü Allah, güzel davrananları sever.[108]
108)"Sorumluluk bilincine erişmek" olarak yazdığımız "Takva" terimi, kimi Kur'an çevirilerinde, "Allah'a karşı gelmekten sakınmak" veya "Allah'tan korkmak" biçiminde çevrilmiş; çevirilerin çoğunluğunda ise Arapça biçimiyle bırakılmıştır. Takva terimi, bu ayette üç kez tekrarlandığı için, "Üç Takvalı Ayet" olarak isimlendirilir.
(Maide 93)
Artık iman etmiş olup imanlarının gereği sağlam, doğru, yerinde ve ıslaha yönelik (Salih) işler yapanlar, işledikleri günahlardan endişe içinde (icmalî imanla) iman edip salih işler yaptıkları, sonra endişelerinde daha bir derinleşip takvaya sarılarak (her hükmünde Allah’a ve Rasûlü’ne) iman ettikleri, sonra daha bir derinlikte takvaya sarılıp, bütün yaptıklarını Allah’ı görürcesine bir şuur ve samimiyet içinde yaptıkları takdirde, daha önceden yiyip içtikleri (haram nesnelerden) dolayı üzerlerine bir vebal yoktur. Allah, bu seviyede iyiliğe kilitlenen ve O’nu görüyormuşçasına davrananları sever.
(Maide 93)
İman edip de amel-i salihte bulunanların tattıklarında onlara bir günah yoktur. Sakındıkları takdirde, inanıp ibadet görevlerini yerine getirdikleri takdirde, sonra daha da sakınıp inandıkları takdirde, sonra daha da sakınıp bütün güzellikleri (ve ibadetleri) yaptıkları takdirde.. Şüphesiz Allah sakınıp da güzel ameller yapanları sever.
(Maide 93)
İnanıp iyi işler yapanlara, bundan böyle kötülüklerden korunup inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra korunup inandıkları, sonra yine korunup iyilik ettikleri takdirde, daha önce yediklerinden ötürü bir günah yoktur. Allah, güzel davrananları sever.
(Maide 93)
Inananlara ve yararli is isleyenlere, -sakinirlar, inanirlar, yararli isler islerler, sonra haramdan sakinip inanirlar ve sonra isyandan sakinip iyilik yaparlarsa- daha onceleri tatmis olduklarindan dolayi bir sorumluluk yoktur. Allah iyi davrananlari sever.*
(Maide 93)
İnanmış olanlarla, yararlı iş görenimi — inanında durarak, iyi işler gördükçe, sakınarak inandıkça, yine sakınarak iyilik ettikçe— haram olandan önceki yedikleri sorulmaz, Allah sever iyilik eyliyenleri
(Maide 93)
İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, (Allah'a ortak koşmaktan) sakınıp (Allah'a ve Peygamber'e) imânlarında sebat ederek iyi yararlı amellerini sürdürürler, sonra da (içki, kumar ve benzeri fenalıklardan) sakınıp (bunların haram kılındıklarını kabul ederek) inanırlar ve amellerini güzelleştirip iyi hâl üzere olurlarsa, (daha önce bu gibi haram nesnelerden) tattıklarından dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah güzel amellerde bulunup durumunu iyileştirenleri sever.
(Maide 93)
İman edip doğru ve yararlı işler yapanlar, Allah'tan sakınıp iman ettikleri, arkasından yine Allah'tan sakınıp mü'minliklerini devam ettirdikleri ve sonra yine Allah'tan sakınıp iyilik yaptıkları takdirde vaktiyle tattıkları haram yiyecek ve içeceklerden dolayı sorumlu tutulmazlar. Hiç kuşkusuz Allah, güzel davranışta bulunanları sever.
(Maide 93)
İnananlara ve yararlı iş işleyenlere, -sakınırlar, inanırlar, yararlı işler işlerler, sonra haramdan sakınıp inanırlar ve sonra isyandan sakınıp iyilik yaparlarsa- daha önceleri tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah iyi davrananları sever.*
(Maide 93)
İman edip salih ameller işleyenlere; Allah'a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.
(Maide 93)
İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
(Maide 93)
İnanıp erdemli işler yapanlar, emirlere uyarak inanıp erdemli davrandıkları, günahlardan sakınıp inandıkları ve yine sakınıp iyilik yaptıkları sürece yediklerinden ötürü kendilerine bir günah yoktur. ALLAH iyi davrananları sever.
(Maide 93)
İyman edib de salahlı salahlı işler yapan kimseler bundan böyle sakındıkları ve iymanlarında sebat ile salih salih işlerine devam eyledikleri, sonra takvalarında ve iymanlarında rüsuh buldukları, sonra bu takva ile beraber her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde mukaddema tattıklarında kendilerine bir beis yoktur, Allah muhsinleri sever
(Maide 93)
İman edip yararlı işler yapan kimseler bundan böyle (Allah'tan) korktukları, imanlarında sebat ettikleri, yararlı işler yapmaya devam ettikleri, sonra sakındıkları ve imanlarında iyice sağlamlaştıkları, yine sakınmakla beraber her yaptığını güzel yapan kişi mertebesine erdikleri takdirde, daha önce (haramı) tatmalarından ötürü kendilerine bir günah yoktur. Allah iyi davrananları sever.
(Maide 93)
İman eden ve salihatı yapan[1] kimselere; takvalı[2] oldukları, iman edip salihatı yaptıkları sürece, daha önce yiyip içtikleri o şeylerden dolayı bir sorumluluk yoktur. Bundan böyle takvalı olup, iman ettikleri ve yine takvalı olup salihatı yaptıkları ve yine takvalı olup iyilik yaptıkları takdirde, bilin ki Allah, muhsin[3] olanları sever.
1)Bozuk olan şeyi düzeltmek, düzelticilik yapmak, yapıcı olmak, düzeltmeye yönlendirmek, teşvik etmek.
2)Allah'ın buyruklarına içtenlikle uymak suretiyle; o buyrukları kendisine koruyucu yapıp, onlarla kendisini kötü ve zararlı şeylere karşı korumaya, güvenceye almak.
3)İyi kimse, iyi işler yapan, iyi davranmayı ilke edinen, güzel ahlak sahibi olan.
(Maide 93)
İnananlar ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, inandıkları ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Tanrı iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İnanan ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimselere, Allah'ın koruması altına girdikleri, inandıkları, düzeltmeye yönelik işler yaptıkları, sonra Allah'ın koruması altına girdikleri, inandıkları ve sonra Allah'ın koruması altına girdikleri ve iyilik-güzellik ürettikleri zaman, tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Ve Allah, iyilik-güzellik üretenleri sever.
(Maide 93)
(Şayet içki yasaklanmadan önce onu içmiş ve vefat ettiği için aranızda bulunmayanların durumunu merak ediyorsanız) iman edip salih amel işleyenler için sakınıp iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra sakınıp iman ettikleri, sonra sakınıp iyilik yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıkları (içkiden) dolayı bir günah yoktur. Allah, muhsinleri/kulluğunu en güzel şekilde yapmaya çalışanları sever.
(Maide 93)
İman edip salih ameller işleyenlere, sakınır, iman eder ve salih amel işlerler de sonra sakınıp iman eder ardından sakınarak iyilik ederlerse tattıklarından dolayı bir günah yoktur. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
(Maide 93)
İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar — (Bundan sonra haram olan şeylerden de) sakındıkları, iman (larında sebat ile) iyi iyi işlere devam etdikleri, sonra (haram edilen şeylerden daima) sakınıb (haram olduklarına iyice) inandıkları ve yine sakınmakda devam ve ısrar ile güzel işler (i arayıb onlar) la iştigal eyledikleri takdirde — (haram kılınmazdan evvel) tatdıklarında üzerlerine hiç bir suç yokdur. Allah, iyi hareket edenleri sever.
(Maide 93)
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, (haramlardan) sakınıp îmân ettikleri ve sâlihameller işledikleri, sonra (günahlarda ısrar etmekten) sakınıp (onların haram olduğuna iyice) inandıkları, sonra (bütün haramlardan) da sakınıp iyilik ettikleri takdirde,(kendilerine haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı bir günah yoktur. Çünki Allah, iyilik edenleri sever.(1)*
(Maide 93)
İnanmış ve düzgün-iyi eylemlerde bulunmuş olanlara inandıkları ve düzgün-iyi eylemlerde bulundukları, sonra sakındıkları ve inandıkları, sonra sakındıkları ve güzellik [iyilik] ettikleri zaman, yemiş oldukları konusunda herhangi bir günah/yanlışa meyil ediş [mevcut] değildir. Allah, güzellik edenleri seviyor.
(Maide 93)
İnanıp yararlı işler yapmış olanlar, saygılı oldukları, inandıkları ve yararlı işler işledikleri zaman, yine saygılı olmuşlar ve inanmışlar, yine de saygılı olup iyi davranmışlarsa tadım tatmalarına kendilerine bir sorumluluk olmaz. Allah iyi davrananları sever.
(Maide 93)
İman edip salih amel işleyenler, sakınırlar, inanırlar ve salih amel işlerlerse; sonra sakınır ve ihsan ederlerse; daha önce tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah, ihsan edenleri sever.
(Maide 93)
İman edip, salih (doğru) ameller yapanlara, Allah dan sakınıp doğru işler yapmaya devam ettikleri sürece, sonra (yeri geldiğinde) tekrar korunup iman eder ve yine sırası geldiğinde sakınıp iyi ve güzel işler yaparlarsa (daha önceki) yeyip içtiklerinden dolayı sorumlulukları yoktur. Allah iyilik ve güzel şeyler yapanları sever.
(Maide 93)
Âmenû olanlar ve salih amel yapanlar (ıslâh edici amel, nefs tezkiyesi yapanlar) üzerine, takva (1. takva) sahibi olmadıkları zaman yediklerinden dolayı bir günah yoktur. Âmenû olun ve amilûssâlihat yapın! Sonra da takva sahibi olun (3. takvaya ulaşın)! Âmenû olun sonra da takva sahibi olun (4. takvaya ulaşın) ve ahsen olun! Allah muhsinleri (ahsen olanları, 4. takvaya ulaşanları) sever.
(Maide 93)
İnanıp da iyilik işliyenlere haram kılınmadan önce yediklerinden dolayı suç yoktur. Elverir ki inanır, iyilik işler kimseler olsunlar, sonra yine sakınıp inansınlar, iyilik ede dursunlar. Allah iyilik edenleri sever.
(Maide 93)
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri, salih amellerde bulundukları, sonra sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sakınca yoktur. Allah, ihsan sahiplerini sever.
(Maide 93)
Daha önce iman edip doğru ve yararlı işler yapanlara, günaha girmekten titizlikle sakındıkları ve bundan böyle aynı kararlılıkla iman edip güzel davranışlar gösterdikleri sürece, önceden yiyip içtikleri şeylerden dolayı bir günah yoktur. Yeter ki, herhangi bir yiyecek veya içeceğin yasaklığını bildiren ilâhî hükmü öğrendikten sonra, yine kötülüklerden korunmaya devam etsinler, yeni tanıştıkları her ayete yeniden iman etsinler ve sonra da, ömürlerinin sonuna kadar fenâlığın her çeşidinden kaçınarak ellerinden geldiğince iyilik yapmaya devam etsinler.
Hiç kuşkusuz Allah, güzel davrananları sever.
Ve kimlerin bu sevgiye lâyık olduğunu sizlere de göstermek üzere, kullarını imtihân eder:
(Maide 93)
(Allah’ın istediği gibi) îman edip, (inandığı) iyi işleri yaşayanlar Allah’tan hakkıyla sakınıp (Allah’ın istediği gibi) îman edip (inandıkları) iyi işleri yaşadıkları, sonra Allah’tan hakkıyla sakınıp îman ettikleri, sonra da Allah’tan hakkıyla sakınıp iyi yaşadıkları sürece, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günâh yoktur.1 Elbette Allah, iyilikte bulunanları sever.2 *
(Maide 93)
İnanıp, iyi amellerde bulunanlara, takvayı benimserlerse ve imanlarında daha (da) ileriye giderlerse ve (yine) iyi amellerde bulunurlarsa, (böylece gene) Allah’ın takvasını benimseyip imanlarını (daha da) arttırırlarsa, yine Allah’ın takvasını benimseyerek iyi ameller yaparlarsa, yedikleri (yemekler) için hiçbir günah olmayacaktır. Allah iyilik edenleri sever.
(Maide 93)
İmana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlar, Allaha karşı sorumluluk bilinci duydukları ve (gerçekten) inanıp doğru ve yararlı işler yaptıkları sürece her istediklerinden serbestçe yararlanabilirler: yeter ki Allaha karşı sorumluluk bilinci duymaya ve iman etmeye devam etsinler ve Allaha karşı sorumluluklarının bilincine daha çok varsınlar ve iyilik yapmakta arzulu ve kararlı davransınlar. Allah iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İnanıp yararlı işler yapanların, buyruklara uyarak inanıp yararlı davrandıkları, günahlardan sakınıp inandıkları ve yine sakınıp iyilik yaptıkları sürece, haram kılınmadan önce yediklerinden ötürü kendilerine bir günah yoktur. Elbette ki, Allah, iyi davrananları sevmektedir.
(Maide 93)
İman edip, imanın gereği güzel işler yapanlara; günahlardan sakınarak, imanda sebat edip doğru ve güzel işler yapmaya devam ettikleri müddetçe, geçmişte içki içme ve kumar geliri yemelerinden dolayı bir sorumluluk yoktur. Sonra sorumlu davranır ve iman eder ve de sakınarak iyilik yaparsa işte Allah, böyle iyilik edenleri sever.
Bknz: (20/82)
(Maide 93)
Allah’a yürekten iman edip, Allah adına Peygamber’in bildirdiklerine severek uyup, sorumluklarını yerine getirenler, kendilerine Allah’ın hükümleri bildirilmeden önceki yaptıklarından sorumlu tutulmayacaklar. Onlar yalnız Allah’ı ilah edinerek, davet olundukları yaratılış sebepleri olan nizam ile ahlakı yaşamak ve yaşatmak uğrunda ellerinden gelen gayreti gösterip salih ameller işlemeye devam etsinler.
(Maide 93)
İman edip salih amel işleyenler, takva ehli oldukları, iman edip salih amel işlemeye devam ettikleri sürece, önceden tarttıklarından dolayı sorumlu tutulmayacaklardır; yeter ki takvada ve imanda, dahası, takvada ve iyilikte kararlı olsunlar: Zira Allah iyileri sever.
(Maide 93)
İman edip iyi ameller işleyenler, Allah'tan korkup iman ettikleri, arkasından yine Allah'tan korkup müminliklerini devam ettirdikleri ve sonra yine Allah'tan korkup iyilik yaptıkları takdir de vaktiyle tattıkları haram yiyecek ve içeceklerden dolayı sorumlu tutulmazlar. Hiç kuşkusuz Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İmân edip de sâlih sâlih amellerde bulunanların üzerine ittika edip de mü'min bulundukları ve güzel güzel işleri işledikleri, sonra da muttakî oldukları ve imân eyledikleri, sonra da ittikada bulunarak ihsan yaptıkları takdirde (evvelce) tatmış oldukları şeyde bir günah yoktur. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever.
(Maide 93)
İman edip sâlih amel işleyenlere (daha önce içip) yediklerinden ötürü bir günah yoktur. (Haramdan) sakındıkları, iman edip sâlih amelde bulundukları, sonra sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine sakınıp iyilik yaptıkları zaman (bu böyledir). Allah iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İnanıp da güzel işler yapanlar, kötülüklerden sakınır, gerçekten inanır, faydalı işler yaparlarsa, sonra da günahlardan sakınıp inanmayı ve başkaldırmaktan sakınıp iyilik yapmayı sürdürürlerse, daha önce tatmış olduklarından dolayı onlara bir sorumluluk yoktur. Allah güzel davrananları sever.
(Maide 93)
İMAN edip faydalı bir işi en iyi şekilde yapanlar; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve faydalı bir işi en iyi şekilde yaptıkları, sonra, Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra, yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından (içki ve uyuşturuculardan) dolayı, bir günah yoktur. Allah iyilik edenleri sever.
(Maide 93)
İman edip iyi ameller işleyenler, Allah'tan korkup iman ettikleri, arkasından yine Allah'tan korkup müminliklerini devam ettirdikleri ve sonra yine Allah'tan korkup iyilik yaptıkları takdirde vaktiyle tattıkları haram yiyecek ve içeceklerden dolayı sorumlu tutulmazlar. Hiç kuşkusuz Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İman edip iyi ve yararlı işler yapanlara, bundan böyle Allah'a karşı gelmekten sakındıkları ve imanlarında sebat ile iyi ve yararlı işlerine devam ettikleri, sonra takvaları ve imanları tam sağlamlaşıp kökleştiği, daha sonra da bu takva ile beraber, başkalarına iyilik eden ve her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde, daha önce yiyip içtiklerinden dolayı kendilerine bir vebal yoktur. Allah da böyle güzel davrananları sever.
(Maide 93)
İnanıp iyi işler yapanlara -bundan böyle (kötülüklerden) korunup inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra (yasaklardan) korunup (onların yasaklığına) inandıkları ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde- (daha önce) yediklerinden ötürü bir günah yoktur. Allah güzel davrananları sever.
(Maide 93)
İnanıp güvenen ve iyi işler yapanlar, yiyip içtikleri şeyden dolayı sorumlu tutulmazlar[1]. Bu, çekindikleri, inanıp güvendikleri ve iyi işler yaptıkları, yine çekindikleri, inandıkları yine de çekindikleri ve güzel davrandıkları takdirde böyledir. Allah güzel davrananları sever.
1)..
(Maide 93)
İman edip salih amel işleyenler, Allah'a karşı gelmekten çekinip iman ettikleri ve salih amel işledikleri sürece Allah'ın kendilerine verdiği nimetlerden meşru bir şekilde faydalanabilirler. Yeterki Allah'a karşı gelmekten çekinsinler, imanlarını sürdürsünler ve Allah'a karşı sorumluluklarını yerine getirsinler. Ayrıca iyilik yapsınlar. Çünkü Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İman edip, doğruyu yapanlara; çekinip, iman eder ve doğruları işlerlerse daha önce tattıklarından dolayı bir günah yoktur. İman ederek korunurlar, sonra yine iyiye yönelerek kendilerini korurlarsa, Allah, iyiye yönelenleri sever.
(Maide 93)
İman edenler ve sâlih amellerde bulunanlar, sakınıp îman ettikleri ve iyi amellerde bulundukları, sonra tekrar sakınıp îman ettikleri, sonra yine sakınıp işlerini güzel yaptıkları takdirde, (haram kılınan şeylerden, haram kılınmadan önce) taddıklarından dolayı, üzerlerine bir günâh yoktur. Allah, işlerini güzel yapanları sever.
(Maide 93)
İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
(Maide 93)
İman edip güzel işler yapanlar, bundan böyle haramdan sakınıp iman ederek güzel işler yaptıkları, sonra takvâlarında ve imanlarında sebat ettikleri, sonra da takvâlarını daha da güzelleştirerek iyilik yaptıkları takdirde, daha önce tatmış oldukları şeylerden dolayı onlara bir günah yoktur.(26) Çünkü Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenleri sever.*
(Maide 93)
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.
(Maide 93)