16. Nahl Suresi / 59.ayet

Ve kendisine verilen bu kötü haberden dolayı halkın içine çıkamaz. Şimdi bu utançla çocuğu tutmalı mı, yoksa onu diri diri toprağa mı gömmeli? Dikkat edin ne iğrenç bir hüküm veriyorlar!

Bknz: (16/57)»(16/58)(17/40)(19/88)»(19/93)(37/149)(43/15)»(43/19)(52/39)(53/21)»(53/23)

Mustafa Çavdar Meali

Nahl 59 ayeti için diğer mealler.

Abdülbaki Gölpınarlı Meali:

Müjdelendiği kötü şey yüzünden, kavminden gizlenir; onu horlukla yaşatacak mı, yoksa toprağa mı gömecek, buna dalar. Bilin ki hükmettikleri şey, ne de kötüdür.*

(Nahl 59)

Abdullah-Ahmet Akgün Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu (kız çocuğunu) aşağılanarak tutacak (ve bekletecek) mi, yoksa toprağa gömecek mi? (gibi bağnaz ve bâtıl düşünceler içinde debelenir) . Bak, verdikleri hüküm ne (kadar) kötü ve çirkindir!

(Nahl 59)

Abdullah Parlıyan Meali:

Müjdelendiği kötü şey yüzünden, kavminden gizlenmeye çalışır. O çocuğu horlukla elinde mi tutacak, yoksa toprağa mı gömecek, bunu düşünür. Dikkat edin, izledikleri düşünce tarzı, ne kadar da kötüdür.

(Nahl 59)

Adem Uğur Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

(Nahl 59)

Ahmet Hulusi Meali:

Kendisi ile müjdelendiği şeyin (ona göre) kötülüğünden (dolayı), halkından gizlenir... (Kız çocuğu oldu diye) horlanmayı göze alıp onu tutacak mı; yoksa onu toprağın içinde gizleyip saklayacak mı (diri diri toprağa mı gömecek)? Kesinlikle biline ki, hükmettikleri şey çok kötüdür!

(Nahl 59)

Ahmet Tekin Meali:

Kendisine verilen bu kötü haberden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Yazıklar olsun, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür.

(Nahl 59)

Ahmet Varol Meali

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir. Aşağılığa katlanıp onu tutsun mu yoksa toprağa mı gömsün? Bak ne kadar kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

Ali Bulaç Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

(Nahl 59)

Ali Fikri Yavuz Meali:

Verilen müjdenin bıraktığı kötü tesirle utanıp kavminden gizleniyor; acaba o çocuğu zillet ve horluğa katlanarak saklayacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak ki, hüküm verdikleri şeyler ne kötü!...

(Nahl 59)

Ali Rıza Sefa Meali:

Kendisine verilen sevinçli haberi kötü bularak, toplumundan gizlenir. Aşağılanarak onu tutsun mu; yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü yargılıyorlar; bir bakın!

(Nahl 59)

Ali Ünal Meali:

Kendisine verilen haberin (güya) kötülüğü sebebiyle halktan gizlenmeye çalışır: Şimdi ne yapsın: zillet ve horluğuna katlanarak o bîçareyi tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün. (Böyle kızerkek ayrımı yapmak ve Allah’a çocuk isnat etmekle) ne kötü hükmediyorlar!

(Nahl 59)

Bahaeddin Sağlam Meali:

Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı kavminden kaçmaya başlar. Ne yapacağını şaşırır. Zillet üzere o kız çocuğunu tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? İşte ne kötü bir yargıda bulunuyorlar!

(Nahl 59)

Bayraktar Bayraklı Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakınız ki verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

(Nahl 59)

Bekir Sadak Meali:

Kendisine verilen kotu mujde yuzunden, halktan gizlenmeye calisir; onu utana utana tutsun mu, yoksa tapraga mi gomsun? Ne kotu hukmediyorlar!

(Nahl 59)

Besim Atalay Meali:

Müjdelenen şeyin kötülüğünden, halktan saklanırlar da, onu horluk içinde sağ mı bırakmak? Yoksa diri diri gömmek mi gerek? iyi bilin, hükümleri ne kötüdür onların

(Nahl 59)

Celal Yıldırım Meali:

Kendisine verilen o kötü müjdeden dolayı kavminden gizlenmeye çalışır: Ancak (gönüllü) görünmeye katlanıp onu tutacak mı, yoksa toprağa gömerek gizleyecek mi ? (Bir bak) ne fena yargıda bulunuyorlar!

(Nahl 59)

Cemal Külünkoğlu Meali:

Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

Diyanet İşleri Eski Meali:

Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, halktan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Ne kötü hükmediyorlar!

(Nahl 59)

Diyanet İşleri Yeni Meali:

Kendisine verilen kötü müjde (!) yüzünden halktan gizlenir. Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

Diyanet Vakfı Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

(Nahl 59)

Edip Yüksel Meali:

Kendisine müjdelenen 'kötülükten' utanarak halkından kendini gizlemeye çalışır. Şimdi onu utana utana tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün! Ne kötü yargıda bulunuyorlar.

(Nahl 59)

Elmalılı Orjinal Meali:

Verilen müjdenin sui te'siriyle kavminden gizleniyor, hakaret üzere onu tutacak mı? Yoksa toprağa mı gömecek? Bak ne fena hukümler veriyorlar

(Nahl 59)

Elmalılı Yeni Meali:

Verilen müjdenin kötü etkisiyle kavminden gizleniyor. Onu, hakarete katlanıp sağ mı bırakacak, yoksa toprağa mı gömecek? Bak, ne fena hükümler veriyorlar!

(Nahl 59)

Erhan Aktaş Meali:

Aldığı haberin kötülüğünden, insanların yüzüne bakamaz olur! Bu zillete[1] karşı onu yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Dikkat edin, verdikleri hüküm[2] ne kötüdür!

1)Küçük düşürücü duruma karşı!
2)Böyle düşünmeleri.

(Nahl 59)

Gültekin Onan Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

(Nahl 59)

Hakkı Yılmaz Meali:

Kendisine verilen haberin kötülüğü dolayısıyla toplumundan gizlenir; aşağılık ve horluğa rağmen kızı yanında mı tutsun yoksa toprağa mı gömsün! Dikkat edin, onların verdikleri hüküm/töreleri ne kötüdür!

(Nahl 59)

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Meali: /

Aldığı kötü müjdeden dolayı (utanç içinde) toplumdan gizlenir. (Zihni allak bullaktır.) O kızı, aşağılanmayı (kabullenip) hayatta mı tutacak, yoksa toprağa mı gömecek? Dikkat edin! Ne kadar kötü hüküm veriyorlar.

(Nahl 59)

Harun Yıldırım Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

(Nahl 59)

Hasan Basri Çantay:

Verilen müjdenin te'siriyle kavmden gizlenir. O (doğa) nı (sağ bırakıb) hakaaretle mi tutacak, yoksa onu toprağa mı gömecek (kendi kendine düşünür) Bak, hükmedegeldikleri (bu) şey ne kötüdür!

(Nahl 59)

Hayrat Neşriyat Meali:

Kendisine verilen (müjden)in (kendince) kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet altında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün(2) (diye düşünür)! Bak, hükmediyor oldukları şey ne kötüdür!*

(Nahl 59)

Hubeyb Öndeş Meali: /

(58-59) Onların biri kız ile müjdelendiği zaman kendisi yutkunur bir haldeyken gündüz boyunca¹ yüzü kapkara hale gelir. Kendisiyle müjdelendiği (şeyin) kötülüğünden (!)² dolayı milletinden saklanmaya çalışır. Onu bir utanç üzerine (hayatta) mı tutar? Yoksa onu [kızını] toprağın içine mi gömer? Dikkat! Ne kötü hükmediyorlar!

(Nahl 59)

Hüseyin Atay Meali:

Kendisine verilen kötü müjde yüzünden, ulustan gizlenmeye çalışır; onu utana utana tutsun mu, yoksa onu toprağa mı gömsün? Ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

İbni Kesir Meali:

Kendisine verilen kötü müjde yüzünden halktan gizlenmeye çalışır. Utana utana onu tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın ne kötü hükmediyorlar.

(Nahl 59)

İlyas Yorulmaz Meali:

Aldığı kötü haberden dolayı, toplum içerisinde utana utana o kız çocuğunu evinde tutsun mu? Yoksa onu toprağa mı saklasın (gömsün)? İkilemi içerisinde kalır. Verdikleri karar ne kadar da kötü.

(Nahl 59)

İskender Ali Mihr Meali:

Müjdelendiği şeyin kötülüğünden (dolayı) kavminden gizlenir. Onu zelillikle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün? Verdikleri hüküm ne kötü (öyle) değil mi?

(Nahl 59)

İsmail Hakkı Baltacıoğlu Meali:

kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kimseciklerin gözüne görünmez. Onu utana utana alıkoysun mu, yoksa toprağa gömsün mü? Şu düşündüklerine bakın, ne kötü.

(Nahl 59)

Kadri Çelik Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir (ve düşünmeye başlar); onu aşağılanarak tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? İyi bilin ki, verdikleri hüküm pek de kötüdür!

(Nahl 59)

Mahmut Kısa Meali:

Kendisine verilen bu “utanç verici”müjde yüzünden insanların içine çıkamaz olur, evine kapanıp kara kara düşünmeye başlar; şimdi bu “alçaklığa” katlanıp onu evinde mi tutsun, yoksa onurunu kurtarmak için kızını diri diri toprağa mı gömsün! Bakın, ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

Mehmet Ali Eroğlu Meali:

Lanetlenecekmişcesine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir. Ne yapacağını bilemez, aşağılanarak tutar mı, toprağa mı gömer? Hüküm, ne kötüdür.

(Nahl 59)

Mehmet Türk Meali:

...kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı insanlardan gizlenir. (Şimdi ne yapsın?) Onu, utanarak yanında mı tutsun, yoksa toprağa gömerek öldürsün mü? Şunu iyi bilin ki, onların verdikleri hüküm çok kötüdür.

(Nahl 59)

Muhammed Celal Şems Meali:

Kendisine verilen (haberin) kötülüğünden dolayı, insanlardan saklanır durur. Utancına rağmen, onu sağ mı bıraksın, yoksa bir yere toprağa mı gömsün (diye düşünür.) İyi dinleyin! Onların verdikleri hüküm ne kötüdür.

(Nahl 59)

Muhammed Esed Meali:

kendisine verilen bu kötü müjdeden ötürü -bu zillete/bu küçük düşmeye rağmen, şimdi onu acaba tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün (diye düşünerek)- kıyı bucak insanlardan kaçar. Yazıklar olsun, izledikleri düşünce tarzı ne kadar kötü!

(Nahl 59)

Mustafa Cemil Kılıç Meali:

Kendisine verilen müjdenin utancıyla halkından saklanır. Aşağılık duygusuna katlanıp onu elinde mi tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bir bilseniz, ne kötü bir yargıda bulunuyorlar.

(Nahl 59)

Mustafa Çavdar Meali:

Ve kendisine verilen bu kötü haberden dolayı halkın içine çıkamaz. Şimdi bu utançla çocuğu tutmalı mı, yoksa onu diri diri toprağa mı gömmeli? Dikkat edin ne iğrenç bir hüküm veriyorlar!

Bknz: (16/57)»(16/58) - (17/40) - (19/88)»(19/93) - (37/149) - (43/15)»(43/19) - (52/39) - (53/21)»(53/23)

(Nahl 59)

Mustafa Çevik Meali:

57-60 Müşriklerin bir kısmı da bu nankörlük, cahillik ve küstahlıkları yetmezmiş gibi, bir de kalkmış kendilerine yakıştıramadıkları ve sırtlarında bir yük gibi gördükleri kız çocuklarını Allah’a evlat olarak isnat ederken, erkek çocukları kendilerine layık görüyorlar. Nitekim onlardan birine, bir kız çocuğunun dünyaya geldiği müjdelense, öfkeden deliye dönercesine yüzü kapkara kesilir, sanki kız çocuğu sahibi olmak utanç verici bir şeymiş gibi, halkın içine çıkamaz ve “Bu çocuğu zillete katlanarak büyüteyim mi, yoksa diri diri toprağa mı gömeyim?” diye, kara kara düşünür. Yazıklar olsun izledikleri bu iğrenç örflerine ve hükümlerine. Müşriklerle kâfirler bu zulümleri, âhirete ve Hesap Günü’ne inanmadıkları için yaparlar. Allah bu yaptıklarının bedelini onlara ödetecektir. Allah üstün kudret ve adalet sahibidir, her hükmünde mutlak isabetlidir ve kulları üzerinde hüküm yetkisi yalnız O’na aittir.

(Nahl 59)

Mustafa İslamoğlu Meali:

Ona müjdelenen şeyin kendisinde oluşturduğu kötümser duygulardan dolayı, toplumdan kaçıp köşe bucak saklanacak delik arar: şimdi onu zillete katlanma pahasına tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Görüyorsunuz değil mi; ne berbat akıl yürütüyorlar.

(Nahl 59)

Osman Okur Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aşağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür!

(Nahl 59)

Ömer Nasuhi Bilmen Meali:

Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. Onu zillet üzere tutacak mı, yoksa onu toprağa mı gömecek? diye düşünürdü. Bak ne fena şey ile hükmediyorlar!

(Nahl 59)

Ömer Öngüt Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenmeye çalışır. O çocuğu utanç içinde yanında mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat edin, verdikleri hüküm ne kadar kötü!

(Nahl 59)

Ömer Sevinçgül Meali:

Kendisine iletilen kötü müjde sebebiyle halkından gizlenmeye çalışır. Onu utana sıkıla tutsa mı, yoksa toprağa mı gömse! Dikkat edin, ne kötü hükmediyorlar!

(Nahl 59)

Sadık Türkmen Meali:

Kendisine müjdelenen şeyin etkisiyle, kavminden gizlenir. Onu zillete katlanarak tutsun mu? Yoksa onu, toprağa mı gömsün? Dikkat edin! Ne kötü hüküm/karar veriyorlar!

(Nahl 59)

Seyyid Kutub Meali:

Aldığı kara haberden dolayı tanıdıklarına görünmekten kaçınır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

Suat Yıldırım Meali:

Müjdelendiği bu kötü haberin etkisiyle utanıp eşinden dostundan saklanmaya çalışır.Şimdi ne yapsın:Hor, hakir, itilip kakılan bir bela olarak onu hayatta mı bıraksın, yoksa toprağa mı gömsün, ne yapsın? diye kara kara düşünür!Dikkat ediniz, ne fena hükümlerdi verdikleri bu hükümler!

(Nahl 59)

Süleyman Ateş Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı kavminden gizlenir. (Şimdi ne yapsın) onu, hakaretle tutsun mu yoksa onu toprağa mı gömsün! Bak, ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)

Süleymaniye Vakfı Meali:

Müjdelendiği şeyin kötülüğünden dolayı halkının karşısına çıkamaz olur. Aşağılanmayı göze alarak onu tutsun mu, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın, ne kötü karar veriyorlar!

(Nahl 59)

Şeref Aziz Taha ve Kemal Çelik Meali:

Aldığı kötü haberden dolayı toplum içine çıkamaz olur. Onu utanarak alıkoysa mı, yoksa toprağa mı gömse... Yazıklar olsun onlara, ne kadar yanlış düşünüyorlar?

(Nahl 59)

Şaban Piriş Meali:

Kendisine verilen kötü müjdeden dolayı halktan gizlenmeye çalışır. Utana utana onu tutsun/yaşatsın mı; yoksa toprağa mı gömsün? Dikkat et, verdikleri hüküm ne kötüdür!

(Nahl 59)

Talat Koçyiğit Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğü dolayısıyle kavminden gizlenir. Şimdi onu zillet altında kalarak mı tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bak ne kötü hükmediyorlar.

(Nahl 59)

Tefhimul Kuran Meali:

Kendisine verilen müjdenin kötülüğünden dolayı topluluktan gizlenir; onu aşağılanarak tutacak mı, yoksa toprağa gömecek mi? Bak, verdikleri hüküm ne kötüdür?

(Nahl 59)

Ümit Şimşek Meali:

Kendisine verilen müjdenin utancıyla kavminden saklanır. Zilletine katlanıp onu elinde mi tutsun, yoksa toprağa mı gömsün? Bakın, ne kötü birşeye hükmediyorlar!

(Nahl 59)

Yaşar Nuri Öztürk Meali

Kendisine muştulananın utancından ötürü toplumdan gizlenir. Hakaret/eziklik üzere tutsun mu onu yoksa toprağın bağrına mı gömsün onu. Bakın ne kötü hüküm veriyorlar!

(Nahl 59)