23. Muminun Suresi / 102.ayet

O gün kimin iyilikleri ağır basarsa, işte bunlar kurtuluşa erecek olanlar.

Bknz: (7/8)»(7/9)(101/6)»(101/11)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 102 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Kimin iyilikleri ağır gelirse o çeşit kişilerdir kurtulanlar, muratlarına erenler.

(Müminun 102)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Ahirette) Her kimin (ibadet ve hasenat) tartıları ağır gelirse, işte onlar ebedi kurtuluşa (ve cennet yurduna) ulaşacaklardır.

(Müminun 102)

Abdullah Parlıyan Meali:

Ve o gün iyi eylem ve davranışları tartıda ağır gelen kimseler, işte kazananlar bunlardır.

(Müminun 102)

Adem Uğur Meali:

Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Ahmet Hulusi Meali:

Kimin ölçüm değerleri (tartısı) ağır gelirse, işte onlar kurtulacakların ta kendileridir.

(Müminun 102)

Ahmet Tekin Meali:

Hayırlı amellerinin, sevaplarının kefeleri ağır basanlar, onlar, işte onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.

(Müminun 102)

Ahmet Varol Meali

Kimlerin tartıları ağır gelirse işte onlar kurtulanlardır.

(Müminun 102)

Ali Bulaç Meali:

Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Ali Fikri Yavuz Meali:

O zaman (kıyamette) kimin hasenat tartıları ağır gelirse, işte onlar zafere kavuşacaklardır.

(Müminun 102)

Ali Rıza Sefa Meali:

Artık, kimin tartısı ağır gelirse; kurtuluşa erişenler, işte onlardır.

(Müminun 102)

Ali Ünal Meali:

(Herkes, dünyada iken yaptıklarıyla baş başadır.) Artık kimin (hakka uygun) iyilikleri olur da bunlar tartıda ağır basarsa, onlar nihaî başarı ve kurtuluşa ermiş olanlardır.

(Müminun 102)

Bahaeddin Sağlam Meali:

O gün kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar asıl kurtulmuş olanlardır.

(Müminun 102)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Sevap tartıları ağır gelenler, işte onlar, mutluluğa erenlerdir.

(Müminun 102)

Bekir Sadak Meali:

Tartilari agir gelenler, iste onlar kurtulusa ermis olanlardir.

(Müminun 102)

Besim Atalay Meali:

Terazisi ağır gelen kurtulur

(Müminun 102)

Celal Yıldırım Meali:

(102-103) Artık kimin terazide tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin kendileridir. Kimin de terazide tartıları hafif gelirse, işte onlar da kendilerine zarar verenlerdir; Cehennem'de devamlı kalıcılardır.

(Müminun 102)

Cemal Külünkoğlu Meali:

O zaman kimin tartıları (iyilikleri) ağır gelirse, işte onlar zafere kavuşacaklardır.

(Müminun 102)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.

(Müminun 102)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Artık kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Diyanet Vakfı Meali:

Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Edip Yüksel Meali:

Tartıları ağır gelenler, işte onlar kazanacaklardır.

(Müminun 102)

Elmalılı Orjinal Meali:

O zaman her kimin tartıları ağır gelirse işte onlar o felah bulanlardır

(Müminun 102)

Elmalılı Yeni Meali:

O zaman her kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar o kurtuluş bulanlardır.

(Müminun 102)

Erhan Aktaş Meali:

Kimlerin tartısı ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Gültekin Onan Meali:

Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Hakkı Yılmaz Meali:

Böylece kimlerin tartıları ağır basarsa, işte onlar asıl kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Mizanı (iman ve salih amellerle) ağır gelen kimse, işte bunlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Harun Yıldırım Meali:

Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa, işte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Hasan Basri Çantay:

Artık kimin (sevab) tartıları ağır gelirse onlar korkduklarından emin, umduklarına nail olanların ta kendileridir.

(Müminun 102)

Hayrat Neşriyat Meali:

Artık (sevab cihetiyle) kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar gerçekten kurtuluşa erenlerdir!(3)*

(Müminun 102)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Artık, kim[ler]'in tartıları ağır geldiyse, işte onlar başarılı olanların ta kendileridir.

(Müminun 102)

Hüseyin Atay Meali:

Tartıları ağır gelenler, işte onlar başarıya ulaşanlardır.

(Müminun 102)

İbni Kesir Meali:

Tartıları ağır gelenler; işte onlar, felaha ermiş olanların kendileridir.

(Müminun 102)

İlyas Yorulmaz Meali:

Sonra kimin terazisi ağır gelirse, artık onlar kurtulmuşlardır.

(Müminun 102)

İskender Ali Mihr Meali:

O zaman kimin mizanı (sevap tartıları) ağır gelirse işte onlar, felâha erenlerdir.

(Müminun 102)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Artık kimin tartısı ağır gelecek olursa o onacaktır.

(Müminun 102)

Kadri Çelik Meali:

Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Mahmut Kısa Meali:

Kimin iyilikleri adâlet terazisinde ağır basarsa, işte onlar, kesinlikle kurtuluşa ereceklerdir.

(Müminun 102)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Nihayetinde kimin tartısı ağır basarsa o kurtuluşa erenlerden olacaktır.

(Müminun 102)

Mehmet Türk Meali:

Artık (o gün) kimin (sevap) tartısı ağır basarsa onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Muhammed Celal Şems Meali:

O zaman (amel) yükleri (kimin) ağır gelirse, muratlarına erecek olanlar (da,) onlardır.

(Müminun 102)

Muhammed Esed Meali:

Ve (o Gün, iyi eylem ve davranışları) tartıda ağır gelen kimseler; işte kurtuluşa erişecek olanlar böyleleridir.

(Müminun 102)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Artık kimlerin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır.

(Müminun 102)

Mustafa Çavdar Meali:

O gün kimin iyilikleri ağır basarsa, işte bunlar kurtuluşa erecek olanlar.

Bknz: (7/8)»(7/9) - (101/6)»(101/11)

(Müminun 102)

Mustafa Çevik Meali:

101-111 Kıyamet Günü gelip de Sûr’a üflenildiğinde, artık ne soyun sopun ne de başka bir yakınlığın ve dostluğun kimseye faydası dokunmayacaktır. O Gün kimsenin, kimseyi soracak, ya da görecek hali olmayacak, herkes hak ettiğinin karşılığını görmek üzere bir araya toplanacak, Allah’ı layıkıyla kavrayıp, davetine icabet edip, O’na karşı sorumluluklarını yerine getirenlerin salih amelleri terazilerinde ağır basacak. Böyleleri umduklarına kavuşup, mutlu olacaklar. Allah’ın kitapları ve peygamberleri ile yaptığı davetten yüz çevirenler, amellerinin tartıda hafif gelmesi ile hüsrana uğrayıp cehenneme sürüklenecekler. Cehennem ateşi de onların yüzlerini kavuracak, dudakları yanıp dökülecek, dişleri dışarıda acılar içinde kıvranıp duracaklar. O Gün Allah onlara şöyle diyecek “Âyetlerim sizlere okunup, tebliğ edilirken, onları yalan sayıp reddedenler sizler değil miydiniz?” Onlar da şöyle cevap verecekler: “Ey Rabbimiz! Kibrimizin, nankörlük ve azgınlığımızın kurbanı olduk. Bu yüzden daveti umursamadık. Ey Rabbimiz! Bizi bu ateşten çıkarıp bize bir fırsat daha ver. Eğer tekrar şirke ve küfre dönersek o zaman bizi kendine zulmeden zalimlerden, ebedî cehennemliklerden kıl.” Allah bu defa da onlara: “Siz hak ettiğiniz o azabın içinde devamlı kalacaksınız boşuna feryat edip durmayın, siz verilen nimetleri ve zamanı, yapılan uyarılara rağmen gerektiği gibi kullanmayıp, heder ettiniz. Hâlbuki sizin aranızda yaratılış sebebine uygun yaşamak uğrunda ellerinden gelen gayreti gösterenler de vardı. Fakat siz onlarla alay edip dururken, onlar “Ey Rabbimiz! Biz Senin merhametine, şefkatine ve affına sığınıyoruz.” diye dua ediyorlardı. Ey müşrikler! Mü’minlerin imanları ile alay etmenin yanında, âyetlerimiz üzerinde düşünmeyi aklınıza bile getirmediniz. İşte Ben de bugün, mü’minleri sizin zulmünüze, alaycı tavırlarınıza karşı imanlarından taviz vermeden direnmeleri ve Rablerine güvenmelerinden dolayı cennet ile ödüllendiriyorum. Gerçek başarı, kazanç ve mutluluk budur.”

(Müminun 102)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Derken, kimin (iyilikleri) tartıda ağır gelirse işte kurtuluşa erenler onlar olacaktır.

(Müminun 102)

Osman Okur Meali:

(Sevap) Tartıları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa ermiş olanlardır.

(Müminun 102)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Artık kimin tartıları ağır gelirse işte felâh bulmuş olanlar, onlardır.

(Müminun 102)

Ömer Öngüt Meali:

Kimin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir.

(Müminun 102)

Ömer Sevinçgül Meali:

Tartıları ağır gelenler kurtuluşa erer, umduklarını elde ederler.

(Müminun 102)

Sadık Türkmen Meali:

Kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulmuş olanlardır.

(Müminun 102)

Seyyid Kutub Meali:

Kimlerin tartıları ağır gelirse onlar kurtuluşa ermişlerdir.

(Müminun 102)

Suat Yıldırım Meali:

O gün kimin iyilikleri mizanda ağır basarsa onlar kurtulacaklar.

(Müminun 102)

Süleyman Ateş Meali:

Kimlerin (eylemlerinin) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Artık kimin iyilikleri ağır basarsa onlar umduklarına kavuşacaklardır.

(Müminun 102)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

(102-103) Tartıları ağır gelenler kurtulur, tartıları hafif gelenler ise hüsrana uğrar. İşte onlar, temelli cehennemde kalacaklardır.

(Müminun 102)

Şaban Piriş Meali:

Kimlerin tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa ermişlerdir.

(Müminun 102)

Talat Koçyiğit Meali:

Kimin tartıları ağır basarsa, işte kurtuluşa erenler onlardır.

(Müminun 102)

Tefhimul Kuran Meali:

Artık kimin tartısı ağır basarsa, işte onlar, kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.

(Müminun 102)

Ümit Şimşek Meali:

Kimin tartısı ağır gelirse, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.

(Müminun 102)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır.

(Müminun 102)