23. Muminun Suresi / 43.ayet

Zira hiç bir toplum helak olma ecelini sürecini ne öne alabilir ne de erteleyebilir.

Bknz: (7/34)(10/49)(16/61)

Mustafa Çavdar Meali

Müminun 43 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Hiçbir ümmet, helak edilmesi mukadder olan zamanı ileriye alamayacağı gibi geriye de atamaz.

(Müminun 43)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

(Zaten) Ümmetlerden (millet ve medeniyetlerden) hiçbiri, kendisine tespit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne erteleyebilir.

(Müminun 43)

Abdullah Parlıyan Meali:

Hiçbir ümmet, dünyadaki yaşama süresini ne öne alabilir, ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Adem Uğur Meali:

Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Ahmet Hulusi Meali:

Hiçbir topluluk ne ömrünü aşabilir, ne de erken gidebilir!

(Müminun 43)

Ahmet Tekin Meali:

Hiçbir millet, belirlenmiş vadeden önce helâk olmaz, vadelerini erteleyemezler de.

(Müminun 43)

Ahmet Varol Meali

Hiçbir ümmet ne ecelinden öne geçebilir, ne de geriye bırakılırlar.

(Müminun 43)

Ali Bulaç Meali:

Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne erteleyebilir.

(Müminun 43)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Hiç bir ümmet, ecelini, (mukadder helâk zamanını) geçip öne alamaz ve geriletemez.

(Müminun 43)

Ali Rıza Sefa Meali:

Hiçbir topluluk, belirlenmiş süresini öne alamaz ve erteleyemez.

(Müminun 43)

Ali Ünal Meali:

(Her bir neslin başından geçenler ortaya koydu ki,) herhangi bir toplum vadesini ne öne alabilmekte, ne de erteleyebilmektedir.

(Müminun 43)

Bahaeddin Sağlam Meali:

(Onlardan) hiçbir toplum (kendileri için mukadder olan) sürelerini ne geçebilirler ne de ondan geri kalabilirler.

(Müminun 43)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Bekir Sadak Meali:

Hicbir ummet, kendi suresini ne cabuklastirabilir ve ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Besim Atalay Meali:

Hiçbir ümmet, gününden ne öne geçer, ne dahi geri kalır

(Müminun 43)

Celal Yıldırım Meali:

Hiçbir ümmet (yok edilip silinecek) süresini ne ileri geçer, ne de geri kalır, (belirlenmiş vakit gelince ilâhî hüküm tecelli eder.)

(Müminun 43)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Hiçbir ümmet kendi süresini ne öne alabilir ve ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Hiçbir ümmet, kendi süresini ne çabuklaştırabilir ve ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Hiçbir ümmet, kendi ecelinin önüne geçemez, onu geciktiremez de.

(Müminun 43)

Diyanet Vakfı Meali:

Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Edip Yüksel Meali:

Hiç bir toplum kendisi için belirlenmiş süreyi çabuklaştıramaz, geciktiremez.

(Müminun 43)

Elmalılı Orjinal Meali:

Hiç bir ümmet, ecelini sebkedemez ve geriletemezler

(Müminun 43)

Elmalılı Yeni Meali:

Hiç bir ümmet ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Erhan Aktaş Meali:

Hiçbir ümmet[1] ecelini[2] öne alamaz ve erteleyemez.

1)Toplum.
2)Süresini.

(Müminun 43)

Gültekin Onan Meali:

Ümmetlerden hiçbiri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne erteleyebilir.

(Müminun 43)

Hakkı Yılmaz Meali:

Hiçbir önderli toplum, kendi ecelini öne alamaz, erteleyemez de.

(Müminun 43)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Hiçbir ümmet, ne ecelinin önüne geçebilir ne de onun gerisinde kalabilir.

(Müminun 43)

Harun Yıldırım Meali:

Hiçbir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Hasan Basri Çantay:

Hiçbir ümmet (helakleri için mukadder) vaktini beriye getiremeyeceği gibi (bundan) geri de kalamazlar.

(Müminun 43)

Hayrat Neşriyat Meali:

Hiçbir ümmet ecelinden ne öne geçebilir, ne de geri kalabilir.

(Müminun 43)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Hiçbir toplum, kendi süre sonunun önüne geçemez ve ertelemeyi de isteyemez.

(Müminun 43)

Hüseyin Atay Meali:

Hiçbir millet, kendi süresini ne öne alabilir, ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

İbni Kesir Meali:

Hiç bir ümmet, kendi süresini öne de alamaz, geriye de bırakamaz.

(Müminun 43)

İlyas Yorulmaz Meali:

Hiçbir topluluk (ümmet) Allah'ın onlar için tespit ettiği zamandan önce yok olmaz, tespit edilen zamandan fazlada yaşamaz.

(Müminun 43)

İskender Ali Mihr Meali:

(Hiç)bir ümmet, ecelini (süresini) erkene alamaz ve tehir edemez.

(Müminun 43)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Hiçbir topluluk sonunu ne yaklaştırabilir, ne de uzaklaştırabilir.

(Müminun 43)

Kadri Çelik Meali:

Ümmetlerden hiç biri, kendisine tespit edilmiş ecelinden öne geçemez ve geri kalamaz.

(Müminun 43)

Mahmut Kısa Meali:

Helâk edilme vakti gelen bir toplum, ecelini ne bir an öne alabilir, ne de bir an geciktirebilir.

(Müminun 43)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

.*Ümmetlerin eceli ne öne ne de geriye alınır. *Bir birbiri ardınca Resulleri

(Müminun 43)

Mehmet Türk Meali:

Hiç bir ümmet,1 kendi ecelini öne de alamaz, geriye de bırakamaz.2*

(Müminun 43)

Muhammed Celal Şems Meali:

Hiçbir ümmet, (yok olma) süresini ne (kaçıp) aşabilir, ne (de) ondan geri kalıp (kurtulabilir.)

(Müminun 43)

Muhammed Esed Meali:

çünkü hiçbir ümmet kendi süresini ne öne alabilir; ve ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Hiçbir toplum, kendisi için belirlenmiş süreyi kısaltamaz ya da geciktiremez.

(Müminun 43)

Mustafa Çavdar Meali:

Zira hiç bir toplum helak olma ecelini sürecini ne öne alabilir ne de erteleyebilir.

Bknz: (7/34) - (10/49) - (16/61)

(Müminun 43)

Mustafa Çevik Meali:

Azapla helak edilmeyi hak eden hiçbir toplum, Allah’ın yasası gereğince yok oluş süresini ne uzatabilir ne de öne alabilir.

(Müminun 43)

Mustafa İslamoğlu Meali:

herhangi bir toplum sonu yasayla belirlenmiş süresini ne savuşturabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Osman Okur Meali:

Hiçbir ümmet, kendi süresini ne çabuklaştırabilir ve ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Hiçbir ümmet, ecelini geçemez ve geriye de kalamaz.

(Müminun 43)

Ömer Öngüt Meali:

Hiçbir millet ne süresinden ileri geçebilir, ne de geri kalabilir.

(Müminun 43)

Ömer Sevinçgül Meali:

Bir topluluk ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Sadık Türkmen Meali:

Hiçbir toplum (azabı hak edince) süresini ileri geçemez ve öne de alınmaz.

(Müminun 43)

Seyyid Kutub Meali:

Hiç bir ümmet, ecelini ne öne alabilir ve ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Suat Yıldırım Meali:

Hiç bir ümmet vadesini ne öne alabilir ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Süleyman Ateş Meali:

Hiçbir ümmet, ne süresinden ileri geçebilir, ne de geri kalabilir.

(Müminun 43)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Bir toplum[1] ecelini ne öne alabilir, ne de geciktirebilir.

1) TOPLUM(ümmet) ve TOPLULUK(kavim) çeviril yapılmıştır. Çünkü ümmet bir liderin etrafında toplanma bilincinde olan topluluk iken KAVİM için bir liderin etrafında toplanma zorunluluğu yok. ÜMMET'in hamuru maruf ve din iken KAVİM, ırk, aynı zaman diliminde aynı coğrafyayı paylaşma gibi irade dışı kaynaklardan besleniyor. Hangi kavme üye olduğunuzu siz seçemiyorsunuz ama hangi ümmete dahil olacağınız tercihi kişinin iradesinde. İşte bu önemli detay nedeniyle çeviriye bu farkı mutlaka yansıtmamız ve meal çalışmasının tamamını elden geçirmemiz gerekir. Ben ÜMMET VE KAVİM geçen bütün ayetlere gerekli düzenleme tekliflerini yaptım ve yapıyorum. Lütfen onay makamı olarak tekliflerimi bu açıklama ışığında değerlendiriniz. En önemli delil :Nahl 16/120 ve Enam 6/38, Kavim ve Ümmet kelimelerinin aynı cümle içinde kullanıldığı ayet Araf 7/159

(Müminun 43)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bir toplum ecelini ne öne alabilir, ne de geciktirebilir.

(Müminun 43)

Şaban Piriş Meali:

Hiç bir toplum süresini ne öne alabilir ne de geri bırakabilir.

(Müminun 43)

Talat Koçyiğit Meali:

Hiçbir ümmet ne kendi ecelinin önüne geçebilir; ne de ondan geri kalır.

(Müminun 43)

Tefhimul Kuran Meali:

Ümmetlerden hiç biri, kendisine tesbit edilmiş eceli ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Ümit Şimşek Meali:

Bir ümmet, ecelini ne öne alabilir, ne de erteleyebilir.

(Müminun 43)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Hiçbir ümmet ne süresinden ileri geçebilir ne de geri kalır.

(Müminun 43)