Hak ile batılını arasını ayırdıkça ayıranlara.
Bknz: (2/185)
Hak ile batılını arasını ayırdıkça ayıranlara.
Bknz: (2/185)
Aşağıdaki bir mealin,
* Hatalı olduğunu düşünüyorsanız,
* Telif hakkı sahibiyseniz
(Yazar, Yayınevi vs. kurumsal e postası ile),
bize iletişim bölümünden ulaşabilirsiniz.
Sonra, (rahatının ve menfaatinin kölesi ve nefsani arzularının esiri olanlardan uzaklaşıp, Hakkı bâtıldan, sadıkı sahtekârdan, mü’mini münafıktan çok kesin ve keskin biçimde) ayırdıkça ayıranlara... (Mutlak doğruları ve mutlu oluşumları topluma tanıtanlara),
(Mürselat 4)Yayıp, (hak ile bâtılın) birbirinden bütünüyle ayrılmasına hizmet edenlere,
(Mürselat 4)- Birbiri ardınca gönderilenlere, görevlerine koştukça koşanlara, iyiden iyiye yayanlara, hak ile batılı ayırdıkça ayıranlara, öğüt bırakanlara, özür veya uyarıda bulunanlara yemin olsun ki, size verilen söz mutlaka gerçekleşecektir.
(Mürselat 4)(1-7) Birbiri ardindan gonderilenlere ve gorevlerine kostukca kosanlara, Allah'in buyruklarini yaydikca yayanlara ve hak ile batilin arasini ayirdikca ayiranlara, kotulugu onlemek veya uyarmak, icin vahiy getiren meleklere and olsun ki, size soze verilen kiyamet suphesiz kopacaktir.
(Mürselat 4)(4-5-6-7) Kötülüğü temizlemek, yanlış yoldakileri uyarmak üzere vahiy (veya öğüt) getirip (Peygamberin kalbine) sunanlara and olsun ki, size va'dolunan elbette meydana gelecektir.
(Mürselat 4)3,4. Tohumları/bulutları yaydıkça yayanlara, (Hak ile batılı) birbirinden ayıranlara,
(Mürselat 4)1,2,3,4,5,6,7. Birbiri ardından gönderilenlere ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak için vahiy getiren meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyamet şüphesiz kopacaktır.
(Mürselat 4)(1-7) Ard arda gönderilenlere, kasırga gibi esenlere, hakkıyla yayanlara, hakkıyla ayıranlara, özür ya da uyarı olmak üzere öğüt bırakanlara andolsun ki, uyarıldığınız (Kıyamet) mutlaka gerçekleşecektir.
(Mürselat 4)1-7 Küme küme gönderilip de önüne gelenleri devirdikçe deviren, toplumları canlandırdıkça canlandıran, canlandırdıkça da hakkı bâtılı ayıran, özür veya uyarı olarak öğüt bırakan Kur’ân âyetleri kanıttır ki kesinlikle tehdit olunduğunuz, korkutulduğunuz şey, kesinlikle meydana gelecektir.
(Mürselat 4)bu suretle (hak ile baatılı) tam ma'nasiyle ayırd etmiye vaasıta olan,
(Mürselat 4)(1-7) Peş peşe gönderilenler, ardından estikçe esenler, yaydıkça yayanlar, ardından ayırdıkça ayıranlar, ardından bir özür için veya bir uyarı için¹ hatırlatmayı (zikri) atanlar delildir ki: ne vaat olunuyorsanız [size ne söz veriliyorsa] o kesinlikle ama kesinlikle gerçekleşicidir.
(Mürselat 4)1-7 Birbiri ardından gönderilenlere ve estikçe esenlere ve yaydıkça yayanlara ve ayırdıkça ayıranlara, arınmak veya uyarmak için öğüt bildirenlere andolsun, ancak size söz verilen şey kuşkusuz gerçekleşecektir.
(Mürselat 4)1,2,3,4,5,6,7. Birbiri ardınca gönderilen (melek)lere, her şeyi kökünden koparan (fırtına)lara, gerçekleri yayan (Kur’an âyet)lerine, hak ile bâtılı ayıran, gerek mazur kılmak, gerekse uyarmak için öğüt veren (Peygamber)lere yemin olsun ki; elbette size söz verilen kıyamet, kesinlikle1 kopacaktır.2*
(Mürselat 4)(1-6) Yavaşça yürütülenleri, sonra hızla ilerleyenleri ve (mesajı) iyice yayanları, ardından (da hak ile batıl arasında) açıkça fark yaratanları ve (de) delilini (tamamlamak) veya uyarmak için (insanlara Allah’ın) kelâmını anlatanları, şahit olarak gösteriyoruz.
(Mürselat 4)1-7 Allah’ın, yanlışı gideren, doğruyu ikame edip yayan, doğru ile yanlışı ayıran, öğüt ve uyarılar içeren kitaplarına ve onları getiren meleklere andolsun ki, size vadedilen Kıyamet günü mutlaka gelip çatacak.
(Mürselat 4)(1-7) Birbiri ardından gönderilenlere (vahiylere) ve görevlerine koştukça koşanlara, Allah'ın buyruklarını yaydıkça yayanlara ve hak ile batılın arasını ayırdıkça ayıranlara, kötülüğü önlemek veya uyarmak, için vahiy getiren (meleklere) and olsun ki, size vadedilen şey gerçekleşecek!
(Mürselat 4)(Hak ile bâtılın, hakikat ile dalâletin, doğru ile eğrinin) arasını ayırdıkça ayıranlara andolsun ki!
(Mürselat 4)iyi ile kötüyü birbirinden ayıranlar[1],
1)Allah Teala şöyle buyurmuştur: "Müminler! Allah'tan çekinerek kendinizi korursanız size doğruyu yanlıştan ayırma gücü (furkan) verir, suçlarınızı örter ve sizi bağışlar. Allah'ın ikramı büyüktür." (Enfal 8/29)
(1-7) Peşpeşe gönderilen, fırtına gibi esen, hakikati her tarafa yayan, doğruyla yanlışı kesin olarak ayıran, mazereti ortadan kaldırmak veya uyarmak için hatırlatmada bulunan bu mesajlara andolsun ki, size söz verilen Gün, mutlaka gerçekleşecektir.
(Mürselat 4)1-7 Birbiri ardınca ve iyiliklerle gönderilen, rüzgar gibi esip savuran, yaydıkça yayan, hak ile bâtılı birbirinden ayıran, kötülükleri kaldırmak ve azâb ile korkutmak için peygamberlere ilim ve hikmet getiren meleklere yemin ederim ki, size vaad olunan kıyamet mutlaka vâki olacaktır.
(Mürselat 4)