63. Münafikun Suresi / 3.ayet

Dahası onlar iman ettiklerini söylüyorlar ama yaptıkları ile küfre giriyorlar. İşte bu ikiyüzlüler kalplerini inanmaya kapatıyorlar artık gerçeği kavrayamazlar.

Bknz: (2/8)»(2/20)(3/7)

Mustafa Çavdar Meali

Münafikun 3 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Bu da, hiç şüphesiz, inandıklarından, sonra kafir olduklarındandır; derken Allah, gönüllerini mühürlemiştir; gerçekten de onlar, anlamayan bir topluluktur.

(Münafikun 3)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Bu, onların (başta akılları ve vicdanları İslami gerçekleri ve Hakk Dinin gerekliliğini anlayıp) iman etmelerine (rağmen, işlerine gelmediği ve beğenmedikleri için) sonradan (içten itiraz ve) inkâra yönelmeleri (ama zahiren hâlâ Müslüman görünmeleri) dolayısıyla böyle olmaktadır. Bu yüzden kalplerinin üzerine mühür basılmış (hidayetleri kararmıştır), artık onlar (gerçeği ve başlarına geleceği) kavrayamaz konumdadır. *

(Münafikun 3)

Abdullah Parlıyan Meali:

İşte böyledir, çünkü onlar iman ettiklerini iddia ederler halbuki kendi nefislerinde hakikatleri inkâr edip kâfir olmuşlar ve böylece kalplerine bir mühür vurulmuştur ve artık neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlayamazlar.

(Münafikun 3)

Adem Uğur Meali:

Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar.

(Münafikun 3)

Ahmet Hulusi Meali:

Bunun sebebi şudur: İman ettiler, sonra küfür ettiler (iman ettik dedikleri gerçeği inkar ettiler)... Bu yüzden kalpleri (anlayışları) kilitlendi! Bu yüzden, (inkarları kilitlenmeyi oluşturduğu için) onlar (Risalet işlevini) kavrayamazlar!

(Münafikun 3)

Ahmet Tekin Meali:

Bu, onların, önce sözde iman etmeleri, sonra inkârda ısrar etmeleri, küfre saplanmaları sebebiyledir. Böylece de, Allah onların kalplerini, kafalarını anlayışsız hale getirdi. Onlar derin düşünemez oldular.

(Münafikun 3)

Ahmet Varol Meali

Bu onların iman edip sonra inkâr etmeleri dolayısıyladır. Bu yüzden kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar anlamazlar.

(Münafikun 3)

Ali Bulaç Meali:

Bu, onların iman etmeleri sonra inkar etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Bu kötü halleri şundan: Çünkü onlar görünüşte iman ettiler, sonra (kalbleri ile) inkâr ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiş de artık anlamaz olmuşlardır onlar.

(Münafikun 3)

Ali Rıza Sefa Meali:

Bu böyledir. Çünkü inandılar; sonra nankörlük ettiler. Bu yüzden, yüreklerine damga vuruldu; artık anlamazlar.

(Münafikun 3)

Ali Ünal Meali:

Bütün bu kötülüklerinin kaynağı şu ki: İman ikrarında bulunmakta, fakat ardından yaptıkları işler, içlerindeki küfrü ortaya koymaktadır. Bu sebeple kalblerine mühür vurulmuş olup, artık gerçeği idrak edecek durumda değillerdir.

(Münafikun 3)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Çünkü onlar, imana girdiler, sonra kâfir oldular. Bunun üzerine Allah, onların kalplerini mühürledi de onlar anlamaz bir toplum oldular.

(Münafikun 3)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Bu davranışlarının sebebi, şudur: "İnanırlar, sonra inkar ederler; bu yüzden kalplerinin üzeri mühürlenir, artık onlar anlamazlar."

(Münafikun 3)

Bekir Sadak Meali:

Bu, once inanip sonra inkar etmis olmalarindandir. Bu yuzden kalbleri muhurlenmistir; artik anlamazlar.

(Münafikun 3)

Besim Atalay Meali:

İşte bunlar, inandılar, sonra kâfir oldular, onların yüreğine Allah da damga vurdu, artık onlar anlamazlar!

(Münafikun 3)

Celal Yıldırım Meali:

Bu böyledir. Çünkü onlar önce inanıp sonra inkâr ettiler. Bu yüzden kalbleri mühürlendi, o sebeple onlar (hakkı) anlamazlar.

(Münafikun 3)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Bu, onların önce (dilleriyle) inandıklarını söylemeleri, sonra da (kalpleriyle) inkâr etmelerindendir. Bu sebeple kalplerinin üzerine mühür vuruldu. Artık onlar (gerçeği) anlamazlar.

(Münafikun 3)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Bu, önce inanıp sonra inkar etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalbleri mühürlenmiştir; artık anlamazlar.

(Münafikun 3)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Bu, onların önce iman edip sonra inkar etmeleri, bu yüzden de kalplerine mühür vurulması sebebiyledir. Artık onlar anlamazlar.

(Münafikun 3)

Diyanet Vakfı Meali:

Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar hiç anlamazlar.

(Münafikun 3)

Edip Yüksel Meali:

Çünkü onlar inandıktan sonra inkar ettiler; bu yüzden kalpleri mühürlendi; onlar anlamazlar.

(Münafikun 3)

Elmalılı Orjinal Meali:

O şundan: Çünkü onlar iymana gelmişler, sonra küfre gitmişlerdir de o kalblerine tab'olunmuş da artık anlamaz olmuşlardır

(Münafikun 3)

Elmalılı Yeni Meali:

O şu yüzdendir; onlar önce imana gelmişler sonra küfre gitmişlerdir de o kalpleri mühürlenmiştir; artık anlamaz olmuşlardır.

(Münafikun 3)

Erhan Aktaş Meali:

İman ettiklerini söyleseler de davranışlarıyla içlerindeki küfrü ortaya koyuyorlar. Bu nedenle, onların kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar, gerçeği kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Gültekin Onan Meali:

Bu, onların inanmaları, sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar (la yefkahun).

(Münafikun 3)

Hakkı Yılmaz Meali:

Bu, onların iman etmeleri, sonra iman etmemeleri nedeniyledir. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur, artık onlar iyice kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Bu, onların iman edip sonra kâfir olmaları nedeniyledir. Onların kalpleri mühürlendi, onlar anlamazlar.

(Münafikun 3)

Harun Yıldırım Meali:

Bu, onların iman etmeleri sonra inkâr etmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerini mühürlemiştir, artık onlar kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Hasan Basri Çantay:

Bu (kötü amelleri şundandır:) Çünkü onlar (zaahiren) iman etdiler. (Fakat) sonra (kalbleriyle) kafir oldular. Bu yüzden kalblerinin üstüne (küfür) mühr (ü) basıldı. Onun için onlar (imanın hakıykatını) anlamazlar.

(Münafikun 3)

Hayrat Neşriyat Meali:

Bu, şübhesiz onların îmân edip sonra inkâr etmeleri yüzündendir; bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir; artık onlar (hakkı) anlamazlar.

(Münafikun 3)

Hubeyb Öndeş Meali: /

İşte bu, onların inanmış sonra da gerçeği örtüp göz ardı etmiş olmalarından dolayıdır. Artık, kalplerinin üzeri damgalanmıştır. Artık, anlamıyorlar.

(Münafikun 3)

Hüseyin Atay Meali:

Bu, önce inanıp sonra inkâr etmiş olmalarındandır. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir, artık anlamazlar.

(Münafikun 3)

İbni Kesir Meali:

Bu, önce iman edip sonra küfretmiş olmalarındandır. Bunun üzerine kalbleri mühürlenmiştir, artık hiç anlamazlar.

(Münafikun 3)

İlyas Yorulmaz Meali:

Bu, onların önce iman edip, sonra da inkar etmelerinden dolayı, kalplerine mühür vurularak kapatılmış olmalarındandır. Artık doğruları anlayamazlar.

(Münafikun 3)

İskender Ali Mihr Meali:

Bu, onların (önce) âmenû olmaları (Allah’a ulaşmayı dileyerek hidayete ermeleri ve ruhlarını Allah’a ulaştırdıktan), sonra küfre düşmeleri sebebiyledir. Bu sebeple onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler (idrak edemezler).

(Münafikun 3)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

Bu da şundandır: Onlar önce inandılar, sonra tanımadılar. Bunun üzerine yürekleri katılaştırıldı. Artık onlar kavrıyamazlar.

(Münafikun 3)

Kadri Çelik Meali:

Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra küfre sapmalarıdır. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur; artık onlar kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Mahmut Kısa Meali:

Evet, münâfıkların durumu böyledir; çünkü onlar, İslâm hakîkatiyle ilk karşılaştıklarında iman etmiş, fakat daha sonra birtakım çıkar hesapları yüzünden hakîkati bile bile inkâr etmişlerdir. İşte bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir, artık iç dünyalarında gerçeğin sesini duyamaz, doğruyu eğriyi idrâk edemezler.

(Münafikun 3)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Farklılık sebebi önce iman edip sonra inkar etmeleridir. Mühür bu yüzdendir. İşte böylece kalpleri mühürlendi de artık onlar bundan hiç şey anlamazlar.

(Münafikun 3)

Mehmet Türk Meali:

Bu (münâfıklar,) hep böyledir. Onlar, önce îman eder, sonra da inkâr ederler. Onların kalpleri (bu yüzden) mühürlenmiştir. Artık onlar hiçbir şey anlamazlar.

(Münafikun 3)

Muhammed Celal Şems Meali:

Bu, (önce) inanıp sonra (da) inkâr ettikleri içindir. Bunun sonucu kalpleri mühürlenmiştir. Artık onlar (hiç) anlamazlar.

(Münafikun 3)

Muhammed Esed Meali:

böyledir, çünkü onlar imana erdi(klerini iddia eder)ler, halbuki (içlerinde) hakikati inkar ederler ve böylece, kalplerine bir mühür vurulmuştur, artık (neyin doğru, neyin yanlış olduğunu) anlayamazlar.

(Münafikun 3)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Çünkü onlar, inandıktan sonra inkar ettiler; bu yüzden kalpleri damgalandı. Artık onlar hiç anlamazlar.

(Münafikun 3)

Mustafa Çavdar Meali:

Dahası onlar iman ettiklerini söylüyorlar ama yaptıkları ile küfre giriyorlar. İşte bu ikiyüzlüler kalplerini inanmaya kapatıyorlar artık gerçeği kavrayamazlar.

Bknz: (2/8)»(2/20) - (3/7)

(Münafikun 3)

Mustafa Çevik Meali:

Münafıklar iman ettiklerini söylerler, fakat davranışlarıyla içlerindeki şirk ve küfrü de ortaya koyarlar. Sanki kalplerine mühür vurulmuştur, onlar doğru ile yanlışı birbirinden ayırt edip de gerçeği kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Bunun nedeni, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir; sonunda kalplerine mühür vurulmuştur: artık onlar (imanın hakikatini) kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Osman Okur Meali:

Çünkü onlar önce inandıklarını iddia ettiler, sonra inkâra gittiler. Sanki kalplerini mühürlemişiz de derinden düşünmez oldular.

(Münafikun 3)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

O, şunun içindir ki, şüphe yok onlar (zahiren) imân ettiler, sonra kâfir oldular, imdi kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlayamazlar.

(Münafikun 3)

Ömer Öngüt Meali:

Çünkü onlar, imana girdiler, sonra kâfir oldular. Bunun üzerine kalpleri mühürlendi de, onlar artık anlamaz bir toplum oldular.

(Münafikun 3)

Ömer Sevinçgül Meali:

Çünkü, önce inanıp sonra da inkâr ettiler. İşte bu yüzden kalplerine mühür basılmıştır, artık kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Sadık Türkmen Meali:

Bu, onların önce iman edip sonra inkâr etmeleri, bu yüzden de kalplerinin mutsuzlaşması sebebiyledir. Artık onlar kavramak istemiyorlar.

(Münafikun 3)

Seyyid Kutub Meali:

Bunun sebebi, onların önce iman edip sonra inkar etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir artık onlar hiç anlamazlar.

(Münafikun 3)

Suat Yıldırım Meali:

Çünkü onlar önce inandıklarını iddia ettiler, sonra inkara gittiler. Bu sebeple kalpleri mühürlendi. Artık onlar hakkı anlamazlar.

(Münafikun 3)

Süleyman Ateş Meali:

(Bu davranışlarının) Sebebi şudur: İnandılar, sonra inkar ettiler, bu yüzden kalblerinin üzeri mühürlendi, artık onlar anlamazlar.

(Münafikun 3)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Kötü olan, önce inanmaları sonra ayetleri görmezlikten gelmeleridir. Ardından kalpleri üzerinde yeni bir yapı oluşturulur[1]; artık (ne hale geldiklerini) anlamazlar[2].

1)Nisa 4/88
2)Nisa 4/89, Bakara 2/11-12.  

(Münafikun 3)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Bunun nedeni, iman ettiklerini söylemelerine rağmen, içlerinden hakikati inkar etmeleridir. Bu yüzden kalpleri mühürlenmiştir. Artık anlamazlar.

(Münafikun 3)

Şaban Piriş Meali:

Bu, onların iman edip, sonra da inkar etmiş olmalarındandır. Onların kalpleri paslanmıştır. Onun için anlamazlar.

(Münafikun 3)

Talat Koçyiğit Meali:

Bu, onların önce îman, sonra da küfretmiş olmaları dolayısıyladır. Bu yüzden de kalblerinin üzeri mühürlenmiştir; artık hiçbir şey anlamazlar.

(Münafikun 3)

Tefhimul Kuran Meali:

Bu, onların iman etmeleri sonra küfretmeleri dolayısıyla böyledir. Böylece kalplerinin üzerine damga vurulmuştur, artık onlar kavrayamazlar.

(Münafikun 3)

Ümit Şimşek Meali:

Çünkü önce iman etmiş, sonra kâfir olmuşlar, ondan sonra da kalpleri mühürlenmiştir; artık birşey anlayacak durumda değillerdir.

(Münafikun 3)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Bu durumun sebebi şudur: Onlar iman ettiler, sonra küfre saptılar da kalpleri üzerine mühür basıldı. Artık onlar incelikleri anlamazlar.

(Münafikun 3)