40. Mümin Suresi / 52.ayet

O gün bizim elçilerimize ve ayetlerimize inanmayan zalimlere mazeret beyanları hiçbir işe yaramayacak. Onların hakkı lanetlenip dışlanmak ve en kötü bir yerde azaba mahkûm olmaktır.

Bknz: (45/34)»(45/35)

Mustafa Çavdar Meali

Mümin 52 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bir gündür o gün ki zalimlerin özürleri fayda vermez ve onlaradır lanet ve onlarındır kötü yeryurt.

(Mümin 52)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Zalimlere kendi (nefsi ve suni) mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun (mekân ve meskenin) en kötüsü de (cehennem de onlarındır).

(Mümin 52)

Abdullah Parlıyan Meali:

O gün yaratılış maksadı dışında bir hayat yaşayanlara mazeretlerinin hiçbir faydası olmayacak. Onlar için hem Allah'ın rahmetinden kovulmak, hem de yurtların en kötüsü vardır.

(Mümin 52)

Adem Uğur Meali:

O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!

(Mümin 52)

Ahmet Hulusi Meali:

O süreçte mazeret beyanları zalimlere fayda vermez... Hem o lanet (Allah'ın Esma kuvvelerinden uzak düşmüşlük) onlarındır ve hem de vatanın kötüsü onlarındır!

(Mümin 52)

Ahmet Tekin Meali:

O gün, inkâr ile, isyan ile baskı, zulüm ve işkence ile temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, hakka riayet etmeyen zâlimlerin özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Onlara lânet edilir. Kötü yurtta, Cehennemde kalırlar.

(Mümin 52)

Ahmet Varol Meali

O gün zalimlere özürleri yarar sağlamaz. Lanet onlaradır ve yurdun en kötüsü de onlaradır.

(Mümin 52)

Ali Bulaç Meali:

Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de.

(Mümin 52)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O gün, zalimlere özür dilemeleri fayda vermiyecektir; onlara lânet, (Allah'ın rahmetinden uzaklık) vardır, yurdun kötüsü de onlarındır.

(Mümin 52)

Ali Rıza Sefa Meali:

O gün, haksızlık yapanların özür dilemeleri yarar sağlamaz. Çünkü lanet ve kötü bir yurt onlar içindir.

(Mümin 52)

Ali Ünal Meali:

O gün, zalimlere ileri sürecekleri mazeretlerin hiç biri fayda vermez. Onların hakkı, Allah’ın rahmetinden ebedî mahrumiyettir ve onları bekleyen, çok kötü bir yerleşme yeridir.

(Mümin 52)

Bahaeddin Sağlam Meali:

İşte o gün zalimlerin mazeret beyan etmeleri, onlara bir fayda vermeyecektir. Onlara lanet edilecektir. Ve yerlerin en kötüsü onların olacaktır.

(Mümin 52)

Bayraktar Bayraklı Meali:

O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Onlar için hem lanet, hem de kötü barınak vardır.

(Mümin 52)

Bekir Sadak Meali:

O gun zalimlere, ozur beyan etmeleri fayda vermez. Lanet onlaradir. Yurdun kotusu de onlaradir.

(Mümin 52)

Besim Atalay Meali:

Zalimlerin özürü, o gün bir fayda vermez, lânet onlara, kötü yurt da onlara!

(Mümin 52)

Celal Yıldırım Meali:

O gün zâlimlere özür dilemeleri fayda vermez. Hem lanet, hem kötü yurt onlaradır.

(Mümin 52)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O gün zalimlere mazeretlerinin hiçbir faydası olmayacaktır. Onların payına her türlü iyilikten yoksun bırakılma ve korkunç bir yerleşim yeri (cehennem) düşecektir.

(Mümin 52)

Diyanet İşleri Eski Meali:

O gün zalimlere, özür beyan etmeleri fayda vermez. Lanet onlaradır. Yurdun kötüsü de onlaradır.

(Mümin 52)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

O gün zalimlere, mazeretleri fayda vermez. Lanet de onlaradır, kötü yurt da onlaradır.

(Mümin 52)

Diyanet Vakfı Meali:

O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!

(Mümin 52)

Edip Yüksel Meali:

O gün zalimlere özürleri bir yarar sağlamaz. Onlar laneti ve en kötü sonu hakkederler.

(Mümin 52)

Elmalılı Orjinal Meali:

O gün kü zalimlere özür dilemeleri faide vermez, onlara la'net vardır ve onlara yurdun kötüsü vardır

(Mümin 52)

Elmalılı Yeni Meali:

O gün ki, zalimlere, özür dilemeleri fayda vermez. Onlara lanet vardır ve onlara yurdun kötüsü (cehennem) vardır.

(Mümin 52)

Erhan Aktaş Meali:

O gün zalimlere, mazeretleri yarar sağlamaz. Onlara lanet[1] okunacak ve yurtların en kötüsü onlar içindir.

1)Lanet: Dışlamak, uzaklaştırmak; iyilik, lütuf ve merhametten yoksun bırakmak; beddua ve hakarette bulunmak.

(Mümin 52)

Gültekin Onan Meali:

Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de.

(Mümin 52)

Hakkı Yılmaz Meali:

O gün şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapan kimselere özür dilemeleri yarar sağlamaz. Ve onlara dışlanarak mahrum bırakılma vardır, yurdun en kötüsü de onlar içindir.

(Mümin 52)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

O gün bu zalimlere, öne sürdükleri bahaneler fayda vermez. Onlara lanet vardır. En kötü yurt da onlaradır.

(Mümin 52)

Harun Yıldırım Meali:

O gün zalimlere, özür dilemeleri hiçbir fayda sağlamaz. Artık lânet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!

(Mümin 52)

Hasan Basri Çantay:

O gün özür dilemeleri zalimlere asla faide etmeyecekdir. La'net onların, fena yurd da onlarındır.

(Mümin 52)

Hayrat Neşriyat Meali:

O gün zâlimlere, özür dilemeleri fayda vermez; artık onlar için lâ'net vardır ve yurdun kötüsü onlarındır.

(Mümin 52)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(51-52) Gerçekten biz, Elçilerimize ve inanmış olanlara dünya hayatında [ilk hayatta] ve şahitlerin ayağa kalkacağı günde yani zalimlere bahanelerinin fayda vermeyeceği, kendilerine [zalimlere] lanet [rahmetten engelleme] olacağı ve yurdun kötüsünün kendilerine [zalimlere] ait olduğu günde mutlaka yardım ederiz.

(Mümin 52)

Hüseyin Atay Meali:

O gün, haksızlık edenlerin suçsuzluklarını savunmaları yarar sağlamaz. Lanet onlaradır. Yurdun kötüsü de onlaradır.

(Mümin 52)

İbni Kesir Meali:

O gün; mazeretleri zalimlere fayda vermez. La'net onların, yurdun kötüsü de onlarındır.

(Mümin 52)

İlyas Yorulmaz Meali:

O hesap günü zulmedenlerin getireceği mazeretler kendilerine hiçbir yarar sağlamayacak. Lanet onların üzerinedir ve kalınacak yerlerin en kötüsü de onlar için ayrılmıştır.

(Mümin 52)

İskender Ali Mihr Meali:

Zalimlere mazeretlerin fayda vermeyeceği gün, lânet ve kötü yurt onlar içindir.

(Mümin 52)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

O gün kıyıcıların engellerini ileri sürmeleri hiçbir işe yaramıyacaktır. O gün onlar için yalnız lanet hem de kötü bir yurt vardır.

(Mümin 52)

Kadri Çelik Meali:

O gün zalimlere kendi mazeretleri hiç bir yarar sağlamaz ve lanet de onlarındır; yurdun en kötüsü de.

(Mümin 52)

Mahmut Kısa Meali:

O Gün zâlimlere, öne sürecekleri hiçbir bahane fayda vermeyecek. Aksine, Allah’ın rahmetinden yoksun bırakılarak lânete uğrayacaklar; sonra da, cehennem denilen o korkunç yurda sürülecekler! Evet; Elçilerimize ve onları izleyen müminlere mutlaka yardım edeceğiz. Nitekim:

(Mümin 52)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

İşte o gün zalimlere mazeretleri fayda vermez. Onlara sadece lanet ve kötü bir yurt vardır.

(Mümin 52)

Mehmet Türk Meali:

Artık o gün zâlimlere özür dilemeleri hiçbir fayda vermez. Onlar için sadece lânet ve yurdun en kötüsü (olan cehennem) vardır.

(Mümin 52)

Muhammed Celal Şems Meali:

O gün, özürleri zalimlere hiç fayda vermeyecek. (Allah’ın) laneti üzerlerinde olacak. (Kalacakları) evleri (de ne) kötü olacak.

(Mümin 52)

Muhammed Esed Meali:

O Gün zalimlere mazeretlerinin hiçbir faydası olmayacak, onların payına her türlü iyilikten yoksun bırakılma ve korkunç bir son düşecektir.

(Mümin 52)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

O gün zalimlere mazeretleri bir yarar sağlamaz. Onlara lanet edilir. Onlar için yerin en kötüsü vardır.

(Mümin 52)

Mustafa Çavdar Meali:

O gün bizim elçilerimize ve ayetlerimize inanmayan zalimlere mazeret beyanları hiçbir işe yaramayacak. Onların hakkı lanetlenip dışlanmak ve en kötü bir yerde azaba mahkûm olmaktır.

Bknz: (45/34)»(45/35)

(Mümin 52)

Mustafa Çevik Meali:

Hesap Günü’nde müşriklerin mazeret beyan etmelerinin ise kendilerine hiçbir yararı olmayacak, onlara orada da lanet olunacak her türlü iyilikten mahrum bırakılıp azabın en korkunç olanına mahkûm edilecekler.

(Mümin 52)

Mustafa İslamoğlu Meali:

O gün zalimlere mazaretlerinin hiçbir yararı olmayacak; onların payına düşen Allah'ın rahmetinden dışlanmak ve en berbat yurda konmak olacak.

(Mümin 52)

Osman Okur Meali:

O gün zalimlere, özür beyan etseler (bile) fayda vermez. Lanet onlaradır. Yurdun kötüsü de onlaradır.

(Mümin 52)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O gün ki, zalimlere mazeretleri fâide vermez ve onlar için lânet vardır. Ve onlar için yurdun kötüsü vardır.

(Mümin 52)

Ömer Öngüt Meali:

O gün zâlimlere özür beyan etmeleri hiçbir fayda sağlamaz. Lânet onlaradır, en kötü yurt da onlarındır.

(Mümin 52)

Ömer Sevinçgül Meali:

O gün zalimlere mazeretleri fayda vermez. Lânet de onlaradır, yurdun kötüsü de!

(Mümin 52)

Sadık Türkmen Meali:

O gün mazeretleri, zalimlere fayda sağlamaz. Onlar için lânet ve yurtların en kötüsü vardır.

(Mümin 52)

Seyyid Kutub Meali:

O gün zalimlere, özür beyan etmeleri fayda vermez, lanet onlaradır. Yurdun kötüsü de onlaradır.

(Mümin 52)

Suat Yıldırım Meali:

O gün zalimlere mazeretleri fayda sağlamaz. Onlara sadece lanet vardır! Onlara sadece kötü bir yurt vardır!

(Mümin 52)

Süleyman Ateş Meali:

O gün zalimlere, ma'zeretleri fayda vermez. Onlar için la'net ve yurt(lar)ın en kötüsü vardır.

(Mümin 52)

Süleymaniye Vakfı Meali:

O gün yanlış yapanlara, özür beyan etmelerinin bir faydası olmaz. Hak ettikleri dışlanmadır(lanettir), hak ettikleri yurdun kötüsüdür.

(Mümin 52)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

O Gün zalimlerin özür beyan etmelerinin hiçbir faydası olmaz; Allah'ın rahmetinden mahrum kalır ve cehenneme atılırlar.

(Mümin 52)

Şaban Piriş Meali:

O gün zalimlere mazeretleri bir fayda vermez. Onlara lanet edilir. Onlara en kötü mesken vardır.

(Mümin 52)

Talat Koçyiğit Meali:

O gün zâlimlere mazeretleri hiç fayda vermez. Lanet onlar içindir; en kötü mesken de onlar içindir.

(Mümin 52)

Tefhimul Kuran Meali:

Zalimlere kendi mazeretlerinin hiçbir yarar sağlamayacağı gün; lanet de onlarındır, yurdun en kötüsü de.

(Mümin 52)

Ümit Şimşek Meali:

O gün zalimlere mazeretleri bir fayda vermez; lânet de onların, yurdun kötüsü de onlarındır.

(Mümin 52)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

O gün ileri sürdükleri özürleri, zalimlere yarar sağlamayacaktır. Lanet var onlar için ve yurtların en kötüsü onların.

(Mümin 52)