Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Ve ceza gününü yalanlardık.

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

“Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıp (ahireti önemsemezdik, yaptıklarımızın yanımıza kâr kalacağını zannederdik) .”

Abdullah Parlıyan Meali:

Dilimizle hesap gününe inandığımızı söylediğimiz halde yaşantımızla o güne hazırlık yapmamak suretiyle o günü yalanlamıştık.

Adem Uğur Meali:

Ceza gününü de yalan sayıyorduk,

Ahmet Hulusi Meali:

"Din sürecini de (Sünnetulah'ı - yapılanların sonucunun kesinlikle yaşanacağı realitesini) reddederdik!"

Ahmet Tekin Meali:

“Herkesin, vahyedilen dinin, şeriatın, İslâmî sorumluluğun hesabını vereceği yalnız ilâhî mevzuatın yürürlükte olduğu günü yalanlıyorduk.”

Ahmet Varol Meali

Din (hesap) gününü de yalanlardık.

Ali Bulaç Meali:

"Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk."

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hesab gününü de yalan sayardık.

Ali Rıza Sefa Meali:

"Ve Yargı Günü'nü yalanlardık!"

Ali Ünal Meali:

“Hiç durmaz, Din Günü’nü yalanlardık.

Bahaeddin Sağlam Meali:

Ve mükâfat ve ceza gününü yalanlıyorduk.

Bayraktar Bayraklı Meali:

- Onlar da şöyle cevap vereceklerdir: "İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Batıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı."

Bekir Sadak Meali:

«Ceza gununu yalanlardik.»

Besim Atalay Meali:

46,47. Bize yakın gelenedek, kıyameti yalanlardık!»

Celal Yıldırım Meali:

Ve biz hesap ve ceza gününü yalanladık.

Cemal Külünkoğlu Meali:

46,47. “(Ölüm ile) her şey açık seçik ortaya çıkıncaya kadar hesap gününü de yalan sayardık.”

Diyanet İşleri Eski Meali:

"Ceza gününü yalanlardık."

Diyanet İşleri Yeni Meali:

"Ceza gününü de yalanlıyorduk."

Diyanet Vakfı Meali:

Ceza gününü de yalan sayıyorduk,

Edip Yüksel Meali:

'Yargı gününü yalanlardık.'

Elmalılı Orjinal Meali:

Ve ceza gününe yalan derdik

Elmalılı Yeni Meali:

ve hesap gününe yalan derdik,

Erhan Aktaş Meali:

"Din Günü'nü[1] yalanlardık."

1)Hesaba çekilme gününü.

Gültekin Onan Meali:

"Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk."

Hakkı Yılmaz Meali:

46-47 Ve de biz, tartışılmaz ve karşı çıkılmaz olan ölüm, kıyâmet bize gelene kadar Din Günü'nü yalanlıyorduk” dediler.

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

“Din Günü'nü yalanlardık.”

Harun Yıldırım Meali:

“Din gününü de yalanlardık.”

Hasan Basri Çantay:

"Ceza (ve hisab) gününü de yalan sayardık".

Hayrat Neşriyat Meali:

“Ve dîn (hesab) gününü yalanlardık.”

Hubeyb Öndeş Meali: /

(43-47) [suçlular] "Hiç namaz kılanlardan¹ (musallin) olmadık. Yoksullara hiç yedirmezdik. (Boşa) dalanlarla beraber (boşa) dalardık. Bize yakın-kesin olarak gelinceye kadar, dinin gününü yalanlıyorduk." dediler.

Hüseyin Atay Meali:

Ve sorgulanma gününü yalanlardık.

İbni Kesir Meali:

Ve din gününü yalanlardık.

İlyas Yorulmaz Meali:

“Ve biz, hesap gününü yalanlardık.”

İskender Ali Mihr Meali:

Ve biz dîn gününü yalanlıyorduk.

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

yargı gününü de yalan sayardık,

Kadri Çelik Meali:

“Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk.”

Mahmut Kısa Meali:

“Sonunda, yaşadığımız hayat tarzı inancımızı da şekillendirdi; böylece biz, Hesap Gününü de yalanlar hâle geldik!”

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(45-46) Dalıp boş laflara giden kişilerle birlikteydik. Din gününü de yalanlar.

Mehmet Türk Meali:

45,46,47. (Bir de): “Ölüm bize gelinceye kadar, (bâtıla) dalanlarla beraber (kendimizden geçer) biz de dalar giderdik, din gününü de yalanlardık.” derler.

Muhammed Celal Şems Meali:

“Mükâfat ve ceza verilecek günü (de) inkâr ederdik.”

Muhammed Esed Meali:

ve Hesap Günü'nü yalanlamıştık,

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

"Yargı gününü yalanlardık."

Mustafa Çavdar Meali:

Bknz: (13/5) - (45/34)»(45/35)

Mustafa Çevik Meali:

40-47 İman edip sorumluluklarını yerine getirenler, cennet nimetleri ile yaşarken, cehennem azabı içinde kıvrananlara soracaklar: “Sizi bu kavurucu ateşe sokan nedir?” Onlar da şöyle cevap verecekler: “Dünya hayatında batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık, yoksulu doyurmaz, namaz kılmaz ve Hesap Günü ile karşılaşacağımıza inanmazdık. Sonunda ölüm gelip çattı ve bu gerçekle yüz yüze geldik.”

Mustafa İslamoğlu Meali:

hepsinden öte biz Hesap Günü'nü yalanlardık;

Osman Okur Meali:

"Ceza gününü yalanlardık."

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

«Ve biz ceza gününü tekzîp eder olmuştuk..

Ömer Öngüt Meali:

"Cezâ gününü yalanlıyorduk. "

Ömer Sevinçgül Meali:

“Ölümden sonra dirilip yargılanmaya inanmazdık.

Sadık Türkmen Meali:

Ve hesap/karşılık/din gününü yalanlar idik.

Seyyid Kutub Meali:

Hesap verme gününü inkar ederdik.

Suat Yıldırım Meali:

Bu hesap gününü yalan sayardık.

Süleyman Ateş Meali:

"Ceza gününü yalanlardık."

Süleymaniye Vakfı Meali:

Hesap günü konusunda da yalan söylerdik[1].

1)"Cehenneme her bir bölük atılınca bekçiler: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" derler. Onlar: "Evet, uyarıcı geldi ama yalana sarıldık; Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapkınlık içindesiniz, dedik. Eğer söz dinleseydik ya da aklımızı kullansaydık, şimdi  bu alevli ateş ahalisi içinde olmazdık" derler. Böylece suçlarını itiraf ederler. Alevli ateş ahalisi için bundan sonrası perişanlıktır." (Mülk 67/8-11)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(43-47) Onlar da: "Biz ne Allah'a kulluk ederdik, ne de yoksulların derdiyle ilgilenirdik. Sürekli günah işleyenlerle beraber günah işlerdik. Hesap Günü'nü yalanlardık. Ama ölüm ile hakikat ortaya çıktı" diyecekler.

Şaban Piriş Meali:

Hesap gününü yalanlıyorduk.

Talat Koçyiğit Meali:

"Dîn (hesap) gününü yalanlıyorduk."

Tefhimul Kuran Meali:

«Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıyorduk.»

Ümit Şimşek Meali:

“Hesap gününü de yalanlıyorduk.

Yaşar Nuri Öztürk Meali

"Din gününü yalanlıyorduk."