58. Mücadele Suresi / 8.ayet

Aralarında kötü niyetli gizli toplantı yapmaları kendilerine yasaklanmış olmasına rağmen bu yasağa uymayıp kötülük düşmanlık ve elçiye isyan maksadıyla gizli görüşme yapanları görüyorsun değil mi? Onlar seninle karşılaşınca Allah’ın seni selamlamadığı gibi selamlarlar. Üstelik kendi aralarında da “Allah bizi söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!” derler. Cehennem onların hakkından gelecektir. Evet, hepsi de oraya atılacaklar, ne kötü bir son duraktır orası!

Bknz: (8/30)(27/47)»(27/51)

Mustafa Çavdar Meali

Mücadele 8 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bakmaz mısın gizli ve fısıltıyla konuşmadan vazgeçmeleri emredilenlere, sonradan gene vazgeçmeleri emredilen şeye dönerler ve suça ve düşmanlığa ve Peygambere isyana ait şeyleri gizlice konuşurlar ve senin yanına gelince de Allah'ın, sana verdiği selamdan başka bir tarzda selam verirler sana ve birbirlerine de şu söylediklerimiz yüzünden derler, Allah'ın bizi azaplandırması gerekmez miydi? Cehennem yeter onlara, oraya atılıp yanacaklardır ve gerçekten de orası, dönülüp gidilecek ne de kötü yerdir.*

(Mücadele 8)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

‘Gizli toplantıların fısıldaşmalarından’ (kulis fesatçılığından) men edilip (uyarıldıkları halde), sonra bu yasaklandıkları şeye dönenleri; günahı, düşmanlığı ve peygambere isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmez (ve farkında olmaz) mısın? Onlar Sana geldikleri zaman, Seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlamakta (ve Müslüman rolü oynamaktadırlar) . Ve kendi kendilerine (kaldıklarında ise) : "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azap etse ya" diyerek (inkârlarını kusmaktadırlar) . Onlara cehennem yeterlidir (gereklidir) ; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir dönüş yeridir (girdiklerinde anlayacaklardır).

(Mücadele 8)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ey Muhammed! Bakmıyor musun şu adamlara ki, gizli gizli konuşmaktan yasaklandıkları halde, yine o yasaklandıkları işe dönüyorlar günah, düşmanlık ve peygambere isyan hususunda, gizli gizli konuşuyorlar. Sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar ve kendi kendilerine: “Bu söylediklerinizden dolayı, Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?” diyorlar. Cehennem onlara yeter, oraya gireceklerdir, ne kötü girilecek yerdir orası.

(Mücadele 8)

Adem Uğur Meali:

Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi? derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!

(Mücadele 8)

Ahmet Hulusi Meali:

Görmedin mi şu kimseleri ki, fısıldaşmaktan (ikiyüzlülükten) yasaklandıkları halde tekrar yasaklandıkları şeye döndüler. Kötülük, düşmanlık ve Rasule isyan konusunda fısıldaşıyorlar... (Yahudiler) sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle selamlıyorlar; içlerinde ise: "Dediğimiz yanlış olsaydı Allah bize azap verirdi" derler... Cehennem yeter onlara! Ona maruz kalacaklar... Ne kötü dönüş yeridir o! (Not: Yahudiler, fonetik yakınlık dolayısıyla, ağız - dil çabukluğu da yaparak "es Selam'u aleyke" yerine "es Samu aleyke" derlerdi ki anlamı "sana ölüm olsun" demektir... Münafıkların bu tür selamlarına Hz. Rasulullah sadece "Aleyküm" der, o bedduayı üzerine almadığını ifade için "VE aleyküm" demezdi! Hz. Rasulullah'a bu tür hitap eden Yahudilere, Hz. Ayşe "aleykümüs Sam ve laanekümüllah ve ğadibe aleyküm" yani "ölüm size olsun, Allah size lanet ve gazap etsin" deyince Hz. Rasulullah: "Ya Ayşe... Allah gereğinden fazla söyleyeni sevmez" buyurarak; aksiyona, aksiyon ölçüsünü aşan reaksiyondan engelledi. )

(Mücadele 8)

Ahmet Tekin Meali:

Fısıltı yayarak ortalık bulandırmaktan menedildikten sonra, ilahi ilmin-hikmetin gereği kendilerine yasak edilen o tür davranışları yapmaya kalkışarak, bile bile günah işleme, zarar verme, düşmanlık ve Rasulullah'a, sünnetine bağlılığı ve saygıyı terketme, emirlerine itaat etmeme, savsaklama ve rızasını gözetmeme hususunda gizlice konuşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman Allah'ın asla hoş görmeyeceği tarzda seni selâmlıyorlar. Kendi içlerinde de: “- Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmeyecek mi?” diyorlar. Cehennem onlara yeter. Onlar Cehennemi boylayarak yanacaklar. Orası ne kötü bir cezalandırma ve nihaî bir dönüş yeridir!

(Mücadele 8)

Ahmet Varol Meali

Gizli konuşmaktan menedilip de sonra menedildikleri şeye dönenleri ve günâh, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gelme konusunda aralarında gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde de seni, Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlarlar ve kendi aralarında: "Söylediğimizden dolayı Allah bize azap etse ya!" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler. Orası ne kötü bir varış yeridir!*

(Mücadele 8)

Ali Bulaç Meali:

'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından' (kulis) men edilip sonra men edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber'e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya!" derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

(Mücadele 8)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Ey Rasûlüm), bakmaz mısın şunlara, (o münafıklarla yahudilere): Gizli konuşmaktan yasaklandılar da, sonra dönüb yasaklandıkları şeyi yapıyorlar ve yalan, zulüm, Peygambere isyan fısıldaşıyorlar. Senin yanına geldiklerinde de, seni Allah'ın selâmlamadığı bir suretle selâmlıyorlar. (Es-selâmü Aleyk yerine, üzerine ölüm olsun manâsına gelen Es-Sâmü Aleyk diyorlar). Kendi aralarında da: “- Allah bizi, söylediklerimizle azablandırsa ya!” diyorlar. Onlara cehennem yeter; oraya girecekler. Artık o, ne kötü dönüş yeridir...

(Mücadele 8)

Ali Rıza Sefa Meali:

Gizli konuşmalardan yasaklandıktan sonra, yasaklandıkları şeye dönenlerin; suç işlemek, düşmanlık ve elçiye karşı gelmeyi gizlice konuştuklarını görmüyor musun? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı biçimde seni selamlıyorlar.[505] Oysa kendi aralarında; "Allah, söylediklerimizden dolayı bizi cezalandırsa ya?" diyorlar. Cehennem onlara yeter; oraya yaslanırlar. Sonunda, ne kötü bir varış yeridir.

505)İkiyüzlüler, Muhammed peygamberi överek ve abartılı biçimde selamlayarak onu aldatmak için uğraşmışlardır. Bu övgülerin ve selamların aslında içten olmadığı, bu ayetle birlikte 63:1,2 ayetlerinde Muhammed peygambere ve tüm inananlara bildirilmiştir.

(Mücadele 8)

Ali Ünal Meali:

Bakmaz mısın kulis yapmaktan ve gizli toplantılar tertip etmekten men edilenlere: men edildikleri şeyi nasıl da tekrar tekrar yapıyor ve (hem de) günah olduğu besbelli fiiller, başkalarına düşmanlık, hakka tecavüz ve Rasûl’e itaatsizlik hususunda kulisler yapıyor, gizli toplantılar düzenliyorlar. Senin yanına vardıklarında da, seni Allah’ın sana öğretmediği ve seni selâmlamadığı bir selâmla selâmlıyor ve kendi kendilerine, alaylı alaylı, “(Madem Muhammed bir peygamberse) Allah şu söylediğimizden dolayı bize bir ceza verse ya!” diyorlar. İçinde yanıp kavrulmak üzere girecekleri Cehennem yeter onlara! Ne fena bir âkıbet, ne kötü bir son durak!

(Mücadele 8)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Şu adamları görmedin mi? Ki (kötülük konusunda) gizli toplantı yapmaktan yasaklandıkları halde, tekrar dönüp toplanıyorlar. Günah, düşmanlık ve Peygamber’e karşı gelmek için, gizli kararlar alıyorlar. Sana geldikleri zaman, Allah’ın sana verdiği selam dışında bir selam ile selam verirler. Ve içlerinden: “(Eğer Muhammed haklı olsaydı,) Allah bize azap vermeli değil miydi?” diyorlar. Ceza olarak Cehennem onlara yeter. Onlar oraya dayatılacaklar. En kötü varılacak yer orasıdır.

(Mücadele 8)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Gizli konuşmaktan yasaklandıktan sonra o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygambere karşı gelmek hususunda gizlice toplananları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi?" diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Orası ne kötü varış yeridir!

(Mücadele 8)

Bekir Sadak Meali:

Gizli toplantidan menedilen, sonra menolunduklari seyi yapmaya kalkisarak gunah islemek, dusmanlik etmek ve Peygambere karsi gelmek konusunda gizli gizli konusanlari gormedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'in seni selamlamadigi bir sekilde seni selamlarlar; iclerinden, «Gercekten peygamber olsaydi Allah'in bizi, soylediklerimizden oturu, cezalandirmasi gerekmez miydi?» derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler, ne kotu donustur!

(Mücadele 8)

Besim Atalay Meali:

Gizlice konuşmaktan geri durmaları emrolunan kimselerin, yine konuştukların günahla, düşmanlıkla peygambere karşı bulunmakçin, fısıldaştıkların görmüyor musun? Sana geldiklerinde, Allahın vermediği bir selâmla seni selâmlıyorlar; kendi kendilerine bir de derler ki: «Yaptığımız bu sözden, niçin Allah bize ceza vermiyor?»; Yurtları cehennem, orada yakılırlar, o ne kötü bir döneydir

(Mücadele 8)

Celal Yıldırım Meali:

Görmedin mi, gizli toplantıdan men'edilmelerinden sonra men'edildlkleri şeye dönüyorlar; günah, düşmanlık ve Peygambere karşı gelme hususunda fısıldaşıp duruyorlar. Sana geldikleri zaman Allah'ın seni selâmlamadığı bir şey (bir söz ve ifadeyle selâmlıyorlar ve kendi kendilerine, «bu dediklerimize karşılık Allah bize azâb etse ya» diye söylenirler. Cehennem onlara yeter, oraya girecekler. Varış yeri olarak ne kötü !

(Mücadele 8)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o menedildikleri şeyi yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve peygambere karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı gibi selamlıyorlar (Es-selâmü Aleyk yerine, üzerine ölüm olsun manasına gelen Es-Sâmü Aleyk diyorlar). İçlerinden de, “söylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!” diy(erek alay ediy)orlar. Cehennem onlara yeter! Oraya (mutlaka) atılacaklardır. Ne kötü varış yeridir orası!*

(Mücadele 8)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Gizli toplantıdan menedilen, sonra menolundukları şeyi yapmaya kalkışarak günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar; içlerinden, "Gerçekten peygamber olsaydı Allah'ın bizi, söylediklerimizden ötürü, cezalandırması gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler, ne kötü dönüştür!

(Mücadele 8)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Gizlice konuşmaktan menedilip de, menedildikleri şeyi işleyen ve günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde Allah'ın seni selamlamadığı selamla selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kötü varış yeridir orası!

(Mücadele 8)

Diyanet Vakfı Meali:

Gizli konuşmaktan menedildikten sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygamber'e karşı gelmek hususunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden de: Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi? derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir orası!  *

(Mücadele 8)

Edip Yüksel Meali:

Gizli toplantılar yapmaktan menedildikleri halde hala menedildikleri işte israr edenler dikkatini çekmedi mi? Onlar günah işlemek, düşmanlıkta bulunmak ve elçiye itaatsizlik etmek amacıyla kulis yapıyorlar. Sana geldiklerinde, ALLAH'ın seni selamlamadığı bir biçimde selamlıyorlar. Kendi aralarında, 'Söylediklerimizden ötürü ALLAH bizi cezalandırsa ya!' derler. Cehennem onlara yeter. Orada yanarlar; ne kötü bir duraktır orası.

(Mücadele 8)

Elmalılı Orjinal Meali:

Bakmaz mısın şunlara: Gizli konuşmadan nehyedildiler de sonra dönüp nehyolundukları şeyi yapıyorlar, günah, udvan ve Peygambere ısyan fısıldaşıyorlar, yanına geldiklerinde de seni Allahın sağlıklamadığı bir suretle sağlıklıyorlar, kendi içlerinde de Allah bizi söylediklerimizle ta'zib etse ya! Diyorlar, Cehennem onlara yeter, ona yaslanacaklar, artık o, ne fena akıbettir

(Mücadele 8)

Elmalılı Yeni Meali:

Bakmaz mısın şunlara ki, gizli konuşmaktan yasaklandılar da sonra dönüp yasaklandıkları şeyi yapıyorlar; günah, düşmanlık ve peygambere karşı gelme hususunda fısıldaşıyorlar. Yanına geldikleri zaman da seni Allah'ın sağlıklamadığı (selamlamadığı) bir tarzda sağlıklıyorlar ve kendi içlerinden de: "Allah, bize söylediklerimiz yüzünden azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter, ona yaslanacaklardır. Artık o ne kötü akibettir!

(Mücadele 8)

Erhan Aktaş Meali:

Gizlilik içinde konuşmaktan[1] yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Rasul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar.[2] Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!"[3] diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir.

1)Aralarında kötü niyetle.
2)Ehli Kitap ve münafıklar "Es-selamu aleyk." (Üzerine selam olsun) yerine, (üzerine ölüm olsun) anlamında "Es-sammu aleyk." diye selam veriyorlardı. Samm; zehir, zıkkım, ölüm anlamına gelmektedir.
3)"Gerçekten nebi olsaydı, söylediklerimizden dolayı Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi?"

(Mücadele 8)

Gültekin Onan Meali:

'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından' (kulis) men edilip sonra men edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygambere isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman seni Tanrı'nın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Tanrı bize azab etse ya" derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

(Mücadele 8)

Hakkı Yılmaz Meali:

Fısıldaşmaktan yasaklandıktan sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışanları ve günah, düşmanlık ve Elçi'ye karşı gelmek hususunda fısıldaşanları görmedin mi? Onlar, sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selâmlamadığı ile selâmlıyorlar. Kendi içlerinden de: “Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?” derler. Cehennem onlara yeter. Oraya yaslanacaklardır. Ne kötü dönüş yeridir!

(Mücadele 8)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Kendilerine fısıldaşmanın yasaklandığı kimseleri görmedin mi? Sonra nehyedildikleri şeye geri dönüyor; günah, düşmanlık ve Peygamber’e isyan hakkında fısıldaşıp (kulis yapıyorlar). Sana geldikleri zaman, Allah’ın seni selamlamadığı sözlerle seni selamlarlar. İçlerinden derler ki: “Söylediğimiz sözler nedeniyle Allah bize azap etmeli değil miydi?” Onlara cehennem yeter. Oraya gireceklerdir. O ne kötü bir dönüş yeridir.

(Mücadele 8)

Harun Yıldırım Meali:

Fısıldaşmaları yasaklanan, sonra yasaklandıkları şeye dönen; günah, düşmanlık ve Rasul’e isyanı fısıldaşan kimseleri görmedin mi? Sana geldikleri zaman, Allah’ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar seni. Ve kendi kendilerine: “Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya.” diyorlar. Onlara cehennem yeter. Oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

(Mücadele 8)

Hasan Basri Çantay:

Fısıltı (ile konuşmak) dan men'edilib de sonra men'edildikleri (o haale) dönmekde ve günahı, düşmanlığı ve peygambere ısyaanı fısıldaşmakda olanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni Allahın selamlamadığı bir şeyle selamlarlar. Kendi aralarında da "Allah bizi söyleye geldiğimiz yüzünden azablandırmalı değil miydi?" derler. Onlara cehennem yeter. Oraya girecekler, işte o, ne kötü dönüş yeridir!

(Mücadele 8)

Hayrat Neşriyat Meali:

Gizli konuşmaktan yasaklanıp da sonra kendisinden yasaklandıkları şeye dönenleri, hem günah, düşmanlık ve peygambere isyan husûsunda birbirleriyle gizlice konuşanları(yahudilerle münâfıkları) görmedin mi? Sana geldikleri zaman, seni Allah'ın kendisiyle selâmlamadığı bir şekilde selâmlıyorlar. Hâlbuki kendi içlerinde: “(Eğer peygamber olsaydı, bu) söylemekte olduklarımızdan dolayı Allah'ın bize azâb etmesi gerekmez miydi?” diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya gireceklerdir! Artık o, ne kötü varılacak yerdir!(2)*

(Mücadele 8)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Gizli konuşmadan engellenmiş, sonra da kendisinden engellendiği [şeye] tekrar dönen ve kasıtlı suç, düşmanlık ve Elçiye kötülük hakkında fısıldaşan kimseleri hiç görmedin mi? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni hiç selamlamadığı bir şekilde seni selamladılar ve "Söylediğimiz [şeyler] sebebiyle, Allah bize azap etseydi ya?" diyorlar. Kendisini[n azabını] çekecekleri cehennem kendilerine yeterlidir. Artık, ne kötü dönüş yeridir!

(Mücadele 8)

Hüseyin Atay Meali:

Gizli toplantı yapmaktan yasaklanıp, sonra yasaklandıkları şeyi yapmaya kalkışarak günah işlemek, düşmanlık etmek ve elçiye karşı gelmek konusunda gizli gizli konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlarlar; içlerinden "Allah bize söylediklerimizden ötürü azap etmeli değil mi" derler. Cehennem onlara yeter. Oraya girerler, ne kötü gidiş yeridir!

(Mücadele 8)

İbni Kesir Meali:

Gizli gizli konuşmaktan men'edildikleri halde, men'edildikleri şeyi yapmaya kalkışanlarla günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek konusunda gizlice konuşanları görmedin mi? Sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamladığı bir şeyle selamlarlar. Kendi aralarında da: Söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azab etmesi gerekmez miydi? derler. Onlara cehennem yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir.

(Mücadele 8)

İlyas Yorulmaz Meali:

Gizli toplantı (kulis) yapmaları yasaklananları görmüyor musun? Yasaklandıkları gizli toplantılara dönüyorlar ve günah işlemek, düşmanlık yapmak ve elçiye isyan etmek için karar alıyorlar. Senin yanına geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı bir şekilde seni selamlıyorlar. Sonra kendi içlerinden de “Elçiye söylediklerimizden dolayı Allah'ın bize azap etmesi gerekmiyor muydu?” diyorlar. Onlara cehennem yeter ve oraya atılacaklar. O cehennem, ne kadar kötü bir dönüş yeri.

(Mücadele 8)

İskender Ali Mihr Meali:

Gizli konuşmaktan nehyedilenleri (men edilenleri) görmedin mi? Sonra nehyedildikleri şeye dönüyorlar. Aralarında günah, düşmanlık ve resûle isyan konularında gizli gizli konuşuyorlar. Ve sana geldikleri zaman, Allah’ın selâmlamadığı bir şekilde seni selâmladılar. Ve kendi aralarında: “Öyle ise (o gerçekten peygamber ise) Allah, söylediklerimizden dolayı bize azap etmeli değil mi?” diyorlar. Onlara cehennem yeter. Ona yaslanacaklar (atılacaklar). İşte o varılacak yer ne kötü.

(Mücadele 8)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Görmüyor musun o kimseleri ki gizlice konuşmak kendilerine yasak edildikten sonra da yasak edildikleri bu işe dönüp, günah işleme, düşmanlık etme, elçiye karşı gelme konusu üzerine gizlice konuşuyorlar. Onlar senin yanına gelince Allah'ın seni esenlemesinden başka türlü esenlerler. Kendi aralarında da şunu derler: «Allah bizi bu söyliye geldiklerimiz yüzünden şimdiye kadar azaba uğratmalı değil miydi?» Onlara Cehennem yeter. Onlar oraya gireceklerdir. Onların dönecekleri yer ne kötüdür.

(Mücadele 8)

Kadri Çelik Meali:

Gizli konuşmaktan men edilip de sonra men edildikleri şeye dönenleri ve de günah, düşmanlık ve peygambere karşı gelmeyi (aralarında) fısıldaşmakta olanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selâmlamadığı biçimde selâmlıyorlar ve kendi kendilerine, “Söylemekte olduklarımız dolayısıyla Allah bize azap etse ya!” diyorlar. Onlara cehennem yeter, oraya gireceklerdir. Evet, o pek de kötü bir gidiş yeridir.*

(Mücadele 8)

Mahmut Kısa Meali:

Baksana şu Yahudi ve münâfıklara; bu tür gizli toplantı yapmaları kesinlikle yasaklandığı hâlde, hâlâ yasağı çiğnemekte ısrar ediyor ve günah işlemek, müminler arasına kin ve düşmanlık tohumları ekmek ve Peygambere başkaldırmak amacıyla gizli toplantılar düzenliyorlar. Senin yanına geldiklerinde, seni Allah’ın Kur’an’daki selâmlamasına aykırı bir tarzda selâmlıyorlar. “Es-selâmu aleyküm!: Size selâm olsun!” sözünü, kasden “Es-sâmu aleyküm!: Ölüm sizin başınıza!” şeklinde telaffuz ediyorlar. Bundan dolayı başlarına yıldırımlar düşmediğini görünce de, içlerinden, “Eğer Muhammed gerçekten bir Peygamber ise ve ilâhî adâlet diye bir şey varsa, bu söylediklerimizden dolayı Allah bizi cezalandırsa ya!” diyorlar. Elbette cezalandıracak: İçinde ebediyen azap çekecekleri cehennem onlara ceza olarak yeter; ne korkunç bir son!

(Mücadele 8)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Üsteleyenleri görmedin mi? Gizli konuşamadan men edildiler, Cezası olan suça, düşmanlığa ve Peygambere isyana ait konuşurlar Allah'ın selamladığı gibi senin yanına gelince de, seni selamlarlar. Derler ki; " Söylediklerimizden dolayı gelse ya, Allah’a ait azaplar...” Elbette cehennem onlara yeter. Oraya girecekler. Ne kötü bir gidiş yeridir.

(Mücadele 8)

Mehmet Türk Meali:

(Ey Muhammed!) Gizli toplantılarında (sana düşmanlık için) fısıldaşmaları yasaklananların, sonra yasaklandıkları şeye döndüklerini, günâh, düşmanlık ve Peygambere isyan (hususunda aralarında) fısıldaştıklarını ve sana geldiklerinde de seni, Allah’ın selâmlamadığı1 bir şekilde selâmladıklarını2 bilmiyor musun? (Bir de) onlar, aralarında; “Bu söylediklerimiz yüzünden Allah’ın bize azap etmesi gerekmez miydi?” diyorlar. Onlara ancak sonunda içerisine atılacakları cehennem kâfi gelir. Çünkü orası, varılacak yerlerin en kötüsüdür.*

(Mücadele 8)

Muhammed Celal Şems Meali:

Gizli olarak istişarede bulunmaları kendilerine yasaklananları görmedin mi? Onlar, kendilerine yasak edilene geri dönmeye devam ederler. Günah, başkaldırma ve Peygamber’e itaatsizlik (konularında) aralarında gizlice danışırlar. Sana geldiklerinde, Allah’ın seni selamlamadığı (kelimeler) ile sana selam verirler. İçlerinden, “Söylediklerimiz için Allah neden bizi cezalandırmıyor,” derler. (Ceza olarak) Cehennem (kendileri için) yeterlidir. Onlar, oraya girecekler. O, ne kötü bir kalınacak yerdir!

(Mücadele 8)

Muhammed Esed Meali:

(Ve sen ey Muhammed!) gizli konuşmalar (yoluyla dolap çevirmek)ten men edilen, ama men edildikleri şeye (tekrar) başvurmaktan kaçınmayanların ve kötülükte bulunmaya, saldırganlığa ve Elçi'ye karşı gelmeye niyetlenerek fesatlık kuranların farkında değil misin? Bu (insan)lar, sana ne zaman yaklaşsalar Allah'ın asla hoş görmeyeceği tarzda seni selamlarlar ve birbirlerine: "Allah neden söylediklerimizden dolayı bizi cezalandırmıyor?" derler. Cehennemdir onların payına düşecek olan, onlar işte oraya girecekler; o, ne kötü bir duraktır!

(Mücadele 8)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Gizli toplantıları yasaklanıp da sonra yine de yasaklanan şeye yönelenleri görmez misin? Onlar, günah, düşmanlık ve Tanrı elçisine isyan konusunda gizlice fısıldaşmaktalar. Senin yanına geldiklerinde seni Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi kendilerine de; "Bu söylediklerimiz nedeniyle Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi?" diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Onlar, oraya atılacaklardır. Orası ne kötü bir yerdir.

(Mücadele 8)

Mustafa Çavdar Meali:

Aralarında kötü niyetli gizli toplantı yapmaları kendilerine yasaklanmış olmasına rağmen bu yasağa uymayıp kötülük düşmanlık ve elçiye isyan maksadıyla gizli görüşme yapanları görüyorsun değil mi? Onlar seninle karşılaşınca Allah’ın seni selamlamadığı gibi selamlarlar. Üstelik kendi aralarında da “Allah bizi söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!” derler. Cehennem onların hakkından gelecektir. Evet, hepsi de oraya atılacaklar, ne kötü bir son duraktır orası!

Bknz: (8/30) - (27/47)»(27/51)

(Mücadele 8)

Mustafa Çevik Meali:

Ey Peygamber! Aralarında kötü niyetle, düşmanlık ve bozgunculuk çıkarmak gibi konularda, gizli toplantılar yapıp, gizli konuşmalar yapmaları yasaklanmış olmasına rağmen, bu yasağa uymayıp sana karşı gelmek, isyan edip başkaldırmak, fesat çıkarıp bozgunculuk yapmak üzere gizlice toplantılar yapıp da bir araya gelenlerin farkında mısın? Bunlar seninle karşılaştıklarında, sana Allah’ın asla razı olmayacağı sözlerle selam verirler, sonra da kendi aralarında “Peygamberini böyle selamladığımız için Allah bizi cezalandırsa ya” diyerek alay ederler. Cehennem onların hakkından gelecek ve son durakları da orası olacak.

(Mücadele 8)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Ey Peygamber!) Gizli görüşmeden men edilen, sonra da men edildikleri şeye tekrar dönenleri görmedin mi? İşte onlar günah, düşmanlık ve Rasul'e isyan hususunda gizli kapaklı işler çeviriyorlar. Ne zaman sana gelseler, Allah'ın seni selamlamadığı biçimde seni selamlıyorlar ve kendi aralarında "Hadi bakalım, Allah sözlerimizden dolayı bizi cezalandırsa ya!" diyorlar. Cehenneme kadar yolları var! Oraya dikilecekler! O ne kötü son duraktır.

(Mücadele 8)

Osman Okur Meali:

Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli konuşmaktan menedildikleri halde yine o menedildikleri işe dönüyorlar; günah, düşmanlık, rasülüne isyan hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar ve kendi içlerinde de: "Bu dediğimizden ötürü Allah bize azab etse ya" diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası!

(Mücadele 8)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Bakmaz mısın o kimselere ki gizlice konuşmadan nehyedilmişlerdir, sonra da nehyedilmiş oldukları şeye dönüverirler ve günah ile ve adavet ile ve Peygambere isyan ile fısıldaşırlar ve sana geldikleri zaman da seni Allah'ın selâmlamadığı bir şey ile selâmladılar ve kendi içlerinde de derler ki, «Allah bizi söylediğimiz şey ile muazzep etmeli değil mi?». Onlara cehennem kâfidir, ona yaslanacaklardır. Artık ne fena bir dönüş yeri.

(Mücadele 8)

Ömer Öngüt Meali:

Gizli fısıldaşmaları yasak edildikten sonra kendilerine yasaklanan şeye dönenleri ve aralarında günahı, düşmanlığı ve Peygamber'e isyanı gizlice fısıldaşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlarlar. İçlerinden de: "Bu söylediğimiz şeyler yüzünden Allah'ın bize gazap etmesi gerekmez miydi?" derler. Cehennem onlara yeter! Oraya gireceklerdir. Orası ne kötü dönüş yeridir!

(Mücadele 8)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bak şunlara! Gizlice konuşmaları yasaklandı ama dönüp yine günah, düşmanlık ve Peygambere başkaldırı hususunda gizlice konuşuyor, kendilerine yasaklanan şeyi yapıyorlar! Sana geldiklerinde, Allah’ın seni selâmlamasına benzemez bir selâmla selâmlarlar. Kendi aralarında, “Söylediklerimiz yüzünden Allah bize azap etse ya!” derler. Cehennem yeter onlara! Ona mutlaka girecekler! Ne kötü bir dönüş yeri!

(Mücadele 8)

Sadık Türkmen Meali:

Gizlice konuşmaktan menedilip de, menedildikleri şeyi yapan ve günah, düşmanlık ve Rasûl’e isyanı konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde Allah’ın seni selâmlamadığı selâmla selâmlıyorlar. İçlerinden de; “Söylediklerimizden dolayı, Allah bize azap etse ya!” diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kötü varış yeridir orası!

(Mücadele 8)

Seyyid Kutub Meali:

Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli konuşmaları yasaklandığı halde yine o yasaklanan işi yapıyorlar. Günah, düşmanlık ve Resule isyan hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Onlar sana geldiklerinde seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar. Kendi içlerinden de «Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?» derler. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası.

(Mücadele 8)

Suat Yıldırım Meali:

Böyle kulis yapmaları men edilmişken, kendilerine yasaklanan bir işi tekrar yapıp günah, zulüm, Peygambere isyan hususunda kulis yapan, fısıldaşan kimseleri görmüyor musun?Senin yanına vardıklarında, sana Allah'ın öğrettiği selamdan başka bir şekilde selam verirler. Kendi içlerinden de: "Allah bizi bu söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!" diye alay ederler. Onların hakkından ancak cehennem gelir! Muhakkak onlar oraya girecekler. Orası gidilecek ne fena yerdir!

(Mücadele 8)

Süleyman Ateş Meali:

Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli konuşmaktan menedildikleri halde yine o menedildikleri işe dönüyorlar; günah, düşmanlık, Elçiye isyan hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar ve kendi içlerinde de: "Bu dediğimizden ötürü Allah bize azab etse ya" diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası!

(Mücadele 8)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Yasaklanmasına rağmen, yasağı çiğneyerek günah işleme, düşmanlık etme ve elçiye karşı gelme konularında, aralarında gizlice konuşmaya devam edenleri hiç görmedin mi? Onlar, yanına geldiklerinde Allah'ın selamlamadığı bir selamla seni selamlar[1] ve birbirlerine şöyle derler: "Söyleyip durduğumuz bu sözler yüzünden Allah bize azap etse ya!" Onların hakkından Cehennem gelir. Onlar oraya gireceklerdir. Ne kötü hale gelmektir o.

1)..

(Mücadele 8)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Gizli toplantı yapmaları yasaklandığı halde, ahlaksızlık etmek, saldırganlık yapmak ve Allah'ın elçisine karşı koymak üzere gizli toplantılar yapanlardan haberin yok mu? Yanına geldiklerinde, seni, Allah'ın uygun görmediği biçimde selamlarlar. Birbirlerine de: "Söylediklerimizden dolayı Allah bizi neden cezalandırmıyor?" derler. İşte onlar cehenneme gireceklerdir. Orası ne kötü bir yerdir!

(Mücadele 8)

Şaban Piriş Meali:

Gizli toplantıları yasaklanıp da sonra yine de yasaklandıkları şeye dönenleri görmez misin? Günah, düşmanlık ve peygambere isyan hususunda gizlice fısıldaşıyorlar. Senin yanına geldiklerinde seni Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi kendilerine de: -Bu söylediklerimiz sebebiyle Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi? diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Oraya atılacaklar. Ne kötü bir yer!

(Mücadele 8)

Talat Koçyiğit Meali:

Gizli toplantılardan menolunup da sonra menolundukları şeye tekrar dönerek günâh, düşmanlık ve Peygambere karşı gelmek hususunda gizli gizli konuşanları bilmez misin? Sana geldikleri zaman, seni, Allah'ın seni selâmlamadığı bir şekilde selâmlıyorlar. Kendi kendilerine de şöyle diyorlar: Söylediklerimizden dolayı Allah'ın bize azâb etmesi gerekmez mi?" Girecekleri cehennem onlara yeter. Ne kötü gidiştir o.

(Mücadele 8)

Tefhimul Kuran Meali:

'Gizli toplantıların (kulis) fısıldaşmaları'ndan men edilip sonra men edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve peygambere karşı isyanı (aralarında) fısıldaşmakta olanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selâmlamadığı biçimde selâmlıyorlar. Ve kendi kendilerine: «Söylemekte olduklarımız dolayısıyla Allah bize azab etse ya!» derler. Onlara cehennem yeter, oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.

(Mücadele 8)

Ümit Şimşek Meali:

Gizlice konuşmaktan men olunan o kimseleri görmedin mi? Yine kendilerine yasaklanan şeye dönüyorlar ve günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek için fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde de seni Allah'ın selâmlamadığı bir şekilde selâmlıyorlar ve kendi kendilerine, “Söylediğimiz şey yüzünden Allah bizi cezalandırsa ya!” diyorlar. Onları ancak Cehennem paklar. Oraya gireceklerdir. Varılacak ne kötü bir yerdir orası!

(Mücadele 8)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Görmedin mi şu fısıldaşmaktan yasaklananları ki, biraz sonra, yasaklanmış oldukları şeye dönüyorlar ve günah, düşmanlık, peygambere isyan konusunda fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde, seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Kendi içlerinde ise şöyle diyorlar: "Söylediğimiz şey yüzünden Allah bize azap etse ya!" Cehennem yeter onlara. Girecekler oraya. Ne kötü dönüş yeridir o!

(Mücadele 8)