40. Mümin Suresi / 50.ayet

Görevliler de:
– Elçileriniz size, hakikatin apaçık belgeleri ile gelmedi mi? derler.
– Onlar;
– Evet, geldi. Derler. Bekçiler de:
– O halde kendiniz yalvarıp yakarın. Fakat bugün gerçekleri örtbas eden kâfirlerin dua ile yalvarıp yakarması boşunadır.

Bknz: (3/131)

Mustafa Çavdar Meali

Mümin 50 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Onlar da, peygamberleriniz, apaçık delillerle gelmedi miydi size diyecekler; onlar, evet diyecekler, bekçiler, öyleyse diyecekler, siz yalvarın ve kafirlerin duasıysa ancak boşa gider.

(Mümin 50)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Bekçiler ise) "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez (ve bu günleri haber vermez) miydi?" diye (soracak,) onlar da: "Evet" diye (yanıtlayacaktır. Bekçiler:) "Şu halde siz kendiniz dua edip yalvarın" diye (onları azarlayacaktır) . Oysa kâfirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir, boşuna bir yalvarıştır (hiçbir yarar sağlamayacaktır).

(Mümin 50)

Abdullah Parlıyan Meali:

Cehennem bekçileri: “Elçilerimiz size apaçık delillerle gelmiş değiller miydi?” diye soracaklar. O ateştekiler: “Evet gelmişlerdi” diyecekler ve cehennemin bekçileri: “Madem öyle kendiniz yalvarın” diye cevap verecekler. Çünkü Allah'tan gelen gerçekleri inkâr edenlerin yalvarması, avunmadan başka bir anlam taşımaz, elbette boşunadır.

(Mümin 50)

Adem Uğur Meali:

(Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.

(Mümin 50)

Ahmet Hulusi Meali:

(Bekçiler) dediler ki: "Rasulleriniz size apaçık deliller olarak gelmedi mi?"... Dediler ki: "Evet"... (Bekçiler) dediler ki: "O halde kendiniz dua edin!"... Hakikat bilgisini inkar edenlerin duası da asılsız yönelişten başka bir şey değildir.

(Mümin 50)

Ahmet Tekin Meali:

Bekçiler: “Size, peygamberleriniz, açık açık delillerle gelmediler mi?” derler. Onlar da: “Elbette deliller getirdiler” derler. Bekçiler: “O halde, kendiniz yalvarın” derler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin yalvarması boşunadır, icabet edilmez.

(Mümin 50)

Ahmet Varol Meali

Onlar: "Elçileriniz size apaçık delillerle gelmiyorlar mıydı?" derler. "Evet (geliyorlardı)" derler. (Bunun üzerine) onlar: "Öyleyse siz dua edin" derler. Ancak inkârcıların duaları hep boşunadır.

(Mümin 50)

Ali Bulaç Meali:

(Bekçiler:) "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler:) "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.

(Mümin 50)

Ali Fikri Yavuz Meali:

(Cehennem bekçileri ateşteki kâfirlere) şöyle derler: “- Size peygamberleriniz mucizelerle gelmedi miydi?” Onlar: “-Evet” derler. (Bekçiler, onlarla alay etmek kasdi ile şöyle) derler “- O halde kendiniz (Allah'a) yalvarın.” Kâfirlerin yalvarıb yakarması ise hep boşunadır.

(Mümin 50)

Ali Rıza Sefa Meali:

Diyecekler ki: "Elçileriniz, size açık kanıtlar getirmemiş miydi?" "Evet, öyle!" diyecekler. "Öyleyse kendiniz yakarışta bulunun!" Oysa nankörlük edenlerin yaptıkları yakarışlar boşunadır.

(Mümin 50)

Ali Ünal Meali:

(O melekler ise), “Size gönderilen rasûller apaçık delillerle gelmediler mi?” diye sorarlar. Onlar, “Evet!” diye cevap verir. Melekler, “Madem öyle, biz değil, siz kendiniz yakarın!” derler. Kâfirlerin yalvarıp yakarmaları, elbette sonuçsuz kalmaya mahkûmdur.

(Mümin 50)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Cehennem bekçileri: “Peygamberler açık mucizeler ile size gelmediler mi?” derler. Onlar: “Evet, geldiler.” diye cevap verirler. Bekçiler: “Öyle ise siz kendiniz yalvarın.” derler. Fakat kâfirlerin yalvarması hep boşa gider.

(Mümin 50)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bekçiler, "Peygamberleriniz size apaçık deliller getirmediler mi?" diyecekler. Onlar da, "Getirdiler" cevabını vereceklerdir. Bunun üzerine bekçiler de, "O halde kendiniz yalvarınız" diyecekler. Halbuki kafirlerin yalvarması boşunadır.

(Mümin 50)

Bekir Sadak Meali:

Bekciler: «Size, belgelerle peygamberleriniz gelmis miydi?» derler. Onlar da: «Evet, gelmisti» derler. Bekciler: «O halde kendiniz yalvarin» derler. Inkarcilarin yalvarisi suphesiz bosunadir. *

(Mümin 50)

Besim Atalay Meali:

Derler ki: «Belgelerle size peygamberleriniz gelmemiş midir?»; «Evet!» derler, bekçiler de, diyeler ki: «Çağrınız boştur, kâfirlerin duaları sapıklıktadır!»

(Mümin 50)

Celal Yıldırım Meali:

Bekçiler, «size peygamberleriniz açık belgeler ve mu'cizelerle gelmediler mi ?» derler. Onlar, «evet geldiler,» diye cevap verirler. (Bunun üzerine bekçiler onlara:) «Öyle ise kendiniz duâ edin,» derler. Kâfirlerin duası elbette boş ve neticesizdir.

(Mümin 50)

Cemal Külünkoğlu Meali:

(Cehennem bekçileri) derler ki: “Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?” Onlar, “Evet, getirmişti” derler. (Bekçiler:) “Öyleyse kendiniz yalvarın” derler. Şüphesiz inkârcıların yalvarışı boşunadır. *

(Mümin 50)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bekçiler: "Size, belgelerle peygamberleriniz gelmiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet, gelmişti" derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın" derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.*

(Mümin 50)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

(Cehennem bekçileri) derler ki: "Size peygamberleriniz açık mucizeler getirmemiş miydi?" Onlar, "Evet, getirmişti" derler. (Bekçiler), "Öyleyse kendiniz yalvarın" derler. Şüphesiz kafirlerin duası boşunadır.

(Mümin 50)

Diyanet Vakfı Meali:

(Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.  *

(Mümin 50)

Edip Yüksel Meali:

Onlar da derler ki, 'Elçileriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydi?' 'Evet' derler. Bunun üzerine onlar, 'Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez.'

(Mümin 50)

Elmalılı Orjinal Meali:

Ya size, derler: beyyinelerle Resulleriniz geliyor değilmi idi ki? Evet, derler, öyle ise kendiniz dua edin derler, kafirlerin duası ise hep çıkmazdadır

(Mümin 50)

Elmalılı Yeni Meali:

Bekçiler: "Ya size peygamberleriniz mucizelerle gelmiyorlar mıydı ki?" derler. Onlar: " Evet." derler. Bekçiler: "Öyle ise kendiniz dua edin." derler. Kafirlerin duası ise hep çıkmazdadır.

(Mümin 50)

Erhan Aktaş Meali:

Görevliler: "Rasulleriniz, size kanıt içeren bilgilerle gelmediler mi?" derler. Onlar: "Evet, geldiler." derler. Görevliler: "O halde kendiniz yalvarıp yakarın; gerçeği yalanlayan nankörlerin duası ancak sapkıncadır." derler.

(Mümin 50)

Gültekin Onan Meali:

(Bekçiler:) "Size kendi Resulleriniz açık belgelerle gelmez miydi?" dediler. Onlar: "Evet" dediler. (Bekçiler:) "Şu halde siz dua edin" dediler. Oysa kafirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.

(Mümin 50)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bekçiler: “Size elçileriniz açık kanıtları getirmediler miydi?” diye sorarlar. Onlar: “Evet, getirmişlerdi” derler. Bekçiler: “Öyle ise kendiniz yakarın” derler. Kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlerin yakarması sadece şaşkınlıktadır/ boşa çıkmıştır.

(Mümin 50)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

(Bekçiler) derler ki: “Resûlleriniz size apaçık delillerle gelmedi mi?” Derler ki: “Evet.” (O zaman bekçiler) der ki: “O hâlde siz dua edin. Kâfirlerin duası her hâlükârda boş, faydasızdır.”

(Mümin 50)

Harun Yıldırım Meali:

(Bekçiler:) Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: Getirdiler, cevabını verirler. (Bekçiler ise): O halde kendiniz yalvarın, derler. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır.

(Mümin 50)

Hasan Basri Çantay:

(Bekçiler şöyle) söylediler (söylerler): "Size peygamberleriniz açık açık bürhanlar (mu'cizeler) getirmedi miydi"? (Öbürleri) "Evet (getirdi) dediler (derler). (Bekçiler de) "O halde (kendiniz) yalvarın!" dediler (derler). Halbuki kafirlerin düası hedef olmakdan başka (bir değeri haaiz) değildir.

(Mümin 50)

Hayrat Neşriyat Meali:

(Cehennemin bekçileri:) “Size peygamberleriniz mu'cizeler getirmiyorlar mıydı?” derler. Onlar: “Evet (getiriyorlardı)!” derler. (Bunun üzerine bekçiler:) “Öyle ise (kendiniz)duâ edin!” derler. Hâlbuki kâfirlerin duâsı, ancak boşuna (yorulmak)tır.(1)*

(Mümin 50)

Hubeyb Öndeş Meali: /

[hazinedarlar] "Elçileriniz size açık kanıtlarla hiç gelmedi mi?" dediler. [Ateşin içindekiler] "Tabiki" dediler. [hazinedarlar] "O halde siz dua edin. Kafirlerin [gerçeği örtenlerin] duası, ancak bir kayboluşun içindedir." dediler.

(Mümin 50)

Hüseyin Atay Meali:

Onlar "Size elçileriniz belgelerle gelmemiş miydi?" derler. Onlar da kuşkusuz "Evet" derler. Onlar "O halde yakarın" derler. İnkârcıların yakarışı şüphesiz boşunadır.

(Mümin 50)

İbni Kesir Meali:

Onlar da derler ki: Size peygamberleriniz burhanlarla gelmemişler miydi? Evet, derler. Öyleyse kendiniz yalvarın, derler. Kafirlerin yalvarışı şüphesiz boşunadır.

(Mümin 50)

İlyas Yorulmaz Meali:

Cehennem görevlileri ateşin içindekilere “Sizin elçileriniz size açık deliller getirmediler mi?” derler. Onlar da “Evet getirdi” derler. Cehennem görevlileri de onlara “İstediğiniz kadar çağırın. Ancak doğruları inkar edenlerin çağrıları boşu boşunadır” derler.

(Mümin 50)

İskender Ali Mihr Meali:

(Cehennem bekçileri) dediler ki: "Resûlleriniz, size beyyineler ile gelmediler mi?" "Evet." dediler. (Bekçiler): "Öyleyse siz dua edin (siz yalvarın) dediler." Kâfirlerin duası, sadece dalâlettir (dalâletin içindedir).

(Mümin 50)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Onlar da diyecekler: «Size elçileriniz apaçık belgeler getirmediler mi?» Diyecekler: «Evet, getirdiler.» «Öyleyse siz kendiniz yalvarın.» Oysaki tanımazların yalvarması boşunadır.

(Mümin 50)

Kadri Çelik Meali:

(Cehennem bekçileri,) “Size kendi peygamberleriniz apaçık belgelerle gelmemiş miydi?” derler. Onlar, “Evet” derler. (Cehennem bekçileri,) “O halde kendiniz yakarın, kâfirlerin yakarışı çıkmazda olmaktan (boşuna yalvarmaktan) başka bir şey değildir” derler.

(Mümin 50)

Mahmut Kısa Meali:

Melekler, “Elçileriniz size hakîkati açıkça ortaya koyan belgeler getirmemişler miydi?” diye soracaklar. Onlar ise, “Elbette getirmişlerdi fakat biz onları inkâr etmiştik!” diyecekler. Bunun üzerine melekler, “Madem öyle, o zaman Allah’a kendiniz yalvarın! Fakatşunu da bilin: Kâfirlerin duâsı, her zaman boşa gitmeye mahkûmdur!” Gelelim, bu kıssadan alınacak hisseye:

(Mümin 50)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

(Ne çare ki) onlar:" Peygamberiniz size açık açık delillerle gelmedi mi?" diye sorar. Masumca " Evet!” diye cevap verirler. Bu defa onlar: " O halde siz kendiniz edin dualar" Üzerlerine bu gelen azap aşamasından sonra kafirlerin duaları artık neticesiz kalır.

(Mümin 50)

Mehmet Türk Meali:

(Cehennemin bekçileri): “Size Peygamberleriniz apaçık belgeler getirmediler mi?” deyince, Onlar: “Evet (getirdiler)” derler. (Bekçiler de): “Öyle ise siz kendiniz duâ edin” derler. Kâfirlerin duâsı (bile) sapkınlıktan başka (bir şey) değildir.

(Mümin 50)

Muhammed Celal Şems Meali:

Onlar diyecekler ki: “Size peygamberleriniz apaçık delillerle gelmediler mi?” Onlar (da,) “Evet (geldiler,)” diyecekler. (Bunun üzerine bekçiler,) “Öyleyse dua edin,” diyecekler. Kâfirlerin duası, ancak boşa gider.

(Mümin 50)

Muhammed Esed Meali:

(Cehennemin bekçileri): "Elçileriniz size hakikatin bütün kanıtlarını getirmiş değiller miydi?" diye soracaklar. O (ateşdeki)ler, "Evet, öyleydi!" diyecekler. (Ve cehennemin bekçileri,) "Madem öyle yalvarıp durun!" diye cevap verecekler; çünkü inkar edenlerin yalvarması, avunmadan başka bir anlam taşımaz.

(Mümin 50)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Onlar da derler ki; "Elçileriniz size apaçık kanıtlarla gelmemiş miydi?" "Evet!" derler. Bunun üzerine onlar; "Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez," diye karşılık verirler.

(Mümin 50)

Mustafa Çavdar Meali:

Görevliler de: – Elçileriniz size, hakikatin apaçık belgeleri ile gelmedi mi? derler. – Onlar; – Evet, geldi. Derler. Bekçiler de: – O halde kendiniz yalvarıp yakarın. Fakat bugün gerçekleri örtbas eden kâfirlerin dua ile yalvarıp yakarması boşunadır.

Bknz: (3/131)

(Mümin 50)

Mustafa Çevik Meali:

47-50 Kendilerine yapılan öğüt ve uyarıları reddedenler ateşin içinde birbirleriyle tartışırken zayıf olanlar, küstahça kibirlilik taslamış olan yöneticilerine şöyle diyecekler: “Bizler, dünya hayatımızda sizlere uyduk. Sorunlarımızı çözme ve bize yardım etme sözleri vermiştiniz. Haydi şimdi şu azabı biraz olsun hafifletip bizden uzaklaştırın.” Büyüklük taslamış olan o kibirli önderleri de onlara: “Hepimiz aynı ateşin içindeyiz, elimizden ne gelir ki? Artık Allah hepimiz hakkında hükmünü verdi ve iş işten çoktan geçti.” diyecekler. Sonra da hep birlikte cehennem görevlerine, “Ne olur Rabbimize yalvarıp yakarın da ateşin azabını birazcık hafifletsin.” diyecekler. Cehennem görevlileri de onlara: “Sizi peygamberler ve kitaplar, apaçık âyetler ve delillerle uyarmadılar mı? Bizim Rabbimizden böyle bir talepte bulunma yetkimiz yok, sizler yalvarıp yakarın fakat biz biliyoruz ki bugün yalvarıp yakarmalar boşunadır.” diyecekler.

(Mümin 50)

Mustafa İslamoğlu Meali:

(Bekçiler) şöyle cevap verecek: "Elçileriniz size hakikatin apaçık belgeleriyle gelmemişler miydi?" (Berikiler): "Elbette (gelmişti)" diyecekler. (Bekçiler) diyecek ki: "O halde yalvarmaya devam edin! Ama inkarı tabiat edinenlerin yalvarması aldanışı (artırmaktan) başka bir sonuç vermez."

(Mümin 50)

Osman Okur Meali:

Bekçiler: "Size, açık delillerle Elçileriniz gelmemiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet, gelmişti" derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın" derler. İnkarcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.

(Mümin 50)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Derler ki: «Size peygamberleriniz, açık açık mucizeler ile gelivermekte değil mi idiler?» Derler ki: «Evet...» (Bekçiler de) Derler ki: «O halde siz yalvarınız. Kâfirlerin duaları ise beyhûde yere olmaktan başka değildir.»

(Mümin 50)

Ömer Öngüt Meali:

Bekçiler: "Size peygamberleriniz açık açık delillerle (mucizelerle) gelmemiş miydi?" derler. Onlar da: "Evet gelmişti. " derler. Bekçiler: "O halde kendiniz yalvarın. " derler. İnkârcıların yalvarışı şüphesiz boşunadır.

(Mümin 50)

Ömer Sevinçgül Meali:

Görevliler, “Size peygamberleriniz kesin belgelerle gelmemişler miydi?” diye sorarlar. “Evet gelmişlerdi” derler. “Öyleyse kendiniz yalvarın ‘bizim size aracılık etme yetkimiz yoktur, yardım da edemeyiz’!” derler. İnkarcıların yalvarması sonuçsuz bir çabadan ibarettir!

(Mümin 50)

Sadık Türkmen Meali:

Dediler ki: “Elçileriniz size apaçık kanıtları getirmezler miydi?” “Evet!” dediler. “O halde, siz yalvarın durun” dediler. Oysa, küfre sapmışların duası/yalvarması, boşa gitmekten başka bir şey değildir.

(Mümin 50)

Seyyid Kutub Meali:

Bekçiler dediler ki: «Peygamberleriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?» «Evet getirirlerdi» dediler. Bekçiler: «Öyleyse yalvarıp durun. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır» dediler.

(Mümin 50)

Suat Yıldırım Meali:

Onlar: "Peygamberleriniz size açık açık delillerle gelmediler mi?" deyince: "Evet!" diye cevap verirler. Bu defa onlar: "O halde siz kendiniz yalvaracaksanız yalvarın (biz sizin durumunuzdaki kimseler için dua etmeyiz.)" derler. Kafirlerin duaları ise neticesiz kalır.

(Mümin 50)

Süleyman Ateş Meali:

(Bekçiler) Dediler: "Elçileriniz size açık kanıtlar getirmezler miydi?" "Evet (getirirlerdi) dediler. (Bekçiler:) "Öyle ise yalvar(ıp dur)un. Nankörlerin yalvarması hep çıkmazdadır." dediler.

(Mümin 50)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Onlar şöyle karşılık verirler: "Elçileriniz, o açık belgelerle(mucizelerle) gelmediler mi?" "Evet" derler. Bekçiler: "O halde Sahibinize kendiniz yalvarın" derler. O kafirlerin yalvarışları sonuçsuz kalır.

(Mümin 50)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Cehennemin bekçileri: "Elçileriniz size apaçık deliller getirmedi mi?" derler. Onlar: "Evet, getirdi" derler. Cehennemin bekçileri: "Öyleyse kendiniz yalvarın" derler. Ama kafirler boşa yalvaracaktır.

(Mümin 50)

Şaban Piriş Meali:

Onlar da: -Size, apaçık belgelerle peygamberleriniz gelmedi mi? derler. -Evet, derler. Bekçiler de: -O halde kendiniz dua edin. Ama kafirlerin duası boşunadır, derler.

(Mümin 50)

Talat Koçyiğit Meali:

Onlar da şöyle derler "Size peygamberleriniz apaçık deliller getirmemişler miydi"? Onlar: "Evet, getirmişlerdi" derler. Bunun üzerine bekçiler de derler ki: "O halde kendiniz duâ edin. Zaten kâfirlerin duası boşunadır".

(Mümin 50)

Tefhimul Kuran Meali:

(Bekçiler:) «Size kendi peygamberleriniz apaçık belgelerle gelmez miydi?» dediler. Onlar: «Evet» dediler. (Bekçiler:) «Şu halde siz dua edin» dediler. Oysa kâfirlerin duası, çıkmazda olmaktan başkası değildir.

(Mümin 50)

Ümit Şimşek Meali:

Cehennem bekçileri derler ki: “Peygamberleriniz size apaçık deliller getirmedi mi?” Onlar “Evet” derler. Bekçiler ise “Öyleyse kendiniz dua edin,” derler. “Ama kâfirlerin duası boşunadır.”

(Mümin 50)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bekçiler derler ki: "Resulleriniz size açık seçik mesajlar getirmezler miydi?" Derler ki: "Elbette getirirlerdi!" Bekçiler: "O halde yalvarın durun; inkarcıların yakarışları çıkmazda kalıp gitmiştir." diye cevap verirler.

(Mümin 50)