16. Nahl Suresi / 61.ayet

Eğer Allah, insanları yaptıkları zulümler sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki Allah, onları belirlenmiş bir süreye kadar erteler. Onların süreleri dolunca artık ne bir an geciktirebilirler ne de öne çekebilirler.

Bknz: (18/58)(29/53)»(29/54)(35/37)(35/45)(42/14)

Mustafa Çavdar Meali

Nahl 61 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Allah, insanları zulümleri yüzünden helak etseydi yeryüzünde yürür bir tek mahluk kalmazdı, fakat onlara azap etmeyi mukadder bir zamana tehir etti; vakitleri gelince de ne bir an geri kalırlar, ne bir an önce gelipçatar o mukadder vakit.

(Nahl 61)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle (hemen) sorguya çekecek (ve cezasını verecek) olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiçbir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

(Nahl 61)

Abdullah Parlıyan Meali:

Allah, insanları yaratılış gayeleri dışında yaşamalarından dolayı, hemen helak ediverecek olsaydı, yeryüzünde yürüyen hiçbir canlı kalmazdı. Ne var ki, onları belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar erteliyor, süreleri dolduğu zaman, sonlarını bir an olsun, ne geciktirebilirler, ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

Adem Uğur Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Ahmet Hulusi Meali:

Eğer Allah insanları zulümlerinden dolayı sorumlu tutup sonucunu hemen yaşatsaydı, (arz) üzerinde hiçbir DABBE (insan değil insan bedeni) bırakmazdı! Fakat onları hükmedilmiş bir vakte tehir ediyor... Ecelleri geldiği vakit de ne bir saat geri kalırlar, ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Ahmet Tekin Meali:

Eğer Allah, günahları, isyanları ve inkârları yüzünden insanları anında cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde cezalandırmadık hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onlara belli bir müddete kadar vâde tanıyor. Ecelleri geldiği zaman, onu ne bir an erteleyebilirler, ne de belirlenmiş vadeyi öne alabilirler.

(Nahl 61)

Ahmet Varol Meali

Eğer Allah insanları zulümlerinden dolayı ele alsaydı (yer) üzerinde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar ertelemektedir. Ecelleri geldiğinde artık ne bir saat geri bırakılırlar ne de öne alınırlar.

(Nahl 61)

Ali Bulaç Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

(Nahl 61)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Eğer Allah, zulümleri (günahları) yüzünden insanları hesaba çekiverseydi, yeryüzünde kımıldayan tek bir canlı bırakmazdı. Fakat Allah, onları takdir edilen bir müddete kadar geciktirir. Müddetleri (ecelleri) de geldiği zaman, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Ali Rıza Sefa Meali:

Allah, yaptıkları haksızlıklar yüzünden insanları hemen cezalandırsaydı, onun üzerinde hiçbir yaratık bırakmazdı. Fakat belirlenmiş bir süreye dek onları erteliyor. Sonunda süreleri dolduğunda, ne bir saat ertelenirler ne de öne alınırlar.

(Nahl 61)

Ali Ünal Meali:

Eğer Allah, (şirkten daha başka hatalarına kadar) zulümleri sebebiyle insanları hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hareket eden tek bir canlı bırakmazdı; fakat O, onları takdir buyurduğu bir vadeye kadar bekletmektedir. Vadeleri gelince, onu ne bir an geciktirebilirler, ne de bir an öne alabilirler.

(Nahl 61)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Eğer Allah, zulümlerinden dolayı insanları azaplandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir süreye kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman, artık ne bir saat tehir edilirler ne de öne alınırlar.

(Nahl 61)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Eğer Allah, zulümlerinden dolayı insanları hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat, onları belli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Bekir Sadak Meali:

Allah insanlari haksizliklarindan oturu yakalayacak olsaydi, yeryuzunde canli birakmazdi. Fakat onlari belirli bir sureye kadar erteler. Sureleri dolunca onu ne bir saat geciktirebilirler ne de one alabilirler.

(Nahl 61)

Besim Atalay Meali:

Zulümleri yüzünden, Allah insanları yakalasaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı; lâkin, onları adanmış bir vakte dek bırakır; vakitleri gelince, ne bir saat gecikirler, ne de öne geçerler

(Nahl 61)

Celal Yıldırım Meali:

Eğer Allah, insanları zulümlerinden dolayı (hemen) cezâlandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki onları belli bir süreye kadar geciktirir. Artık onların eceli gelince ne bir an gecikebilirler, ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Eğer Allah, insanları (bu dünyada) yaptıkları kötülüklerden dolayı hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler. *

(Nahl 61)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Allah insanları haksızlıklarından ötürü yakalayacak olsaydı, yeryüzünde canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca onu ne bir saat geciktirebilirler ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Diyanet Vakfı Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, orada hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Edip Yüksel Meali:

ALLAH zulümlerinden dolayı insanları cezalandırsaydı orada bir yaratık bırakmazdı; ne var ki onları belli bir süreye kadar erteler. Sürelerinin sonu geldiği zaman da ne bir saat öne alınırlar, ne de ertelenirler.

(Nahl 61)

Elmalılı Orjinal Meali:

Maamafih Allah insanları zulümleriyle muahaze ediverse idi Yer yüzünde bir deprenen bırakmazdı, velakin onları mukadder bir ecele kadar te'hır eder, ecelleri geldiği vakıt da bir saat ne geriletebilirler, ne öne geçebilirler

(Nahl 61)

Elmalılı Yeni Meali:

Şayet Allah insanları zulümleri ile cezalandırsaydı, yeryüzünde bir tek deprenen canlı bırakmazdı, fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Süre sonu geldiğinde ise ne bir an erteleyebilirler, ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

Erhan Aktaş Meali:

Eğer Allah insanları, haksızlıkları nedeniyle cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar erteler. Süreleri dolduğu zaman, ne bir saat ertelenir ne de öne alınır.

(Nahl 61)

Gültekin Onan Meali:

Eğer Tanrı, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir ecele kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

(Nahl 61)

Hakkı Yılmaz Meali:

Ve eğer Allah, yanlış işleri nedeniyle insanları sorgulayıp cezalandıracak olsaydı, yeryüzünün üstünde irili-ufaklı tüm canlılardan hiçbir şey bırakmazdı. Velâkin onları adı konulmuş bir süreye kadar erteler. Artık onların sürelerinin sonu gelince de ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

(Nahl 61)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Şayet Allah, insanları yaptıkları zulümlerle yargılasa yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirlenmiş bir süreye erteler. Ecelleri geldiğinde ne bir saat/bir an onun gerisinde kalır ne de önüne geçebilirler.

(Nahl 61)

Harun Yıldırım Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Hasan Basri Çantay:

Eğer Allah insanları zulümleri yüzünden muahaze edecek Olsaydı (yer) üstünde hiç bir canlı mahluk bırakmazdı. Fakat O, bunları (insanları kendisince) adlandırılmış (takdir edilmiş) bir müddete kadar gecikdirir. Ecelleri (vakıfları) geldiği zaman ise onlar ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Hayrat Neşriyat Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden (hak ettikleri şekilde) yakalayacak olsaydı, (yeryüzü) üzerinde hareketli hiçbir canlı bırakmazdı; fakat onları belirli bir vakte kadar te'hîr eder. Artık ecelleri geldiği zaman, ne bir saat (bir an) geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Hubeyb Öndeş Meali: /

Allah, insanları zulümleri sebebiyle yakalıyor olsaydı onun¹ üzerinde hiçbir kımıldanan bırakmazdı; fakat onları isimlendirilmiş bir süre sonuna kadar erteliyor. Artık, süre sonları geldiği zaman bir saat ertelemeyi isteyemezler ve öne almayı da isteyemezler.

(Nahl 61)

Hüseyin Atay Meali:

Eğer, Allah insanları haksızlık yapmalarından ötürü yakalamış olsaydı, yeryüzünde bir canlı bırakmazdı. Fakat, onları belli bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiği zaman, ne bir an geciktirebilirler, ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

İbni Kesir Meali:

Şayet Allah, zulümlerinden dolayı insanları yakalayacak olsaydı; yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir müddete kadar tehir eder. Müddetleri dolunca onu ne bir an geciktirebilirler, ne de bir an öne alabilirler.

(Nahl 61)

İlyas Yorulmaz Meali:

Eğer Allah insanları yaptıkları zulümden dolayı hemen yakalasa idi, yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı.Yalnızca belirlenmiş bir vakte kadar onlara süre tanıyor. Zamanları dolduğunda ne bir saat geciktirilirler, nede bir saat öne alınırlar.

(Nahl 61)

İskender Ali Mihr Meali:

Ve eğer Allah, insanları zulümleri sebebiyle sorgulayıp (derhal) cezalandırsaydı, onun (yeryüzünün) üzerinde yürüyen canlılardan bir canlı bırakmazdı. Ve fakat onları, belirli bir zamana kadar tehir eder (erteler). Artık onların ecelleri geldiği zaman ne bir saat tehir edilir (ertelenir) ne de (bir saat) evvele alınır.

(Nahl 61)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Eğer Allah insanları kıyıcılıklarından dolayı sorumlu tutacak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı varlık bırakmazdı. Ancak şu var ki Allah onları ölçülü bir sona kadar geciktirir. Sonları gelince de onlar ne bir göz kıpması geri kalabilirler, ne de bir göz kıpması ileri geçebilirler.

(Nahl 61)

Kadri Çelik Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı. Ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat geri kalabilirler ve ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Mahmut Kısa Meali:

Allah, işledikleri kötülüklerden dolayı insanlarıanında helâk edecek olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı; ne var ki, düşünüp tövbe etmeleri için, onlara vereceği cezayı kendisinin takdir ettiği belirli bir süreye kadar erteliyor fakat süreleri dolunca, artık son pişmanlık fayda vermez; ne bir an geciktirebilirler helak oluşu, ne de öne alabilirler!” Allah böyle yüce sıfatlara sahipken, bu inkârcılar hoşlanmadıkları kız çocuklarını Allah’a yakıştırırlar; kendileri başkanlık ve yönetimde ortaklığı sevmez, fakat Allah’a ortak koşarlar. Kendi elçilerine saygı gösterilmesini ister, fakat Allah’ın Peygamberlerini küçümserler. Yani:

(Nahl 61)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lüzumu üzere, Allah insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı eğer, Ne bir kimse ne de bir canlı kalırdı yeryüzünde. Ancak belli bir süre ertelemektedir. Ancak ecelleri gelince onların ne bir saat geciktirilir ne de bir saat öne alınır.

(Nahl 61)

Mehmet Türk Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri sebebiyle hesaba çekecek olsaydı, yeryüzünde hareket eden tek canlı bile bırakmazdı. Fakat O, onlara belirli bir sürenin sonuna kadar mühlet verir. Ecelleri gelince onlar, o (süreyi) bir an bile erteleyemedikleri gibi öne de alamazlar.

(Nahl 61)

Muhammed Celal Şems Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden (hemen) yakalasaydı, (yeryüzünde) bir canlı bile bırakmazdı. Ancak O, kendilerine belli bir süreye kadar mühlet verir. (Ama onları cezalandırma) zamanı gelince, bundan ne bir saat geri kalabilirler, ne (de) ötesine geçebilirler.

(Nahl 61)

Muhammed Esed Meali:

İmdi, eğer Allah, (bu dünyada) yaptıkları kötülüklerden ötürü, insanları (hemen) tepeleyecek olsaydı, yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları, belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar erteliyor. Süreleri dolduğu zaman, sonlarını bir an olsun ne geciktirebilirler, ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden cezalandırsaydı, yeryüzünde hareket eden hiçbir şey bırakmazdı. Ama öyle yapmayıp, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Süreleri geldiğinde ise ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Mustafa Çavdar Meali:

Eğer Allah, insanları yaptıkları zulümler sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki Allah, onları belirlenmiş bir süreye kadar erteler. Onların süreleri dolunca artık ne bir an geciktirebilirler ne de öne çekebilirler.

Bknz: (18/58) - (29/53)»(29/54) - (35/37) - (35/45) - (42/14)

(Nahl 61)

Mustafa Çevik Meali:

Allah insanları işledikleri suçlarından dolayı hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde bir tek kimse kalmazdı. Onlara yaptıklarından tevbe edip, Allah’ın daveti olan doğruya dönecekleri kadar zaman tanır, tanıdığı süre dolunca da akıbetlerini ne bir an geciktirebilir ne de bir an öne alabilirler.

(Nahl 61)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Nitekim, eğer Allah insanları zulümleri nedeniyle hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı; fakat onları belirli bir süreye kadar ertelemektedir. Ama vadeleri dolduğu vakit, akıbetlerini ne bir an geciktirebilirler ne de çabuklaştırabilirler.

(Nahl 61)

Osman Okur Meali:

Eğer Allâh, insanları, yaptıkları (her) zulümle hemen cezâlandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiği zaman da (helak olacak kavim) bir saat dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler (derhal mahvolup giderler).

(Nahl 61)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Ve eğer Allah Teâlâ nâsı zulümleri sebebiyle muaheze edecek olsa idi yeryüzünde bir hareket eder mahluk bırakmazdı. Velâkin onları mukadder bir zamana kadar tehir eder.

(Nahl 61)

Ömer Öngüt Meali:

Eğer Allah zulümleri yüzünden insanları cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar geciktirir. Süreleri dolunca da, ne bir an geri kalabilirler ne de ileri geçerler.

(Nahl 61)

Ömer Sevinçgül Meali:

Allah, insanları zulümleri yüzünden ‘hemen’ yakalayacak olsaydı yeryüzünde bir tek canlı bırakmazdı. Fakat onları belli bir zamana kadar erteler. Süreleri doldu mu, onu ne bir saat geri bırakabilirler, ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

Sadık Türkmen Meali:

EĞER Allah zulümleri sebebiyle insanları cezalandırsaydı, yeryüzünde kıpırdayan hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları, bir süreye kadar erteler! Ölüm emirleri geldiği zaman ne bir saat geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)

Seyyid Kutub Meali:

Eğer Allah, zalimce davranışlarından ötürü insanların, hemen yakasına yapışsa yeryüzünde bir tek canlıyı sağ bırakmazdı. Fakat o insanlara belirli bir sürenin sonuna kadar mühlet tanır. Süreleri dolunca onu, ne bir an erteleyebilirler ve ne de öne alabilirler.

(Nahl 61)

Suat Yıldırım Meali:

Eğer Allah zulümleri yüzünden insanları cezalandıracak olsaydı dünyada tek canlı bile bırakmazdı. Fakat onları takdir ettiği bir vadeye kadar bekletir. Vadeleri gelince ne bir an öne alabilir, ne bir an geriye bırakabilirler.

(Nahl 61)

Süleyman Ateş Meali:

Eğer Allah, insanları, yaptıkları (her) haksızlıkla cezalandırsaydı, yeryüzünde tek canlı bırakmazdı. Fakat onları takdir edilen bir süreye kadar erteler. Süreleri geldiği zaman da bir sa'at dahi ne geri kalırlar, ne de ileri geçerler (derhal mahvolup giderler).

(Nahl 61)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Allah, yaptıkları yanlışlardan dolayı insanları hemen yakalasaydı yeryüzünde hareket eden kimseyi bırakmazdı. Ama Allah, onları, belirlenmiş ecellerine[1] kadar erteliyor. Ecelleri gelince ne onu bir süreliğine erteleyebilirler, ne de ecelleri gelmeden[2] onun gelmesini sağlayabilirler[3].

1)Bakınız Enam 6/2.Ayet ve dip notu
2)Biz bir şeyi irade etsek bile onu, Allah, ayrı bir varlık olarak yaratmadan hiçbir şey yapamayız. Araf 7/54, Tekvir 81/29,Tevbe 9/51, Hadid 57/22
3)Benzeşik (müteşabih ayetler) Araf 7/34, Hicr 15/5, Yunus 10/49, Nahl 16/61,Müminun 23/43

(Nahl 61)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Allah, yaptıkları zulümlerden dolayı insanları hemen yok etseydi, dünyada tek bir kimse bile bırakmazdı. Ama onlara belli bir zamana kadar süre veriyor. Bu süreyi ne kısaltabilir, ne de uzatabilirler.

(Nahl 61)

Şaban Piriş Meali:

Eğer Allah, zulümleri sebebiyle hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiç bir canlı bırakmazdı. Fakat O, belli bir süreye kadar erteler. Onların eceli gelince de bir dakika geciktirmesi de; öne alması da beklenemez.

(Nahl 61)

Talat Koçyiğit Meali:

Eğer Allah, insanları haksızlıkları yüzünden cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat O, onları belli bir süreye kadar tehir eder. Ecelleri geldiği zaman da, ne bir saat geride kalırlar, ne de bir saat öne geçerler.

(Nahl 61)

Tefhimul Kuran Meali:

Eğer Allah, insanları zulümleri nedeniyle sorguya çekecek olsaydı, onun üstünde (yeryüzünde) canlılardan hiç bir şey bırakmazdı; ancak onları adı konulmuş bir süreye kadar ertelemektedir. Onların ecelleri gelince ne bir saat ertelenebilirler, ne de öne alınabilirler.

(Nahl 61)

Ümit Şimşek Meali:

Allah insanları zulümleriyle cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Fakat Allah onların hesabını belirlenmiş ecellerine erteler. Ecelleri geldiğinde de onu ne bir an geri bırakabilir, ne de bir an öne alabilirler.

(Nahl 61)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Eğer Allah, insanları zulümlerine karşı cezalandırsaydı, yeryüzünde debelenen bir şey bırakmazdı. Ama öyle yapmıyor, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Süreleri geldiğinde ise ne bir saat geri kalırlar ne de öne geçebilirler.

(Nahl 61)